Arama

İcra ve İflas Kanunu

Güncelleme: 18 Şubat 2011 Gösterim: 16.344 Cevap: 10
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
11 Nisan 2008       Mesaj #1
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
İCRA İFLAS KANUNU Kanun No: 2004 - Kabul Tarihi : 9/6/1932
(19/6/1932 gün ve 2128 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.)
Sponsorlu Bağlantılar
İCRA VE İFLAS KANUNU
Kabul Tarihi: 9 Haziran 1932
Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 19 Haziran 1932 - Sayı: 2128
3.t.Düstur, c.13 - s.426
_____
Kanun içersinde yer alan, 9.11.1988 tarih ve 3494 sayılı Kanunun 62. maddesi
hükmü gereğince eklenen Geçici Madde 2 hükmü gereğince, icra memuru unvanı "icra
müdürü", icra memur yardımcısı unvanı "icra müdür yardımcısı", iflas memuru
unvanı "iflas müdürü" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
BİRİNCİ BAP
TEŞKİLAT VE MUHTELİF HÜKÜMLER
İCRA DAİRELERİ VE MEMURLARI
MADDE 1 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri
kadar icra dairesi bulunur.
Her icra dairesinde Adalet Bakanlığınca atanacak bir icra müdürü ile yeteri kadar yardımcı ve
mahallince atanacak kâtip, mübaşir ve sair müstahdemler bulundurulur.
Ayrıca icra müdürü olmayan yerlerde bu vazife mahkeme yazı işleri müdürleri tarafından
görülür.
Adalet teşkilâtı sulh mahkemesinden ibaret bulunan yerlerde Adalet Bakanlığı bu
mahkemelere görmeye yetkili olduğu işlerde icra yetkisini verebilir. Bu takdirde icra
müdürüne ait görev ve yetkiler mahkeme yazı işleri müdürleri, yokluğu halinde zabıt kâtibi
tarafından yerine getirilir.
Birden ziyade asliye mahkemesi olan yerlerde Adalet Bakanlığı icra dairelerini bir arada
bulundurmaya ve aynı tetkik merciine bağlamaya yetkilidir.
İFLAS DAİRELERİ
MADDE 2 - Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde lüzumu kadar iflâs dairesi bulunur.
Birinci madde hükmü iflâs daireleri hakkında da caridir.
İCRA VE İFLAS DAİRELERİNİN BİRLEŞTİRİLMESİ
MADDE 3 - İcra ve iflâs işleri bir dairede birleştirilebilir.
TETKİK MERCİİ
MADDE 4 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.1) İcra ve
iflas dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikayetlerle itirazların incelenmesi icra tetkik
mercii hakimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hakim tarafından
yapılır. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun
olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca icra tetkik merciinin birden fazla dairesi kurulabilir.
Bu durumda icra tetkik mercii daireleri numaralandırılır. İcra tetkik merciinin birden fazla
dairesi bulunan yerlerde iş dağılımı ve buna ilişkin esaslar, Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunca belirlenir. Her icra tetkik mercii hakimi, kendisine Adli Yargı Adalet Komisyonu
Başkanlığınca dönüşümlü olarak bağlanan icra ve iflas dairelerinin muamelelerine yönelik
şikayetleri ve itirazları inceler, bu dairelerin gözetim ve denetimlerini yapar, idari işlerine
bakar.
İcra yetkisini haiz sulh mahkemelerinin muamelelerine karşı vukubulacak şikâyet ve
itirazların tetkik mercii o mahkemenin hâkimidir.
SORUMLULUK
MADDE 5 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985.) İcra ve İflâs Dairesi görevlilerinin kusurlarından
doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana
gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye
mahkemelerinde bakılır.
ZİMMET
MADDE 6 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985.) İcra dairesine tevdi veya bu dairece tahsil olunan
veya muhafaza altına alınan paraların, ilgili memur tarafından zimmete geçirilmesi halinde,
zimmete geçirilen miktar, cezai takibat sonucu beklenmeden ve tazmin yolunda bir hükme
hacet kalmaksızın hazine tarafından derhal icra veznesine yatırılır. Devletin asıl sorumlulara
rücu hakkı saklıdır.
ZARAR VE ZİYAN DAVASININ ZAMANAŞIMI
MADDE 7 - Zarar ve ziyan davası, mutazarrır olan tarafın zararı öğrendiği günden bir sene ve
her halde zarar ve ziyanı mucip fiilin vukuundan on sene geçmesi ile zamanaşımına uğrar.
Şu kadar ki zarar ve ziyan cezayı mucip bir fiilin neticesi olupta ceza kanunları bu fiili daha
uzun bir müddetle zamanaşımına tâbi tutmakta ise hukuk davasında da ceza zamanaşımı cari
olur.
TUTANAKLAR
MADDE 8 - (Değişik: 538 - 18.2.1965.) İcra ve iflâs daireleri yaptıkları muamelelerle
kendilerine vâki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve
beyanların altları ilgililer ve icra müdürü veya yardımcısı veya kâtibi tarafından imzalanır.
İlgililer bu tutanakları görebilir ve bunların örneğini alabilir.
İcra ve İflâs dairelerinin tutanakları, hilâfı sabit oluncaya kadar muteberdir.
PARA VE DEGERLİ EŞYANIN TEVDİİ
MADDE 9 - (Değişik: 4301 - 6.8.1997) İcra ve iflas daireleri aldıkları paraları ve kıymetli
evrak ve değerli şeyleri, nihayet ertesi iş günü çalışma saati sonuna kadar Adalet Bakanlığınca
uygun görülen bankalardaki hesaplarına yatırmaya, banka bulunmayan yerlerde icra veya
mahkeme kasalarında muhafazaya, kasa bulunmayan yerlerde ise mal sandıklarına bırakmaya
mecburdurlar.
İŞ GÖRMEKTEN MEMNUİYET
MADDE 10 - (Değişik:538 - 18.2.1965.) İcra ve iflâs işlerine bakan memur ve müstahdemler
:
1. Kendisinin,
2. Karı veya kocasının, nişanlısının yahut kan ve sıhri usul ve füruunun veya üçüncü derece
dâhil olmak üzere bu dereceye kadar olan kan ve sıhri civar hısımlarının,
3. Kanuni mümessilli veya vekili yahut müstahdemi bulunduğu bir şahsın,
Menfaati olan işleri göremeyip derhal tetkik merciine haber vermeye mecburdur. Tetkik
mercii müracaatı yerinde görürse o işi diğer bir memura, bulunmıyan yerlerde kâtiplerinden
birine verir.
İCRA HAKİMİ VE YARDIMCILARININ REDDİ
MADDE 10a - (Ek: 538 - 18.2.1965.) İcra hâkimi veya yardımcıları reddedildiği takdirde
Hukuk Üsulü Muhakemeleri Kanunundaki hükümler uygulanır. Ret talebinde bulunan
dilekçesinde ret sebeplerini delilleri ile birlikte bildirmek zorundadır.
Ret talebinin reddi hakkındaki kararın temyizi, icra hâkiminin işe bakıp karar vermesine mâni
değildir. Ret talebinin reddi hakkındaki kararın bozulması halinde reddedilen hâkimin verdiği
kararın yerine getirilmesi geri bırakılır. Bozma kararına uyularak ret talebi kesin surette kabul
edilirse karar kaldırılır. 40 ıncı madde hükümleri kıyasen uygulanır.
MEMNU İŞLER
MADDE 11 - Tetkik vazifesini gören hâkimler ve icra ve iflâs müdür ve müstahdemleri,
dairelerince takip edilmekte olan bir alacak veya satılmakta bulunan bir şey hakkında kiminle
olursa olsun kendileri veya başkaları hesaplarına bir akit yapamazlar. Yaparlarsa
hükümsüzdür.
İCRA DAİRESİNE ÖDEME
MADDE 12 - (Değişik: 538 - 18.2.1965)İcra dairesi, takibedilmekte olan bir para alacağına
mahsuben borçlu veya üçüncü şahıs tarafından ödenen paraları kabule mecburdur. Bununla
borçlu bu miktar borcundan kurtulur.
GÖZETİM VE DENETİM
MADDE 13 - (Ek: 3222 - 6.6.1985.) (Değişik 1. cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.2) İcra ve iflas
daireleri, 4 üncü maddedeki esaslara göre tetkik mercii hakiminin daimi gözetimi ve denetimi
altındadır. Bu daireler Cumhuriyet savcıları ve adalet müfettişleri vasıtası ile denetime tabi
tutulur. Cumhuriyet savcıları bu daireleri yılda en az bir defa denetlerler.
İcra ve iflâs müdür ve yardımcılarının disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerinden dolayı,
haklarında Devlet Memurları Kanununun disiplin cezalarına ilişkin hükümleri uygulanır.
BİRİNCİ TEFTİŞ
MADDE 13a - (Ek: 538 - 18.2.1965.) 13 üncü maddeye göre Cumhuriyet savcılarınca ilk defa
yapılacak teftişin, geçen bir yıllık işlemlere şâmil olmak üzere her sene Ocak ayı içinde
yapılması ve düzenlenecek raporların birer örneğinin icra ve iflâs dairesi ile Cumhuriyet
savcılığında saklanması, diğer örneğinin ise en geç o ayın sonunda Adalet Bakanlığına
gönderilmesi gereklidir.
Teftişlerin yapılması, savcılıkların açık olması hallerinde bunun kimler tarafından yerine
getirileceği ve teftiş raporlarının nasıl düzenleneceği yönetmelikte belirtilir.
TÜZÜK, YÖNETMELİK VE YARGITAY KARARLARI
MADDE 14 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Bu Kanunun uygulama şekli tüzükle, icra ve iflâs
daireleri ile tetkik mercilerinde tutulacak defterlerle dosyaların ve diğer basılı kâğıtların
düzenlenme şekilleri Adalet Bakanlığınca hazırlanacak yönetmelikte tâyin ve tesbit olunur.
(...) (Madde 14 ün 2. fıkrası, 6.6.1985 tarih ve 3222 sayılı Kanunun 47. maddesinin (a) bendi
hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.3) Yargıtay, icra ve iflas işlerine ait kararların tamamını
düzenli olarak yayımlar. Buna ilişkin esaslar Yargıtay tarafından yönetmelikle düzenlenir.
HARÇLAR
MADDE 15 -(Değişik: 3890 - 3.7.1940) İcra ve iflâs harçlarını kanun tayin eder. Kanunda
hilâfı yazılı değilse, bütün harç ve masraflar borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve
takibe hacet kalmaksızın tahsil olunur.
İcra takiplerinde, müzahereti adliye kararları takibe yetkili icra tetkik mercii tarafından Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanununun 465 ve müteakip maddelerine tevkifan ittihaz olunur.
ŞİKAYET VE ŞARTLARI
MADDE 16 -(Değişik: 3890 - 3.7.1940) Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar
müstesna olmak üzere icra ve iflâs dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif
olmasından veya hâdiseye uygun bulunmamasından dolayı tetkik merciine şikâyet olunabilir.
Şikâyet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.
Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her
zaman şikâyet olunabilir.
ŞİKAYET ÜZERİNE YAPILACAK MUAMELELER
MADDE 17 - Şikâyet tetkik merciince kabul edilirse, şikâyet olunan muamele ya bozulur,
yahut düzeltilir.
Memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası emrolunur.
YARGILAMA USULLERİ
MADDE 18 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Tetkik merciine arzedilen hususlarda basit
yargılama usulü uygulanır.
Şu kadar ki, talep ve cevaplar dilekçe ile olabileceği gibi tetkik merciine ifade zaptettirmek
suretiyle de olur.
(Değişik 3. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.4) Aksine hüküm bulunmayan hallerde tetkik mercii,
şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına
gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en
kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir. Duruşma yapılmayan
işlerde tetkik mercii, işin kendisine geldiği tarihten itibaren en geç on gün içinde kararını
verir. Duruşmalar, ancak zorunluluk halinde ve otuz günü geçmemek üzere ertelenebilir.
MÜDDETLER
BAŞLAMASI VE BİTMESİ
MADDE 19 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Gün olarak tâyin olunan müddetlerde ilk gün hesaba
katılmaz.
Ay veya sene olarak tâyin olunan müddetler ayın veya senenin kaçıncı günü işlemeye
başlamış ise biteceği ay veya senenin aynı gününde ve müddetin biteceği ayın sonunda böyle
bir gün yoksa ayın son gününde biter.
Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takibeden günde
biter.
Müddet, son günün tatil saatinde bitmiş sayılır.
MÜDDETLERİN DEGİŞTİRİLMEMESİ
MADDE 20 - Bu Kanunun tayin eylediği müddetleri değiştiren bütün mukaveleler
hükümsüzdür. Ancak herhangi bir müddetin geçmesinden istifade hakkı olan borçlu bu
hakkından vazgeçebilir. Bu vazgeçme üçüncü şahıslara tesir etmez.
İCRA TEBLİGLERİ
MADDE 21 -(Değişik: 538 - 18.2.1965) İcra dairelerince yapılacak tebliğler yazı ile ve
Tebligat Kanunu hükümlerine göre olur. Bu tebliğler makbuz karşılığında doğrudan doğruya
tevdi suretiyle de yapılabilir.
İlâmda ve 38 inci maddeye göre ilâm hükmünde sayılan belgelerle ipotek senedinde yazılı
olan adresi değiştiren alacaklı veya borçlu; keyfiyeti birbirlerine noter vasıtasiyle bildirmiş
olmadıkça, tebligat aynı adrese yapılır ve bu adreste bulunmadığı takdirde Tebligat
Kanununun 35 inci maddesi uygulanır.
Adres değişikliği, yukarıdaki fıkra gereğince alacaklı veya borçlu tarafından diğer tarafa
tebliğ olunduğu halde eski adrese tebligat yaptırarak Tebligat Kanununun 35 inci
maddesinden faydalanmış olan taraf bu suretle diğer tarafa verdiği bütün zararları yüzde 15
fazlasiyle ödemeye mecbur olduğu gibi hakkında 343 üncü maddedeki ceza da uygulanır.
İCRANIN DURDURULMASI
MADDE 22 - Şikâyet, tetkik merciince karar verilmedikçe icrayı durdurmaz.
KANUNDAKİ ISTILAHLAR
MADDE 23 - (Değişik: 6763 - 29.6.1956) Bu Kanunun tatbikinde :
(İpotek) tâbiri ipotekleri, ipotekli borç senetlerini, irat senetlerini, gemi ipoteklerini, eski
hukuk hükümlerine göre tesis edilmiş gayrimenkul rehinlerini, gayrimenkul
mükellefiyetlerini, bâzı gayrimenkuller üzerindeki hususi imtiyazları ve gayrimenkul
teferruatı üzerine rehin muamelelerini,
(Değişik 2. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.5) (Taşınır rehni) tabiri, teslime bağlı rehinleri, Türk
Medeni Kanununun 940 ıncı maddesinde öngörülen rehinleri, ticari işletme rehnini, hapis
hakkını, alacak ve sair haklar üzerindeki rehinleri,
Sadece (rehin) tâbiri, (ipotek) ve (menkul rehni) tâbirlerine giren bütün menkul ve
gayrimenkul rehinlerini ihtiva eder.
(Gayrimenkul) tâbiri, gemi siciline kayıtlı olan gemilere de şâmildir.
Diğer gemiler bu Kanun hükmünce menkul sayılır.
İKİNCİ BAP
İLAMLARIN İCRASI
I. PARA VE TEMİNATTAN BAŞKA BORÇLAR HAKKINDA İLAMLARIN İCRASI
MENKUL TESLİMİ
MADDE 24 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Bir menkulün teslimine dair olan ilâm icra dairesine
verilince icra müdürü bir icra emri tebliği suretiyle borçluya yedi gün içinde o şeyin teslimini
emreder.
İcra emrinde; alacaklı ve borçlunun ve varsa mümessillerinin adları ve soyadları ile şöhret ve
ikametgâhları, hükmü veren mahkemenin ismi ve hükmolunan şeyin neden ibaret olduğu,
ilâmın tarih ve numarası ve tetkik merciinden veya temyiz yahut iadei muhakeme yoliyle ait
olduğu mahkemeden icranın geri bırakılması hakkında bir karar getirilmedikçe cebrî icraya
devam olunacağı yazılır.
Borçlu, bu emri hiç tutmaz veya eksik bırakır ve hükmolunan menkul veya misli yedinde
bulunursa elinden zorla alınıp alacaklıya verilir.
Yedinde bulunmazsa ilâmda yazılı değeri alınır. Vermezse ayrıca icra emri tebliğine hacet
kalmaksızın haciz yoliyle tahsil olunur. Menkul malın değeri, ilâmda yazılı olmadığı veya
ihtilâflı bulunduğu takdirde, icra müdürü tarafından (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.6)
"haczin yapıldığı tarihteki" rayice göre takdir olunur.
Hükmolunan menkulün değeri, borsa veya ticaret odalarından, olmıyan yerlerde icra müdürü
tarafından seçilecek bilirkişiden sorulup alınacak cevaba göre tâyin edilir.
İlgililerin bu hususta tetkik merciine şikâyet hakları vardır.
26 ncı maddenin 3 ve 4 üncü fıkraları gemi siciline kayıtlı olmıyan gemiler hakkında da
uygulanır.
ÇOCUK TESLİMİ
MADDE 25 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Çocuk teslimine dair olan ilâm icra dairesine
verilince icra müdürü 24 üncü maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliği sureti ile borçluya
yedi gün içinde çocuğun teslimini emreder. Borçlu bu emri tutmazsa çocuk nerede bulunursa
bulunsun ilâm hükmü zorla icra olunur.
Çocuk teslim edildikten sonra diğer taraf haklı bir sebep olmaksızın çocuğu tekrar alırsa
ayrıca hükme hacet kalmadan zorla elinden alınıp öbür tarafa teslim olunur.
ÇOCUKLA ŞAHSİ MÜNASEBET TESİSİNE DAİR İLAMIN İCRASI
MADDE 25a - (Ek: 538 - 18.2.1965) Çocukla şahsi münasebetlerin düzenlenmesine dair ilâm
hükmünün yerine getirilmesi talebi üzerine icra müdürü, küçüğün ilâm hükümleri dairesinde
lehine hüküm verilen tarafla şahsi münasebette bulunmasına mâni olunmamasını; aksi halde
ilâm hükmünün zorla yerine getirileceğini borçluya 24'üncü maddede yazılı şekilde bir icra
emri ile tebliğ eder. Bu emirde ilâm hükmüne aykırı hareketin 341 inci maddedeki cezayı
müstelzim olduğu da yazılır.
Borçlu bu emri tutmazsa ilâm hükmü zorla yerine getirilir. Borçlu alacaklının şikâyeti üzerine
ayrıca 341 inci maddeye göre cezalandırılır.
ÇOCUK TESLİMİNE VE ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA DAİR
İLAMLARIN İCRASINDA UZMAN BULUNDURULMASI:
MADDE 25/b.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.7) Çocukların teslimine ve çocukla kişisel ilişki
kurulmasına dair ilamların icrası, icra müdürü ile birlikte Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu tarafından görevlendirilen sosyal çalışmacı, pedagog, psikolog veya çocuk
gelişimcisi gibi bir uzmanın, bunların bulunmadığı yerlerde bir eğitimcinin hazır bulunması
suretiyle yerine getirilir.
GAYRİMENKUL TAHLİYE VE TESLİMİ
1- BORÇLUNUN ELİNDE İSE
MADDE 26- Bir gayrimenkul veya bir gemi siciline kayıtlı olan geminin tahliye ve teslimine
dair olan ilâm icra dairesine verilince icra müdürü 24 üncü maddede yazılı şekilde bir icra
emri tebliği sureti ile borçluya yedi gün içinde hükmolunan şeyin teslimini emreder.
Borçlu gayrimenkulü veya gemi siciline kayıtlı olan gemiyi işgal etmekte iken bu emri
tutmazsa ilâmın hükmü zorla icra olunur.
Alacaklıya teslim olunan gayrimenkule veya gemi siciline kayıtlı olan gemiye haklı bir sebep
olmaksızın tekrar giren borçlu ayrıca hükme hacet kalmadan zorla çıkarılır.
Bunların içinde bulunup da ilâmda dahil olmayan eşya çıkarılarak borçluya teslim ve hazır
değilse vekiline veya ailesi halkından veyahut müstahdemlerinden reşid bir kimseye tevdi
olunur. Bunlardan da kimse bulunmazsa mezkûr eşya masrafı ileride borçluya ödetilmek
üzere peşin olarak alacaklıdan alınıp emin bir yerde veya alacaklının yedinde hıfzettirilir ve
icra dairesince hemen yapılacak tebligat üzerine borçlu eşyanın bulunduğu mahalde ise beş ve
değil ise otuz gün içinde eşyayı almaktan veya masrafı ödemekten imtina eder yahut lüzum
görülürse icra müdürü tetkik merciinin kararı ile bunları satıp tutarından masrafı ifa eder.
(Değişik son cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.8) Fazla kalırsa borçlunun adına, Adalet
Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikte nitelikleri belirlenen bankalardan birine yatırılır.
_____
Madde 26 nın içerisinde yeralan "Gemi" ibareleri, 29.6.1956 tarih ve 6763 sayılı kanunun
42. maddesi hükmü gereğince "Gemi siciline kayıtlı gemi" olarak değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
_____
2- GAYRİMENKUL ÜÇÜNCÜ ŞAHIS ELİNDE İSE
MADDE 27- Gayrimenkul, üçüncü bir şahıs tarafından davadan sonra ve hükümden evvel
tapuya tescil edilmiş bir akte müsteniden işgal edilmekte ise alacaklı borçlunun o şahsa karşı
malik olduğu hakları haiz olur. Bu şıkkı ihtiyar etmezse borçlusuna karşı tazminat davası
açabilir. Şu kadar ki suiniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı umumî hükümler mahfuzdur.
(Ek fıkra: 6763 - 29.6.1956) Gemi siciline kayıtlı olan gemi, borçlunun elinde bulunmazsa
alacaklı borçlunun gemiyi işgal etmekte olan şahsa karşı sahibolduğu hakları haiz olur. Şu
kadar ki, gemi üçüncü bir şahıs tarafından davadan sonra ve hükümden önce gemi siciline
geçirilmiş bir akit sebebiyle işgal edilmekte ise birinci fıkra hükmü tatbik olunur.
GAYRİMENKUL DAVALARINDA HÜKÜMLERİN TAPU VE GEMİ SİCİL
DAİRELERİNE TEBLİGİ
MADDE 28 - (Değişik: 6763 - 29.6.1956) Gayrimenkul davalarında davacının lehine hüküm
verildiği takdirde mahkeme davacının talebine hacet kalmaksızın hüküm tefhimi ile beraber
hulâsasını tapu ve gemi sicili dairelerine bildirir. İlgili daire bu ciheti hükmolunan
gayrimenkul veya geminin kaydına şerh verir. Bu şerh Medeni Kanunun 920 nci maddesinin
ikinci fıkrası ve tescil edilmiş gemiler hakkında da Ticaret Kanununun 879 uncu maddesinin
ikinci fıkrası hükmüne tâbidir.
Gayrimenkul davası üzerine verilen karar ileride davacının aleyhine kesinleşirse mahkeme,
derhal bu hükmün hulâsasını da tapu veya gemi sicili dairesine bildirir.
GAYRİMENKUL HAKKINDAKİ HÜKÜMDEN SONRA YEDİN TEBEDDÜLÜ
MADDE 29 - Hükmün tapu veya gemi sicili dairesine bildirilmesinden sonraki tebeddüllerin
icra muamelelerine tesiri olmaz. Hükümde gösterilen şey kimin elinde ise ondan alınıp
alacaklıya teslim olunur.
Şu kadar ki, o yer veya gemide bulunan üçüncü şahıs bu malı borçludan teslim almış olmayıp
onu doğrudan doğruya işgal etmekte bulunduğunu bildiren bir tapu veya gemi sicili kaydı
gösterirse mahkemeye müracaatla dava açması için kendisine yedi gün mühlet verilir. Bu
müddet içinde dava açılırsa icra geri bırakılır.
BİR İŞİN YAPILMASINA VEYA YAPILMAMASINA DAİR OLAN İLAMLAR
_____
Madde 30 un "Bir şeyin yapılmasına dair olan ilamlar" şeklinde olan başlığı,
30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı
Kanunun 9. maddesi hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 30 - Bir işin yapılmasına mütedair ilâm icra dairesine verilince icra müdürü 24 üncü
maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliği sureti ile borçluya ilâmda gösterilen müddet içinde
ve eğer müddet tayin edilmemişse işin mahiyetine göre başlama ve bitirme zamanlarını tayin
ederek işi yapmayı emreder.
Borçlu muayyen müddetlerde işe başlamaz veya bitirmez ve iş diğer bir kimse tarafından
yapılabilecek şeylerden olur ve alacaklı da isterse yapılması için lâzımgelen masraf icra
müdürü tarafından ehli vukufa takdir ettirilir. Bu masrafın ilerde hükme hacet kalmaksızın
borçludan tahsil olunup kendisine verilmek üzere ifasına alacaklı muvafakat ederse alınıp
hükmoulunan iş yaptırılır. Muvafakat etmezse ayrıca hükme hacet kalmadan borçlunun kâfi
miktarda malı haciz ile paraya çevrilerek o iş yaptırılır.
İlâm, bir işin yapılmamasına mütedair olduğu takdirde icra dairesi tarafından ilâmın hükmü
borçluya ayni müddetli bir emirle tebliğ olunur. Bu emirde ilâm hükmüne muhalefetin 343
üncü maddedeki cezayı müstelzim olduğu yazılır.
(Ek son fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.9) Bir işin yapılmasına veya yapılmamasına dair olan
ilam hükmü yerine getirildikten sonra borçlu, ilam hükmünü ortadan kaldıracak bir eylemde
bulunursa, mahkemeden ayrıca hüküm almaya gerek kalmadan, önceki ilam hükmü tekrar
zorla yerine getirilir.
İRTİFAK HAKLARİYLE GEMİ ÜZERİNDEKİ İNTİFA HAKLARINA MÜTEDAİR
İLAMLAR
MADDE 31 - (Değişik: 6763 - 29.6.1956) Bir irtifak hakkının veya gemi siciline kayıtlı olan
bir gemi üzerindeki intifa hakkının kaldırılmasına yahut böyle bir hakkın tahmiline mütedair
ilâm icra dairesine verilince icra müdürü 24 üncü maddede yazılı şekilde 7 günlük bir icra
emri gönderir. Borçlu muhalefet ederse ilâmın hükmü zorla icra olunur.
II- PARA VE TEMİNAT VERİLMESİ HAKKINDAKİ İLAMLARIN İCRASI
İCRA EMRİ VE MUHTEVASI
MADDE 32 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Para borcuna veya teminat verilmesine dair olan
ilâm icra dairesine verilince icra müdürü borçluya bir icra emri tebliğ eder. Bu emirde 24
üncü maddede yazılanlardan başka hükmolunan şeyin cinsi ve miktarı gösterilir ve nihayet
yedi gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez veya hükmolunan teminat
verilmezse tetkik merciinden veya temyiz yahut iadei muhakeme yolu ile ait olduğu
mahkemeden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmedikçe cebri icra yapılacağı ve
bu müddet içinde 74 üncü madde mucibince mal beyanında bulunması ve bulunmazsa
(Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.10) "hapis ile tazyik olunacağı, mal beyanında
bulunmaz veya" hakikata muhalif beyanda bulunursa hapis ile cezalandırılacağı ihtar edilir.
İCRANIN GERİ BIRAKILMASI
MADDE 33 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde
dilekçe ile icra tetkik merciine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa
edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya
usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya tetkik merciinde veya mahkeme
önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.
İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa, imhal, veya zamanaşımına
dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan
istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına
istinat ettirilmelidir.
Tetkik mercii, geri bırakılma talebini reddettiği takdirde borçlu ancak temyiz süresi içinde
alacağı karşılayacak nakit veya mercice kabul edilecek menkul rehin veya esham veya
tahvilât veya gayrimenkul rehni yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartiyle temyiz
yoluna gidebilir. Borçlunun yeter malı mahcuz ise veya borçlunun talebi üzerine temyiz süresi
içinde yeter malı haczedilmişse bu fıkrada yazılı teminatı göstermeye lüzum yoktur.
Borçlu olmadığı parayı ödemek mecburiyetinde kalan borçlunun 72 nci madde mucibince
istirdat davası açarak paranın geriye verilmesini istemek hakkı saklıdır.
İLAMIN ZAMANAŞIMINA UGRADIGI İDDİASI
MADDE 33a - (Ek: 538 - 18.2.1965) İlâmın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının
kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra tetkik mercii tarafından resmi vesikalara
müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir.
Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra
zamanaşımının vâki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava
açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilâmın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil
eder.
İcranın devamına karar verilmesi halinde 33 üncü maddenin son fıkrası burada da uygulanır.
III- MÜŞTEREK HÜKÜMLER
İCRANIN NEREDEN İSTENECEGİ
MADDE 34- İlâmların icrası her icra dairesinden talep olunabilir. Alacaklı ikametgâhını
değiştirirse takibin yeni ikametgâhı icra dairesine havalesini istiyebilir.
TAKİBİN BAŞLAMASI
MADDE 35 - Takip, ilâmın icra dairesine tevdii ile başlar. İstiyen alacaklıya kayıt numarasını
mübeyyin bedava ve pulsuz bir ilmühaber verilir.
İCRANIN GERİ BIRAKILMASI İÇİN VERİLECEK MÜHLET
MADDE 36 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İlâmı temyiz eden borçlu hükmolunan para veya
eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya
kıymetinde mercice kabul edilecek menkul rehin veya esham veya tahvilât veya gayrimenkul
rehin veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı
karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için Yargıtaydan karar alınmak üzere
icra müdürü tarafından kendisine münasip bir mühlet verilir. Bu mühlet ancak zaruret halinde
uzatılabilir.
Borçlu, Devlet veya adlî müzaherete nail bir kimse ise teminat göstermek mecburiyeti yoktur.
Ücreti ilgililer tarafından verilirse Yargıtayca icranın geri bırakılması hakkındaki karar icra
dairesine telgrafla bildirilir.
Nafaka hükümlerinde böyle bir mühlet verilemez.
Yargıtayca hüküm bozulduğu takdirde borçlunun müracaatı üzerine, bozmanın mahiyetine
göre teminatın geri verilip verilmiyeceğine mahkemece kesin olarak karar verilir.
Yargıtayca ilâmın onanması halinde alacaklının talebi üzerine, başkaca muameleye hacet
kalmaksızın teminata konu olan para alacaklıya ödenir, mal ve haklar ise, malın nev'ine göre
icra müdürlüğünce paraya çevrilir. İlâm alacaklısının teminat üzerinde rüçhan hakkı vardır.
HACİZ VEYA İFLAS İSTEMEK YETKİSİ
MADDE 37 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İcra emrinde yazılı müddet geçtiği halde borcunu
ödemeyenlerin malları haczolunur yahut borçlu iflâsa tâbi eşhastan olupta alacaklı isterse
yetkili ticaret mahkemesince iflâsına karar verilir.
İLAM MAHİYETİNİ HAİZ BELGELER
MADDE 38 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Mahkeme huzurunda yapılan sulhlar, kabuller ve
para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefaletnameleri ile icra
dairesindeki kefaletler,ilâmların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Bu maddedeki icra
kefaletleri müteselsil kefalet hükmündedir.
ZAMANAŞIMI
MADDE 39 - İlâma müstenit takip, son muamele üzerinden on sene geçmekle zamanaşımına
uğrar.
Noter senedine müstenit takip, senedin mahiyetine göre borçlar veya ticaret kanunlarında
muayyen olan zamanaşımlarına tâbidir.
İCRANIN İADESİ
MADDE 40 - Bir ilâmın nakzı icra muamelelerini olduğu yerde durdurur.
Bir ilâm hükmü icra edildikten sonra nakzedilipte aleyhinde icra yapılmış olan kimsenin hiç
veya o kadar borcu olmadığı kat'i bir ilâmla tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın
icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunur.
Ancak üçüncü şahısların hüsnüniyetle kazandıkları haklara halel gelmez.
UMUMİ HÜKÜMLER
MADDE 41 - Kanunun bu ikinci babında yazılı hükümlere mugayir olmıyan diğer hükümleri
ilâma müstenit takiplerde de cereyan eder.
ÜÇÜNCÜ BAP
İLAMSIZ TAKİP
I. TAKİBİN MUHTELİF TARZLARI
PARA BORCU VE TEMİNAT İÇİN TAKİP
MADDE 42 - Bir paranın ödenmesine veya bir teminatın verilmesine dair olan cebri icralar
takip talebi ile başlar ve haciz yolu ile veya rehnin paraya çevrilmesi yahut iflâs sureti ile
cereyan eder.
İFLASA TABİ ŞAHISLAR HAKKINDAKİ TAKİP
MADDE 43 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İflâs yolu ile takip, ancak Ticaret Kanunu gereğince
tacir sayılan veya tacirler hakkındaki hükümlere tabi bulunanlar ile özel kanunlarına göre tacir
olmadıkları halde iflâsa tabi bulundukları bildirilen hakiki veya hükmi şahıslar hakkında
yapılır. Şu kadar ki, alacaklı bu kimseler hakkında haciz yolu ile de takipte bulunabilir.
Bu yollardan birini seçen alacaklı bir defaya mahsus olmak üzere o yolu bırakıp harç
ödemeksizin diğerine yeni baştan müracaat edebilir.
TİCARETİ TERK EDENLER
MADDE 44 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Ticareti terk eden bir tacir 15 gün içinde keyfiyeti
kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve
adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecburdur. Keyfiyet ticaret sicili
memurluğunca ticaret sicili ilânlarının yayınlandığı gazetede ve alacaklıların bulunduğu
yerlerde de mûtat ve münasip vasıtalarla ilân olunur. İlân masraflarını ödemiyen tacir beyanda
bulunmamış sayılır.
Bu ilân tarihinden itibaren bir sene içinde, ticareti terk eden tacir hakkında iflâs yolu ile takip
yapılabilir.
Ticareti terk eden tacir, mal beyanının tevdii tarihinden itibaren iki ay müddetle haczi kabil
malları üzerinde tasarruf edemez.
Üçüncü şahısların zilyedlik ve tapu sicil hükümlerine dayanarak iyi niyetle elde ettiği haklar
saklıdır. Ancak karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren ikinci dereceye kadar (Bu
derece dahil) hısımlar, evlât edinenle evlâtlık arasındaki iktisaplarda iyi niyet iddiasında
bulunulamaz.
(Değişik 5. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.11) Mal beyanını alan merci, keyfiyeti tapu veya
gemi sicil daireleri ile Türk Patent Enstitüsüne bildirir. Bu bildiri üzerine sicile, temlik
hakkının iki ay süre ile tahdit edilmiş bulunduğu şerhi verilir. Keyfiyet ayrıca Türkiye
Bankalar Birliğine de bildirilir.
Bozulmaya maruz veya muhafazası külfetli olan veya tâyin edilen kanuni müddet içinde
değerinin düşmesi kuvvetle muhtemel bulunan mallar hakkında, tacirin talebi üzerine,
mahkemece icra müdürü marifetiyle ve bu Kanun hükümleri dairesinde bu malların
satılmasına ve bedelinin 9 uncu maddede yazılı bir bankaya depo edilmesine karar verilebilir.
REHİN VE İPOTEKLE TEMİN EDİLMİŞ ALACAKLAR
MADDE 45 - Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflâsa tabi şahıslardan olsa bile
alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu
ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflâs veya haciz yolu ile takip edebilir.
Poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki 167 nci madde hükmü mahfuzdur.
İpotekle temin edilmiş faiz ve senelik taksit alacaklarında alacaklının intihabına ve borçlunun
sıfatına göre, rehnin paraya çevrilmesi veya haciz yahut iflâs yollarına müracaat olunabilir.
(...) (Madde 45 in sonuna 27.5.1933 tarih ve 2228 sayılı kanunla eklenmiş olan fıkra,
29.6.1956 tarih ve 6763 sayılı kanunun 42. maddesiyle kaldırılmıştır.)
HACİZ YOLU İLE TAKİP
1 - UMUMİYETLE
MADDE 46 - Takip, diğer bütün hallerde haciz yolu ile yapılır. Borçlu tüccar sıfatını yeni
iktisap etmişse bundan evvel aleyhinde talep edilmiş hacizler iflâsına hükmolunmadıkça
eskisi gibi icra olunur.
2 - HUKUKU AMME BORÇLARI
MADDE 47 - Para cezasile diğer hukuku âmme borçlarının takibi hakkındaki kanunlar
hükmü mahfuzdur. Şu kadar ki, Devletin bir akitten veya haksız bir fiilden doğan alacakları
hakkında bu Kanunun hükümleri cereyan eder.
ZABIT VE MUSADERE EDİLEN EŞYANIN PARAYA ÇEVRİLMESİ
MADDE 48 - Devletin cezaî ve malî kanunları mucibince zabıt ve musadere edilmiş olan
şeylerin paraya çevrilmesi o kanunların hükümlerine göre yapılır.
KARŞILIGI ÖDÜNÇ VERENLER
MADDE 49 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Rehin karşılığı yapılan ödünç verme işlerinde
Medeni Kanun ile Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası ve Türkiye Emlâk Kredi Bankasının
özel kanunlarında paraya çevirmeye dair hükümleri saklıdır.
ll. SALAHİYET:
SALAHİYET VE İTİRAZLARI:
MADDE 50 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar
ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.
Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. Tetkik mercii tarafından önce yetki
meselesi tetkik ve kat'î surette karara raptolunur.
İki tetkik mercii arasında yetki noktasından ihtilâf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur.
III- TATİLLER VE TALİKLER
TATİLLER
1 - BÜTÜN BORÇLULAR HAKKINDA
MADDE 51 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Güneşin batmasından bir saat sonra ile güneşin
doğmasından bir saat önceye kadarki devrede (Gece vakti) ve tatil günlerinde takip
muameleleri yapılamaz. Ancak, gece iş görülen yerlerde gece vakti hasılât haczi mümkündür.
Tatil günlerinde haciz ve tebligat yapılabileceği gibi muhafaza tedbirleri de alınabilir.
Borçlunun mal kaçırdığı anlaşılırsa gece vakti dahi haciz yapılması caizdir.
Bir borçlu hakkında Kanunda gösterilen sebeplerden dolayı icra talik edilmiş veya konkordato
için mühlet verilmiş ise, o borçluya karşı takip muamelesi yapılamaz.
