Arama

Tavşan Yetiştiriciliği

Güncelleme: 14 Temmuz 2009 Gösterim: 32.555 Cevap: 4
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
28 Ağustos 2008       Mesaj #1
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Tavşan Yetiştiriciliği

Sponsorlu Bağlantılar
Dengeli beslenmenin önem kazandığı günümüz toplumunda doğal olarak hayvansal kaynaklı gıda maddelerinin yeri tartışılmaz. Et üretiminde büyük ve küçük baş hayvan populasyonunun arttırılma olanakları, meralarımız göz önünde tutulacak olursa sınırlıdır. Bu durumda et ihtiyacımızın karşılanmasında bir seçenek olarak evcil hayvan üretiminin büyük bir potansiyel olduğu açıkça görülmektedir. Tavşancılığın küçük evcil hayvan yetiştiriciliği içerisinde çok önemli bir yeri bulunmaktadır. Eti için yetiştirilen diğer hayvanlarla karşılaştırdığımızda tavşanın özelliklerini şöyle sıralayabiliriz: Bir tavşandan yılda 6-7 batın ve her batında ortalama 8 yavru alınabilmektedir. Bir yavru iyi bakım besleme sonucu 2,5-3 aylıkken kesime gelmekte ve 1200 - 1500 g arasında yenilebilir et vermektedir.

Evcil tavşan eti; beyaz, gevrek, kemik oranı düşük ve çok lezzetli bir ettir. Protein oranı yüksek (% 20-21 ), kalorisi (1749 kcal/kg ), yağ oranı (% 10-11 ) ve kolesterol miktarı (50 mg/kg ) diğer birçok etten düşük olan tavşan etinin pişirilmesi de son derece kolaydır. Tavşan etinden her çeşit yemek yapılabildiği gibi % 10 oranında karıştırılarak sucuk, sosis, salam olarak da değerlendirilmektedir.

Tavşanın beslenmesi de diğer hayvanlara göre kolaydır. Yediği yem maddelerini kolayca ete çevirebilir. Bu hususta tavşanı ancak balıklar ve etlik piliçler geçebilmektedir. Tavşanlar sadece 2.5-3 kg yem yiyerek 1 kg et tutabilmektedirler. Diğer evcil hayvanlarda 1 kg et için tüketilen yem miktarı daha fazladır. Bu miktar koyunlarda 9 kg, sığırlarda ise 10 kg civarındadır.
Tavşanın diğer önemli bir verim yönü de kürküdür. Birinci kalite tavşan kürkleri manto, etol, şapka gibi giysilerin yapımında kullanılır. Daha düşük kaliteli kürkler oyuncak, terlik yapımında yünü alınmış deriler ise yapıştırıcı ve yem sanayinde değerlendirilmektedir. Tavşan tüyü ya da yünü ise yüksek keçeleşme özelliği ve koyun yününe oranla 2 kat fazla ısı tutma kabiliyetiyle şapkacılıkta ısrarla aranmaktadır. Tavşan gübresi ise yüksek azot ve fosfor oranı ile iyi bir sebze gübresi olarak değerlendirilmektedir.
Tavşanın deney hayvanı olarak da çok geniş kullanım alanı bulunmaktadır. Ülkemizde bu talep giderek artmaktadır.


Verim yönlerine göre
1- Et tavşanları (Yeni Zelanda,Kaliforniya, Şinşilla).
2- Post tavşanları (Rex tavşanları ).
3- Yün tavşanları (Ankara ).

Tavşan yetiştiriciliğine başlamak isteyenler, hangi ırklarla işe girişmeleri gerektiğine karar verebilmeleri için tavşan ırkları konusunda genel bilgi sahibi olmaları gerekir. Ülkemizde yetiştirilen tavşan ırklarının sayısı 3-5 kadardır. Bu ırklardan en yaygın olanı Beyaz Yeni Zelanda tavşanıdır.

Yeni Zelanda Tavşanı
Amerika’da et yönünde geliştirilmiş bir ırktır. Beyaz ve kırmızı olmak üzere iki tipi vardır. Her ikisi de orta büyüklükteki ırklardandır. Beyaz Yeni Zelanda dünyada ve Türkiye’de yaygındır. Beyaz tip vücut büyüklüğü bakımından kırmızı tipe benzerlik gösterir. Beyaz tipte vücut yapısı daha sağlam, sırt ve butlarda kas gelişimi iyi, vücut dolgun, arka kısım geniş ve yuvarlaktır. Bacaklar kısa ve kuvvetli kemiklidir. Baş geniş ve kısa olup vücutla iyi bir uyum gösterir. Kulaklar uzun değildir ve tüylüdür. Gözler kırmızı renklidir. Ergin canlı ağırlık erkeklerde 4-5 kg, dişilerde 4.5-5.5 kg’dır. Postu istenen renge boyanabilir ve et verimine uygundur.

Kaliforniya Tavşanı
Birleşik Amerika’nın Kaliforniya kentinde et ve post verimi yönünde geliştirilmiş yeni ırklardan biridir. Etçi bir tavşandır. Vücut dolgun, omuzlar, butlar ve sırtta kas gelişimi kuvvetlidir. Baş kısa ve kulaklar diktir. Tüyler orta uzunlukta ve çok sıktır.

Rex Tavşanı
Kısa tüylü ırkların tek örneğidir. Post verimi önemlidir. Tüyleri 18-22 mm’dir. Derisi yumuşak, tüyleri kısa, parlak, kadife gibidir. Çok çeşitli tipleri vardır. Postunun her renge boyanabilmesinden dolayı en çok tutulan tip beyaz rex dir. Almanya’dan ithal edilmiştir. Yakın gelecekte ülkeye yayılması planlanmaktadır. Beyaz rex tavşanında vücut beyaz renkli, gözler kırmızı veya mavi renkli olabilir. Canlı ağırlık bakımından Rex tavşanları 3 gruptur. Ağır grupta: Beyaz Rex, Mavi Rex, Chin rex bulunur. Bunlar ortalama 4 kg’dır. Orta grupta: Siyah rex, Sarı rex, Havana rex, Castor rex bulunur ve ortalama canlı ağırlık 3.5 kg’dır. Hafif grupta ise Lux rex, Marder rex tavşanları bulunmaktadır.

Ankara Tavşanı
Vücut orta büyüklükte olup canlı ağırlık 3.5 kg kadardır. En önemli verimi olan yünü 15-20 cm uzunluktadır. Yılda ortalama 1000 g yün verirler.Çeşitli renklerde varyeteleri bulunmakla birlikte dünyada en tutulan çeşidi beyaz renklisidir.

