İCRA İFLAS KANUNU Kanun No: 2004 - Kabul Tarihi : 9/6/1932
(19/6/1932 gün ve 2128 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.)
İCRA VE İFLAS KANUNU
Kabul Tarihi: 9 Haziran 1932
Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 19 Haziran 1932 - Sayı: 2128
3.t.Düstur, c.13 - s.426
_____
Kanun içersinde yer alan, 9.11.1988 tarih ve 3494 sayılı Kanunun 62. maddesi
hükmü gereğince eklenen Geçici Madde 2 hükmü gereğince, icra memuru unvanı "icra
müdürü", icra memur yardımcısı unvanı "icra müdür yardımcısı", iflas memuru
unvanı "iflas müdürü" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
BİRİNCİ BAP
TEŞKİLAT VE MUHTELİF HÜKÜMLER
İCRA DAİRELERİ VE MEMURLARI
MADDE 1 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri
kadar icra dairesi bulunur.
Her icra dairesinde Adalet Bakanlığınca atanacak bir icra müdürü ile yeteri kadar yardımcı ve
mahallince atanacak kâtip, mübaşir ve sair müstahdemler bulundurulur.
Ayrıca icra müdürü olmayan yerlerde bu vazife mahkeme yazı işleri müdürleri tarafından
görülür.
Adalet teşkilâtı sulh mahkemesinden ibaret bulunan yerlerde Adalet Bakanlığı bu
mahkemelere görmeye yetkili olduğu işlerde icra yetkisini verebilir. Bu takdirde icra
müdürüne ait görev ve yetkiler mahkeme yazı işleri müdürleri, yokluğu halinde zabıt kâtibi
tarafından yerine getirilir.
Birden ziyade asliye mahkemesi olan yerlerde Adalet Bakanlığı icra dairelerini bir arada
bulundurmaya ve aynı tetkik merciine bağlamaya yetkilidir.
İFLAS DAİRELERİ
MADDE 2 - Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde lüzumu kadar iflâs dairesi bulunur.
Birinci madde hükmü iflâs daireleri hakkında da caridir.
İCRA VE İFLAS DAİRELERİNİN BİRLEŞTİRİLMESİ
MADDE 3 - İcra ve iflâs işleri bir dairede birleştirilebilir.
TETKİK MERCİİ
MADDE 4 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.1) İcra ve
iflas dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikayetlerle itirazların incelenmesi icra tetkik
mercii hakimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hakim tarafından
yapılır. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun
olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca icra tetkik merciinin birden fazla dairesi kurulabilir.
Bu durumda icra tetkik mercii daireleri numaralandırılır. İcra tetkik merciinin birden fazla
dairesi bulunan yerlerde iş dağılımı ve buna ilişkin esaslar, Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunca belirlenir. Her icra tetkik mercii hakimi, kendisine Adli Yargı Adalet Komisyonu
Başkanlığınca dönüşümlü olarak bağlanan icra ve iflas dairelerinin muamelelerine yönelik
şikayetleri ve itirazları inceler, bu dairelerin gözetim ve denetimlerini yapar, idari işlerine
bakar.
İcra yetkisini haiz sulh mahkemelerinin muamelelerine karşı vukubulacak şikâyet ve
itirazların tetkik mercii o mahkemenin hâkimidir.
SORUMLULUK
MADDE 5 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985.) İcra ve İflâs Dairesi görevlilerinin kusurlarından
doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana
gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye
mahkemelerinde bakılır.
ZİMMET
MADDE 6 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985.) İcra dairesine tevdi veya bu dairece tahsil olunan
veya muhafaza altına alınan paraların, ilgili memur tarafından zimmete geçirilmesi halinde,
zimmete geçirilen miktar, cezai takibat sonucu beklenmeden ve tazmin yolunda bir hükme
hacet kalmaksızın hazine tarafından derhal icra veznesine yatırılır. Devletin asıl sorumlulara
rücu hakkı saklıdır.
ZARAR VE ZİYAN DAVASININ ZAMANAŞIMI
MADDE 7 - Zarar ve ziyan davası, mutazarrır olan tarafın zararı öğrendiği günden bir sene ve
her halde zarar ve ziyanı mucip fiilin vukuundan on sene geçmesi ile zamanaşımına uğrar.
Şu kadar ki zarar ve ziyan cezayı mucip bir fiilin neticesi olupta ceza kanunları bu fiili daha
uzun bir müddetle zamanaşımına tâbi tutmakta ise hukuk davasında da ceza zamanaşımı cari
olur.
TUTANAKLAR
MADDE 8 - (Değişik: 538 - 18.2.1965.) İcra ve iflâs daireleri yaptıkları muamelelerle
kendilerine vâki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve
beyanların altları ilgililer ve icra müdürü veya yardımcısı veya kâtibi tarafından imzalanır.
İlgililer bu tutanakları görebilir ve bunların örneğini alabilir.
İcra ve İflâs dairelerinin tutanakları, hilâfı sabit oluncaya kadar muteberdir.
PARA VE DEGERLİ EŞYANIN TEVDİİ
MADDE 9 - (Değişik: 4301 - 6.8.1997) İcra ve iflas daireleri aldıkları paraları ve kıymetli
evrak ve değerli şeyleri, nihayet ertesi iş günü çalışma saati sonuna kadar Adalet Bakanlığınca
uygun görülen bankalardaki hesaplarına yatırmaya, banka bulunmayan yerlerde icra veya
mahkeme kasalarında muhafazaya, kasa bulunmayan yerlerde ise mal sandıklarına bırakmaya
mecburdurlar.
İŞ GÖRMEKTEN MEMNUİYET
MADDE 10 - (Değişik:538 - 18.2.1965.) İcra ve iflâs işlerine bakan memur ve müstahdemler
:
1. Kendisinin,
2. Karı veya kocasının, nişanlısının yahut kan ve sıhri usul ve füruunun veya üçüncü derece
dâhil olmak üzere bu dereceye kadar olan kan ve sıhri civar hısımlarının,
3. Kanuni mümessilli veya vekili yahut müstahdemi bulunduğu bir şahsın,
Menfaati olan işleri göremeyip derhal tetkik merciine haber vermeye mecburdur. Tetkik
mercii müracaatı yerinde görürse o işi diğer bir memura, bulunmıyan yerlerde kâtiplerinden
birine verir.
İCRA HAKİMİ VE YARDIMCILARININ REDDİ
MADDE 10a - (Ek: 538 - 18.2.1965.) İcra hâkimi veya yardımcıları reddedildiği takdirde
Hukuk Üsulü Muhakemeleri Kanunundaki hükümler uygulanır. Ret talebinde bulunan
dilekçesinde ret sebeplerini delilleri ile birlikte bildirmek zorundadır.
Ret talebinin reddi hakkındaki kararın temyizi, icra hâkiminin işe bakıp karar vermesine mâni
değildir. Ret talebinin reddi hakkındaki kararın bozulması halinde reddedilen hâkimin verdiği
kararın yerine getirilmesi geri bırakılır. Bozma kararına uyularak ret talebi kesin surette kabul
edilirse karar kaldırılır. 40 ıncı madde hükümleri kıyasen uygulanır.
MEMNU İŞLER
MADDE 11 - Tetkik vazifesini gören hâkimler ve icra ve iflâs müdür ve müstahdemleri,
dairelerince takip edilmekte olan bir alacak veya satılmakta bulunan bir şey hakkında kiminle
olursa olsun kendileri veya başkaları hesaplarına bir akit yapamazlar. Yaparlarsa
hükümsüzdür.
İCRA DAİRESİNE ÖDEME
MADDE 12 - (Değişik: 538 - 18.2.1965)İcra dairesi, takibedilmekte olan bir para alacağına
mahsuben borçlu veya üçüncü şahıs tarafından ödenen paraları kabule mecburdur. Bununla
borçlu bu miktar borcundan kurtulur.
GÖZETİM VE DENETİM
MADDE 13 - (Ek: 3222 - 6.6.1985.) (Değişik 1. cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.2) İcra ve iflas
daireleri, 4 üncü maddedeki esaslara göre tetkik mercii hakiminin daimi gözetimi ve denetimi
altındadır. Bu daireler Cumhuriyet savcıları ve adalet müfettişleri vasıtası ile denetime tabi
tutulur. Cumhuriyet savcıları bu daireleri yılda en az bir defa denetlerler.
İcra ve iflâs müdür ve yardımcılarının disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerinden dolayı,
haklarında Devlet Memurları Kanununun disiplin cezalarına ilişkin hükümleri uygulanır.
BİRİNCİ TEFTİŞ
MADDE 13a - (Ek: 538 - 18.2.1965.) 13 üncü maddeye göre Cumhuriyet savcılarınca ilk defa
yapılacak teftişin, geçen bir yıllık işlemlere şâmil olmak üzere her sene Ocak ayı içinde
yapılması ve düzenlenecek raporların birer örneğinin icra ve iflâs dairesi ile Cumhuriyet
savcılığında saklanması, diğer örneğinin ise en geç o ayın sonunda Adalet Bakanlığına
gönderilmesi gereklidir.
Teftişlerin yapılması, savcılıkların açık olması hallerinde bunun kimler tarafından yerine
getirileceği ve teftiş raporlarının nasıl düzenleneceği yönetmelikte belirtilir.
TÜZÜK, YÖNETMELİK VE YARGITAY KARARLARI
MADDE 14 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Bu Kanunun uygulama şekli tüzükle, icra ve iflâs
daireleri ile tetkik mercilerinde tutulacak defterlerle dosyaların ve diğer basılı kâğıtların
düzenlenme şekilleri Adalet Bakanlığınca hazırlanacak yönetmelikte tâyin ve tesbit olunur.
(...) (Madde 14 ün 2. fıkrası, 6.6.1985 tarih ve 3222 sayılı Kanunun 47. maddesinin (a) bendi
hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.3) Yargıtay, icra ve iflas işlerine ait kararların tamamını
düzenli olarak yayımlar. Buna ilişkin esaslar Yargıtay tarafından yönetmelikle düzenlenir.
HARÇLAR
MADDE 15 -(Değişik: 3890 - 3.7.1940) İcra ve iflâs harçlarını kanun tayin eder. Kanunda
hilâfı yazılı değilse, bütün harç ve masraflar borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve
takibe hacet kalmaksızın tahsil olunur.
İcra takiplerinde, müzahereti adliye kararları takibe yetkili icra tetkik mercii tarafından Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanununun 465 ve müteakip maddelerine tevkifan ittihaz olunur.
ŞİKAYET VE ŞARTLARI
MADDE 16 -(Değişik: 3890 - 3.7.1940) Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar
müstesna olmak üzere icra ve iflâs dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif
olmasından veya hâdiseye uygun bulunmamasından dolayı tetkik merciine şikâyet olunabilir.
Şikâyet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.
Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her
zaman şikâyet olunabilir.
ŞİKAYET ÜZERİNE YAPILACAK MUAMELELER
MADDE 17 - Şikâyet tetkik merciince kabul edilirse, şikâyet olunan muamele ya bozulur,
yahut düzeltilir.
Memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası emrolunur.
YARGILAMA USULLERİ
MADDE 18 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Tetkik merciine arzedilen hususlarda basit
yargılama usulü uygulanır.
Şu kadar ki, talep ve cevaplar dilekçe ile olabileceği gibi tetkik merciine ifade zaptettirmek
suretiyle de olur.
(Değişik 3. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.4) Aksine hüküm bulunmayan hallerde tetkik mercii,
şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına
gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en
kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir. Duruşma yapılmayan
işlerde tetkik mercii, işin kendisine geldiği tarihten itibaren en geç on gün içinde kararını
verir. Duruşmalar, ancak zorunluluk halinde ve otuz günü geçmemek üzere ertelenebilir.
MÜDDETLER
BAŞLAMASI VE BİTMESİ
MADDE 19 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Gün olarak tâyin olunan müddetlerde ilk gün hesaba
katılmaz.
Ay veya sene olarak tâyin olunan müddetler ayın veya senenin kaçıncı günü işlemeye
başlamış ise biteceği ay veya senenin aynı gününde ve müddetin biteceği ayın sonunda böyle
bir gün yoksa ayın son gününde biter.
Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takibeden günde
biter.
Müddet, son günün tatil saatinde bitmiş sayılır.
MÜDDETLERİN DEGİŞTİRİLMEMESİ
MADDE 20 - Bu Kanunun tayin eylediği müddetleri değiştiren bütün mukaveleler
hükümsüzdür. Ancak herhangi bir müddetin geçmesinden istifade hakkı olan borçlu bu
hakkından vazgeçebilir. Bu vazgeçme üçüncü şahıslara tesir etmez.
İCRA TEBLİGLERİ
MADDE 21 -(Değişik: 538 - 18.2.1965) İcra dairelerince yapılacak tebliğler yazı ile ve
Tebligat Kanunu hükümlerine göre olur. Bu tebliğler makbuz karşılığında doğrudan doğruya
tevdi suretiyle de yapılabilir.
İlâmda ve 38 inci maddeye göre ilâm hükmünde sayılan belgelerle ipotek senedinde yazılı
olan adresi değiştiren alacaklı veya borçlu; keyfiyeti birbirlerine noter vasıtasiyle bildirmiş
olmadıkça, tebligat aynı adrese yapılır ve bu adreste bulunmadığı takdirde Tebligat
Kanununun 35 inci maddesi uygulanır.
Adres değişikliği, yukarıdaki fıkra gereğince alacaklı veya borçlu tarafından diğer tarafa
tebliğ olunduğu halde eski adrese tebligat yaptırarak Tebligat Kanununun 35 inci
maddesinden faydalanmış olan taraf bu suretle diğer tarafa verdiği bütün zararları yüzde 15
fazlasiyle ödemeye mecbur olduğu gibi hakkında 343 üncü maddedeki ceza da uygulanır.
İCRANIN DURDURULMASI
MADDE 22 - Şikâyet, tetkik merciince karar verilmedikçe icrayı durdurmaz.
KANUNDAKİ ISTILAHLAR
MADDE 23 - (Değişik: 6763 - 29.6.1956) Bu Kanunun tatbikinde :
(İpotek) tâbiri ipotekleri, ipotekli borç senetlerini, irat senetlerini, gemi ipoteklerini, eski
hukuk hükümlerine göre tesis edilmiş gayrimenkul rehinlerini, gayrimenkul
mükellefiyetlerini, bâzı gayrimenkuller üzerindeki hususi imtiyazları ve gayrimenkul
teferruatı üzerine rehin muamelelerini,
(Değişik 2. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.5) (Taşınır rehni) tabiri, teslime bağlı rehinleri, Türk
Medeni Kanununun 940 ıncı maddesinde öngörülen rehinleri, ticari işletme rehnini, hapis
hakkını, alacak ve sair haklar üzerindeki rehinleri,
Sadece (rehin) tâbiri, (ipotek) ve (menkul rehni) tâbirlerine giren bütün menkul ve
gayrimenkul rehinlerini ihtiva eder.
(Gayrimenkul) tâbiri, gemi siciline kayıtlı olan gemilere de şâmildir.