2 - BORÇLUNUN AİLESİNDEN BİRİNİN ÖLÜMÜ HALİNDE
MADDE 52 - Karısı yahut kocası ve kan ve sıhriyet itibarile usul veya füruundan birisi ölen
bir borçlu aleyhindeki takip, ölüm günü ile beraber üç gün için talik olunur.
3 - TEREKENİN BORÇLARINDA
MADDE 53 - Terekenin borçlarından dolayı ölüm günü ile beraber üç gün içinde takip geri
bırakılır. Mirasçı mirası kabul veya reddetmemişse bu hususta Kanunu Medenide muayyen
müddetler geçinceye kadar takip geri kalır.
İcra takibi sırasında borçlu öldüğünde tereke henüz taksim edilmemiş veya resmî tasfiyeye
tâbi tutulmamış yahut mirasçılar arasında aile şirketi tesis olunmamışsa borçlu hayatta olsaydı
hangi usul tatbik olunacak idi ise terekeye karşı ona göre takip devam eder.
Bu takibin mirasçıya karşı devam edebilmesi ancak rehinin paraya çevrilmesi veya haciz
yollarile kabildir.
4 - TUTUKLULUK VE HÜKÜMLÜLÜK HALİNDE
MADDE 54 - (Değişik: 538 - 19.2.1965) Mümessili olmıyan bir tutuklu veya hükümlü
aleyhine takipte, mümessil tâyini vesayet makamına ait olmadıkça, icra müdürü bir mümessil
tâyin etmesi için kendisine münasip bir mühlet verir ve takibi bu sürenin bitmesine bırakır. Bu
mühlet içinde temsilci tâyin edip icra dairesine bildirmiyen tutuklu veya hükümlü hakkında
takibe devam olunur.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir.
5 - ASKERLİK HALİNDE
MADDE 54a - (Ek: 538 - 18.2.1965.) Askerlik hizmetinin devamı müddetince erler, onbaşılar
ve kıta çavuşları (Uzman veya uzatmalı çavuş ve onbaşılar hariç) aleyhine takipte, icra
memuru, bir mümessil tayin etmesi için kendisine münasip bir mühlet verir ve takibi bu
sürenin bitmesine bırakır. Bu müddet içinde temsilci tayin edip icra dairesine bildirmiyenler
hakkında takibe devam olunur.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir.
6 - BORÇLUNUN AGIR HASTALIGI HALİNDE
MADDE 55 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Takip, borçlunun mümessil tâyin edemiyecek
derecede ağır hastalığı halinde muayyen bir zaman için icra müdürlüğünce tâlik olunabilir.
Ağır hastalığın resmî belge ile tahakkuku lâzımdır.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde hastalığın devamı sırasında da haciz yapılabilir.
TALİKIN MÜDDETLERİN CEREYANINA TESİRİ
MADDE 56 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Takip talikleri esnasında müddetlerin cereyanı
durmaz. Müddetin nihayeti bir talik gününe raslarsa müddet talikin bitiminden sonra bir gün
daha uzatılır.
IV- İCRA TEBLİGLERİ
İCRA TEBLİGLERİ
MADDE 57 - (Değişik: 538 - 18.2.1965.) İcraya ait tebliğlerde Tebligat Kanunu hükümleri
uygulanır. Ancak borçlu, kendilerine kanunen mümessil tayin olunması icabeden şahıslardan
ise icra müdürü kısa bir zamanda mümessil tâyin edilmesini ait olduğu makamdan ister.
Tebliğ, Medeni Kanunun 159 ve 396 ncı maddelerine göre mezun olanların meslek veya
sanatına müteallik muamelelerden doğmuş bir borca dair ise kendilerine yapılır.
V- TAKİP TALEBİ
TAKİP TALEBİ VE MUHTEVASI
MADDE 58 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Takip talebi icra müdürüne yazı ile veya sözlü
olarak yapılır.
Talepte şunlar gösterilir :
1. Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı, (Ek ibare: 4358 -
2.4.1998 / m.3 b) "vergi kimlik numarası" şöhret ve ikametgâhı; alacaklı yabancı memlekette
oturuyorsa Türkiye'de göstereceği ikametgâhı (İkametgâh gösteremezse icra dairesinin
bulunduğu yer ikametgâh sayılır);
2. Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, (Ek ibare: 4358 - 2.4.1998 / m.3 b)
"alacaklı tarafından biliniyorsa vergi kimlik numarası" şöhret ve ikametgâhı;
Bir terekeye karşı yapılan taleplerde kendilerine tebligat yapılacak mirasçıların adı, soyadı,
şöhret ve ikametgâhları;
3. (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.12) Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı
ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı
para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi;
4. Senet, senet yoksa borcun sebebi;
5. Takip yollarından hangisinin seçildiği;
Alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından
tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğin takip talebi anında icra dairesine tevdii
mecburidir.
Alacaklıya takip talebinde bulunduğuna ve vergi belgelere, talep ve takip masraflarına dair
bedava ve pulsuz bir makbuz verilir.
TAKİP MASRAFLARI
MADDE 59 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) Takip masrafları borçluya aittir. Alacaklı,
yapılmasını talep ettiği muamelenin masrafını ve ayrıca takip talebinde bulunurken borçlunun
62 nci maddeye göre yapabileceği itirazın kendisine tebliğ masrafını da avans olarak peşinen
öder.
Alacaklı ilk ödenen paradan masraflarını alabilir.
VI- ÖDEME EMRİ VE İTİRAZ
1- ÖDEME EMRİ VE MUHTEVASI
MADDE 60 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Takip talebi üzerine icra dairesi bir ödeme emri
yazar.
Emir :
1. 58 inci maddeye göre takip talebine yazılması lâzım gelen kayıtları,
2. Borcun ve masrafların yedi gün içinde ödenmesi, borç teminat verilmesi mükellefiyeti ise
teminatın bu süre içinde gösterilmesi ihtarını,
3. Takibin dayandığı senet altındaki imza kendisine ait değilse yine bu yedi gün içinde bu
cihetin ayrıca ve açıkça bildirilmesi; aksi halde icra takibinde senedin kendisinden sâdır
sayılacağı,
Senet altındaki imzayı reddettiği takdirde merci önünde yapılacak duruşmada hazır
bulunması; buna uymazsa vâkı itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verileceği,
Borcun tamamına veya bir kısmına, yahut alacaklının takibat icrası hakkına dair bir itirazı
varsa bunu da aynı süre içinde beyan etmesi, İhtarını,
4. Senet veya borca itirazını bildirmediği takdirde yukarda yazılı yedi günlük süre içinde 74
üncü maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik olunacağı; mal
beyanında bulunmaz veya hakikata aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı
ihtarını,
5. Borç ödenmez veya itiraz olunmazsa cebrî icraya devam edileceği beyanını, ihtiva eder.
Ödeme emri iki nüsha olarak düzenlenir. Bir nüshası borçluya gönderilir, diğeri icra
dosyasına konulur. Alacaklı isterse kendisine ayrıca tasdikli bir nüsha verilir. Nüshalar
arasında fark bulunduğu takdirde borçludaki muteber sayılır.
Alacaklıya verilen nüsha hiçbir resim ve harca tabi değildir.
2 - ÖDEME EMRİNİN TEBLİGİ
MADDE 61 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Ödeme emri borçluya takip talebinden itibaren
nihayet 3 gün içinde tebliğe gönderilir. Takip belgeye dayanıyorsa, belgenin tasdikli bir
örneği ödeme emrine bağlanır.
Müşterek borçlular aynı zamanda takip ediliyorlarsa hepsinin veya bir kısmının bir mümessil
tarafından temsil edilmeleri hali müstesna olmak üzere her birine ayrı ayrı ödeme emri tebliğ
edilmek lâzımdır.
Bir borçlu hakkında aynı günde birden ziyade takip talebi varsa icra dairesi bunların ödeme
emirlerini aynı zamanda tebliğe gönderir.
Kanunen eklenmesi gereken müddetler saklıdır.
Borçlu hakkında bir icra dairesinde ayrı ayrı günlerde birden ziyade takip talebinde
bulunulmuş ise bunlardan hiçbirinde kendisinden daha eski olan talepten önce ödeme emri
tebliğe gönderilemez.
İTİRAZ
1 - SÜRESİ VE ŞEKLİ
MADDE 62 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin
tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine
bildirmeye mecburdur. (Değişik 2. cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.13) İtiraz, takibi yapan icra
dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte
alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen
sorumludur.
(Değişik 2. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.13) Takibe itiraz edildiği, 59 uncu maddeye göre
alacaklının yatırdığı avanstan karşılanmak suretiyle üç gün içinde bir muhtıra ile alacaklıya
tebliğ edilir.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.13) Borçlu veya vekili, dava ve takip işlemlerine esas olmak
üzere borçluya ait yurt içinde bir adresi itirazla birlikte bildirmek zorundadır. Adresini
değiştiren borçlu yurt içinde yeni adres bildirmediği ve tebliğ memurunca yurt içinde yeni
adresi tespit edilemediği takdirde, takip talebinde gösterilen adrese çıkarılacak tebligat
borçlunun kendisine yapılmış sayılır.
_____
Madde 62 ye 2. fıkradan sonra gelmek üzere yukarıdaki fıkra, 30.7.2003 tarih ve
25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 13. maddesi
hükmü gereğince eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
_____
Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi
lâzımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır.
(...) (Madde 62 nin 4. fıkrası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.' de yayımlanan,
17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 103. maddesi hükmü gereğince yürürlükten
kaldırılmıştır.)
Borçlu takibin müstenidi olan senet altındaki imzayı reddediyorsa, bunu itirazında ayrıca ve
açıkça beyan etmelidir. Aksi takdirde icra takibi yönünden senetteki imzayı kabul etmiş
sayılır.
Borçluya, itiraz eylediğine dair bedava ve pulsuz bir belge verilir.
2 - İTİRAZ SEBEPLERİ
MADDE 63.- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.14) İtiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması
duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini
değiştiremez ve genişletemez.
3 - ALACAKLIYA VERİLECEK NÜSHA
MADDE 64 -(Değişik: 3890 - 3.7.1940) İtiraz, alacaklıya mahsus ödeme emri nüshasına
kaydedilir. İtiraz vâki olmazsa bu husus dahi işaret olunur.
Bu nüsha itirazdan sonra veya itiraz müddetinin bitmesi üzerine alacaklıya verilir.
4 - GECİKMİŞ İTİRAZ
MADDE 65 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu kusuru olmaksızın bir mâni sebebiyle
müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir.
Ancak borçlu, mâniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle
birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve mütaakip fıkra için yapılacak
duruşmaya taallûk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur.
İtiraz üzerine tetkik mercii ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hâdisenin özelliklerine
göre takibin tatilini tensip edebilir. Merci, tetkikatını evrak üzerinde yapar. Lüzumu halinde
iki tarafı hemen davetle mazeretin kabule şayan olup olmadığına karar verir. Duruşmaya karar
verilmemesi halinde borçludan alınan masraflar kendisine iade olunur.
Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celsede alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü
olarak da istiyebilir. Bu takdirde tahkikata devam olunarak gerekli karar verilir.
Daha önce borçlunun mallarına haciz konulmuşsa mazeretin kabulü kararının tefhim veya
tebliği tarihinden itibaren alacaklı yedi gün içinde, merciden itirazın kaldırılmasını istemez
veya aynı süre içinde 67 nci maddeye göre mahkemeye başvurmazsa haciz kalkar.
5 - İTİRAZIN HÜKMÜ
MADDE 66 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz
müddetinde değilse, alacaklının talebi üzerine, icra müdürü takip muamelelerine alacağın
tamamı için devam eder. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa takibe, kabul
ettiği miktar için devam olunur.
Borçlu itirazında imzayı reddetmişse alacaklı derhal icra dairesinden tatbika medar imzaların
celbini isteyebilir.
6- İTİRAZIN HÜKÜMDEN DÜŞÜRÜLMESİ:
A) İTİRAZIN İPTALİ:
_____
Madde 67 nin başlığı ve üst başlığı, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de
yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 15. maddesi hükmü gereğince
değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 67 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.15) Takip
talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye
başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava
edebilir.
(Değişik 2. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar
verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine
iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan
meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin
sübutuna bağlıdır.
(...) (Madde 67 nin 4. fıkrası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.' de yayımlanan,
17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 103. maddesi hükmü gereğince yürürlükten
kaldırılmıştır.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde
alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
B) İTİRAZIN KESİN OLARAK KALDIRILMASIı:
_____
Madde 68 in "b) İtirazın kesin olarak kaldırılması suretiyle" şeklinde olan başlığı,
30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı
Kanunun 16. maddesi hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 68 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.16)
Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç
ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve
usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliği
tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın
kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz.
Borçlu itirazını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse tetkik mercii itirazın
kaldırılmasına karar verir.
İtiraz birinci fıkrada gösterilen senet veya makbuz yahut belgeye müstenit ise itirazın
kaldırılması talebi reddolunur.
Borçlu murisine ait bir alacak için takibedilmekte olup da, terekenin borca batık olduğunu
ileri sürerse bu hususta ilâm getirmesi için kendisine münasip bir mühlet verilir. Bunun
dışında itirazın kaldırılması talebinin kabul veya reddi için ileri sürülen iddia ve savunmalar
bekletici mesele yapılamaz.
(Değişik 5. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Borçlunun gösterdiği belge altındaki imza alacaklı
tarafından inkâr edilirse hâkim, 68/a maddesinde yazılı usule göre yaptığı inceleme
neticesinde imzanın alacaklıya ait olduğuna kanaat getirdiği takdirde alacaklının itirazın
kaldırılması talebini reddeder ve alacaklıyı sözü edilen belgenin taalluk ettiği değer veya
miktarın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm eder. Alacaklı genel mahkemede dava
açarsa bu para cezasının infazı dava sonuna kadar tehir olunur ve alacaklı bu davada alacağını
ve imzanın kendisine ait olmadığını ispat ederse bu ceza kalkar.
Alacaklı duruşmada bizzat bulunmayıp da imza vekili tarafından reddolunduğutakdirde vekil
mütaakıp oturumda müvekkilini imza tatbikatı için hazır bulundurmaya veya masraflarını
vererek davetiye tebliğ etttirmeye mecburdur. Kabule değer mazereti olmadan gelmiyen
alacaklı borçlunun dayandığı belgede yazılı miktar hakkındaki itirazın kaldırılması talebinden
vazgeçmiş sayılır.
(Ek fıkra: 3222 - 6.6.1985) (Değişik: 3494 - 9.11.1988) (Değişik ilk cümle: 4949 - 17.7.2003
/ m.16) İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin
aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde kırktan aşağı
olmamak üzere tazminata mahkum edilir. Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa, yahut
alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar
tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan tazminat
kalkar.
C) İTİRAZIN GEÇİCİ OLARAK KALDIRILMASI
_____
Madde 68/a nın "İtirazın muvakkaten kaldırılması suretiyle" şeklinde olan başlığı,
30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı
Kanunun 17. maddesi hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 68a - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.17)
Takibin dayandığı senet hususi olup, imza itiraz sırasında borçlu tarafından reddedilmişse,
alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın geçici olarak
kaldırılmasını isteyebilir. Bu halde icra hakimi iki taraftan izahat alır.
Senet altındaki imzayı reddeden borçlu takibi yapan icra dairesinin yetki çevresi içinde ise,
itirazın kaldırılması için merci önünde yapılacak duruşmada, mazeretini daha önce bildirip
tevsik etmediği takdirde, bizzat bulunmaya mecburdur. İcra dairesinin yetki çevresi dışında
ödeme emri tebliğ edilen borçlu, istinabe yolu ile isticvabına karar verilmesi halinde, aynı
mecburiyete tabidir.
Tatbika medar imza mevcutsa bununla, yoksa borçluya yazdıracağı yazı ve attıracağı imza ile
yapılacak mukayese ve incelemelerden veya diğer delil ve karinelerden merci, reddedilen
imzanın borçluya aidiyetine kanaat getirirse itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verir.
Hâkim lüzum görürse oturumun bir defadan fazla talikine meydan vermiyecek surette,
bilirkişi incelemesi de yaptırabilir.
İmza tatbikında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bilirkişiye ait hükümleri ile 309
uncu maddesinin 2 nci, 3 üncü ve 4 üncü fıkraları ve 310, 311 ve 312 inci maddeleri
hükümleri uygulanır.
(Değişik 5. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Yapılacak duruşmada yukarıda yazılı mazerete
dayanmaksızın, borçlunun hazır bulunmaması halinde mercice başka bir cihet tetkik
edilmeksizin itirazın muvakkaten kaldırılmasına ve borçlunun sözü edilen senede dayanan
takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûmiyetine karar verilir.
Duruşmaya gelmeyen borçlunun itirazının muvakkaten kaldırılmasına ve hakkında para
cezasına karar verilebilmesi için keyfiyetin davetiyeye yazılması şarttır.
(Değişik 6. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Merci hakimi, imzanın borçluya aidiyetine karar verdiği
takdirde borçluyu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde onu oranında para
cezasına mahkum eder. Borçlu, borçtan kurtulma, menfi tespit veya istirdat davası açarsa, bu
para cezasının infazı dava sonuna kadar tehir olunur ve borçlu açtığı davayı kazanırsa bu ceza
kalkar.
Borçlu inkâr ettiği imzayı, itirazın kaldırılması duruşmasında ve en geç alacaklının senedin
aslını ibraz ettiği celsede kabul ederse, hakkında para cezası hükmolunmaz ve kendisine
yargılama giderleri yükletilmez. Şu kadar ki, kötü niyetle takibe sebebiyet veren borçlu
yargılama giderleri ile mülzem olur. Senedin aslı takip talebi anında icra dairesine tevdi
edilmiş ise, icra dairesinin yetki çevresi içinde ödeme emri tebliğ edilen borçlu hakkında bu
fıkra hükmü uygulanmaz.
(Ek fıkra: 3222 - 6.6.1985) İtirazın muvakkaten kaldırılması talebinin kabulü halinde borçlu,
bu talebin reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde kırktan aşağı olmamak
üzere tazminata mahkûm edilir. Borçlu, borçtan kurtulma, menfi tespit veya istirdat davası
açarsa, yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa hükmolunan tazminatın tahsili dava
sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan
tazminat kalkar.
BORÇLU CARİ HESAP VEYA KISA, ORTA, UZUN VADELİ KREDİ ŞEKLİNDE
İŞLEYEN KREDİLERDE İTİRAZIN KESİN OLARAK KALDIRILMASI
MADDE 68b - (Ek: 3494 - 9.11.1988) Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi
şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi
sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya
kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden
onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. (Değişik son
cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.18) Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir
adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni
adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi
sayılır.
Süresi içinde (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.18) "gönderilen" hesap özetinin
muhtevasına, alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf, hesap
özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir.
Kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile (Ek ibare:
4949 - 17.7.2003 / m.18) "ihtarnameler ve" krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun
düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar bu Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasında
belirtilen belgelerden sayılırlar. Krediyi kullanan taraf, itiraz etmediği hesap özetinin
dayandığı belgelerde kendisine izafe edilen imzayı kabul etmiş sayılır. Bu hüküm bu Kanunun
150/a maddesinin söz konusu olduğu hallerde de aynen uygulanır.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.18) Krediyi kullanan tarafın kredi hesabının kesilmesine
veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarname içeriğine itiraz etmiş olması, kredi hesabının
kesilmesi ve borcun ödenmesine ilişkin ihtarnameden önce tebliğ edilen ve itiraz edilmeyerek
kesinleşmiş bulunan faiz tahakkuk dönemlerine ilişkin hesap özetlerinin muhtevasına itiraz
edilmemiş olmasının sonuçlarını ortadan kaldırmaz. Bu durumda, önceki dönemlere ilişkin
kesinleşmiş hesap özetleri hakkında ikinci fıkra hükümleri uygulanır.
İTİRAZIN MUVAKKATEN KALDIRILMASININ HÜKÜMLERİ
MADDE 69 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İtirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verilir ve
ödeme emrindeki müddet geçmiş bulunursa alacaklının talebi ile borçlunun malları üzerine
muvakkat haciz konur.
İtirazın muvakkaten kaldırılması kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde
borçlu, takibin yapıldığı mahal veya alacaklının ikametgâhı mahkemesinde borçtan kurtulma
davası açabilir. Bu davanın dinlenebilmesi için borçlunun dava konusu alacağın yüzde 15 ini
ilk duruşma gününe kadar mahkeme veznesine nakden depo etmesi veya mahkemece kabul
edilecek aynı değerde esham ve tahvilât veya banka teminat mektubu tevdi etmesi şarttır.
Aksi takdirde dava reddolunur.
Borçlu yukarda yazılı müddet içinde dava etmez veya davası reddolunursa itirazın
kaldırılması kararı ve varsa muvakkat haciz kesinleşir.
Davanın reddi hakkındaki kararı temyiz eden borçlu, ayrıca 36 ncı madde hükümlerini yerine
getirmek şartiyle, icra dairesinden mühlet istiyebilir.
(Değişik 5. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Borçtan kurtulma davasında haksız çıkan taraf, dava veya
hükmolunan şeyin yüzde kırkından aşağı olmamak üzere münasip bir tazminatla mahkûm
edilir.
KARAR VE MÜDDET
MADDE 70- (Değişik: 538 - 18.2.1965) Tetkik mercii, itirazın kaldırılması hakkındaki talep
üzerine iki tarafı davet eder ve 18 inci madde hükmüne göre kararını verir.
MERCİİN KARARİYLE TAKİBİN TALİK VEYA İPTALİ
MADDE 71- (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede
borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden
tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, tâkibin iptal veya talikini her
zaman tetkik merciinden istiyebilir.
Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcu zaman aşımına uğradığını ileri
sürecek olursa, 33a maddesi hükmü kıyasen uygulanır.
MENFİ TESPİT VE İSTİRDAT DAVALARI
MADDE 72- (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında
borçlu bulunmadığını isbat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın
yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin
durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin
durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve
alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında,
mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini
istiyebilir.
(Değişik 4. fıkra: 3494 -9.11.1988) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı
kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyatî tedbir dolayısıyla alacağını
geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar
aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde kırktan aşağı tayin
edilemez.
(Değişik 5. fıkra: 3494 -9.11.1988) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur.
İlâmın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen
veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin
haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı
zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip
konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya
istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı
tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi
hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde
açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında
yalnız paranın verilmesi lâzım gelmediğini ispata mecburdur.
HUSUSİ HÜKÜMLER
MADDE 73 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Rehnin paraya çevrilmesi yoliyle takipteki ödeme
emirleri için 146,147,149b, 150, 150a; iflâs yoliyle âdi takipteki ödeme emirleri için 155 ve
156 ve kambiyo senetleri hakkındaki hususi takip usullerindeki ödeme emirleri için 168 ilâ
170 ve 171 ve 172 nci maddelerdeki hususi hükümler uygulanır.
DÖRDÜNCÜ BAP
Son düzenleyen Daisy-BT; 18 Şubat 2011 23:00
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
11 Nisan 2008       Mesaj #2
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
HACİZ YOLU İLE TAKİP
I- MAL BEYANI
Sponsorlu Bağlantılar
BEYANIN MUHTEVİYATI
MADDE 74 - Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde
bulunan mal ve alacak ve haklarından borcuna yetecek miktarın nevî ve mahiyet ve vasıflarını
ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran
borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir.
BEYAN MECBURİYETİ MÜDDETİ, BAŞLANGICI
MADDE 75 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) İtirazının iptaline veya kat'i veya muvakkat surette
kaldırılmasına karar verilen borçlu, bu kararın kendisine tebliğinden itibaren üç gün içinde
yukarıdaki maddede gösterildiği üzere beyanda bulunmaya mecburdur.
İptal veya kaldırma kararı borçlunun vicahında verilmiş ise bu müddet, kararın tefhiminden
başlar.
HAPİS İLE TAZYİK
MADDE 76 - Mal beyanında bulunmıyan borçlu, alacaklının talebi üzerine beyanda
bulununcaya kadar icra tetkik mercii hâkimi tarafından bir defaya mahsus olmak üzere hapisle
tazyik olunur. Ancak bu hapis üç ayı geçemez.
SONRADAN KAZANILAN VEYA ZİYADELEŞEN MALLARIN BEYANI
MADDE 77 - İcra dairesine vaki olan beyanda malı olmadığını bildirmiş veya borcuna
yetecek mal göstermemiş yahut beyandan imtina etmiş olan borçlu sonradan kazandığı malları
ve kazancında ve gelirinde vukua gelen tezayütleri yedi gün içinde mezkûr daireye taahhütlü
mektupla veya şifahi olarak bildirmeğe mecburdur.
II-HACİZ
1 - TALEP MÜDDETİ
MADDE 78 -(Değişik: 3880 - 3.7.1940) Ödeme emrindeki müddet geçtikten ve borçlu itiraz
etmiş ise itirazı kaldırıldıktan sonra mal beyanını beklemeksizin alacaklı haciz konmasını
isteyebilir.
(Değişik 2. fıkra: 3222- 6.6.1985) Haciz istemek hakkı, ödeme emrinin tebliği tarihinden
itibaren bir sene geçmekle düşer. İtiraz veya dava halinde bunların vukuundan hükmün
katileşmesine kadar veya alacaklıyla borçlunun icra dairesinde taksit sözleşmeleri yapmaları
halinde taksit sözleşmesinin ihlaline kadar geçen zaman hesaba katılmaz.
Alacaklı isterse, haciz talebinin vukuuna dair bir vesika verilir. Bu vesika hiçbir harç ve resme
tâbi değildir.
Haciz talebi kanuni müddet içinde yapılmaz veya geri alındıktan sonra bu müddet içinde
yenilenmezse dosya muameleden kaldırılır.
Yeniden haciz istemek, alacaklı tarafından vukubulan yenileme talebinin borçluya tebliğine
mütevakkıftır. İlâma müstenid olmayan takiplerde yenileme talebi üzerine yeniden harç alınır.
Yenileme masraf ve harçları borçluya tahmil edilmez.
2 - HACZE BAŞLAMA MÜDDETİ
MADDE 79 - İcra dairesi talepten nihayet üç gün içinde haczi yapar.
(Değişik 2. fıkra: 3222 - 6.6.1985) Haczolunacak mallar başka yerde ise haciz yapılmasını
malların bulunduğu yerin icra dairesine hemen yazar. Bu halde hacizle ilgili şikâyetler,
istinabe olunan icra dairesinin tabi bulunduğu tetkik merciince çözümlenir. (Ek cümle: 4949 -
17.7.2003 / m.19) Resmi sicile kayıtlı malların haczi, takibin yapıldığı icra dairesince,
kaydına işletilmek suretiyle doğrudan da yapılabilir.
HACİZ YAPAN MEMURUN YETKİSİ
MADDE 80 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) İcra müdürü haczi kendi yapabileceği gibi yardımcı
veya kâtiplerinden birine de yaptırabilir.
Borçlu haciz sırasında malın bulunduğu yerde bulunmaz ve hemen bulundurulması mümkün
olmazsa haciz, gıyabında yapılır.
Talep vukuunda borçlu kilitli yerleri ve dolapları açmağa vesair eşyayı göstermeğe
mecburdur. Bu yerler icabında zorla açtırılır.
(Değişik fıkra: 538 - 18.2.1965) Haczi yapan memur, borçlunun üzerinde para, kıymetli
evrak, altın veya gümüş veya diğer kıymetli şeyleri sakladığını anlar ve borçlu bunları
vermekten kaçınırsa, borçlunun şahsına karşı kuvvet istimal edilebilir.
ZABITA MEMURLARİLE MUHTARLARIN VAZİFELERİ
MADDE 81 - Zor kullanmak hususunda bütün zabıta memurları icra müdürünün yazılı
müracaatı üzerine kendisine muavenet ve emirlerini ifa etmekle mükelleftirler.
Köylerde haczi yapan memurun emirlerini muhtarlar da ifaya mecburdurlar.
HACZİ CAİZ OLMIYAN MALLAR VE HAKLAR
MADDE 82 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Aşağıdaki şeyler haczolunamaz:
1. Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar,
2. Borçlunun zatı ve mesleki için lüzumlu elbise ve eşyasiyle borçlu ve ailesine lüzumu olan
yatak takımları ve ibadete mahsus kitap ve eşyası,
3. Vazgeçilmesi kabil olmıyan mutfak takımı ve pek lüzumlu ev eşyası,
4. Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve
nakil vasıtaları ve diğer teferruatı ve ziraat aletleri; değilse, sanat ve mesleki için lüzumlu olan
alât ve edevat ve kitapları ve arabacı, kayıkçı, hamal gibi küçük nakliye erbabının geçimlerini
temin eden nakil vasıtaları,
5. Borçlu ve ailesinin idareleri için lüzumlu ise borçlunun tercih edeceği bir süt veren mandası
veya ineği veyahut üç keçi veya koyunu ve bunların üç aylık yem ve yataklıkları,
6. Borçlunun ve ailesinin iki aylık yiyecek ve yakacakları ve borçlu çiftçi ise gelecek mahsül
için lâzım olan tohumluğu,
7. Borçlu bağ, bahçe veya meyva veya sebze yetiştiricisi ise kendisinin ve ailesinin geçimi
için zaruri olan bağ bahçe ve bu sanat için lüzumlu bulunan alât ve edevat,
Geçimi hayvan yetiştirmeye münhasır olan borçlunun kendisi ve ailesinin maişetleri için
zaruri olan miktarı ve bu hayvanların üç aylık yem ve yataklıkları,
8. Borçlar Kanunu'nun 510' uncu maddesi mucibince haczolunmamak üzere tesis edilmiş olan
kaydı hayatla iratlar,
9. Memleketin ordu ve zabıta hizmetlerinde mâlûl olanlara bağlanan emeklilik maaşları ile bu
hizmetlerden birinin ifası sebebiyle ailelerine bağlanan maaşlar ve ordunun hava ve denizaltı
mensuplarına verilen uçuş ve dalış tazminat ve ikram yeleri,
Askerî mâlûllerle, şehit yetimlerine verilen terfi zammı ve 1485 numaralı kanun hükmüne
göre verilen inhisar beyiye hisseleri,
10. Bir muavenet sandığı veya cemiyeti tarafından hastalık, zaruret ve ölüm gibi hallerde
bağlanan maaşlar,
11. Vücut veya sıhhat üzerine ika edilen zararlar için tazminat olarak mutazarrırın kendisine
veya ailesine toptan veya irat şeklinde verilen veya verilmesi lâzım gelen paralar,
12. Borçlunun haline münasip evi (Ancak evin kıymeti fazla ise bedelinden haline münasip
bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır.)
Medeni Kanunun 807 nci maddesi hükmü saklıdır. 2,3,4,5,7 ve 12 numaralı bendlerdeki
istisna, borcun bu eşya bedelinden doğmaması haline münhasırdır.
KISMEN HACZİ CAİZ OLAN ŞEYLER
MADDE 83 -(Değişik: 3890 - 3.7.1940) Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları
ve hasılatı, ilâma müstenid olmayan nafakalar, tekaüd maaşları, sigortalar veya tekaüd
sandıkları tarafından tahsis edilen iradlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra müdürünce
lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir.
(Değişik fıkra: 1045 - 12.5.1968) Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az
olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe
sonraki haciz için kesintiye geçilemez.
ÖNCEDEN YAPILAN ANLAŞMALAR
MADDE 83a - (Ek: 538 - 18.2.1965) 82 ve 83 üncü maddelerde yazılı mal ve hakların
haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir.
YAVRULU HAYVANLARIN HACZİ
MADDE 83b - (Değişik: 538 - 18.2.1965)Hayvan hacizlerinde, anaları tarafından beslenme
ve bakılmaya muhtaç olan yavrular analarından ayrı haczedilemiyecekleri gibi bunların
anaları da yavrularından ayrı haczedilemezler.
GAYRİMENKUL REHNİ KAPSAMINDAKİ TEFERRUATIN HACZİ
MADDE 83c - (Ek: 3494 - 9.11.1988) Gayrimenkul rehni ipotek akit tablosunda sayılı
bulunan teferruat gayrimenkulden ayrı olarak haczedilemez.
Türk Kanunu Medenisinin 777 nci maddesi hükmü saklıdır.
YETİŞMEMİŞ MAHSULLERİN HACZİ
MADDE 84 - Yetişmemiş her nevi toprak ve ağaç mahsulleri yetişmeleri zamanından en çok
iki ay evvel haczolunabilir. Bu suretle haczedilen mahsullerin borçlu tarafından başkasına
devri haczeden alacaklıya karşı hükümsüz olup, icranın devamına mâni olmaz. Alacağı
gayrimenkul rehinle temin edilmiş olan alacaklının mütemmim cüz olarak merhunun
yetişmemiş mahsulleri üzerinde haiz olduğu hakka halel gelmez.
Şu kadar ki mürtehin rehinin icraca paraya çevrilmesi için mahsullerin yetişmesinden evvel
takip talebinde bulunmuş olmalıdır.
MENKUL VE GAYRİMENKUL MALLARIN HACZİ
MADDE 85 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan
menkul mallar ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve
masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczolunur.
(Değişik 2. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Borçlu (Ek ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.20) "yahut
borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran şahıslar", menkul mal üzerinde üçüncü bir şahsın
mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir aynî hakkının bulunması veya menkul malın üçüncü
şahıs tarafından haczedilmiş olması halinde bu hususu haciz yapan memura beyan etmek ve
beyanının haciz tutanağına geçirilmesini talep etmek, haczi yapan memur da borçluyu (Ek
ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.20) "yahut borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran şahısları" bu
beyana davet etmek zorundadır. Bu tür mallar ile üçüncü şahıs tarafından ihtiyaten haciz veya
istihkak iddia edilmiş bulunan malların haczi en sonraya bırakılır.
Ancak haczolunan gayrimenkul artırmaya çıkarılmadan borçlu borcun ifasına yetecek menkul
mal veya vadesi gelmiş sağlam alacak gösterirse gayrimenkul üzerinde haciz baki kalmak
üzere önce gösterilen menkul veya alacak da haczolunur.
Şu kadar ki, bu suretle mahcuz kalan gayrimenkulün idare ve işletmesine ve hasılat ve
menfaatlerine icra dairesi müdahale etmez.
Hasılatı paraya çevirme masraflarını ve icabında muhafaza ve idare masraflarını tecavüz
etmeyeceği muhakkak olan şeyler haczolunmaz.
Haczi koyan memur borçlu ile alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle
mükelleftir.
MENKUL MALLARDA HACZİN NETİCELERİ
MADDE 86 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu, alacaklının muvafakati ve icra müdürünün
müsaadesi alınmaksızın mahcuz menkul mallarda tasarruf edemez.Haczi koyan memur
hilâfına hareketin cezai mesuliyeti müstelzim olduğunu borçluya ihtar eder.
Haczedilmiş olan menkul mal üzerinde üçüncü şahsın zilyedlik hükümlerine dayanarak iyi
niyetle iktisabettiği haklar saklıdır.
İyi niyet kaidelerine aykırı olarak mahcuz menkul mal üzerinde üçüncü şahsın iktisabettiği
haklar, alacaklının hacizle o mala taallûk eden haklarını ihlâl ettiği nispette bâtıldır.
KIYMET TAKDİRİ
MADDE 87 - Haczi yapan memur, haczettiği malın kıymetini takdir eder. İcabında ehli
vukufa müracaat edebilir.
MAHCUZ MALLARI MUHAFAZA TEDBİRLERİ
1- MENKULLER HAKKINDA
MADDE 88 - Haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeler ve sair cirosu
kabil senetlerle altın ve gümüş ve diğer kıymetli şeyleri icra dairesi muhafaza eder.
Diğer menkul mallar masrafı peşinen alacaklıdan alınarak münasip bir yerde muhafaza altına
alınır. Alacaklı muvafakat ederse istenildiği zaman verilmek şartile muvakkaten borçlu
yedinde veya üçüncü şahıs nezdinde bırakılabilir. (Ek cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.21)
Üçüncü şahsın elinde bulunan taşınır mallar haczedilince, alacaklının muvafakatı ve üçüncü
şahsın kabulü halinde üçüncü şahsa yediemin olarak bırakılır.
İcra dairesi üçüncü bir şahsa rehnedilmiş olan malları da muhafaza altına alabilir. (Ek cümle:
4949 - 17.7.2003 / m.21) Ticarı işletme rehni kapsamındaki taşınırlar ise, icra dairesince
satılmalarına karar verilmesinden sonra muhafaza altına alınabilir. Bu mallar paraya
çevrilmediği takdirde geri verilir.
(Değişik 4. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.21) Adalet Bakanlığı, mahcuz malların muhafazası
için uygun göreceği yerlerde depo ve garaj açabileceği gibi; Adalet Teşkilatını Güçlendirme
Vakfına da açtırabilir veya işletme hakkını verebilir.
(Değişik 5. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.21) İcra dairesi, depo ve garajlarda ve yediemin
olarak kendisine hacizli malın bırakılmış olduğu üçüncü kişilerde saklanıp da hukuken artık
muhafazasına gerek kalmayan malı, vereceği uygun süre içinde geri almasını ilgililere re'sen
bildirir. Verilen süre içinde eşya geri alınmazsa, icra müdürü tetkik merciinin kararı ile taşınır
mal satışlarına ilişkin hükümler uyarınca bunları satar. Elde edilen miktardan muhafaza ve
satış giderleri ödenir. Artan miktar 9 uncu madde hükmüne göre muhafaza olunur. Bu konuda
ortaya çıkan ihtilaflar tetkik mercii tarafından basit yargılama usulüne göre çözülür.
2- ALACAKLAR VE ÜÇÜNCÜ ŞAHIS ELİNDE HACZEDİLEN MALLAR HAKKINDA
MADDE 89 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Hâmiline ait olmıyan veya cirosu kâbil bir senede
müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki
menkul bir malı haczedilirse icra müdürü; borçlu olan hakikî veya hükmî şahsa bundan böyle
borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber
olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle menkul malı ancak icra
dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın
bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir. (Haciz ihbarnamesi). Bu haciz
ihbarnamesinde, ayrıca 2,3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.
Üçüncü şahıs, borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin
tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlâk edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş
veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak
borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz
ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü
olarak bildirmeye mecburdur.
(Değişik 3. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.22) Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine
tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır
ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın
yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci
ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün
içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde
zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine
teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan
borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen
üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim
etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan
borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan
üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde
süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren
yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra
işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre
içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna
borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur.
Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde kırkından
aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit
davaları maktu harca tabidir.
Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın
verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338 nci maddenin 1 inci
fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkûm edilmesini istiyebilir.
Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.
Üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mâni sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine
itiraz etmediği takdirde 65 inci madde hükmü uygulanır. (Değişik son cümle: 4949 -
17.7.2003 / m.22) Her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak
ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.
Malın teslimi mümkün olmazsa, alacaklı tetkik merciine müracaatla değerini üçüncü şahsa
ödetmek hakkını haizdir.
Haciz ihbarnamesi, bir hükmi şahsın veya müessesenin merkez ve şubelerinden hangisine
tebliğ edilmiş ise, beyanda bulunma mükellefiyeti yalnız ihbarnameyi tebellüğ eden merkez
veya şubeye aittir.
Üçüncü şahsın beyanı hiçbir harcı ve resme tabi değildir.
Bu madde hükmü, memuriyeti hasebiyle hakikate muhalif beyanda bulunan memurlar
hakkında da uygulanır.
3 - DİGER HAKLAR İÇİN
MADDE 90 - İcra dairesi haczedilen hakların muhafazasına ve alacaklardan günü gelenlerin
tahsiline çalışır ve lâzım gelen masrafların peşin ödenmesini istiyebilir.
4 - GAYRİMENKULLER HAKKINDA
MADDE 91- (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 3494 - 9.11.1988 / m.10)
Taşınmazın haczi ile tasarruf hakkı Medeni Kanunun 920 nci maddesi anlamında tahdide
uğrar. Sicile kaydedilmek üzere haciz keyfiyeti, ne miktar meblağ için yapıldığı ve alacaklının
adı ile tebliğe yarar adresi icra dairesi tarafından tapuya ve mahcuz gemi ise kayıtlı bulunduğu
daireye bildirilir. Adresi değişen alacaklı masrafını vermek sureti ile yeni adresinin tapuya
bildirilmesini icra dairesinden istemeye mecburdur.
Hacze yeni alacaklılar iştirak eder veya haciz kalkarsa bu hususlar da yukarda adı geçen
dairelere haber verilir.
I. Gayrimenkul haczinin şumulü,
II. Alacakları rehinle sağlanmış alacaklıların mahfuz hakları;
III. İdare ve işletme.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.23) Hacizli taşınmazın el değiştirmesi halinde 148/a maddesi
uygulanır.
MADDE 92 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Bir gayrimenkulün haczi hasılat ve menfaatlerine de
şâmildir. Haciz, gayrimenkul kendilerine rehnedilmiş olan alacaklıların haklarına halel
getirmez.
İcra dairesi, gayrimenkul kendilerine rehnedilmiş olan alacaklılarla kiracılara hacizden haber
verir.
(Değişik 3. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.24) Daire, taşınmazın idare ve işletmesi ile eklentinin
korunması için gerekli tedbirleri alır. Bu tedbirler meyanında icra dairesi, eğer taşınmazda
kiracı varsa bu kiracıya, işleyecek kiraları icra dairesine ödemesini emreder. Zarar görme
ihtimali bulunan eklenti, rehin alacaklısının talebi üzerine, işletmenin faaliyetine engel
olmayacak şekilde muhafaza altına alınır. İdare ve muhafaza masrafları satış bedelinden
öncelikle ödenir.
Ticaret Kanunu'nun 892 nci maddesi hükmü saklıdır.
MAHSULLERİN TOPLANMASI, BORÇLUNUN HAKKI
MADDE 93 - İcra dairesi mahsullerin toplanması için lâzımgelen tedbirleri alır. Borçlunun
geçineceği yoksa kendisinin ve ailesinin geçinmeleri için kâfi miktar mahsulden veya
satıldıkça bedelinden münasip miktar kendisine bırakılır.
İŞTİRAK HALİNDE TASARRUF EDİLEN MALLAR
MADDE 94 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Bir intifa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras
veya bir şirket yahut iştirak halinde tasarruf edilen bir mal hissesi haczedilirse icra dairesi,
ikametgâhları bilinen ilgili üçüncü şahıslara keyfiyeti ihbar eder. Bu suretle borçlunun
muayyen bir gayrimenkuldeki tasfiye sonundaki hissesi haczedilmiş olursa icra müdürü haciz
şerhinin gayrimenkulün kaydına işlenmesi için tapu sicil muhafızlığına tebligat yapar. (...)
Msn Star(Ek cümleler: 4949 - 17.7.2003 / m.25) Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya
pay ilmühaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ
olunarak haczedilir. Bu haczin şirket pay defterine işlenmesi zorunludur; ancak haciz, şirket
pay defterine işlenmemiş olsa bile şirkete tebliğ tarihinde yapılmış sayılır. Haciz, icra dairesi
tarafından tescil edilmek üzere Ticaret Siciline bildirilir. Bu durumda haczedilen payların
devri, alacaklının haklarını ihlal ettiği oranda batıldır. Haczedilen payların satışı, taşınır
malların satışı usulüne tabidir. Diğer taşınırlarda icra dairesi başkasına devre mani tedbirleri
alır. Borçlunun reddetmediği miras veya başka bir sebeple iktisap eyleyip henüz tapuya veya
gemi siciline tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer aynı hakların borçlu namına tescili
alacaklı tarafından istenebilir. Bu talep üzerine icra dairesi alacaklının bu muameleyi takip
edebileceğini tapu veya gemi sicili dairesine ve icabında mahkemeye bildirir.
_____
Msn Star Madde 94 ün 1. fıkrasının "Menkullerde başkasına devre mâni tedbirler alır."
şeklinde olan 3. cümlesi, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003
tarih ve 4949 sayılı Kanunun 25. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.
_____
Borçlunun zilyed bulunduğu bir gayrimenkul üzerindeki fevkalâde zamanaşımı ile iktisabını
istemek hakkının haczedilmesi halinde, icra dairesi zilyedliğin başkasına devrine mâni olacak
tedbirleri alır ve alacaklıya bir ay içinde gayrimenkulün borçlusu adına tescili için dava
açması yetkisini verir.
Mahkemenin tescil kararı ile gayrimenkul bu alacaklı lehine mahcuz sayılır.
İkinci fıkra hükmü, almaya hak kazandığı veya almakta bulunduğu emekli veya yetim maaşını
istifa için icap eden yoklama muamelesini yaptırmıyanlar hakkında yetkili makama bildirmek
suretiyle tatbik olunur.
Alacaklının bu sebeple yapacağı kanuni masraflar ayrıca takip ve hükme hacet kalmaksızın
dairece borçludan tahsil olunur.
MAHCUZ MALLARIN MUHAFAZASI MASRAFLARI
MADDE 95 - Alacaklı haczedilen malların muhafaza ve idare ve işletilmesi masraflarını
istenildiği takdirde peşin vermeğe mecburdur.
İSTİHKAK İDDİASINA İTİRAZ
A- BORÇLUNUN ZİLYETLİGİ
1 - HAZIRLIK SAFHASI
MADDE 96 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu elinde bulunan bir malı başkasının mülkü
veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü bir şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya
rehin hakkı iddia edildiği takdirde, icra dairesi bunu haciz ve icra zabıtlarına geçirir ve
keyfiyeti iki tarafa bildirir.
İcra dairesi aynı zamanda istihkak iddiasına karşı itirazları olup olmadığını bildirmek üzere
alacaklı ve borçluya üç günlük mühlet verir. Sükûtları halinde istihkak iddiasını kabul etmiş
sayılırlar.
Malın haczine muttali olan borçlu veya üçüncü şahıs, ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde
istihkak iddiasında bulunmadığı takdirde, aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını
kaybeder. İstihkak iddiasının yapıldığı veya istihkak davasının açıldığı tarihte istihkak
müddeisi ile birlikte oturan kimseler yahut bu şahısların iş ortakları, iddianın yapıldığı tarihte
veya istihkak davası 97 nci maddenin 9 uncu fıkrası gereğince açılmışsa davanın açıldığı
tarihte malın haczine ıttıla kesbetmiş sayılırlar.
2- ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN İSTİHKAK İDDİASI
MADDE 97 - (Değişik: 538 - 18.2.1965)İstihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu
tarafından itiraz edilirse, İcra müdürü dosyayı hemen tetkik merciine verir. Merci, dosya
üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde
varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikına karar verir.
İstihkak davasının sırf satışı geri bırakmak gayesiyle kötüye kullanıldığını kabul etmek için
ciddi sebepler bulunduğu takdirde merci takibin talikı talebini reddeder.
Takibin talikına karar verilirse, haksız çıktığı takdirde alacaklının muhtemel zararına karşı
davacıdan 36 ncı maddede gösterilen teminata alınır.
Teminatın cins ve miktarı mevcut delillerin mahiyetine göre takdir olunur.
Takibin devamına dair verilen merci kararı temyiz olunamaz.
Üçüncü şahıs, merci kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde tetkik
merciinde istihkak davası açmaya mecburdur. Bu müddet zarfında dava edilmediği takdirde
üçüncü şahıs alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır.
Kiralanan yer veya sicile kayıtlı gemilerdeki hapis hakkına tabi eşya ile ilgili istihkak davaları
Borçlar Kanununun 268 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yazılı hükümlere uygun olmadıkça
talik emri verilemez.
Dava esnasında 106 ncı maddedeki müddetler cereyan etmez.
Yukarıdaki hükümler dairesinde kendisine istihkak talebinde bulunmak imkânı verilmemiş
olan üçüncü şahıs, haczedilen şey hakkında veya satılıp da bedeli henüz alacaklıya
verilmemişse bedeli hakkında, hacze ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde, tetkik
merciinde istihkak davası açabilir. Aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını
kaybeder. Bu halde davacının talebi üzerine merci hâkimi takibin talik edilip edilmemesi
hakkında yukardaki hükümler dairesinde acele karar vermeye mecburdur. Bu karar diğer taraf
dinlenmeksizin de verilebilir.
İstihkak davası neticelenmeden mahcuz mal paraya çevrilmiş bulunursa merci hâkimi işbu
bedelin yargılama neticesine kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında veya halin icabına
göre teminatsız derhal alacaklıya verilmesi hususunda ayrıca karar verir.
İstihkak davasına umumi hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır.
Mahcuz eşya ile ilgili olarak icra müdürüne dermeyan edilen iddiada üçüncü şahıs ve
borçlunun birleşmeleri alacaklıya müessir değildir. Üçüncü şahsın bu iddiasını ispat etmesi
lâzımdır. Ancak üçüncü şahsın mahcuz eşyanın kendisinin mülkü veya kendisine merhun
olduğu hakkındaki iddiasının borçlu tarafından kabulü kendi aleyhine delil teşkil eder ve
ileride bu ikrara aykırı hiçbir iddiada bulunamaz.
(Değişik 13 . fıkra: 3494 - 9.11.1988) İstihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de
neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısiyle istifası geciken
miktarın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunur.
Davanın reddi hakkındaki kararı temyiz eden istihkak davacısı icra dairesinden 36 ncı
maddeye göre mühlet istiyebilir.
İstihkak davası sabit olur ve birinci fıkra gereğince istihkak iddiasına karşı itiraz eden alacaklı
veya borçlunun kötü niyeti tahakkuk ederse haczolunan malın değerinin yüzdeonbeşinden
aşağı olmamak üzere itiraz edenden tazminat alınmasına asıl dava ile birlikte hükmolur.
Koca aleyhine yapılmış bir hacizde karı şahsi malları üzerindeki haklarının Medeni Kanunun
160 ıncı maddesi hükmüne tabi olmaksızın kendisi takip edebilir.
İstihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklı bu Kanunun 11 inci babı hükümlerine
dayanarak ve muvakkat veya katî aciz belgesi ibrazına mecbur olmaksızın mütekabilen iptal
davası açabilir. Dava ve mütekabil davada tarafların gösterecekleri bütün delilleri hâkim
serbestçe takdir eder.
İstihkak davaları süratle ve diğer davalardan önce görülerek karara bağlanır.
İSTİHKAK DAVALARINDA MÜLKİYET KARİNESİ
MADDE 97a - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Bir menkul malı elinde bulunduran kimse onun
maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların menkul malı birlikte ellerinde bulundurmaları
halinde dahi mal borçlu elinde addolunur. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri
itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya örf ve âdet, sanat,
meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia
eden kişiye düşer.
İstihkak davacısı malı ne suretle iktisap ettiğini ve borçlunun elinde bulunmasını gerektiren
hukuki ve fiili sebep ve hâdiseleri göstermek ve bunları ispat etmekle mükelleftir.
3 - ÇALINMIŞ VE ZAYİ OLMUŞ ŞEYLER
MADDE 98 - Çalınmış ve zayi edilmiş şeyler hakkında Kanunu Medeninin 902, 903 ve 904
üncü maddeleri hükmü mahfuzdur.
İcra dairesi tarafından pazarlık suretile yapılan satış Kanunu Medeninin 902 nci maddesinde
mezkûr resmî artırma hükmündedir.
B- ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ZİLYEDLİGİ
MADDE 99 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Haczedilen şey borçlunun elinde olmayıpta üzerinde
mülkiyet veya rehin hakkı iddia eden üçüncü bir şahıs nezdinde bulunursa icra müdürü o şahıs
aleyhine tetkik merciine müracaat için alacaklıya yedi gün mühlet verir. Bu mühlet içinde
merci hâkimliğine dava ikame edilmezse üçüncü şahsın iddiası kabul edilmiş sayılır.
HACZE İŞTİRAK DERECELERİNİN TEŞKİLİ
MADDE 100 - İlk haciz üzerine satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar aynı derecede
hacze iştirak edebilecek alacaklılar :
1- İlk haciz ilâmsız takibe müstenitse takip talebinden ve ilâma istinat ediyorsa dava
ikamesinden mukaddem yapılmış bir takip üzerine alınan aciz vesikasına,
2- Yukarıki fıkrada yazılı tarihlerden önce açılmış bir dava üzerinden alınan ilama,
3- Aynı tarihlerden mukaddem tarihli resmî veya tarih ve imzası tasdikli bir senede,
4- Aynı tarihlerden mukaddem tarihli resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri
dahilinde ve usulüne göre verdikleri makbuz veya vesikaya istinat eden alacaklılardır.
Bu suretle iştirak halinde icra dairesi müracaat üzerine aynı derecedeki alacaklıların bütün
alacaklarına yetecek nisbette ilave suretile hacizler yapar.
Bunların haricindeki alacaklılar ancak evvelki dereceden artacak bedeller için hacze iştirak
edebilirler.
ÖNCE İCRASI LAZIM GELEN MERASİME LÜZUM OLMAKSIZIN İŞTİRAK
MADDE 101 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Borçlunun eşi ve çocukları ve vasi veya kayyımı
olduğu şahıslar evlenme, velâyet veya vesayetten mütevellid alacaklar için önce icrası lâzım
gelen takip merasimine lüzum olmaksızın ilk haciz üzerine satılan malın tutarı vezneye
girinceye kadar aynı derecede hacze iştirak edebilirler. Şu kadar ki bu hak ancak haciz,
vesayetin veya velâyetin veya evliliğin devamı esnasında veya zevalini takip eden sene içinde
yapıldığı takdirde istimal olunabilir. Bir dava veya takibin devam ettiği müddet hesaba
katılmaz. Borçlunun reşid çocukları Kanunu Medeninin 321 inci maddesine müstenid
alacaklarından dolayı önce icrası lazım gelen takip merasimine hacet kalmaksızın her zaman
aynı derecede hacze iştirak edebilirler. Sulh mahkemesi dahi küçükler, vesayet altında
bulunanlar veya kendilerine kayyım tayin edilmiş olanlar namına aynı suretle hacze iştirak
edebilirler.
(Değişik 2. fıkra: 538 - 18.2.1965) İcra dairesi iştirak taleplerini borçlu ve alacaklılara bildirir.
Onlara, itiraz etmeleri için yedi günlük bir mühlet verir. İtiraz halinde iştirak talebinde
bulunan kimsenin hacze iştiraki muvakkaten kabul olunur ve yedi gün içinde dava açması
lüzumu bildirilir. Bu süre içinde dava açmazsa iştirak hakkı düşer. Açılacak davaya basit
yargılama usulüne göre bakılır.
Nafaka ilâmına istinad eden alacaklı önce takip merasiminin icrasına lüzum olmaksızın her
zaman aynı derecede hacze iştirak edebilir. Suiniyet hali müstesnadır.
HACİZ TUTANAGI TANZİMİ
MADDE 102 - Menkul bir malı haciz için mahallinde bir tutanak tutulur. Tutanakta alacaklı
veya borçlunun isim ve şöhretleri, alacağın miktarı, haczin hangi gün ve saatte yapıldığı,
haczedilen mallar ve takdir edilen kıymetleri ve varsa üçüncü şahısların iddiaları yazılır ve
haczi icra eden memur tarafından imza edilir.
Haczi talep edilen mal gayrimenkul ise icra dairesi 91 inci madde mucibince haczi ait olduğu
daireye tebliğ eder ve mahallinde tutulacak tutanakta gayrimenkulün nevi ve mahiyeti ve
hududu ve lüzumlu vasıfları dercolunur.
Evvelce ihtiyaten haczedilen şeylere icra haczi vazedildiği surette zabıt varakasına ihtiyati
haciz sahibinin dahi iştirak hakkı işaret olunur.
Haczi kabil mallar kafi gelmezse veya hiç bulunmazse bu hal zabıt varakasına kaydolunur.
Davet
MADDE 103 - (Değişik: 3494 - 9.11.1988) Tutanak tutulurken alacaklı, borçlu veya
namlarına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunmazsa,
bulunmayan alacaklı veya borçlu üç gün içinde tutanağı tetkik ve diyeceği varsa söylemesi
için icra dairesine davet olunur. Kanunen ilavesi gereken müddetler mahfuzdur. Haciz
sırasında borçlu veya alacaklı adına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili
kimse bulunduğu takdirde haciz tutanağının bir örneği bulunan şahsa verilir. Borçluya veya
alacaklıya ayrıca haber verilmez.
HACZE İŞTİRAK HALİNDE DAVET
MADDE 104 -Yeni alacaklıların iştiraki ve bu yüzden ilâve suretile yapılan yeni hacizler
tutanağın altına işaret olunur.
Hacze iştirak eden her yeni alacaklı isterse tutanağın tam bir suretini alabilir.
Evvelce haciz vazedenlerle borçlular dahi yeni iştirak ve ilâveler kendilerine bildirilmek üzere
103 üncü madde mucibince davet olunurlar.
BORÇ ÖDEMEDEN ACİZ VESİKASI
MADDE 105- Haczi kabil mal bulunmazsa haciz tutanağı 143 üncü maddedeki aciz vesikası
hükmündedir.
İcraca takdir edilen kıymete göre haczi kabil malların kifayetsizliği anlaşıldığı surette dahi
tutanak muvakkat aciz vesikası yerine geçerek alacaklıya 277 nci maddede yazılı hakları
verir.
III- PARAYA ÇEVİRME
1- SATIŞ TALEBİ
TALEP İÇİN MÜDDETLER
MADDE 106 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Alacaklı, haczolunan mal menkul ise hacizden
nihayet bir sene ve gayrimenkul ise nihayet iki sene içinde satılmasını isteyebilir.
Borçlunun üçüncü şahıslardaki alacağı menkul hükmündedir.
TALEP HAKKI
MADDE 107 - Her alacaklı mensup olduğu derece namına satış talebinde bulunabilir. 100
üncü maddenin son fıkrası mucibince hacizleri evvelki dereceden artacak bedeller için
muteber olan alacaklılardan her biri dahi mensup olduğu derece namına satış isteyebilir.
MUVAKKAT HACİZ HALİNDE
MADDE 108 - Haczi muvakkat olan alacaklı satış talebinde bulunamaz ve hakkında 106 ncı
maddedeki müddetler cereyan etmez.
(Ek fıkra: 3222 - 6.6.1985) Muvakkaten veya ihtiyaten haczedilen mallar ancak 113 üncü
maddenin son fıkrasında yazılı hallerde satılabilir.
SATIŞIN TATİLİ
MADDE 109 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Satış bedeli, haklarında haciz kat'ileşmiş olan
alacakların mecmu mikdarına baliğ olursa satış tatil edilir.
(...) (Madde 109 un 2. fıkrası, 16.6.1985 tarih ve 3222 sayılı Kanunun 47. maddesinin (a)
fıkrası hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)
HACZİN KALKMASI
MADDE 110 - Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıpta bu
müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar.
TAKSİTLE ÖDEME
MADDE 111 - Borçlu alacaklının satış talebinden evvel borcunu muntazam taksitlerle
ödemeği taahhüt eder ve birinci taksiti de derhal verirse icra muamelesi durur.
Şu kadar ki, borçlunun kâfi miktar malı, haczedilmiş bulunması ve her taksitin borcun dörtte
biri miktarından aşağı olmaması ve nihayet aydan aya verilmesi ve müddetin üç aydan fazla
olmaması şarttır.
(Değişik 3. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.26) Borçlu ile alacaklının borcun taksitlendirilmesi
için icra dairesinde yapacakları sözleşme veya sözleşmelerin devamı süresince 106 ve 150/e
maddelerindeki süreler işlemez. Ancak bu sözleşme veya sözleşmelerin toplam süresinin on
yılı aşması halinde, aştığı tarihten itibaren süreler kaldığı yerden işlemeye başlar.
(Değişik 4. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Taksitlerden biri zamanında verilmezse icra muamelesi
ve süreler kaldığı yerden devam eder.
2- MENKULLERİN SATIŞI
MÜDDETLER
MADDE 112 - Menkul mallar satış talebinden nihayet bir ay içinde satılır.
Yetişmemiş mahsuller borçlunun muvafakati olmadıkça satılamaz.
VAKTİNDEN EVVEL SATIŞ
MADDE 113 - Alacaklı talep etmeden borçlunun talebile de satış yapılabilir.
İcra müdürü kıymeti süratle düşen veyahut muhafazası masraflı olan malların satılmasına her
zaman karar verebilir.
ARTIRMA HAZIRLIK TEDBİRLERİ
MADDE 114 - (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.27) Satış açık artırma ile yapılır.
Birinci ve ikinci artırmanın yapılacağı yer, gün ve saat daha önceden ilan edilir.
İlânın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılmayacağı icra
müdürlüğünce alâkadarların menfaatlerine en muvafık geleni nazarı dikkate alınarak tayin
olunur. (Ek cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.27) İlanın yurt düzeyinde yayımlanan bir gazete ile
yapılmasına karar verilmesi halinde bu ilan satış talebi tarihinde yurt düzeyinde tirajı en
yüksek beş gazeteden biriyle yapılır.
(Ek fıkra: 538 - 18.2.1965) Gazete ile yapılacak ilânlara satış şartnamesi teferruatiyle
geçirilmeyip, satılacak şeyin cinsi, mahiyeti, önemli vasıfları, muhammen kıymeti,bulunduğu
yer ve ikinci artırmanın gün ve saati, satış şartnamesinin vesair bilginin nereden ve ne suretle
öğrenilebileceği, talep halinde ve ilânda gösterilen masrafı verilmek şartiyle şartnamenin bir
örneğinin gönderilebileceği hususları yazılmakla iktifa olunur. İcra dairesince yapılması
zaruri ilânlar dışında, taraflar şartnamenin tamamını masrafı kendilerine ait olmak üzere,
diledikleri vasıtalarla ilân edebilirler. Ancak hususi mahiyetteki bu ilân resmi muameleye tesir
etmez.
İHALENİN YAPILMASI VE GERİ BIRAKILMASI
MADDE 115 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Satılığa çıkarılan mal üç defa bağırıldıktan sonra
en çok artırana ihale edilir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin
(Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.28) "yüzde altmışını" bulması ve satış isteyenin
alacağına rüçhanı olan diğer alacaklar o malla temin edilmişse, bu suretle rüçhanı olan
alacakların mecmuundan fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paraların
paylaştırılması masraflarını tecavüz etmesi şarttır.
Arttırma bu miktara baliğ olmazsa satış icra müdürü tarafından geri bırakılır ve artıranlar
taahhüdlerinden kurtulur.
İKİNCİ ARTIRMA
MADDE 116 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.29) İkinci
artırma, ilk artırmayı izleyen beşinci gün yapılır. Beşinci günün resmi tatil gününe rastlaması
halinde ikinci artırma resmi tatili izleyen ilk iş günü yapılır. Bu halde de 114 üncü madde
hükmü uygulanır.
(Değişik 2. fıkra: 3494 - 9.11.1988) İkinci artırmada mal en çok artıranın üstünde bırakılır. Şu
kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde kırkını bulması ve satış
isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya
çevirme ve paraların paylaştırılması masraflarını geçmesi şarttır.
Böyle fazla bir bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşer.
ALTIN VE GÜMÜŞ EŞYA
MADDE 117 - Altın ve gümüş eşya maden halindeki kıymetlerinden daha aşağı bir bedel ile
satılamaz.
SATIŞ BEDELİNİN ÖDENMEMESİ İHALE FARKLARININ TAHSİLİ SURETİ
MADDE 118 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Satış peşin para ile yapılır. Ancak icra müdürü
müşteriye yedi günü geçmemek üzere bir mühlet verebilir. (Değişik 3. cümle: 4949 -
17.7.2003 / m.30) Satılan mal ihale kesinleşmeden teslim olunmaz. Verilen mühlet
içinde müşteri bedelin hepsini vermezse icra dairesince mal yeniden artırmaya çıkarılır ve 116
ncı maddenin 2 nci fıkrası tatbik olunur.
(Değişik 2. fıkra: 3494 - 9.11.1988) İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak
suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale
bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen
sorumludurlar. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairece tahsil
olunur. Bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden tahsil olunur.
PAZARLIK SURETİLE SATIŞ
MADDE 119 - Aşağıdaki hallerde satış pazarlık suretile yapılabilir :
1- Bütün alâkadarlar isterse,
2- Borsa veya piyasada fiatı bulunan kıymetli evrak veya diğer mallar için o günün
piyasasında mukarrer fiyat teklif edilirse,
3- Artırmada maden kıymetini bulmamış olan altın ve gümüş eşyaya bu kıymet verilirse;
4- 113 üncü maddenin ikinci fıkrasında gösterilen haller bulunursa,
5- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.31) Mahcuz malın tahmin edilen değeri birmilyar lirayı
geçmezse.
ÖDEME YERİNE ALACAKLARIN DEVRİ
MADDE 120 - Hacze iştirak eden bütün alacaklılar muvafakat ederlerse borçlunun borsada ve
piyasada fiatı olmıyan alacakları ödeme yerine geçmek üzere itibarî kıymetlerile kendilerine
veya hesaplarına olarak içlerinden birine devredilir. Bu halde alacaklılar, alacakları nisbetinde
borçlunun haklarına halef olurlar.
Aynı suretle hacze iştirak edenlerin hepsi veya içlerinden birisi borçlunun üçüncü bir şahıstaki
alacağının tahsilini veya böyle bir şahsa karşı haiz olduğu dava hakkının kullanılmasını,
masraf kendilerine ait olmak ve fakat haklarına halel gelmemek şartile üzerlerine alabilirler.
Bu suretle elde edilecek para ilk önce üzerlerine alanların alacak ve masraflarının ödenmesine
karşılık tutulur.
PARAYA ÇEVİRMENİN DİGER TARZI İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYET HİSSELERİ
MADDE 121 - Bir intifa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak
halinde tasarruf olunan bir mal hissesi gibi yukarıki maddelerde gösterilmeyen başka nevi
malların satılması lâzımgelirse icra müdürü satışın nasıl yapılacağını tetkik merciinden sorar.
Merci, ikametgâhları malûm olan alâkadarları davet ve gelenlerini dinledikten sonra açık
artırma yaptırabileceği gibi satış için bir memur da tayin edebilir, yahut iktiza eden diğer bir
tedbiri alabilir.
AİLE MAL ORTAKLIGI
MADDE 122 - Aile mal ortaklığında bir hissenin satışı 121 inci maddeye göre yapılır.
Kanunu Medeninin 331 inci maddesi hükümleri mahfuzdur.
3 - GAYRİMENKULÜN SATIŞI
SATIŞ MÜDDETİ
MADDE 123 - Gayrimenkuller, satış talebinden nihayet iki ay içinde icra dairesi tarafından
açık artırma ile satılır.
ARTIRMA ŞARTLARI
1 - ŞARTNAMENİN AÇIK BULUNDURULMASI
MADDE 124 - İcra dairesi gayrimenkulün bulunduğu yerin adetlerine göre en elverişli tarzda
artırma şartlarını tesbit eder.
Bunları ihtiva eden şartname artırmadan evvel en az on gün müddetle icra dairesinde herkesin
görmesi için açık bulundurulur.
(Değişik 3. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Artırmaya iştirak edeceklerin gayrimenkulün muhammen
kıymetinin yüzde yirmisi nispetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu
tevdi etmeleri şartnameye yazılır.
Satılığa çıkarılan gayrimenkul üzerinde hakkı olan alacaklının alacağı yukarıki fıkrada yazılı
nisbet raddesinde ise artırmaya iştiraki halinde ayrıca pey akçesi ve teminat aranmaz.
2 - MÜNDERİCATI
MADDE 125 - Artırma şartnamesinde gayrimenkulün, üzerindeki irtifak hakları, gayrimenkul
mükellefiyetleri, ipotekler, ipotekli borç senetleri, irat senetlerile birlikte satıldığı ve
borçlunun bu gayrimenkul ile temin edilmiş şahsi borçlarının da alıcıya intikal eyliyeceği
tasrih olunur.
İpotek ve ipotekli borç senedile temin edilmiş olupta bu suretle müşteriye devrolunan borçtan
asıl borçlunun kurtulması alacaklının müracaat hakkının mahfuz olduğunu ihaleden itibaren
bir sene içinde kendisine bildirmemiş olmasına bağlıdır.
Gayrimenkul rehinle temin edilmiş muaccel borçlar, müşteriye devredilmeyip satış
bedelinden tercihan ödenir.
Artırma şartnamesinde hangi masrafların müşteriye ait olacağı tasrih olunur.
ARTIRMANIN İLANI VE İLGİLİLERE İHTAR
MADDE 126 - (Değişik: 538 - 18.2.1985) Artırma, satıştan en az bir ay önce ilân edilir. İlân
edilen metnin esasa müessir olmayan maddi hatalar nedeniyle tekrarlanması gerektiğinde,
satış tarihi değiştirilmeksizin hata ilânen düzeltilir. Bu düzeltme ilânı ilgililere ayrıca tebliğ
edilmez. Ancak satış tarihi ile ilân tarihi arasında yedi günden az zaman kalmış ise bu
takdirde satışın daha önce ilân edilen günden en az yedi gün sonrası için tespit edilen günlerde
yapılacağı düzeltme ilânında belirtilir.
İlânda :
1. Satışın yapılacağı yer, gün ve saat,
2. Artırma şartnamesinin hangi tarihten itibaren herkes tarafından görülebileceği,
3. Tayin edilen zamanda artırma bedeli gayrimenkulün muhammen kıymetinin (Değişik
ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.32) "yüzde altmışını" bulmadığı takdirde, en çok artıranın
taahhüdü baki kalmak üzere, artırmanın on gün daha uzatılmış olacağı ve onuncu günü aynı
yerde, aynı saatte gayrimenkulün en çok artırana ihale edileceği ((Değişik ifade: 4949 -
17.7.2003 / m.32) Onuncu günün resmi tatile rastlaması halinde ikinci artırma tarihi olarak
tatilin bitimini izleyen ilk iş gününün belirlenmesi ve bu ikinci ihalenin yapılacağı yer, gün ve
saatin ilanda açıkça gösterilmesi zorunludur.)
4. İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz
ve masrafa dair olan iddialarını evrakı müsbiteleri ile onbeş gün içinde icra dairesine
bildirmeleri yazılır. Aksi halde, hakları tapu siciliyle sabit olmadıkça, satış bedelinin
paylaşmasından hariç kalacakları da ilâve edilir.
Bu ihtar irtifak hakkı sahiplerine de yapılır.
114 üncü maddenin 2 nci ve son fıkrası hükümleri gayrimenkulün satış ilânı hakkında da
uygulanır.
AYRICA TEBLİGLER
MADDE 127 - (Değişik: 3494 - 9.11.1988) İlânın birer sureti borçluya ve alacaklıya ve
gayrimenkulün tapu siciline kayıtlı bulunan alâkadarlarının tapuda kayıtlı adresleri varsa bu
adreslerine tebliğ olunur. Adresin tapuda kayıtlı olmaması halinde ayrıca adres tahkiki
yapılmaz, gazetedeki satış ilânı tebligat yerine geçer.
MÜKELLEFİYETLERİN LİSTESİ
MADDE 128 - İcra memuru satışa başlamazdan evvel gayrimenkul üzerindeki tapu siciline
mukayyet veya resmî senede müstenit olan mükellefiyetlerin hepsinin bir listesini yapar ve bu
listeyi haczedenlerle borçluya tebliğ eder ve itirazlarını bildirmeleri için üç gün mühlet verir.
96 ve 97 nci maddeler hükümleri burada da caridir.
(Değişik 2. fıkra: 3494 - 9.11.1988) İcra dairesi gayrimenkulün kıymetini takdir ettirir,
gayrimenkulün kıymetinin takdirinde, gayrimenkul üzerindeki mükellefiyetlerin kıymete olan
etkisi de nazara alınır. (Ek cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.33) Taşınmazın önceden takdir
edilen kıymetini etkileyen mükellefiyetlerin ortaya çıkması halinde, icra dairesi satışa esas
olmak üzere taşınmazın kıymetini yeniden takdir ettirir. Kıymet takdirine ilişkin rapor
borçluya, haciz koydurmuş alacaklılara ve diğer ipotekli alacaklılara tebligatın yapıldığı icra
dosyasındaki, ayrıca bildirilmiş bulunması hali müstesna olmak üzere, tapudaki mevcut
adresleri esas alınmak sureti ile tebliğ edilir. (...) Msn Star
_____
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
11 Nisan 2008       Mesaj #3
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
_____
Msn Star Madde 128 in 2. fıkrasının "Kesinleşen kıymet takdiri için iki yıl geçmedikçe yeniden
kıymet takdiri istenemez. " şeklinde olan son cümlesi, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı
R.G.' de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 103. maddesi hükmü
gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.
_____
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.33) Satışa çıkarılan taşınmazda eklenti niteliğinde teşvikli
mal varsa icra müdürlüğü bu malların kıymetini ayrıca takdir ettirir. Satıştan önce ilgili
kurumlardan bu mallar üzerindeki vergi, resim, harç gibi yükümlülükler sorulur. Satış isteyen
alacaklının talebi üzerine bu mallar satış dışında tutulabileceği gibi, üzerlerindeki vergi,
resim, harç gibi malın aynından kaynaklanan kamu alacakları dikkate alınarak 129 uncu
madde hükümlerine göre taşınmazla birlikte ihale de edilebilir.
KIYMET TAKDİRİNE İLİŞKİN ŞİKAYET:
MADDE 128/a- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.34) Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer,
raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu
yerdeki tetkik merciinde şikayette bulunabilirler. Şikayet tarihinden itibaren yedi gün içinde
gerekli masraf ve ücretin mahkeme veznesine yatırılması halinde yeniden bilirkişi incelemesi
yaptırılabilir; aksi halde başka bir işleme gerek olmaksızın şikayet kesin olarak reddedilir.
Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren bir yıl geçmedikçe yeniden kıymet
takdiri istenemez. Ancak, doğal afetler ve imar durumundaki çok önemli değişiklikler
meydana getiren benzer hallerde yeniden kıymet takdiri istenebilir.
Kıymet takdirine ilişkin şikayet yetkisiz tetkik merciine yapılırsa, tetkik mercii evrak üzerinde
inceleme yaparak başvuru tarihinden itibaren en geç on gün içinde yetkisizlik kararı verir.
Bu madde gereğince icra tetkik merciinin verdiği kararlar kesindir.
İHALE
MADDE 129 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Gayrimenkul üç defa bağrıldıktan sonra en çok
arttırana ihale edilir. Şu kadar ki artırma bedeli gayrimenkul için tahmin edilmiş olan
kıymetin en az yüzde (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.35) "altmışını" bulmak ve satış
istiyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklılar o gayrimenkul ile temin edilmişse bu suretle
rüçhanı olan alacakların mecmuundan fazla olmak ve bundan başka paraya çevirme ve
paylaştırma masraflarını tecavüz etmek şarttır.
(Değişik 2. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Yukarıdaki fıkrada yazılı miktar elde edilmemişse
gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilânında gösterilen müddet
sonunda en çok artırana ihale edilir. sŞu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen
kıymetinin yüzde kırkını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların
toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını
geçmesi lâzımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşer.
ÖDEME USULÜ
MADDE 130 - Satış bedeli peşin ödenir. Ancak icra müdürü alıcıya (Değişik ibare: 4949 -
17.7.2003 / m.36) "on günü" geçmemek üzere bir mühlet verebilir.
ÖDEME MÜDDETİ İÇİNDE GAYRİMENKULÜN İDARESİ
MADDE 131 - Satış bedelinin ödenmesi için mühlet verilmiş ise para verilinceye kadar hasar
ve masrafı müşteriye ait olmak üzere gayrimenkul, icra dairesi tarafından idare olunur. Bu
müddet içinde icra dairesinin müsaadesi olmaksızın tapuca hiç bir tescil yapılamaz. İcra
dairesi satış bedelini temin için ayrıca teminat gösterilmesini isteyebilir.
SONRADAN TESİS EDİLEN GAYRİMENKUL MÜKELLEFİYETLERİ VE İPOTEKLİ
VE MAHCUZ GAYRİMENKULLERİN KİRALANMASINDA HÜKÜM
MADDE 132 - Alacak bir gayrimenkul ile temin edildikten sonra borçlu o gayrimenkul
üzerinde alacaklının rızası olmaksızın bir irtifak hakkı yahut bir gayrimenkul mükellefiyeti
tesis ederse bu tesis alacaklının hakkına tesir etmez ve alacaklı gayrimenkulün o hak ile
birlikte veya o haktan âri olarak artırmağa çıkarılmasını isteyebilir.
Gayrimenkul haktan âri olarak satılıpta bedeli alacaklının alacağından fazla çıkarsa o hakkın
takdir edilecek kıymeti ödenmek üzere bedelin fazlası hak sahibine tahsis edilir.
İpotek yapılmış olan gayrimenkulü borçlu alacaklının rızası olmaksızın başkasına kiraya verir
ve keyfiyeti tapuya tescil ettirirse bu tescil ipotekli alacaklının hakkına tesir etmez.
Bu hüküm haczedilmiş olan gayrimenkullerde de caridir.
