Arama

Medya Haber - Sayfa 55

Güncelleme: 13 Ekim 2017 Gösterim: 714.077 Cevap: 1.864
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
3 Şubat 2007       Mesaj #541
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
ÖDEV SİTELERİ ÖĞRENCİLERİ OLUMSUZ ETKİLİYOR

Sponsorlu Bağlantılar
internet4a18bc6la5

ELAZIĞ - Ömer Fansa- Fırat Üniversitesi'nde (FÜ) yapılan bir araştırmaya göre, ilköğretimden lisans üstüne kadar öğrencilerin ödevleri konusunda başvuru kaynağı olarak ortaya çıkan internetteki ödev siteleri, öğrencilerin, okuma, araştırma ve kütüphaneye gitme tutumlarında olumsuz etki bırakıyor.
FÜ Eğitim Fakültesinde yurt içi ve yurt dışında tesadüfen seçilen 12 ödev sitesi üzerinde yapılan araştırmada, yurt dışında sayfası 10, yurt içinde ise genelde 2 dolardan hizmet veren bu sitelerin etkili bir mali kontrole tabi tutulması sonucuna ulaşıldı.
Araştırmayı yapan FÜ Eğitim Fakültesi öğretim görevlisi Tuncay Sevindik, internetin yaygın olarak kullanılmaya başlanmasıyla birlikte, sürekli yeni oluşumların ortaya çıktığını,ilk zamanlarda bilgi alışverişi yapılan forum sayfalarının zamanla ücretli ödev sitelerini ortaya çıkardığını söyledi.
Bu sitelerin çalışma şekilleri ve yöneticileri ile olumlu, olumsuz yönlerini araştırmak üzere çalışmaya başladığını anlatan Sevindik, bu sitelerin idarecilerinin herhangi bir pedagojik eğitim almadıklarını, genel olarak birer adet editör, grafiker, yaratıcı direktör ve bir programcıdan ibaret olduğunu kaydetti.
Sevindik, araştırmada ödev sitelerinin faydalı ve olumsuz etkilerini tespit ettiklerini belirterek,sitelerin, öğrencinin ödeve kısa sürede ulaşmasını sağladığını, zaman kazandırdığını, kütüphane imkanı olmayan öğrenciye hizmet verdiğini, araştırma konusunda internetin etkili bir şekilde kullanılmasını öğrettiğini kaydetti. Sevindik, ancak bu sitelerin öğrencinin kütüphane alışkanlığını körelttiğini, 'Nasıl olsa internette bulurum' düşüncesiyle öğretmenden danışmanlık alımını ve konunun kavranmasını engellediğini, tembelleştirdiğini bildirdi

MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
4 Şubat 2007       Mesaj #542
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
ORHAN PAMUK VE KORUMALARI

Sponsorlu Bağlantılar
Korumalı hayatı sevmedi Kahire Fuarı'nda Orhan Pamuk'a eşlik eden Mısırlı romancı Gaytani, Pamuk'un korumalardan hoşnut olmadığını belirtti.

Kahire Kitap Fuarı'nda Nobel'li yazar Orhan Pamuk'a eşlik eden Mısırlı romancı Cemal Gaytani, "Pamuk bana, fanatiklerin korkusu ile koruma altında yaşamanın hayat olmadığını söyledi" dedi.

Nobel ödüllü Orhan Pamuk'un koruma eşliğinde yaşamak zorunda kalmaktan rahatsız olduğu ileri sürüldü. Mısır'da düzenlenen Kahire Uluslararası Kitap Fuarı'nda Pamuk'a eşlik eden Mısırlı yazar Cemal Gaytani İtalyan Corriere della Sera gazetesinde yayımlanan demecinde, "Orhan bana koruma altında yaşamanın hayat olmadığını söyledi" dedi. Gaytani, Pamuk'un, gazeteci yazar Dink'in öldürülmesinden sonra meydana gelen gelişmeleri konuşmak istemediğini hatırlatarak şunları söyledi: "Bu konuyu konuşmamayı tercih ediyor. Fuar sırasındaki söyleşileri ve görüşmelerinde de başka konuları konuşmayı yeğledi. Ben Pamuk'a 'Hayatın nasıl?' diye sordum. 'Hoşuma gitmiyor. Elbette köktendincilerin korkusu ile koruma eşliğinde yaşamak elbette hayat değil' dedi. Ardından yine konuşmamayı yeğledi." Mısırlı yazar Gaytani, Orhan Pamuk'un Mısır seyahatinde korumasız olarak Kahire'yi gezebilmekten çok memnun olduğunu belirtti. Ünlü Mısırlı yazar Mahfouz'un mirasçısı olarak da tanınan Gaytani, Pamuk'u, isteği üzerine, Kahire'de ünlü yazar Mahfouz'un romanlarının geçtiği yerlere de götürdüğünü söyledi.
YASEMİN TAŞKIN-SABAH

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
4 Şubat 2007       Mesaj #543
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bayraklı fotoğraf katili unutturdu

ogunbayrak

Ogün Samast'ın bayraklı görüntülerini kimin çektiği tartışması, cinayetin önüne geçti. Jandarma "Görüntülerin Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi çay ocağında çekildiği" açıklamasını yaptı. Emniyet Sözcüsü Çalışkan ise "Kurumların basın önünde birbirini suçlaması doğru değil" dedi.