Diğer gemiler bu Kanun hükmünce menkul sayılır.
İKİNCİ BAP
İLAMLARIN İCRASI
I. PARA VE TEMİNATTAN BAŞKA BORÇLAR HAKKINDA İLAMLARIN İCRASI
MENKUL TESLİMİ
MADDE 24 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Bir menkulün teslimine dair olan ilâm icra dairesine
verilince icra müdürü bir icra emri tebliği suretiyle borçluya yedi gün içinde o şeyin teslimini
emreder.
İcra emrinde; alacaklı ve borçlunun ve varsa mümessillerinin adları ve soyadları ile şöhret ve
ikametgâhları, hükmü veren mahkemenin ismi ve hükmolunan şeyin neden ibaret olduğu,
ilâmın tarih ve numarası ve tetkik merciinden veya temyiz yahut iadei muhakeme yoliyle ait
olduğu mahkemeden icranın geri bırakılması hakkında bir karar getirilmedikçe cebrî icraya
devam olunacağı yazılır.
Borçlu, bu emri hiç tutmaz veya eksik bırakır ve hükmolunan menkul veya misli yedinde
bulunursa elinden zorla alınıp alacaklıya verilir.
Yedinde bulunmazsa ilâmda yazılı değeri alınır. Vermezse ayrıca icra emri tebliğine hacet
kalmaksızın haciz yoliyle tahsil olunur. Menkul malın değeri, ilâmda yazılı olmadığı veya
ihtilâflı bulunduğu takdirde, icra müdürü tarafından (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.6)
"haczin yapıldığı tarihteki" rayice göre takdir olunur.
Hükmolunan menkulün değeri, borsa veya ticaret odalarından, olmıyan yerlerde icra müdürü
tarafından seçilecek bilirkişiden sorulup alınacak cevaba göre tâyin edilir.
İlgililerin bu hususta tetkik merciine şikâyet hakları vardır.
26 ncı maddenin 3 ve 4 üncü fıkraları gemi siciline kayıtlı olmıyan gemiler hakkında da
uygulanır.
ÇOCUK TESLİMİ
MADDE 25 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Çocuk teslimine dair olan ilâm icra dairesine
verilince icra müdürü 24 üncü maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliği sureti ile borçluya
yedi gün içinde çocuğun teslimini emreder. Borçlu bu emri tutmazsa çocuk nerede bulunursa
bulunsun ilâm hükmü zorla icra olunur.
Çocuk teslim edildikten sonra diğer taraf haklı bir sebep olmaksızın çocuğu tekrar alırsa
ayrıca hükme hacet kalmadan zorla elinden alınıp öbür tarafa teslim olunur.
ÇOCUKLA ŞAHSİ MÜNASEBET TESİSİNE DAİR İLAMIN İCRASI
MADDE 25a - (Ek: 538 - 18.2.1965) Çocukla şahsi münasebetlerin düzenlenmesine dair ilâm
hükmünün yerine getirilmesi talebi üzerine icra müdürü, küçüğün ilâm hükümleri dairesinde
lehine hüküm verilen tarafla şahsi münasebette bulunmasına mâni olunmamasını; aksi halde
ilâm hükmünün zorla yerine getirileceğini borçluya 24'üncü maddede yazılı şekilde bir icra
emri ile tebliğ eder. Bu emirde ilâm hükmüne aykırı hareketin 341 inci maddedeki cezayı
müstelzim olduğu da yazılır.
Borçlu bu emri tutmazsa ilâm hükmü zorla yerine getirilir. Borçlu alacaklının şikâyeti üzerine
ayrıca 341 inci maddeye göre cezalandırılır.
ÇOCUK TESLİMİNE VE ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA DAİR
İLAMLARIN İCRASINDA UZMAN BULUNDURULMASI:
MADDE 25/b.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.7) Çocukların teslimine ve çocukla kişisel ilişki
kurulmasına dair ilamların icrası, icra müdürü ile birlikte Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu tarafından görevlendirilen sosyal çalışmacı, pedagog, psikolog veya çocuk
gelişimcisi gibi bir uzmanın, bunların bulunmadığı yerlerde bir eğitimcinin hazır bulunması
suretiyle yerine getirilir.
GAYRİMENKUL TAHLİYE VE TESLİMİ
1- BORÇLUNUN ELİNDE İSE
MADDE 26- Bir gayrimenkul veya bir gemi siciline kayıtlı olan geminin tahliye ve teslimine
dair olan ilâm icra dairesine verilince icra müdürü 24 üncü maddede yazılı şekilde bir icra
emri tebliği sureti ile borçluya yedi gün içinde hükmolunan şeyin teslimini emreder.
Borçlu gayrimenkulü veya gemi siciline kayıtlı olan gemiyi işgal etmekte iken bu emri
tutmazsa ilâmın hükmü zorla icra olunur.
Alacaklıya teslim olunan gayrimenkule veya gemi siciline kayıtlı olan gemiye haklı bir sebep
olmaksızın tekrar giren borçlu ayrıca hükme hacet kalmadan zorla çıkarılır.
Bunların içinde bulunup da ilâmda dahil olmayan eşya çıkarılarak borçluya teslim ve hazır
değilse vekiline veya ailesi halkından veyahut müstahdemlerinden reşid bir kimseye tevdi
olunur. Bunlardan da kimse bulunmazsa mezkûr eşya masrafı ileride borçluya ödetilmek
üzere peşin olarak alacaklıdan alınıp emin bir yerde veya alacaklının yedinde hıfzettirilir ve
icra dairesince hemen yapılacak tebligat üzerine borçlu eşyanın bulunduğu mahalde ise beş ve
değil ise otuz gün içinde eşyayı almaktan veya masrafı ödemekten imtina eder yahut lüzum
görülürse icra müdürü tetkik merciinin kararı ile bunları satıp tutarından masrafı ifa eder.
(Değişik son cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.8) Fazla kalırsa borçlunun adına, Adalet
Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikte nitelikleri belirlenen bankalardan birine yatırılır.
_____
Madde 26 nın içerisinde yeralan "Gemi" ibareleri, 29.6.1956 tarih ve 6763 sayılı kanunun
42. maddesi hükmü gereğince "Gemi siciline kayıtlı gemi" olarak değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
_____
2- GAYRİMENKUL ÜÇÜNCÜ ŞAHIS ELİNDE İSE
MADDE 27- Gayrimenkul, üçüncü bir şahıs tarafından davadan sonra ve hükümden evvel
tapuya tescil edilmiş bir akte müsteniden işgal edilmekte ise alacaklı borçlunun o şahsa karşı
malik olduğu hakları haiz olur. Bu şıkkı ihtiyar etmezse borçlusuna karşı tazminat davası
açabilir. Şu kadar ki suiniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı umumî hükümler mahfuzdur.
(Ek fıkra: 6763 - 29.6.1956) Gemi siciline kayıtlı olan gemi, borçlunun elinde bulunmazsa
alacaklı borçlunun gemiyi işgal etmekte olan şahsa karşı sahibolduğu hakları haiz olur. Şu
kadar ki, gemi üçüncü bir şahıs tarafından davadan sonra ve hükümden önce gemi siciline
geçirilmiş bir akit sebebiyle işgal edilmekte ise birinci fıkra hükmü tatbik olunur.
GAYRİMENKUL DAVALARINDA HÜKÜMLERİN TAPU VE GEMİ SİCİL
DAİRELERİNE TEBLİGİ
MADDE 28 - (Değişik: 6763 - 29.6.1956) Gayrimenkul davalarında davacının lehine hüküm
verildiği takdirde mahkeme davacının talebine hacet kalmaksızın hüküm tefhimi ile beraber
hulâsasını tapu ve gemi sicili dairelerine bildirir. İlgili daire bu ciheti hükmolunan
gayrimenkul veya geminin kaydına şerh verir. Bu şerh Medeni Kanunun 920 nci maddesinin
ikinci fıkrası ve tescil edilmiş gemiler hakkında da Ticaret Kanununun 879 uncu maddesinin
ikinci fıkrası hükmüne tâbidir.
Gayrimenkul davası üzerine verilen karar ileride davacının aleyhine kesinleşirse mahkeme,
derhal bu hükmün hulâsasını da tapu veya gemi sicili dairesine bildirir.
GAYRİMENKUL HAKKINDAKİ HÜKÜMDEN SONRA YEDİN TEBEDDÜLÜ
MADDE 29 - Hükmün tapu veya gemi sicili dairesine bildirilmesinden sonraki tebeddüllerin
icra muamelelerine tesiri olmaz. Hükümde gösterilen şey kimin elinde ise ondan alınıp
alacaklıya teslim olunur.
Şu kadar ki, o yer veya gemide bulunan üçüncü şahıs bu malı borçludan teslim almış olmayıp
onu doğrudan doğruya işgal etmekte bulunduğunu bildiren bir tapu veya gemi sicili kaydı
gösterirse mahkemeye müracaatla dava açması için kendisine yedi gün mühlet verilir. Bu
müddet içinde dava açılırsa icra geri bırakılır.
BİR İŞİN YAPILMASINA VEYA YAPILMAMASINA DAİR OLAN İLAMLAR
_____
Madde 30 un "Bir şeyin yapılmasına dair olan ilamlar" şeklinde olan başlığı,
30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı
Kanunun 9. maddesi hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 30 - Bir işin yapılmasına mütedair ilâm icra dairesine verilince icra müdürü 24 üncü
maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliği sureti ile borçluya ilâmda gösterilen müddet içinde
ve eğer müddet tayin edilmemişse işin mahiyetine göre başlama ve bitirme zamanlarını tayin
ederek işi yapmayı emreder.
Borçlu muayyen müddetlerde işe başlamaz veya bitirmez ve iş diğer bir kimse tarafından
yapılabilecek şeylerden olur ve alacaklı da isterse yapılması için lâzımgelen masraf icra
müdürü tarafından ehli vukufa takdir ettirilir. Bu masrafın ilerde hükme hacet kalmaksızın
borçludan tahsil olunup kendisine verilmek üzere ifasına alacaklı muvafakat ederse alınıp
hükmoulunan iş yaptırılır. Muvafakat etmezse ayrıca hükme hacet kalmadan borçlunun kâfi
miktarda malı haciz ile paraya çevrilerek o iş yaptırılır.
İlâm, bir işin yapılmamasına mütedair olduğu takdirde icra dairesi tarafından ilâmın hükmü
borçluya ayni müddetli bir emirle tebliğ olunur. Bu emirde ilâm hükmüne muhalefetin 343
üncü maddedeki cezayı müstelzim olduğu yazılır.
(Ek son fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.9) Bir işin yapılmasına veya yapılmamasına dair olan
ilam hükmü yerine getirildikten sonra borçlu, ilam hükmünü ortadan kaldıracak bir eylemde
bulunursa, mahkemeden ayrıca hüküm almaya gerek kalmadan, önceki ilam hükmü tekrar
zorla yerine getirilir.
İRTİFAK HAKLARİYLE GEMİ ÜZERİNDEKİ İNTİFA HAKLARINA MÜTEDAİR
İLAMLAR
MADDE 31 - (Değişik: 6763 - 29.6.1956) Bir irtifak hakkının veya gemi siciline kayıtlı olan
bir gemi üzerindeki intifa hakkının kaldırılmasına yahut böyle bir hakkın tahmiline mütedair
ilâm icra dairesine verilince icra müdürü 24 üncü maddede yazılı şekilde 7 günlük bir icra
emri gönderir. Borçlu muhalefet ederse ilâmın hükmü zorla icra olunur.
II- PARA VE TEMİNAT VERİLMESİ HAKKINDAKİ İLAMLARIN İCRASI
İCRA EMRİ VE MUHTEVASI
MADDE 32 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Para borcuna veya teminat verilmesine dair olan
ilâm icra dairesine verilince icra müdürü borçluya bir icra emri tebliğ eder. Bu emirde 24
üncü maddede yazılanlardan başka hükmolunan şeyin cinsi ve miktarı gösterilir ve nihayet
yedi gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez veya hükmolunan teminat
verilmezse tetkik merciinden veya temyiz yahut iadei muhakeme yolu ile ait olduğu
mahkemeden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmedikçe cebri icra yapılacağı ve
bu müddet içinde 74 üncü madde mucibince mal beyanında bulunması ve bulunmazsa
(Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.10) "hapis ile tazyik olunacağı, mal beyanında
bulunmaz veya" hakikata muhalif beyanda bulunursa hapis ile cezalandırılacağı ihtar edilir.
İCRANIN GERİ BIRAKILMASI
MADDE 33 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde
dilekçe ile icra tetkik merciine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa
edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya
usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya tetkik merciinde veya mahkeme
önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.
İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa, imhal, veya zamanaşımına
dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan
istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına
istinat ettirilmelidir.
Tetkik mercii, geri bırakılma talebini reddettiği takdirde borçlu ancak temyiz süresi içinde
alacağı karşılayacak nakit veya mercice kabul edilecek menkul rehin veya esham veya
tahvilât veya gayrimenkul rehni yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartiyle temyiz
yoluna gidebilir. Borçlunun yeter malı mahcuz ise veya borçlunun talebi üzerine temyiz süresi
içinde yeter malı haczedilmişse bu fıkrada yazılı teminatı göstermeye lüzum yoktur.
Borçlu olmadığı parayı ödemek mecburiyetinde kalan borçlunun 72 nci madde mucibince
istirdat davası açarak paranın geriye verilmesini istemek hakkı saklıdır.
İLAMIN ZAMANAŞIMINA UGRADIGI İDDİASI
MADDE 33a - (Ek: 538 - 18.2.1965) İlâmın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının
kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra tetkik mercii tarafından resmi vesikalara
müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir.
Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra
zamanaşımının vâki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava
açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilâmın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil
eder.
İcranın devamına karar verilmesi halinde 33 üncü maddenin son fıkrası burada da uygulanır.
III- MÜŞTEREK HÜKÜMLER
İCRANIN NEREDEN İSTENECEGİ
MADDE 34- İlâmların icrası her icra dairesinden talep olunabilir. Alacaklı ikametgâhını
değiştirirse takibin yeni ikametgâhı icra dairesine havalesini istiyebilir.
TAKİBİN BAŞLAMASI
MADDE 35 - Takip, ilâmın icra dairesine tevdii ile başlar. İstiyen alacaklıya kayıt numarasını
mübeyyin bedava ve pulsuz bir ilmühaber verilir.
İCRANIN GERİ BIRAKILMASI İÇİN VERİLECEK MÜHLET
MADDE 36 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İlâmı temyiz eden borçlu hükmolunan para veya
eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya
kıymetinde mercice kabul edilecek menkul rehin veya esham veya tahvilât veya gayrimenkul
rehin veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı
karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için Yargıtaydan karar alınmak üzere
icra müdürü tarafından kendisine münasip bir mühlet verilir. Bu mühlet ancak zaruret halinde
uzatılabilir.
Borçlu, Devlet veya adlî müzaherete nail bir kimse ise teminat göstermek mecburiyeti yoktur.