BARINAKLAR ve EKİPMAN
Tavşan barınaklarının düzenlenmesi, tavşanların davranış özellikleri ve iklim şartlarına karşı göstermiş oldukları tepkiler ile sıkı sıkıya ilişkilidir. Tavşanlardan gereği gibi yararlanabilmek ve yetiştirme amacı olan verimleri kaliteli ve bol miktarda alabilmek, onları uygun yerde barındırmakla mümkündür. Üretici hayvanlara en az iş ve giderle en uygun bakım ve beslemeyi uygulayabileceği barınak ve ekipmanları sağlamalıdır. Barınaklar elden geldiği kadar basit, ışık ve temiz havayı yeteri kadar alabilecek durumda fakat kuvvetli hava akımlarına, sert rüzgarlara ve gün ışığına engel olacak şekilde yapılmalıdır. Barınaklar, ekonomik şartlar göz önünde tutularak, iş kolaylığı sağlayacak şekilde planlanmalı; tavşanları rüzgar, yağmur, soğuk ve sıcaktan korumalı iyi bir havalandırma ve aydınlatma sağlayacak şekilde yapılmalıdır. Kurulacak tavşanlığın taban alanı tavşancılıkta kullanılacak kafeslerin kaç katlı olduğuna göre değişir. Taban alanı; tek katlı kafesler kullanıldığında 2-2.5 m2 / tavşan, iki katlı kafesler kullanıldığında 1.5-1.75 m2 / tavşan, üç katlı kafesler kullanıldığında ise 0.75-1 m2 / tavşan olarak hesaplanmalıdır. Pencere alanı, taban alanının % 4-5’i kadar olmalıdır.
Barınakta optimum sıcaklık 14 °C’dir. Sıcaklık 10 °C’nin altına düşmemeli 20 °C’ nin de üstüne çıkmamalı. Nisbi nem % 60-70 olmalı. Aydınlatma süresi 12 saat olmalıdır. Barınaklarda 3.6 m3 / saat / kg canlı ağırlık ölçüsünde havalandırmanın sağlanması gereklidir.

Kafesler ve Gereçler

Kafesler:


Barınaklara yerleştirilebilecek tek, iki ya da üç katlı kafesler de bulunmaktadır. Kafes malzemesinin galvanizli telden olması iyi sonuç vermektedir.Bu tellerin duble yada triple galvaniz olması kafeslerin yıllarca kullanılabilmesine böylece daha ekonomik olmasına yol açakmaktadır. En iyisi damızlıklarda iki ,yavrularda ise üç katlı kafeslerin kullanılmasıdır. Kafes sistemleri minumum alanda maksimum hayvan barındırmaya elverişli olmalıdır. yemlik ve suluklar kafes dışına monte edilmelidir.


Ekipmanlar:
Tavşanlıkta bulundurulması istenen çeşitli gereçler vardır. Bunların en önemlileri: Doğum kutuları, yemlikler, suluklar, dezenfeksiyon için pulverizatör,yem taşıma arabası, tavşan taşıma kafesleri vb.

a) Doğum Kutuları:
Gebe dişiler doğuma 3-4 gün kala doğum kutusuna alınır.Burada dikdörtgen prizması şeklindeki bir kutu önerilebilir. Doğum kutusunun üzeri açılabilir kapaklı olmalı. Pencere yavrunun ve dişinin girip çıkabileceği şekilde sürgülü kapaklı ve tabandan 13-15 cm yukarda olmalıdır.

b) Yemlikler:
Kafesin şekline uygun ve paslanmaz malzemeden yapılmış, yeterli büyüklükte otomatik ve yarı otomatik yemlikler kullanılır. Yemlikler dışarıdan kafeslere takılması gerekmektedir.

c) Suluklar:
Otomatik emzik tipi suluklar kullanılmalıdır.


Tavşanların Yeme Davranışı ve beslenme

Tavşanlar geceleri beslenmeye eğilimli olmalarına rağmen günün 24 saatinde yer ve içerler. Yem tüketimi oldukça yavaştır. Yemliklerin hizası kafes tabanına yakın olmamalıdır.Aksi takdirde yemler kirletilir. Üç haftalık yaştan sonra yavrular analarının yediği yemden yiyebilirler. Tavşan yetiştiriciliğinde verimlerine göre dört farklı yem kullanılmaktadır.Bunlar yavru,besi,emzirme ve yetişkin yemleridir.

VI- YETİŞTİRME İŞLERİ (BAKIM VE YÖNETİM )
Yabanıl tavşanlarda döl verimi ilkbahar ve yazın yüksektir. Sonbahar ve kışın çok düşüktür. Evcil tavşanlardan optimum çevre şartlarının sağlanması durumunda senenin herhangi bir ayında yavru alınabilir. Tavşanlarda gebelik süresi 28-32 gün, emzirme süresini de 4 hafta olarak düşünürsek bir dişinin normal şartlarda 6-8 doğum yapması uygundur.Verimliliğin arttırılması için yetiştirme işlerinin titizlikle takip edilmesi gereklidir.

a) Kızgınlık:
Kızgınlık gösteren dişi tavşanda bazen vulva şişer, kızarır ve nemlenir. Kızgın dişi huysuz olur. Tavşanlarda cinsel aktivite düzenli olmadığından kızgınlık tam olarak anlaşılamaz. Dişi gebe olduğu halde erkeği kabul edebileceği gibi kızgın iken de reddedebilir.

b) Çiftleşme:
Dişi ve erkek tavşanların ilk çiftleşme yaşı ırka ve bireysel gelişmeye bağlı olarak değişir. Çiftleşme için dişi tavşan erkek tavşanın kafesine götürülür ve elde çiftleştirme yapılır.

c) Gebelik:
Gebelik için bir aşım yeterlidir. Gebelik süresi 28-32 gündür.Gebelik süresi uzadığında iri ve ölü yavru sayısı artabilir. Gebeliği etkileyen faktörler: kısırlık, aşırı yaşlılık ya da gençlik, zayıf fiziksel yapı, yalancı gebelik, incinmeler ve hastalıklardır. Dişi tavşanın gebe olup olmadığını anlamak için onu yeniden erkek tavşan kafesine götürerek bir kontrol çiftleştirmesi yapmak uygun değildir.Karnının arka bölgesinde rahim palpe edilip yavruların varlığı belirlenebilir (14. günden sonra ).

d) Doğum:
Gebelik muayenesinde gebe olarak tespit edilen tavşanlara,çiftleşmeden 25 gün sonra doğum kutusuna alınır. Kutuya bir miktar iyi kalitede kuru ot konur. Tavşan karın tüylerini kopararak kutuda bir yavru yuvası yapar ve doğumunu gerçekleştirir.

e) Yavruların Bakımı:
Doğumdan bir gün sonra ölü ve zayıf yavrular ayrılır. Yavruların beslenme ve sağlık durumu izlenir. Bir tavşan ortalama bir doğumda 6-8 yavru verir. İyi bir ana 8 veya daha fazla yavruyu büyütebilir ve yavrularını 4 hafta emzirir. Bir önceki doğumdan ananın kaç tane yavruya bakabileceği biliniyorsa bu sayıda yavru yanında bırakılır. Anaları doğumda ölen yavrular ya da değerli ve fazla olan yavrular, aynı zamanda doğum yapmış bir anaya verilebilir. Bu uygulamaya "yavru dengelemesi" denir.

f) Kanibalizm:
Anaların gebelik sırasında ve doğumdan sonra yetersiz beslenmesi, korkutulması, kalıtsal nedenlerle yavrularını yemesidir. Böyle analar damızlıktan çıkarılmalıdır.

g) Cinsiyet tayini:
Sütten kesimden sonra erkek ve dişiler ayrı tutulmalı. Üreme organının çıkış deliği dişilerde uzunluğuna bir yarık biçiminde, erkeklerde ise yuvarlaktır ve bastırıldığında erkek üreme organı bir çıkıntı şeklinde ortaya çıkar.

h) Tavşanların Tutulması:
Tavşanlar sağ el omuz derisinden, sol el arka taraf altından tutularak taşınır.