İHALENİN FESHİ VE FARKININ TAHSİLİ
MADDE 133 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse derhal
veya verilen mühlet içinde parayı vermezse, ihale kararı icra müdürü tarafından kaldırılarak
teminat akçesi alıcının ikinci fıkra gereğince mesul bulunduğu meblağa mahsup edilmek
üzere alıkonulur. Kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kimsenin ileri sürdüğü pey,
129 uncu maddenin (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.37) "aradığı şartlara" uygun
bulunması ve bu kimsenin adresinin de malum olması halinde bir muhtıra tebliğ edilerek
arzettiği bedelle gayrimenkul kendisine teklif edilir ve üç gün zarfında almaya razı olursa ona
ihale olunur. Razı olmaz veya cevapsız bırakılırsa veya bulunmazsa gayrimenkul icra
dairesince hemen artırmaya çıkarılır. Bu artırma ilgililere tebliğ edilmeyip yalnızca satıştan en
az yedi gün önce yapılacak ilânla yetinilir. Bu artırmada teklifin, 129 uncu (Değişik ibare:
4949 - 17.7.2003 / m.37) "maddedeki" hükümlere uyması şartıyla gayrimenkul ençok artırana
ihale olunur.
(Değişik 2. fıkra: 3494 - 9.11.1988) İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak
suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale
bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen
mesuldürler. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairece tahsil
olunur. Bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden tahsil olunur.
İHALENİN NETİCESİ VE FESHİ
MADDE 134 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İcra dairesi tarafından gayrimenkul kendisine ihale
edilen alıcı o gayrimenkulün mülkiyetini iktisap etmiş olur. (Ek cümle: 4949 - 17.7.2003 /
m.38) İhale kesinleşinceye kadar taşınmazın ne şekilde muhafaza ve idare edileceği icra
dairesi tarafından kararlaştırılır.
(Değişik 2. fıkra: 3494 - 9.11.1988) İhalenin feshini, Borçlar Kanununun 226 ncı maddesinde
yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki
ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler (Ek ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.38)
"yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla" tetkik merciinden şikâyet yolu ile ihale tarihinden
itibaren yedi gün içinde isteyebilirler. İlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden
muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir. İhalenin feshi
talebi üzerine tetkik mercii talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapar ve
taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir. Talebin reddine karar verilmesi halinde tetkik
mercii davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkûm
eder. (Ek cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.38) Ancak işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin
reddi halinde para cezasına hükmolunamaz.
(Ek 3. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.38) İhalenin feshine ilişkin şikayet görevsiz veya yetkisiz
tetkik mercii veya mahkemeye yapılırsa, tetkik mercii veya mahkeme evrak üzerinde
inceleme yaparak başvuru tarihinden itibaren en geç on gün içinde görevsizlik veya
yetkisizlik kararı verir. Bu kararlar kesindir.
(Ek 4. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.38) Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben
iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal
veya 130 uncu maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadırlar. İcra müdürü,
ödenen ihale bedeli ile ilgili olarak, ihalenin feshine yönelik şikayet sonucunda verilecek
karar kesinleşinceye kadar para bankalarda nemalandırılır. İhalenin feshine ilişkin şikayetin
kabulüne veya reddine ilişkin kararın kesinleşmesi üzerine, ihale bedeli nemaları ile birlikte
hak sahiplerine ödenir. Msn Star
_____
Msn Star Madde 134 e 2. fıkradan sonra gelmek üzere yukarıdaki fıkralar, 30.7.2003 tarih ve
25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 38. maddesi
hükmü gereğince eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
_____
İhale kesinleşmedikçe ihale bedeli alacaklılara ödenmez.
Satış ilânı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihale fesada
bilâhara vâkıf olunmuşsa şikâyet müddeti ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki, bu müddet
ihaleden itibaren bir seneyi geçemez.
sİhalenin feshini şikâyet yolu ile talep eden ilgili, vâkı yolsuzluk neticesinde kendi
menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur.
Tescil için tapu idaresine yapılacak tebligat şikâyet için muayyen müddetin geçmesinden veya
şikâyet edilmişse şikâyeti neticelendiren kararın kesinleşmesinden sonra yapılır.
(...) (Madde 134 ün son fıkrası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.' de yayımlanan,
17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 103. maddesi hükmü gereğince yürürlükten
kaldırılmıştır.)
TESCİL İÇİN TAPUYA TEBLİG VE ZORLA ÇIKARMA
MADDE 135 - Gayrimenkul alıcıya ihale edilip bedeli alındıktan sonra alıcı namına tescil
edilmesi için (134) üncü maddede yazılı müddete riayet edilerek tapuya müzekkere yazılır.
(Değişik 2. fıkra: 3222 - 6.6.1985) Gayrimenkul borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir
tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanmayarak başkaları tarafından
işgal edilmekte ise onbeş gün içinde tahliyesi için borçluya veya işgal edene bir tahliye emri
tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmezse zorla çıkarılıp gayrimenkul alıcıya teslim
olunur.
GEMİLER HAKKINDA
MADDE 136 -(Değişik: 6763 - 29.6.1956) Gayrimenkul malların satışına aidolan hükümler,
gemi siciline kayıtlı gemiler hakkında da tatbik olunur. Bu hükümlerde geçen (tapu sicili)
tâbirleri, gemi sicilini ve (irtifak hakkı) tâbiri ise sicile kayıtlı gemiler üzerindeki intifa
hakkını anlatır.
AİLE YURTLARI
MADDE 137 - Aile yurtlarına dair Kanunu Medeni hükümleri mahfuzdur.
4- PARANIN PAYLAŞTIRILMASI
PARALARIN PAYLAŞTIRILMASI ZAMANI, MASRAFLAR VE VEKALET ÜCRETİ
MADDE 138 - Mahcuz mallar tamamile satıldıkta bedelleri alâkadarlara hisselerine göre
paylaştırılır ve bir kısmı satıldıkta icabına göre bedeli hisseleri nisbetinde alâkadarlara avans
olarak dağıtılır.
Haciz, paraya çevirme ve paylaştırma gibi bütün alacaklıları alâkadar eden masraflar önce
satış tutarından alınır ve artan para takip masrafları ve işlemiş faizler dahil olduğu halde
alacakları nisbetinde paylaştırılır.
(Değişik 3. fıkra: 538 - 18.2.1965) Vekil vasıtasiyle yapılan takiplerde vekâlet ücretinin
miktarı, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış sözleşmeye bakılmaksızın, icra müdürü
tarafından avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanır. Bu şekilde tâyin olunan vekâlet ücreti de
takip masraflarına dâhildir.
Muvakkat hacizler için ayrılmış hisseler vaziyet anlaşılıncaya kadar sağlam bir bankaya,
banka bulunmıyan yerlerde mahkeme veya icra sandıklarına yatırılır.
İCRA DAİRESİNİN TAMAMLAMA HACİZLERİ
MADDE 139 - Satış tutarı bütün alacakları ödemiye yetmezse icra müdürü kendiliğinden yeni
hacizler yaparak haczi tamamlar; ancak bu suretle haczolunan mallar üzerinde sonra gelen
derecelerin evvelce koydurdukları hacizler varsa bu hacizlerin doğurduğu haklara halel
gelmez. Yeniden haczedilen mallar ayrıca satış talebine hacet kalmaksızın ve mümkün olduğu
kadar çabuk satılır.
SIRA CETVELİ
MADDE 140 - Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra
dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.
Alacaklılar 206 ıncı madde mucibince iflâs halinde hangi sıraya girmeleri lâzım geliyorsa o
sıraya kabul olunurlar.
Bununla beraber ilk üç sıraya kayıt için muteber olan tarih haciz talebi tarihidir.
CETVEL SURETLERİNİN TEBLİGİ
MADDE 141 - Sıra cetvelinin birer sureti icra dairesi tarafından alakadarlara tebliğ edilir.
CETVELE İTİRAZ
MADDE 142 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her
alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretile
cetvel mündericatına itiraz edebilir.
Dava basit yargılama usulile görülür.
İtiraz alacağın esas ve miktarına taallûk etmeyip yalnız sıraya dairse şikâyet yolile tetkik
merciine arzolunur.
TEMİNAT KARŞILIGI ÖDEME:
MADDE 142/a.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.39) Sıra cetveline karşı 142 nci madde uyarınca
şikayet veya itiraz yapılmışsa, tebligatı alan ve sıra cetvelinde hak sahibi görünen her alacaklı,
bir bankanın kesin teminat mektubunu dosyaya ibraz ederek payına düşen meblağı tahsil
edebilir. 36 ncı maddenin ikinci fıkrası burada da uygulanır.
Teminat mektubunda, alacaklının dosyadan tahsil ettiği meblağ ile bu meblağın kısmen veya
tamamen icra dosyasına iadesinin gerekmesi halinde iade tarihine kadar geçecek süreye ait
olan faizin, icra dairesinin ilk yazılı talebi üzerine dosyaya ödenmesi taahhüt edilmelidir. Bu
esaslar dahilinde teminat mektubuyla garanti edilecek miktar icra dairesince belirlenir.
BORÇ ÖDEMEDEN ACİZ VESİKASI
MADDE 143 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.40)
Alacaklı alacağının tamamını alamamış ve aciz vesikası düzenlenmesi için gerekli şartlar
yerine gelmişse, icra dairesi kalan miktar için hemen bir aciz vesikası düzenleyip alacaklıya
ve bir suretini de borçluya verir; bu belgeler hiçbir harç ve vergiye tabi değildir. Aciz
vesikasının bir nüshası da her il merkezinde Adalet Bakanlığınca tespit edilen icra dairesi
tarafından tutulan özel sicile kaydedilmek üzere bu icra dairesine gönderilir. Aciz vesikası
sicili aleni olup ne şekilde tutulacağı ve hangi hususları içe receği Adalet Bakanlığı tarafından
hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
Bu vesika ile 105 inci maddedeki vesika borcun ikrarını mutazammın senet mahiyetinde olup
alacaklıya 277 inci maddede yazılı hakları verir.
Alacaklı aciz vesikasını aldığı tarihten bir sene içinde takibe teşebbüs ederse yeniden ödeme
emri tebliğine lüzum yoktur.
Aciz vesikasında yazılı alacak miktarı için faiz istenemez.
Kefiller, müşterek borçlular ve borcu tekeffül edenler bu miktar için vermeğe mecbur
oldukları faizlerden dolayı borçluya rücu edemezler.
(Değişik 6. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.40) Bu borç, borçluya karşı, aciz vesikasının
düzenlenmesinden itibaren yirmi yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Borçlunun mirasçıları,
mirasın açılmasından itibaren bir sene içinde alacaklı hakkını aramamışsa, borcun
zamanaşımına uğradığını ileri sürebilirler.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.40) Borçlu, aciz vesikasını düzenlemiş olan icra dairesine
borcunu işlemiş faizleriyle birlikte her zaman ödeyebilir. İcra dairesi ödenen parayı alacaklıya
verir veya gerektiğinde 9 uncu madde hükümleri dahilinde bir bankaya yatırır. Borcun bu
şekilde tamamının ödenmesinden sonra aciz vesikası sicilden terkin edilir ve borçluya
borcunu ödeyerek aciz vesikasını sicilden terkin ettirdiğine dair bir belge verilir. Aynı şekilde,
icra takibi batıl ise veya iptal edilirse yahut borçlunun borçlu olmadığı mahkeme kararıyla
sabit olursa ya da alacaklı icra takibini geri alırsa, aciz vesikası sicilden terkin edilir ve
borçluya buna ilişkin bir belge verilir.
SENEDİN GERİ VERİLMESİ VE İLAMIN İCRASI VESİKASI
MADDE 144 - Alacağı tamamen ödenmiş olan alacaklıya ait senet icra dairesince borçluya
verilir.
Alacağının yalnız bir kısmı ödenmiş olan alacaklı, senedini geri alabilir. Şu kadar ki, icra
dairesi senede bundan sonra ne miktar para için muteber olacağını yazar yahut senedin
mahiyetine göre alâkadar dairelere yazdırır.
İlâmların icrasında borçlu isterse kendisine ilâmın tamamen veya kısmen icra edilmiş
olduğuna dair bedava ve pulsuz bir vesika verilir.
Bir gayrimenkulü paraya çeviren icra dairesi o gayrimenkul üzerindeki irtifak haklarına,
gayrimenkul mükellefiyetlerine ve gayrimenkul rehin haklarına dair kayıtların tapu sicilinden
terkin ve nakillerini de yaptırır.
(Ek fıkra: 6763 - 29.6.1956) Gemi siciline kayıtlı olan bir gemiyi paraya çeviren icra dairesi
onun üzerindeki ipotek ve intifa haklarına ait kayıtların sicilden terkin ve nakillerini de
yaptırır.
BEŞİNCİ BAP
REHİNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLU İLE TAKİP
I - MENKUL REHNİNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ
TAKİP TALEBİ
MADDE 145 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Alacağı menkul rehni ile sağlanmış alacaklı, takip
talebinde 58 inci maddede yazılı hususlardan başka merhunun ne olduğunu ve merhun üçüncü
şahıs tarafından verilmiş veya merhunun mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise onun ve merhun
üzerinde sonra gelen rehin hakkı mevcut ise bu hakka sahip olan şahsın ismini de bildirir.
ÖDEME EMRİ
MADDE 146 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Takip talebi üzerine, icra dairesi keyfiyeti merhun
üzerinde sonra gelen rehin hakkı sahibine bir ihbarname ile bildirir ve borçlu ile rehin maliki
üçüncü şahsa aşağıdaki kayıtlara uygun olmak üzere birer ödeme emri gönderir :
1. Ödeme müddeti onbeş gündür.
2. Yedi gün içinde itiraz olunmaz ve 1 numaralı bendde yazılı müddet içinde borç ödenmezse
rehnin satılacağı bildirilir.
ÖDEME EMRİNE İTİRAZ
MADDE 147 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Ödeme emrine itiraz hakkında 62 den 72 nci
maddeye kadar olan hükümler uygulanır. Ancak ;
1. Rehin hakkına açıkça itiraz edilmemişse, alacaklının rehin hakkı takip safhası içinde artık
tartışma konusu olamaz.
2. Sırf rehin hakkına itiraz olunduğu takdirde, alacaklı, rehnin paraya çevrilmesi yoliyle
takipten vazgeçerek, takibin haciz yolu ile devamını istiyebilir. Bu takdirde, borçluya mal
beyanında bulunması için yedi gün mühlet veril
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
11 Nisan 2008       Mesaj #4
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
II - İPOTEGİN PARAYA ÇEVRİLMESİ
TAKİP TALEBİ
MADDE 148 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Gayrimenkul ipotek alacaklısı, yetkili veya
gayrimenkulün bulunduğu yer icra dairesine elindeki ipotek belgesinin akit tablosunun tapu
idaresince verilmiş resmi bir örneğini ibrazla alacağın miktarını bildirir ve 58 inci maddeye
göre takip talebinde bulunur.
ADRES GÖSTERME ZORUNLULUGU:
MADDE 148/a.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.41) İpotek sözleşmesinin tarafları veya ipotekli
taşınmazı daha sonra satın alanlar ya da bunların halefleri, tapu sicili müdürlüğüne yurt içinde
bir tebligat adresi bildirmek zorundadırlar. Aksi takdirde ilgililerin tescil talebi, tapu sicili
müdürlüğünce reddolunur.
Adresin değiştirilmesi tapu sicil müdürlüğüne bildirilmesi halinde sonuç doğurur. Yeni
adresin bildirilmemesi halinde tebligatların eski adrese ulaştığı tarih tebellüğ tarihi sayılır.
1- İCRA EMRİ
MADDE 149 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İcra müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız
şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya
ve gayrimenkul üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya gayrimenkulün mülkiyeti üçüncü
şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir.
Bu icra emrinde borcun otuz gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez ve
tetkik merciinden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmezse, alacaklının
gayrimenkulün satışını istiyebileceği bildirilir.
İCRANIN GERİ BIRAKILMASI
MADDE 149a - (Değişik: 538 - 18.2.1965).) İcranın geri bırakılması hakkında 33 üncü
maddenin 1,2, ve 4 üncü fıkraları uygulanır.
İcranın geri bırakılması hakkındaki talebi reddeden merci kararını temyiz eden borçlu veya
üçüncü şahıs, takip konusu alacağın yüzde onbeşi nispetinde teminat yatırmadığı takdirde
satış durmaz. Temyiz talebinin reddi halinde bu teminat, ayrıca hükme hacet kalmaksızın
alacaklıya tazminat olarak ödenir.
2 - ÖDEME EMRİ
MADDE 149b - (Değişik: 538 - 18.2.1965) 149 uncu maddede yazılı haller dışındaki
muaaccel alacaklar için icra müdürü, borçluya ve varsa gayrimenkul sahibi üçüncü şahsa
aşağıdaki kayıtlara uygun olmak üzere 60 ncı maddeye göre birer ödeme gönderir.
1. Ödeme müddeti otuz gündür.
2. Yedi gün içinde itiraz olunmaz ve 1 numaralı bendde yazılı müddet içinde borç ödenmezse
alacaklının gayrimenkulün satışını istiyebileceği bildirilir.
ÖDEME EMRİNE İTİRAZ
MADDE 150 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu veya üçüncü şahıs ödeme emrinin
tebliğinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabilirler. Ancak, rehin hakkı itiraz konusu
yapılamaz. İpoteğin iptali hakkında dâva açılması halinde 72 nci madde hükümleri kıyasen
uygulanır.
İTİRAZIN İNCELENMESİ USULÜ VE HÜKÜMLERİ
MADDE 150a - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Ödeme emrine itiraz hakkında 62 den 72 nci
maddeye kadar olan hükümler uygulanır. Ancak;
1. İpotek, bir cari hesap veya işleyecek kredi vesaire gibi bir mukavelenin teminatı olarak
verilmişse, tetkik mercii bu mukavele ve bununla ilgili sair belge ve makbuzları 68 inci
maddedeki esaslara göre incelemek yetkisini haizdir.
2. İtirazın kaldırılması kararının temyizi halinde 149a maddesinin son fıkrası hükmü kıyasen
uygulanır.
KİRACILARA HABER VERME
MADDE 150b - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) Rehin, kiraya verilmiş bir gayrimenkul ise icra
müdürü, alacaklının talebi üzerine takibin kesinleşmesini beklemeden kiracıları da takipten
haberdar eder ve işleyecek kiraların icra dairesine ödenmesini emreder. (Ek cümle: 4949 -
17.7.2003 / m.42) Şu kadar ki, bu şekilde işlem yapılması 132 ve 135 inci maddelerdeki
hakları ortadan kaldırmaz. Kiracı ihtira rağmen kira paralarını icra dairesine yatırmazsa
hakkında 356 ncı madde hükmü kıyasen uygulanır.
TAPU İDARESİNE HABER VERME
MADDE 150c - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İcra müdürü, ipoteğin paraya çevrilmesi
hakkındaki takibin başladığını tapu idaresine haber vermeye mecburdur. Tapu memuru,
keyfiyeti gayrimenkulün siciline şerh verir. Gayrimenkulü bu şerh tarihinden sonra iktisap
edenlere icra veya ödeme emri tebliğ olunmaz.
SATIŞ HAZIRLIKLARI
MADDE 150d - (Değişik: 3494 - 9.11.1988) İcra dairesi, takip talebi üzerine satış
hazırlıklarına başlar. Bu maksatla tapudan kayıt örneklerini ve belediyeden imar durumunu
getirtir,takibin kesinleşmesini beklemeden kıymet takdirini yaptırır.
III - MÜŞTEREK HÜKÜMLER
PARAYA ÇEVİRME MÜDDETİ
MADDE 150e - (Ek: 538 - 18.2.1965) Alacaklı menkul rehnin satışını ödeme veya icra
emrinin tebliğinden itibaren nihayet bir sene içinde, gayrimenkul rehnin satışını da aynı
tarihten itibaren nihayet iki sene içinde isteyebilir. Satış yukarıdaki fıkrada gösterilen
müddetler içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmezse takip
düşer.
78 inci maddenin 2 nci fıkrası hükmü rehnin paraya çevrilmesi yoliyle takipte de kıyasen
uygulanır.
MUVAKKAT REHİN AÇIGI BELGESİ
MADDE 150f - (Ek: 538 - 18.2.1965) Alacaklının satış talebinden sonra takdir edilen ve
kesinleşen kıymete göre merhunun alacağı karşılamıyacağı anlaşılırsa, alacaklının talebi
üzerine kendisine açık kalan miktar için bir muvakkat rehin açığı belgesi verilir.
Alacaklı, bu belgeye dayanarak borçlunun diğer mallarının haczine icra müdüründen
talebedebilir ve 100 üncü maddedeki esaslar dahilinde diğer alacaklıların haczine iştirak
edebilir. Bu takdirde alacaklı, rehnin satışı neticesinde, alacağının tahsil edilemiyen kısmını
borçlunun diğer mahcuz mallarından rüçhansız olarak alır.
PARAYA ÇEVİRME USULÜ
MADDE 150g - (Değişik: 3494 - 9.11.1988) Satılması istenen rehin hakkında 92 nci
maddenin üçüncü fıkrası ve 93,96, 97,97a ve 98 ve 99 uncu maddeler ile 112 den 137 nci
maddeye kadar olan hükümler kıyas yolu ile uygulanır.
ALACAGIN VEYA REHNİN İLAMLA TESBİT EDİLMİŞ OLMASI
MADDE 150h- (Ek : 538 - 18.2.1965) Alacağın veya rehin hakkının yahut her ikisinin bir
ilamda veya ilam mahiyetini haiz belgelerde tesbit edilmiş olması halinde, ilamların icrasına
dair hükümler kıyasen uygulanır.
BORÇLU CARİ HESAP VEYA KISA, ORTA, UZUN VADELİ KREDİ ŞEKLİNDE
İŞLEYEN NAKDİ KREDİLERİ VE GAYRİ NAKDİ KREDİLERİ TEMİNEN ALINAN
İPOTEKLER
MADDE 150/ı. - (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.43) Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun
vadeli kredi şeklinde işleyen nakdî veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği
ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi
kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun
vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin
ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter
aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda
belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ
edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra
müdürü 149 uncu madde uyarınca işlem yapar. Şu kadar ki, krediyi kullanan tarafın hesap
özetine ve borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine,
kendisine tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren
sekiz gün içinde noter aracılığıyla itiraz etmiş olduğunu ispat etmek suretiyle tetkik merciine
şikâyette bulunmak hakkı saklıdır. Bu takdirde krediyi kullandıran taraf alacağını 68/b
maddesi çerçevesinde diğer belgelerle ispatlayabiliyorsa, krediyi kullanan tarafın şikâyeti
reddedilir. Tetkik merciinde yapılan inceleme sırasında, borçlu, borcun sona erdiğine veya
ertelendiğine ilişkin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge sunmadıkça takibin
durdurulmasına karar verilemez. Hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli
taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması Türk Medenî
Kanununun 887 nci maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçer.
PAYLAŞTIRMA
MADDE 151 - Rehin bedelinden masrafların çıkarılmasında ve artanın alacaklılar arasında
paylaştırılmasında 138 inci madde hükmü tatbik olunur.
Satış tutarı alacaklıların alacağını ödemeğe yetmezse icra müdürü 206 ncı maddenin ikinci ve
üçüncü fıkralarına göre alacaklıların her birine ait sıra ve payları tayin eder.
141,142 ve 144 üncü maddelerin hükümleri burada da caridir.
REHİN AÇIGI BELGESİ
MADDE 152 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Rehin, satış istiyenin alacağına derece itibariyle
rüçhanı olan diğer rehinli alacakların tutarından fazla bir bedelle alıcı çıkmamasından dolayı
satılamazsa veya satılıp da tutarı takip olunan alacağa yetmezse, alacaklıya bütün veya geri
kalan alacağı için bir belge verilir.
Alacağı irat senedinden veya bir gayrimenkul mükellefiyetinde doğmıyan alacaklı, bu suretle
tahsil edemediği alacağı için borçlunun sıfatına göre iflâs veya haciz yoluna gidebilir.
Alacaklı, satış yapılmamışsa artırma gününden, satış yapılması halinde satışın kesinleşmesi
tarihinden itibaren bir sene içinde haciz yolu ile takip talebinde bulunursa yeniden icra veya
ödeme emri tebliğine lüzum yoktur.
Rehin açığı belgesi, borç ikrarını mutazammın senet mahiyetindedir.
İPOTEKLİ ALACAKTA ALACAKLININ GAİP BULUNMASI VEYA BORCU
ALMAKTAN İMTİNAI
MADDE 153 - İpotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusu icra dairesine
müracaatla alacaklısının gaip ve ikametgâhının meçhul bulunduğunu veya borcu almaktan ve
ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan ederse icra dairesi on beş gün içinde daireye gelerek
parayı almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulüne göre tebliğ eder. Alacaklı bu müddet
içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve
ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borclu borcunu icra dairesine tamamile yatırırsa
tetkik mercii verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir.
Bu karar tapu dairesine tebliğ edilerek ipotekli gayrimenkulün siciline geçirilir.
Vadesi gelmeyen borcun ipotek senedi mucibince işlemiş ve işleyecek bütün faizleri ile
birlikte tediyesini deruhte eden borçlu hakkında da yukarıki hüküm cereyan eder.
(Ek fıkra: 6763 - 29.6.1956) Türk Ticaret Kanununun gemi ipoteği hakkındaki 930 ve 931 nci
maddeleri mahfuzdur.
ALTINCI BAP
İFLAS YOLİLE TAKİP
I- YETKİ
İFLAS TAKİPLERİNDE YETKİLİ MERCİ
MADDE 154 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İflâs yoliyle takipte yetkili merci, borçlunun
muamele merkezinin bulunduğu mahaldeki icra dairesidir.
Merkezleri yurt dışında bulunan ticari işletmeler hakkında yetkili merci, Türkiye'deki şubenin,
birden ziyade şubenin bulunması halinde merkez şubenin bulunduğu yerdeki icra dairesidir.
Borçlu ile alacaklı yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tâyin etmişlerse, o yerin icra dairesi
dahi iflâs takibi için yetkili sayılır. Şu kadar ki, iflâs davaları için yetki sözleşmesi yapılamaz
ve iflâs davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde
açılır.
II- İFLAS YOLİLE ADİ TAKİP
ÖDEME EMRİ VE MÜNDERECATI
MADDE 155 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Borçlu iflâs yolile takibe tâbi şahıslardan olup da
alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği takdirde alacaklının
mahkemeye müracaatla iflâs talebinde bulunabileceği ve borçlunun gerek borcu olmadığına
ve gerek kendisinin iflâsa tâbi kimselerden bulunmadığına dair itirazı varsa bu müddet içinde
dilekçe ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edebileceği ilâve olunur.
İFLAS TALEBİ VE MÜDDETİ
MADDE 156 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından
itiraz olunmamışsa alacaklı bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden iflâs kararı isteyebilir.
Bu dilekçeye borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini mübeyyin ödeme emri nüshasının
rabtedilmesi lâzımdır.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takip durur ve alacaklı bu itirazın kaldırılmasiyle beraber
borçlunun iflâsına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebilir.
İflâs istemek hakkı ödeme emrinin tebliği tarihinden bir sene sonra düşer.
TALEBİN GERİ ALINMASI VE YENİLENMESİ
MADDE 157 - İflâs talebini geri alan alacaklı bir ay geçmedikçe bu talebini yeniliyemez.
YARGILAMA USULÜ
MADDE 158 - (Değişik: 3494 - 9.11.1988) Alacaklının iflâs takibi kesinleştiğinde 166 ncı
maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilân edilir. İflâs talebinin ilânından itibaren onbeş gün
içinde diğer alacaklılar davaya müdahale veya itiraz ederek iflâsı gerektiren bir hal
bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler.
Mahkeme, icra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak, gerek
iflâs talebini gerek itiraz ve defileri umumi hükümler dairesinde tetkik ve intac eder. Şu kadar
ki, borçlu takibe karşı usulü dairesinde itiraz etmemiş veya itiraz ve defileri varit
görülmemişse mahkeme yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcunu ifa veya o
miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini borçluya veya iflâs davasında kendisini
temsil etmiş olan vekiline, dava vicahda devam ediyorsa duruşmada, aksi takdirde Tebligat
Kanunu hükümleri dairesinde yapılacak tebliğ ile emreder. Borçlu imtina ederse ilk oturumda
iflâsına karar verilir.
MUHAFAZA TEDBİRLERİ
MADDE 159 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İflâs talebi halinde mahkeme, ilk önce alacaklıların
menfaati için zaruri gördüğü bütün muhafaza tedbirlerini emredebilir. Borçlu ödeme emrine
itiraz etmemişse, alacaklının talebi üzerine, mahkeme mutlaka bu tedbirlere karar vermeye
mecburdur. Bu emirler iflâs dairesince yerine getirilir.
Mahkeme, defter tutmadan gayri bir muhafaza tedbiri istiyen alacaklıdan, ilerde haksız çıktığı
takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayabilecekleri zararları karşılamak üzere,
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı bir teminat alınmasını
istiyebilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş veya alacak bir ilâma bağlı ise teminat
aranmaz. Devlet ve adlî yardıma nail kimseler de teminat göstermek mecburiyetinde
değillerdir.
Bu maddeye göre alınan muhafaza tedbirleri borçlu aleyhindeki icra takiplerine tesir etmez.
MASRAFLARIN PEŞİN VERİLMESİ
MADDE 160 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İflâs istiyen alacaklı ilk alacaklılar toplantısına
kadar olan masraflardan sorumludur.
(Değişik 2. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Mahkeme, bu masraflar ile iflâs kararının kanun yolları
için gerekli bütün tebliğ masraflarının peşin verilmesini ister.
DEFTER TUTULMASI
1 - USULÜ
MADDE 161 - İflâs talebinde bulunan alacaklı isterse, mahkeme borçluya ait malların bir
defterinin tutulmasına karar verebilir. Bu defter iflâs dairesi tarafından tutulur.
Borçlunun mallarını göstermemesi ve kilitli yerlerini açmaması gibi hallerde 80 ve 81 inci
maddeler hükmü tatbik olunur.
2 - NETİCELERİ
MADDE 162 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) Borçlunun ve ailesinin idareleri için iflâs
müdürünün bıraktığı mallar müstesna olmak üzere borçlu, defteri yapılmış olan malları aynen
veya istenildiği zamanki kıymetiyle vermeye mecburdur.
3 - DEVAM MÜDDETİ
MADDE 163 - Takipte bulunan bütün alacaklılar razı olurlarsa yapılan defter iflâs müdürü
tarafından iptal olunur.
Defterin hükmü mahkemece temdit edilmemişse yapıldığı tarihten dört ay sonra kendiliğinden
ortadan kalkar.
YARGITAYA MÜRACAAT
MADDE 164 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Ticaret
mahkemesince verilen nihai kararlar tebliğinden itibaren on gün içinde temyiz edilebilir.
Kararlar 160 ıncı maddenin son fıkrasına göre alınacak masraftan karşılanmak suretiyle
mahkemece resen taraflara tebliğ olunur.
İflâs kararının temyizi iflâsın ilânına ve masanın teşkiline mâni değildir. Yalnız ikinci
alacaklılar toplantısı iflâs kararı kesinleşmedikçe yapılamaz.
İflâs kararı bozulursa borçlunun malları üzerindeki tedbirler devam eder. Şu kadar ki, ticaret
mahkemesi davanın seyrine göre bu tedbirleri değiştirmeye veya kaldırmaya yetkilidir.
İFLAS TARİHİ
MADDE 165 - İflâs hükümle açılır ve bu hükümde açılma anı gösterilir.
(Ek fıkra: 3494 - 9.11.1988) İflâsa karar verilmesinden sonra iflas davasından feragat
geçersizdir.
İFLAS KARARININ TEBLİGİ VE İLANI
MADDE 166 - (Değişik: 538 - 18.3.1965) İflas kararı, iflâs dairesine bildirilir.
(Değişik 2. fıkra: 3494 - 9.11.1965) Daire, kararı kendiliğinden ve derhal tapuya ticaret sicil
memurluğuna, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine mahalli ticaret
odalarına, sanayi odalarına, menkul kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer
lazım gelenlere bildirir. Daire, ayrıca kararı, (Ek ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.44) "karar
tarihinde," yurt düzeyinde (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.44) "tirajı" en yüksek beş
gazeteden biri ile birlikte iflas edenin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki bir gazetede ve
Ticaret Sicili Gazetesinde ilân eder. (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.44) "Tirajı" en
yüksek gazetenin yayınlandığı yer aynı zamanda muamele merkezi ise mahalli gazetede ilân
yapılmaz.
İflâsın kapandığı veya kaldırıldığı da aynı suretle bildirilir ve ilân olunur.
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
11 Nisan 2008       Mesaj #5
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
III- KAMBİYO SENETLERİ (ÇEK POLİÇE VE EMRE MUHARRER SENET)
HAKKINDAKİ HUSUSİ TAKİP USULLERİ
TAKİBİN KABULÜ ŞARTLARI
MADDE 167 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede
müstenit olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile bu bölümdeki hususi usullere
göre haciz yolu ile veya borçlu iflâsa tabi şahıslardan ise iflâs yolu ile takipte bulunabilir.
Alacaklı, takip talebinde 58 inci maddedeki hususlardan başka iflâsa tabi borçlusu aleyhine
haciz ve iflâs yollarından hangisini istediğini bildirmeğe ve takip talebine kambiyo senedinin
aslını ve borçlu adedi kadar tasdikli örneğini eklemeğe mecburdur.
A) HACİZ YOLU İLE TAKİP
ÖDEME EMRİ
MADDE 168 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İcra müdürü senedin kambiyo senedi olduğunu ve
vâdesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir.
Bu ödeme emrine şunlar yazılır :
1. Takip talebindeki kayıtlar,
2. Borcun ve takip masraflarının on gün içinde ödenmesi ihtarı,
3. Takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfını haiz değilse, beş gün içinde mercie
şikâyet etmesi lüzumu.
4. (Değişik: 3494 - 9.11.1988) Takip müstenidi kambiyo senedindeki imza kendisine ait
olmadığı iddiasında ise bunu beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile tetkik merciine bildirmesi;
aksi takdirde kambiyo senedindeki imzanın bu fasıl gereğince yapılacak icra takibinde
kendisinden sâdır sayılacağı ve imzasını haksız yere inkâr ederse sözü edilen senede dayanan
takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm edileceği ve merciden
itirazının kabulüne dair bir karar getirmediği takdirde cebri icraya devam olunacağı ihtarı.
5. (Değişik: 3222 - 6.6.1985) Borçlu olmadığı veya borcun itfa edildiği veya mehil verildiği
veya alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde
tetkik merciine bir dilekçe ile bildirerek merciden itirazın kabulüne dair bir karar getirmediği
takdirde cebri icraya devam olunacağı ihtarı.
6. (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.45) İtiraz edilmediği ve borç ödenmediği takdirde on gün
içinde 74 üncü maddeye, itiraz edilip de reddedildiği takdirde ise üç gün içinde 75 inci
maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik edileceği, mal
beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı
ihtarı.
60 ıncı maddenin son iki fıkrası burada da tatbik olunur.
a) BORCA İTİRAZ
MADDE 169 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu, 168 inci maddenin 5 numaralı bendine göre
borca karşı yapacağı itirazını bir dilekçe ile tetkik merciine bildirir. Bu itiraz satıştan başka
icra takip muamelelerini durdurmaz.
İTİRAZIN İNCELENMESİ
MADDE 169a - (Ek: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.46) Tetkik
mercii hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya
çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin
resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. Tetkik mercii
hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir.
(Değişik 2. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.46) Tetkik mercii hakimi, borçlunun itiraz
dilekçesine ekli olarak ibraz ettiği belgelerden borcun itfa veya imhal edildiği veya senedin
metninden zamanaşımına uğradığı veya borçlunun borçlu olmadığı yahut icra dairesinin
yetkili olmadığı kanaatine varırsa, daha evvel itirazın esası hakkındaki kararına kadar icra
takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verebilir.
(Değişik 3. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Borçlunun ibraz ettiği belge altındaki imza alacaklı
tarafından inkâr edilirse, merci hakimi, 68/a maddesindeki usule göre yapacağı inceleme
neticesinde imzanın alacaklıya ait olduğuna kanaat getirdiği takdirde, borçlunun itirazının
kabulüne karar verir ve alacaklıyı, sözü edilen belgenin taalluk ettiği değer veya miktarın
yüzde onu oranında para cezasına mahkûm eder. Alacaklı birinci fıkra gereğince çağrıldığı
duruşmaya gelmediği takdirde merci hâkimi alacağın itiraz edilen kısmı için icranın
muvakkaten durdurulmasına karar verir. Bunun üzerinde alacaklı en geç altı ay içinde merci
önünde duruşma talep ederek makbuz altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ispat etmek
suretiyle, takibin devamına karar alabilir. Merci, imzanın alacaklıya ait olmadığına karar
verirse borçluyu, sözü edilen belgenin taalluk ettiği değer veya miktarın yüzde onu oranında
para cezasına mahkûm eder.
Merci hâkimi, borçlunun zamanaşımı itirazını alacaklının ibraz ettiği kambiyo senedindeki
tarihe göre vârit görür ve alacaklı da zamanaşımının kesildiğini veya tatil edildiğini resmi
veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edemezse, itirazın kabulüne; aksi halde reddine
karar verir.
İtirazın kabulü kararı ile takip durur. Alacaklının genel hükümlere göre dâva açmak hakkı
mahfuzdur. Alacaklı, genel mahkemede dâva açarsa, inkar tazminatı ve para cezasının tahsili
dava sonuna kadar tehir olunur ve bu davayı kazanırsa hakkında verilmiş olan inkâr tazminatı
ve para cezası kalkar.
(Ek fıkra: 3494 - 9.11.1988) (Değişik 1. cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.46) Borçlunun
itirazının tetkik merciince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde kötü niyeti veya ağır kusuru
bulunan alacaklı, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere; takip
muvakkaten durdurulmuş ise bu itirazın reddi halinde borçlu, diğer tarafın isteği üzerine takip
konusu alacağın yüzde kırktan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir.
Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa,
hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf
için daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar.
İtirazın reddi kararının temyizi hiçbir icra muamelesini durdurmaz. Şu kadar ki, borçlu 33
üncü maddenin 3 üncü fıkrasına göre teminat gösterirse icra durur.
b) İMZAYA İTİRAZ
MADDE 170 - (Değişik: 3494 - 9.11.1988) ) Borçlu, 168 inci maddenin 4 numaralı bendine
göre kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı yolundaki itirazını bir dilekçe ile
tetkik merciine bildirir. Bu itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz.