Ücreti ilgililer tarafından verilirse Yargıtayca icranın geri bırakılması hakkındaki karar icra
dairesine telgrafla bildirilir.
Nafaka hükümlerinde böyle bir mühlet verilemez.
Yargıtayca hüküm bozulduğu takdirde borçlunun müracaatı üzerine, bozmanın mahiyetine
göre teminatın geri verilip verilmiyeceğine mahkemece kesin olarak karar verilir.
Yargıtayca ilâmın onanması halinde alacaklının talebi üzerine, başkaca muameleye hacet
kalmaksızın teminata konu olan para alacaklıya ödenir, mal ve haklar ise, malın nev'ine göre
icra müdürlüğünce paraya çevrilir. İlâm alacaklısının teminat üzerinde rüçhan hakkı vardır.
HACİZ VEYA İFLAS İSTEMEK YETKİSİ
MADDE 37 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İcra emrinde yazılı müddet geçtiği halde borcunu
ödemeyenlerin malları haczolunur yahut borçlu iflâsa tâbi eşhastan olupta alacaklı isterse
yetkili ticaret mahkemesince iflâsına karar verilir.
İLAM MAHİYETİNİ HAİZ BELGELER
MADDE 38 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Mahkeme huzurunda yapılan sulhlar, kabuller ve
para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefaletnameleri ile icra
dairesindeki kefaletler,ilâmların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Bu maddedeki icra
kefaletleri müteselsil kefalet hükmündedir.
ZAMANAŞIMI
MADDE 39 - İlâma müstenit takip, son muamele üzerinden on sene geçmekle zamanaşımına
uğrar.
Noter senedine müstenit takip, senedin mahiyetine göre borçlar veya ticaret kanunlarında
muayyen olan zamanaşımlarına tâbidir.
İCRANIN İADESİ
MADDE 40 - Bir ilâmın nakzı icra muamelelerini olduğu yerde durdurur.
Bir ilâm hükmü icra edildikten sonra nakzedilipte aleyhinde icra yapılmış olan kimsenin hiç
veya o kadar borcu olmadığı kat'i bir ilâmla tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın
icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunur.
Ancak üçüncü şahısların hüsnüniyetle kazandıkları haklara halel gelmez.
UMUMİ HÜKÜMLER
MADDE 41 - Kanunun bu ikinci babında yazılı hükümlere mugayir olmıyan diğer hükümleri
ilâma müstenit takiplerde de cereyan eder.
ÜÇÜNCÜ BAP
İLAMSIZ TAKİP
I. TAKİBİN MUHTELİF TARZLARI
PARA BORCU VE TEMİNAT İÇİN TAKİP
MADDE 42 - Bir paranın ödenmesine veya bir teminatın verilmesine dair olan cebri icralar
takip talebi ile başlar ve haciz yolu ile veya rehnin paraya çevrilmesi yahut iflâs sureti ile
cereyan eder.
İFLASA TABİ ŞAHISLAR HAKKINDAKİ TAKİP
MADDE 43 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İflâs yolu ile takip, ancak Ticaret Kanunu gereğince
tacir sayılan veya tacirler hakkındaki hükümlere tabi bulunanlar ile özel kanunlarına göre tacir
olmadıkları halde iflâsa tabi bulundukları bildirilen hakiki veya hükmi şahıslar hakkında
yapılır. Şu kadar ki, alacaklı bu kimseler hakkında haciz yolu ile de takipte bulunabilir.
Bu yollardan birini seçen alacaklı bir defaya mahsus olmak üzere o yolu bırakıp harç
ödemeksizin diğerine yeni baştan müracaat edebilir.
TİCARETİ TERK EDENLER
MADDE 44 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Ticareti terk eden bir tacir 15 gün içinde keyfiyeti
kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve
adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecburdur. Keyfiyet ticaret sicili
memurluğunca ticaret sicili ilânlarının yayınlandığı gazetede ve alacaklıların bulunduğu
yerlerde de mûtat ve münasip vasıtalarla ilân olunur. İlân masraflarını ödemiyen tacir beyanda
bulunmamış sayılır.
Bu ilân tarihinden itibaren bir sene içinde, ticareti terk eden tacir hakkında iflâs yolu ile takip
yapılabilir.
Ticareti terk eden tacir, mal beyanının tevdii tarihinden itibaren iki ay müddetle haczi kabil
malları üzerinde tasarruf edemez.
Üçüncü şahısların zilyedlik ve tapu sicil hükümlerine dayanarak iyi niyetle elde ettiği haklar
saklıdır. Ancak karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren ikinci dereceye kadar (Bu
derece dahil) hısımlar, evlât edinenle evlâtlık arasındaki iktisaplarda iyi niyet iddiasında
bulunulamaz.
(Değişik 5. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.11) Mal beyanını alan merci, keyfiyeti tapu veya
gemi sicil daireleri ile Türk Patent Enstitüsüne bildirir. Bu bildiri üzerine sicile, temlik
hakkının iki ay süre ile tahdit edilmiş bulunduğu şerhi verilir. Keyfiyet ayrıca Türkiye
Bankalar Birliğine de bildirilir.
Bozulmaya maruz veya muhafazası külfetli olan veya tâyin edilen kanuni müddet içinde
değerinin düşmesi kuvvetle muhtemel bulunan mallar hakkında, tacirin talebi üzerine,
mahkemece icra müdürü marifetiyle ve bu Kanun hükümleri dairesinde bu malların
satılmasına ve bedelinin 9 uncu maddede yazılı bir bankaya depo edilmesine karar verilebilir.
REHİN VE İPOTEKLE TEMİN EDİLMİŞ ALACAKLAR
MADDE 45 - Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflâsa tabi şahıslardan olsa bile
alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu
ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflâs veya haciz yolu ile takip edebilir.
Poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki 167 nci madde hükmü mahfuzdur.
İpotekle temin edilmiş faiz ve senelik taksit alacaklarında alacaklının intihabına ve borçlunun
sıfatına göre, rehnin paraya çevrilmesi veya haciz yahut iflâs yollarına müracaat olunabilir.
(...) (Madde 45 in sonuna 27.5.1933 tarih ve 2228 sayılı kanunla eklenmiş olan fıkra,
29.6.1956 tarih ve 6763 sayılı kanunun 42. maddesiyle kaldırılmıştır.)
HACİZ YOLU İLE TAKİP
1 - UMUMİYETLE
MADDE 46 - Takip, diğer bütün hallerde haciz yolu ile yapılır. Borçlu tüccar sıfatını yeni
iktisap etmişse bundan evvel aleyhinde talep edilmiş hacizler iflâsına hükmolunmadıkça
eskisi gibi icra olunur.
2 - HUKUKU AMME BORÇLARI
MADDE 47 - Para cezasile diğer hukuku âmme borçlarının takibi hakkındaki kanunlar
hükmü mahfuzdur. Şu kadar ki, Devletin bir akitten veya haksız bir fiilden doğan alacakları
hakkında bu Kanunun hükümleri cereyan eder.
ZABIT VE MUSADERE EDİLEN EŞYANIN PARAYA ÇEVRİLMESİ
MADDE 48 - Devletin cezaî ve malî kanunları mucibince zabıt ve musadere edilmiş olan
şeylerin paraya çevrilmesi o kanunların hükümlerine göre yapılır.
KARŞILIGI ÖDÜNÇ VERENLER
MADDE 49 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Rehin karşılığı yapılan ödünç verme işlerinde
Medeni Kanun ile Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası ve Türkiye Emlâk Kredi Bankasının
özel kanunlarında paraya çevirmeye dair hükümleri saklıdır.
ll. SALAHİYET:
SALAHİYET VE İTİRAZLARI:
MADDE 50 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar
ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.
Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. Tetkik mercii tarafından önce yetki
meselesi tetkik ve kat'î surette karara raptolunur.
İki tetkik mercii arasında yetki noktasından ihtilâf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur.
III- TATİLLER VE TALİKLER
TATİLLER
1 - BÜTÜN BORÇLULAR HAKKINDA
MADDE 51 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Güneşin batmasından bir saat sonra ile güneşin
doğmasından bir saat önceye kadarki devrede (Gece vakti) ve tatil günlerinde takip
muameleleri yapılamaz. Ancak, gece iş görülen yerlerde gece vakti hasılât haczi mümkündür.
Tatil günlerinde haciz ve tebligat yapılabileceği gibi muhafaza tedbirleri de alınabilir.
Borçlunun mal kaçırdığı anlaşılırsa gece vakti dahi haciz yapılması caizdir.
Bir borçlu hakkında Kanunda gösterilen sebeplerden dolayı icra talik edilmiş veya konkordato
için mühlet verilmiş ise, o borçluya karşı takip muamelesi yapılamaz.
2 - BORÇLUNUN AİLESİNDEN BİRİNİN ÖLÜMÜ HALİNDE
MADDE 52 - Karısı yahut kocası ve kan ve sıhriyet itibarile usul veya füruundan birisi ölen
bir borçlu aleyhindeki takip, ölüm günü ile beraber üç gün için talik olunur.
3 - TEREKENİN BORÇLARINDA
MADDE 53 - Terekenin borçlarından dolayı ölüm günü ile beraber üç gün içinde takip geri
bırakılır. Mirasçı mirası kabul veya reddetmemişse bu hususta Kanunu Medenide muayyen
müddetler geçinceye kadar takip geri kalır.
İcra takibi sırasında borçlu öldüğünde tereke henüz taksim edilmemiş veya resmî tasfiyeye
tâbi tutulmamış yahut mirasçılar arasında aile şirketi tesis olunmamışsa borçlu hayatta olsaydı
hangi usul tatbik olunacak idi ise terekeye karşı ona göre takip devam eder.
Bu takibin mirasçıya karşı devam edebilmesi ancak rehinin paraya çevrilmesi veya haciz
yollarile kabildir.
4 - TUTUKLULUK VE HÜKÜMLÜLÜK HALİNDE
MADDE 54 - (Değişik: 538 - 19.2.1965) Mümessili olmıyan bir tutuklu veya hükümlü
aleyhine takipte, mümessil tâyini vesayet makamına ait olmadıkça, icra müdürü bir mümessil
tâyin etmesi için kendisine münasip bir mühlet verir ve takibi bu sürenin bitmesine bırakır. Bu
mühlet içinde temsilci tâyin edip icra dairesine bildirmiyen tutuklu veya hükümlü hakkında
takibe devam olunur.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir.
5 - ASKERLİK HALİNDE
MADDE 54a - (Ek: 538 - 18.2.1965.) Askerlik hizmetinin devamı müddetince erler, onbaşılar
ve kıta çavuşları (Uzman veya uzatmalı çavuş ve onbaşılar hariç) aleyhine takipte, icra
memuru, bir mümessil tayin etmesi için kendisine münasip bir mühlet verir ve takibi bu
sürenin bitmesine bırakır. Bu müddet içinde temsilci tayin edip icra dairesine bildirmiyenler
hakkında takibe devam olunur.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir.
6 - BORÇLUNUN AGIR HASTALIGI HALİNDE
MADDE 55 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Takip, borçlunun mümessil tâyin edemiyecek
derecede ağır hastalığı halinde muayyen bir zaman için icra müdürlüğünce tâlik olunabilir.
Ağır hastalığın resmî belge ile tahakkuku lâzımdır.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde hastalığın devamı sırasında da haciz yapılabilir.
TALİKIN MÜDDETLERİN CEREYANINA TESİRİ
MADDE 56 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Takip talikleri esnasında müddetlerin cereyanı
durmaz. Müddetin nihayeti bir talik gününe raslarsa müddet talikin bitiminden sonra bir gün
daha uzatılır.
IV- İCRA TEBLİGLERİ
İCRA TEBLİGLERİ
MADDE 57 - (Değişik: 538 - 18.2.1965.) İcraya ait tebliğlerde Tebligat Kanunu hükümleri
uygulanır. Ancak borçlu, kendilerine kanunen mümessil tayin olunması icabeden şahıslardan
ise icra müdürü kısa bir zamanda mümessil tâyin edilmesini ait olduğu makamdan ister.
Tebliğ, Medeni Kanunun 159 ve 396 ncı maddelerine göre mezun olanların meslek veya
sanatına müteallik muamelelerden doğmuş bir borca dair ise kendilerine yapılır.
V- TAKİP TALEBİ
TAKİP TALEBİ VE MUHTEVASI
MADDE 58 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Takip talebi icra müdürüne yazı ile veya sözlü
olarak yapılır.
Talepte şunlar gösterilir :
1. Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı, (Ek ibare: 4358 -
2.4.1998 / m.3 b) "vergi kimlik numarası" şöhret ve ikametgâhı; alacaklı yabancı memlekette
oturuyorsa Türkiye'de göstereceği ikametgâhı (İkametgâh gösteremezse icra dairesinin
bulunduğu yer ikametgâh sayılır);
2. Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, (Ek ibare: 4358 - 2.4.1998 / m.3 b)
"alacaklı tarafından biliniyorsa vergi kimlik numarası" şöhret ve ikametgâhı;
Bir terekeye karşı yapılan taleplerde kendilerine tebligat yapılacak mirasçıların adı, soyadı,
şöhret ve ikametgâhları;
3. (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.12) Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı
ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı
para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi;
4. Senet, senet yoksa borcun sebebi;
5. Takip yollarından hangisinin seçildiği;
Alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından
tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğin takip talebi anında icra dairesine tevdii
mecburidir.
Alacaklıya takip talebinde bulunduğuna ve vergi belgelere, talep ve takip masraflarına dair
bedava ve pulsuz bir makbuz verilir.
TAKİP MASRAFLARI
MADDE 59 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) Takip masrafları borçluya aittir. Alacaklı,
yapılmasını talep ettiği muamelenin masrafını ve ayrıca takip talebinde bulunurken borçlunun
62 nci maddeye göre yapabileceği itirazın kendisine tebliğ masrafını da avans olarak peşinen
öder.
Alacaklı ilk ödenen paradan masraflarını alabilir.
VI- ÖDEME EMRİ VE İTİRAZ
1- ÖDEME EMRİ VE MUHTEVASI
MADDE 60 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Takip talebi üzerine icra dairesi bir ödeme emri
yazar.
Emir :
1. 58 inci maddeye göre takip talebine yazılması lâzım gelen kayıtları,
2. Borcun ve masrafların yedi gün içinde ödenmesi, borç teminat verilmesi mükellefiyeti ise
teminatın bu süre içinde gösterilmesi ihtarını,
3. Takibin dayandığı senet altındaki imza kendisine ait değilse yine bu yedi gün içinde bu
cihetin ayrıca ve açıkça bildirilmesi; aksi halde icra takibinde senedin kendisinden sâdır
sayılacağı,
Senet altındaki imzayı reddettiği takdirde merci önünde yapılacak duruşmada hazır
bulunması; buna uymazsa vâkı itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verileceği,
Borcun tamamına veya bir kısmına, yahut alacaklının takibat icrası hakkına dair bir itirazı
varsa bunu da aynı süre içinde beyan etmesi, İhtarını,
4. Senet veya borca itirazını bildirmediği takdirde yukarda yazılı yedi günlük süre içinde 74
üncü maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik olunacağı; mal
beyanında bulunmaz veya hakikata aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı
ihtarını,
5. Borç ödenmez veya itiraz olunmazsa cebrî icraya devam edileceği beyanını, ihtiva eder.
Ödeme emri iki nüsha olarak düzenlenir. Bir nüshası borçluya gönderilir, diğeri icra
dosyasına konulur. Alacaklı isterse kendisine ayrıca tasdikli bir nüsha verilir. Nüshalar
arasında fark bulunduğu takdirde borçludaki muteber sayılır.