ı) Tavşan yetiştiriciliğinde üzerinde durulan özellikler ve kartlar:
Yetiştirme ve seleksiyonda amaçlanan özellikler;
1- Sağlamlık: Yavru ölümlerinin % 10 dan az olması.
2- Döl verimi: Bir batında ortalama 8 yavru ve yılda dişi başına en az 5 doğum ve 40 yavru alınması.
3- Yemden yararlanma: Her kg canlı ağırlık artışı için 3 kg dan daha az yem tüketimi.
4- Kesim randımanı: Ortalama randımanın % 55-66 ve daha üzerinde olması.
5- Birörnek renk gösteren sıkı ve yoğun yünle kaplı sağlam bir deri.
6- Ortalama damızlıkta kullanma süresi: 2 yıldır. Entansif et tavşancılığında dişilerden yılda 7-8 batın yavru alabilmek için seçim yapılmalıdır.
7- Bir erkeğe 8-10 dişi bulundurulur ve 2 günde bir 2 defa çiftleştirilebilir.

NOT:Bazı bilgiler Prof.Dr. şeref İNAL’ın makalesinden alınmıştır.


Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
7 Eylül 2008       Mesaj #2
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Ankara Tavşanı Hakkında Genel Bilgiler

Sponsorlu Bağlantılar
Ankara tavşanı, bilinen en eski tavşan ırkı olup, yününden iplik elde edilen tek tavşandır. Angora Tavşanı hakkındaki kaynaklarda; Angora (Ankara) Tavşanlarının 1723 yılında İngiliz gemiciler tarafından Karadeniz kıyılarından Angora Tavşanını aldıkları İngiltere'de Kraliyet saraylarında; Kralların, İmparatorların Evcil hayvan olarak yetiştirdikleri ve daha sonra yününden yararlanmaya başladıkları ve daha sonra bütün Avrupa'ya yayıldığı anlatılmaktadır. Ankara tavşanının yünü uzun, ince, yumuşak, parlak ve dokunmaya elverişlidir. Kökeni Ankara kenti ve yöresi olmasına karşın, Türkiye’de Ankara tavşanı yetiştiriciliği yok denecek kadar azdır. Buna karşın dünyada Ankara tavşanı yetiştiriciliği hızla artmaktadır. Özellikle Çin, Fransa, Macaristan, Çekoslovakya, Arjantin, Şili, Brezilya tavşan yünü üreten başlıca ülkelerdir. En yüksek Ankara tavşanı popülasyonuna sahip Çin’de, bu tavşan ırkı ile ilgili olarak çalışan bir enstitü bile mevcuttur (Angora Rabbit Institute).



Ankara Tavşanının Türkiye’deki Durumu


Ülkemizde Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na bağlı bazı kuruluşlarda sınırlı olanaklarla da olsa etçi tavşan ırklarının üretimi ve ıslahı konusunda çalışmalar yapılmakta olmasına karşılık, Ankara tavşanı yetiştirilmemektedir. Bu konuda, üreticilerden gelen yoğun talep ve gen kaynağı olarak üretimi ve yetiştiriciliğinin ülke bazında sağlanması amacıyla yatırım ve araştırma projeleri kapsamında birçok kez Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü’nün girişimleri olmuştur. Ancak hayvancılığımızın diğer kollarında olduğu gibi Ankara tavşanı yetiştiriciliğinin ülkemizde geliştirilmesine yönelik bu çabalar Bakanlığın tutarlı bir politika izlememesi nedeniyle sonuçsuz kalmıştır.


Türkiye’de yeni bir ekonomik faaliyet olarak Ankara tavşanı yetiştiriciliğinin geliştirilmesi, yaygınlaşması ve gelişmesinin ülke ekonomisine sağlayacağı yarar yadsınamaz. Tavşan yetiştiriciliğinde organizasyon, yalnız Türkiye’de değil, bütün dünyada yaşamsal bir öneme sahiptir. Zira tavşancılık işletmeleri genellikle 10 –20 anaçlık küçük aile işletmeleri ve 100-1000 anaç kapasiteli ticari işletmelerden oluşmaktadır. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin damızlık temini, yem, ilaç ve araç gereç gibi girdilerin sağlanması, hastalıklarla mücadele, ürünlerin değerlendirilmesi ve pazarlanması gibi üretimden-tüketime, her konuda işbirliğini sağlayacak şekilde örgütlenmesi zorunludur. Ülkemizde tavşancılığın bugüne kadar gelişmemesinin en önemli nedeni organizasyon eksikliğidir.


Ülkemiz için yeni bir hayvancılık kolu olan Ankara tavşanı yetiştiriciliğinin gerçekleşmesi ve yaygınlaştırılması, ekonomik ve sosyal yönleri ile üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Gerek sınırlı tarım alanlarına sahip bölgelerde, gerekse orman içi yerleşimler için önerilecek önemli bir hayvancılık koludur. Yapılacak küçük yatırımlarla, bu kesimlere önemli bir ekonomik katkıda bulunması, her yaştaki işgücünün değerlendirilebilmesi, konuyu ülkemiz için daha çekici kılmaktadır.


Tekstil endüstrisi için kıymetli bir elyaf olan Ankara tavşanı yünü ihtiyacı, şu anda dış alımla karşılanmaktadır. Ülkemizde gerçekleştirilecek Ankara tavşanı yetiştiriciliğiyle,döviz tasarrufu sağlanacağı gibi, çok istekli olan dünya pazarına satım yapılarak döviz geliri dahi sağlanabilecektir.


Sosyo-ekonomik katkıları yanında, yeni iş alanlarının açılmasına neden olacak ve istihdam olanağı yaratacaktır.


Bu nedenlerle Ankara tavşancılığı konusu, başta Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı olmak üzere devletin ilgili birimleri tarafından ciddi şekilde değerlendirilmeli ve yaşama geçirilmesi için çalışmaların başlatılması gerekmektedir. Sahip olduğumuz teknik güç böyle bir projeyi yaşama kolaylıkla geçirecek niteliktedir.

Ankara Tavşanlarının Barınmaları



Ankara tavşanı, cinsel olgunluğa (3.-4. Ay) eriştikten sonra diğer tavşan ırklarında olduğu gibi bireysel kafeslere alınırlar. İyi bir seleksi yon ve bakım ile oluşturulan sürelerdeki yavrularda, 2.5-3 aylık iken kılların uzunluğu 5-6 cm. olabilmektedir. Canlı ağırlıkları 4-5 kg. olan tavşanlar için minimum kafes ölçüsü 50x60 cm.dir. (2000-3500cm.) Hayvanlar küçük boyutlu kafeste bacaklarını gererek, uzanacak yeterli yer bulamaz, sürekli olarak arka ayakları üzerinde aynı pozisyonda oturmak zorunda kalırlar ve bu durumda ayak tabanı yaraları oluşur. Ayrıca, küçük kafeslerde keçeleşmiş yün oranı da artar.



