Arama

Sizin Şiirleriniz - Sayfa 4

Güncelleme: 28 Ocak 2021 Gösterim: 189.797 Cevap: 892
__BozkurT__ - avatarı
__BozkurT__
Ziyaretçi
25 Ekim 2005       Mesaj #31
__BozkurT__ - avatarı
Ziyaretçi
Baktım ki gökyüzü baştan başa bulut
Unut diyor o güzel günleri unut
Sponsorlu Bağlantılar
Baktım ki deniz her dalgasıyla düşman
Kuşlar av peşinde balıklar pusuda
Çok gerilerde kalmış çıktığım liman
Yok görünürde sığınacak bir ada

Baktım ki musibet gün gelip çatmış
Yolcusunda tayfasında şafak atmış
Ne yelken kâr eder ne kürek ne istim
Dayandım aşk ile yürüttüm gemiyi
Aşk ile koskoca dağları düz ettim
Avladım sonunda o civân kekliği



caglayannet - avatarı
caglayannet
Ziyaretçi
25 Ekim 2005       Mesaj #32
caglayannet - avatarı
Ziyaretçi
VEFASIZ SEVGİLİYE

Sponsorlu Bağlantılar
Gördüm seni tutuldum delicesine
Kapıldım sözlerinin her hecesine
Hayatımın belki o en mutlu gecesine
Lanet ediyorum garip hisler içinde

İstersen sev beni, istersen unut
Kalbimde eriyen bir kavram umut
Diyorum "Sende mi o yegane mut ?"
Düşünüyorum garip hisler içinde

Vücudumda derman yok, gözlerimde fer
Yabancı bana her gün gördüğüm yerler
Bir de aşık olana "aptalsın" derler
Ağlıyorum garip hisler içinde

Düşünce içinde kahroluyorum
Senin temiz, tertemiz arzunla doluyorum
Ferhan!, bazı zamanlar bir başka oluyorum
Anıyorum seni garip hisler içinde

Gidiyorsun, uzaklaşıyorsun yanımdan
Sanki bir şey çekiliyor şu sol yanımdan
Sanki bir parçaymışsın gibi kanımdan
Arıyorum seni garip hisler içinde
__BozkurT__ - avatarı
__BozkurT__
Ziyaretçi
25 Ekim 2005       Mesaj #33
__BozkurT__ - avatarı
Ziyaretçi
Gönlünün en sakin baharlarında,
Mehtapla dolardın gece yarıları,
Bir sitem etsen de masum hazana,
Bir ah çeker giderdin gece yarıları...
Kalp damarlarından akarcasına, Irmak gibi coşardın gece yarıları,
Sanki sevgi değil, taparcasına,
Sen olmaktan çıkardın gece yarıları...
Gülüp geçerdin sen, hep mazimize,
Bulut gibi olurdun gece yarıları,
Dargın olan çocuksu kalplerimize,
Bakmadan giderdin gece yarıları...
Sabah olurdun bazen, gülen yüzünde,
Dargın dalgaya dönerdin, gece yarıları,
Kar misali temizdin sen her sözünde,
Çamurlara dönerdin gece yarıları...
Martı gibi yaşardın sen bu duyguyla,
Serçe oluverirdin gece yarıları,
Belki bahar olmak umuduyla,
Kara kışa dönerdin gece yarıları...


Gökhan Gonzales...
caglayannet - avatarı
caglayannet
Ziyaretçi
27 Ekim 2005       Mesaj #34
caglayannet - avatarı
Ziyaretçi
Dönemem terk ettiğim hiç bir yere
Dolaşıp duruyorum sokaklarda
Dilimde o son duam
Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedim ki
Sonsuzluk gibi çıkıyordu
Bu söz içimden
Umutsuz bir yakarış gibi
Hiç bitmeyecek bir hasret gibi
Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedim ki

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Ekim 2005       Mesaj #35
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sen Benim Mucizemdin…
Sana dokunmak bir mucizeydi, seninle olmaksa bir mucizeyle yaşamak..

Gün geceye döndüğünde seninle olmak öyle güzel ki. Bütün bir gece seninle aynı
havayı solumak, dinlediğim şarkılarda seni bulmak. Gündüzümde insanlar,
mücadele, kavgalar, çirkinlikler var belki ama gecemde sadece sen ve ben… Belki
bu yüzden geceyi sevişim. Sadece sana ait gecelerim, tıpkı kalbim gibi...