Tetkik mercii duruşmadan önce yapacağı incelemede, borçlunun itiraz dilekçesi kapsamından
veya eklediği belgelerden edindiği kanaata göre itirazıciddi görmesi halinde alacaklıya tebliğe
gerek görmeden itirazla ilgili kararına kadar icra takibinin geçici olarak durdurulmasına evrak
üzerinde karar verebilir.
(Değişik 3. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.47) Tetkik mercii, 68/a maddesinin dördüncü
fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına
kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. İtirazın kabulü kararı ile takip durur. Alacaklının
genel hükümlere göre dava açma hakkı saklıdır. İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu
anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip ikinci fıkraya göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen
senede dayanan takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere inkar
tazminatına ve takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edilir ve
itiraz reddedilir. Borçlu menfi tespit veya istirdat davası açarsa, hükmolunan tazminatın ve
para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve davanın borçlu lehine sonuçlanması
halinde daha önce hükmedilmiş olan tazminat ve para cezası kalkar.
(Değişik 1. cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.47) Tetkik mercii, itirazın kabulüne karar vermesi
halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı
senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve
alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Alacaklı genel
mahkemede dava açarsa, para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve bu davayı
kazanırsa hakkında verilmiş olan para cezası kalkar.
BORÇLUNUN KAMBİYO HUKUKU BAKIMINDAN ŞİKAYETİ
MADDE 170a - (Ek: 538 - 18.2.1965) Borçlu, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip
hakkı olmadığını 168 inci maddenin 3 üncü bendine göre şikâyet yolu ile ileri sürebilir.
Tetkik mercii müddetinde yapılan şikâyet veya itiraz dolayısiyle, usulü dairesinde kendisine
intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya
alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen
nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.
(Ek 3. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Her ne suretle olursa olsun, imza inkârı itirazı geri alınmış
veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz.
UYGULANACAK DİGER HÜKÜMLER
MADDE 170/b. - (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.48) 61 inci maddenin ikinci, üçüncü,
dördüncü ve beşinci fıkraları ve 62 ila 72 nci maddeler bu fasıl hükümlerine aykırı olmadıkça,
kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip hakkında da uygulanır.
B) İFLAS YOLU İLE TAKİP
ÖDEME EMRİ
MADDE 171 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İcra müdürü, senedin kambiyo senedi olduğunu ve
vadesinin geldiğini görürse borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir.
Ödeme emrine şunlar yazılır :
1. Takip talebindeki kayıtlar,
2. Borcun ve takip masraflarının beş gün içinde ödenmesi ihtarı,
3. Kambiyo senedine ve borca dair her türlü itiraz ve şikâyetlerini sebepleriyle birlikte diğer
tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile beş gün içinde icra dairesine bildirmesi
ihtarı,
4. Beş gün içinde borç ödenmediği, itiraz ve şikâyet edilmediği takdirde, alacaklının ticaret
mahkemesinden borçlunun iflâsını talep edebileceği ihtarı.
60 ıncı maddenin son iki fıkrası burada da tatbik olunur.
İTİRAZ VEYA ŞİKAYET
MADDE 172 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Ödeme emrine itiraz veya şikâyet etmek istiyen
borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikâyetini
sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine
bildirmeye mecburdur. Bu dilekçenin bir nüshası derhal alacaklıya tebliğ olunur.
İFLAS DAVASI
a) İTİRAZ VEYA ŞİKAYET OLUNMAMASI
MADDE 173 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu beş gün içinde borcu ödemez, itiraz veya
şikayette de bulunmazsa, alacaklı, bu durumu tevsik eden ödeme emri nüshası ile ticaret
mahkemesinden borçlunun iflâsına karar verilmesini istiyebilir.
(Ek fıkra: 3494 - 9.11.1988) İflâs takibi kesinleştiğinde 166 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki
usulle ilân edilir. İflas talebinin ilânından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya
müdahale veya itiraz ederek iflâsı gerektiren bir hâl bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden
talebin reddini isteyebilirler.
Mahkeme, takip dosyasını getirtir ve basit yargılama usulü ile yapacağı inceleme sonunda
borcun ödenmediğini, itiraz ve şikâyette de bulunulmadığını tespit ederse yedi gün içinde faiz
ve icra masrafları ile birlikte borcun ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo
edilmesini 158 inci madde uyarınca emreder. Bu emir yerine getirilmezse borçlunun iflâsına
karar verilir. Şu kadar ki, borçlu ödeme emrinde yazılı müddetin geçmesinden sonra borcu
ödediğine dair resmi bir belge ibraz ederse, iflâs yolu ile takip talebi ve iflâs davası düşer.
Borçlu, ticaret mahkemesine 65 inci maddeye göre gecikmiş itirazda bulunabilir. Mahkeme
mazereti yerinde görürse iflâs davasını 174 üncü madde uyarınca karara bağlar.
b) İTİRAZ VEYA ŞİKAYET OLUNMASI
MADDE 174 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Alacaklı, borçlunun itiraz ve şikayetinin
kaldırılmasını ve iflâsına karar verilmesini ticaret mahkemesinden istiyebilir. Mahkeme 158
inci madde uyarınca iflâs davasını karara bağlar.
c) İSTİRDAT DAVASI
MADDE 175 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İflâs takibine itiraz etmemesi yüzünden borçlu
olmadığı bir parayı ödiyen kimse 72 nci madde uyarınca geri almak hakkını haizdir.
d) UYGULANACAK HÜKÜMLER
MADDE 176 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) 156 ncı maddenin son fıkrası ile 157 ilâ 166 ncı
madde hükümleri burada da uygulanır.
C) MÜŞTEREK HÜKÜMLER
ALACAKLI VE BORÇLUYA VERİLECEK BELGELER
MADDE 176a - (Ek: 538 - 18.2.1965) İcra dairesi 60 ve 64 üncü maddeler gereğince
alacaklıya ödeme emrinin bir nüshasını verir.
Borçluya, itiraz eylediğine dair bedava ve pulsuz bir belge verilir.
BİRDEN FAZLA BORÇLU BULUNMASI
MADDE 176b - (Ek: 538 - 18.2.1965) Bir çek, poliçe veya emre muharrer senedin takip
edilen borçlusu birden ziyade olup da hepsi iflâsa tabi şahıslardan ise, alacaklının bunlar
hakkında aynı talepte (Haciz ve iflâs) bulunması lâzımdır. Bu halde, borçlu tarafından itiraz
vukuunda talebin mahiyetine göre 169, 169a ve 170 inci veya 174 üncü maddeler hükümleri
uygulanır.
Bir senetle takip edilen borçlular içinde iflâsa tabi olmıyan bir şahıs bulunup da alacaklı iflâsa
tabi olanlar aleyhine iflâs, tabi olmıyanlar aleyhine haciz yoluna gitmek isterse, bu yollara
mahsus ayrı iki takip talebinde bulunmaya mecburdur. Bu halde takip taleplerinden birine
kambiyo senedini icra müdürü tarafından tasdik edilmiş bir sureti eklenir. İcra müdürü,
senedin bu suretine, senedin aslının kendisinde bulunduğunu yazar.
IV- DOGRUDAN DOGRUYA İFLAS HALLERİ
EVVELCE TAKİBE HACET KALMAKSIZIN İFLAS
A- ALACAKLININ TALEBİ
MADDE 177 - Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflâsa tabi
borçlunun iflâsını istiyebilir :
1- Borçlunun malûm ikametgâhı olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadile kaçar,
alacaklıların haklarını ihlâl eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder
yahut haciz yolile yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2- Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3- 301 inci maddedeki hal varsa;
4- İlâma müstenit alacak icra emrile istenildiği halde ödenmemişse.
Türkiye'de bir ikametgâhı veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette
mahkemeye çağrılır.
(Ek fıkra: 3494 - 9.11.1965) Bu Kanunun 178 inci maddesinin ikinci fıkrası burada da
uygulanır.
B- BORÇLUNUN MÜRACAATİYLE
MADDE 178 - (Değişik: 3494 - 9.11.1988) İflasa tabi bir borçlu, aciz halinde bulunduğunu
bildirerek yetkili mahkemeden iflasını isteyebilir. Borçlu, bu halde bütün aktif ve pasifi ile
alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren mal beyanını iflas talebine eklemek zorundadır. Bu
belge mahkemeye ibraz edilmedikçe iflasa karar verilemez.
(Ek fıkra: 3494 - 9.11.1988) İflâs talebi 166 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilân edilir.
Alacaklılar iflâs talebinin ilânından itibaren onbeş gün içinde davaya müdahale veya itiraz
ederek, borçlunun iflâs talebini, hakkındaki takipleri ertelemek ve borçlarını ödemeyi
geciktirmek için yaptığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler.
İflâsa tabi bir borçlu aleyhine alacaklılardan birinin haciz yolu ile takibi neticesinde yapılan
haciz borçlunun yarı mevcudunun elinden çıkmasına sebep olup da kalanı muaccel ve vâdesi
bir sene içinde hülûl edecek diğer borçlarını ödemeye yetişmiyorsa borçlu derhal aczini
bildirerek iflâsını istemeye mecburdur.
SERMAYE ŞİRKETLERİ İLE KOOPERATİFLERİN İFLASI:
MADDE 179.- (Değişik madde ve başlığı: 4949 - 17.7.2003 / m.49) Sermaye şirketleri ile
kooperatiflerin borçlarının aktifinden fazla olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş
kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye halinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı
tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların
iflasına karar verilir. Şu kadar ki, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da
alacaklılardan biri, şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün
olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir.
Mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa, iflasın ertelenmesine karar verir. İyileştirme
projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulması
zorunludur.
Mahkeme, gerekli görürse idare ve temsille vazifelendirilmiş kimseleri ve alacaklıları
dinleyebilir. İflasın ertelenmesi talepleri öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırılır.
ERTELEME TEDBİRLERİ:
MADDE 179/a.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.50) İflasın ertelenmesine karar veren mahkeme,
şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli her türlü tedbiri iyileştirme
projesini de göz önünde tutarak alır.
Mahkeme erteleme kararı ile birlikte kayyım atanmasına karar verir. Mahkeme, yönetim
organının yetkilerini tümüyle elinden alıp kayyıma verebileceği gibi yönetim organının karar
ve işlemlerinin geçerliliğini kayyımın onayına bağlı kılmakla da yetinebilir.
İflasın ertelenmesi kararında kayyımın görev ve yetkileri ayrıntılı olarak gösterilir.
Mahkeme erteleme kararının hüküm fıkrasını 166 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan
eder ve gerekli bildirimleri yapar.
ERTELEME KARARININ ETKİLERİ:
MADDE 179/b.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.50) Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183
sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce
başlamış takipler durur; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren
müddetler işlemez.
Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar
nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere
devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın
satışı gerçekleştirilemez. Bu durumda erteleme süresince işleyecek olup mevcut rehinle
karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
Erteleme süresi azami bir yıldır. Bu süre kayyımın verdiği rapor dikkate alınarak bir yıl daha
uzatılabilir. Kayyım, mahkemenin belirleyeceği sürelerde faaliyetleri ve işletmenin durumu
konusunda düzenli olarak mahkemeye rapor verir.
İflasın ertelenmesi talebinin reddi ya da erteleme süresi sonunda iyileşmenin mümkün
olmadığının tespiti üzerine mahkeme, şirketin veya kooperatifin iflasına karar verir. Erteleme
süresi dolmamakla birlikte, mahkeme kayyımın verdiği raporlardan şirketin veya kooperatifin
mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varırsa, erteleme kararını
kaldırarak şirketin veya kooperatifin iflasına karar verebilir.
REDDOLUNAN MİRASLAR
MADDE 180 - Reddolunan mirasların tasfiyesi sekizinci bap hükümlerine göre ait olduğu
mahkemece yapılır. Terekenin resmen tasfiyesine dair Kanunu Medeni hükümleri mahfuzdur.
USUL
MADDE 181 - 159,160, 164, 165 ve 166 ncı maddeler bu fasıl hükmüne göre vukua gelen
iflâslara da tatbik olunur.
V- İFLASIN KALDIRILMASI
İFLASIN KALDIRILMASI
MADDE 182 - Borçlu bütün alacaklılarının taleplerini geri aldıklarına dair bir beyanname
veya tekmil alacakların itfa olunduğu hakkında bir vesika gösterir veya aktolunan konkordato
tasdik edilirse mahkeme iflâsın kalkmasına ve borçlunun serbestçe tasarrufu için mallarının
kendisine iadesine karar verir.
İflasın kalkmasına, alacak hakkındaki taleplerin kaydı için muayyen müddetin bitmesinden
iflâsın kapanmasına kadar karar verilir.
İflasın kaldırıldığı ilân olunur.
REDDOLUNMUŞ BİR MİRAS TASFİYESİNİN DURDURULMASI
MADDE 183 - Bir tereke 180 inci madde mucibince tasfiye halinde bulunur ve tasfiyenin
kapanmasından evvel mirasçılardan biri gelerek mirası kabul eylediğini bildirirse borçlarını
ödenmesi için mirasçının teminat göstermesi mukabilinde mahkeme tasfiyeyi durdurur.
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
11 Nisan 2008       Mesaj #6
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
YEDİNCİ BAP
İFLASIN HUKUKİ NETİCELERİ
I- BORÇLUNUN MALLARI HAKKINDA İFLASIN NETİCELERİ
İFLAS MASASI
MADDE 184 - İflas açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün malları hangi yerde
bulunursa bulunsun bir masa teşkil eder ve alacakların ödenmesine tahsis olunur. İflasın
kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen mallar masaya girer.
Müflis namına gelen mektuplar iflâs idaresi tarafından açılır ve sair mevrudelerin de masaya
gönderilmesi posta idaresine bildirilir.
REHİNLİ MALLAR VE ÜRETİME YÖNELİK YERLER
MADDE 185 - Üzerinde rehin bulunan mallar rehin sahibi alacaklının rüçhan hakkı mahfuz
kalmak suretile masaya girer ve iflas idaresi tarafından en yakın ve münasip zamanda paraya
çevrilip muhafaza ve satış masrafları çıkarıldıktan sonra rehinli alacaklıya hakkı verilir. (Ek
cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.51) Ancak, rehin sahibi alacaklı, istediği takdirde iflastan sonra
da masaya karşı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir.
Rehinin kıymeti rehinle temin edilen alacağa kâfi gelmiyeceği borsa rayicile tahakkuk eder ve
mürtehin rehnin satılmasını istemezse rehin, masadan muvakkaten çıkarılır.
Rehinli alacak sahibi bu işlere ait muamelelerden dolayı tetkik merciine şikâyet hakkını
haizdir.
(Ek fıkra: 3494 - 9.11.1988) Fabrikaların, imalâthanelerin ve bunlara benzer üretime yönelik
yerlerin, üzerinde rehin bulunmasa dahi, iflâs dairesince derhal satışı yapılır.
Bu maddeye göre yapılacak satışlar, 166 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilân edilir.
İHTİYATEN VEYA İCRAEN HACZEDİLEN ŞEYLER
MADDE 186 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) ihtiyaten haczedilmiş mallarla iflas açıldığı zaman
paraya çevrilmemiş mahcuz mallar masaya girer.
İflâsın açılmasından evvel paraya çevrilmiş bulunan mahcuz malların bedeli, 138 ilâ 144 üncü
maddeler hükümlerine göre haciz koyduran alacaklılara paylaştırılır. Artan kısım iflâs
masasına intikal eder.
İPTAL DAVASINA TABİ HAKLAR
MADDE 187 - 201 inci madde ile 277 den 284 üncüye kadar olan maddeler mucibince iptal
davasına mevzu olabilecek bütün şeylerin masaya intikali için iflâs idaresi lâzımgelen davaları
açar.
BEDELİNİN TAHSİLİ İÇİN VERİLMİŞ EMRE VEYA HAMİLİNE MUHARRER
SENETLER
MADDE 188 - Sırf bedelini tahsil etmek için yahut tayin edilen ilerideki bir tediyeye karşılık
olarak müflise devredilmiş olan hâmiline veya emre muharrer senetleri devredenler geriye
istiyebilir.
BAŞKASINA AİT MALIN SATIŞ BEDELİ
MADDE 189 - Müflis başkasına ait bir malı satıpta iflâsın açılmasından evvel parasını
almamış ise mal sahibi, bu mal için yapılan masrafların masaya tesviyesi mukabilinde alıcıda
olan alacağın kendisine temlikini yahut satılan şeyin bedeli masaya ödenmiş ise bu bedelin
kendisine verilmesini istiyebilir.
SATICININ GERİ ALMA HAKKI
MADDE 190 - Satıldığı ve gönderildiği halde iflâsına hükmolunmazdan evvel müflisin eline
geçmiyen mallar için masa tarafından bedeli verilmiş olmadıkça satıcı istirdat iddiasında
bulunabilir.
(Değişik fıkra: 6763 - 29.6.1956 / m.42) Bu mallar iflasın ilanından evvel taşıma senedi,
konişmento, makbuz senedi, varant gibi emtiayı temsil eden bir senetle iyi niyet sahibi üçüncü
bir şahsa satılmış veya rehnedilmiş olurlarsa artık geri alınamazlar.
MÜFLİSİN TASARRUFA EHLİYETSİZLİGİ VE POLİÇE ÖDENMESİ HÜKÜMLERİ
MADDE 191 - Borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu
alacaklılara karşı hükümsüzdür.
İflâs açılmadan evvel borçlu tarafından imza edilmiş emre muharrer bir senet veya üzerine
keşide olunmuş bir poliçe iflâsın ilânından evvel vadesinde müflis tarafından ödenmiş olursa
iflâstan haberdar olmıyan ve ödemenin reddi halinde üçüncü bir şahsa rücu hakkını
kullanabilecek vaziyette bulunan hâmilden ödenen meblâğ geri alınamaz.
MÜFLİSE ÖDEME
MADDE 192 - İflâsın açılmasından sonra müflis hiç bir ödeme kabul edemez. Müflisi
ödemede bulunan kimse müflisin alacaklılarına karşı ancak masaya giren para veya kıymet
nisbetinde borcundan kurtulur. Bununla beraber iflâsın ilânından evvel müflise ödemede
bulunan borçlu iflâstan haberi yoksa borcundan kurtulur.
TAKİBİN DURMASI VE DÜŞMESİ
MADDE 193 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 3494 - 9.11.1988) İflâsın
açılması, borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin
takipleri durdurur.
İflâs kararının kesinleşmesi ile bu takipler düşer.
İflâsın tasfiyesi müddetince müflise karşı birinci fıkradaki takiplerden hiçbiri yapılamaz.
(Ek fıkra: 3494 - 9.11.1988) Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplere iflâstan sonra
da takip alacaklıları tarafından iflâs masasına karşı devam edilir ve satış bedeli 151 inci
maddeye göre rehinli alacaklılara paylaştırılır. Artan kısım iflâs masasına intikal eder. Şu
kadar ki, takip alacaklısı, iflâstan önce başlamış olduğu rehnin paraya çevrilmesi yolu ile
takipten vazgeçerek, rehnin 185 inci maddeye göre satılmasını isteyebilir.
HUKUK DAVALARININ TATİLİ
MADDE 194 - (Değişik 1. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Acele haller müstesna olmak üzere
müflisin dâvacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci
toplanmasından on gün sonra devam olunabilir. Bu hüküm şeref ve haysiyete tecavüzden,
vücut üzerinde ika olunan zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye
veya nafaka işlerine müteallik ihtilaflara, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerle ilgili
olarak açılmış olan hukuk davalarına tatbik olunmaz.
Dava durduğu müddetçe zamanaşımı ve hakkı düşüren müddetler işlemez.
II- ALACAKLILARIN HAKLARI ÜZERİNE
İFLASIN TESİRLERİ
MÜFLİSİN BORÇLARININ MUACCELİYET KESBETMESİ
MADDE 195 - Borçlunun gayrimenkul mallarının rehni suretile temin edilmiş olan alacaklar
müstesna olmak üzere iflâsın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflâsın açıldığı güne
kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.
(Değişik 2. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Müflisin vadesi gelmemiş faizsiz borçlarından yıllık
kanuni faiz hesabıyla iskonto yapılır.
FAİZ
MADDE 196 - (Değişik: 3494 - 9.11.1988) İflâsın açılması ile birlikte, iflâs masasına giren
alacaklarda faiz işlemeye devam eder.
Rehinle temin edilmemiş alacaklarda ticarî olmayan işlerdeki faiz oranı uygulanır.
Ancak, bu maddeye göre alacaklılara tahakkuk edecek faiz ödemeleri, 195 inci maddeye göre
hesaplanan ana paralar ödendikten sonra bakiyesi üzerinden yapılır.
ŞARTA MUALLAK ALACAKLAR
MADDE 197 - Alacaklı taliki bir şarta veya gayri muayyen bir vadeye muallâk bulunan
alacağını da kaydettirebilir. Fakat hissesini şartın tahakkukunda veya vadenin hulûlünde alır.
Kaydı hayatla irat mukavelenamesinden doğan iddialarda Borçlar Kanununun 509 uncu
maddesinin 3 üncü fıkrası hükmü caridir.
MEVZUU PARA OLMIYAN ALACAKLARIN PARAYA ÇEVRİLMESİ
MADDE 198 - Mevzuu paraya olmıyan alacak ona muadil bir kıymette para alacağına
çevrilir. Şu kadar ki iflâs idaresi taahhüdün aynen ifasını deruhte edebilir. Bu takdirde alacaklı
talep ederse iflâs idaresi teminat gösterir.
Borçlar Kanununun 290 ıncı maddesi hükümleri mahfuzdur.
TAMAM OLMUŞ SATIŞLARIN İFASI
MADDE 199 - İflâsın açılmasından evvel borçluya bir mal satıp teslim eden satıcı fesih ve
geri almak hakkını açıkça muhafaza etmiş olsa bile, akti feshedemez ve sattığını geri alamaz.
TAKAS
MADDE 200 - Alacaklı alacağını müflisin kendinde olan alacağı ile takas edebilir.
Aşağıdaki hallerde takas yapılamaz :
1- Müflisin borçlusu iflâs açıldıktan sonra müflisin alacaklısı olursa;
2- Müflisin alacaklısı iflâs açıldıktan sonra müflisin veya masanın borçlusu olursa;
3- Alacaklının alacağı hâmile muharrer bir senede müstenit ise.
(Değişik fıkra: 6763 - 29.6.1956 - 6763 / m.42) Anonim, limited ve kooperatif şirketlerin
iflasları halinde esas mukavele gereğince verilmesi lazımgelen hisse senedi bedellerinin henüz
ödenmemiş olan kısımları veya konması taahhüt edilen ve fakat konmamış olan sermayeler bu
şirketlerin borçlariyle takas edilemez.
TAKASA İTİRAZ
MADDE 201 - Müflisin borçlusu iflâsın açılmasından evvel alacaklısının aciz halinde
bulunduğunu bilerek masanın zararına kendisine veya üçüncü bir şahsa takas suretile bir
menfaat temin etmek için müflise karşı bir alacak ihdas ederse bu takasa mahkemede itiraz
edilebilir.
MÜFLİSİN KEFİL OLDUGU BORÇLAR
MADDE 202 - Müflisin kefil olduğu borçlar vadeleri gelmese bile masaya zimmet olarak
kaydolunur.
Masa ödediği para nisbetinde asıl ve müşterek borçluların alacaklıları yerine geçer (Borçlar
Kanunu 496). Asıl borçlunun veya müşterek borçlulardan birinin iflâsı halinde 203 ve 204
üncü maddeler tatbik olunur.
MÜŞTEREK BORÇLULARIN BİR ZAMANDA İFLASI
MADDE 203 - Bir borcu birlikte taahhüt edenlerin iflâs muameleleri bir zamana tesadüf
ederse alacaklı alacağının tamamını müflislerin her birinin masasından istiyebilir.
Toplanan hisseler alacak yekûnundan fazla ise bu fazla müşterek borçlusuna karşı mükellef
olduğu hisseden ziyade ödemede bulunmuş olan masalara intikal eder.
Ödedikleri hesselerin mecmuu alacak miktarını geçmedikçe masaların yekdiğerine rücu
hakları yoktur.
MÜFLİSLE BİRLİKTE BORÇLU TARAFINDAN BORCUN KISMEN ÖDENMESİ
MADDE 204 - Alacaklı, müflisle birlikte borçlu olandan alacağının bir kısmını almış ise
müşterek borçlunun müflise rücu hakkı olsun olmasın borcun tamamı masaya kaydolunur.
İflas masasına kaydolunmak hakkı alacaklının ve müşterek borçlunundur.
Alacaklı masaca yapılan taksimde alacağının tamamına düşen hisseden alacağını
tamamlıyacak kadarını alır; geriye kalan paradan müşterek borçluya, rücu hakkı olduğu
miktara düşen hisse verilir. Artan para da masaya kalır.
KOLLEKTİF ŞİRKETİN VE GAYRI MAHDUT MES'ULİYETLİ ŞERİKLERİN İFLASI
MADDE 205 - Bir kollektif şirket ile şeriklerden birisinin iflas muameleleri bir zamana
tesadüf ederse şirketin alacaklıları bütün alacaklarını şerikin de masasına kaydettirirler; ancak
şirket masasından alamadıkları miktarı müflis şerikin masasından istiyebilirler. Bu miktarın
mütaaddit şerikler tarafından ödenmesi halinde 203 ve 204 üncü maddeler tatbik olunur.
Şirket iflas etmeksizin şeriklerden birisi iflas ederse şirketin alacaklıları alacaklarının
tamamıyle masaya kabul olunurlar. Müflis şerikin masası 202 nci maddede yazılı olduğu gibi
şirket alacaklıları yerine geçer.
ADİ VE REHİNLİ ALACAKLARIN SIRASI
MADDE 206 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Alacakları rehinli olan alacaklıların satış tutarı
üzerinde, gümrük resmi ve akar vergisi gibi Devlet tekliflerinden muayyen eşya ve akardan
alınması lâzım gelen resim ve vergi o akar veya eşya bedelinden istifa olunduktan sonra
rüçhan hakları vardır.
Bir alacak birden ziyade rehinle temin edilmiş ise satış tutarı borca mahsup edilirken her
rehinin idare ve satış masrafı ve bu rehinlerden bir kısmı ile temin edilmiş başka alacaklar da
varsa bunlar nazara alınıp paylaştırmada lâzım gelen tenasübe riayet edilir.
Alacakları gayrimenkul rehinile temin edilmiş olan alacaklıların sırası ve bu teminatın faiz ve
teferruatına şümulü Kanunu Medeninin gayrimenkul rehinine müteallik hükümlerine göre
tayin olunur. (Ek cümle: 6763 - 29.6.1956) Alacakları gemi ipoteği ile temin edilmiş olan
alacaklılarla gemi alacaklıları hakkında Türk Ticaret Kanununun bu cihetlere ait hususi
hükümleri tatbik olunur.
(Değişik 4. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.52) Teminatlı olup da rehinle karşılanmamış olan
veya teminatsız bulunan alacaklar masa mallarının satış tutarından, aşağıdaki sıra ile verilmek
üzere kaydolunur:
BİRİNCİ SIRA:
A) İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş
ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi
üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları,
B) İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya
bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere
veya derneklere olan borçları,
C) İflasın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken
aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacakları.
İKİNCİ SIRA:
Velayet ve vesayet nedeniyle malları borçlunun idaresine bırakılan kimselerin bu ilişki
nedeniyle doğmuş olan tüm alacakları;
Ancak bu alacaklar, iflas, vesayet veya velayetin devam ettiği müddet yahut bunların
bitmesini takip eden yıl içinde açılırsa imtiyazlı alacak olarak kabul olunur. Bir davanın veya
takibin devam ettiği müddet hesaba katılmaz.
ÜÇÜNCÜ SIRA:
Özel kanunlarında imtiyazlı olduğu belirtilen alacaklar.
DÖRDÜNCÜ SIRA:
İmtiyazlı olmayan diğer bütün alacaklar.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.52) Bir ve ikinci sıradaki müddetlerin hesaplanmasında
aşağıdaki süreler hesaba katılmaz:
1. İflasın açılmasından önce mühlet de dahil olmak üzere geçirilen konkordato süresi.
2. İflasın ertelenmesi süresi.
3. Alacak hakkında açılmış olan davanın devam ettiği süre.
4. Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde, ölüm tarihinden tasfiye kararı verilmesine
kadar geçen süre.
SIRALAR ARASINDAKİ MÜNASEBET
MADDE 207 - Her sıranın alacaklıları aralarında müsavi hakka maliktirler.
Bir sıra evvelki alacaklılar alacaklarını tamamen almadıkça sonra gelen sıradakiler bir şey
alamazlar.
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
11 Nisan 2008       Mesaj #7
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
SEKİZİNCİ BAP
İFLASIN TASFİYESİ
I- MASANIN TEŞKİLİ
DEFTER TANZİMİ
MADDE 208 - İflâsın açılması kendisine tebliğ olunur olunmaz iflâs dairesi müflisin
mallarının defterini tutmağa başlar ve muhafazaları için lâzımgelen tedbirleri alır.
Başka bir kaza dahilinde bulunan mallar hakkında bu muamele ora iflâs dairesi vasıtasiyle
yapılır.
(Ek fıkra: 3494 - 9.11.1988) iflâs dairesi iflâs kararının kendisine tebliğinden itibaren en geç
üç ay içinde tasfiyenin adi veya basit şekilde yapılacağına karar vermek zorundadır.
MÜFLİSİN VAZİFELERİ
MADDE 209 - Müflis defter tutulurken bulunarak mallarını iflâs dairesine göstermeğe ve
emrine hazır bulundurmağa mecburdur.
Müflisi hazır bulundurmak mümkün olmazsa bu mecburiyet onunla bir arada yaşamış
kimselerin reşit olanlarına düşer.
İflâs dairesi bu mecburiyet kendilerine teveccüh eden kimselere kanunun hükmünü ihtar eder.
TEMİNAT TEDBİRLERİ
MADDE 210 - İflâs dairesi müflisin mağazalarını, eşya depolarını, imalâthanelerini,
perakende satış dükkanlarını ve buna mümasil yerlerini kapatıp mühürler.
Şu kadar ki masa hakkında faydalı olacağı anlaşılırsa daire, bu yerleri ilk alacaklılar
toplanmasına kadar kontrolu altında idare edebilir.
Daire, paraları, kıymetli evrakı, ticari ve ev idaresine ait defterleri vesair herhangi ehemmiyeti
haiz evrakı muhafaza altına alır
Başka malları defter tutuluncaya kadar mühürler. Daire lüzum görürse defter tutulduktan
sonra tekrar mühürler.
Daire müflisin kullandığı yerler haricinde bulunan eşyayı da muhafaza altına alır.
HACZİ CAİZ OLMIYAN EŞYA HAKKINDA
MADDE 211 - Daire 82 inci maddede sayılan malları deftere kaydetmekle beraber müflisin
elinde bırakır.
ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARA AİT MALLAR
MADDE 212 - Üçüncü şahısların mülkü olarak gösterilen yahut bunlar tarafından mülkiyeti
iddia olunan mallar, bu cihetler de şerh verilerek deftere kaydolunur.
GAYRİMENKULLER ÜZERİNDE ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARIN HAKLARI
MADDE 213 - Müflisin gayrimenkulleri üzerinde sicilden anlaşılan üçüncü şahıslara ait
haklar resen deftere işaret olunur.
KIYMET TAKDİRİ
MADDE 214 - Deftere geçirilen her malın kıymeti takdir olunur.
DEFTERİN MÜFLİS TARAFINDAN TANINMASI
MADDE 215 - Daire doğruluğu ve noksansızlığı hakkında beyanda bulunmak üzere tutulan
defteri müflise gösterir.
Müflisin cevabı deftere yazılır ve kendisine imza ettirilir.
MÜFLİSİN MÜKELLEFİYETLERİ
MADDE 216 - Kendisine ayrıca müsaade edilmiyen müflis tasfiyenin devamımüddetince
iflâs idaresinin emri altında bulunmakla mükelleftir ve icabında zabıta kuvvetlerile getirilir.
İflâs idaresi müflisi hususile emri altında tuttukça münasip miktarda muavenette bulunabilir.
TASFİYENİN TATİLİ
MADDE 217 - Masaya ait hiçbir mal bulunmazsa iflâs dairesi tasfiyenin tatiline karar verir ve
ilân eder. Bu ilân da alacaklılar tarafından otuz gün içinde iflâsa müteallik muamelelerin
tatbikına devam edilmesi istenilerek masrafı peşin verilmediği takdirde iflâsın kapatılacağı
yazılır.
II- ALACAKLILARI DAVET
BASİT TASFİYE
MADDE 218 - İflâs dairesince defteri tutulan mallar bedelinin tasfiyemasraflarını
koruyamıyacağı anlaşılırsa basit tasfiye usulü tatbik olunur.
Bu takdirde iflâs dairesi, alacaklılara yirmi günden az ve iki aydan çok olmamak üzere tayin
edilecek müddet içinde alacaklarını ve iddialarını bildirmeğe ilânla davet eder. Bu müddet
içinde alacaklılardan biri masrafları peşin vermek suretile tasfiyenin adi şekilde yapılmasını
istiyebili.r
Basit tasfiyede iflâs dairesi alacaklıların menfaatlerine muvafık surette malları paraya çevirir
ve başka merasime mahal kalmaksızın alacakları tahkik ve sıralarını tayin ederek bedellerini
dağıtır.
Tasfiyenin kapandığı ilân olunur.
ADİ TASFİYE VE İFLASIN AÇILMASININ İLANI
MADDE 219 - (Değişik 1. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Tasfiye adî şekilde yapılacak ise, iflâs
dairesi 208 inci maddeye göre vereceği karar tarihinden itibaren en geç on gün içerisinde
keyfiyeti 166 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle, ilan eder. Bu maddedeki sürelerin
hesabında son ilân tarihi esas alınır.
İlânda
1- Müflisin hüviyeti, ikametgâhı ve iflâsın açıldığı tarih
2- Alacaklılara ve istihkak iddiasında bulunanlara alacaklarını ve istihkaklarını ilândan bir ay
içinde kaydettirmeleri ve delillerinin (senetler ve defter hulâsaları, vs.) asıl veya musaddak
suretlerini tevdi eylemleri; (pek uzak yerlerde veya yabancı memleketlerde ikamet eden
alacaklılar için müddet uzatılabilir.)
3- Hilâfına hareket cezai mesuliyeti müstelzim olmak üzere müflisin borçlularının aynı
müddet içinde kendilerini ve borçlarını bildirmeleri;
4- Müflisin mallarını her ne sıfatla olursa olsun ellerinde bulunduranların o mallar üzerindeki
hakları mahfuz kalmak şartile bunları aynı müddet içinde daire emrine tevdi etmeleri ve
etmezlerse makbul mazeretleri bulunmadıkça cezaî mesuliyete uğrayacakları ve rüçhan
haklarından mahrum kalacakları;
5- İlândan nihayet on gün içinde toplanmak üzere alacaklıların ilk içtimaa gelmeleri ve müflis
ile müşterek borçlu olanlar ve kefillerinin ve borcu tekeffül eden sair kimselerin toplanmada
bulunmağa hakları olduğu yazılır.
REDDEDİLEN MİRASLARDA ALACAKLILARI DAVET
MADDE 220 - Reddedilen bir mirasın tasfiyesi lâzım geldikde miras hükümleri mucibince
evvelce alacaklılar davet edilmiş ise yukarıdaki maddeye göre kayıt müddeti on güne indirilir.
Evvelce alacaklarını kayıt ettirenler için yeniden müracaata lüzum yoktur.
III- MASANIN İDARESİ
İLK ALACAKLILAR TOPLANMASI
MADDE 221 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) (Değişik 1. fıkra: 3494 - 9.11.1988) İlk alacaklılar
toplantısına iflâs müdürü veya yardımcılarından biri başkanlık eder. Müdür, alacaklı oldukları
tercihan ellerinde noter veya ipotek senedi gibi resmî senetle yahut 68/b ve 150/ı
maddelerinde belirtilen belgelerle sabit olan kişilerden bir veya iki alacaklı veya
mümessilleriyle birlikte bir büro teşkil eder.
Kendileri veya mümessilleri bulunan alacaklılar, malum alacaklar tutarının en az dörtte birini
temsil etmesi halinde toplantı nisabı hâsıl olur. Toplantıda bulunanlar beş kişiden az ise
bunların, alacak tutarının yarısına sahip olması şarttır.
Kararlar, alacak tutarı ekseriyeti ile alınır.
Reylerin muteber olup olmayacağı hakkındaki ihtilafı büro halleder. Büronun işlemlerine
karşı ilgililer toplantı tarihinden itibaren yedi gün içinde tetkik merciine şikâyette
bulunabilirler. Şikâyet sebebinin yerinde görülmesi ancak karar ekseriyetinin bozulması
halinde nazara alınır. Aksi takdirde şikâyet red olunur.
TOPLANTI VEYA KARAR NİSABININ OLUŞMAMASI:
MADDE 222.- (Değişik madde ve başlığı: 4949 - 17.7.2003 / m.53) Alacaklılar toplanması
mümkün olmazsa veya karar nisabı oluşmazsa durum tespit olunur. Bu halde daire, ikinci
alacaklılar toplanmasına kadar masayı idare eder ve tasfiyeye başlar.
İFLAS İDARESİ VE İFLAS DAİRESİNİN VAZİFELERİ
MADDE 223 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) İflâs idaresi üç kişiden oluşur. Toplanan
alacaklıların yapacağı seçimde, bu sayının iki katı, bu konuda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip
kişi aday gösterilir. Bu adaylardan dört adedi alacak tutarına göre ekseriyeti teşkil edenlerce,
iki adedi ise alacaklılar sayısı itibariyle ekseriyeti teşkil edenlerce seçilir ve icra tetkik
merciine bildirilir. İcra tetkik mercii, iflas idaresini teşkil edecek üç kişiden ikisini alacak
ekseriyetine sahip olanların gösterdiği dört aday,birini ise alacaklı ekseriyetinin gösterdiği iki
aday arasından seçer.
Tasfiye, iflâs dairesince, yukarıdaki fıkraya göre teşkil edilen iflâs idaresine havale olunur.