Tavşanlarda ayak kemikleri ile deri arasında yumuşaklığı sağlayan bir kas tabakası yoktur. Deri ve kemikler üzerine gelen basınç tamponlanmaktadır. Ayak , sadece ayak tabanındaki tüylerle tabanındaki deri tabakası çok ince olduğu için taban yaraları çok sık görülmektedir. Ayak tabanı yarasından ileri gelen ağrılar yüzünden tavşanların yem tüketimi düşmekte, buna bağlı olarak ta hayvanın ağırlığı yün verimi ve ömür azalmaktadır. Bu olgularda yün verimi %25 oranında azalmaktadır. Kafes büyüklüğü, göz önünde tutularak seçilmelidir.


Yataklık kullanılmadığı taktirde taban yaralarını önlemenin en iyi yolu kafes tabanına kenarları yuvarlatılmış ahşap ızgara kullanılmalıdır. Optimum ızgara genişliği 25-30mm., ızgara aralığı ise 10-12mm.dır. Ankara tavşanları tel tabanlı kafeslerde barındırılamayacak kadar ağırdırlar. Hayvanın yününü temiz tutabilmek için kafes tabanını, idrar ve dışkının çabuk bir şekilde uzaklaştırmasına olanak sağlayacak şekilde düzenlenmesi gereklidir. Ayrıca, bu tip ızgaralarda tüyler teller arasında birikebilir. Tüyler bir alev makinesiyle yakılarak temizlenebilir. Ancak, ısının etkisi ile tellerin galvanizi bozulacağından pürüzler oluşur. Bu da taban yarası oluşumunu artırabilir.


Kafeslerin ve ekipmanların yapılmasında kullanılan malzemelerin yüzeyi pürüzsüz olmalı, etkili bir şekilde dezenfekte edilebilmeli ve hayvanların birbirlerinin tüyünü yolamalarına engel olacak şekilde düzenlenmelidir. Ayrıca kafes içleri aydınlık olmalıdır.


Ankara Tavşanlarının Üremesi


Ankara tavşanı üretiminde elle çiftleştirme metodu uygulanır ve üreme verimi, diğer tavşan ırklarına göre %50 oranında daha düşüktür. Diğer tavşan ırklarına nazaran, Ankara tavşanlarının uzun yün örtüsünden kaynaklanan ısı stresi nedeniyle daha özenli bir bakıma ihtiyacları vardır. Isı stresi özellikle üreme verimini olumsuz yönde etkiler. Uzun yün dişilerde embriyonik ölümlere, yen tüketiminde ve dolayısıyla laktasyonda azalmaya, erkekte cinsel isteksizliğe ve spermatozoitlerde deformasyonlara neden olur.


Tavşanlarda ovulasyon uyarılma sonucu oluştuğu için, kırkımın yaptığı uyarımla ovulasyon uyarılabilir. Bu yüzden, dişi tavşan çiftleşme gününde kırkılırsa, dişide yüksek bir gebe kalma oranı (%70) ve düşük bir embriyonik mortalite görülür. Kırkımdan 7 gün önce ve 21 sonra çiftleştiğinde ise gebelik oranı yaklaşık olarak %59.3 kadardır. Bu süreler dışındaki zamanlarda yapılan çiftleştirilmelerde ise gebelik oranı daha da düşer. Bu yüzden damızlık tavşanlarla, yün veren tavşanların kırkım periyodları farklıdır.


Bunun yanısıra kırkım aralıklarının azaltılmasıyla yün verimi, alınan yem miktarı, canlı ağırlık, fertilite ve sperma motilitesi artar. Yün veriminde görülen bu artış, yem tüketiminin yükselmesi sonucu yün büyümesinin uyarılmasından kaynaklanmaktadır. Ancak, yün verimi, yem tüketiminden daha fazla oranda artar. Özellikle 15 °C sıcaklıkta kısa aralıklarla yapılan kırkımlar, genç tavşanlarda yem tüketimini ve dolayısıyla büyüme hızını artırmaktadır. Kısa kırkım süresinin olunlu etkisi yüksek sıcaklıklarda, özellikle subtropikal bölgelerde daha fazladır. Ancak kırkım aralıklarının kısaltılmasıyla, yün uzunluğu nispeten biraz düştüğü için (en fazla 6 cm) yünün kalitesi kötüleşir, ancak yünde keçeleşme oranıda azalır.



Yün kırkım periyodunun başlangıcında daha hızlı büyüdüğü için kırkım aralığının kısaltılması, ortalma yün uzunluğu üzerine nispeten daha az etki yapmaktadır. Yünün büyüme oranı, kırkımdan sonraki ilk üç haftada en yüksektir (yaklaşık 15.4mm.). Daha sonra büyüme yavaşlar, 4.-6. Haftalarda 14mm,7.-9. Haftalarda 13.2mm., 10.-12. Haftalarda 12.6mm. ve 13.-15. Haftalarda 10.7mm’ye iner.


Erkek tavşanlar 20 °C ‘nin çok üzerindeki sıcaklıklarda daha kısa aralıklarla kırkılmalıdır. Erkekte sperm motilitesi kırkım aralığının 9. Haftasından sonra bozulur. Bunlarda kırkım aralığı sekiz haftadan fazla olmamalıdır. En az altı haftalık aralıklarla kırkılmalıdır. Erkeklerde mart ayında alınan sperma oranı, Kasıma nazaran daha yüksektir. Cinsiyetler arasında yün verimindeki fark, erkeklerin kısırlaştırılması ile azaltılabilir. Kastre edilmiş erkeklerin yün verimi %10-12 oranında artmakta ve yem tüketimleri azalmaktadır. kastrasyonun bir diğer avantajıda hayvanın davranışlarını değiştirmesidir. Böyle hayvanlar sessiz, sakin bir hal alırlar ki buda grup halinde barındırmayı mümkün kılar. Tavşanlarda yazın fertilite düşüktür. Ayrıca yazın sperma volümü, konsantrasyonu ve motilitesi de düşüktür.


Tavşanın hamilelik süresi 33 gündür. Bir batında 4-14 adet yavrularlar. Senede 10 defa doğum yapabilirler.


Memeli hayvanlar grubunda olan tavşanlar hızlı bir üreme periyoduna sahiptirler. Tavşanlarda hem gebelik süresi kısadır, hem de bir defada çok yavru verirler.



ERKEKLER:Erkek tavşanlarda sperma üretimi 40-50. günde başlar. Seksüel olgunluk ise 110. güne kadar sürer. İlk davranışlar ve çiftleşme bu günlerde görülürse de tam ve sağlıklı bir çiftleşme yaşı 135-140. Güne ayarlanmalıdır. Erkek tavşanlar günde 2-3 defa çiftleştirilebilir. Günde bir defa düzenli kullanılması maksimum spermatozoa üretimi sağlar.