Alacaklıya verilen nüsha hiçbir resim ve harca tabi değildir.
2 - ÖDEME EMRİNİN TEBLİGİ
MADDE 61 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Ödeme emri borçluya takip talebinden itibaren
nihayet 3 gün içinde tebliğe gönderilir. Takip belgeye dayanıyorsa, belgenin tasdikli bir
örneği ödeme emrine bağlanır.
Müşterek borçlular aynı zamanda takip ediliyorlarsa hepsinin veya bir kısmının bir mümessil
tarafından temsil edilmeleri hali müstesna olmak üzere her birine ayrı ayrı ödeme emri tebliğ
edilmek lâzımdır.
Bir borçlu hakkında aynı günde birden ziyade takip talebi varsa icra dairesi bunların ödeme
emirlerini aynı zamanda tebliğe gönderir.
Kanunen eklenmesi gereken müddetler saklıdır.
Borçlu hakkında bir icra dairesinde ayrı ayrı günlerde birden ziyade takip talebinde
bulunulmuş ise bunlardan hiçbirinde kendisinden daha eski olan talepten önce ödeme emri
tebliğe gönderilemez.
İTİRAZ
1 - SÜRESİ VE ŞEKLİ
MADDE 62 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin
tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine
bildirmeye mecburdur. (Değişik 2. cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.13) İtiraz, takibi yapan icra
dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte
alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen
sorumludur.
(Değişik 2. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.13) Takibe itiraz edildiği, 59 uncu maddeye göre
alacaklının yatırdığı avanstan karşılanmak suretiyle üç gün içinde bir muhtıra ile alacaklıya
tebliğ edilir.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.13) Borçlu veya vekili, dava ve takip işlemlerine esas olmak
üzere borçluya ait yurt içinde bir adresi itirazla birlikte bildirmek zorundadır. Adresini
değiştiren borçlu yurt içinde yeni adres bildirmediği ve tebliğ memurunca yurt içinde yeni
adresi tespit edilemediği takdirde, takip talebinde gösterilen adrese çıkarılacak tebligat
borçlunun kendisine yapılmış sayılır.
_____
Madde 62 ye 2. fıkradan sonra gelmek üzere yukarıdaki fıkra, 30.7.2003 tarih ve
25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 13. maddesi
hükmü gereğince eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
_____
Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi
lâzımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır.
(...) (Madde 62 nin 4. fıkrası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.' de yayımlanan,
17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 103. maddesi hükmü gereğince yürürlükten
kaldırılmıştır.)
Borçlu takibin müstenidi olan senet altındaki imzayı reddediyorsa, bunu itirazında ayrıca ve
açıkça beyan etmelidir. Aksi takdirde icra takibi yönünden senetteki imzayı kabul etmiş
sayılır.
Borçluya, itiraz eylediğine dair bedava ve pulsuz bir belge verilir.
2 - İTİRAZ SEBEPLERİ
MADDE 63.- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.14) İtiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması
duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini
değiştiremez ve genişletemez.
3 - ALACAKLIYA VERİLECEK NÜSHA
MADDE 64 -(Değişik: 3890 - 3.7.1940) İtiraz, alacaklıya mahsus ödeme emri nüshasına
kaydedilir. İtiraz vâki olmazsa bu husus dahi işaret olunur.
Bu nüsha itirazdan sonra veya itiraz müddetinin bitmesi üzerine alacaklıya verilir.
4 - GECİKMİŞ İTİRAZ
MADDE 65 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu kusuru olmaksızın bir mâni sebebiyle
müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir.
Ancak borçlu, mâniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle
birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve mütaakip fıkra için yapılacak
duruşmaya taallûk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur.
İtiraz üzerine tetkik mercii ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hâdisenin özelliklerine
göre takibin tatilini tensip edebilir. Merci, tetkikatını evrak üzerinde yapar. Lüzumu halinde
iki tarafı hemen davetle mazeretin kabule şayan olup olmadığına karar verir. Duruşmaya karar
verilmemesi halinde borçludan alınan masraflar kendisine iade olunur.
Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celsede alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü
olarak da istiyebilir. Bu takdirde tahkikata devam olunarak gerekli karar verilir.
Daha önce borçlunun mallarına haciz konulmuşsa mazeretin kabulü kararının tefhim veya
tebliği tarihinden itibaren alacaklı yedi gün içinde, merciden itirazın kaldırılmasını istemez
veya aynı süre içinde 67 nci maddeye göre mahkemeye başvurmazsa haciz kalkar.
5 - İTİRAZIN HÜKMÜ
MADDE 66 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz
müddetinde değilse, alacaklının talebi üzerine, icra müdürü takip muamelelerine alacağın
tamamı için devam eder. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa takibe, kabul
ettiği miktar için devam olunur.
Borçlu itirazında imzayı reddetmişse alacaklı derhal icra dairesinden tatbika medar imzaların
celbini isteyebilir.
6- İTİRAZIN HÜKÜMDEN DÜŞÜRÜLMESİ:
A) İTİRAZIN İPTALİ:
_____
Madde 67 nin başlığı ve üst başlığı, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de
yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 15. maddesi hükmü gereğince
değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 67 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.15) Takip
talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye
başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava
edebilir.
(Değişik 2. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar
verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine
iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan
meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin
sübutuna bağlıdır.
(...) (Madde 67 nin 4. fıkrası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.' de yayımlanan,
17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 103. maddesi hükmü gereğince yürürlükten
kaldırılmıştır.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde
alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
B) İTİRAZIN KESİN OLARAK KALDIRILMASIı:
_____
Madde 68 in "b) İtirazın kesin olarak kaldırılması suretiyle" şeklinde olan başlığı,
30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı
Kanunun 16. maddesi hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 68 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.16)
Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç
ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve
usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliği
tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın
kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz.
Borçlu itirazını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse tetkik mercii itirazın
kaldırılmasına karar verir.
İtiraz birinci fıkrada gösterilen senet veya makbuz yahut belgeye müstenit ise itirazın
kaldırılması talebi reddolunur.
Borçlu murisine ait bir alacak için takibedilmekte olup da, terekenin borca batık olduğunu
ileri sürerse bu hususta ilâm getirmesi için kendisine münasip bir mühlet verilir. Bunun
dışında itirazın kaldırılması talebinin kabul veya reddi için ileri sürülen iddia ve savunmalar
bekletici mesele yapılamaz.
(Değişik 5. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Borçlunun gösterdiği belge altındaki imza alacaklı
tarafından inkâr edilirse hâkim, 68/a maddesinde yazılı usule göre yaptığı inceleme
neticesinde imzanın alacaklıya ait olduğuna kanaat getirdiği takdirde alacaklının itirazın
kaldırılması talebini reddeder ve alacaklıyı sözü edilen belgenin taalluk ettiği değer veya
miktarın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm eder. Alacaklı genel mahkemede dava
açarsa bu para cezasının infazı dava sonuna kadar tehir olunur ve alacaklı bu davada alacağını
ve imzanın kendisine ait olmadığını ispat ederse bu ceza kalkar.
Alacaklı duruşmada bizzat bulunmayıp da imza vekili tarafından reddolunduğutakdirde vekil
mütaakıp oturumda müvekkilini imza tatbikatı için hazır bulundurmaya veya masraflarını
vererek davetiye tebliğ etttirmeye mecburdur. Kabule değer mazereti olmadan gelmiyen
alacaklı borçlunun dayandığı belgede yazılı miktar hakkındaki itirazın kaldırılması talebinden
vazgeçmiş sayılır.
(Ek fıkra: 3222 - 6.6.1985) (Değişik: 3494 - 9.11.1988) (Değişik ilk cümle: 4949 - 17.7.2003
/ m.16) İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin
aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde kırktan aşağı
olmamak üzere tazminata mahkum edilir. Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa, yahut
alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar
tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan tazminat
kalkar.
C) İTİRAZIN GEÇİCİ OLARAK KALDIRILMASI
_____
Madde 68/a nın "İtirazın muvakkaten kaldırılması suretiyle" şeklinde olan başlığı,
30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı
Kanunun 17. maddesi hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 68a - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.17)
Takibin dayandığı senet hususi olup, imza itiraz sırasında borçlu tarafından reddedilmişse,
alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın geçici olarak
kaldırılmasını isteyebilir. Bu halde icra hakimi iki taraftan izahat alır.
Senet altındaki imzayı reddeden borçlu takibi yapan icra dairesinin yetki çevresi içinde ise,
itirazın kaldırılması için merci önünde yapılacak duruşmada, mazeretini daha önce bildirip
tevsik etmediği takdirde, bizzat bulunmaya mecburdur. İcra dairesinin yetki çevresi dışında
ödeme emri tebliğ edilen borçlu, istinabe yolu ile isticvabına karar verilmesi halinde, aynı
mecburiyete tabidir.
Tatbika medar imza mevcutsa bununla, yoksa borçluya yazdıracağı yazı ve attıracağı imza ile
yapılacak mukayese ve incelemelerden veya diğer delil ve karinelerden merci, reddedilen
imzanın borçluya aidiyetine kanaat getirirse itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verir.
Hâkim lüzum görürse oturumun bir defadan fazla talikine meydan vermiyecek surette,
bilirkişi incelemesi de yaptırabilir.
İmza tatbikında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bilirkişiye ait hükümleri ile 309
uncu maddesinin 2 nci, 3 üncü ve 4 üncü fıkraları ve 310, 311 ve 312 inci maddeleri
hükümleri uygulanır.
(Değişik 5. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Yapılacak duruşmada yukarıda yazılı mazerete
dayanmaksızın, borçlunun hazır bulunmaması halinde mercice başka bir cihet tetkik
edilmeksizin itirazın muvakkaten kaldırılmasına ve borçlunun sözü edilen senede dayanan
takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûmiyetine karar verilir.
Duruşmaya gelmeyen borçlunun itirazının muvakkaten kaldırılmasına ve hakkında para
cezasına karar verilebilmesi için keyfiyetin davetiyeye yazılması şarttır.
(Değişik 6. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Merci hakimi, imzanın borçluya aidiyetine karar verdiği
takdirde borçluyu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde onu oranında para
cezasına mahkum eder. Borçlu, borçtan kurtulma, menfi tespit veya istirdat davası açarsa, bu
para cezasının infazı dava sonuna kadar tehir olunur ve borçlu açtığı davayı kazanırsa bu ceza
kalkar.
Borçlu inkâr ettiği imzayı, itirazın kaldırılması duruşmasında ve en geç alacaklının senedin
aslını ibraz ettiği celsede kabul ederse, hakkında para cezası hükmolunmaz ve kendisine
yargılama giderleri yükletilmez. Şu kadar ki, kötü niyetle takibe sebebiyet veren borçlu
yargılama giderleri ile mülzem olur. Senedin aslı takip talebi anında icra dairesine tevdi
edilmiş ise, icra dairesinin yetki çevresi içinde ödeme emri tebliğ edilen borçlu hakkında bu
fıkra hükmü uygulanmaz.
(Ek fıkra: 3222 - 6.6.1985) İtirazın muvakkaten kaldırılması talebinin kabulü halinde borçlu,
bu talebin reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde kırktan aşağı olmamak
üzere tazminata mahkûm edilir. Borçlu, borçtan kurtulma, menfi tespit veya istirdat davası
açarsa, yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa hükmolunan tazminatın tahsili dava
sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan
tazminat kalkar.
BORÇLU CARİ HESAP VEYA KISA, ORTA, UZUN VADELİ KREDİ ŞEKLİNDE
İŞLEYEN KREDİLERDE İTİRAZIN KESİN OLARAK KALDIRILMASI
MADDE 68b - (Ek: 3494 - 9.11.1988) Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi
şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi
sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya
kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden
onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. (Değişik son
cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.18) Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir
adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni
adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi
sayılır.
Süresi içinde (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.18) "gönderilen" hesap özetinin
muhtevasına, alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf, hesap
özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir.
Kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile (Ek ibare:
4949 - 17.7.2003 / m.18) "ihtarnameler ve" krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun
düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar bu Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasında
belirtilen belgelerden sayılırlar. Krediyi kullanan taraf, itiraz etmediği hesap özetinin
dayandığı belgelerde kendisine izafe edilen imzayı kabul etmiş sayılır. Bu hüküm bu Kanunun
150/a maddesinin söz konusu olduğu hallerde de aynen uygulanır.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.18) Krediyi kullanan tarafın kredi hesabının kesilmesine
veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarname içeriğine itiraz etmiş olması, kredi hesabının
kesilmesi ve borcun ödenmesine ilişkin ihtarnameden önce tebliğ edilen ve itiraz edilmeyerek
kesinleşmiş bulunan faiz tahakkuk dönemlerine ilişkin hesap özetlerinin muhtevasına itiraz
edilmemiş olmasının sonuçlarını ortadan kaldırmaz. Bu durumda, önceki dönemlere ilişkin
kesinleşmiş hesap özetleri hakkında ikinci fıkra hükümleri uygulanır.
İTİRAZIN MUVAKKATEN KALDIRILMASININ HÜKÜMLERİ
MADDE 69 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İtirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verilir ve
ödeme emrindeki müddet geçmiş bulunursa alacaklının talebi ile borçlunun malları üzerine
muvakkat haciz konur.
İtirazın muvakkaten kaldırılması kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde
borçlu, takibin yapıldığı mahal veya alacaklının ikametgâhı mahkemesinde borçtan kurtulma
davası açabilir. Bu davanın dinlenebilmesi için borçlunun dava konusu alacağın yüzde 15 ini
ilk duruşma gününe kadar mahkeme veznesine nakden depo etmesi veya mahkemece kabul
edilecek aynı değerde esham ve tahvilât veya banka teminat mektubu tevdi etmesi şarttır.
Aksi takdirde dava reddolunur.
Borçlu yukarda yazılı müddet içinde dava etmez veya davası reddolunursa itirazın
kaldırılması kararı ve varsa muvakkat haciz kesinleşir.
Davanın reddi hakkındaki kararı temyiz eden borçlu, ayrıca 36 ncı madde hükümlerini yerine
getirmek şartiyle, icra dairesinden mühlet istiyebilir.
(Değişik 5. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Borçtan kurtulma davasında haksız çıkan taraf, dava veya
hükmolunan şeyin yüzde kırkından aşağı olmamak üzere münasip bir tazminatla mahkûm
edilir.