GAZETECİ Hrant Dink'in katili Ogün Samast'ın "Vatan toprağı kutsaldır kaderine terk edilemez" yazısı önünde çekilen fotoğrafının ardından görüntülerinin de TGRT'ye sızdırılıp televizyonda yayımlanması jandarma ve emniyet arasında karşılıklı bir suçlama furyasının başlamasına neden oldu. İki güvenlik kurumu arasındaki "Görüntüleri kim sızdırdı" çatışması, Dink cinayeti soruşturmasını gölgede bıraktı.

JANDARMA'DAN SERT AÇIKLAMA

Samsun'da çekilen görüntülerin televizyonlar ve gazetelerde yayınlanmasının ardından dün sabah Jandarma Genel Komutanlığı Genel Sekreterliği sert bir yazılı açıklama yaptı. Samast'ın görüntüsünün çekilerek "kahraman" gibi gösterilmeye çalışılmasıyla ilgili değerlendirme yapılmayan açıklamada, Samast'ın fotoğraf ve görüntülerinin jandarma karakolunda değil Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü çay ocağında çekildiği vurgulandı ve "24 Ocak 2007'de yapılan basın açıklamasında da kamuoyuna açık ve net bir şekilde duyurulduğu gibi söz konusu fotoğraf ve görüntüler hiçbir şekilde jandarma karakolunda çekilmemiştir" denildi. Açıklamaya şöyle devam etti:

ÇAY OCAĞINDA ÇEKİLDİ

"Halen Samsun'da incelemelerine devam eden İçişleri Bakanlığı müfettişlerince 1 Şubat 2007 günü saat 17.50'de olayla ilgili olarak tanzim edilen 'tespit ve beyan tutanağı'nda da televizyonda yayınlanan görüntülerin Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü çay ocağında çekildiği açıkça belirtildi. Görüntülerde yer alan jandarma personeli, zanlıyı, emniyet müdürlüğüne teslim etmekle görevli olan personeldir.

Müfettişlerce tespit ve beyan tutanağının düzenlenmesinden hemen sonra görüntülerin, kaynak belirtilmeden ve jandarma karakolunda çekildiği ifade edilerek TGRT kanalına servis edilmesi, bu tertibin arkasında olanların niyet ve maksatlarını göstermesi açısından son derece düşündürücü ve endişe vericidir.

Bu itibarla; kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getiren basın yayın kuruluşlarının, basın meslek ilkelerine uygun hareket etmeleri ve TSK'yı yıpratmaya yönelik maksatlı girişimlere karşı daha fazla hassasiyet göstermeleri beklentimizdir."

EMNİYET: ŞIK OLMADI

Jandarmanın açıklama yaptığı dakikalarda kameraların karşısına çıkan Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, "Kurumların basın önünde birbirlerini suçlamaları doğru değildir. Jandarma veya polis olsun bu ülkenin önemli kurumlarıdır, kurumların ahenk içerisinde çalışması önemlidir. Görüntülerin böyle sızdırılması da şık olmamıştır" dedi. Çalışkan, toplantısında gazetecilerin Dink suikasti ile ilgili sorularını yanıtladı. Sözcü Çalışkan, "Görüntüler televizyonda yayınlandıktan sonra müfettişlerimiz bu konuda kim çekmiş, niye çekmiş, neden çekmiş konusunda tüm konuların hepsi aydınlanacaktır" dedi.

Çalışkan, İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah'ın görevden alınması konusunda kendisinde bir bilgi bulunmadığını söyledi. Çalışkan, müfettiş soruşturması devam ederken, görüntülerin medyaya verilmesinin uygun olmadığını belirtti.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Şubat 2007       Mesaj #544
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Newsweek'ten ilginç iddia: Türkiye'nin müdahala olasılığı artıyor
ABD'nin PKK'nın baskınlarına kayıtsız kaldığını, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki PKK üslerine karşı sınır ötesi operasyonu yapması olasılığının arttığı öne sürüldü