DİŞİLER:Dişiler seksüel olgunluğa 10-12. haftada ulaşabilirler.Uygun çiftleştirme yaşı 131-150.günlerdir.Avrupada 120-130.günde çiftleştirme yapılmakta ve fertilite performansları iyi olmaktadır.


Yaşın yanında canlı ağırlıkta önemlidir. Dişiler ergin ağırlığın %75 ine ulaşmadan çiftleştirilmemelidir. Tavşanda kızgınlık siklisu farklı bir şekilde seyreder. Araştırmalar göstermiştir ki dişi tavşanlar çiftleşmeyi kabul ettikleri sürece ,karşılıklı östrus ,reddettikleri zaman di östrus periyodunu ifade eder. Tavşanlarda ovulasyon sadece çiftleştikleri zaman meydana gelir.(örneğin sığırlarda çiftleşme olsun olmasın ovulasyon 3 gün süren östrusun solarına doğru şekillenir.) Dişi tavşanın vulvasının kırmızı renkte olması çok önemli bir kriterdir Bu hayvanın çiftleşmeyi kabul edeceğinin ve ovulasyonun %90 mümkün olacağının göstergesidir. Çiftleştirmede her zaman dişi erkeğin kafesine götürülür. Kızgınlık dönemindeki dişi tavşan ‘lordozis’ denilen karakteristik bir vaziyet alır. Hayvan arka bacakları aşağı doğru , but kısmını yukarı yükseltir. Kızgınlık göstermeyen tavşan kafesin bir köşesinde çömelme vaziyeti alır yada erkek tavşana karşı saldırganlaşır. Tavşanlarda gebelik süresi 28-33gündür.Doğum nispeten kolay gerçekleşir. Genel olarak 1-20 adet yavrular kör olarak doğarlar. Tavşan üretim yerlerinde bu sayı 7-9 arasıdır. Canlı yavruların %20 si sütten kesme dönemine kadar ölebilir. Bir dişi tavşan Avrupa tavşancılığında yılda sütten kesilmiş 50-60 adet yavru üretebilmektedir. Yavrular 26-28 gün arasında anasının yanında kalırlar.



Yani 4. Haftada sütten kesilirler. İlk kırkımları ise 6. Haftada yapılır. Tavşanlar birçok canlının aksine ve onu eti yenen hayvanlardan ayıran önemli bir özellik olarak doğumdan 3-4 gün sonra hatta doğumdan 1 gün sonra çiftleştirilebilirler.



Tavşanlar arasındaki üstünlük kavgasını önlemek ve yünlerinin keçeleşmesini önlemek için, cinsel olgunluktan itibaren ( 3-4 aylıkken ) bireysel kafeslere alınmalıdırlar.


Yüksek bir döllenme oranı sağlayabilmek için dişiler kırkım günü çiftleştirilmeli, erkekler ise 6 hafta aralarla kırkılmalıdır.

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
15 Ekim 2008       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Evde beslenen sevimli tavşanlar aslında doğa­da yaşarken ekinlere ve ormanlara büyük zarar veren yabani adatavşanlarının evcil soy­larıdır. Örneğin pamuk gibi bembeyaz, yumu­şacık tüylü Ankara tavşanı da evcil bir adatav-şanıdır.Tavşanların sağlıklı gelişmesi için, pişmiş patates, yonca, ekmek artıkları, karnabahar yaprakları, marul, karahindiba, taze otlar, maydanoz, kereviz dalları, havuç ve şalgam gibi çeşitli yiyecekler arasından seçilmiş iki öğün yemek ermek gerekir. Bu sebzeler iyice ezilmiş, neredeyse katı bir lapa halinde olmalıdır. Tavşanlarınıza asla soğan, çiğ pata­tes, ravent, yüksükotu, sardunya, kasımpatı, kurtbağrı ve yaz kış yeşil kalan çalı ya da ağaççıkların yapraklarından vermeyin.

Bir tavşan kafesinin uzunluğu hayvanın uzunluğunun en az dört katı, yüksekliği de üç katı olmalıdır. Bu kafesi ortadan bir bölmeyle ikiye ayırmak gerekir; bu bölmede hayvanla­rın geçebileceği büyüklükte yuvarlak bir delik bırakırsanız tavşanlar uyku bölümü ile gün­düz bölümü arasında gidip gelebilirler. Uyku bölümü karanlık olmalı, gündüz bölümü ise ışık alacak biçimde kafes teliyle kapatılmalı­dır. Hava esintisi tavşanlar için zararlıdır; bu yüzden kafesi korunaklı ve yerden yüksekçe bir yere koymak en uygunudur. Kafesin tabanını ince tahta yongaları ya da talaşla döşedikten sonra üzerine saman yerleştirmek ve bu örtüyü sık sık değiştirerek kafesin tabanını her zaman temiz tutmak gerekir. Ayrıca uyku bölümünde tavşanlar için kuru otlardan bir yatak yapılmalıdır. Tavşanlar hareketli hayvanlardır; ara sıra açık havada diledikleri gibi gezinip koşabilmelerine ola­nak sağlamayı unutmamalısınız.

Kaynak: MsxLabs Temel Britannica
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Temmuz 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
YETİŞTİRİCİLİĞİNİN EKONOMİK ÖNEMİ
Dengeli beslenmenin önem kazandığı günümüz toplumunda doğal olarak hayvansal kaynaklı gıda maddelerinin yeri tartışılmaz. Et üretiminde büyük ve küçük baş hayvan populasyonunun arttırılma olanakları, meralarımız göz önünde tutulacak olursa sınırlıdır. Bu durumda et ihtiyacımızın karşılanmasında bir seçenek olarak evcil hayvan üretiminin büyük bir potansiyel olduğu açıkça görülmektedir. Tavşancılığın küçük evcil hayvan yetiştiriciliği içerisinde çok önemli bir yeri bulunmaktadır. Eti için yetiştirilen diğer hayvanlarla karşılaştırdığımızda tavşanın özelliklerini şöyle sıralayabiliriz: Bir tavşandan yılda 6-7 batın ve her batında ortalama 8 yavru alınabilmektedir. Bir yavru iyi bakım besleme sonucu 2,5-3 aylıkken kesime gelmekte ve 1200 - 1500 g arasında yenilebilir et vermektedir.

Evcil tavşan eti; beyaz, gevrek, kemik oranı düşük ve çok lezzetli bir ettir. Protein oranı yüksek (% 20-21 ), kalorisi (1749 kcal/kg ), yağ oranı (% 10-11 ) ve kolesterol miktarı (50 mg/kg ) diğer birçok etten düşük olan tavşan etinin pişirilmesi de son derece kolaydır. Tavşan etinden her çeşit yemek yapılabildiği gibi % 10 oranında karıştırılarak sucuk, sosis, salam olarak da değerlendirilmektedir.
Tavşanın beslenmesi de diğer hayvanlara göre kolaydır. Yediği yem maddelerini kolayca ete çevirebilir. Bu hususta tavşanı ancak balıklar ve etlik piliçler geçebilmektedir. Tavşanlar sadece 2.5-3 kg yem yiyerek 1 kg et tutabilmektedirler. Diğer evcil hayvanlarda 1 kg et için tüketilen yem miktarı daha fazladır. Bu miktar koyunlarda 9 kg, sığırlarda ise 10 kg civarındadır.
Tavşanın diğer önemli bir verim yönü de kürküdür. Birinci kalite tavşan kürkleri manto, etol, şapka gibi giysilerin yapımında kullanılır. Daha düşük kaliteli kürkler oyuncak, terlik yapımında yünü alınmış deriler ise yapıştırıcı ve yem sanayinde değerlendirilmektedir. Tavşan tüyü ya da yünü ise yüksek keçeleşme özelliği ve koyun yününe oranla 2 kat fazla ısı tutma kabiliyetiyle şapkacılıkta ısrarla aranmaktadır. Tavşan gübresi ise yüksek azot ve fosfor oranı ile iyi bir sebze gübresi olarak değerlendirilmektedir.
Tavşanın deney hayvanı olarak da çok geniş kullanım alanı bulunmaktadır. Ülkemizde bu talep giderek artmaktadır.