(Değişik 3. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.54) İflas idaresi toplantıları, idare memurlarının veya
herhangi bir alacaklının gündem belirlemek suretiyle yapacağı talep üzerine iflas dairesi
müdürünün toplantı gününden en az yedi gün önce göndereceği çağrı üzerine yapılır. İflas
idaresi, kararlarını çoğunlukla alır; ancak toplantıya her üç iflas idare memurunun da
katılmaması halinde iflas dairesi müdürü iflas idaresinin görevini yüklenir ve iflas idaresi
adına tek başına karar alır. Toplantıya iflas idaresi memurlarından birinin veya ikisinin iştiraki
halinde iflas dairesi müdürü de bu toplantıya katılır. Karar alınamaması halinde iflas dairesi
müdürünün oyu doğrultusunda işlem yapılır. İflas masasına alacaklı olarak müracaat eden
alacaklılar, tebligata elverişli adres göstermek ve Adalet Bakanlığınca çıkarılacak tarifede
gösterilecek yazı ve tebliğ masrafları için avans vermek suretiyle iflas idaresince alınacak
kararların kendilerine tebliğini isteyebilirler. Bu muameleyi yaptırmış alacaklılar hakkında
iflas idare memurunun kararlarına karşı kanun yolları kendilerine tebliğ tarihinden itibaren
işlemeye başlar.
İflâs idaresine, Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve iki yılda bir yenilenen ücret tarifesine göre
ücret ödenir.
İflâs idaresi iflâs dairesinin murakabesi altındadır. Bu halde iflâs dairesi aşağıdaki görevleri
yerine getirir :
1. Alacaklılar toplantısının kararlarına, alacaklıların menfaatine uygun görmediği bütün
tedbirlere ve idarece kabul edilen alacaklar ile istihkak iddialarının kabulüne dair olan
kararlardan kanuna ve hadiseye uygun görmediklerine yedi gün içinde tetkik merciine
müracaatla itiraz etmek.
2. İflâsı idare edenlerin ücretleriyle masrafları da dahil olmak üzere hesap pusulularını
merciin tasdikine arz etmek.
TOPLANMADA VERİLEN KARARLAR
MADDE 224 - Alacaklılar toplanması, bilhassa müflisin sanat veya ticaretinin devamı,
imalâthanelerile mağazalarının, perakende satış yerlerinin açılması, muallâk davalar ve
pazarlıkla satışlar hakkında müstacel kararlar verebilir.
Müflis bir konkordato teklif ederse alacaklılar tasfiyeyi tatil edebilirler.
KARARLAR ALEYHİNE MÜRACAAT
MADDE 225 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Alacaklılar toplanmasının kararlarından dolayı her
alacaklı tarafından yedi gün içinde tetkik merciine şikâyet olunabilir. Merci iflâs dairesinin
mütaleasını aldıktan ve icabında şikâyet edeni ve dinlenmelerini istiyen alacaklıları da
dinledikten sonra kısa bir zamanda kararını verir.
İFLAS İDARESİNİN VAZİFESİ
MADDE 226 - Masanın kanuni mümessili iflâs idaresidir. İdare, masanın menfaatlerini
gözetmek ve tasfiyeyi yapmakla mükelleftir.
(Değişik 2. fıkra: 3222 - 6.6.1985) İdare, (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.55)
"ikimilyar" liraya kadar olan alacaklardan doğrudan doğruya, daha ziyade alacaklardan
alacaklılar toplanmasının vereceği yetkiyle sulh olabilir ve tahkim yapabilir.
İFLAS İDARESİNİN VAZİFE VE MES'ULİYETİ
MADDE 227 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) 8 inci maddenin bir ve ikinci fıkraları ve 9, 11, 16
ve 359 uncu maddelerin icra dairelerine ait hükümleri iflâs idaresi hakkında da uygulanır.
(Ek 2. fıkra: 3494 - 9.11.1988) İflâs idaresi, icra tetkik merciinin şikâyet üzerine verdiği
kararlara uymak zorunda olup bunlara karşı iflâs idaresi olarak itiraz veya temyiz yoluna
başvuramaz.
İcra tetkik mercii, iflâs idaresi üzerinde gözetim yetkisine sahip olup gerektiğinde iflâs
idaresini teşkil edenlerin görevine son verebilir. Tetkik mercii, görevine son verilen veya
istifa edenin yerine, önceki adaylar arasından 223 üncü maddedeki esaslar dairesinde yenisini
seçer.
İflâs idaresini teşkil edenler kusurlarından ileri gelen zarardan sorumludurlar. Bu davalara
adliye mahkemelerinde bakılır.
İflâs idaresini teşkil edenler Türk Ceza Kanununun uygulanmasında memur sayılırlar.
ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARIN İSTİHKAK İDDİALARI
MADDE 228 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Üçüncü şahıslar tarafından istihkak iddiasında
bulunulan eşyanın kendilerine verilip verilmiyeceğini iflâs idaresi kararlaştırır.
İflâs idaresi; istihkak iddiasını reddederse, üçüncü şahsa tetkik merciinde istihkak davası
açması için yedi günlük bir mühlet tayin ve tebliğ eder. Bu mühleti geçiren üçüncü şahıs,
masaya karşı istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır.
İstihkak davasına, genel hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır.
Tetkik mercii, icabında istihkak davacısından masanın muhtemel zararına karşı teminat
istiyebilir.
MASA ALACAKLARININ TAHSİLİ, MÜSTACEL SATIŞ
MADDE 229 - İflâs idaresi masanın vadesi gelmiş alacaklarını tahsil ve lüzumunda takip
veya dava eder.
Kıymeti düşecek yahut muhafazası masraflı olacak şeyler geciktirilmeksizin satılır. Borsa
veya piyasada fiyatı bulunan esham ve eşya derhal paraya çevrilebilir. Sair mallar ancak
ikinci alacaklılar toplanmasından sonra satılır.
Üzerinde rehin hakkı bulunan mallar 185 inci madde hükmüne tâbidir.
IV- ALACAKLARIN TAHKİKİ VE SIRALARIN TAYİNİ
İDDİA EDİLEN ALACAKLARIN TETKİKİ
MADDE 230 - İdare, alacak ve istihkak iddialarının kaydı için tayin olunan müddet bittikten
sonra iddiaları tahkik ve tetkik eder. Müflisi bulundurmak mümkünse her iddia hakkında ne
diyeceğini sorar ve icabına göre kabul veya ret kararı verir.
TAPU SİCİLİNE YAZILI ALACAKLAR
MADDE 231 - Tapu siciline yazılı olan alacaklar; kayıt için müracaat edilmemiş olsa bile
işliyen faizile kabul olunurlar.
ALACAKLILAR SIRA CETVELİNİN MÜDDET VE ŞEKLİ
MADDE 232 - (Değişik: 3494 - 9.11.1988) Alacakların kaydı için muayyen müracaat
müddeti geçtikten sonra ve iflâs idaresinin seçilmesinden itibaren en geç üç ay içinde iflâs
idaresi tarafından 206 ve 207 nci maddelerde yazılı hükümlere göre alacaklıların sırasını
gösteren bir cetvel yapılır ve iflâs dairesine bırakılır. Zorunlu hallerde üç ayın hitamından
önce iflâs idaresinin tetkik merciine başvurması halinde merci bir defaya mahsus olmak üzere
bu süreyi en çok üç ay daha uzatabilir. Süre içinde sıra cetvelinin verilmemesi halinde iflâs
dairesinin durumu mercie intikal ettirmesi üzerine iflâs idaresi üyelerinin vazifesine son
verilir ve sebketmiş hizmetleri için kendilerine bir ücret tahakkuk ettirilmeyeceği gibi bir daha
aynı iflâs idaresinde görev alamazlar.
REDDEDİLEN ALACAKLAR
MADDE 233 - (Değişik: 3494 - 9.11.1988) Sıra cetvelinde kabul edilmeyen alacaklar red
sebepleri ile birlikte gösterilir. Ancak, iflâs idaresi ipotekle temin edilmiş alacakla ilgili olarak
bunu doğuran sebep veya ipotek limiti miktarı bakımından red kararı vermeyip, kabul
etmediğini ikinci alacaklılar toplantısına bildirir. İpoteğin iptali veya miktarının tenzili
iddiasını takip hakkı, isteyen alacaklıya 245 inci madde hükmü çerçevesinde devrolunur.
ALACAKLILAR SIRA CETVELİ, İLAN VE İHBAR
MADDE 234 - (Değişik 1. fıkra: 3222 - 6.6.1985) İflâs idaresi sıra cetvelini iflâs dairesine
verir ve alacaklıları 166 ncı maddenin 2 nci fıkrasındaki usule göre ilân yoluyla haberdar eder.
İddialarının tamamı veya bir kısmı reddedilen yahut iddia ettikleri sıraya kabul edilmeyen
alacaklılara doğrudan doğruya haber verilir.
SIRA CETVELİNE İTİRAZ VE NETİCELERİ
MADDE 235 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Sıra cetveline
itiraz edenler, cetvelin ilânından itibaren onbeş gün içinde iflâsa karar verilen yerdeki ticaret
mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü
mahfuzdur. Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına
katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 297 nci maddenin son
fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir.
İtiraz eden, talebinin haksız olarak red veya tenzil edildiğini iddia ederse dava masaya karşı
açılır. Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa
davasını o alacaklı aleyhine açar.
Bir alacağın terkini hakkında açılan dava kazanılırsa, bu alacağı tahsis edilen hisse dava
masrafları da dahil olduğu halde sıraya bakılmaksızın alacağı nisbetinde itiraz edene verilir ve
artanı da diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılır. Dava basit yargılama usulü ile görülür.
Ancak, itiraz alacağın esas veya miktarına taallûk etmeyip yalnız sıraya dair ise şikâyet
yoliyle tetkik merciine arz olunur.
GEÇ KALAN MÜRACAATLAR
MADDE 236 - Vaktinde deftere kaydettirilmiyen alacaklar iflâsın kapanmasına kadar kabul
olunur.
Geç kalmadan ileri gelen masraflar alacaklıya aittir. Alacaklı bu masrafları peşin vermeğe
cebrolunabilir.
Müracaattan evvel kararlaştırılmış paylaşmaya alacaklının iştirak hakkı yoktur.
İflâs idaresi alacağı kabul ederse alacaklılar sıra cetvelini düzeltir ve bunu ilân ile alacaklılara
bildirir.
235 inci madde hükmü burada da caridir.
V- MASANIN TASFİYESİ
İKİNCİ ALACAKLILAR TOPLANMASI
MADDE 237 - (Değişik 1. fıkra: 3494 - 9.11.1988) İflâs idaresi, alacakların tespit işini
yaptıktan sonra, 232 nci maddedeki sürenin bitiminde alacakları tamamen veya kısmen
idarece kabul edilen alacaklılar ile sıra cetveline kayıt davası açmış alacaklılardan 235 inci
maddeye göre katılmalarına karar verilmiş olanları da ikinci toplantıya ilânla davet eder.
İlân, en az yirmi gün evvel yapılır ve ilânın birer nüshası alacaklılara gönderilir.
Korkordato teklifi hakkında müzakere cereyan edecekse davette bu cihet de bildirilmelidir.
Toplanmıya iflâs müdürü veya yardımcısı reislik eder. 221 inci maddenin 2 ve 3 üncü fıkraları
burada da caridir.
İKİNCİ ALACAKLILAR TOPLANMASININ YETKİSİ
MADDE 238 - İflâs idaresi tasfiyenin cereyanı şekline ve alacaklılarla borçların vaziyetine
dair alacaklılar toplanmasına mufassal bir rapor verir.
Alacaklılar toplanması iflâs idaresini vazifelerinde bırakmak isterse bu hususta ve masanın
menfaati için zaruri gördüğü diğer hususlarda icap eden kararları verir.
TOPLANTI VE KARAR NİSABININ OLUŞMAMASI:
MADDE 239.- (Değişik madde ve başlığı: 4949 - 17.7.2003 / m.56) Alacaklıların
toplanması mümkün olmazsa veya karar nisabı oluşmazsa durum tespit olunur. Bu halde iflas
idaresi tasfiye kapanıncaya kadar işe devam eder.
YENİDEN ALACAKLILAR TOPLANMASI
MADDE 240 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) Alacaklıların ekseriyeti ister yahut iflâs idaresi
lüzumuna kani olursa yeniden alacaklılar toplanması için davet yapılabilir. Yeniden
alacaklılar toplantısının gündemindeki konularhakkında alacaklıların oyu, kendilerinin bilinen
adreslerine taahhütlü bir mektupla yazılacak davet üzerine ve imzası noterlikçe tasdikli cevap
yazısı ile elde edilebilir.
Nisap hakkında 221 inci madde hükümleri uygulanır.
MALLARIN PARAYA ÇEVRİLMESİ USULÜ
MADDE 241 - Masaya ait mallar iflâs idaresi marifetile açık artırma yahut alacaklılar karar
verirlerse pazarlık suretile satılır.
Üzerlerinde rehin hakkı bulunan eşya ancak rehin sahibi alacaklıların da muvafakatı halinde
pazarlık suretile satılabilir.
ARTIRMANIN İLANI
MADDE 242 - Satış ilânında artırmanın yapılacağı yer, gün ve saat yazılır. Satılan
gayrimenkul ise ilân en aşağı bir ay evvel yapılır. İlânda satış şartlarının iflâs dairesinde ne
günden itibaren görüleceği dahi gösterilir.
İpotek alacaklısına ilândan bir nüsha verilir ve kendisine tahmin edilen bedel bildirilir.
ARTIRMA VE İHALE
MADDE 243 - İflâs idaresi tarafından artırma ile satılacak menkul ve gayrimenkul malların
ihalesi 115 ve 129 uncu maddelerin 185 inci maddeye muhalif olmıyan hükümlerine göre
yapılır.
Menkul satışlarında 116 ve 242 nci maddeler hükmü tatbik olunur.
ARTIRMA SURETİYLE SATIŞIN ŞARTLARI
MADDE 244 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) 117,118, 124, 125, 130, 131, 133, 134 ve 135 inci
maddeler burada da uygulanır. İcra dairesine ait vazifeler iflâs idaresi tarafından görülür.
MÜNAZAALI HAKLARIN TALEP EDEN ALACAKLILARA TEMLİKİ
MADDE 245 - Alacaklıların masa tarafından neticelendirilmesine lüzum görmedikleri bir
iddianın takibi hakkı istiyen alacaklıya devrolunur. Hâsıl olan neticeden masraflar
çıkarıldıktan sonra devralanın alacağı verilir ve artanı masaya yatırılır.
AİLE YURTLARI
MADDE 246 - Aile yurtları hakkındaki Kanunu Medeni hükümleri mahfuzdur.
VI - PARALARIN PAYLAŞTIRILMASI
PAY CETVELİ VE SON HESAP
MADDE 247 - Satılan malların bedeli tahsil edilip alacaklıların sıra cetveli katileşince iflâs
idaresi paraların pay cetvelini ve son hesabını yapar.
İFLAS MASRAFLARI VE MASANIN BORÇLARI
MADDE 248 - İflâsın açılmasından ve tasfiyeden doğan masraflar önce çıkarılır. Rehinlerin
bedelinden yalnız rehinin muhafaza ve paraya çevrilmesi masrafları çıkarılır.
PAY CETVELİNİN İFLAS DAİRESİNE BIRAKILMASI
MADDE 249 - Pay cetveli ve son hesap iflâs dairesine bırakılır ve orada on gün kalır.
İflâs idaresince bırakılma keyfiyeti ve payının miktarı her alacaklıya bildirilir.
DAGITMA
MADDE 250.- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.57) Dağıtıma yukarıdaki maddede yazılı
bırakılma müddeti bittikten sonra başlanır. Şikayet vaki olmuşsa, dağıtım bu şikayet üzerine
verilecek kararın dağıtıma etkili olabileceği oranda ertelenebilir. 144 üncü madde hükümleri
burada da uygulanır. Taliki bir şarta veya belirli olmayan bir vadeye bağlı alacaklar için
ayrılan paylar hakkında 9 uncu madde hükümleri uygulanır.
BORÇ ÖDEMEDEN ACİZ VESİKASI
MADDE 251 - (Değişik:538 - 18.2.1965) İdare, paraları dağıtırken alacağının tamamını
alamamış olan her alacaklıya ödenmemiş miktar için aciz vesikası verir. Vesikada müflisin
alacağı kabul veya reddettiği yazılır. Kabul halinde vesika 68 inci maddenin 1 inci fıkrasında
yazılı senet mahiyetinde olur.
(Değişik 1. cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.58) 196 ncı madde hükmü saklı kalmak kaydıyla,
aciz vesikası 143 üncü maddede yazılı olan hukuki sonuçları doğurur. Fakat, müflis
yeni mal iktisap etmedikçe hakkında yeniden takip talebinde bulunulamaz. Müflis, bu yeni
takip üzerine kendisine gönderilen ödeme emrine yeni mal iktisap etmediği yolunda itiraz
ederse, ihtilâf tetkik merciinde genel hükümler ve basit yargılama usulüne göre karara
bağlanır. (Ek cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.58) Müflise yeni mal iktisap etmediği itirazında
bulunma imkanını sağlamak niyetiyle üçüncü kişinin hak sahibi kılındığı ama müflisin fiilen
tasarruf ettiği mallar, üçüncü kişi bu durumu biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, yeni mal
sayılır.
MUVAKKAT DAGITMALAR
MADDE 252 - İtiraz müddetinin bitmesinden sonra muvakkat dağıtmalar yapılabilir.
İtiraz üzerine mahkemece henüz intaç edilmemiş bulunan ihtilâflı alacaklar için pay ayrılıp
250 inci madde hükmü dairesinde muhafaza edilir.
KAYDETTİRİLMEMİŞ ALACAKLAR
MADDE 253 - Evvelce kaydedilmemesinden dolayı tasfiyeye girmemiş olan alacaklara aciz
vesikası verilen alacaklar hakkındaki hükümler tatbik olunur.
VII- İFLASIN KAPANMASI
NİHAİ RAPOR VE KAPANMA KARARI
MADDE 254 - Paralar dağıtıldıktan sonra idare iflâsa hükmeden mahkemeye son bir rapor
verir.
Mahkeme iflâsın idaresinde hata ve noksan görürse tetkik merciine bundan haber verir.
Mahkeme, tasfiyenin bittiğini anladıktan sonra kapanma kararı verir.
İflâs dairesi kapanmayı ilân eder.
İFLAS KAPANDIKTAN SONRA
MADDE 255 - İflâs kapandıktan sonra tasfiyeden hariç kalmış bir mal bulunduğu haber
alınırsa iflâs dairesi o mala vaziyet edip sattıktan sonra başka bir merasime hacet kalmaksızın
bedelini eksik alan alacaklılara sıralarına göre dağıtır.
Evvelce bankaya yatırılmış olupta tasarrufu kabil bir hale gelen paralar hakkında da hüküm
böyledir.
Şüpheli bir hak mevzuubahs oldukta iflâs dairesi alacaklılara keyfiyeti ilân eder yahut
mektupla bildirir ve 245 inci madde mucibince muamele yapılır.
İFLASIN TASFİYESİ MÜDDETİ
MADDE 256 - İflâs açıldıktan altı ay içinde tasfiye edilmek lâzımdır. Bu müddet içinde
tasfiye muamelesi bitmediği takdirde alacaklılar toplanıp basit tasfiye usulünün tatbikına
karar verebilir. Bu kararda ekseriyeti meblâğıyenin husulü şarttır. Böyle bir karar
verilmemişse tetkik mercii icabına göre müddeti uzatır.
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
11 Nisan 2008       Mesaj #8
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
DOKUZUNCU BAP
İHTİYATİ HACİZ ŞARTLARI
_____
Madde 257 nin "İhtiyati Haciz" şeklinde olan başlığı, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı
R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 59. maddesi hükmü
gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 257 - Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir (Değişik ibare: 4949 -
17.7.2003 / m.59) "para borcunun" alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan
menkul ve gayrimenkul mallarını ve alacaklarile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyatî haciz istenebilir :
1- Borçlunun muayyen ikametgâhı yoksa;
2- Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadile mallarını gizlemeğe,kaçırmağa veya kendisi
kaçmağa hazırlanır yahut (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.59) "kaçar ya da bu maksatla
alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;"
Bu suretle ihtiyatî haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.
(Ek fıkra: 6763 - 29.6.1956) Gemi alacaklıları, donatanın yalnız mahdut ayni surette mesul
olduğu hallerde, ancak mesuliyete mevzu teşkil eden mal ve haklara ihtiyati haciz
koydurabilirler. Donatanın aynı zamanda şahsen mesul olduğu haller bundan müstesnadır. Şu
kadar ki, donatanın şahsi mesuliyeti bir miktar ile mahdut ise gemi alacaklıları ancak bu
miktar için donatanın diğer mallarını haczettirebilir.
(Ek fıkra: 6763 - 29.6.1956) Yük alacaklıları hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü kıyas
yoliyle tatbik olunur.
İHTİYATİ HACİZ KARARI
MADDE 258 - İhtiyatî hacze 50 inci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir.
Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller
göstermeğe mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir.
(Ek son fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.60) İhtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklı kanun
yoluna başvurabilir.
İHTİYATİ HACİZDE TEMİNAT
MADDE 259 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) İhtiyatî haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı
takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı teminatı vermeğe
mecburdur.
Ancak alacak bir ilâma müstenid ise teminat aranmaz.
Alacak ilâm mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını
takdir eder.
Tazminat davası ihtiyatî haczi koyan mahkemede dahi görülür.
İHTİYATİ HACİZ KARARININ MUHTEVASI
MADDE 260 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İhtiyatî haciz kararında :
1. Alacaklının ve icabında mümessilinin ve borçlunun adı, soyadı ve ikametgâhı,
2. Haczin ne gibi belgelere müsteniden ve ne miktar alacak için konulduğu,
3. Haciz konulmasının sebebi,
4. Haczolunacak şeyler,
5. Alacaklının zararın tazminiyle mükellef olduğu ve gösterilen teminatın nelerden ibaret
bulunduğu,
Yazılır.
İHTİYATİ HACİZ KARARININ İCRASI
MADDE 261 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Alacaklı, ihtiyatî haciz kararının verildiği tarihten
itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çerçevesindeki icra dairesinden kararın
infazını istemeğe mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar.
İhtiyati haciz kararları, 79'dan 99 uncuya kadar olan maddelerdeki haczin ne suretle
yapılacağına dair hükümlere göre icra edilir.
(Ek son fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.61) İhtiyati haczin infazı ile ilgili şikayetler infazı yapan
icra dairesinin bağlı olduğu tetkik merciine yapılır.
ZABIT TUTMA VE HACİZ TUTANAGININ TEBLİGİ
MADDE 262 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Haczi icra eden memur bir tutanak düzenler. Bunda
haczolunan şeyler ve kıymetleri gösterilir ve derhal icra dairesine verilir.
İcra dairesi, ihtiyatî haciz tutanağının birer suretini üç gün içinde haciz sırasında hazır
bulunmıyan alacaklı ve borçluya ve icabında üçüncü şahsa tebliğ eder.
BORÇLU TARAFINDAN GÖSTERİLECEK TEMİNAT
MADDE 263 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Haczolunan mallar istenildiği zaman para veya
ayın olarak verilmek ve bu hususu temin için malların kıymetleri depo edilmek veya icra
müdürü tarafından kabul edilecek esham ve tahvilât veya menkul ve gayrimenkul rehin veya
muteber bir banka kefaleti gösterilmek şartiyle borçluya ve mal üçüncü şahıs elinde
haczolunmuşsa bir taahhüt senedi alınarak bu şahısa bırakılabilir. İstenilecek teminat her
halde borç ve masraf tutarını geçemez.
İHTİYATİ HACZİ TAMAMLAYAN MERASİM
MADDE 264 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan
evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı, haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa
haciz zabıt varakasının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde
(Haciz veya iflâs) bulunmaya veya dava açmaya mecburdur.
İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur.
Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını
istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. Tetkik mercii, itirazın kaldırılması
talebini reddederse alacaklının kararın tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde
dava açması lâzımdır.
(Değişik 3. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.62) İhtiyati haciz, alacak davasının mahkemede
görüldüğü sırada konulmuş veya alacaklı birinci fıkraya göre mahkemede dava açmış ise, esas
hakkında verilecek hükmün mahkemece tebliğinden itibaren bir ay içinde alacaklı takip
talebinde bulunmaya mecburdur.
Alacaklı bu müddetleri geçirir veya davasından yahut takip talebinden vazgeçerse veya takip
talebi kanuni müddetlerin geçmesiyle düşerse veya dava dosyası muameleden kaldırılıp da bir
ay içinde dava yenilenmezse veya davasında haksız çıkarsa ihtiyatî haciz hükümsüz kalır ve
alâkadarlar isterse lâzım gelenlere bildirilir.
Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı tetkik merciince kesin olarak
kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyatî haciz kendiliğinden icrai hacze inkılâbeder.
İHTİYATİ HACİZ KARARINA İTİRAZ VE TEMYİZ
_____
Madde 265 in "İhtiyati Haciz Kararına İtiraz" şeklinde olan başlığı, 30.7.2003 tarih
ve 25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 63. maddesi
hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 265 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.63) Borçlu
kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve
teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının
kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.
(Ek 2. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.63) Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi
öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata
itiraz edebilir.
Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikât yaparak itirazı kabul veya reddeder.
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz
üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı vârit görürse kararını
değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme
yapılarak karar verilir.
(Ek son fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.63) İtiraz üzerine verilen karara karşı temyiz yoluna
başvurulabilir. Yargıtay bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. Temyiz,
ihtiyati haciz kararının uygulanmasını durdurmaz.
İHTİYATİ HACZİN KALDIRILMASI
MADDE 266 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin
veya esham yahut tahvilât depo etmek veya gayrimenkul rehin yahut muteber bir banka
kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden istiyebilir. Takibe
başlandıktan sonra bu yetki, icra tetkik merciine geçer.
İHTİYATİ HACİZDE İFLAS YOLU İLE TAKİP
MADDE 267 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Alacaklı, iflâsa tabi borçlusu aleyhine 264 üncü
maddenin, birinci fıkrası gereğince iflâs yolu ile takipte bulunmuş veya iflâs yolu ile takipte
bulunduktan sonra borçlunun mallarını ihtiyaten haczettirmiş ise, aşağıdaki hükümler tatbik
olunur.
Borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ
tarihinden itibaren yedi gün içinde ticaret mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasiyle
beraber borçlunun iflâsına karar verilmesini istemeye mecburdur.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmezse, bu durum hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı,
tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde ticaret mahkemesine başvurarak borçlunun iflâsına
karar verilmesini istemeye mecburdur.
264 üncü maddenin 4 üncü fıkrası hükmü kıyasen uygulanır.
İCRAİ HACİZLERE İŞTİRAK
MADDE 268 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.64) 261
inci maddeye göre ihtiyaten haczedilen mallar, ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmeden önce
diğer bir alacaklı tarafından bu Kanuna veya diğer kanunlara göre haczedilirse, ihtiyati haciz
sahibi alacaklı, bu hacze 100 üncü maddedeki şartlar dairesinde kendiliğinden ve muvakkaten
iştirak eder. Rehinden önce ihtiyati veya icrai haciz bulunması halinde amme alacağı dahil
hiçbir haciz rehinden önceki hacze iştirak edemez.
İhtiyati haciz masrafları satış tutarından alınır.
İhtiyati haciz diğer rüçhan hakkını vermez.
ONUNCU BAP
KİRALAR HAKKINDA HUSUSİ HÜKÜMLER VE KİRALANAN
GAYRİMENKULLERİN TAHLİYESİ
ADİ KİRA VE HASILAT KİRALARI İÇİN ÖDEME EMRİ VE İTİRAZ MÜDDETİ
MADDE 269 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Takip âdi kiralara veya hasılat kiralarına mütedair
olur ve alacaklı da talep ederse ödeme emri, Borçlar Kanununun 260 ve 288 inci
maddelerinde yazılı ihtarı ve kanuni müddet geçtikten sonra tetkik merciinden borçlunun
kiralanan şeyden çıkarılması istenebileceği tebliğini ihtiva eder.
Bu tebliğ üzerine borçlu, yedi gün içinde, itiraz sebeplerini 62 nci madde hükümleri dahilinde
icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında, kira akdini ve varsa buna ait
mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse, akdi kabul etmiş sayılır.
İtiraz takibi durdurur. İtirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını
istemiyen alacaklı, bir daha aynı alacaktan dolayı ilâmsız icra yoliyle takip yapamaz.
Borçlar Kanununun 260 ıncı maddesinin kiralayana altı günlük mühletin hitamında akdi feshe
müsaade ettiği hallerde itiraz müddet üç gündür.
İTİRAZ ETMEMEMİN SONUÇLARI
MADDE 269/a.- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.65) Borçlu itiraz etmez, ihtar müddeti içinde
kira borcunu da ödemezse ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde alacaklının
talebi üzerine tetkik merciince tahliyeye karar verilir.
İTİRAZ VE KALDIRILMASI USULÜ
MADDE 269b - (Ek: 538 - 18.2.1965) Borçlu itirazında kira akdini ve varsa mukavelenamede
kendisine izafe olunan imzayı reddettiği takdirde alacaklı; noterlikçe re'sen tanzim veya
imzası tasdik edilmiş bir mukavelenameye istinat ediyorsa merciden itirazın kaldırılmasını ve
ihtar müddeti içinde paranın ödenmemesi sebebiyle kiralananın tahliyesini istiyebilir.
Borçlunun akde ve şartlarına dair mukabil iddia ve def'ilerini aynı kuvvet ve mahiyette
belgelerle tevsik etmesi lâzımdır.
Akdi reddeden borçlu bu itiraz sebebiyle bağlıdır. İtirazın vârit olmadığı tahakkuk ettikten
sonra ödeme, takas veya sair bir def'ide bulunamaz.
Takip yukarıda yazılı belgelere istinat etmemesi sebebiyle alacaklı umumi hükümler
dairesinde dava açmaya mecbur kalırsa ihtarlı ödeme emri Borçlar Kanununun 260 ve 288
inci maddelerinde yazılı ihtar yerine geçer.
(Değişik 5. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Kira sözleşmesindeki imzanın inkârından dolayı alacaklı
umumi mahkemede dava açmaya mecbur kalır ve lehine karar alırsa, borçlu ayrıca yüzbin
liradan beşyüzbinliraya kadar para cezasına mahkûm edilir.
KİRA AKDİ DIŞINDAKİ İTİRAZLAR VE TAHLİYE
MADDE 269c - (Ek: 538 - 18.2.1965) Borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair
bir sebeple istenemiyeceğini bildirerek itiraz etmiş veya takas istemişse, itiraz sebeplerini ve
isteğini noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar
olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve
usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecburdur.
Senet veya makbuzun alacaklı tarafından inkârı halinde 68 inci madde hükmü kıyasen
uygulanır.
Merciin tahliyeye mütedair kararının infazı için kesinleşmesi beklenmez. Ancak tahliye için,
kararın borçluya tefhimi veya tebliği tarihinden itibaren on gün geçmesi lâzımdır. Borçlu
tahliye kararı hakkında 36 ncı madde hükmünden faydalanibilir.
KIYASEN UYGULANACAK MADDELER
MADDE 269d - (Ek: 538 - 18.2.1965) 62,63,65,66,68,70 ve 72 nci maddeler hükümleri kıyas
yolu ile burada da uygulanır.
HAPİS HAKKI İÇİN DEFTER YAPILMASI
MADDE 270 - Kiralayan evvelce yapılması lâzım gelen icrai takibi yapmadan haiz olduğu
hapis hakkının muvakkaten muhafazası için icra dairesinin yardımını isteyebilir.
Teahhurunda tehlike varsa zabıtanın yahut nahiye müdürünün de yardımı istenebilir.
İcra dairesi üzerlerinde hapis hakkı bulunan eşyanın bir defterini yapar ve rehinleri paraya
çevirme yoliyle takip talebinde bulunması için kiralayana on beş günü geçmemek üzere
münasip bir mühlet verir.
KAÇIRILAN EŞYAYI TAKİP HAKKI
MADDE 271 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) .) Gizlice veya cebirle götürülmüş eşya,
götürülmelerinden on gün içinde icra dairesinin emri ile ve zabıta kuvvetiyle geri alınabilir.
İyiniyet sahibi üçüncü şahısların hakları saklıdır.
İhtilâf halinde mahkeme basit yargılama usulü ile meseleyi halleder ve karara bağlar.
MUKAVELENAME İLE KİRALANAN GAYRİMENKULLERİN TAHLİYESİ
1- TAHLİYE EMRİ VE MÜNDERECATI
MADDE 272 -(Değişik: 3890 - 3.7.1940) Mukavelename ile kiralanan bir gayrimenkulün
müddeti bittikten bir ay içinde mukavelenin icra dairesine ibrazı ile tahliyesi istenebilir.
Bunun üzerine icra müdürü bir tahliye emri tebliği suretile gayrimenkulün on beş gün içinde
tahliye ve teslimini emreder.
Tahliye emrinde :
Kiralayanın ve kiracının ve varsa mümessillerinin isim, şöhret ve ikametgâhları ve mukavele
tarihi ve kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair bir itirazı varsa yedi gün içinde daireye
müracaatla beyan etmez ve itirazda bulunmaz veya kendiliğinden tahliye etmezse zorla
çıkarılacağı yazılır.
2- TAHLİYE VE TESLİM
MADDE 273 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Müddeti içinde itiraz olunmaz veya itiraz
kaldırılırsa kiralanan gayrimenkul müddetin hitamında zorla tahliye ve kiralayana teslim
olunur. Ancak tahliye emrindeki müddetin geçmesi lâzımdır.
Tahliye edilecek yerde kiralayana ait olmıyan eşya bulunursa 26 ncı maddenin hükmü kıyas
yolile tatbik olunur.
İTİRAZ
1- MÜDDET VE ŞEKLİ
MADDE 274 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) İtiraz etmek isteyen kiracı itirazını tahliye emrinin
tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya şifahen icra dairesine bildirir.
Bu suretle yapılan itiraz tahliye takibini durdurur.
63,64 ve 65 inci maddeler hükmü tahliye takiplerinde de caridir.
2- İTİRAZIN KALDIRILMASI
MADDE 275 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İtiraz vukuunda kiralayan tetkik merciinden itirazın
kaldırılmasını istiyebilir.
Tahliye talebi noterlikçe re'sen tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş
bir mukaveleye müstenit olup da kiracı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı
kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır.
Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddolunur.
İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi
reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın umumi hükümlere göre mahkemeye
müracaat hakları saklıdır.
(Değişik 5. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Mahkemede açılan davada, icra takibi sırasında inkâr
olunan imzanın kendisine ait olduğu anlaşılan kiracı veya kiralayan yüzbin liradan beşyüzbin
liraya kadar para cezasına mahkûm edilir.
KİRALANAN GAYRİMENKULDE ÜÇÜNCÜ ŞAHIS BULUNURSA
MADDE 276 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Tahliyesi istenen yerde kiracıdan başka bir şahıs
bulunur ve işgalde haklı olduğuna dair resmi bir vesika göstermezse derhal tahliye olunur.
Şu kadar ki, bu şahıs resmi bir vesika gösterememekle beraber daireye ibraz olunan mukavele
tarihinden evvelki bir zamandan beri orayı işgal etmekte bulunduğunu beyan eder ve bu
beyanı icra müdürü tarafından mahallinde yapılacak tahkikatla teeyyüt ederse müdür,
tahliyeye tehirle üç gün içinde keyfiyeti tetkik merciine bildirir.
Merci, tarafları dinliyerek icabına göre tahliyeyi emreder veya taraflardan birinin yedi gün
içinde mahkemeye müracaat etmesi lüzumuna karar verir. Bu müddet içinde mahkemeye
müracaat edilirse, davanın neticesine göre hareket olunur. 36 ncı madde hükümleri burada da
uygulanır. Dava etmeyen taraf iddiasından vazgeçmiş sayılır.
Borçlunun nesep ve sebepten usul ve füruu, karı veya kocası, ikinci dereceye kadar kan ve
sıhri hısımları ve iş ortakları ile borçluya tebaan mecurda oturdukları anlaşılan diğer şahıslar,
bu madde hükmünün tatbıkinde üçüncü şahıs sayılmazlar.
Son düzenleyen Daisy-BT; 18 Şubat 2011 23:04
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
11 Nisan 2008       Mesaj #9
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
ON BİRİNCİ BAP
İPTAL DAVASI
İPTAL DAVASI VE DAVACILAR
MADDE 277 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) İptal davasından maksat 278, 279 ve 280 inci
maddelerde yazılı tasarrufların butlanına hükmettirmektir. Bu davayı aşağıdaki şahıslar
açabilirler :
1- Elinde muvakkat yahut kat'i aciz vesikası bulunan her alacaklı,
2- İflâs idaresi yahut 245 inci maddede ve 255 inci maddenin 3 üncü fıkrasında yazılı hallerde
alacaklıların kendileri.
İVAZSIZ TASARRUFLARIN BUTLANI
MADDE 278 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Mûtat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden
veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflâsın açılmasından haczin veya
aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin
tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar
ve ivazsız tasarruflar batıldır.
Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflâstan evvelki iki seneyi geçemez.
Aşağıdaki tasarruflar bağışlama gibidir.
1. (Değişik: 3494 - 9.11.1988) Karı ve koca ile usul ve füruu, neseben veya sıhren üçüncü
dereceye kadar (Bu derece dahil) hısımlar, evlât edinenle evlâtlık arasında yapılan ivazlı
tasarruflar,
2. Akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı
bir fiyat kabul ettiği akitler,
3. Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartiyle irat ve intifa
hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri.
ACİZDEN DOLAYI BUTLAN
MADDE 279 - Aşağıdaki tasarruflar borcunu ödemiyen bir borçlu tarafından hacizden veya
mal bulunmaması sebebile acizden yahut iflâsın açılmasından evvelki bir sene içinde
yapılmışsa yine batıldır :
1- Borçlunun teminat göstermeği evvelce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna olmak üzere
borçlu tarafından mevcut bir borcu temin için yapılan rehinler ;
2- Para veya mutat ödeme vasıtalarından gayri bir suretle yapılan ödemeler;
3- Vadesi gelmemiş borç için yapılan ödemeler,
4- (Ek: 3494 - 9.11.1988) Kişisel hakların kuvvetlendirilmesi için tapuya verilen şerhler.
Bu tasarraflardan istifade eden kimse borçlunun hal ve vaziyetini bilmediğini ispat eylerse
iptal davası dinlenmez.
ZARAR VERME KASTINDAN DOLAYI İPTAL
_____
Madde 280 nin "Diğer Butlan Halleri" şeklinde olan başlığı, 30.7.2003 tarih ve 25184
sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 66. maddesi hükmü
gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 280 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.66)
Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm
işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer
tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal
edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine
haciz veya iflas yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır.
(...) (Madde 280 nin 2. fıkrası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.' de yayımlanan,
17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 103. maddesi hükmü gereğince yürürlükten
kaldırılmıştır.)
