Arama

Sizin Şiirleriniz - Sayfa 85

Güncelleme: 28 Ocak 2021 Gösterim: 222.572 Cevap: 892
Vedatdündar8 - avatarı
Vedatdündar8
Ziyaretçi
10 Ocak 2012       Mesaj #841
Vedatdündar8 - avatarı
Ziyaretçi
DÖRT GÜVERCİN

Sponsorlu Bağlantılar
Dört güvercin indi mahpushaneye
Dördüde ak güvercin;
Biri yaralıydı,ezelden muzdarip
Biri ölümü anlatıyordu sanki
Biri vatanı kefenle kuşanmış
Özgürlüğü soyuntu gibi kucağında
Tek sıra kızıl avluda......
Dördüncü güvercin müşkülat içinde
Fehim gözlerinde memleketinin özlemi
İçin,için ağlasada bir vakur
Kimseye duymasada hiçbir vahdet
Esaretin ihtivası içinda mütehassis
Dördüncü güvercin illegal sürgünden hikmet
Kubbesiz eflakta bir NAZIM HİKMET


Vedat DÜNDAR
Vedatdündar8 - avatarı
Vedatdündar8
Ziyaretçi
10 Ocak 2012       Mesaj #842
Vedatdündar8 - avatarı
Ziyaretçi
Beni İstinye'de öldürdüler, gördüm
Anlayamadım neden vurduklarını
Sponsorlu Bağlantılar
Soramadım, korktum.


Kırbaç gibi şaklıyan bıçağın ucunda kaldım
Bir an havalandım sandım, yabani rüzgârla
Bir anda çakıldım toprağa...


Sonra yumuşadım,kendi canımın üstünde kıvrıldım
Çorak ışıkların bedenimi nasıl çözdüğünü gördüm
Sessizce karanlık geceye demlendim
Kanımın tadını tattım dudaklarımda...


Sabah olmasın istedim beni görmesinler diye
Bomboş sokakta süzülerek yattım
Halinden memnun bir tebessüm içinde güvenle

ŞİİRCE ÖPTÜM ÖLÜMÜN SESİNİ



Vedat DÜNDAR

Vedatdündar8 - avatarı
Vedatdündar8
Ziyaretçi
11 Ocak 2012       Mesaj #843
Vedatdündar8 - avatarı
Ziyaretçi
O gece habersizce yattı
Şahane heyecanı
Ve sabrı tükenmiş cesaretiyle bekledi
Kararsızca avuçladı bekaretini
Gözlerini bağladı,SEVGİLİ DOSTUM !

Bilinmez sende hissedilen
Mahfuz bir demlik gibi kaynamış
Bir okşayıştır belki sevdan,
Belki bir garabettir kelamın,
Ama sevgili dostum !
Bugün hala böyle şiirlerdeysen
Böylesi sevilmişken,
Menkus olan nedir hayatında söylermisin
Hem kehribar balından çizgisiz bir tenin olacak
Hem akıbetini bilmediğin gizli hüznün
Hem yüreğine park edecek şanjan fırtınalar
Hem imdat diyebilmek için huysuz
Söylermisin dostum !
Belki bir kardeşten daha tutsağım zebana
Seni yazdıkça sadelik kayboluyor
Lütfettiğin bir şiir kitabından münhasır
Aramıza edebiyat doluyor
Tevazu sana mahsus,sende mahpus
Mağdur olma tabancandan tek olsada
Mademki bir hanım anlamadı nur kemalini
Anlamazsa anlamasın be dostum!
Oysa bilmelisinki sen şiirlerin şairisin
Ve birçok şairinde şiiri……….