Verim yönlerine göre
1- Et tavşanları (Yeni Zelanda,Kaliforniya, Şinşilla).
2- Post tavşanları (Rex tavşanları ).
3- Yün tavşanları (Ankara ).

Tavşan yetiştiriciliğine başlamak isteyenler, hangi ırklarla işe girişmeleri gerektiğine karar verebilmeleri için tavşan ırkları konusunda genel bilgi sahibi olmaları gerekir. Ülkemizde yetiştirilen tavşan ırklarının sayısı 3-5 kadardır. Bu ırklardan en yaygın olanı Beyaz Yeni Zelanda tavşanıdır.

Yeni Zelanda Tavşanı
Amerika’da et yönünde geliştirilmiş bir ırktır. Beyaz ve kırmızı olmak üzere iki tipi vardır. Her ikisi de orta büyüklükteki ırklardandır. Beyaz Yeni Zelanda dünyada ve Türkiye’de yaygındır. Beyaz tip vücut büyüklüğü bakımından kırmızı tipe benzerlik gösterir. Beyaz tipte vücut yapısı daha sağlam, sırt ve butlarda kas gelişimi iyi, vücut dolgun, arka kısım geniş ve yuvarlaktır. Bacaklar kısa ve kuvvetli kemiklidir. Baş geniş ve kısa olup vücutla iyi bir uyum gösterir. Kulaklar uzun değildir ve tüylüdür. Gözler kırmızı renklidir. Ergin canlı ağırlık erkeklerde 4-5 kg, dişilerde 4.5-5.5 kg’dır. Postu istenen renge boyanabilir ve et verimine uygundur.

Kaliforniya Tavşanı
Birleşik Amerika’nın Kaliforniya kentinde et ve post verimi yönünde geliştirilmiş yeni ırklardan biridir. Etçi bir tavşandır. Vücut dolgun, omuzlar, butlar ve sırtta kas gelişimi kuvvetlidir. Baş kısa ve kulaklar diktir. Tüyler orta uzunlukta ve çok sıktır.



Şinşilla Tavşanı
Et ve kürk yönünde yetiştirilir. Postu sincap rengindedir. Büyük ve Küçük Şinşilla olmak üzere iki tipi vardır. Bu iki tip farklı zamanda ve farklı ülkelerde elde edilmişlerdir. Büyük Şinşilla orta boy tavşan ırklarının en ağırlarındandır. Büyük ve Küçük Şinşilla arasında renk ayrılığı yoktur. Ortalama canlı ağırlık 2.75 kg kabul edilir. Ülkemizde de Büyük Şinşilla yetiştirilir. Fakat Beyaz Yeni Zelanda kadar yaygın değildir.

Rex Tavşanı
Kısa tüylü ırkların tek örneğidir. Post verimi önemlidir. Tüyleri 18-22 mm’dir. Derisi yumuşak, tüyleri kısa, parlak, kadife gibidir. Çok çeşitli tipleri vardır. Postunun her renge boyanabilmesinden dolayı en çok tutulan tip beyaz rex dir. Almanya’dan ithal edilmiştir. Yakın gelecekte ülkeye yayılması planlanmaktadır. Beyaz rex tavşanında vücut beyaz renkli, gözler kırmızı veya mavi renkli olabilir. Canlı ağırlık bakımından Rex tavşanları 3 gruptur. Ağır grupta: Beyaz Rex, Mavi Rex, Chin rex bulunur. Bunlar ortalama 4 kg’dır. Orta grupta: Siyah rex, Sarı rex, Havana rex, Castor rex bulunur ve ortalama canlı ağırlık 3.5 kg’dır. Hafif grupta ise Lux rex, Marder rex tavşanları bulunmaktadır.

Ankara Tavşanı
Vücut orta büyüklükte olup canlı ağırlık 3.5 kg kadardır. En önemli verimi olan yünü 15-20 cm uzunluktadır. Yılda ortalama 1000 g yün verirler.Çeşitli renklerde varyeteleri bulunmakla birlikte dünyada en tutulan çeşidi beyaz renklisidir.

BARINAKLAR ve EKİPMAN
Tavşan barınaklarının düzenlenmesi, tavşanların davranış özellikleri ve iklim şartlarına karşı göstermiş oldukları tepkiler ile sıkı sıkıya ilişkilidir. Tavşanlardan gereği gibi yararlanabilmek ve yetiştirme amacı olan verimleri kaliteli ve bol miktarda alabilmek, onları uygun yerde barındırmakla mümkündür. Üretici hayvanlara en az iş ve giderle en uygun bakım ve beslemeyi uygulayabileceği barınak ve ekipmanları sağlamalıdır. Barınaklar elden geldiği kadar basit, ışık ve temiz havayı yeteri kadar alabilecek durumda fakat kuvvetli hava akımlarına, sert rüzgarlara ve gün ışığına engel olacak şekilde yapılmalıdır. Barınaklar, ekonomik şartlar göz önünde tutularak, iş kolaylığı sağlayacak şekilde planlanmalı; tavşanları rüzgar, yağmur, soğuk ve sıcaktan korumalı iyi bir havalandırma ve aydınlatma sağlayacak şekilde yapılmalıdır. Kurulacak tavşanlığın taban alanı tavşancılıkta kullanılacak kafeslerin kaç katlı olduğuna göre değişir. Taban alanı; tek katlı kafesler kullanıldığında 2-2.5 m2 / tavşan, iki katlı kafesler kullanıldığında 1.5-1.75 m2 / tavşan, üç katlı kafesler kullanıldığında ise 0.75-1 m2 / tavşan olarak hesaplanmalıdır. Pencere alanı, taban alanının % 4-5’i kadar olmalıdır.
Barınakta optimum sıcaklık 14 °C’dir. Sıcaklık 10 °C’nin altına düşmemeli 20 °C’ nin de üstüne çıkmamalı. Nisbi nem % 60-70 olmalı. Aydınlatma süresi 12 saat olmalıdır. Barınaklarda 3.6 m3 / saat / kg canlı ağırlık ölçüsünde havalandırmanın sağlanması gereklidir.