Newsweek'te bir makalesi yayınlanan, ABD'nin tanınmış düşünce kuruluşlu Brookings Institution'dan Ömer Taşpınar, Dışişleri Bakanı Gül ve Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın Washington ziyaretlerinin "rastlantı olmadığı"nı, görüşmelerde operasyon konusunun alınacağını da belirtti. Taşpınar, olası tek taraflı bir müdahale için "Türkiye'nin sıkıntılı Avrupa yolculuğuna adeta sona erdirebilir ve ABD ile dev bir kriz yaratır" yorumunu yaptı
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün ABD ziyaretinin hemen öncesi Newsweek dergisinde bir makale yayınlanan ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Brookings Institution'dan Ömer Taşpınar, Türkiye'nin sınır ötesi operasyonu gerçekleştirme olasılığının arttığını savunurken Kuzey Irak'taki PKK varlığı ve ABD'nin bu konuda bir şey yapmamasının Türkiye ile İran'ı birleştirdiğini de öne sürdü.
Ömer Taşpınar, "Türkiye'nin gözü Şii hilalinde" başlıklı makalesinde Batı'dan gelen tehdidinin karşısında İran'ın Türkiye'ye yakınlaşma yoluna gittiğini ve bu konuda oldukça başarılı olduğunu belirterek "Nedeni, Ankara ve Tehran'ın kendilerini birleştiren ortak bir davaları var: Kuzey Irak'ta faaliyet gösteren Kürt gerillaları ve Amerika'nın bu konuda bir şey yapmamasıdır" diye yazdı.
Bu aşamada Türkiye ile İran arasında bir "antant"tan söz etmek için henüz erken olduğunu ifade eden Taşpınar, ancak İran'ın belli ki Türkiye'yi Batı ile geleneksel bağlarından uzaklaştırmaya çalıştığını ve bu amaca ulaşmak için PKK'nın İran için bir kart oluşturabileceğini kaydetti.
ABD GÜÇLERİ PKK BASKINLARINA KARŞI HİÇ BİR ŞEY YAPMIYOR
İran yetkililerinin son dönemde PKK terörünün iki ülke için yarattığı sorunları çok vurguladıklarına dikkat çeken Taşpınar, "Verilen sayısız sözlere karşın bölgedeki ABD güçleri, (PKK'nın) sınır ötesi baskınları önlemek için hiçbir şey yapmıyor" değerlendirmesini yaptı.
Halbuki, iki ülkenin basınına göre İran Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Ali Larijani ve başka İranlı yetkililerin, PKK'ya karşı "büyük bir ortak askeri operasyon"un yapılması avantajlarını Türk muhataplarına anlattıklarına dikkat çekildiği makalede şöyle devam edildi:
"O kadar dramatik bir şeyin yakında gerçekleşeceği gibi gözükmüyor. Ancak açıktır ki bir Türk müdahalesi olasılığı artıyor. Bunun, Türk Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Washington ziyaretlerinde ele alınacak bir konu olduğu kesin. Ve aynı biçimde açık ki İran'ın kışkırtmak için her türlü teşviki var. Kuzey Irak'a bir müdahale, Türkiye'nin sıkıntılı Avrupa yolculuğuna adeta sona erdirebilir ve ABD ile dev bir kriz yaratır. Brüksel ve Washington'dan dışlanmış olan bir Türkiye, İran'a karşı Batı'nın çizgisini izlemede daha az yarar görür."
KÜRTLERİN ÇIKTIĞI YOLCULUĞUN SONU BELLİ: BAĞIMSIZLIK
Ömer Taşpınar, TBMM'nin kısa bir süre önce Irak konulu gizli bir oturum yaptığına, Türk askerlerinin son 20 yılın önemli bir bölümünü PKK ile savaşarak geçirdiğine, 40 bin kişinin öldüğüne ve 150 milyar dolara yakın bir harcama yapıldığına işaret etti.
Ancak Ankara'nın PKK'yı sadece "daha büyük bir sorunun bir parçası" gibi gördüğünü belirtirken Türkiye'nin Kuzey Irak'taki bağımsız Kürt devleti kaygılarına da değinen Taşpınar, "Washington ile ortaklığından cesaret alan Iraklı Kürtler, son durağı belli olan bir yolculuğa çıkmış bulunuyorlar: petrol zengini Kerkük'ün başkenti olacağı bağımsız bir Kürt devleti. Bu Kürt devleti de, Türkler'in kabusudur" yorumunu yaptı.
Taşpınar, TBMM'nin gizli oturumunun Kerkük'e odaklanmasının "iyi bir işaret olmadığı"nı savunarak Kerkük'te bir referandum ve bir nüfus sayımı planlanırken durumun çok kolay alevlenebileceği uyarısını da yaptı. İran'ın ise, Kandil'i bombaladığını ve yakaladığı PKK'lıları Ankara'ya iade ettiğini kaydeden Taşpınar, haberlere göre İranlıların Ankara'ya önerdikleri belirtilen "koordine bir askeri operasyon"un da, "çok büyük öngörülemeyecek sonuçları olan bir tırmanış" anlamına geleceğini yazdı. Taşpınar söyle devam etti: "Gül ve Büyükanıt'ın Washington'a ziyaretleri rastlantı değil. Görüşmeler, Bush Yönetimi'nin Iraklı Kürdistan'daki istikrara ilişkin laflara son vermeli. ABD kuvvetleri, PKK'ya karşı kararlı bir biçimde hareket geçmedikçe Türkler, Ankara'nın işine el koyacağı uyarılarını yapacak. Bu, bir seçim yılı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, çoğu askeri müdahaleden yana olan siyasi rahiplerine karşı ulusalcı ehliyetini göstermek için her türlü teşviki var. Ve bu, kaçınılmaz olarak Türkiye'yi İran'a doğru itecek ve sonunda Amerika'ya karşı görülmemiş bir Sünni-Şii hayal kırıklığı eksenini bile yaratabilir."