Dr.Alpaslan BİLEN'e Saygılarımla

Vedat DÜNDAR


Kulaklarını tıkadı,
Sanki özgürleşti ruhu
Narkoz alır gibi soludu havayı
Duyguları kaybodu
Bekledi
Bekledi
Bir anda ateşin parmakları rasgele uzandı
Yıldızlar patlıyarak yol açtılar o'na
Karanlığın köşeleri dağıldı
Gökte ne varsa sağanak gibi koptu
Boşluk boşluk olmaktan çıktı
Şimdi heryer hiçbirşeydi
Bilinmez sende hissedilen
Mahfuz bir demlik gibi kaynamış
Bir okşayıştır belki sevdan,
Belki bir garabettir kelamın,
Ama sevgili dostum !
Bugün hala böyle şiirlerdeysen
Böylesi sevilmişken,
Menkus olan nedir hayatında söylermisin
Hem kehribar balından çizgisiz bir tenin olacak
Hem akıbetini bilmediğin gizli hüznün
Hem yüreğine park edecek şanjan fırtınalar
Hem imdat diyebilmek için huysuz
Söylermisin dostum !
Belki bir kardeşten daha tutsağım zebana
Seni yazdıkça sadelik kayboluyor
Lütfettiğin bir şiir kitabından münhasır
Aramıza edebiyat doluyor
Tevazu sana mahsus,sende mahpus
Mağdur olma tabancandan tek olsada
Mademki bir hanım anlamadı nur kemalini
Anlamazsa anlamasın be dostum!
Oysa bilmelisinki sen şiirlerin şairisin
Ve birçok şairinde şiiri……….


Dr.Alpaslan BİLEN'e Saygılarımla

Vedat DÜNDAR


Gelen sadece oydu,ışık halinde
Ama ortada bilinen bir ışık bile yoktu
VE TANRI YAVAŞÇA MERYEM'E DOKUNDU

Vedat Dündar
Vedatdündar8 - avatarı
Vedatdündar8
Ziyaretçi
11 Ocak 2012       Mesaj #844
Vedatdündar8 - avatarı
Ziyaretçi
Ben sana çıkarken gördüm onu
Mücevher gibi bir yağmur yağıyordu
Dağılmış kahkahalar yazlıkçıların evinden taşıyordu
Belki Tanrı’nın uyuduğu bir geceydi,bu gece
Belkide uluorta ölçüsü kaçmış bir karanlık vardı….

Sana çıkarken ilk basamakta gördüm onu
Öylece siyah boş puşet gibi duruyordu
Üzerine rüzgar yağarcasına titrek
Ve kendi korkaklığına kapanmışçasına dağınıktı

Eğildiğimde sakince kaldırdı kafasını
Kişner gibi havladı,yalvaran bir sesle
Gecenin bekçisi gibi uludu karanlıktan
Tırnaklarını yavaşça dokundurdu toprağa
Sanki bir anda solumaktan vazgeçti
Tecavüz eder gibi süzüldü bedeninden ruhu
Son bir hırıltı kalmıştı gırtlağında
Onuda yavaşça ikram etti ,
Yattığı yer hala sıcaktı ama
Artık o hiçbir yerde yoktu !.....

Vedat DÜNDAR
Vedatdündar8 - avatarı
Vedatdündar8
Ziyaretçi
13 Ocak 2012       Mesaj #845
Vedatdündar8 - avatarı
Ziyaretçi
MARİONA

Bu gece Mariona’nın gecesi,son gece benim
Ellerim orasında uykusuz,burasında
Binbaşı mamur masallar içinden geliyorum
Meksika neresiydi unuttum
Beni uyutan beşaret duygularımla
Mariona’nın sıcaklığına dalmışım
Ellerimi saçlarında sürüyorum…….

Manzalino’da kalabalık palmiyeler,ayın altında
Şapkalı Meksikalıların gölgeleri kadar durgun
“Adios” deyince eğiliyorlar,
Gitar sesini oksijen gibi alıyorlar kulaklarına
Marakas gibi titriyorlar şafağa dek……

Mariona’nın gözler çakır yeşili
Meksika’ya has iklim kadar sıcak ve cömert
Karaderili gibi dik göğüsleri var
Okşanmaya hazır bekliyorlar !!...

Vedat DÜNDAR
karabagli43 - avatarı
karabagli43
Ziyaretçi
16 Ocak 2012       Mesaj #846
karabagli43 - avatarı
Ziyaretçi
BIRAK SENDE GİT

Sevmiyorsan bırak sende git.
Kalmadı ise kalbinde sevgim,
Kurudu mu dinmeyen gözyaşların,
Bırak sevmiyorsan koyda sende git.

Hazana döndürdün döküldü aşkım,
Sarardı sevgim kırıldı dalım,
Ne mecalim kaldı ne derman,
Unutulduysa aşkımız sende git.

Yalnız seni sevdim delicesine,
Hasret acılarımı umut yaptım,
Mehtaplı gecelerde hayalim oldun,
Kuruyan göz yaşımı boş ver sende git.