KARAR VE MÜDDET
MADDE 70- (Değişik: 538 - 18.2.1965) Tetkik mercii, itirazın kaldırılması hakkındaki talep
üzerine iki tarafı davet eder ve 18 inci madde hükmüne göre kararını verir.
MERCİİN KARARİYLE TAKİBİN TALİK VEYA İPTALİ
MADDE 71- (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede
borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden
tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, tâkibin iptal veya talikini her
zaman tetkik merciinden istiyebilir.
Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcu zaman aşımına uğradığını ileri
sürecek olursa, 33a maddesi hükmü kıyasen uygulanır.
MENFİ TESPİT VE İSTİRDAT DAVALARI
MADDE 72- (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında
borçlu bulunmadığını isbat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın
yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin
durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin
durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve
alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında,
mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini
istiyebilir.
(Değişik 4. fıkra: 3494 -9.11.1988) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı
kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyatî tedbir dolayısıyla alacağını
geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar
aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde kırktan aşağı tayin
edilemez.
(Değişik 5. fıkra: 3494 -9.11.1988) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur.
İlâmın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen
veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin
haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı
zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip
konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya
istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı
tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi
hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde
açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında
yalnız paranın verilmesi lâzım gelmediğini ispata mecburdur.
HUSUSİ HÜKÜMLER
MADDE 73 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Rehnin paraya çevrilmesi yoliyle takipteki ödeme
emirleri için 146,147,149b, 150, 150a; iflâs yoliyle âdi takipteki ödeme emirleri için 155 ve
156 ve kambiyo senetleri hakkındaki hususi takip usullerindeki ödeme emirleri için 168 ilâ
170 ve 171 ve 172 nci maddelerdeki hususi hükümler uygulanır.
DÖRDÜNCÜ BAP
(19/6/1932 gün ve 2128 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.)
Sponsorlu Bağlantılar
Kabul Tarihi: 9 Haziran 1932
Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 19 Haziran 1932 - Sayı: 2128
3.t.Düstur, c.13 - s.426
_____
Kanun içersinde yer alan, 9.11.1988 tarih ve 3494 sayılı Kanunun 62. maddesi
hükmü gereğince eklenen Geçici Madde 2 hükmü gereğince, icra memuru unvanı "icra
müdürü", icra memur yardımcısı unvanı "icra müdür yardımcısı", iflas memuru
unvanı "iflas müdürü" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
BİRİNCİ BAP
TEŞKİLAT VE MUHTELİF HÜKÜMLER
İCRA DAİRELERİ VE MEMURLARI
MADDE 1 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri
kadar icra dairesi bulunur.
Her icra dairesinde Adalet Bakanlığınca atanacak bir icra müdürü ile yeteri kadar yardımcı ve
mahallince atanacak kâtip, mübaşir ve sair müstahdemler bulundurulur.
Ayrıca icra müdürü olmayan yerlerde bu vazife mahkeme yazı işleri müdürleri tarafından
görülür.
Adalet teşkilâtı sulh mahkemesinden ibaret bulunan yerlerde Adalet Bakanlığı bu
mahkemelere görmeye yetkili olduğu işlerde icra yetkisini verebilir. Bu takdirde icra
müdürüne ait görev ve yetkiler mahkeme yazı işleri müdürleri, yokluğu halinde zabıt kâtibi
tarafından yerine getirilir.
Birden ziyade asliye mahkemesi olan yerlerde Adalet Bakanlığı icra dairelerini bir arada
bulundurmaya ve aynı tetkik merciine bağlamaya yetkilidir.
İFLAS DAİRELERİ
MADDE 2 - Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde lüzumu kadar iflâs dairesi bulunur.
Birinci madde hükmü iflâs daireleri hakkında da caridir.
İCRA VE İFLAS DAİRELERİNİN BİRLEŞTİRİLMESİ
MADDE 3 - İcra ve iflâs işleri bir dairede birleştirilebilir.
TETKİK MERCİİ
MADDE 4 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.1) İcra ve
iflas dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikayetlerle itirazların incelenmesi icra tetkik
mercii hakimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hakim tarafından
yapılır. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun
olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca icra tetkik merciinin birden fazla dairesi kurulabilir.
Bu durumda icra tetkik mercii daireleri numaralandırılır. İcra tetkik merciinin birden fazla
dairesi bulunan yerlerde iş dağılımı ve buna ilişkin esaslar, Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunca belirlenir. Her icra tetkik mercii hakimi, kendisine Adli Yargı Adalet Komisyonu
Başkanlığınca dönüşümlü olarak bağlanan icra ve iflas dairelerinin muamelelerine yönelik
şikayetleri ve itirazları inceler, bu dairelerin gözetim ve denetimlerini yapar, idari işlerine
bakar.
İcra yetkisini haiz sulh mahkemelerinin muamelelerine karşı vukubulacak şikâyet ve
itirazların tetkik mercii o mahkemenin hâkimidir.
SORUMLULUK
MADDE 5 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985.) İcra ve İflâs Dairesi görevlilerinin kusurlarından
doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana
gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye
mahkemelerinde bakılır.
ZİMMET
MADDE 6 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985.) İcra dairesine tevdi veya bu dairece tahsil olunan
veya muhafaza altına alınan paraların, ilgili memur tarafından zimmete geçirilmesi halinde,
zimmete geçirilen miktar, cezai takibat sonucu beklenmeden ve tazmin yolunda bir hükme
hacet kalmaksızın hazine tarafından derhal icra veznesine yatırılır. Devletin asıl sorumlulara
rücu hakkı saklıdır.
ZARAR VE ZİYAN DAVASININ ZAMANAŞIMI
MADDE 7 - Zarar ve ziyan davası, mutazarrır olan tarafın zararı öğrendiği günden bir sene ve
her halde zarar ve ziyanı mucip fiilin vukuundan on sene geçmesi ile zamanaşımına uğrar.
Şu kadar ki zarar ve ziyan cezayı mucip bir fiilin neticesi olupta ceza kanunları bu fiili daha
uzun bir müddetle zamanaşımına tâbi tutmakta ise hukuk davasında da ceza zamanaşımı cari
olur.
TUTANAKLAR
MADDE 8 - (Değişik: 538 - 18.2.1965.) İcra ve iflâs daireleri yaptıkları muamelelerle
kendilerine vâki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve
beyanların altları ilgililer ve icra müdürü veya yardımcısı veya kâtibi tarafından imzalanır.
İlgililer bu tutanakları görebilir ve bunların örneğini alabilir.
İcra ve İflâs dairelerinin tutanakları, hilâfı sabit oluncaya kadar muteberdir.
PARA VE DEGERLİ EŞYANIN TEVDİİ
MADDE 9 - (Değişik: 4301 - 6.8.1997) İcra ve iflas daireleri aldıkları paraları ve kıymetli
evrak ve değerli şeyleri, nihayet ertesi iş günü çalışma saati sonuna kadar Adalet Bakanlığınca
uygun görülen bankalardaki hesaplarına yatırmaya, banka bulunmayan yerlerde icra veya
mahkeme kasalarında muhafazaya, kasa bulunmayan yerlerde ise mal sandıklarına bırakmaya
mecburdurlar.
İŞ GÖRMEKTEN MEMNUİYET
MADDE 10 - (Değişik:538 - 18.2.1965.) İcra ve iflâs işlerine bakan memur ve müstahdemler
:
1. Kendisinin,
2. Karı veya kocasının, nişanlısının yahut kan ve sıhri usul ve füruunun veya üçüncü derece
dâhil olmak üzere bu dereceye kadar olan kan ve sıhri civar hısımlarının,
3. Kanuni mümessilli veya vekili yahut müstahdemi bulunduğu bir şahsın,
Menfaati olan işleri göremeyip derhal tetkik merciine haber vermeye mecburdur. Tetkik
mercii müracaatı yerinde görürse o işi diğer bir memura, bulunmıyan yerlerde kâtiplerinden
birine verir.
İCRA HAKİMİ VE YARDIMCILARININ REDDİ
MADDE 10a - (Ek: 538 - 18.2.1965.) İcra hâkimi veya yardımcıları reddedildiği takdirde
Hukuk Üsulü Muhakemeleri Kanunundaki hükümler uygulanır. Ret talebinde bulunan
dilekçesinde ret sebeplerini delilleri ile birlikte bildirmek zorundadır.
Ret talebinin reddi hakkındaki kararın temyizi, icra hâkiminin işe bakıp karar vermesine mâni
değildir. Ret talebinin reddi hakkındaki kararın bozulması halinde reddedilen hâkimin verdiği
kararın yerine getirilmesi geri bırakılır. Bozma kararına uyularak ret talebi kesin surette kabul
edilirse karar kaldırılır. 40 ıncı madde hükümleri kıyasen uygulanır.
MEMNU İŞLER
MADDE 11 - Tetkik vazifesini gören hâkimler ve icra ve iflâs müdür ve müstahdemleri,
dairelerince takip edilmekte olan bir alacak veya satılmakta bulunan bir şey hakkında kiminle
olursa olsun kendileri veya başkaları hesaplarına bir akit yapamazlar. Yaparlarsa
hükümsüzdür.
İCRA DAİRESİNE ÖDEME
MADDE 12 - (Değişik: 538 - 18.2.1965)İcra dairesi, takibedilmekte olan bir para alacağına
mahsuben borçlu veya üçüncü şahıs tarafından ödenen paraları kabule mecburdur. Bununla
borçlu bu miktar borcundan kurtulur.
GÖZETİM VE DENETİM
MADDE 13 - (Ek: 3222 - 6.6.1985.) (Değişik 1. cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.2) İcra ve iflas
daireleri, 4 üncü maddedeki esaslara göre tetkik mercii hakiminin daimi gözetimi ve denetimi
altındadır. Bu daireler Cumhuriyet savcıları ve adalet müfettişleri vasıtası ile denetime tabi
tutulur. Cumhuriyet savcıları bu daireleri yılda en az bir defa denetlerler.
İcra ve iflâs müdür ve yardımcılarının disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerinden dolayı,
haklarında Devlet Memurları Kanununun disiplin cezalarına ilişkin hükümleri uygulanır.
BİRİNCİ TEFTİŞ
MADDE 13a - (Ek: 538 - 18.2.1965.) 13 üncü maddeye göre Cumhuriyet savcılarınca ilk defa
yapılacak teftişin, geçen bir yıllık işlemlere şâmil olmak üzere her sene Ocak ayı içinde
yapılması ve düzenlenecek raporların birer örneğinin icra ve iflâs dairesi ile Cumhuriyet
savcılığında saklanması, diğer örneğinin ise en geç o ayın sonunda Adalet Bakanlığına
gönderilmesi gereklidir.
Teftişlerin yapılması, savcılıkların açık olması hallerinde bunun kimler tarafından yerine
getirileceği ve teftiş raporlarının nasıl düzenleneceği yönetmelikte belirtilir.
TÜZÜK, YÖNETMELİK VE YARGITAY KARARLARI
MADDE 14 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Bu Kanunun uygulama şekli tüzükle, icra ve iflâs
daireleri ile tetkik mercilerinde tutulacak defterlerle dosyaların ve diğer basılı kâğıtların
düzenlenme şekilleri Adalet Bakanlığınca hazırlanacak yönetmelikte tâyin ve tesbit olunur.
(...) (Madde 14 ün 2. fıkrası, 6.6.1985 tarih ve 3222 sayılı Kanunun 47. maddesinin (a) bendi
hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.3) Yargıtay, icra ve iflas işlerine ait kararların tamamını
düzenli olarak yayımlar. Buna ilişkin esaslar Yargıtay tarafından yönetmelikle düzenlenir.
HARÇLAR
MADDE 15 -(Değişik: 3890 - 3.7.1940) İcra ve iflâs harçlarını kanun tayin eder. Kanunda
hilâfı yazılı değilse, bütün harç ve masraflar borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve
takibe hacet kalmaksızın tahsil olunur.
İcra takiplerinde, müzahereti adliye kararları takibe yetkili icra tetkik mercii tarafından Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanununun 465 ve müteakip maddelerine tevkifan ittihaz olunur.
ŞİKAYET VE ŞARTLARI
MADDE 16 -(Değişik: 3890 - 3.7.1940) Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar
müstesna olmak üzere icra ve iflâs dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif
olmasından veya hâdiseye uygun bulunmamasından dolayı tetkik merciine şikâyet olunabilir.
Şikâyet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.
Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her
zaman şikâyet olunabilir.
ŞİKAYET ÜZERİNE YAPILACAK MUAMELELER
MADDE 17 - Şikâyet tetkik merciince kabul edilirse, şikâyet olunan muamele ya bozulur,
yahut düzeltilir.
Memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası emrolunur.
YARGILAMA USULLERİ
MADDE 18 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Tetkik merciine arzedilen hususlarda basit
yargılama usulü uygulanır.
Şu kadar ki, talep ve cevaplar dilekçe ile olabileceği gibi tetkik merciine ifade zaptettirmek
suretiyle de olur.
(Değişik 3. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.4) Aksine hüküm bulunmayan hallerde tetkik mercii,
şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına
gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en
kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir. Duruşma yapılmayan
işlerde tetkik mercii, işin kendisine geldiği tarihten itibaren en geç on gün içinde kararını
verir. Duruşmalar, ancak zorunluluk halinde ve otuz günü geçmemek üzere ertelenebilir.
MÜDDETLER
BAŞLAMASI VE BİTMESİ
MADDE 19 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Gün olarak tâyin olunan müddetlerde ilk gün hesaba
katılmaz.
Ay veya sene olarak tâyin olunan müddetler ayın veya senenin kaçıncı günü işlemeye
başlamış ise biteceği ay veya senenin aynı gününde ve müddetin biteceği ayın sonunda böyle
bir gün yoksa ayın son gününde biter.
Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takibeden günde
biter.
Müddet, son günün tatil saatinde bitmiş sayılır.
MÜDDETLERİN DEGİŞTİRİLMEMESİ
MADDE 20 - Bu Kanunun tayin eylediği müddetleri değiştiren bütün mukaveleler
hükümsüzdür. Ancak herhangi bir müddetin geçmesinden istifade hakkı olan borçlu bu
hakkından vazgeçebilir. Bu vazgeçme üçüncü şahıslara tesir etmez.
İCRA TEBLİGLERİ
MADDE 21 -(Değişik: 538 - 18.2.1965) İcra dairelerince yapılacak tebliğler yazı ile ve
Tebligat Kanunu hükümlerine göre olur. Bu tebliğler makbuz karşılığında doğrudan doğruya
tevdi suretiyle de yapılabilir.
İlâmda ve 38 inci maddeye göre ilâm hükmünde sayılan belgelerle ipotek senedinde yazılı
olan adresi değiştiren alacaklı veya borçlu; keyfiyeti birbirlerine noter vasıtasiyle bildirmiş
olmadıkça, tebligat aynı adrese yapılır ve bu adreste bulunmadığı takdirde Tebligat
Kanununun 35 inci maddesi uygulanır.