Irak'ta kanlı saldırı: 135 ölü
Amerikan yönetiminin şiddet önlemlerine bir türlü çare bulamadığı ve strateji değiştirmek zorunda kaldığı Irak'ın başkenti Bağdat dün Mart 2003'teki işgalden beri en kanlı ikinci gününü yaşadı.
Şehrin merkezinde bir pazar yerine park edilen kamyona yerleştirilen bombaların patlaması sonucu en az 135 kişi öldü, 310'dan fazla kişi de yaralandı. Ölü ve yaralı sayısının artabileceği, enkaz altında birçok cesedin bulunduğu belirtildi. Saldırı, ABD işgalinden bu yana tek bir patlamada en fazla ölümün gerçekleştiği patlama oldu. Şiilerin çoğunlukta olduğu el Sadriye'deki patlama, halkın sokağa çıkma yasağı başlamadan önce alışveriş yapmaya çalıştığı sırada yaşandı. Patlamayla birlikte, pazar yerindeki birçok dükkan yerle bir olurken, yaralılar hastanelere ilkel şartlarda kaldırıldı. Kurtarma görevlilerinin kamyonetlere yığdığı cesetler de morglara taşındı. Irak Başbakanı Nuri El Maliki, olaydan, idam edilen Saddam Hüseyin yandaşlarının sorumlu olduğunu savundu.
Hükümet sözcüsü Ali El Dabbah da saldırıları gerçekleştiren direnişçilerin en az yarısının Suriye'den ülkeye sızdığını öne sürdü. Amerikan yönetimi ise saldırının büyük bir kıyım olduğunu açıkladı ve Irak hükümetine desteğini vurguladı. Saldırının, 'Irak'ta iç savaş unsurları görülüyor' ifadesinin kullanıldığı Amerikan istihbarat raporunun yayınlanmasından bir gün sonra düzenlenmesi dikkat çekti. Amerikalılar ve Irak güçlerinin ortaklaşa yapacağı ve başkenti huzura kavuşturmayı öngören büyük operasyon öncesinde militanların mümkün olduğunca çok saldırı düzenlemeye çalıştığı belirtiliyor. Kasım 2006'da Sadr semtinde bomba yüklü 6 araçla düzenlenen saldırılarda ise 202 kişi hayatını kaybetmişti.
Kerkük'te 7 patlama: 4 ölü Kerkük'ün statüsünü belirlemek için bu yıl yapılması planlanan referandum konusundaki tartışmalar devam ederken, kentte gerilim giderek tırmanıyor. Kuzey Irak'taki Kürt yönetiminin kendisine bağlamaya çalıştığı Kerkük'te dün yedi saldırı gerçekleşti. Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin lideri olduğu Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği Partisi ile Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin başkanı Barzani'nin lideri olduğu IKDP binalarının da hedef alındığı belirtilirken, bomba yüklü araçlarla gerçekleştirilen saldırılarda 4 kişi öldü, 37 kişi de yaralandı. Iraklı Kürtler, Kerkük'ün referandumla Kürdistan bölgesine bağlanmasını istiyor. Ankara'nın desteklediği Türkmenler ve Araplar ise 2003'teki işgal sonrası kente yoğun bir Kürt göçü yaşandığına dikkat çekerek, referandumun sonucunun geçerli olmayacağını belirtiyor. Bu arada, ABD'de resmî istihbarat kuruluşlarının ortak çalışmasıyla hazırlanan Irak'a ilişkin Ulusal İstihbarat Tahmini raporunda, ABD'nin bu ülkeden kısa sürede çekilmesi durumunda, Kürtlerin Kerkük'ü ele geçirme ve özerkliklerini genişletme çabalarının, Türkiye'nin askerî müdahalesine yol açabileceği ifade edildi. Bağdat, Kerkük, Cihan

Tacikistan, Mevlânâ Yılı'nı üst düzeyde kutlayacak
2007'nin 'Mevlânâ Yılı' ilan edilmesi vesilesiyle Mevlânâ'nın 800. doğum yıldönümü Tacikistan'da devlet seviyesinde çeşitli etkinliklerle katılacak.Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahmanov, 800. doğum yıldönümünde Mevlânâ'yı kendisine yakışır şekilde hükümet olarak en üst düzeyde anacaklarını bildirdi. Rahmanov, bu çerçevede 7-8 Eylül 2007 tarihlerinde dünyanın önde gelen ilim adamlarını bir araya getirecek uluslararası konferans düzenlenmesi ve Mevlânâ'nın eserlerinin 5 dilde basılması teklifinde bulundu. Diyalog Avrasya Platformu Genel Sekreteri Erkam Tufan Aytav'ı kabul eden İmamali Rahmanov, kutlamaların en üst düzeyde geçirilmesi için tüm imkânları seferber edeceklerini belirtti. Mevlânâ'nın hem Türk hem de Tacik halkının ortak gururu olduğunu ifade eden Aytav da "Mevlânâ'nın gerçekten kim olduğunu ve Mevlânâ felsefesinin ne anlama geldiğini Türkiye-Tacikistan işbirliği ile düzenlenecek forum ile dünyaya tanıtma fırsatı bulacağız." diye konuştu. Genel Sekreter Aytav, Konya ile Tacikistan'ın Kurgantepe şehirlerinin "kardeş şehir" ilan edilmesi için teklifte bulunacaklarını kaydetti. Tacikistan'ın güneyindeki Kurgantepe, Mevlânâ'nın dünyaya geldiği şehir olarak biliniyor. Kutlamalarının organizatörlüğünü Tacikistan hükümeti, Tacikistan Bilimler Akademisi, Diyalog Avrasya Platformu ve Şelale Eğitim Kurumları üstlendi. Umed Mevlanov, Duşanbe, Cihan
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Şubat 2007       Mesaj #545
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
3 kişiydiler

Medya Haber clear pixel

Polisin ulaştığı yeni kamera kayıtları ve tanıklara göre olay yerinde Samast’ın yanında en az iki kişi daha vardı
clear pixel
04.02.2007
Hrant Dink cinayetinde Ogün Samast’ın yalnız olmadığı ve cinayet anında en az 3 kişinin daha bulunduğu ve tetikçinin Yasin Hayal olabileceği iddiaları soruşturmanın seyrini değiştirecek boyut kazandı. İki görgü tanığının ifadeleri ve kamera kayıtlarına dayanılarak ortaya atılan iddialara göre, Dink’i vuran mermi Ogün Samast’ın silahından değil, Yasin Hayal veya ona çok benzeyen bir başkasının silahından çıktı. VATAN’a konuşan üst düzey bir savcılık yetkilisi tanıkların ifadelerinin henüz doğrulanmadığını ancak soruşturmanın sürdürüldüğünü söyledi. Yetkili, “Yasin Hayal’in olay günü Trabzon’da olup olmadığı” sorumuza ise “Deliller var” yanıtını verdi.