Kafesler ve Gereçler

Kafesler:

Barınaklara yerleştirilebilecek tek, iki ya da üç katlı kafesler de bulunmaktadır. Kafes malzemesinin galvanizli telden olması iyi sonuç vermektedir.Bu tellerin duble yada triple galvaniz olması kafeslerin yıllarca kullanılabilmesine böylece daha ekonomik olmasına yol açakmaktadır. En iyisi damızlıklarda iki ,yavrularda ise üç katlı kafeslerin kullanılmasıdır. Kafes sistemleri minumum alanda maksimum hayvan barındırmaya elverişli olmalıdır. yemlik ve suluklar kafes dışına monte edilmelidir.


Ekipmanlar:
Tavşanlıkta bulundurulması istenen çeşitli gereçler vardır. Bunların en önemlileri: Doğum kutuları, yemlikler, suluklar, dezenfeksiyon için pulverizatör,yem taşıma arabası, tavşan taşıma kafesleri vb.

a) Doğum Kutuları:
Gebe dişiler doğuma 3-4 gün kala doğum kutusuna alınır.Burada dikdörtgen prizması şeklindeki bir kutu önerilebilir. Doğum kutusunun üzeri açılabilir kapaklı olmalı. Pencere yavrunun ve dişinin girip çıkabileceği şekilde sürgülü kapaklı ve tabandan 13-15 cm yukarda olmalıdır.

b) Yemlikler:
Kafesin şekline uygun ve paslanmaz malzemeden yapılmış, yeterli büyüklükte otomatik ve yarı otomatik yemlikler kullanılır. Yemlikler dışarıdan kafeslere takılması gerekmektedir.

c) Suluklar:
Otomatik emzik tipi suluklar kullanılmalıdır.


Tavşanların Yeme Davranışı ve beslenme

Tavşanlar geceleri beslenmeye eğilimli olmalarına rağmen günün 24 saatinde yer ve içerler. Yem tüketimi oldukça yavaştır. Yemliklerin hizası kafes tabanına yakın olmamalıdır.Aksi takdirde yemler kirletilir. Üç haftalık yaştan sonra yavrular analarının yediği yemden yiyebilirler. Tavşan yetiştiriciliğinde verimlerine göre dört farklı yem kullanılmaktadır.Bunlar yavru,besi,emzirme ve yetişkin yemleridir.

VI- YETİŞTİRME İŞLERİ (BAKIM VE YÖNETİM )
Yabanıl tavşanlarda döl verimi ilkbahar ve yazın yüksektir. Sonbahar ve kışın çok düşüktür. Evcil tavşanlardan optimum çevre şartlarının sağlanması durumunda senenin herhangi bir ayında yavru alınabilir. Tavşanlarda gebelik süresi 28-32 gün, emzirme süresini de 4 hafta olarak düşünürsek bir dişinin normal şartlarda 6-8 doğum yapması uygundur.Verimliliğin arttırılması için yetiştirme işlerinin titizlikle takip edilmesi gereklidir.

a) Kızgınlık:
Kızgınlık gösteren dişi tavşanda bazen vulva şişer, kızarır ve nemlenir. Kızgın dişi huysuz olur. Tavşanlarda cinsel aktivite düzenli olmadığından kızgınlık tam olarak anlaşılamaz. Dişi gebe olduğu halde erkeği kabul edebileceği gibi kızgın iken de reddedebilir.

b) Çiftleşme:
Dişi ve erkek tavşanların ilk çiftleşme yaşı ırka ve bireysel gelişmeye bağlı olarak değişir. Çiftleşme için dişi tavşan erkek tavşanın kafesine götürülür ve elde çiftleştirme yapılır.

c) Gebelik:
Gebelik için bir aşım yeterlidir. Gebelik süresi 28-32 gündür.Gebelik süresi uzadığında iri ve ölü yavru sayısı artabilir. Gebeliği etkileyen faktörler: kısırlık, aşırı yaşlılık ya da gençlik, zayıf fiziksel yapı, yalancı gebelik, incinmeler ve hastalıklardır. Dişi tavşanın gebe olup olmadığını anlamak için onu yeniden erkek tavşan kafesine götürerek bir kontrol çiftleştirmesi yapmak uygun değildir.Karnının arka bölgesinde rahim palpe edilip yavruların varlığı belirlenebilir (14. günden sonra ).

d) Doğum:
Gebelik muayenesinde gebe olarak tespit edilen tavşanlara,çiftleşmeden 25 gün sonra doğum kutusuna alınır. Kutuya bir miktar iyi kalitede kuru ot konur. Tavşan karın tüylerini kopararak kutuda bir yavru yuvası yapar ve doğumunu gerçekleştirir.

e) Yavruların Bakımı:
Doğumdan bir gün sonra ölü ve zayıf yavrular ayrılır. Yavruların beslenme ve sağlık durumu izlenir. Bir tavşan ortalama bir doğumda 6-8 yavru verir. İyi bir ana 8 veya daha fazla yavruyu büyütebilir ve yavrularını 4 hafta emzirir. Bir önceki doğumdan ananın kaç tane yavruya bakabileceği biliniyorsa bu sayıda yavru yanında bırakılır. Anaları doğumda ölen yavrular ya da değerli ve fazla olan yavrular, aynı zamanda doğum yapmış bir anaya verilebilir. Bu uygulamaya "yavru dengelemesi" denir.

f) Kanibalizm:
Anaların gebelik sırasında ve doğumdan sonra yetersiz beslenmesi, korkutulması, kalıtsal nedenlerle yavrularını yemesidir. Böyle analar damızlıktan çıkarılmalıdır.

g) Cinsiyet tayini:
Sütten kesimden sonra erkek ve dişiler ayrı tutulmalı. Üreme organının çıkış deliği dişilerde uzunluğuna bir yarık biçiminde, erkeklerde ise yuvarlaktır ve bastırıldığında erkek üreme organı bir çıkıntı şeklinde ortaya çıkar.

h) Tavşanların Tutulması:
Tavşanlar sağ el omuz derisinden, sol el arka taraf altından tutularak taşınır.

ı) Tavşan yetiştiriciliğinde üzerinde durulan özellikler ve kartlar:
Yetiştirme ve seleksiyonda amaçlanan özellikler;
1- Sağlamlık: Yavru ölümlerinin % 10 dan az olması.
2- Döl verimi: Bir batında ortalama 8 yavru ve yılda dişi başına en az 5 doğum ve 40 yavru alınması.
3- Yemden yararlanma: Her kg canlı ağırlık artışı için 3 kg dan daha az yem tüketimi.
4- Kesim randımanı: Ortalama randımanın % 55-66 ve daha üzerinde olması.
5- Birörnek renk gösteren sıkı ve yoğun yünle kaplı sağlam bir deri.
6- Ortalama damızlıkta kullanma süresi: 2 yıldır. Entansif et tavşancılığında dişilerden yılda 7-8 batın yavru alabilmek için seçim yapılmalıdır.
7- Bir erkeğe 8-10 dişi bulundurulur ve 2 günde bir 2 defa çiftleştirilebilir.