Adres değişikliği, yukarıdaki fıkra gereğince alacaklı veya borçlu tarafından diğer tarafa
tebliğ olunduğu halde eski adrese tebligat yaptırarak Tebligat Kanununun 35 inci
maddesinden faydalanmış olan taraf bu suretle diğer tarafa verdiği bütün zararları yüzde 15
fazlasiyle ödemeye mecbur olduğu gibi hakkında 343 üncü maddedeki ceza da uygulanır.
İCRANIN DURDURULMASI
MADDE 22 - Şikâyet, tetkik merciince karar verilmedikçe icrayı durdurmaz.
KANUNDAKİ ISTILAHLAR
MADDE 23 - (Değişik: 6763 - 29.6.1956) Bu Kanunun tatbikinde :
(İpotek) tâbiri ipotekleri, ipotekli borç senetlerini, irat senetlerini, gemi ipoteklerini, eski
hukuk hükümlerine göre tesis edilmiş gayrimenkul rehinlerini, gayrimenkul
mükellefiyetlerini, bâzı gayrimenkuller üzerindeki hususi imtiyazları ve gayrimenkul
teferruatı üzerine rehin muamelelerini,
(Değişik 2. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.5) (Taşınır rehni) tabiri, teslime bağlı rehinleri, Türk
Medeni Kanununun 940 ıncı maddesinde öngörülen rehinleri, ticari işletme rehnini, hapis
hakkını, alacak ve sair haklar üzerindeki rehinleri,
Sadece (rehin) tâbiri, (ipotek) ve (menkul rehni) tâbirlerine giren bütün menkul ve
gayrimenkul rehinlerini ihtiva eder.
(Gayrimenkul) tâbiri, gemi siciline kayıtlı olan gemilere de şâmildir.
Diğer gemiler bu Kanun hükmünce menkul sayılır.
İKİNCİ BAP
İLAMLARIN İCRASI
I. PARA VE TEMİNATTAN BAŞKA BORÇLAR HAKKINDA İLAMLARIN İCRASI
MENKUL TESLİMİ
MADDE 24 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Bir menkulün teslimine dair olan ilâm icra dairesine
verilince icra müdürü bir icra emri tebliği suretiyle borçluya yedi gün içinde o şeyin teslimini
emreder.
İcra emrinde; alacaklı ve borçlunun ve varsa mümessillerinin adları ve soyadları ile şöhret ve
ikametgâhları, hükmü veren mahkemenin ismi ve hükmolunan şeyin neden ibaret olduğu,
ilâmın tarih ve numarası ve tetkik merciinden veya temyiz yahut iadei muhakeme yoliyle ait
olduğu mahkemeden icranın geri bırakılması hakkında bir karar getirilmedikçe cebrî icraya
devam olunacağı yazılır.
Borçlu, bu emri hiç tutmaz veya eksik bırakır ve hükmolunan menkul veya misli yedinde
bulunursa elinden zorla alınıp alacaklıya verilir.
Yedinde bulunmazsa ilâmda yazılı değeri alınır. Vermezse ayrıca icra emri tebliğine hacet
kalmaksızın haciz yoliyle tahsil olunur. Menkul malın değeri, ilâmda yazılı olmadığı veya
ihtilâflı bulunduğu takdirde, icra müdürü tarafından (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.6)
"haczin yapıldığı tarihteki" rayice göre takdir olunur.
Hükmolunan menkulün değeri, borsa veya ticaret odalarından, olmıyan yerlerde icra müdürü
tarafından seçilecek bilirkişiden sorulup alınacak cevaba göre tâyin edilir.
İlgililerin bu hususta tetkik merciine şikâyet hakları vardır.
26 ncı maddenin 3 ve 4 üncü fıkraları gemi siciline kayıtlı olmıyan gemiler hakkında da
uygulanır.
ÇOCUK TESLİMİ
MADDE 25 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Çocuk teslimine dair olan ilâm icra dairesine
verilince icra müdürü 24 üncü maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliği sureti ile borçluya
yedi gün içinde çocuğun teslimini emreder. Borçlu bu emri tutmazsa çocuk nerede bulunursa
bulunsun ilâm hükmü zorla icra olunur.
Çocuk teslim edildikten sonra diğer taraf haklı bir sebep olmaksızın çocuğu tekrar alırsa
ayrıca hükme hacet kalmadan zorla elinden alınıp öbür tarafa teslim olunur.
ÇOCUKLA ŞAHSİ MÜNASEBET TESİSİNE DAİR İLAMIN İCRASI
MADDE 25a - (Ek: 538 - 18.2.1965) Çocukla şahsi münasebetlerin düzenlenmesine dair ilâm
hükmünün yerine getirilmesi talebi üzerine icra müdürü, küçüğün ilâm hükümleri dairesinde
lehine hüküm verilen tarafla şahsi münasebette bulunmasına mâni olunmamasını; aksi halde
ilâm hükmünün zorla yerine getirileceğini borçluya 24'üncü maddede yazılı şekilde bir icra
emri ile tebliğ eder. Bu emirde ilâm hükmüne aykırı hareketin 341 inci maddedeki cezayı
müstelzim olduğu da yazılır.
Borçlu bu emri tutmazsa ilâm hükmü zorla yerine getirilir. Borçlu alacaklının şikâyeti üzerine
ayrıca 341 inci maddeye göre cezalandırılır.
ÇOCUK TESLİMİNE VE ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA DAİR
İLAMLARIN İCRASINDA UZMAN BULUNDURULMASI:
MADDE 25/b.- (Ek: 4949 - 17.7.2003 / m.7) Çocukların teslimine ve çocukla kişisel ilişki
kurulmasına dair ilamların icrası, icra müdürü ile birlikte Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu tarafından görevlendirilen sosyal çalışmacı, pedagog, psikolog veya çocuk
gelişimcisi gibi bir uzmanın, bunların bulunmadığı yerlerde bir eğitimcinin hazır bulunması
suretiyle yerine getirilir.
GAYRİMENKUL TAHLİYE VE TESLİMİ
1- BORÇLUNUN ELİNDE İSE
MADDE 26- Bir gayrimenkul veya bir gemi siciline kayıtlı olan geminin tahliye ve teslimine
dair olan ilâm icra dairesine verilince icra müdürü 24 üncü maddede yazılı şekilde bir icra
emri tebliği sureti ile borçluya yedi gün içinde hükmolunan şeyin teslimini emreder.
Borçlu gayrimenkulü veya gemi siciline kayıtlı olan gemiyi işgal etmekte iken bu emri
tutmazsa ilâmın hükmü zorla icra olunur.
Alacaklıya teslim olunan gayrimenkule veya gemi siciline kayıtlı olan gemiye haklı bir sebep
olmaksızın tekrar giren borçlu ayrıca hükme hacet kalmadan zorla çıkarılır.
Bunların içinde bulunup da ilâmda dahil olmayan eşya çıkarılarak borçluya teslim ve hazır
değilse vekiline veya ailesi halkından veyahut müstahdemlerinden reşid bir kimseye tevdi
olunur. Bunlardan da kimse bulunmazsa mezkûr eşya masrafı ileride borçluya ödetilmek
üzere peşin olarak alacaklıdan alınıp emin bir yerde veya alacaklının yedinde hıfzettirilir ve
icra dairesince hemen yapılacak tebligat üzerine borçlu eşyanın bulunduğu mahalde ise beş ve
değil ise otuz gün içinde eşyayı almaktan veya masrafı ödemekten imtina eder yahut lüzum
görülürse icra müdürü tetkik merciinin kararı ile bunları satıp tutarından masrafı ifa eder.
(Değişik son cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.8) Fazla kalırsa borçlunun adına, Adalet
Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikte nitelikleri belirlenen bankalardan birine yatırılır.
_____
Madde 26 nın içerisinde yeralan "Gemi" ibareleri, 29.6.1956 tarih ve 6763 sayılı kanunun
42. maddesi hükmü gereğince "Gemi siciline kayıtlı gemi" olarak değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
_____
2- GAYRİMENKUL ÜÇÜNCÜ ŞAHIS ELİNDE İSE
MADDE 27- Gayrimenkul, üçüncü bir şahıs tarafından davadan sonra ve hükümden evvel
tapuya tescil edilmiş bir akte müsteniden işgal edilmekte ise alacaklı borçlunun o şahsa karşı
malik olduğu hakları haiz olur. Bu şıkkı ihtiyar etmezse borçlusuna karşı tazminat davası
açabilir. Şu kadar ki suiniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı umumî hükümler mahfuzdur.
(Ek fıkra: 6763 - 29.6.1956) Gemi siciline kayıtlı olan gemi, borçlunun elinde bulunmazsa
alacaklı borçlunun gemiyi işgal etmekte olan şahsa karşı sahibolduğu hakları haiz olur. Şu
kadar ki, gemi üçüncü bir şahıs tarafından davadan sonra ve hükümden önce gemi siciline
geçirilmiş bir akit sebebiyle işgal edilmekte ise birinci fıkra hükmü tatbik olunur.
GAYRİMENKUL DAVALARINDA HÜKÜMLERİN TAPU VE GEMİ SİCİL
DAİRELERİNE TEBLİGİ
MADDE 28 - (Değişik: 6763 - 29.6.1956) Gayrimenkul davalarında davacının lehine hüküm
verildiği takdirde mahkeme davacının talebine hacet kalmaksızın hüküm tefhimi ile beraber
hulâsasını tapu ve gemi sicili dairelerine bildirir. İlgili daire bu ciheti hükmolunan
gayrimenkul veya geminin kaydına şerh verir. Bu şerh Medeni Kanunun 920 nci maddesinin
ikinci fıkrası ve tescil edilmiş gemiler hakkında da Ticaret Kanununun 879 uncu maddesinin
ikinci fıkrası hükmüne tâbidir.
Gayrimenkul davası üzerine verilen karar ileride davacının aleyhine kesinleşirse mahkeme,
derhal bu hükmün hulâsasını da tapu veya gemi sicili dairesine bildirir.
GAYRİMENKUL HAKKINDAKİ HÜKÜMDEN SONRA YEDİN TEBEDDÜLÜ
MADDE 29 - Hükmün tapu veya gemi sicili dairesine bildirilmesinden sonraki tebeddüllerin
icra muamelelerine tesiri olmaz. Hükümde gösterilen şey kimin elinde ise ondan alınıp
alacaklıya teslim olunur.
Şu kadar ki, o yer veya gemide bulunan üçüncü şahıs bu malı borçludan teslim almış olmayıp
onu doğrudan doğruya işgal etmekte bulunduğunu bildiren bir tapu veya gemi sicili kaydı
gösterirse mahkemeye müracaatla dava açması için kendisine yedi gün mühlet verilir. Bu
müddet içinde dava açılırsa icra geri bırakılır.
BİR İŞİN YAPILMASINA VEYA YAPILMAMASINA DAİR OLAN İLAMLAR
_____
Madde 30 un "Bir şeyin yapılmasına dair olan ilamlar" şeklinde olan başlığı,
30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı
Kanunun 9. maddesi hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 30 - Bir işin yapılmasına mütedair ilâm icra dairesine verilince icra müdürü 24 üncü
maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliği sureti ile borçluya ilâmda gösterilen müddet içinde
ve eğer müddet tayin edilmemişse işin mahiyetine göre başlama ve bitirme zamanlarını tayin
ederek işi yapmayı emreder.
Borçlu muayyen müddetlerde işe başlamaz veya bitirmez ve iş diğer bir kimse tarafından
yapılabilecek şeylerden olur ve alacaklı da isterse yapılması için lâzımgelen masraf icra
müdürü tarafından ehli vukufa takdir ettirilir. Bu masrafın ilerde hükme hacet kalmaksızın
borçludan tahsil olunup kendisine verilmek üzere ifasına alacaklı muvafakat ederse alınıp
hükmoulunan iş yaptırılır. Muvafakat etmezse ayrıca hükme hacet kalmadan borçlunun kâfi
miktarda malı haciz ile paraya çevrilerek o iş yaptırılır.
İlâm, bir işin yapılmamasına mütedair olduğu takdirde icra dairesi tarafından ilâmın hükmü
borçluya ayni müddetli bir emirle tebliğ olunur. Bu emirde ilâm hükmüne muhalefetin 343
üncü maddedeki cezayı müstelzim olduğu yazılır.
(Ek son fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.9) Bir işin yapılmasına veya yapılmamasına dair olan
ilam hükmü yerine getirildikten sonra borçlu, ilam hükmünü ortadan kaldıracak bir eylemde
bulunursa, mahkemeden ayrıca hüküm almaya gerek kalmadan, önceki ilam hükmü tekrar
zorla yerine getirilir.
İRTİFAK HAKLARİYLE GEMİ ÜZERİNDEKİ İNTİFA HAKLARINA MÜTEDAİR
İLAMLAR
MADDE 31 - (Değişik: 6763 - 29.6.1956) Bir irtifak hakkının veya gemi siciline kayıtlı olan
bir gemi üzerindeki intifa hakkının kaldırılmasına yahut böyle bir hakkın tahmiline mütedair
ilâm icra dairesine verilince icra müdürü 24 üncü maddede yazılı şekilde 7 günlük bir icra
emri gönderir. Borçlu muhalefet ederse ilâmın hükmü zorla icra olunur.
II- PARA VE TEMİNAT VERİLMESİ HAKKINDAKİ İLAMLARIN İCRASI
İCRA EMRİ VE MUHTEVASI
MADDE 32 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Para borcuna veya teminat verilmesine dair olan
ilâm icra dairesine verilince icra müdürü borçluya bir icra emri tebliğ eder. Bu emirde 24
üncü maddede yazılanlardan başka hükmolunan şeyin cinsi ve miktarı gösterilir ve nihayet
yedi gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez veya hükmolunan teminat
verilmezse tetkik merciinden veya temyiz yahut iadei muhakeme yolu ile ait olduğu
mahkemeden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmedikçe cebri icra yapılacağı ve
bu müddet içinde 74 üncü madde mucibince mal beyanında bulunması ve bulunmazsa
(Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.10) "hapis ile tazyik olunacağı, mal beyanında
bulunmaz veya" hakikata muhalif beyanda bulunursa hapis ile cezalandırılacağı ihtar edilir.
İCRANIN GERİ BIRAKILMASI
MADDE 33 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde
dilekçe ile icra tetkik merciine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa
edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya
usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya tetkik merciinde veya mahkeme
önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.
İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa, imhal, veya zamanaşımına
dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan
istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına
istinat ettirilmelidir.
Tetkik mercii, geri bırakılma talebini reddettiği takdirde borçlu ancak temyiz süresi içinde
alacağı karşılayacak nakit veya mercice kabul edilecek menkul rehin veya esham veya
tahvilât veya gayrimenkul rehni yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartiyle temyiz
yoluna gidebilir. Borçlunun yeter malı mahcuz ise veya borçlunun talebi üzerine temyiz süresi
içinde yeter malı haczedilmişse bu fıkrada yazılı teminatı göstermeye lüzum yoktur.
Borçlu olmadığı parayı ödemek mecburiyetinde kalan borçlunun 72 nci madde mucibince
istirdat davası açarak paranın geriye verilmesini istemek hakkı saklıdır.