Derin çürüme çürütmesin
Dink’in ailesi ve avukatı olay yerindeki kamera kayıtlarını yeniden izledi. Dink’in ailesi, ihmaller zinciri ve skandallarla günyüzüne çıkan derin çürümenin soruşturmayı da çürütmemesi için tanık ifadelerinin dikkate alınmasını istiyor. İşte suikast anına ilişkin görgü tanıklarının ifadeleri...

İddia 1 - Hrant Dink’i vuran Ogün Samast değil mi?
Adı açıklanmayan sürpriz bir kadın tanığın ifadesine göre Yasin Hayal de cinayet günü Ogün Samast’ın yanındaydı. Emniyette yaklaşık 9 saat izlediği kamera görüntülerine dayandırdığı ifadesine göre süpriz tanık, cinayet anını şöyle anlattı: “Ogün Hrant Dink bankadan çıktığında yanına orta yaşlı, esmer bir kişi geldi. İkinci bir kişi gelip konuşmaya katıldı. O sırada Dink’in karşısına Ogün Samat çıkıp tabancasını dorulttu, ancak tetiği çekmedi. Dink eli silahlı bu kişiye bakarken, arkadan çizgili kazaklı, siyah montlu ve açık renk pantolonlu kişi Dink’e arkasından 3 el ateş etti.”

İddia 2 - Suikastçı sayısı iki kişiden de mi fazlaydı?
Biraşka görgü tanığı ise Hrant Dink’in oğlu ve avukatının da izlediği görüntülere dayandığırdığı ifadesinde şu bilgileri ileri sürdü: “Olay sırasında suikastçıların sayısı 4-5 kişiydi. Hrant Dink çıktığı an hepsi birden hareketlendi. Yasin Hayal de oradaydı, üzerinde ise yine Mc Donald’s saldırılarından sonra yakalandığı gün giydiği kazak vardı.”

İddia 3 - Peki grubun lideri kimdi?
Yine aynı görgü tanığı ifadesinde grubu 40-45 yaşlarında olan bir kişinin yönettiğini ileri sürüyor: “Grubu yöneten kişi Yasin hayal değil. Lider olan kişi 40-45 yaşlarındaydı. Bir bahaneyle Dink’i durdurdu. O sırada Yasin Hayal arkadan, Ogün Samast önden yaklaştı.”

İddia 4 - Samast neden koşarak kaçtı?
Aynı ifadelerde, yine kadın tanığın ifadesindeki gibi Ogün Samast’ın tetiği çekmediği belirtiliyor. Bu tespit ise şöyle: “Olay sırasında Ogün Samast’ın silahı ateşlenmedi. dink’in yere düşüş anı var, ama görüntülerde tetiği kimin çektiği belli değil. Samast bağırarak kaçmaya başlıyor. Yasin Hayal ve grubun lideri olan kişi yanlarındakilerle birlikte hemen yakınlardaki bir inşaata giriyorlar.”

İddia 5 - Yasin Hayal bir gün önce de keşfe mi geldi?
Görgü tanıklarının izlediği kayıtlarda cinayetten bir gün öncesinin görüntüleri de var. Kayıtlarda yine ifadelerde yer alan bu 4-5 kişi Agos gazetesinin etrafında dolaşıyor. Polisin de araştırdığı kamera görüntülerine göre Yasin Hayal, Ogün Samast’ın önünde yürüyor.

İddia 6 - Polis Yasin Hayal’li kaseti neden sakladı?
Yasin Hayal, üzerinde yine Mc Donald’s’ı bombaladığı gün giydiği çizgili kazak, koyu renk bir mont ve açık renk bir pantolonla Agos’un köşesindeki ağacın yanında duruyordu. Cinayetten birkaç dakika önceydi ve sürekli telefonda konuşuyordu.

Olayın ikinci görğü tanığı olan Tunç Erden Yakar ancak ısrarları üzerine kamera görüntülerini izleyebildi. Yakar ifadesinde şöyle dedi: “Bir polis bilgisayardan kamera görüntülerini izletirken görüntülerdeki kişi Yasin Hayal’di. Ancak başka bir polis elinde kasetlerle gelip ’Yanlış kasetleri izlettin’dedi. Ama o görüntülerde Yasin Hayal yoktu. Dink’in ailesi ve avukatıyla da aynı kasedi izledik, bu görüntülerde ikinci kişi yoktu. Israrım üzerine Yasin Hayal’in olduğu ikinci bir kaset getirildi.”

İntihar etmesin diye çarşaf bile serilmedi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ın Bayrampaşa Cezaevinde, diğer tutuklulardan farklı bir muameleye tabi tutulmadığını söyledi. Engin, şunları kaydetti: “Haberlerde yer aldığı gibi kesinlikle bu hücrenin boyatılması, halılar serilmesi, televizyon konulması gibi uygulamalar söz konusu değildir. Bırakınız ipek çarşaf serilmesini, bu tür tutukluların intihar eğilimi suretiyle yatağına çarşaf bile serdirilmemiştir. ’102 ekran televizyon’, diyorlar. Orada televizyonun takılacağı priz dahi yoktur.”

Polis Erhan Tuncel’I üniversiteye bile sormamış
Gazeteci Hrant Dink suikastının azmettiricisi “abi” Erhan Tuncel’in Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) öğrencisi olmasına rağmen polis soruşturması sırasında Rektör Prof Dr

İbrahim Özen’den hiçbir bilgi istenmediği ortaya çıktı. KTÜ Rektörü Prof Dr İbrahim Özen “Tuncel’le ilgili bilgi almak için odama ilk gelen siz oldunuz” dedi. Özen “29 dersten başarısız olduğu bilgisine sahibiz. Ancak öğrenci dosyasında siyasi bir soruşturma ve disiplin cezası yok.”