Alıştım yokluğuna dert edinme,
Bırak beni sevgimle baş başa,
Hasret bırakıp ela gözüne,kalem kaşına,
şünme beni bırak sende git

Yaralı ceylan gibi perişan,
Bi çare divane eyleme yalnızlığı mı,
Çektirme boşu boşuna feryadı figanı,
Yeter artık dedirt me bırak sende git.

Ayrılıktan söz etme Allah aşkına,
Ya kal benimle yarenim ol,
Başka bir sen olmasın aramızda,
Beni bana bırak durma sende git.

Karanlık gecelerin ışığı bildim,
Yağmur damlaları gibi göz yaşların,
Islattı yalnızlığımı sessiz ve sensiz,
Bitti diyorsan eylenme sende git.

Zelzeleler yarattın yüreğimde,
Rüyalarımı süsleyen anıların,
Şifası olmayan dertlerimle sensiz,
Sevgimiz ağır geliyorsa bırak sende git.

Durmuş Karabağ
Kütahya 2011
karabagli43 - avatarı
karabagli43
Ziyaretçi
7 Şubat 2012       Mesaj #847
karabagli43 - avatarı
Ziyaretçi
SEVGİ DENİZİ


Denizlerdeyim yosunlar arasında,
Kıyıların kuytuluğunda özgürce,
Seni arıyorum koyların gizeminde,
Sonsuzluğun sevgi dolu yalnızlığında.

Yolculuğa çıkmış bir yelkenli gibi,
Serin suların koyu derinliklerinde,
Koşarcasına özgürlüğün arkasından,
Mavi dalgaların haşmeti arasında.

Hayalin ile yar ummana daldım,
Avcının oltasına yem olmamak için,
Yosun kokan sevgini aradım hep,
Aşkımı haykırmak için özgürce.

Aşkına tutsak olduğum günlerim,
Gözlerimin aradığı sevgilim nerde,
Rüyalarımı süslemesin hatıraların,
Özgürce koşalım sevgi denizimizde.


Durmuş Karabağlı
Antalya-1985
ORHAN AFACAN - avatarı
ORHAN AFACAN
Ziyaretçi
11 Şubat 2012       Mesaj #848
ORHAN AFACAN - avatarı
Ziyaretçi
Msn MadBeş yüz derde deva besin üretir
> Kimya’yı geç; elifi bile bilmez.
> İşçi doğar, yaşar, ömrü bitirir
> Vefakârdır; işi bir çile bilmez
>
> Yeterince larva, yeterince mum,
> Özenle işlenmiş ince ince mum.
> Koza, petek olur gerekince mum
> Yaptığı içgüdüsüyle bile bilmez.
>
> Şaşsın âlimler kovandaki düzene
> En az on bin canlının iş bölümüne.
> İçtenlikle uyarlar disipline
> Evrim teorisinde dile gelmez
>
> Anlatsa ne; balda ki kristalize
> Şüphe düşüyor bazen içimize.
> Ürettiği yiyecek bir mucize
> Dürüsttür, cesurdur hiç hile bilmez.
>
> Uçan fabrika küçük, narın yapı
> Ne mühendis var, ne işçi, ne kapı.
> Tek ona takılmıştır bal lakabı
> Tesadüfü asla vesile bilmez.
>
> Huzur dolu yaşam mücadelesi
> Yarım gram bal yakar Kilometresi.
> Ayettınde anlatır Nahl süresi
> Teori bu gerçeği sile bilmez.
>
> Işık olup geçer sanki hektarı.
> Bin beş yüz defa yapar bu tekrarı
> Arayıp bulur sevdiği nektarı
> Her çiçek çiçektir; gül, lale bilmez.
>
> O küçük vücutta o performansı.
> En doğal halidir havayla dansı.
> Teoriye vermez bir tespit şansı
> Teorisyen düşüne bile bilmez.
>
>
> Ömrünce doğaya en çok yararlı
> Azimli, bilinçli, kesin kararlı..
> Sabırlı, uyumlu, hep istikrarlı
> Bereket, bolluktur eksile bilmez.
>
> Doğadaki şifa için aracı,
> Tütsüden geliyor korkuyla, acı.
> Savunmadır iğnesinde amacı
> İnsanı sokmayı, bir çile bilmez.
>
> Ne ödül alırdı insan olsaydı.
> Rakipsiz kalırdı insan olsaydı
> Belki şımarırdı insan olsaydı
> Yirmi milyon yıldır değişme bilmez
>
>
> Aslında yaptığı işlem çok basit
> Mayadır nektara enzimli asit.
> Çiçeğine göre bal çeşit çeşit
> Tadına bakmayı düşüne bilmez.
>
> Kovanda örnektir sosyal hayatı
> Farklı mucize petekte sanatı.
> Eşsizdir besinin kokusu, tadı
> Orhan ne yazsa anlata bilmez
>
> ORHAN AFACAN
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
ORHAN AFACAN - avatarı
ORHAN AFACAN
Ziyaretçi
27 Şubat 2012       Mesaj #849
ORHAN AFACAN - avatarı
Ziyaretçi
Bir metre kareye altı bin mermi
”Çanakkale Olmak” böyle bedel mi?
Üç bin mermiyle zırh giymiş her beden
Türklük ve Müslümanlık tek bir neden.