Dün gece yine uzandı elim telefondaki tuşlara. “Aradığınız numara
kullanılmamaktadır” Gülümsedim ve iletilemeyeceğini bile bile defalarca mesaj
gönderdim. Her “iletilemedi” raporunda sanki “Buda geçecek. Geçecek değil mi
Can’ım?” cevabını okudum…

Aradım seni. “Ulaşılmaz” olduğunu bile bile aradım seni. “Ulaşılır” olsaydın
keşke. Keşke biraz daha çok gülebilseydik yaşamın bize yaptıklarına. Keşke “Sen”
yine yanımda olabilseydin. Keşke şu iç çekmeler olmasaydı. Acı olmasaydı keşke…
Keşke… Keşke… “Keşke” kelimesini bilmese, öğrenmeseydik.

Hayata tek bağımdı aşkın… Gelirdim yanına sokulurdum… Tüm dertlerden ,
kederlerden uzaklaşırdım gözbebeklerinde kendimi gördüğümde… Nerden bilebilirdim
ki bir gün o gözlerde kaybolacağımı… Umutlarımın, hayallerimin, sevgimin,
beklentilerimin, inançlarımın yok olacağını… Nerden bilebilirdim ki; o
seyretmeye doyamadığım gözlerinde ölümün beni beklediğini…

Oysa ben ayrılığı hiç düşünmezdim. Aklıma gelmezdi sensiz sabahlamak. Sen varken
fark etmezdim mevsimlerin döndüğünü. Meğer ellerime kar yağabilir, gözlerime
bulutlar değebilirmiş. Sen benim mucizemdin. İşte o mucizeye dokunmak, aslında
seni sonsuza dek kaybetmekmiş. Bunu da öğrendim...

Aradım seni Can’ım. Ulaşılmaz olduğunu bile bile aradım. Seni henüz özlemiş de
değilim, yanlış anlama beni. Ne zaman özlerim bilmiyorum. Hâlâ benimlesin ve
hâlâ gecelerim senin; tıpkı kalbim gibi….
mechul - avatarı
mechul
Ziyaretçi
30 Ekim 2005       Mesaj #36
mechul - avatarı
Ziyaretçi
AYRILIK VAKTİ

Ayrılık vakti geldi
Dostum
Can dostum
Sevgilim
En sevgilim
Ölüm gibi
Sessiz ve soğuk
Yavrunun anneden ayrılması gibi
Bülbülün gülden ayrılması gibi
Ölüm gibi
Soğuk ve sessiz
Birazdan kefenim sarılacak
Sen buğulu gözlerle bakacaksın
Son bir defa ellerinle ellerimi tutmak isteyeceksin
Ama kalabalık arasında ellerin havada kalacak
Ayrılık vakti geldi
Dostum
Can dostum
Sevgilim
En sevgilim
Tabutum omuzlar üstünde taşınacak
Sende gelip taşıyacaksın
Gözlerin yaşlarla dolacak
Beraber geçirdiğimiz günleri hatırlayacaksın
Göz yaşların yanaklarında süzülecek sessizce
Ve son bir defa daha bakacaksın
Yaş dolu gözlerle tabutuma
Ayrılık vakti geldi
Dostum
Can dostum
Sevgilim
En sevgilim
Ve cesedim mezara katılacak
Ayrılık vakti gelip çattı dostum
Sen gelip mezarıma sarılacaksın
Toprağımdan bir avuç alıp bağrına basacaksın
Ayrılık vakti geldi
Dostum
Can dostum
Sevgilim
En sevgilim
Sen mezarda ağlarken
Benim senin gözyaşlarımı sildiğimi hissedeceksin
Ve göz yaşlarını toprağa dökerek
Yanıma bırakıp gideceksin
Gideceksin
Gideceksin
Ve gideceksin...
tusubasa - avatarı
tusubasa
Ziyaretçi
30 Ekim 2005       Mesaj #37
tusubasa - avatarı
Ziyaretçi
(benim şiirim) (benim şiirim)
''EVET!''diyemem.
Sensiz bir hayatı göze alıp da
Bomboş yaşama ''EVET!''diyemem.
Bütün hayallere senle dalıp da
Sonra sensizliğe ''EVET!''diyemem.
----------------------------
Öyle bir yanmışki sana yüreğim,
Başka ateşleri kabul edemem,
Nikah masasında vursalar bile
Senden başkasına ''EVET!''diyemem.
ULUKAN..SAYGILARIMLA.
tusubasaa8ux