(...) (Madde 280 nin 2. fıkrası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.' de yayımlanan,
17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 103. maddesi hükmü gereğince yürürlükten
kaldırılmıştır.)
(Değişik 3. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Üçüncü şahıs, borçlunun karı veya kocası, usul veya
füruu ile üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımları evlât edineni veya
evlâtlığı ise borçlunun birinci fıkrada beyan olunan durumunu bildiği farz olunur. Bunun
hilâfını üçüncü şahıs, ancak 279 uncu maddenin son fıkrasına göre isbat edebilir.
Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını
devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın,
borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle
hareket ettiği kabul olunur. Bu karine, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya
terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin
bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün
olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilân
olunduğunu ispatla çürütülebilir.
İPTAL DAVALARINDA YARGILAMA USULÜ
MADDE 281 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Mahkeme, iptal davalarını basit yargılama usulü ile
görüp hükme bağlar ve bu davalara müteallik ihtilâfları hal ve şartları gözönünde tutarak
serbestçe takdir ve halleder.
Hâkim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati
haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tâyin olunur. Şu
kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taallûku halinde, teminat
göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez.
Davalılardan herhangi biri davacının alacağını ödediği takdirde, dava reddolunur. Bu halde
hâkim duruma göre herbirini masrafla ilzam veya bu masrafı aralarında takdir ettiği surette
taksim eder.
İPTAL DAVASINDA DAVALI
MADDE 282 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İcra ve İflâs Kanununun 11 inci babındaki iptal
davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine
ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Bunlardan başka, kötü niyet
sahibi üçüncü şahıslar aleyhine de iptal davası açılabilir. İptal davası iyi niyetli üçüncü
şahısların haklarını ihlâl etmez.
İADENİN ŞÜMULÜ
MADDE 283 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, bu
davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile, hakkını almak yetkisini elde eder ve
davanın konusu gayrimenkulse, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal
olmadan o gayrimenkulün haciz ve satışını istiyebilir.
İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taallûk
ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (Davacının alacağından fazla
olmamak üzere) mahkûm edilir.
İptal davası üzerine üçüncü şahıs da, mamelekinde hasıl olacakeksikliğin borçludan tahsilini
aynı davada istiyebilir. Bu talep, iptal davasının tefrik edilerek daha önce hükme
bağlanmasına mâni değildir.
İptal davasını kaybeden üçüncü şahıs, karşılık olarak şeyi veya bedelini borçludan veya iflâs
masasından geri isteyebilir.
Bâtıl bir tasarruf neticesinde kendisine ödenilen şeyi geri veren alacaklı eski haklarını
muhafaza eder.
Kendisine bağış yapılan iyi niyetli ise yalnız dava zamanında elinde bulunan miktarı geri
vermeye mecburdur.
HAK DÜŞÜRÜCÜ MÜDDET
MADDE 284 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İptal davası hakkı, bâtıl tasarrufun vukuu
tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer.
ON İKİNCİ BAP
KONKORDATO
(Ek üst başlık: 4949 - 17.7.2003 / m.67) "I. ADİ KONKORDATO"
KONKORDATO TALEBİ
MADDE 285 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.67)
Konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen herhangi bir borçlu, tetkik merciine gerekçeli
bir dilekçe ve bir konkordato projesi verir. Bu projeye ayrıntılı bir bilanço, gelir tablosu ve
defter tutmaya mecbur şahıslardan ise defterlerinin durumunu bildiren bir cetvel ekler. Bu
cetvelde, özellikle Türk Ticaret Kanununun 66 ncı maddesi hükmünce tutulması mecburi olan
defterlerin hepsinin tutulmuş olup olmadıkları gösterilir.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.67) İflas talebinde bulunabilecek her alacaklı, gerekçeli bir
dilekçeyle, tetkik merciinden borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını
isteyebilir.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.67) Konkordato talebi üzerine tetkik mercii, gerekli gördüğü
takdirde, borçlunun malvarlığının muhafazası için 290 ıncı maddenin ikinci fıkrasındaki
tedbirleri emreder.
_____
Madde 285 e 1. fıkradan sonra gelmek üzere yukarıdaki fıkra, 30.7.2003 tarih ve
25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 67. maddesi
hükmü gereğince eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
_____
Bu cetvelde, bilhassa Ticaret Kanununun 66 ncı maddesi hükmünce tutulması mecburi olan
defterlerin hepsinin tutulmuş olup olmadıkları gösterilir.
Yetkili tetkik mercii, iflâsa tabi olanlar için 154 üncü maddenin 1 veya 2 nci fıkrasında yazılı
yerdeki, iflâsa tabi olmıyan borçlunun ikametgâhındaki tetkik merciidir.
Borçlu, bilançosunda yazılı mal ve kıymetleri, konkordato mühletinin verilmemesi halinde,
bilânçoyu tetkik merciine sunduğu tarihten bir sene içinde takibe uğradığı takdirde 162 nci
madde uyarınca göstermeye mecburdur.
Korkordato mühleti kaldırılmış veya korkordato tasdik edilmemişse bunların kesinleşmesi
tarihlerinden itibaren bir sene ve konkordato feshedilmişse feshin kesinleşmesinden altı ay
müddetle borçlu için aynı mecburiyet vardır.
(...) (Madde 285 in son fıkrası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.' de yayımlanan,
17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 103. maddesi hükmü gereğince yürürlükten
kaldırılmıştır.)
KORKORDATO TALEBİNİN NAZARA ALINMASI ŞARTLARI
MADDE 286 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.68) Tetkik
mercii borçluyu ve talepte bulunmuş ise alacaklıyı dinledikten sonra borçlunun durumunu,
malvarlığı ve gelirlerini, taahhütlerini yerine getirmesine engel olan sebepleri ve
konkordatonun başarı ihtimalini göz önünde tutarak, projenin alacaklıları zarara sokmak
kastından ari olup olmadığına göre konkordato talebinin uygun olup olmadığına karar verir.
Borçlu, 287 nci madde gereğince mühlet verilmesi hakkındaki merci kararını beş gün içinde
masraflarını verip tatbike koydurmazsa verilen mühlet kendiliğinden kalkar.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.68) Konkordato talebinin reddine ilişkin kararı, tefhiminden
itibaren on gün içinde borçlu veya talep sahibi alacaklı temyiz edebilir.
MÜHLET
MADDE 287.- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.69) Konkordato talebi 166 ncı maddenin ikinci
fıkrasındaki usule göre ilan edilir. Konkordato talebinin ilanından itibaren on gün içinde
alacaklılar itiraz ederek konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hal bulunmadığını ileri
sürerek tetkik merciinden konkordato talebinin reddini isteyebilir.
Talep uygun görülürse tetkik mercii borçluya en fazla üç aylık bir mühlet verir ve aynı
zamanda gerekli bilgi ve tecrübeye sahip Türk vatandaşlarından bir veya birkaç komiser tayin
eder. Birden fazla komiser tayin edilmesi halinde tetkik mercii bu kişilerin görev ve yetki
alanlarını belirler.
Konkordato komiseri, kusurundan doğan zararlardan sorumludur.
Komiser, borçlunun faaliyetine nezaret eder ve 290 ve devamı maddelerde verilen görevleri
yapar. Ayrıca komiser, tetkik merciinin talebi halinde ara raporlar verir ve alacaklıları
konkordato süreci hakkında bilgilendirir.
8, 10, 11, 16, 21 ve 359 uncu maddeler hükümleri kıyas yoluyla komiserler hakkında da
uygulanır.
İşin niteliği gerekli kılıyorsa komiserin teklifi üzerine mühlet, alacaklılar da dinlendikten
sonra en fazla iki ayı geçmemek üzere uzatılabilir.
Borçlunun malvarlığının muhafaza edilmesi için gerekli ise veya konkordatonun
gerçekleşmeyeceği açıkça anlaşılıyorsa, konkordato mühleti komiserin talebi üzerine mühletin
sona ermesinden önce kaldırılabilir. Bu takdirde borçlu ve alacaklılar dinlenir. 299, 300 ve
301 inci maddeler kıyas yoluyla uygulanır.
İhtiyati tedbir yoluyla da olsa, borçluya karşı başlamış olan takiplerin konkordato mühletinin
bitiminden sonraki dönem içinde durdurulmasına veya borçluya karşı yeni takip
yapılamayacağına karar verilemez.
MÜHLETİN İLANI
MADDE 288.- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.70) Tetkik merciince mühlet, karar tarihinde
yurt düzeyinde tirajı en yüksek beş gazeteden birinde ilan olunur ve icra dairesi ile tapu
dairesine bildirilir. Borçlu bir tacir ise ticaret sicili memurluğuna ve deniz ticaretiyle meşgul
ise ayrıca gemi sicil memurluğuna da haber verilir. Borçlunun gemisi sicile kayıtlı olduğu
takdirde gemi sicil memuru, konkordato mehli hakkında sicile şerh verir. Bu şerh Türk Ticaret
Kanununun 879 uncu maddesindeki şerhin hukuki neticesini meydana getirir. Mühlet kararı
ayrıca diğer lazım gelen yerlere bildirilir.
MÜHLETİN ALACAKLILAR BAKIMINDAN SONUÇLARI:
MADDE 289.- (Değişik madde ve başlığı: 4949 - 17.7.2003 / m.71) Mühlet içinde borçlu
aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz
ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi
ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
Mühlet sırasında taşınır veya taşınmaz rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin
paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir;
ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı
gerçekleştirilemez.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
Konkordato aksine hüküm içermediği takdirde mühlet, rehinle temin edilmemiş her türlü
alacağa faiz işlemesini durdurur.
Takas bu Kanunun 200 ve 201 inci maddelerine tabidir. Bu maddelerin uygulanmasında
konkordato mühletinin veya iflasın ertelenmesi kararının ilanı tarihi esas alınır.
MÜHLETİN BORÇLU BAKIMINDAN SONUÇLARI:
MADDE 290.- (Değişik madde ve başlığı: 4949 - 17.7.2003 / m.72) Borçlu, komiserin
nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, tetkik mercii bazı işlemlerin geçerli
olarak ancak komiserin katılımı ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin
faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir.
Borçlu, tetkik merciinin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil
olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez ve takyit
edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz. Aksi halde yapılan işlemler hükümsüzdür.
Borçlu bu hükme yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa veya iyi niyetinden şüpheyi
haklı gösterir bir harekette bulunursa tetkik mercii komiserin raporu üzerine, mümkün ise
borçluyu ve gerektiğinde alacaklıları dinledikten sonra borçlunun malları üzerindeki tasarruf
yetkisini veya mühleti kaldırabilir.
299, 300 ve 301 inci maddeler hükmü kıyas yoluyla uygulanır.
DEFTER TUTULMASI VE REHİNLİ MALLARIN KIYMETİNİN TAKDİRİ:
MADDE 291.- (Değişik madde ve başlığı: 4949 - 17.7.2003 / m.73) Komiser, tayinini
müteakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve malların kıymetlerini takdir eder.
Borçlunun başka yerlerde malları varsa bu muamele o yer icra dairesi marifetiyle
yaptırılabilir.
Komiser rehinli malların kıymetinin takdirine ilişkin kararını alacaklıların incelemesine hazır
tutar; kıymet takdiri kararı alacaklılar toplantısından önce yazılı olarak rehinli alacaklılara ve
borçluya bildirilir.
İlgililer, on gün içinde ve masrafları önceden vermek kaydıyla, tetkik merciinden rehinli
malların kıymetini yeniden takdir etmesini isteyebilir. Eğer yeni kıymet takdiri bir alacaklı
tarafından istenmiş ve takdir edilen kıymet, kayda değer bir şekilde değişmişse alacaklı
borçludan masraflarının ödenmesini talep edebilir.
ALACAKLILARI DAVET VE ALACAKLARIN BİLDİRİLMESİ:
MADDE 292.- (Değişik madde ve başlığı: 4949 - 17.7.2003 / m.74) Alacaklılar, komiser
tarafından ilan tarihinden itibaren yirmi gün içinde alacaklarını bildirmeye mühlet kararının
yayımlandığı gazetede yapılacak ilanla davet olunur. Ayrıca, ilanın birer sureti adresi belli
olan alacaklılara posta ile gönderilir. İlanda, hilafına hareket eden alacaklıların bilançoda
kayıtlı olmadıkça konkordato müzakeresine kabul edilmeyecekleri ihtarı da yazılır.
Aynı ilanda komiser; yukarıdaki fıkrada yazılı müddet geçtikten sonra olmak üzere,
konkordato teklifini müzakere etmek için alacaklıları muayyen bir gün ve saatte toplanmaya
davet eder ve toplantıdan önceki on gün içinde belgeleri inceleyebileceklerini bildirir.
ALACAKLILAR HAKKINDA BORÇLUNUN BEYANA DAVETİ
MADDE 293 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Komiser; borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında
beyanda bulunmaya davet eder. Komiser, alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun
defterleri ve vesikaları üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini aşağıdaki
madde gereğince vereceği rapora derceder.
ALACAKLILARIN TOPLANMASI
MADDE 294 - Komiser alacaklılar toplanmasına reislik eder ve borçlunun vaziyeti hakkında
bir rapor verir.
Borçlu lâzımgelen malûmatı vermek üzere toplanmada hazır bulunmağa mecburdur.
Müzakere neticesinde tutulan konkordato tutanağı derhal imza olunur. İmzayı müteakip on
gün içinde vukua gelen iltihaklar kabul olunur.
MÜŞTEREK BORÇLULARA KARŞI HAKLAR
MADDE 295 - Konkordatoya muvafakat etmiyen alacaklı müşterek borçlulara ve borçlunun
kefillerine ve borcu tekeffül edenlere karşı bütün haklarını muhafaza eder.
Konkordatoya muvafakat etmiş olan alacaklı dahi kendi haklarını yukarıdaki kimselere ödeme
mukabilinde temlik teklif etmek ve onlara toplanmanın günü ile yerinden en aşağı on gün
evvel haber vermek şartile bu hükümden istifade eder.
Alacaklı müracaat hakkına halel gelmeksizin yukarıdaki kimselere konkordato müzakeresine
iştirak etmek yetkisini verebilir ve onların kararını kabul taahhüdünde bulunabilir.
KONKORDATONUN MAHKEMEDE İNCELENMESİ:
MADDE 296.- (Değişik madde ve başlığı: 4949 - 17.7.2003 / m.75) Toplanmayı takip eden
on gün bittikten sonra komiser konkordatoya ilişkin bütün belgeleri ve bu süre içinde iltihak
eden olmuşsa bunları da dikkate alarak, konkordatonun kabul edilip edilmediğine ve
tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu ticaret mahkemesine tevdi eder ve
durumu ilgili tetkik merciine bildirir.
Mahkeme, komiseri dinledikten sonra ve her halde mühlet içinde kısa bir zamanda kararını
verir. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, mühlet kararının yayımlandığı gazetede
ilan edilir. İtiraz edenlerin haklarını müdafaa için duruşmada bulunabilecekleri de ilana
yazılır.
KONKORDATONUN KABULÜ İÇİN LAZIMGELEN EKSERİYET
MADDE 297 - (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.76) Konkordato, kaydedilmiş olan
alacaklıların yarısını ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise
kabul edilmiş sayılır.
İmtiyazlı alacaklılarla borçlunun karısı, kocası ve ana, baba ve evlâdı ne alacak ve ne de
alacaklı ekseriyetini teşkilde hesaba katılmazlar.
Rehinle temin edilmiş alacaklar komiser tarafından takdir edilen kıymet neticesinde
teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar.
Nizalı veya taliki şarta bağlı veyahut muayyen olmıyan bir vadeye tabi alacakların hesaba
katılıp katılmamasına ve ne nisbette katılacağına tetkik mercii karar verir. Şu kadar ki bu
iddialar hakkında ilerde mahkemece verilecek hükümler mahfuzdur.
KONKORDATONUN TASDİKİ
MADDE 298.- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.77) Yukarıdaki hükümler dairesinde yapılan
konkordato teklifinin tasdiki aşağıdaki şartların tahakkukuna bağlıdır:
1- Teklif edilen meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (Mahkeme borçluya intikal
edebilecek malları da dikkate alabilir.).
2- Malvarlığının terki suretiyle konkordatoda, paraya çevirme halinde elde edilen hasılat veya
üçüncü kişi tarafından teklif edilen meblağın, iflas yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek
bedelden fazla olacağının öngörülmesi.
3- Konkordato işlemlerinin yerine getirilmesini, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı
alacakların tamamen ödenmesini ve mühlet sırasında komiserin onayıyla akdedilmiş borçların
ifasını sağlamak için, bu alacaklılardan her biri özel olarak ve açıkça kendi alacağı
bakımından vazgeçmedikçe, yeterli teminatın gösterilmesi.
4- Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama masrafları ve ilam harçlarının tasdik
kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Hakim,
konkordato teklifini yetersiz bulması halinde re'sen veya talep üzerine gerekli gördüğü
düzeltmeyi yapabilir.
REHİNLİ TAŞINIR VEYA TAŞINMAZIN PARAYA ÇEVRİLMESİNİN ERTELENMESİ:
MADDE 298/a.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.78) Konkordatoyu tasdik eden hakim, borçlunun
talebi üzerine, tasdik kararından itibaren en fazla bir yılı geçmemek ve erteleme süresince
işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayan faizler teminatlandırılmak kaydıyla, rehinli
taşınır veya taşınmazın konkordato talebinden önceki bir alacak nedeniyle satışını
erteleyebilir. Ancak, bu ertelemenin yapılabilmesi için rehinli alacağın konkordato talebinden
önceki yıla ait faizlerinin ödenmiş olması lazımdır. Borçlu ayrıca taşınmazın veya ticari
işletme rehni konusu unsurların işletmenin çalışması için kendisine gerekli olduğunu ve
paraya çevirmenin ekonomik varlığını tehlikeye sokacağını gerçeğe yakın bir şekilde ispat
etmelidir.
İlgili rehinli alacaklılar yazılı görüşlerini konkordatonun tasdikine ilişkin görüşmelerden önce
sunmaya davet edilirler; bu alacaklılar ayrıca tasdik duruşmasına bizzat çağırılırlar.
Borçlu, rehinli taşınır veya taşınmazı rızasıyla devreder, iflas eder veya ölürse, paraya
çevirmenin ertelenmesi kendiliğinden hükümsüz hale gelir.
İlgili alacaklının talebi üzerine ve borçluyu dinledikten sonra, konkordatoyu tasdik eden
hakim paraya çevirmenin ertelenmesi kararını, alacaklı şu hallerden birinin mevcudiyetini
gerçeğe yakın bir şekilde ispat ederse iptal eder:
1- Borçlu paraya çevirmenin ertelenmesini yanlış bilgiler vermek suretiyle elde etmişse.
2- Serveti ve gelirleri artmış ve borcu ekonomik varlığını tehlikeye sokmadan ödeyebilecekse.
3- Rehinli taşınır veya taşınmazın paraya çevrilmesi borçlunun ekonomik varlığını artık
tehlikeye sokmayacaksa.
TEMYİZE MÜRACAAT
MADDE 299 - Konkordato hakkında verilen hüküm tefhiminden on gün içinde borçlu ve
itiraz eden her alacaklı tarafından temyiz olunabilir.
TASDİKIN İLANI
MADDE 300 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 3222 - 6.6.1985) Hüküm
kesinleşince (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.79) "mühlet kararının yayımlandığı
gazetede" ilân edilir; icra dairesi ile tapu dairesine, mahalli ticaret odalarına sanayi odalarına
ve borsalara ve borçlunun sıfatına göre evvelce ihbar edilmiş ise ticaret sicili memurluğuna ve
gemi sicil memurluğuna tebliğ olunur.
İlândan itibaren 287 nci maddeye göre verilen mühletin hükümleri biter.
KONKORDATONUN REDDİNDEN SONRA İFLAS VE İHTİYATİ HACİZ
MADDE 301 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.80)
Konkordato tasdik olunmaz yahut mühlet kaldırılırsa, borçlu iflasa tabi kişilerden olmasa bile,
alacaklılardan sirinin 300 üncü maddeye göre yapılccak ilanda itibaren on gün içinde vuku
bulacak talebi üzerine borçlunun derhal iflasına karar verilir.
Konkordatonun tasdikını reddeden mahkeme, teminat aramaksızın borçlunun bütün kabili
haciz mallarının ihtiyaten haczine karar verir. Bu karar masrafı avans olarak yatıran herhangi
bir alacaklının talebiyle tatbik olunur.
Yukarıdaki fıkraya göre açılan iflâs davası 264 üncü madde gereğince ihtiyati haczi
tamamlıyan merasimdendir.
İTİRAZLI ALACAKLAR HAKKINDA DAVA
MADDE 302 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) Ticaret mahkemesi, konkordatonun tasdiki
kararında alacakları itiraza uğramış olan alacaklılara dava açmak için konkordatonun tasdiki
kararının yüze karşı verilmesi halinde tefhim, aksi takdirde tebliğ tarihinden itibaren başlamak
üzere (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.81) "on" günlük bir müddet tayin eder. Bu
müddet içerisinde dava açmayanların hakları düşer. (Ek cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.81) İcra
takibi sonucunda kesinleşmiş alacaklar ile ilama bağlı alacaklara ilişkin haklar saklıdır.
KONKORDATONUN HÜKÜMLERİ
MADDE 303.- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.82) Tasdik edilen konkordato, alacakları
mühlet kararından önce veya komiserin onayı olmaksızın konkordatonun tasdikine kadar
doğmuş bütün alacaklar için mecburidir. Rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan
miktardaki alacakları ile bu Kanunun 206 ncı maddesinin birinci fıkrasında sayılan Devlet
alacakları müstesnadır.
Mühlet içinde komiserin onayyla akdedilmiş borçlar, malvarlığının terki suretiyle
konkordatoda yahut sonraki bir iflasta masa borcu sayılır.
Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği,
borçlunun borçlarını nasıl ödeyeceği ve gerekirse sağlanacak teminatlar belirtilir. Kararda
komiser veya uzman bir kişi tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için
gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevlendirilebilir. Bu takdirde
görevlendirilen kişi, borçlunun işletmesinin durumu ve borçlarını konkordato projesi uyarınca
ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren
mahkemeye rapor tevdi eder; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler.
KONKORDATONUN NETİCELENMİYEN TAKİPLER ÜZERİNE TESİRİ
MADDE 304 - Konkordatonun tasdikı konkordato mühletlerinde evvel vazolunupta henüz
paraya çevrilmemiş olan hacizleri hükümden düşürür.
NİZALI ALACAKLARA AİT PARALAR
MADDE 305 - Tetkik mercii emrederse nizalı alacaklılar hakkında ayrılan paylar hüküm
katileşinceye kadar borçlu tarafından sağlam bir bankaya ve bulunmıyan yerde icra veznesine
yatırılır.
KONKORDATO HARİCİNDE YAPILAN VAİTLER
MADDE 306 - Borçlu tarafından konkordato şartlarından fazla olarak alacaklılardan birine
yapılan her vait hükme hacet kalmaksızın batıldır.
KONKORDATONUN ALACAKLILARDAN BİRİNİN MÜRACAATİLE ONUN
HAKKINDA FESHİ
MADDE 307 - Kendisine karşı konkordato şartları ifa edilmiyen her alacaklı konkordato
mucibince iktisap etmiş olduğu yeni hakları muhafaza etmekle beraber konkordatoyu tasdik
eden mahkemeye müracaatla kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.
Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden on gün içinde temyizi kabildir.
KONKORDATONUN TAMAMEN FESHİ
MADDE 308 - Her alacaklı sui niyetle muallel bulunan bir konkordatonun feshini tasdik
kararını vermiş olan mahkemeden istiyebilir.
299, 300 ve 301 inci maddelerin hükümleri bu halde de caridir.
(Ek üst başlık: 4949 - 17.7.2003 / m.83) "II. İFLÂSTAN SONRA KONKORDATO"
ŞARTLARI VE HÜKÜMLERİ
_____
Madde 309 un "İflastan sonra konkordato" şeklinde olan başlığı, 30.7.2003 tarih ve
25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 83. maddesi
hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 309 - İflâsına hükmedilmiş olan bir borçlu konkordato teklif ederse iflâs idaresi
mütaleasile beraber ikinci alacaklılar toplanmasında veya daha sonra müzakere edilmek üzere
alacaklılara bu teklifi bildirir.
294 den 299 uncu ve 302 den 308 inciye kadar olan maddeler burada da tatbik olunur.
Komisere ait vazifeler iflâs idaresi tarafından yapılır.
(Değişik 3. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.83) Paraya çevirme ticaret mahkemesi tasdik
hakkında bir karar verinceye kadar ertelenir.
(Değişik 4. fıkra: 3222 -6.6.1985) Konkordato üzerine verilen karar iflâs idaresine bildirilir.
Konkondatonun tasdikı halinde idare iflâsa hükmeden mahkemeden iflâsın kaldırılmasını
ister.
III. MALVARLIGININ TERKİ SURETİYLE KONKORDATO
GENEL OLARAK:
MADDE 309/a.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.84) Malvarlığının terki suretiyle konkordato ile
alacaklılara, borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf etmek veya bu malların tamamını ya da
bir kısmını üçüncü bir kısmını üçüncü kişiye devretmek yetkisi verilir.
Alacaklılar haklarını konkordato tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu aracılığıyla
kullanırlar. Konkordato tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu konkordato talebi hakkında
karar veren alacaklılar tarafından seçilir. Konkordato tasfiye memuru tetkik merciinin seçime
ilişkin kararı onaylamasından sonra göreve başlar.
_____
Madde 309/a nın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, 30.7.2003 tarih ve 25184
sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 104. maddesi hükmü
gereğince Adalet Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte gösterilir.
_____
KONKORDATO KOMİSERİ DE TASFİYE MEMURU OLABİLİR. ZORUNLU İÇERİGİ:
MADDE 309/b.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.84) Malvarlığının terki suretiyle konkordato
aşağıdaki hususları içerir:
1- Alacaklıların malların tasfiyesi ya da üçüncü kişiye devri suretiyle karşılanamayan
alacaklarından feragat edip etmedikleri, feragat etmiyorlarsa borçlunun sorumluluğunun ne
olduğu.
2- Konkordato tasfiye memurları ile alacaklılar kurulu üyelerinin belirlenmesi ve bunların
yetkileri.
3- Kanun tarafından belirlenmemişse, malların tasfiye usulü ve eğer mallar üçüncü kişiye
devredilecekse, bu devrin şekli ve teminatlandırılması.
4- Alacaklılara yönelik ilanların Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi yanında tasdik tarihinde yurt
düzeyinde yayınlanan tirajı en yüksek beş gazeteden biriyle yapılacağı.
Konkordato kapsamı dışında kalan mallar varsa bunlar açıkça belirtilir.
TASDİKİN SONUÇLARI:
MADDE 309/c.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.84) Malvarlığının terki suretiyle konkordatonun
tasdikine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, borçlu malları üzerinde tasarruf edemez ve
bu mallar hakkında tasarruf yetkisine sahip kişilerin imza yetkisi sona erer.
Borçlu ticaret siciline kayıtlı ise ticaret unvanına "konkordato tasfiyesi halinde" sözcükleri
eklenir. Konkordato masası, konkordato kapsamına girmeyen borçlardan dolayı bu unvan
altında takip edilir.
Konkordato tasfiye memurları konkordato masasının muhafazası ve paraya çevrilmesi veya
lüzumu halinde malların devri için gerekli bütün işlemleri yerine getirir.
Konkordato tasfiye memurları mahkemelerde konkordato masasını temsil eder. 228 inci
madde kıyas yoluyla uygulanır.
KONKORDATO TASFİYE MEMURLARININ HUKUKİ DURUMU:
MADDE 309/ç.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.84) Konkordato tasfiye memurları alacaklılar
kurulunun nezaret ve denetimine tabidir. Konkordato tasfiye memurlarının malvarlığının
paraya çevrilmesine ilişkin kararlarına karşı öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde
alacaklılar kurulu nezdinde itiraz edilebilir ve bu kurulun kararlarına karşı da şikayet yoluna
başvurulabilir .
8, 9, 10, 11, 21 ve 359 uncu maddeler konkordato tasfiye memurlarının işlemlerinde de kıyas
yoluyla uygulanır.
PAYLAŞTIRMAYA KATILACAK ALACAKLILARIN BELİRLENMESİ:
MADDE 309/d.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.84) Tasfiyeden elde edilen hasılatın paylaşımına
katılacak olan alacaklıları ve sıralarını belirlemek üzere konkordato tasfiye memurları,
alacaklılara yeni bir davet yapmaya gerek kalmaksızın, sadece ticari defterlere ve yapılan
alacak kayıtlarına dayanarak bir sıra cetveli hazırlar ve bu sıra cetvelini alacaklıların
incelemesine hazır tutar.
230 ila 236 ncı maddeler kıyas yoluyla uygulanır.
PARAYA ÇEVİRME:
MADDE 309/e.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.84) Konkordato masasını oluşturan malvarlığı
ayrı ayrı veya bir bütün halinde paraya çevrilir. Paraya çevirme, eğer bir alacak söz konusu ise
bu alacağın tahsili veya talep hakkının satılması, diğer mallar için pazarlık veya açık artırma
yoluyla gerçekpazarlık veya açık artırma yoluyla gerçekleştirilir Paraya çevirmenin usulü ve
zamanı konkordato tasfiye memurlarının teklifi üzerine alacaklılar kurulunca kararlaştırılır.
REHİNLİ TAŞINMAZLAR:
MADDE 309/f.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.84) Malların üçüncü kişiye devredildiği haller
dışında, rehinli taşınmazların konkordato tasfiye memurları tarafından pazarlık suretiyle satışı
ancak, rehinli taşınmazın satış bedelinden alacağını tahsil edemeyen rehinli alacaklıların
muvafakatıyla mümkündür. Aksi takdirde, söz konusu taşınmazlar ancak açık artırma yoluyla
paraya çevrilebilir. Taşınmaz üzerindeki irtifaklar, taşınmaz yükleri, ipotekler ve şerh edilmiş
kişisel hakların varlığı ve sırası, sıra cetveline göre belirlenir.
TAŞINIR REHİNLERİ:
MADDE 309/g.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.84) Alacağı taşınır rehniyle temin edilmiş olan
alacaklılar rehinli taşınırları konkordato tasfiye memurlarına tevdi etmek zorunda değildirler.
Konkordatoda başka bir süre öngörülmedikçe, rehinli alacaklılar rehinli taşınırı uygun
gördükleri zamanda, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla veya rehin sözleşmesinde yetki
verilmişse pazarlık yoluyla ya da borsada satmak suretiyle paraya çevirebilirler.
Ancak, rehnin paraya çevrilmesi konkordato masasının yararına ise, konkordato tasfiye
memurları rehinli alacaklıya rehinli malı altı ay içinde paraya çevirmesi için yetki verebilir.
Konkordato tasfiye memurları rehinli alacaklıya, aynı zamanda 336/a maddesinde öngörülen
cezayı da hatırlatarak, bu süre içinde paraya çevirme işlemini gerçekleştirmediği takdirde
rehinli malı kendilerine teslim etmesini, haklı bir sebep olmaksızın teslim etmezse rüçhan
hakkından mahrum kalacağını ihtar eder.
TAHSİLİ GÜÇ VE İHTİLAFLI HAKLARIN ALACAKLILARA DEVRİ:
MADDE 309/ğ.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.84) Alacaklılar kurulu, konkordato tasfiye
memurlarının teklifi üzerine ihtilaflı veya tahsili güç bir alacaktan, özellikle bir iptal
davasından, borçlunun organlarına veya çalışanlarına karşı sorumluluk davasından
vazgeçerse, alacaklıları yazıyla veya ilan yoluyla haberdar eder ve 245 inci maddeye uygun
olarak bu iddiaların takibi hakkını devretmeyi teklif eder.
PARALARIN PAYLAŞTIRILMASI:
MADDE 309/h.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.84) Konkordato tasfiye memurları, geçici de olsa
her dağıtımdan önce, bir pay cetveli düzenler ve payının miktarını her alacaklıya bildirir;
konkordato tasfiye memurları pay cetvelini on gün süreyle iflas dairesinde alacaklıların
incelemesine hazır tutar. Pay cetveline karşı şikayet yoluna başvurulabilir.
Konkordato tasfiye memurları, pay cetveli ile birlikte masrafları da içeren son hesabı iflas
dairesine tevdi ederler.
REHİN AÇIGI:
MADDE 309/ı.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.84) Geçici pay cetvelinin tevdii sırasında rehni
paraya çevrilmiş bulunan rehinli alacaklılar, alacaklarının açık kalan kısmı için geçici
dağıtıma katılırlar. Açık kalan kısım konkordato tasfiye memurları tarafından belirlenir ve bu
karara karşı şikayet yolu_ na gidilebilir.
Geçici pay cetvelinin tevdii sırasında rehin paraya çevrilmemişse, rehinli alacaklı komiser
tarafından açık kalacağı öngörülmüş olan miktar için dağıtıma katılır. Rehnin paraya
çevrilmesinden elde edilen bedelin öngörülen miktarın altında kaldığını ispatlayan rehinli
alacaklı, buna tekabül eden ödemelere hak kazanır.
Rehnin paraya çevrilmesinden elde edilen bedel ile o zamana kadar yapılan geçici ödemeler
toplamı alacak tutarını aşarsa, rehinli alacaklı fazlayı iade etmek zorundadır.
TEVDİ:
MADDE 309/i.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.84) Konkordato tasfiye memurları tarafından
belirlenen sürede hak sahipleri tarafından tahsil edilmeyen paylar 9 uncu madde hükümlerine
göre bankaya yatırılır.
Beş yıl içinde hak sahipleri tarafından tahsil edilmeyen paylar iflas dairesi tarafından dağıtılır;
255 inci madde kıyas yoluyla uygulanır.
FAALİYET RAPORU:
MADDE 309/j.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.84) Tasfiye sona erince konkordato tasfiye
memurları bir nihai rapor düzenler. Bu nihai rapor alacaklılar kurulunun onayına sunulur.
Kurul onayladığı nihai raporu tasdik makamı olan ticaret mahkemesine gönderir ve tasdik
makamı da alacaklıların incelemesine hazır tutar.
Tasfiyenin bir yıldan uzun sürmesi halinde konkordato tasfiye memurları, her yıl en geç
Aralık ayı sonuna kadar, tasfiye edilen malvarlığının ve henüz paraya çevrilmemiş malların
durumunu belirten bir cetvel ve faaliyetleri hakkında bir rapor düzenleyip alacaklılar kuruluna
tevdi eder. Bu cetvel ve rapor, takip eden yılın Şubat ayı sonuna kadar alacaklıların
incelemesine hazır bulundurulmak üzere alacaklılar kurulu aracılığıyla tasdik makamına
sunulur.
HUKUKİ İŞLEMLERİN İPTALİ:
MADDE 309/k.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.84) Borçlu tarafından konkordatonun tasdikinden
önce yapılmış hukuki işlemler 277 ila 284 üncü maddelere göre iptale tabidir.
Konkordato mühletinin verilmesi veya mühletten önce bu Kanuna göre vuku bulan iflasın
ertelenmesi tarihleri, iptal davası açma sürelerinin hesaplanmasında haczin veya iflasın
açılmasının yerini tutar.
Konkordato masasına yöneltilen taleplerin tasarrufun iptali yoluyla kısmen veya tamamen
reddini sağlamak mümkün ise konkordato tasfiye memurları, def'i yoluyla iptal talebinde
bulunmaya yetkili ve yükümlüdürler.
UYGULANACAK ORTAK HÜKÜMLER:
MADDE 309/l.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.84) Niteliğine aykırı düşmedikçe 285 ila 308 inci
maddeler malvarlığının terki suretiyle konkordatoda da uygulanır.
_____
Madde 309/l nin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı
R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 104. maddesi hükmü
gereğince Adalet Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte gösterilir.
Son düzenleyen Daisy-BT; 18 Şubat 2011 23:03
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
11 Nisan 2008       Mesaj #10
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
ON ÜÇÜNCÜ BAP
TAKSİRATLI VE HİLELİ İFLAS
I- TAKSİRATLI İFLAS
TAKSİRATLI İFLAS HALLERİ
MADDE 310 - Aşağıdaki hallerden biri kendisinde bulunan müflis taksiratlı sayılır ve Türk
Ceza Kanununa göre cezalandırılır.
1- Ziyanları için makul sebepler gösteremezse;
2- Evinin masrafları hadden fazla ise;
3- Kumar yahut mücerret baht oyunlarında ve borsa muamelelerinde külliyetli para
sarfetmisse;
4- Borcunun, mevcudu ile alacağından çok olduğunu bildiği halde bu vaziyetinden haberleri
olmıyan kimselerden ehemmiyetli miktarda veresiye mal satın yahut borç para almış ise;
5- (Değişik: 6763 - 29.8.1956) Ticaret Kanununun 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının 1 ilâ 3
üncü bentlerinde sayılan defterleri hiç veya Kanunun emrettiği şekilde tutmamış ise;
6- Mevcudu ile alacağından çok fazla mebaliğ için senetler imza etmiş ise;
7- (Değişik: 538 - 18.2.1965) İflâs takibi sırasında mahkeme, iflâs idaresi veya iflâs dairesi
tarafından çağrıldığı halde makbul bir mazeret olmaksızın gelmemiş ise;
8- İşlerini terkederek kaçmış ise;
9- Evvelki bir konkordato şartlarını ifa etmeden yeniden iflâsına hükmolunmuş ise;
10- 178 inci maddenin son fıkrası hükmüne riayet etmeyipte bir sene içinde iflâsı vuku
bulmuşsa.
II- HİLELİ İFLAS
HİLELİ İFLAS HALLERİ
MADDE 311 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İflâsından evvel veya sonra alacaklılarını zarara
sokmak kasdiyle ve hususiyle aşağıdaki suretlerle hileli muamelelerde bulunan kimse hileli
müflis sayılır ve Türk Ceza Kanununa göre cezalandırılır :
1. Alacaklıların müşterek rehini makamında olan mallarını tamamen veya kısmen kaçırır,
gizler veya tahrip ederse;
2. Alacaklıların zararına olarak hakikata aykırı makbuzlar verir veya yazı ile borç ikrar
ederse;
3. Muvazaalı satışlar, muameleler yahut bağışlamalar yaparsa;
4. Evlenme mukavelesinde hakikaten getirilmemiş bir çeyizi getirilmiş gibi tanır ve karı da bu
mukaveleyi kocasının alacaklılarına karşı istimale kalkışırsa;
5. Hakikata aykırı borç ikrar etmek yahut muvazaalı muameleler ve mukaveleler yapmak
suretiyle alacaklılarını zarara sokarsa;
6. Borcu mevcudu ile alacağından ziyade olduğunu bildiği halde ehemmiyetli kıymeti haiz
ticari mallarını yahut fabrikasının mahsullerini hem satış gününün piyasasından, hem de
malolduğu veya satınalındığı kıymetten pek aşağı bir fiyatla satmak suretiyle mevcudunu israf
ederse;
7. Konkordato mukavelesi haricinde alacaklıya hususi menfaatler temin ederse;
8. Hakikate aykırı muhasebe ve sahte bilânçolarla aktifini hakikatte olduğundan fazla veya
noksan gösterirse.