İLAMIN ZAMANAŞIMINA UGRADIGI İDDİASI
MADDE 33a - (Ek: 538 - 18.2.1965) İlâmın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının
kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra tetkik mercii tarafından resmi vesikalara
müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir.
Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra
zamanaşımının vâki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava
açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilâmın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil
eder.
İcranın devamına karar verilmesi halinde 33 üncü maddenin son fıkrası burada da uygulanır.
III- MÜŞTEREK HÜKÜMLER
İCRANIN NEREDEN İSTENECEGİ
MADDE 34- İlâmların icrası her icra dairesinden talep olunabilir. Alacaklı ikametgâhını
değiştirirse takibin yeni ikametgâhı icra dairesine havalesini istiyebilir.
TAKİBİN BAŞLAMASI
MADDE 35 - Takip, ilâmın icra dairesine tevdii ile başlar. İstiyen alacaklıya kayıt numarasını
mübeyyin bedava ve pulsuz bir ilmühaber verilir.
İCRANIN GERİ BIRAKILMASI İÇİN VERİLECEK MÜHLET
MADDE 36 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İlâmı temyiz eden borçlu hükmolunan para veya
eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya
kıymetinde mercice kabul edilecek menkul rehin veya esham veya tahvilât veya gayrimenkul
rehin veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı
karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için Yargıtaydan karar alınmak üzere
icra müdürü tarafından kendisine münasip bir mühlet verilir. Bu mühlet ancak zaruret halinde
uzatılabilir.
Borçlu, Devlet veya adlî müzaherete nail bir kimse ise teminat göstermek mecburiyeti yoktur.
Ücreti ilgililer tarafından verilirse Yargıtayca icranın geri bırakılması hakkındaki karar icra
dairesine telgrafla bildirilir.
Nafaka hükümlerinde böyle bir mühlet verilemez.
Yargıtayca hüküm bozulduğu takdirde borçlunun müracaatı üzerine, bozmanın mahiyetine
göre teminatın geri verilip verilmiyeceğine mahkemece kesin olarak karar verilir.
Yargıtayca ilâmın onanması halinde alacaklının talebi üzerine, başkaca muameleye hacet
kalmaksızın teminata konu olan para alacaklıya ödenir, mal ve haklar ise, malın nev'ine göre
icra müdürlüğünce paraya çevrilir. İlâm alacaklısının teminat üzerinde rüçhan hakkı vardır.
HACİZ VEYA İFLAS İSTEMEK YETKİSİ
MADDE 37 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İcra emrinde yazılı müddet geçtiği halde borcunu
ödemeyenlerin malları haczolunur yahut borçlu iflâsa tâbi eşhastan olupta alacaklı isterse
yetkili ticaret mahkemesince iflâsına karar verilir.
İLAM MAHİYETİNİ HAİZ BELGELER
MADDE 38 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Mahkeme huzurunda yapılan sulhlar, kabuller ve
para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefaletnameleri ile icra
dairesindeki kefaletler,ilâmların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Bu maddedeki icra
kefaletleri müteselsil kefalet hükmündedir.
ZAMANAŞIMI
MADDE 39 - İlâma müstenit takip, son muamele üzerinden on sene geçmekle zamanaşımına
uğrar.
Noter senedine müstenit takip, senedin mahiyetine göre borçlar veya ticaret kanunlarında
muayyen olan zamanaşımlarına tâbidir.
İCRANIN İADESİ
MADDE 40 - Bir ilâmın nakzı icra muamelelerini olduğu yerde durdurur.
Bir ilâm hükmü icra edildikten sonra nakzedilipte aleyhinde icra yapılmış olan kimsenin hiç
veya o kadar borcu olmadığı kat'i bir ilâmla tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın
icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunur.
Ancak üçüncü şahısların hüsnüniyetle kazandıkları haklara halel gelmez.
UMUMİ HÜKÜMLER
MADDE 41 - Kanunun bu ikinci babında yazılı hükümlere mugayir olmıyan diğer hükümleri
ilâma müstenit takiplerde de cereyan eder.
ÜÇÜNCÜ BAP
İLAMSIZ TAKİP
I. TAKİBİN MUHTELİF TARZLARI
PARA BORCU VE TEMİNAT İÇİN TAKİP
MADDE 42 - Bir paranın ödenmesine veya bir teminatın verilmesine dair olan cebri icralar
takip talebi ile başlar ve haciz yolu ile veya rehnin paraya çevrilmesi yahut iflâs sureti ile
cereyan eder.
İFLASA TABİ ŞAHISLAR HAKKINDAKİ TAKİP
MADDE 43 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İflâs yolu ile takip, ancak Ticaret Kanunu gereğince
tacir sayılan veya tacirler hakkındaki hükümlere tabi bulunanlar ile özel kanunlarına göre tacir
olmadıkları halde iflâsa tabi bulundukları bildirilen hakiki veya hükmi şahıslar hakkında
yapılır. Şu kadar ki, alacaklı bu kimseler hakkında haciz yolu ile de takipte bulunabilir.
Bu yollardan birini seçen alacaklı bir defaya mahsus olmak üzere o yolu bırakıp harç
ödemeksizin diğerine yeni baştan müracaat edebilir.
TİCARETİ TERK EDENLER
MADDE 44 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Ticareti terk eden bir tacir 15 gün içinde keyfiyeti
kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve
adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecburdur. Keyfiyet ticaret sicili
memurluğunca ticaret sicili ilânlarının yayınlandığı gazetede ve alacaklıların bulunduğu
yerlerde de mûtat ve münasip vasıtalarla ilân olunur. İlân masraflarını ödemiyen tacir beyanda
bulunmamış sayılır.
Bu ilân tarihinden itibaren bir sene içinde, ticareti terk eden tacir hakkında iflâs yolu ile takip
yapılabilir.
Ticareti terk eden tacir, mal beyanının tevdii tarihinden itibaren iki ay müddetle haczi kabil
malları üzerinde tasarruf edemez.
Üçüncü şahısların zilyedlik ve tapu sicil hükümlerine dayanarak iyi niyetle elde ettiği haklar
saklıdır. Ancak karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren ikinci dereceye kadar (Bu
derece dahil) hısımlar, evlât edinenle evlâtlık arasındaki iktisaplarda iyi niyet iddiasında
bulunulamaz.
(Değişik 5. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.11) Mal beyanını alan merci, keyfiyeti tapu veya
gemi sicil daireleri ile Türk Patent Enstitüsüne bildirir. Bu bildiri üzerine sicile, temlik
hakkının iki ay süre ile tahdit edilmiş bulunduğu şerhi verilir. Keyfiyet ayrıca Türkiye
Bankalar Birliğine de bildirilir.
Bozulmaya maruz veya muhafazası külfetli olan veya tâyin edilen kanuni müddet içinde
değerinin düşmesi kuvvetle muhtemel bulunan mallar hakkında, tacirin talebi üzerine,
mahkemece icra müdürü marifetiyle ve bu Kanun hükümleri dairesinde bu malların
satılmasına ve bedelinin 9 uncu maddede yazılı bir bankaya depo edilmesine karar verilebilir.
REHİN VE İPOTEKLE TEMİN EDİLMİŞ ALACAKLAR
MADDE 45 - Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflâsa tabi şahıslardan olsa bile
alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu
ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflâs veya haciz yolu ile takip edebilir.
Poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki 167 nci madde hükmü mahfuzdur.
İpotekle temin edilmiş faiz ve senelik taksit alacaklarında alacaklının intihabına ve borçlunun
sıfatına göre, rehnin paraya çevrilmesi veya haciz yahut iflâs yollarına müracaat olunabilir.
(...) (Madde 45 in sonuna 27.5.1933 tarih ve 2228 sayılı kanunla eklenmiş olan fıkra,
29.6.1956 tarih ve 6763 sayılı kanunun 42. maddesiyle kaldırılmıştır.)
HACİZ YOLU İLE TAKİP
1 - UMUMİYETLE
MADDE 46 - Takip, diğer bütün hallerde haciz yolu ile yapılır. Borçlu tüccar sıfatını yeni
iktisap etmişse bundan evvel aleyhinde talep edilmiş hacizler iflâsına hükmolunmadıkça
eskisi gibi icra olunur.
2 - HUKUKU AMME BORÇLARI
MADDE 47 - Para cezasile diğer hukuku âmme borçlarının takibi hakkındaki kanunlar
hükmü mahfuzdur. Şu kadar ki, Devletin bir akitten veya haksız bir fiilden doğan alacakları
hakkında bu Kanunun hükümleri cereyan eder.
ZABIT VE MUSADERE EDİLEN EŞYANIN PARAYA ÇEVRİLMESİ
MADDE 48 - Devletin cezaî ve malî kanunları mucibince zabıt ve musadere edilmiş olan
şeylerin paraya çevrilmesi o kanunların hükümlerine göre yapılır.
KARŞILIGI ÖDÜNÇ VERENLER
MADDE 49 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Rehin karşılığı yapılan ödünç verme işlerinde
Medeni Kanun ile Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası ve Türkiye Emlâk Kredi Bankasının
özel kanunlarında paraya çevirmeye dair hükümleri saklıdır.
ll. SALAHİYET:
SALAHİYET VE İTİRAZLARI:
MADDE 50 - (Değişik: 3890 - 3.7.1940) Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar
ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.
Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. Tetkik mercii tarafından önce yetki
meselesi tetkik ve kat'î surette karara raptolunur.
İki tetkik mercii arasında yetki noktasından ihtilâf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur.
III- TATİLLER VE TALİKLER
TATİLLER
1 - BÜTÜN BORÇLULAR HAKKINDA
MADDE 51 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Güneşin batmasından bir saat sonra ile güneşin
doğmasından bir saat önceye kadarki devrede (Gece vakti) ve tatil günlerinde takip
muameleleri yapılamaz. Ancak, gece iş görülen yerlerde gece vakti hasılât haczi mümkündür.
Tatil günlerinde haciz ve tebligat yapılabileceği gibi muhafaza tedbirleri de alınabilir.
Borçlunun mal kaçırdığı anlaşılırsa gece vakti dahi haciz yapılması caizdir.
Bir borçlu hakkında Kanunda gösterilen sebeplerden dolayı icra talik edilmiş veya konkordato
için mühlet verilmiş ise, o borçluya karşı takip muamelesi yapılamaz.
2 - BORÇLUNUN AİLESİNDEN BİRİNİN ÖLÜMÜ HALİNDE
MADDE 52 - Karısı yahut kocası ve kan ve sıhriyet itibarile usul veya füruundan birisi ölen
bir borçlu aleyhindeki takip, ölüm günü ile beraber üç gün için talik olunur.
3 - TEREKENİN BORÇLARINDA
MADDE 53 - Terekenin borçlarından dolayı ölüm günü ile beraber üç gün içinde takip geri
bırakılır. Mirasçı mirası kabul veya reddetmemişse bu hususta Kanunu Medenide muayyen
müddetler geçinceye kadar takip geri kalır.
İcra takibi sırasında borçlu öldüğünde tereke henüz taksim edilmemiş veya resmî tasfiyeye
tâbi tutulmamış yahut mirasçılar arasında aile şirketi tesis olunmamışsa borçlu hayatta olsaydı
hangi usul tatbik olunacak idi ise terekeye karşı ona göre takip devam eder.
Bu takibin mirasçıya karşı devam edebilmesi ancak rehinin paraya çevrilmesi veya haciz
yollarile kabildir.
4 - TUTUKLULUK VE HÜKÜMLÜLÜK HALİNDE
MADDE 54 - (Değişik: 538 - 19.2.1965) Mümessili olmıyan bir tutuklu veya hükümlü
aleyhine takipte, mümessil tâyini vesayet makamına ait olmadıkça, icra müdürü bir mümessil
tâyin etmesi için kendisine münasip bir mühlet verir ve takibi bu sürenin bitmesine bırakır. Bu
mühlet içinde temsilci tâyin edip icra dairesine bildirmiyen tutuklu veya hükümlü hakkında
takibe devam olunur.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir.
5 - ASKERLİK HALİNDE
MADDE 54a - (Ek: 538 - 18.2.1965.) Askerlik hizmetinin devamı müddetince erler, onbaşılar
ve kıta çavuşları (Uzman veya uzatmalı çavuş ve onbaşılar hariç) aleyhine takipte, icra
memuru, bir mümessil tayin etmesi için kendisine münasip bir mühlet verir ve takibi bu
sürenin bitmesine bırakır. Bu müddet içinde temsilci tayin edip icra dairesine bildirmiyenler
hakkında takibe devam olunur.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir.
6 - BORÇLUNUN AGIR HASTALIGI HALİNDE
MADDE 55 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Takip, borçlunun mümessil tâyin edemiyecek
derecede ağır hastalığı halinde muayyen bir zaman için icra müdürlüğünce tâlik olunabilir.
Ağır hastalığın resmî belge ile tahakkuku lâzımdır.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde hastalığın devamı sırasında da haciz yapılabilir.
TALİKIN MÜDDETLERİN CEREYANINA TESİRİ
MADDE 56 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Takip talikleri esnasında müddetlerin cereyanı
durmaz. Müddetin nihayeti bir talik gününe raslarsa müddet talikin bitiminden sonra bir gün
daha uzatılır.
IV- İCRA TEBLİGLERİ
İCRA TEBLİGLERİ
MADDE 57 - (Değişik: 538 - 18.2.1965.) İcraya ait tebliğlerde Tebligat Kanunu hükümleri
uygulanır. Ancak borçlu, kendilerine kanunen mümessil tayin olunması icabeden şahıslardan
ise icra müdürü kısa bir zamanda mümessil tâyin edilmesini ait olduğu makamdan ister.
Tebliğ, Medeni Kanunun 159 ve 396 ncı maddelerine göre mezun olanların meslek veya
sanatına müteallik muamelelerden doğmuş bir borca dair ise kendilerine yapılır.
V- TAKİP TALEBİ
TAKİP TALEBİ VE MUHTEVASI
MADDE 58 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Takip talebi icra müdürüne yazı ile veya sözlü
olarak yapılır.
Talepte şunlar gösterilir :
1. Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı, (Ek ibare: 4358 -
2.4.1998 / m.3 b) "vergi kimlik numarası" şöhret ve ikametgâhı; alacaklı yabancı memlekette
oturuyorsa Türkiye'de göstereceği ikametgâhı (İkametgâh gösteremezse icra dairesinin
bulunduğu yer ikametgâh sayılır);
2. Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, (Ek ibare: 4358 - 2.4.1998 / m.3 b)
"alacaklı tarafından biliniyorsa vergi kimlik numarası" şöhret ve ikametgâhı;
Bir terekeye karşı yapılan taleplerde kendilerine tebligat yapılacak mirasçıların adı, soyadı,
şöhret ve ikametgâhları;
3. (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.12) Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı
ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı
para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi;
4. Senet, senet yoksa borcun sebebi;
5. Takip yollarından hangisinin seçildiği;
Alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından
tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğin takip talebi anında icra dairesine tevdii
mecburidir.