alinti
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Temmuz 2009       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
NEDEN TAVŞAN YETİŞTİRİRİZ ?Tüm dünyanın etinden, tüyünden, gübresinden ve daha birçok yan ürününden faydalandığı tavşancılık sektörü ülkemizde maalesef hiç gelişmemiştir. Bu sektörün gelişmemesinin nedeni ise halen bu konu ile ilgili yeterli bilgiye sahip kişilerin yetişmemiş olmasıdır. Bu yüzden de şimdiye kadarki girişimcilerin çabaları sonuçsuz kalmış ve kar oranı yüksek olan bu sektörden Türkiye mahrum olmuştur. Şu an bu sektörde yaşanan kıpırdanmalar gelecek için umut vaat etse de bilinçsizce yapılan girişimler eskiden olduğu gibi hüsranla sonuçlanabilir. Bu sebepten ötürü tavşan yetiştiriciliği ve hastalıkları hakkında yeterli bilgisi olmayan girişimcilerin, profesyonel destek almaları hayati bir önem taşımaktadır. Genel olarak tavşanlardan elde edilen ürünlere bakacak olursak:
ET: Et üretimi için tavşan yetiştiriciliği düşünüldüğünde beslenmesinde harcanan maliyet sığır ve tavuk yetiştiriciliğinden çok daha ucuza gelmektedir.,bunun nedeni ise tavşan beslenmesinde kaba yem oranının fazla, konsantre yem oranının az olmasıdır. Bu yüzden Avrupa ülkelerinde köylü halk kendi et ihtiyaçlarını besledikleri tavşanlardan karşılamaktadırlar. Bakım ve yetiştiriciliğinin de fazla emek gerektirmemesi sebebi ile yetiştiriciler tarafından tercih edilmektedir. Ayrıca kesim zamanının optimum 3-6 aylık yaştaki hayvanlardan seçilmesi sebebiyle besleme maliyeti de düşmektedir.Büyük şehirlerde yaşayan insanlarda tavşan eti tüketmesinin sebebi ise gelişmiş toplumların sağlık sorunu olan şişmanlık ve buna bağlı kalp rahatsızlıklarının önüne geçmek için kalori ve yağ oranı düşük, protein miktarı yüksek tavşan etini tercih etmeleridir. Diyet yapmak zorunda olsun yada olmasın beslenme değeri yüksek ve sağlık açısından elverişli olan tavşan eti iyi bir kırmızı et gurubunda yer almaktadır. Ülkemizde ise kırmızı et fiyatlarının yüksek olması tavukçuluk sektörünün de ekonomik sorunlar yüzünden çıkmaza girmesi nedeniyle önümüzdeki zaman içerisinde et pazarına tavşan etinin yavaş yavaş girdiği gözlenmektedir Üretim maliyetinin de diğer hayvan yetiştiriciliklerine nazaran düşük olması bu pazarda tutunacağını da göstermektedir. Bu özelliklerine dayanarak Amerika, Çin, Güney Amerika ve Avrupa ülkelerinde tavşan eti üretim ve tüketiminin ülkemize nazaran çok yüksek olduğu saptanmıştır. Et üretimi amacıyla kalifornia ve yeni zellanda ırkı tavşanlar yetiştirilmektedir
KÜRK: Tavşanın bir diğer özelliklerinden biri de yünü ve derisidir. Ülkemizde de ıslah edilerek yetiştirmeye alınan ilk kürk hayvanıdır ve her ırk tavşan kürkünün bir ekonomik değeri vardır. Tavşan kürkü genellikle manto, ceket, şapka yapımında kullanılmaktadır, ayrıca ev ve araba döşemeciliğinde ve oyuncak sanayiinde de önemli bir yere sahiptir. *YÜN: Yün için ise Ankara tavşanı yetiştirilmektedir. Bu yün, iplik yapımında kullanılan tek tavşan yünüdür. Bu tavşanın anavatanı ANKARA ilimiz olmasına rağmen ülkemiz dışında çoğu gelişmiş ülkelerde endüstriyel olarak yetiştirilmektedir. Özellikle Çin bu konuda yapmış olduğu ihracatlar ile iyi bir milli gelir elde etmektedir. Bunun yanında dünyanın bir çok ülkesi bu hayvan sayesinde büyük paralar kazanmaktadır. Bu tavşan yünü giyim sektörünün değişik alanlarında kendini göstermektedir. Modanın önde gelen ülkelerinden İtalya ve Fransa’da angora kazakları ve kumaşı çok tutulmaktadır ve angora tavşanı yetiştiriciliği büyük devlet desteği görmektedir. Özellikle hava ve uzay sanayiinde önde giden Fransa bu alanlarda çok kullanılan angora yünü üretimine yıllardır önem vermiştir. Yine gelişmiş ülkelerde tüyün hipoalerjenik (alerji yapmayan) özelliğinden faydalanılarak bebek giysileri , antistatik özelliğinden yararlanılarak da romatizma hastalarının kullanması gereken kıyafetler (korse, dizlik, ...vb) üretilmektedir. Bu kadar çok özelliği de fiyatının neden yüksek olduğunu açıklamaktadır. Ankara tavşanından yılda ortalama 1 hayvandan 1 kg yün alınmaktadır ve bu yün kalitesine göre 75$-150$ arasında (kilosu) fiyat biçilmektedir. SÜS: Tavşanların evde beslenmesi ile ilgili olarak tıp dünyası da öneride bulunmaktadır. Özellikle ruhsal düzensizliklerde tavşan beslenmesinin ruh sağlığına yararlı olduğu söylenmektedir.Çocukların ise tavşana olan sevgisi tartışılmaz bir konudur.Günümüzde de evcil hayvan satış yerlerinin vazgeçilmez hayvanlarından birisidir GÜBRE: Tavşan üretimi tek verim üzerine yapılacağından (et veya yün) tavşanın diğer verimlerinden de ikinci planda yararlanılması gerekmektedir.Mesela et amacıyla besleniyorsa postu veya yünü de satılarak çiftliğin üretim masraflarında düşme sağlanır.Gübre de işte böyle bir yan üründür,tavşan gübresi azot ve potasyum bakımından zengin olması nedeni ile sebzecilikte ve özellikle gül yetiştiriciliğinde kullanılmaktadır. Bir tavşan ise yılda 40-50 kg gübre vermektedir. Ayrıca bütün dünyada sağlık alanında çok sayıda laboratuvar tavşanı kullanılmakta olup, birçok kedi-köpek ve besi hayvanlarının yem sanayiinde de tavşan eti ve yan ürünleri değerlendirilmektedir. NOT: Bütün bu özellikleri göz önünde bulunduracak olursak tavşan yetiştiriciliğinin ne kadar karlı bir iş olduğunu görmezlikten gelemeyiz. Ama şu var ki plansız,bilgisiz ve deneyimsiz kişiler tarafından yapılan yetiştiricilik kötü olarak sonuçlanmaktadır.Bunun için tavşan yetiştiriciliği bilgili ve deneyimli kişilerin danışmanlığında yapılmalıdır
alinti

Benzer Konular

13 Temmuz 2016 / zeki hoca Genel Galeri
8 Ekim 2008 / Gabriella Taslak Konular
17 Ocak 2012 / Misafir Arşive Kaldırılan Konular
22 Mart 2010 / ThinkerBeLL Zooloji
25 Temmuz 2015 / Safi X-Sözlük