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Ekim 2005       Mesaj #38
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SENİ YAŞIYORUM

Bu gece nasılda geldin aklıma yine
Usulca süzülüverdin işte kalbime
Acımadan bırakmıştın beni geride
Böyle sabahı gelmeyen bir gecede.

Hatırlar mısın ilk tanıştığımız anı
tutulmuştu elimin kolumun her bir yanı
boğazımın düğümlenip konuşamayışımı
Bunların hepsi artık sadece bir anı.

Uyutmayacaksın yine beni bu gece
Zamanı durdurdun bir anda , sessizce
İçirteceksin sigaraları belli yine
Uyandırdın hiç acımadan gönlümü zalimce

Artık çiçekler eskisi gibi açmıyor
Aynalar bana senin gibi bakmıyor
Kalbim senden başkasına çarpmıyo
Sen yokken yüzüm bir türlü gülmüyor.

Gözlerim biçare seni arıyor
Kollarım dermansız boşluğu sarıyor
Dudaklarım sıcak dudaklarını bekliyor
Kalbim çaresiz sana ağlıyor.

Bak , sensizken bi'şey yapamıyorum
Bir türlü buralardan kopamıyorum
Gün geçtikçe eriyor bitiyorum
Çaresizce , inadına seni yaşıyorum.
__BozkurT__ - avatarı
__BozkurT__
Ziyaretçi
31 Ekim 2005       Mesaj #39
__BozkurT__ - avatarı
Ziyaretçi
Sen gitmiştin...
Koyup bir başımıza, bırakıp pak ellerimizi, gurbetlerine salmıştın bizi.
Yetim kaldık, öksüz kaldık ve ellerimiz kirlendi yokluğunda...
Sen gitmiştin...
Ayrılıkların dilini hece hece ağlıyoruz şimdi.
Akşamlar iniyor dağlara ve hasretimiz yankılanıyor yamaçlarda.

Sevgili!
Nasıl iltica edelim sana ;
huzuruna nasıl varalım, yalvaralım?!.
Ve duyurabilsin mi sesini!?.
Efendim, duyar misin sesimizi?..

Sevgili!
Sen aşk ikliminde sultan, sen güzellik şahikasında dolunay, sen vefa göğünde
hilal.
Biz bir bakışının dilencisi,
biz dolunay tutkunları,
biz bayramı gözleyen oruçlar.
Güzellik ordusunun hakanı sen, gam ruzigârinda gedalar biz.
Sen imrenme, biz ayıplanma.
Sen özüsün varlığın ve biz varlık iddiasında küstah yoksullar.
Sen sabah yıldızlarının ışığı, biz gaflet uykusunda kervancı.
Dert ve keder denizinde çığlık çığlığayız biz,
kumrular ve bülbüller seni bestelemekte oysa.
Çığlıklarımızı bestelere karıştırıver efendim,
düşkünlerine, savrulmuşlarına kulak ver.
İtivermezsin elinin tersiyle bizi, değil mi efendim?..