Trabzonspor “bere” davası açacak
Trabzonspor Kulübü, ulusal bir gazetede yer alan ve kaptan Hüseyin Çimşir’in beyaz bereyle antrenmana çıkmasını eleştiren haberle ilgili söz konusu gazeteye dava açmaya hazırlanıyor. Gazetede, “Beyaz Bereli Hüseyin” başlığıyla yer alan ve Hüseyin’in takımın düz koşusu sırasında beyaz bereyle çekilmiş fotoğrafının bulunduğu haberde, Hüseyin’in, Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ınkine benzeyen beyaz bir bereyle antrenmana çıkmasının dikkat çekici olduğu vurgulanmıştı. Hüseyin’in “Böyle saçma birşeyle suçlanacağım aklıma gelmemişti. Bu bereleri ilk defa takmıyoruz” dediği öğrenildi.

MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
4 Şubat 2007       Mesaj #546
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi

ALINTIDIR..


BAYRAK YAKILIRMI?YAZIKLAR OLSUN

İĞRENÇSİNİZ
....

SİZ DAHA BAĞIRIN HEPİMİZ ERMENİYİZ DİYE BEN BAĞIRMAM BEN ÖZBE ÖZ ÖLENE KADAR TÜRK'ÜM

TürkiyemTürkiyemTürkiyemTürkiyemTürkiyem

YAZIKLAR OLSUN ALIN SİZE HRANT ALIN SİZE ERMENİ

Msn MadMsn MadMsn MadMsn MadMsn Mad

Geçtiğimiz hafta suikasta kurban gazeteci Hrant Dink için Tahran'daki Ermeni kilisesinde düzenlenen ayin, Türkiye aleyhtarı gösteriye dönüştü.
ermeniprotestosu

Tahran'daki Kuzey İran Ermeni Kilisesi'nde düzenlenen yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı ilk tören kilisenin içerisinde gerçekleşti. Törende, İran Ermenileri lideri Serksyan, Ermenice yaptığı konuumada, Türkiye devletinin Ermenilere yönelik siyasetini kınadı. Serksyan konuşmasında, Dink’in Ermeni davası ve Ermeni tarihini araştıran bir gazeteci olduğunu vurguladı.

Kilisenin avlusunda yapılan ikinci törende ise daha çok siyasi ağırlıklı konuşmalara yer verildi. Konuşmacılar, Hrant Dink'in Türkiye’de sevilen özgürlükçü bir gazeteci olduğunu ifade etti.

Kilise avlusunda yapılan törende Dink'in konuşmaları, hayatı ve cenaze merasiminden görüntülerden oluşan bir sinevizyon da gösterildi. Konuşmalardan sonra kilisenin bahçesindeki sözde Ermeni soykırım anıtına çiçek koyan ve mumlar yakan Ermeni cemaat, Türk bayrağını da ateşe verdi. Ayine katılanlar, Farsça ve Ermenice sloganlar da attı.

Bir ermeni öldü binlerce kişi yürüdü,Her sene binlerce ŞehitVeriyoruz Neden o zaman yürümüyonuz

aslını bilmeyen Türk kılıklı ZAVALLILAR
Sen cenaZesinde yürüdün,Onlar Bayragını yaktı..Elinizde bizde ermeniyiz bizde Hrand Dink'iz diyodunuz,Bayragını yaktılar lan Bayragını...!

''Allah Türkü Korusun''
turk 10
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Şubat 2007       Mesaj #547
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Başbakan: 'Yağdır mevlam kar'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Hakaretten başka söyleyecek sözü olmayanlarla bu ülke bir yere gitmez” dedi.


Başbakan Erdoğan, İzmir'de, çevre yolu açılışı, toplu açılış ve temel atma törenine katıldı. Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin her yerinde yapılan hastane, yol, adalet sarayı açılışlarında ve toplu konut anahtar teslim törenlerinde ayrı bir heyecan duyduğunu söyledi. Bu törenlerle ülkenin aydınlık yarınlarına yönelik umutların arttığını kaydeden Erdoğan, AKP hükümeti olarak gece gündüz çalıştıklarını ifade etti.

Kar ve yağmur yağışı altında gerçekleşen törende su sorununa da değinen Erdoğan, “Sabah kar yağışını gördük, sevindik. Devamını istiyoruz, 'yağdır mevlam su' diyorduk ya şimdi de 'yağdır mevlam kar' diyoruz. Çünkü, Ege, son dönemlerin en kurak günlerini yaşıyor. Ege ve İzmir suya hasret kaldı. İnşallah yağacak yağmur ve karlarla, Ege hasret kaldığı suyu bulmuş olur” dedi.

EĞİTİME VERİLEN ÖNEM

AKP hükümetinin eğitime özel bir önem verdiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, eğitim ile ilgili yatırımların kendisini daha çok heyecanlandırdığını dile getirdi. Bütçede en büyük payı eğitime ayırdıklarını belirten Erdoğan, AKP hükümetinden önce okuma-yazma oranının yüzde 80 dolayında olduğunu kaydetti.

Erdoğan, “Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmayı hedefleyen Türkiye'de bu olmamalı, cehaleti ayaklar altına almış bir medeniyetin mensupları olarak, okuma-yazma bilmeyen bir ferdin kalmamasını istiyoruz. Yaptığımız çalışmalarla okuma-yazma oranının yüzde 90 seviyesine çıkardık. Hedefimiz yüzde 100'e çıkarmak” diye konuştu.