(Değişik 2. fıkra: 3222 - 6.6.1985) Bir numaralı bentte yazılı malların kıymetine göre Türk
Ceza Kanununun 522 nci maddesi tatbik olunur.
Bir numaralı bentte yazılı suçları yapanlar müflisin evi halkından kimseler ise müflis gibi
cezalandırılırlar.
Türk Ceza Kanununun iştirak hükümleri dışında kalsa dahi, müflisin aktifini azaltmak
maksadiyle ona ait menkul ve gayrimenkul malları kısmen veya tamamen saklıyan veya
kaçıran ve muvazaa ile temellük eden veya bu hususlarda yataklık veya tavassut eden veya
iflâs masasına müracaat ile kısmen veya tamamen asılsız alacaklarını kaydettiren veya
müflisin tediye kabiliyetine azaltmak maksadiyle kendi adına veya müstear adla ticari
faaliyetlere girişen kimseler hakkında dahi aynı cezalar uygulanır.
ON DÖRDÜNCÜ BAP
İTİBARIN YERİNE GELMESİ
A - HİLELİ MÜFLİS
MADDE 312 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Hileli müflis itibarının yerine gelmesini Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununun memnu hakların iadesine dair faslındaki hükümlere göre
elde edebilir. Ancak mezkûr fasılda yazılı şartların ifasından başka dilekçesine, masaya kabul
edilmiş bütün alacaklıların alacakları tamamen itfa edildiğine dair makbuzlarını veya sair
vesikalarını raptetmesi lâzımdır.
B - TAKSİRATLI MÜFLİS
MADDE 313 -Taksiratlı müflis infazı lâzımgelen cezasını çektikten veya kanuni sebeplerle
ceza düştükten sonra iflâs kararını veren mahkemeye dilekçe ile müracaat ederek itibarının
yerine gelmesini talep edebilir. Dilekçe masaya kabul edilmiş bütün alacaklıların alacaklarını
gösteren iflâs dairesinden alınmış bir defterle bu borçların tamamen itfa edildiğine dair
makbuzlar veya sair ispat edici evrak ile tevsik edilir.
C - ADİ MÜFLİS
MADDE 314 - Adi müflis masaya kabul edilmiş bütün alacaklıların alacaklarını itfa ettiğine
dair makbuz veya vesikaları göstererek iflâsa karar veren mahkemeden itibarının yerine
gelmesini istiyebilir.
İLAN
MADDE 315 - Yukarıdaki maddelere göre talebin kabulü üzerine verilen hüküm, Resmî
Gazete ile ilân olunur.
ÖLÜMDEN SONRA İTİBARIN YERİNE GELMESİ
MADDE 316 - Hileli veya taksiratlı yahut adi müflisin itibarının yerine gelmesine ölümünden
sonra mirasçılarından birinin talebile de hükmolunabilir.
ON BEŞİNCİ BAP
FEVKALADE HALLERDE MÜHLET VE TATİL
I- FEVKALADE MÜHLET
BU BABIN TATBİKİ ŞARTLARI
MADDE 317 - Fevkalade hallerde hususile devamlı iktisadi buhranlarda İcra Vekilleri Heyeti
318 den 329 uncuya kadar olan maddeler hükümlerinin muayyen bir müddet için bu hallerden
müteessir olan mıntıka borçlularına tatbik edilmesine karar verebilir.
FEVKALADE MÜHLETİN KABULÜ, BORÇLUNUN DİLEKÇESİ
MADDE 318 - İcra Vekilleri Heyetince bu suretle tayin edilen mıntıkalarda 317 nci maddede
gösterilen haller sebebile kusuru olmaksızın taahhütlerini ifa edemiyen borçlu mühletin
hitamında borçlarını tamamen tediye edebileceğini ahval ümit ettiriyorsa tetkik merciinden
nihayet altı ayı geçmemek üzere fevkalâde bir mühlet istiyebilir.
Borçlu dilekçesine mali vaziyetini gösteren vesikaları, alacaklılarının listesini raptetmeğe ve
tetkik mercii tarafından talep olunan bütün malûmatı vermeğe ve kendisinden istenebilecek
evrakın hepsini göstermeğe mecburdur. Borçlu iflâs yolile takibe tâbi ise dilekçesine fazla
olarak bilânço ve defterlerini de rapteder.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.85) Dilekçenin verilmesinden sonra tetkik mercii, 326 ncı
maddede öngörülen alacaklar hariç, tedbir yoluyla derdest takipleri durdurabilir. Tetkik
mercii, takiplerin durdurulması süresinin fevkalade mühletten indirilip indirilmeyeceğini ve
indirilecekse ne ölçüde indirileceğini belirler.
TETKİK MERCİİNE YAPILACAK TETKİKLER
MADDE 319 - Tetkik mercii lüzum gördüğü tahkikleri de yaptıktan sonra mühlet talebi ilk
bakışta esassız gibi görünmezse bir gün tayin ve o gün için ilân tarikile bütün alacaklıları
davet ve icabında ehli hibreye de müracaat eyler.
Alacaklılar tayin olunan günden evvel dosyayı tetkik edebilirler; alacaklıların mühlet talebine
karşı tahrirî itirazlarını dermeyan etmek yetkileri de vardır.
Tetkik mercii kısa bir müddette kararını verir; mühlet vermekle beraber borçluyu bir veya
müteaddit taksitlerle ödemeğe de mecbur edebilir.
TEMYİZE MÜRACAAT
MADDE 320 - Karar hakkında tebliğ tarihinden on gün içinde borçlu ile alacaklılardan her
biri tarafından temyize müracaat olunabilir.
Tetkik mercii tarafından verilmiş olan fevkalâde mühletin hükmü Yargıtayın katî kararına
kadar muteberdir.
DEFTER TANZİMİ, KOMİSER
MADDE 321 - Tetkik mercii, mühlet kararını vermezden evvel veya verirken defter
tutulmasını emreder ve alacaklıların haklarını korumak maksadile diğer bütün tedbirleri alır.
Merci mühlet vermekle beraber borçlunun muamelelerine nezaret etmek üzere bir komiser
tayin edebilir.
KARARIN TEBLİGİ
MADDE 322 - Mühlet kararı katileşince icra dairesine tebliğ ve hemen ilân olunur.
NETİCELER, TAKİPLER VE MÜDDETLER
MADDE 323.- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.86) Mühlet içinde borçluya karşı takip
yapılabilir ve bu takiplere hacze veya depo emrine kadar devam edilebilir. Haczedilen ücretler
mühlet sırasında da tahsil edilir; mühlet sırasında veya mühletten önce başlatılmış bir takip
çerçevesinde ayni teminat kapsamına girdiği takdirde kiralar için de aynı kural geçerlidir.
Buna mukabil, rehnin paraya çevrilmesi talebi, haciz veya depo emri mühletin verilmesinden
önce vuku bulmuş olsa bile, satış yapılamaz veya iflasa karar verilemez.
106, 150/e, 156, 206, 278, 279 ve 280 inci maddelerde öngörülen süreler mühlet süresince
uzatılır. Aynı kural, ayni teminatlarda, taşınmaz rehni ile temin edilmiş alacakların faizleri
için de geçerlidir.
BORÇLUNUN TASARRUF HAKLARI
A - UMUMİYETLE
MADDE 324 - Borçlu işlerine devam edebilir. Ancak mühletin devamınca alacaklıların
kanuni menfaatlerine dokunacak yahut alacaklılardan bir kısmını diğerlerinin zararına olarak
tercih suretile yapılacak muameleler memnudur.
B - YETKİLİ MAKAM TARAFINDAN ALINAN HUSUSİ TEDBİRLER HAKKINDA
MADDE 325 -Tetkik mercii fevkalâde mühleti verirken komiserin, yoksa bizzat merciin
muvafakatı olmaksızın borçlunun gayrimenkullerini temlik yahut bunlar üzerinde aynî haklar
tesis, rehinler ihdas, ivazsız tasarruflar icra etmiyeceğine ve fevkalâde mühletten evvel
doğmuş borçlara karşı ödemeler yapamıyacağına ve kefalet edemiyeceğine ve ederse
hükümsüz olacağına karar verebilir.
Ancak 206 ncı maddede mezkûr ikinci ve üçüncü sıradaki borçların ödenmesi ve 319 uncu
maddenin üçüncü fıkrasında bahsolunan taksitlerin tediyesi için muvafakat almağa lüzum
yoktur.
Fevkalâde mühlet kararında yukarıdaki kayıtlar bulunursa bunlar da ilâna yazılır ve fevkalâde
mühlet tapu siciline temlik hakkının tahdidi suretile geçirilir.
FEVKALADE MÜHLETE TABİ OLMAYAN ALACAKLAR
MADDE 326 - (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.87) Mühlet, beşyüzmilyon liradan
aşağı alacaklara ve 206 ncı maddenin birinci sırasındaki alacaklara uygulanmaz.
Bu alacaklar, borçlu iflâs yolile takibe tâbi bulunmuş olsa bile fevkalâde mühlet esnasında
ancak haciz yolile yahut rehinin paraya çevrilmesi suretile takip olunabilir.
UZATMA
MADDE 327 - 317 inci madde hükümlerine göre tayin olunan müddet içinde borçlunun
dilekçesi üzerine tetkik mercii tarafından verilen fevkalâde mühlet; bunu icap ettiren sebepler
borçlunun kusuru olmaksızın devam ediyorsa, nihayet dört ay uzatılabilir.
Borçlu dilekçesine alacaklıların mütemmim bir listesini ve eğer iflâs yolile takibe tâbi ise
mütemmim bir bilânço raptetmeğe mecburdur.
Merci alacaklıların itirazlarını yazı ile bildirmeleri için bir müddet tayin ederek uzatma
talebini ilânla tebliğ eder.
Bir komiser tayin edilmiş ise o da rapor vermeğe davet olunur.
Müddet bittikten sonra merci kararını verir ve bu karar aynı şartlara göre ilân olunur.
Fevkalâde mühlette olduğu gibi bu karar hakkında da temyize müracaat olunabilir.
Yargıtay bu halde dosya üzerine kararını verir.
REFİ
MADDE 328 - Tetkik mercii aşağıdaki hallerde alacaklılardan birinin veya komiserin talebi
üzerine mühletin kalkmasına karar verebilir :
1- Borçlu tayin olunan taksitleri vaktinde ödemezse;
2- Borçlu komiserin talimatı hilâfına hareket eder ve alacaklıların kanuni menfaatlerini ihlâl
yahut bazılarını diğerlerinin zararına olarak iltizam eylerse;
3- Borçlunun mercie verdiği malûmatın hakikata muhalif olduğunun yahut borçlunun bütün
taahhütlerini ifaya muktedir bulunduğunu alacaklılardan biri ispat ederse.
Borçlu dinlenmeğe yahut itirazlarını yazı ile bildirmeğe davet olunur.
Merci icabı halinde mütemmim malûmat elde ettikten sonra dosya üzerine kararını verir.
Müracaat vukuunda Yargıtay da aynı veçhile hareket eder.
Refi kararı mühlet kararının tâbi olduğu şartlar dairesinde ilân olunur.
Refi kararı ikinci ve üçüncü numaraya göre verilmiş ise borçluya konkordato mühleti veya
yeni bir fevkalâde mühlet verilemez.
FEVKALADE MÜHLET İÇİNDE KONKORDATO VE YENİDEN MÜHLET
VERİLMEMESİ
MADDE 329 - Fevkalâde mühletin devamı esnasında konkordato talep etmek arzusunda
bulunan borçlu vesikalarını ve komiserin mütaleanamesile birlikte konkordato projesini
mühletin bitmesinden evvel vermeğe mecburdur.
Fevkalâde müddetin bitmesinden sonra başlayan altı ay içinde konkordato mühleti
verilemeyeceği gibi yeniden fevkalâde mühlet de verilemez.
İFLASIN ERTELENMESİ İLE İLİŞKİ:
MADDE 329/a.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.88) Bir sermaye şirketi veya kooperatif fevkalade
mühlet elde etiği takdirde, mühletin bitiminden itibaren bir yıllık süre içinde 179 ve devamı
maddeleri uyarınca iflasın ertelenmesinden yararlanamaz.
Bir sermaye şirketi veya kooperatifin iflası 179 ve devamı maddeleri uyarınca ertelendiği
takdirde, bu ertelemenin bitiminden itibaren bir yıllık süre içinde fevkalade mühlet verilemez.
II - FEVKALADE HALLERDE TATİL
İCRA TAKİPLERİNİN DURDURULMASI HALLERİ
MADDE 330 - Salgın hastalık, umumi bir musibet veya harp halinde İcra Vekilleri Heyetinin
kararile memleketin bir kısmında veya bazı iktisadi zümreler lehine muayyen bir müddet için
icra takipleri durdurulabilir.
ON ALTINCI BAP
CEZAİ HÜKÜMLER
ALACAKLISINI ZARARA SOKMAK KASDİYLE MEVCUDUNU EKSİLTEN
BORÇLULARIN CEZASI
MADDE 331.- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.89) Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya
bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya
bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki
surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan
borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya
alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve birmilyar
liradan yüzmilyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.
İflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden önce birinci fıkradaki
fiilleri işleyen borçlu hakkında da, bu fiiller başka bir suç oluştursa dahi bu hükümler
uygulanır.
Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato
mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi süresinden sonra birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu
hakkında da bu hükümler uygulanır.
Taşınmaz rehni kapsamında bulunan eklentinin rehin alacaklısına zarar vermek kasdı ile
taşınmaz dışına çıkarılması halinde, eklentinin zilyedi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve
birmilyar liradan yüzmilyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
Zararın miktarına göre Türk Ceza Kanununun 522 nci maddesi hükümleri dahi uygulanır.
Bu suçlar alacaklının şikayeti üzerine takip olunur.
Borçlu lehine bilerek yardımda bulunanlar ile bu maddede yazılı fiillere iştirak edenler de asli
fail gibi cezalandırılırlar.
ACZİNE KENDİ FİİLİYLE SEBEBİYET VEREN VEYA VAZİYETİNİN FENALIGINI
BİLEREK AGIRLAŞTIRAN BORÇLUNUN CEZASI
MADDE 332 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu
talepten önceki iki yıl içinde borçlu, âdet üzere tecviz edilemiyecek bir hiffetle hareket ederek
veya haddinden ziyade masraflar yaparak yahut cüretli talih oyunlarına veya basiretsizce
spekülâsyonlara girişerek yahut işlerinde ağır ihmallerde bulunarak aczine kendi fiili ile
sebebiyet verir yahut vaziyetinin fenalığını bildiği halde o gibi hareketlerle bu fenalığı
ağırlaştırırsa, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklı alacağını istifa edemediğini
ispat ettiği takdirde, onbeş günden altı aya kadar hafif hapis cezasiyle cezalandırılır.
Konkordato mühleti talebinden önceki iki yıl içinde birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu
hakkında da bu hükümler uygulanır.
Bu suç alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur. Borçluyu fazla borç altına girmeye veya talih
oyunu ile spekülâsyonlarda bulunmaya sevk etmiş yahut ağır faiz almak suretiyle za'fından
istifade etmiş olan alacaklıların şikâyet hakkı yoktur.
İFLAS VE KONKORDATO İŞLERİNDE HUSUSİ MENFAAT TEMİN EDENLERİN
CEZASI
MADDE 333 - Her kim iflâs bürosu veya idaresi yahut bir alacaklının veya alacaklılar
toplanmasındaki mümessilinin reyini yahut konkordatoya muvafakatini kazanmak için ona
hususi bir menfaat temin veya vadederse Cumhuriyet Savcılığınca yapılacak takibat üzerine
altı aydan üç seneye kadar hapsolunur.
Kendisine menfaat temin veya vadettiren alacaklı yahut mümessili de aynı ceza ile
cezalandırılır.
İflâs bürosu veya idaresi azası hakkında bu ceza beş seneyi geçmemek üzere iki kat olarak
hükmolunur.
TİCARİ İŞLETMEDE YÖNETİCİNİN SORUMLULUGU:
MADDE 333/a.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.90) Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen
yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kastıyla ticari işletmenin
borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara soktukları takdirde, bu işlem
ve eylemlerin başka bir suç oluşturmaması halinde altı aydan iki yıla kadar hapis ve
dörtmilyar liradan dörtyüzmilyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
Birinci fıkradaki suç taksirle işlendiği takdirde, faile zararın ağırlığına göre, ikimilyar liradan
ikiyüzmilyar liraya kadar ağır para cezası verilir. Bu maddede yazılı suçların takibi
alacaklının şikayetine bağlıdır.
KONKORDATODA YETKİLİ KİMSELERİ HATAYA DÜŞÜREN VEYA
KONKORDATO KOŞULLARINA UYMAYAN BORÇLUNUN CEZASI:
MADDE 334.- (Değişik madde ve başlığı: 4949 - 17.7.2003 / m.91) Konkordato mühleti
elde etmek veya konkordatoyu tasdik ettirmek için gerçeğe aykırı hesap veya bilanço
göstererek mali durumu hakkında alacaklıları, komiseri veya yetkili memuru hataya düşürmek
veya konkordato projesine uymamak suretiyle kasten zarara sebebiyet veren borçlu, ilgilinin
tetkik merciine yapacağı şikayet üzerine altı aydan bir yıla kadar hafif hapis cezası ile
cezalandırılır.
KONKORDATO KOMİSERİNİN SORUMLULUGU:
MADDE 334/a.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.92) Konkordato komiserleri, işledikleri eylemler
bakımından Türk Ceza Kanununun 279 uncu maddesi anlamında memur sayılırlar.
KİRACININ CEZALANDIRILACAGI HALLER
MADDE 335 - Üzerlerinde kiralayanın hapis hakkı tanınmış ve 270 inci madde mucibince
defteri yapılmış eşyayı kaçıran veya gizleyen borçlu ile tahliyesi emrolunan yeri kiralayana
zarar vermek maksadile işgal ettiren şahıs Türk Ceza Kanununun (276) ncı maddesine göre
cezalandırılır.
MÜFLİSİN MALLARINI VERMİYENLER HAKKINDAKİ CEZALAR
MADDE 336 - Müflisin mallarını ellerinde bulunduran veya müflise borçlu olan üçüncü
şahıslar iflâsın açıldığına dair ilâna muttali oldukları tarihten itibaren bir ay içinde makbul bir
mazeret olmaksızın o malları iflâs idaresi emrine vermezler veya borçlarını bildirmezlerse
tetkik merciince elli liraya kadar hafif para cezasile cezalandırılırlar.
KENDİSİNE TESLİM EDİLEN MALLARI VERMEYENLER HAKKINDAKİ CEZALAR:
MADDE 336/a.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.93) Bu Kanun uyarınca, muhafaza edilmek üzere
kendisine rehin, haciz veya diğer herhangi bir sebeple teslim olunan malları icra dairesinin
talebine rağmen yedi gün içinde icra dairesine teslim etmeyen kimse, alacaklının şikayeti
üzerine tetkik merciince iki aydan altı aya kadar hafif hapisle cezalandırılır.
MAL BEYANI İÇİN GELMİYENLERİN VE BEYANDA BULUNMIYANLARIN VE
İSTENEN MALI TESLİM ETMİYENLERİN CEZASI
MADDE 337 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.94)
Müddeti içinde beyanda bulunmak üzere mazereti olmaksızın icra dairesine gelmeyen veya
yazılı beyanda bulunmayan borçlular, alacaklının şikayeti üzerine, tetkik mercii tarafından on
günden bir aya kadar hafif hapis cezasıyla cezalandırılırlar. Borçlunun haczi kabil mallarını
alacaklının bildiği veya bilmesi lazım geldiği takdirde yahut borcu karşılayacak miktarda
malın haczedilmesi halinde borçluya ceza verilmez.
Borçlunun haczi kabil mallarını alacaklının bildiği veya bilmesi lazım geldiği ispat olunursa
borçluya ceza verilmez.
162,209, 216 ncı maddeler hükümlerine muhalefet eden müflis hakkında da iflâs idaresinin
vereceği müzekkere üzerine tetkik mercii tarafından aynı ceza hükmolunur.
TİCARETİ TERK EDENLERİN CEZASI
MADDE 337a - (Ek: 538 - 18.2.1965) 44 üncü maddeye göre mal beyanında bulunmıyan
veya beyanında mevcudunu eksik gösteren veya aktifinde yer almış malı veya yerine kaim
olan değerini haciz veya iflâs sırasında gösteremiyen veya beyanından sonra bu malları
üzerinde tasarruf eden borçlu hakkında, bundan zarar gören alacaklının şikâyeti üzerine, tetkik
mercii tarafından 3 aydan 1 seneye kadar hafif hapis cezasına hükmoulunur.
Birinci fıkradaki fiillerin işlenmesinden alacaklının zarar görmediğini ispat eden borçluya
ceza verilmez.
Borçlunun iflâsı takdirinde birinci fıkradaki durum ayrıca taksiratlı iflâs hali sayılır.
HAKİKATE MUHALİF BEYANDA BULUNANLARIN CEZASI
MADDE 338 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) Bu Kanuna göre istenen beyanı hakikate aykırı
surette yapan kimse, alacaklının şikâyeti üzerine tetkik mercii tarafından bir aydan (Değişik
ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.95) "altı aya" kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Hakkında aciz vesikası alınmış borçlu, asgari ücretin üstünde bir geçim sürdürdüğü, aciz
vesikası hamili alacaklının alacağının aciz vesikasına bağlanmasından en geç beş sene içnde
müracaatı üzerine sabit olursa, asgari ücretin üstünde kalan gelirlerinden icra tetkik merciinin
dörtte birden az olmamak üzere tespit edeceği kısmını merci kararının kesinleşmesinden
itibaren en geç bir ay içinde ve aciz vesikasındaki borcun ödenmesine kadar her ay icra
dairesine yatırmaya mecburdur. Bu mükellefiyeti yerine getirmeyen borçlu bir aydan bir
seneye kadar hafif hapis cezasıyla cezalandırılır. Hafif hapis cezasının tatbikine başlandıktan
sonra borçlu o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye
edilir.
Borçlu ödemelerini tekrar keserse, geri kalan cezası infaz olunur, ancak, bakiye borcun
tamamını ödediği takdirde cezadan kurtulur.
Borçlunun nafaka borçluları dahil üçüncü şahıstan yardım görmesi, asgari ücretin üstünde
eline gelen para ve menfaatlerin icra tetkik mercii kararı ile belirlenecek kısmını, icra
veznesine yatırmak mükellefiyetini ortadan kaldırmaz.
İkinci fıkradaki hükmün tatbikini birden fazla aciz vesikası hamili alacaklı talep etmiş ise,
bunlar talep tarihi sırasıyla öncelik hakkını haizdir.
BEYANDAN SONRA MAL VE KAZANÇTA OLAN TEZAYÜDÜ BİLDİRMEYEN
BORÇLUNUN CEZASI
MADDE 339 - Sonradan kazandığı malları veya kazancında ve gelirinde vaki tezayütleri bu
Kanun mucibince bildirmeğe mecbur olan borçlu makbul bir mazereti olmaksızın yedi gün
içinde icra dairesine taahhütlü mektupla veya şifahî surette bildirmezse bu mal veya kazancı
asıl veya bedel itibarile mevcut olduğu takdirde beş günden bir aya kadar ve mal veya
kazancını asıl veya bedel itibarile makbul bir sebep olmaksızın elden çıkarmışsa, on beş
günden altı aya kadar hafif hapis ile cezalandırılır.
Bu cezalar alacaklının şikâyeti üzerine tetkik mercii tarafından hükmolunur.
BORÇLUTUNUN ÖDEME ŞARTINI İHLALİ HALİNDE CEZA
MADDE 340 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) 111 inci madde mucibince veya alacaklının
muvafakatı ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep
olmaksızın ihlal eden borçlu, alacaklının şikâyeti üzerine tetkik mercii tarafından bir aydan üç
aya kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılır.
ÇOCUK TESLİMİ EMRİNE MUHALEFETİN CEZASI
MADDE 341.- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.96) Çocuk teslimi hakkındaki ilamın veya ara
kararının icrası sırasında çocuğu gizleyen ya da ilamın veya ara kararının icrasından sonra
tekrar kaçıran borçlu ile bu fiillere bilerek iştirak edenler, lehine hüküm verilmiş kimsenin
şikayeti üzerine, tetkik mercii tarafından, iki aydan altı aya kadar hafif hapis cezasıyla
cezalandırılırlar.
İCRA DAİRESİNCE TESLİM EDİLEN GAYRİMENKUL VEYA GEMİYE TEKRAR
GİRENLERİN CEZASI
MADDE 342 - İcra dairesi marifetile alacaklıya veya alıcıya teslim edilen bir gayrimenkule
veya gemiye haklı bir sebep olmaksızın tekrar giren borçlu tetkik mercii tarafından Türk Ceza
Kanununun (309) uncu maddesi mucibince umumî hükümler dairesinde cezalandırılır.
30 VE 31 İNCİ MADDELER HÜKMÜNE MUHALEFET EDENLERİN CEZASI
MADDE 343 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) Yalnız kendisi tarafından yapılacak olan bir işin
yapılması veya bir işin yapılmaması yahut bir irtifak hakkının tesisi veya kaldırılması
hakkındaki ilâm hükümlerine makbul mazerete müstenit olmayarak muhalefet eden borçlular,
hüküm lehine verilmiş olan kimsenin şikâyeti üzerine, tetkik mercii tarafından bir aydan üç
aya kadar hafif hapis cezasına mahkûm edilirler.
NAFAKAYA İLİŞKİN KARARLARA UYMAYANLARIN CEZASI:
_____
Madde 344 ün "Nafaka Hükmüne Uymıyanların Cezası" şeklinde olan başlığı,
30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı
Kanunun 97. maddesi hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 344 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Nafaka vermeye mahkûm olup da ilâmda
gösterilen ödeme şartlarına riayet etmiyen borçlu, alacaklının şikâyeti üzerine tetkik merciince
tarafların hal ve vaziyetlerine göre on günden üç aya kadar hafif hapse mahkûm edilir.
Cezanın infazından sonra işliyecek nafaka hakkında aynı hüküm cereyan eder.
Ancak borçlu, nafakanın kaldırılması veya azaltılması hakkında dava açmış ve borçlunun ileri
sürdüğü sebepler, tetkik merciince cezanın tehiri talebini kabul ettirecek mahiyette bulunmuş
olursa, bu madde hükmünün uygulanması yargılama sonucuna bırakılabilir.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.97) Mahkemece ara kararı ile hükmedilen nafakayı
ödemeyen borçlular hakkında da birinci fıkra hükmü uygulanır.
HÜKMİ ŞAHISLARIN MUAMELELERİNDE KİMLERİN CEZA GÖRECEGİ
MADDE 345 - Bu kanunda yazılı suçlar, hükmi bir şahsın idare veya muamelelerini ifa
sırasında işlenmiş ise ceza o hükmî şahsın müdürlerinden, mümessil ve vekillerinden, tasfiye
memurlarından, idare meclisi reis ve azasından veya murakıp ve müfettişlerinden fiili yapmış
olan hakkında hükmolunur.
SERMAYE ŞİRKETLERİNİN İFLASINI İSTEMEK MECBURİYETİNDE OLANLARIN
CEZASI (1)
MADDE 345a - (Ek: 538 - 18.2.1965) İdare ve temsil ile görevlendirilmiş kimseler veya
tasfiye memurları, kasden veya ihmal ile 179 uncu maddeye göre şirketin mevcudunun
borçlarını karşılamadığını bildirerek şirketin iflâsını istemezlerse, alacaklılardan birinin
şikâyeti üzerine, tetkik merciince on günden üç aya kadar hafif hapis veya 1.000 liradan
10.000 liraya kadar hafif para cezası ile cezalandırılırlar.
ARTIRMADAN ÇEKİLME
MADDE 345b - (Ek: 3494 - 9.11.1988)) Bu Kanuna göre yapılan ihalelerde kendisine veya
başkasına vaad olunan veya sağlanan yarar karşılığında araştırmadan çekilen veya artırmaya
katılmayan kimseye bir aydan altı aya kadar (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.98) "hafif
hapis" ve ikimilyon liradan beşmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.
Aracılara da aynı ceza verilir.
DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMEMESİ
MADDE 346 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Tetkik merciinin yetkisine giren ceza davaları diğer
mahkemelere aid olan davalarla birleştirilemez.
Ancak kat'ileşen cezalar infaz sırasında içtima kaidelerine göre birleştirilir.
ŞİKAYET SÜRESİ
MADDE 347 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Tetkik merciince bakılan suçlardan dolayı şikâyet
hakkı, suçun vukuuna ıttıla tarihinden itibaren üç ay ve her halde vukuundan bir sene
geçmekle düşer.
YETKİ
MADDE 348 - Ceza hususlarında yetkili tetkik merci icra takibinin yapıldığı yerdeki
mercidir.
YARGILAMA USULÜ
MADDE 349 - Şikâyet dilekçe ile veya şifahî beyanla yapılır. Dilekçeyi veya dava beyanını
alan tetkik merciii duruşma için hemen bir gün tayin edip şikâyetçinin imzasını alır ve
maznuna celpname gönderir. Şahit gösterilmişse o da celbolunur.
İki taraf tayin olunan gün ve saatte tetkik merciinin huzuruna gelmeğe veya vekil göndermeğe
mecburdurlar. İcabında merci tarafların bizzat hazır bulunmasını emredebilir.
Maznun başka yerde ikamet ediyorsa istinabe yolile sorguya çekilir.
Maznun, şikâyeti alan veya istinabe edilen tetkik merciinin huzuruna gelmez veya müdafi
göndermezse yahut bizzat bulunmasına lüzum görülürse zabıta marifetile getirilir. Bu suretle
de bulundurulamazsa muhakeme gıyabında görülür.
Şikâyetçi muayyen zamanda gelmez ve vekil de göndermezse şikâyet hakkı düşer.
Gelmeyen şahitlere yapılacak muamele ile borçlunun gıyabında verilen karara karşı eski hale
getirme talebi hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda yazılı hükümler tatbik olunur.
DURUŞMA
MADDE 350 - Tetkik mercii iki tarafı ve delillerini dinler ve gerek tarafların gerek şahitlerin
ifadelerini duruşma tutanağına geçirir.
Cumhuriyet Savcısı hazır bulundurulmaz.
TAHKİKAT
MADDE 351 - Şikâyetçi dilekçe veya beyanında göstermiş olduğu delillerle bağlıdır.
Maznun müdafaası için tahkikatın tevsiini ancak bir kere istiyebilir.
KARAR
MADDE 352 - Tetkik mercii iki tarafın ifadelerini ve bütün delillerini ve iddia ve
müdafaalarını dinledikten sonra nihayet beş gün içinde kararını verir ve hülâsasını
Cumhuriyet Savcısına bildirir.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.99) Takibi şikayete bağlı suçlarda dava ve cezanın 354 üncü
maddede yazılı sebeplerle düşeceği kararda belirtilir.
CEZA KARARNAMESİ:
MADDE 352/a.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.100) Bu Kanunda yazılı olup cezasının üst sınırı
altı aya kadar hafif hapis veya yalnızca hafif veya ağır para cezası veya bunlardan biri veya
ikisi olan suçların failleri hakkında duruşma yapılmaksızın ceza kararnamesiyle karar
verilebilir.
Şikayet dilekçesin i veya dava beyanını alan tetkik mercii, işin ceza kararnamesiyle
sonuçlandırılabileceği kanısına varırsa 349 uncu madde hükmünü uygulamaz. Bu takdirde
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 386 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 387, 388, 389 uncu
maddeleri ve 390 ıncı maddenin birinci ve ikinci fıkraları ile 391 inci maddesi hükümleri
uygulanır. Tetkik mercii, şikayet konusu ile ilgili dosyayı, sanığın nüfus kayıt örneğini ve
sabıka kaydını getirtir.
Hakim, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 388 inci maddesinin birinci fıkrasında
belirtilen hususlara ek olarak borcun ödenmesi halinde 354 üncü maddeye göre bütün
sonuçlarıyla birlikte cezanın düşeceği hususunu ceza kararnamesine yazar.
Hafif hapis cezası içeren ceza kararnamesine itiraz halinde bu Kanun hükümlerine göre
yargılama yapılır.
Ceza kararnamesiyle sadece para cezasına hükmolunduğu hallerde itiraz, tetkik merciinin
yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesi başkanı tarafından incelenir. İtiraz
dilekçesinin verilmesi, aleyhine itiraz olunan ceza kararnamesinin yerine getirilmesini
durdurur. Hakim evrak üzerinde yapacağı inceleme sonucunda itirazı yerinde görürse itiraz
konusu hakkında karar verir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
CEZALARIN TECİL EDİLEMEMESİ VE PARA CEZASINA ÇEVRİLEMEMESİ
MADDE 352b - (Ek: 3222 - 6.6.1985) Bu Kanun uyarınca hükmolunan cezalar tecil
edilemez, hürriyeti bağlayıcı cezalar 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü
maddesinde yazılı para cezasına ve tedbirlere çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza
Kanununun 19 uncu maddesi hükmü uygulanmaz.
_____
Madde 352a nın madde numarası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de
yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 100. maddesi hükmü gereğince
değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
TEMYİZ
MADDE 353 - (Değişik: 538 - 18.2.1985) Tetkik merciinin kararı tefhim veya tebliğ
tarihinden yedi gün içinde sanık veya şikâyetçi veya Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz
olunabilir.
Temyiz, dilekçe veya tetkik merciine zaptettirilecek sözlü beyanla olur.
Depo ve lâyiha aranmaz. Dilekçe veya beyan üzerine evrak hemen Yargıtaya gönderilir.
DAVANIN VE CEZANIN DÜŞMESİ
MADDE 354 - Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikâyete bağlı olanların müştekisi
feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticelerile beraber ceza
düşer.
(...) (Madde 354 ün 2. fıkrası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.' de yayımlanan,
17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 103. maddesi hükmü gereğince yürürlükten
kaldırılmıştır.)
ON YEDİNCİ BAP
HUSUSİ HÜKÜMLER
MAAŞ VE ÜCRETLERİN KESİLMESİNDE USUL
MADDE 355 - Devlet işlerinde veya hususî müesseselerde bulunan borçlu memur veya
müstahdemlerin maaş ve ücretlerinden kesilmesi için icra dairelerinden yapılacak tebligatın
kanuni muhatapları haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücreti miktarını nihayet bir
hafta içinde bildirmeğe ve borç bitinceye kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haczolunan
miktarı tevkif edip hemen daireye göndermeğe mecburdurlar.
Memurun maaş, ücret veya memuriyetinde yahut başka bir şubeden maaş almağı mucip
olacak surette vukubulacak tebeddülleri ve hizmetine nihayet verildiği takdirde bu keyfiyeti
de malmemuru veya daire âmiri yahut hususî müesseselerin kanuni muhatapları derhal icra
dairesine bildirmeğe ve ikinci halde haciz muamelesinden o şube veya âmirini haberdar
etmeğe mecburdur.
YUKARIDAKİ MADDEYE RİAYET ETMEYENLER HAKKINDA HÜKÜMLER
MADDE 356 - Yukarıdaki madde hükümerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk
vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra
dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır.
Bunların borçluya kanun hükümleri dairesinde rücu hakkı vardır.
Yukarıdaki madde hükümlerine riayet etmiyen her hangi bir memur veya âmir hakkında
istenecek malûmatın icra dairesine hemen verilmesi bunların mensup olduğu dairenin
vazifesidir.
CUMHURİYET SAVCILIGINCA TAKİP
MADDE 357 - İcra dairesince kanuna göre yapılan tebliğ ve emirleri derhal yapmağa ve
neticesini geciktirmeksizin icra dairesine bildirmeğe alâkadarlar mecburdur. Makbul sebep
haricinde tebliğ ve emirleri yapmıyanlar hakkında ait olduğu dairece tahkikatı evveliyeye
hacet kalmaksızın Cumhuriyet Savcılığınca doğrudan doğruya takibat yapılır.
ÜÇÜNCÜ ŞAHSA BIRAKILAN MALLAR
MADDE 358 - Üçüncü şahıs icraca haczolunup kendisine bırakılan malları icra dairesinden
istendiği anda evvelki vaziyetinde iade ile mükelleftir.
Bu suretle eline bırakılan malların kendisine atfolunamıyacak bir sebepten dolayı telef veya
ziyaını ispat edemiyen üçüncü şahıs hakkında ceza takibinden başka evvelce tesbit edilmiş
olan kıymetler, hükme hacet kalmaksızın icra dairesince resen tazmin ettirilir.
Bu kıymetleri tazmin ile mükellef olanlar, icra dairesinin bu baptaki talep ve kararına karşı
tetkik merciine, 16 ncı maddede tayin edilen müddet içinde şikâyette bulunabilirler.
İCRA DAİRELERİNİN MUHABERELERİ
MADDE 359 - İcra müdürleri yaptıkları muameleden dolayı her daire ve makam ile doğrudan
doğruya muhabere edebilirler.
HACZEDİLEN MALLARIN İSTİNABE SURETİLE SATIŞI
MADDE 360 - Haczedilen mallar başka bir yerde bulunduğu takdirde satış, istinabe suretile
yapılır. Artırma ve ihaleye mütedair ihtilâflar istinabe olunan icra dairesinin tâbi bulunduğu
tetkik merciince hallolunur.
FAZLA VERİLEN PARANIN GERİ ALINMASI
MADDE 361 - İcra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut
yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca
hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır.
EMANETLER HAKKINDA ZAMANAŞIMI
MADDE 362 - İcra veznesine tevdi yahut dairece tahsil olunan para veya icra muamelesi
sebebile hıfzedilmekte olan eşya tevdi veya tahsil yahut hıfız tarihinden itibaren on seneye
kadar alâkadarları tarafından müracaat olunmazsa talep hakkı Hazine lehine düşer.
Son düzenleyen Daisy-BT; 18 Şubat 2011 23:03
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:

Benzer Konular

2 Ocak 2008 / Demir YumruK X-Sözlük
7 Temmuz 2012 / MaRCeLLCaT X-Sözlük
30 Ocak 2018 / HipHopRocK Hukuk
25 Mart 2009 / HipHopRocK Hukuk