Arama

Kavramcılık

Güncelleme: 27 Kasım 2012 Gösterim: 2.085 Cevap: 3
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
13 Ağustos 2012       Mesaj #1
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Kavramcılık
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar

Kavramların ve tümellerin kendinde varlıklar olmadığını, zihnin bir kurgusu olduğunu bildiren skolastik öğreti. Buna göre zihnimizdeki kavramların kaynağı, tek tek deneylerdir. İyi kavramı, bizde öncesel olarak örtülü bir biçimde bulunsa da, ona biz tek tek, iyilikleri göre göre ulaşırız. Kavramcılık, kavramları adlara indirgeyen adcılığa ve tümelleri nesnelerden bağımsız sayan gerçekçiliğe karşıdır. Onun gerçekçilikle adcılık arasında bir orta yer oluşturduğu da doğru değildir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
In science we trust.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
14 Ağustos 2012       Mesaj #2
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Kavramcılık

Sponsorlu Bağlantılar
Tümellerin gerçek anlamda bir varlıkları olmadığını ve tümellerin yerine getirdikleri varsayılan sınıflandırma işlevinin gerçekte zihindeki kavramlar tarafından gerçekleştirilmekte olduğunu savlayan; ana öğretisi “ tümeller zihinde varolan kavramlardan, bilinç tasarımlarından ibarettir” biçiminde özetlenebilecek felsefe öğretisi.

Bu tanımıyla “gerçekçilik”ten kesin bir biçimde ayrıldığını daha ilk elde ortaya koyan ‘‘kavramcılık” tümelin yalnızca bir ad olmadığını, düşüncenin temel doğasını belirten bir zihin kavrayışı olduğunu savunmasıyla kavramların gerçekliğini bütünüyle yadsıyan, kullandığımız sözcüklerin, yaptığımız tanımların, kendileri aracılığıyla düşündüğümüz tasarımların hatta konuştuğumuz dilin gerçekliğin herhangi bir yönüyle ilintili olmayıp bütünüyle “anlamsız” olduğunu öne süren “adcı” öğretiye de karşıt bir konum oluşturur.

Adcılarla tümellerin kendi başına bir varlıkları olmadığı konusunda aynı doğrultuda düşünen kavramcılar, buna karşı tümellerin ya da genel kavramların salt ağızdan çıkan birtakım boş sesler olduklarına yönelik genel adcı görüşe karşı çıkarak bunların “anlamlı sesler” olduklarına, “ağız’ da değil “zihin” de olduklarını vurgulamak için tümelleri üniversale in voce yerine üniversale in metne diye adlandırırlar.



BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
In science we trust.
eku123 - avatarı
eku123
Ziyaretçi
31 Ağustos 2012       Mesaj #3
eku123 - avatarı
Ziyaretçi
kavramcılık

Tümellerin gerçek anlamda bir varlıkları olmadığını ve tümellerin yerine getirdikleri varsayılan sınıflandırma işlevinin gerçekte zihindeki kavramlar tarafından gerçekleştirilmekte olduğunu savlayan; ana öğretisi “ tümeller zihinde varolan kavramlardan, bilinç tasarımlarından ibarettir” biçiminde özetlenebilecek felsefe öğretisi.

Bu tanımıyla “gerçekçilik”ten kesin bir biçimde ayrıldığını daha ilk elde ortaya koyan ‘‘kavramcılık” tümelin yalnızca bir ad olmadığını, düşüncenin temel doğasını belirten bir zihin kavrayışı olduğunu savunmasıyla kavramların gerçekliğini bütünüyle yadsıyan, kullandığımız sözcüklerin, yaptığımız tanımların, kendileri aracılığıyla düşündüğümüz tasarımların hatta konuştuğumuz dilin gerçekliğin herhangi bir yönüyle ilintili olmayıp bütünüyle “anlamsız” olduğunu öne süren “adcı” öğretiye de karşıt bir konum oluşturur.

Adcılarla tümellerin kendi başına bir varlıkları olmadığı konusunda aynı doğrultuda düşünen kavramcılar, buna karşı tümellerin ya da genel kavramların salt ağızdan çıkan birtakım boş sesler olduklarına yönelik genel adcı görüşe karşı çıkarak bunların “anlamlı sesler” olduklarına, “ağız’ da değil “zihin” de olduklarını vurgulamak için tümelleri üniversale in voce yerine üniversale in metne diye adlandırırlar.
images?qtbnANd9GcTFi0AGbGAOsEhqp4ZShxUod6sX JSsnK5MC7qzDddvdhjpR6mZkQ&ampt1
taklım - avatarı
taklım
Ziyaretçi
27 Kasım 2012       Mesaj #4
taklım - avatarı
Ziyaretçi
Adcılık ve gerçekçiliğe karşı olarak, kavramların genel düşüncelerden ibaret bulunduğunu ve bunların gerçek olduklarını savunmak kadar gerçek olmadıklarını savunmanın da yersiz olduğunu ileri süren Fransız düşünürü Abaelardus'un uzlaştırıcı öğretisi. İlerici ve aydın adcılıkla gerici ve bilgisiz gerçekçiliğin uzun süren tartışmaları, ortaçağın gelecek aydınlığı hazırlayan en ilginç düşünce olayıdır.

Gerçekçiler, metafizik tutumlarına uygun olarak genel kavramların gerçek olduğunu ileri sürmüşlerdi. Adcılarsa genel kavramların sadece birer sözden ibaret olduğunu ileri sürerek gerçek olmadıklarını savunuyorlardı. Ortaçağın aydın bilgini Petrus Abaelardus, kavramcılık öğretisiyle, bu çatışmayı uyuşturmaya çalıştı. Tartışma beyhudedir, diyordu, kavramlar elbette gerçek değildirler, ama gerçekliklerden çıkarıldıkları için gene elbette bir gerçeklik taşımaktadırlar.

Bunlar, adı üstünde, kavramdırlar ve bunların bu anlamda gerçekliklerini tartışmak yersizdir. Kavramların elbette nesne ve eylemlerden bağımsız olarak birer varlıkları yoktur, ama nesnel gerçeklik bilgisinin özel bir biçimidirler, bizler onlarsız (nesne ve eylemlerden soyutlanmış genel kavramlar olmaksızın) nesnel gerçekliği bilip tanıyamayız. Tümeller ne nesneden önce, ne de sonradırlar, nesnenin kendisindedirler.

Abaelardus (1079-1142) bu savıyla açıkça adcılara katılmakta, ne var ki onlardan biraz farklı olarak tümellerin ya da önsel genel kavramların nesnel gerçekliğin kavranmasında temel öğeler olduklarını ileri sürmektedir. Adcılığın geliştiricisi Oscam'lı William da Abaelardus'un bu savına katıldığından kavramcılık öğretisine son dönem adcılığı adı da verilir. İngiliz düşünürü John Locke da bu anlayışa yatkın görüşler ileri sürmüştür.