SOSYAL GÜVENLİKTEKİ TEK ÇATI

Sosyal güvenlik kuruluşlarını aynı çatı altında toplayacak kanunun Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından TBMM'ye iade edildiğini hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu kanunu Mecliste yeniden ele alacağız. Her doğan sigortalı doğacak, 18 yaşına kadar güvencede olacak. Maalesef, ana muhalefet, Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Sosyal güvenlik noktasında bu kadar önemli bir adım asla geri çevrilemezdi.

Biz, 'memuru, işçisi, BAĞ-KUR'lusu hepsini bir çatı altında birleştirelim, adaletsizliklerden uzaklaştıralım' dedik. Bu ülkede işçisiyle, memuruyla, BAĞ-KUR'lusuyla el ele olmadıkça 'her şey Türkiye için' demedikçe bir yere varmak mümkün değil.

Diyorlar ki, 'Türkiye'nin borcu çok'. Bunu söylerken ekonomiyi bilmek lazım. Senin GSMH'nen nedir, ona göre hesabını yaparsın. Atalarımız 'Borç yiğidin kamçısıdır' derken işte buradan hareketle bunu söylüyorlar. Olay bu... Gücünüz varsa rahat borçlanırsınız. Dünyanın en borçlu ülkeleri neresi derseniz ABD çıkar, Japonya çıkar.”

Türk lirasından altı sıfır atıldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, asıl devrimin bu olduğunu söyledi. Bugüne kadar her hükümetin bu konuyu gündeme getirdiğini, ancak yapamadığını kaydeden Erdoğan, hükümetinin ise vaat ettiğini gerçekleştirdiğini dile getirdi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Dayanışma içinde olmamız lazım. İçeride ve dışarıda yapacağımız işler varken, 'kalkınmada şunu yaparsanız güzel olur' diyecek sözü olmayanlarla, hakaretten başka söyleyecek sözü olmayanlarla bu ülke bir yere gitmez. Biz bir şeye inandık, 'Her şey Türkiye için' dedik ve yol koyulduk. Bu hedefi de başaracağız.

2013 yılında, inşallah, kişi başına 10 bin dolarlık milli geliri yakalayacağız, ondan sonra da Türkiye'yi tutana aşk olsun.”

Erdoğan, konuşmasının ardından Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve milletvekilleriyle canlı bağlantılarla İzmir Çevre Yolu, Dr. Behçet Us Çocuk Hastanesi Genel Cerrahi ek binası, Gülsefa Kapancıoğlu Lisesi, Aliağa Cumhuriyet İlköğretim Okulu ek binası, Bornova Osman Çınar İlköğretim Okulu ek binası, Buca Ali Kuşçu İlköğretim Okulu ek binası, Karşıyaka Lamia Karaer İlköğretim Okulu ek binası, Konak Emirsultan İlköğretim Okulu ek binası ve Menderes Karakuyu İlköğretim Okulu'nun ek binasının açılışını yaptı; ayrıca Nevval-Salih İşgören Eğitim Kampüsü'nün temelini attı.

Erdoğan, törenin ardından, açılışı yapılan İzmir Çevre Yolu'nda makam aracını kullandı.



Taliban savaşa başlamak üzere!

Taliban komutanı: "Hazırlıklarımızı yüzde 80 oranında tamamladık, savaşa başlamak üzereyiz" dedi.


Afganistan'daki Taliban güçlerinin önde gelen komutanlarından Molla Hayatullah Han, halkın yüzde 95'inin desteğine sahip olduklarını ve yakında yabancı güçlere karşı savaşa başlayacaklarını söyledi. Taliban komutanı, intihar saldırılarını da arttıracakları tehdidinde bulundu.

Reuters muhabirine Pakistan sınırındaki gizli bir üs'te dün açıklama yapan Molla Hayatullah Han, Amerikalı ve yabancı güçlerle savaşmak için hazırlıkların yüzde 80'ini tamamladıklarını söyleyerek, "Savaşa başlamak üzereyiz" dedi.

Afganistan'ın güneyinde giderek güç kazanan Taliban, Perşembe günü Musa Kale kasabasını ele geçirmişti. NATO ise kasabayı geri almak için dün gece saldırı başlattı.

'SAVAŞI MOLLA ÖMER YÖNETİYOR, EL KAİDE IRAK'LA MEŞGUL'

Hayatullah Han, Taliban lideri Molla Ömer'in Afganistan'da Karzai hükümetine bağlı birlikler ve yabancı güçlere karşı savaşı yönettiğini söyledi. El Kaide ile üst düzey bağlantıların sürdüğünü ifade eden Taliban komutanı, örgütün şu anda daha çok Irak'la ilgilendiğini kaydetti. Hayatullah Han, "Şimdi tüm El Kaide mücahitleri Irak'ta. Önceden bizimleydiler ama şimdi Afganistan'daki cihadda sadece Afgan Taliban güçleri etkin" ifadelerini kullandı.

Afganistan'ın tüm vilayetlerinde merkezlerinin bulunduğunu söyleyen Hayatullah Han, Pakistan'da ise faaliyet göstermediklerini öne sürdü. Molla Hayatullah Han, "Pakistan bize zarar verdi, kardeşlerimizi Amerikalılara teslim etti" derken, İslamabad yönetiminin sınıra mayın ve dikenli tel döşemesinin kendilerini etkilemeyeceğini ifade etti. Hayatullah Han, savaşlarının tamamen Afganistan içerisinde sürdüğünü dile getirdi.