Gökten, yerden, dört yandan bir afat
Savaş yeri değil sanki Arafat.
Yedi ülke düşman, Mehmet bir ülke
Dünyaya yeter Mehmet’teki ilke…

Yürekler bir top, bakışlar süngü
Düşmanın kudret, kısır bir döngü
Alçak gibi, kalleş gibi geldiler
İnsanlığı, mertliği öğrendiler…

Çanakkale sen Uhut’sun, Bedir’sin.
İstanbul için tarihi kilitsin.
İstanbul yönünde Çan’ın ibresi
Ne müthiştir Muhammed’in hadisi..

Farklı yerden gelmiş her birisi
Kimi efendi, kimi sömürgesi.
Kol yerinden, baş gövdeden kopacak
Taşı sıksan su değil, kan akacak.

Bekir Çavuş, Bekir Çavuş olacak
Gözcü Baba’ya top mermi yığacak.
Şahadet şerbeti tasla içilmez….
Çanakkale asla,asla geçilmez..

Orhan AFACAN
karabagli43 - avatarı
karabagli43
Ziyaretçi
3 Mart 2012       Mesaj #850
karabagli43 - avatarı
Ziyaretçi
MEYHANE KÖŞELERİ

Loş bir meyhane köşesinde,
Sarışın bir yosmanın elinden,
Felekten bir gece yaşamak,
Unutmak için bütün dertleri,
İçkimi yudumluyorum.

Sessiz ve sakin bu gece meyhane,
Sen yoksun yanımda anılarla baş başa,
Kaptırmışım kendimi,
Kemanın hüzünlü müziğine,
Buğulu gözlerle meyhane köşesinde,
Bade dolu bardağımı yudumluyorum.

Sen yoksun ya yanım da,
Kadeh sesleri kulakları tırmalıyor,
Hale hale dağılırken sigaramın dumanı.

Çek bir nefes bade dolu kadehten,
Unutmak için köhneleşmiş kalbinden,
At sevginin umutlarını.

Sen yoksun yanımda bak ne haldeyim,
Kadehlerde arıyorum aşkımı,
Meyhane köşelerindeyim içiyorum,
Buğulu kadehlerden her gece.

Hafiften kafayı bulmuşum yine.
Yosmanın endamına aldanıp,
Müziğin ritmine uyalım birlikte,
Endülüs gecelerini yaşamak için.

Tütsülü kafalar hoyratça bakışlar,
Sararken ortalığı,
Kadehlerde arıyorum aşkımı.

Gör halimi bak ne haldeyim,
Yokluğun bir hayal oldu,
Meyhane köşelerinde içiyorum ,
Unutmak için her gece.

Her gece gam çalalım felekten,
İçelim badeyi yudum yudum,
Tokuşsun kadehler müzik eşliğinde,
Ağartmadan meyhane köşeleri saçlarımı,
Sırdaşım ol buğulu bakışlı yosma,
Gam yükünü atalım gönlümüzden bu gece.

Bir rüya oldu hatıralar,
Sensizliğin ızdırabı var yüreğimde,
Vur kemancı kemanıyın teline,
Unutalım dertleri içelim bu gece.
Durmuş Karabağlı
Eskişehir-1982
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

6 Temmuz 2015 / Misafir Forum Oyunları
14 Eylül 2014 / Misafir Genel Mesajlar
5 Mayıs 2006 / Misafir Bilgisayar