Arama

Biber Acı mıdır?

Güncelleme: 10 Ekim 2008 Gösterim: 4.669 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ekim 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Biber Acı mıdır?

Sponsorlu Bağlantılar
Biber acı değildir. Acı, tatlının tersidir ve acıya örnek olarak kininin veya greyfurdun tadı gösterilebilir. Biber acı değil yakıcıdır. Bunun tersi ise serinletici olup, buna da örnek olarak nane veya mentol gösterilebilir. Biberin yakıcılığı, içinde bulunan kapsaisin adı verilen bir tür bileşikten kaynaklanır. Bu maddenin büyük bir kısmı, biberin etli kısmında ve tohumlarında bulunur. Bu nedenle ucu pek yakıcı olmayan biberin, yenildikçe yakıcılığı daha çok hissedilir.
Kapsaisin maddesi bibere yakıcılık vermekle kalmaz, cilde temas ettiğinde tahrişe de yol açar. Hatta bu özelliğinden dolayı bazı romatizma ilaçlarının formüllerinde de kullanılır. Yeşil biber kırmızı olanından daha yakıcı değildir. Yakıcı biberler koyu renkli ve çok sivri uçludur. Biberler A ve C vitaminleri bakımından çok zengin olup, sıcak havada yenilen yakıcı biberler insanı terletirler ve terin buharlaşmasıyla insanda bir serinlik hissi duyulur.
Buna karşın, biberin içindeki kapsaisin maddesi, insanda tükürük salgısını da arttırır, solunum ve kan basıncında değişimler yaratır, bağırsaklarda emilimin azalmasına yol açar. Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda, diğer kanserojen maddelerle birlikte alındığında, karaciğer kanserinin ortaya çıkmasında, hızlandırıcı rolü olduğu konusunda ciddi kuşkular vardır.
Biberden ağzımız yanınca çoğumuz hemen su içeriz ve bir işe yaramadığını görürüz.
Peki nasıl oluyor da, biberin yakıcı tesirini su gideremiyor?
Sebebi basit, yağ ve su kesinlikle birbirlerine karışmaz. Biberlerin yakıcılık veren maddesi yağlı olduğu için, ne kadar su içerseniz için onunla birleşmez. En iyi metot ekmek yemektir. Ekmek bu yağı absorbe eder ve mideye taşır.
Bir diğer etkili yol da süt içmektir. Sütün içindeki kasein maddesi bir deterjan görevini üstlenir, biberin yağı ile karışarak ağzı temizler. Bu da yeterli değilse rakı içilmesi önerilir. Rakı da diğer alkol içeren sıvılar gibi yağı çözer ve sorunu giderir, ama sonuçları ertesi sabah ortaya çıkacak başka sorunlar getirir.


- Alıntıdır -

B.L.A.C.K - avatarı
B.L.A.C.K
Ziyaretçi
10 Ekim 2008       Mesaj #2
B.L.A.C.K - avatarı
Ziyaretçi
Acı biber yendiğinde hissedilen acı, vücudun "doğal ağrı kesici" olarak bilinen endorfin hormonunu salgılamasına yol açar.
Endorfin, aynı zamanda haz hissi de verdiği için insanlar bir süre sonra bu hazzı yeniden hissetmek için daha acı biberler yemeye başlar.
Sponsorlu Bağlantılar
Los Angeles’taki Cedars-Sinai Hastanesi Kanser Enstitüsü ve California Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, acı kırmızı biberde yoğun olarak bulunan alkaloid madde “kapsaisin”, kanserli prostat hücrelerine enjekte edildiğinde, bunların parçalanarak yok olmalarını sağlıyor.

Dünyanın En Acı Biberi Keşfedildi
A.A 'nın haberine göre Bir parça biberi ısırdıktan sonra ağzından alev fışkırdığını hisseden Paul Bosland, sodasını başına dikerken, “Bu biber bir rekoru hak ediyor” diye düşündü.Guinnes Rekorlar Kitabı yetkilileri de onunla aynı kanaate vararak, New Mexico Devlet Üniversitesinde profesör olan Bosland’ın, anavatanı Hindistan olan dünyanın en acı biberi “bhut jolokia”yı keşfettiğini onayladı.
Biberin yerel adının “ruh biberi” olduğunu belirten Bosland, “Herhalde, yedikten sonra ruhunuzu teslim ettiğiniz için bu adı vermişlerdir” tahmininde bulunuyor.
Bhut Jolokia’nın, acılık ölçmeye yarayan ve kaşifinin adını taşıyan Scoville ölçeğine göre 1.001.304 birim olduğu, bu değerin, ünlü acı biber Red Savina’nın neredeyse iki katı olduğu belirtiliyor.
New Mexico’da yetişen normal yeşil biber, yaklaşık 1500 Scoville birimi acılık taşıyor.
Scoville testi, bir miktar biber ekstresi, tadı hissedilmeyecek hale gelene kadar şekerli suyla seyreltilerek yapılıyor. Şekerli su ile biberin oranı, Scoville değerini veriyor.


Benzer Konular

26 Eylül 2012 / mustafa köse Soru-Cevap
14 Ağustos 2010 / Misafir Soru-Cevap
22 Ocak 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
25 Eylül 2015 / Misafir Taslak Konular
31 Temmuz 2009 / arife türkmen Soru-Cevap