Afganistan'da ABD önderliğindeki yabancı güçler, 2006'da 5 yıllık işgalin en sert direnişiyle karşı karşıya kalmıştı. Hayatullah Han, geçen hafta yaptığı açıklamada bu yılın yabancı güçler için en kanlı yıl olacağı tehdidinde bulunmuştu.

Afganistan'da NATO'nun 33 bin askerinin yanı sıra bu güçten bağımsız hareket eden 10 bin Amerikan askeri bulunuyor.
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
4 Şubat 2007       Mesaj #548
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
4 BÜYÜK KENTTE BARAJLARIN DOLULUK ORANI % 25

baraj

ANKARA - Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Prof. Dr. Veysel Eroğlu, İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi büyük şehirlere içme suyu veren barajların aktif doluluk nispetinin 2 Şubat 2007 itibariyle yüzde 25 civarında bulunduğunu bildirdi.
Sulama barajlarına bakıldığında doluluk bakımından şu anda Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve Batı Karadeniz bölgelerinde herhangi bir sıkıntı bulunmadığını anlatan Eroğlu, Atatürk, Batman ve Dicle barajlarında su seviyesinin normal olduğunu ve bir problem bulunmadığını bildirdi.

Doğu Akdeniz, Konya Ovası, İç Anadolu ve Büyük Menderes Havzasında bir miktar su eksiği bulunduğunu kaydeden Eroğlu, ''Ancak unutulmamalıdır ki ülkemizde yağışların yüzde 55-60'ı Nisan-Mayıs aylarında gelmektedir. Dolayısıyla şu an için Türkiye'nin hiçbir bölgesinde kuraklık söz konusu değildir'' diye konuştu.

İçme suyu temini konusunda da bilgiler veren Eroğlu, içme suyu maksatlı barajların doluluk oranının İstanbul'da yüzde 53,5, Ankara'da yüzde 9,3, İzmir'de yüzde 30,1, Bursa'da yüzde 27,6 seviyesinde olduğunu söyledi.
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
5 Şubat 2007       Mesaj #549
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
''BÖLGEDE TÜRKİYE'YE ALTERNATİFİZ'
rumkesimi12cf00sj1

LEFKOŞA - Kıbrıs Rum yönetimi Dışişleri Bakanı Yorgos Lillikas, Kıbrıs Rum tarafının bölgede, Türkiye'ye karşı bir alternatif olduğunu iddia etti.
Türk Ajansı-Kıbrıs'ın (TAK) haberine göre, Lillikas, 22 Ocak 2007 tarihinde Brüksel'deki Transatlantic Institute'de, ''The Cyprus Problem After The Accession of Cyprus to the European Union'' (Kıbrıs -Rum kesiminin- AB'ye girmesinden sonra Kıbrıs Sorunu) konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Kıbrıs Rum yönetiminin petrol arama çalışmaları ve Mısır ile Lübnan arasında ''Ekonomik Münhasır Bölge'' anlaşmaları imzalamaktaki gerçek amacını açıkladı.
''Ortadoğu'da geliştirdikleri ilişkilerin, Türkiye'ye karşı gerçek bir alternatif olduklarının göstergesi olduğunu'' savunan Lillikas, konuşmasında, Kıbrıs Türk tarafının ayrı devlet peşinde koştuğunu ve bu nedenle gümrük noktaları, bayraklar ve semboller yarattığını öne sürdü.
Kıbrıs Türkleri'nin ''Kıbrıs Cumhuriyeti''nin yasal ortak üyesi değil de Kıbrıs'ta yaşayan Maronit ve Ermeniler gibi azınlık olduğunu savunan Lillikas, Kıbrıslı Türklere Doğrudan Ticaret Tüzüğü ile ilgili gözdağı da verdi. Lillikas, ticaretin Kıbrıs Rum yönetiminin rızası ile uygulanabileceğini savundu.

a.a.
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
6 Şubat 2007       Mesaj #550
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
06--02--2007

**
İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İ. Güler, Dink cinayetine ilişkin soruşturma kapsamında görevden uzaklaştırıldı.

scrolldots

*** ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü McCormack, PKK'nın Türkiye'ye Kuzey Irak'tan sızmasının gerginlik yarattığını belirterek, ''silahlı bir çatışmayla karşılaşılmaması için diplomasiyi kullanıyoruz'' dedi.

scrolldots

*** Devlet Bakanı Şener, TCK'nın 301. maddesi ile ilgili tartışmaların çağdaş standartlara uygun yorum yapılmasıyla çözümlenebileceğini belirtti.

scrolldots

*** Dışişleri Bakanı Gül, ABD Başkan Yardımcısı Cheney ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Hadley ile Beyaz Saray'da bir araya geldi.

scrolldots

*** Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref, iki günlük çalışma ziyareti için Türkiye'ye geldi. Cumhurbaşkanı Sezer, Müşerref onuruna akşam yemeği verdi.

scrolldots

*** Milli Eğitim Bakanlığı, 10 bin kadroya yapacağı öğretmen ataması için başvuruların 9 Şubat 2007 Cuma gününe kadar uzatıldığını açıkladı.

Benzer Konular

28 Ekim 2016 / ThinkerBeLL İletişim Bilimleri
20 Ekim 2015 / Jumong Genel Mesajlar
24 Ekim 2008 / CrasHofCinneT Bilgisayar
18 Kasım 2010 / ThinkerBeLL X-Sözlük
21 Şubat 2010 / ThinkerBeLL Bilim ww