Sevgili!
Sen gitmiştin...
Yokluğunda kaybettik önce varlığımızı ve sonra yok eyledik aklımızı da.
Hasretinle akan zamanlarda cevherimiz özden, madenimiz mıknatıstan ayrıldı.
Sen gitmiştin...
Gönüllerimiz billur kadehler gibi çalındı sengsarlara;
ırmaklarımız mecralarında susuzluğa mahkum edildi.
Sen gitmiştin...
Çelik mermere çarptı, iradeye ateş düştü yokluğunda.
Hasretinden akıllar yitirildi efendim,
gönüller gölgelere düştü.
Kucak kucağa güneşlerimiz söndü,
dudak dudağa denizlerimiz kurudu
ve sen gitmiştin efendim.
Sen gitmiştin...
Seninle birlikte her şeylerimiz gitti.
Şehitlerimiz kefenlerinden sıyrıldı senden sonra;
kanlarımız sahralar doldurdu.
Kelimelerimiz anlamlarını yitirdi,
kutlu erlerimiz tutsak oldu nefis ordularına...
Hiçbir şey kazanmadık ayrılığında, efendim,
hiç kâr elde edemedik.
Aldandık, hep aldandık.
Delilimizi yitirdik, delillerimizi yitirdik.
Dillerimiz dilim dilim edildi efendim.
Bize sevmeyi unutturdular ilkin;
sonra sevginin ne olduğunu...
Kendi gönlüne ihanet edenlerimiz, gönlün kendisine ihanet ediyorlardı artık.
Vurgunlar yedik pes pese efendim...
Ve sen gitmiştin.

Sevgili!
Sen gitmiştin...
Biricik sığınağımız, varlığımızın övüncü, yüz akımızdın.
Hayırları söyleyip gitmiştin,
biz ser işler olduk.
Uzun uzun emellere kapıldık,
kapılanıp kaldık umutların kapısında.
Yolunda yürümekten üzerimize düşen,
baş kaldırdık önce ve sonra yıkılışlar gördük hep efendim.
Ellerimiz vardı açıldıkça dolan, uzandıkça verilen;
böğrümüzde kaldı ellerimiz.
Hanım idik halayık olduk;
bay idik köle edildik.
Sen gitmiştin...
Yanmış igsilerle kara bahtımıza kara resimler çizdiler.
Aşk dervişleri avare, pejmürde, hercâyî rüzgârlara kapıldılar,
dönüşlerinin ahengini kırdılar.
Bölük bölük kadınlarımız,
grup grup erlerimiz,
demet demet çocuklarımız,
kimi güler, kimi ağlarken yitirdiler kendilerini.
Ve sen gitmiştin efendim...
Sevgili!
Hani bir aşk idin, bir güzellik idin sen, güzellikle askın kesiştiği
prizmada.
Güzelliğin cihanı gösteren bir ayna;
aşkın o aynanın cilası idi hani.
Güzelliğin olmasa efendim,
aşkı hiç bilmeyecekti cihan;
aşkın olmasa güzelliği hiç anlamayacaktı.
Aşk pazarında mezat hep güzelliğine; güzellik yurdunda yollar hep aşkına
durmuştu efendim...
Ve sen gitmiştin...
Sevgili!
Derd ile ağlayandın; hem derde salandın!..
Gönül yurdunda çaresizlerin çaresi, hastaların merhemiydin.
Saadetle yasamış, saadet çağını yaşatmıştın.
Suretleri ve canları iman ile sen şekillendirmiş,
"Lâ" ile "Illa"yi i'câz ile sen dillendirmiştin.
Sen gidince, ey sevgililer sevgilisi, güvercinlerimiz tuzaklara esir düştü;
Hüdhüdlerimizin mil çekildi gözlerine.
Artık düşmanlarımız dostlar arasında;
dostumuz düşman içinde.
Divanelere döndük, yaya kaldık yolunda.
Kendimizi unuttuk, seni bilmez olduk...
Sana muhtacız!..
Sana en fazla muhtacız.
En fazla sana muhtacız.
Uyandır bizi uykumuzdan...
Gel ey sevgili!
Bir gelişle gel, bir gülüşle gel.
Doğ ufkumuza, sar dünyamızı, gir gönlümüze yeniden...
Sana muhtacız...

Sana en fazla muhtacız
caglayannet - avatarı
caglayannet
Ziyaretçi
1 Kasım 2005       Mesaj #40
caglayannet - avatarı
Ziyaretçi
Filmlerde ki gibi bir yalnizlik onunkisi
Tek basina,yorgun hüzünlü bir adam
Sevgiye muhtaç kalbi,puslu gözleri
Bazen ben,bazen sen,bazen o
Ayni adamiz,ayni kadiniz
Çaresiz,yalniz!

Benzer Konular

6 Temmuz 2015 / Misafir Forum Oyunları
14 Eylül 2014 / Misafir Genel Mesajlar
5 Mayıs 2006 / Misafir Bilgisayar