Alacaklıya takip talebinde bulunduğuna ve vergi belgelere, talep ve takip masraflarına dair
bedava ve pulsuz bir makbuz verilir.
TAKİP MASRAFLARI
MADDE 59 - (Değişik: 3222 - 6.6.1985) Takip masrafları borçluya aittir. Alacaklı,
yapılmasını talep ettiği muamelenin masrafını ve ayrıca takip talebinde bulunurken borçlunun
62 nci maddeye göre yapabileceği itirazın kendisine tebliğ masrafını da avans olarak peşinen
öder.
Alacaklı ilk ödenen paradan masraflarını alabilir.
VI- ÖDEME EMRİ VE İTİRAZ
1- ÖDEME EMRİ VE MUHTEVASI
MADDE 60 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Takip talebi üzerine icra dairesi bir ödeme emri
yazar.
Emir :
1. 58 inci maddeye göre takip talebine yazılması lâzım gelen kayıtları,
2. Borcun ve masrafların yedi gün içinde ödenmesi, borç teminat verilmesi mükellefiyeti ise
teminatın bu süre içinde gösterilmesi ihtarını,
3. Takibin dayandığı senet altındaki imza kendisine ait değilse yine bu yedi gün içinde bu
cihetin ayrıca ve açıkça bildirilmesi; aksi halde icra takibinde senedin kendisinden sâdır
sayılacağı,
Senet altındaki imzayı reddettiği takdirde merci önünde yapılacak duruşmada hazır
bulunması; buna uymazsa vâkı itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verileceği,
Borcun tamamına veya bir kısmına, yahut alacaklının takibat icrası hakkına dair bir itirazı
varsa bunu da aynı süre içinde beyan etmesi, İhtarını,
4. Senet veya borca itirazını bildirmediği takdirde yukarda yazılı yedi günlük süre içinde 74
üncü maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik olunacağı; mal
beyanında bulunmaz veya hakikata aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı
ihtarını,
5. Borç ödenmez veya itiraz olunmazsa cebrî icraya devam edileceği beyanını, ihtiva eder.
Ödeme emri iki nüsha olarak düzenlenir. Bir nüshası borçluya gönderilir, diğeri icra
dosyasına konulur. Alacaklı isterse kendisine ayrıca tasdikli bir nüsha verilir. Nüshalar
arasında fark bulunduğu takdirde borçludaki muteber sayılır.
Alacaklıya verilen nüsha hiçbir resim ve harca tabi değildir.
2 - ÖDEME EMRİNİN TEBLİGİ
MADDE 61 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Ödeme emri borçluya takip talebinden itibaren
nihayet 3 gün içinde tebliğe gönderilir. Takip belgeye dayanıyorsa, belgenin tasdikli bir
örneği ödeme emrine bağlanır.
Müşterek borçlular aynı zamanda takip ediliyorlarsa hepsinin veya bir kısmının bir mümessil
tarafından temsil edilmeleri hali müstesna olmak üzere her birine ayrı ayrı ödeme emri tebliğ
edilmek lâzımdır.
Bir borçlu hakkında aynı günde birden ziyade takip talebi varsa icra dairesi bunların ödeme
emirlerini aynı zamanda tebliğe gönderir.
Kanunen eklenmesi gereken müddetler saklıdır.
Borçlu hakkında bir icra dairesinde ayrı ayrı günlerde birden ziyade takip talebinde
bulunulmuş ise bunlardan hiçbirinde kendisinden daha eski olan talepten önce ödeme emri
tebliğe gönderilemez.
İTİRAZ
1 - SÜRESİ VE ŞEKLİ
MADDE 62 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin
tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine
bildirmeye mecburdur. (Değişik 2. cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.13) İtiraz, takibi yapan icra
dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte
alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen
sorumludur.
(Değişik 2. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.13) Takibe itiraz edildiği, 59 uncu maddeye göre
alacaklının yatırdığı avanstan karşılanmak suretiyle üç gün içinde bir muhtıra ile alacaklıya
tebliğ edilir.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.13) Borçlu veya vekili, dava ve takip işlemlerine esas olmak
üzere borçluya ait yurt içinde bir adresi itirazla birlikte bildirmek zorundadır. Adresini
değiştiren borçlu yurt içinde yeni adres bildirmediği ve tebliğ memurunca yurt içinde yeni
adresi tespit edilemediği takdirde, takip talebinde gösterilen adrese çıkarılacak tebligat
borçlunun kendisine yapılmış sayılır.
_____
Madde 62 ye 2. fıkradan sonra gelmek üzere yukarıdaki fıkra, 30.7.2003 tarih ve
25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 13. maddesi
hükmü gereğince eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
_____
Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi
lâzımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır.
(...) (Madde 62 nin 4. fıkrası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.' de yayımlanan,
17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 103. maddesi hükmü gereğince yürürlükten
kaldırılmıştır.)
Borçlu takibin müstenidi olan senet altındaki imzayı reddediyorsa, bunu itirazında ayrıca ve
açıkça beyan etmelidir. Aksi takdirde icra takibi yönünden senetteki imzayı kabul etmiş
sayılır.
Borçluya, itiraz eylediğine dair bedava ve pulsuz bir belge verilir.
2 - İTİRAZ SEBEPLERİ
MADDE 63.- (Değişik: 4949 - 17.7.2003 / m.14) İtiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması
duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini
değiştiremez ve genişletemez.
3 - ALACAKLIYA VERİLECEK NÜSHA
MADDE 64 -(Değişik: 3890 - 3.7.1940) İtiraz, alacaklıya mahsus ödeme emri nüshasına
kaydedilir. İtiraz vâki olmazsa bu husus dahi işaret olunur.
Bu nüsha itirazdan sonra veya itiraz müddetinin bitmesi üzerine alacaklıya verilir.
4 - GECİKMİŞ İTİRAZ
MADDE 65 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu kusuru olmaksızın bir mâni sebebiyle
müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir.
Ancak borçlu, mâniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle
birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve mütaakip fıkra için yapılacak
duruşmaya taallûk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur.
İtiraz üzerine tetkik mercii ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hâdisenin özelliklerine
göre takibin tatilini tensip edebilir. Merci, tetkikatını evrak üzerinde yapar. Lüzumu halinde
iki tarafı hemen davetle mazeretin kabule şayan olup olmadığına karar verir. Duruşmaya karar
verilmemesi halinde borçludan alınan masraflar kendisine iade olunur.
Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celsede alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü
olarak da istiyebilir. Bu takdirde tahkikata devam olunarak gerekli karar verilir.
Daha önce borçlunun mallarına haciz konulmuşsa mazeretin kabulü kararının tefhim veya
tebliği tarihinden itibaren alacaklı yedi gün içinde, merciden itirazın kaldırılmasını istemez
veya aynı süre içinde 67 nci maddeye göre mahkemeye başvurmazsa haciz kalkar.
5 - İTİRAZIN HÜKMÜ
MADDE 66 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz
müddetinde değilse, alacaklının talebi üzerine, icra müdürü takip muamelelerine alacağın
tamamı için devam eder. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa takibe, kabul
ettiği miktar için devam olunur.
Borçlu itirazında imzayı reddetmişse alacaklı derhal icra dairesinden tatbika medar imzaların
celbini isteyebilir.
6- İTİRAZIN HÜKÜMDEN DÜŞÜRÜLMESİ:
A) İTİRAZIN İPTALİ:
_____
Madde 67 nin başlığı ve üst başlığı, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de
yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 15. maddesi hükmü gereğince
değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 67 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.15) Takip
talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye
başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava
edebilir.
(Değişik 2. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar
verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine
iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan
meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin
sübutuna bağlıdır.
(...) (Madde 67 nin 4. fıkrası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.' de yayımlanan,
17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 103. maddesi hükmü gereğince yürürlükten
kaldırılmıştır.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde
alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
B) İTİRAZIN KESİN OLARAK KALDIRILMASIı:
_____
Madde 68 in "b) İtirazın kesin olarak kaldırılması suretiyle" şeklinde olan başlığı,
30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı
Kanunun 16. maddesi hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 68 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.16)
Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç
ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve
usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliği
tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın
kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz.
Borçlu itirazını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse tetkik mercii itirazın
kaldırılmasına karar verir.
İtiraz birinci fıkrada gösterilen senet veya makbuz yahut belgeye müstenit ise itirazın
kaldırılması talebi reddolunur.
Borçlu murisine ait bir alacak için takibedilmekte olup da, terekenin borca batık olduğunu
ileri sürerse bu hususta ilâm getirmesi için kendisine münasip bir mühlet verilir. Bunun
dışında itirazın kaldırılması talebinin kabul veya reddi için ileri sürülen iddia ve savunmalar
bekletici mesele yapılamaz.
(Değişik 5. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Borçlunun gösterdiği belge altındaki imza alacaklı
tarafından inkâr edilirse hâkim, 68/a maddesinde yazılı usule göre yaptığı inceleme
neticesinde imzanın alacaklıya ait olduğuna kanaat getirdiği takdirde alacaklının itirazın
kaldırılması talebini reddeder ve alacaklıyı sözü edilen belgenin taalluk ettiği değer veya
miktarın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm eder. Alacaklı genel mahkemede dava
açarsa bu para cezasının infazı dava sonuna kadar tehir olunur ve alacaklı bu davada alacağını
ve imzanın kendisine ait olmadığını ispat ederse bu ceza kalkar.
Alacaklı duruşmada bizzat bulunmayıp da imza vekili tarafından reddolunduğutakdirde vekil
mütaakıp oturumda müvekkilini imza tatbikatı için hazır bulundurmaya veya masraflarını
vererek davetiye tebliğ etttirmeye mecburdur. Kabule değer mazereti olmadan gelmiyen
alacaklı borçlunun dayandığı belgede yazılı miktar hakkındaki itirazın kaldırılması talebinden
vazgeçmiş sayılır.
(Ek fıkra: 3222 - 6.6.1985) (Değişik: 3494 - 9.11.1988) (Değişik ilk cümle: 4949 - 17.7.2003
/ m.16) İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin
aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde kırktan aşağı
olmamak üzere tazminata mahkum edilir. Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa, yahut
alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar
tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan tazminat
kalkar.
C) İTİRAZIN GEÇİCİ OLARAK KALDIRILMASI
_____
Madde 68/a nın "İtirazın muvakkaten kaldırılması suretiyle" şeklinde olan başlığı,
30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı
Kanunun 17. maddesi hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 68a - (Değişik: 538 - 18.2.1965) (Değişik 1. fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.17)
Takibin dayandığı senet hususi olup, imza itiraz sırasında borçlu tarafından reddedilmişse,
alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın geçici olarak
kaldırılmasını isteyebilir. Bu halde icra hakimi iki taraftan izahat alır.
Senet altındaki imzayı reddeden borçlu takibi yapan icra dairesinin yetki çevresi içinde ise,
itirazın kaldırılması için merci önünde yapılacak duruşmada, mazeretini daha önce bildirip
tevsik etmediği takdirde, bizzat bulunmaya mecburdur. İcra dairesinin yetki çevresi dışında
ödeme emri tebliğ edilen borçlu, istinabe yolu ile isticvabına karar verilmesi halinde, aynı
mecburiyete tabidir.
Tatbika medar imza mevcutsa bununla, yoksa borçluya yazdıracağı yazı ve attıracağı imza ile
yapılacak mukayese ve incelemelerden veya diğer delil ve karinelerden merci, reddedilen
imzanın borçluya aidiyetine kanaat getirirse itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verir.
Hâkim lüzum görürse oturumun bir defadan fazla talikine meydan vermiyecek surette,
bilirkişi incelemesi de yaptırabilir.
İmza tatbikında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bilirkişiye ait hükümleri ile 309
uncu maddesinin 2 nci, 3 üncü ve 4 üncü fıkraları ve 310, 311 ve 312 inci maddeleri
hükümleri uygulanır.
(Değişik 5. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Yapılacak duruşmada yukarıda yazılı mazerete
dayanmaksızın, borçlunun hazır bulunmaması halinde mercice başka bir cihet tetkik
edilmeksizin itirazın muvakkaten kaldırılmasına ve borçlunun sözü edilen senede dayanan
takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûmiyetine karar verilir.
Duruşmaya gelmeyen borçlunun itirazının muvakkaten kaldırılmasına ve hakkında para
cezasına karar verilebilmesi için keyfiyetin davetiyeye yazılması şarttır.
(Değişik 6. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Merci hakimi, imzanın borçluya aidiyetine karar verdiği
takdirde borçluyu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde onu oranında para
cezasına mahkum eder. Borçlu, borçtan kurtulma, menfi tespit veya istirdat davası açarsa, bu
para cezasının infazı dava sonuna kadar tehir olunur ve borçlu açtığı davayı kazanırsa bu ceza
kalkar.
Borçlu inkâr ettiği imzayı, itirazın kaldırılması duruşmasında ve en geç alacaklının senedin
aslını ibraz ettiği celsede kabul ederse, hakkında para cezası hükmolunmaz ve kendisine
yargılama giderleri yükletilmez. Şu kadar ki, kötü niyetle takibe sebebiyet veren borçlu
yargılama giderleri ile mülzem olur. Senedin aslı takip talebi anında icra dairesine tevdi
edilmiş ise, icra dairesinin yetki çevresi içinde ödeme emri tebliğ edilen borçlu hakkında bu
fıkra hükmü uygulanmaz.
(Ek fıkra: 3222 - 6.6.1985) İtirazın muvakkaten kaldırılması talebinin kabulü halinde borçlu,
bu talebin reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde kırktan aşağı olmamak
üzere tazminata mahkûm edilir. Borçlu, borçtan kurtulma, menfi tespit veya istirdat davası
açarsa, yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa hükmolunan tazminatın tahsili dava
sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan
tazminat kalkar.
BORÇLU CARİ HESAP VEYA KISA, ORTA, UZUN VADELİ KREDİ ŞEKLİNDE
İŞLEYEN KREDİLERDE İTİRAZIN KESİN OLARAK KALDIRILMASI
MADDE 68b - (Ek: 3494 - 9.11.1988) Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi
şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi
sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya
kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden
onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. (Değişik son
cümle: 4949 - 17.7.2003 / m.18) Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir
adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni
adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi
sayılır.
Süresi içinde (Değişik ibare: 4949 - 17.7.2003 / m.18) "gönderilen" hesap özetinin
muhtevasına, alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf, hesap
özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir.
Kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile (Ek ibare:
4949 - 17.7.2003 / m.18) "ihtarnameler ve" krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun
düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar bu Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasında
belirtilen belgelerden sayılırlar. Krediyi kullanan taraf, itiraz etmediği hesap özetinin
dayandığı belgelerde kendisine izafe edilen imzayı kabul etmiş sayılır. Bu hüküm bu Kanunun
150/a maddesinin söz konusu olduğu hallerde de aynen uygulanır.
(Ek fıkra: 4949 - 17.7.2003 / m.18) Krediyi kullanan tarafın kredi hesabının kesilmesine
veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarname içeriğine itiraz etmiş olması, kredi hesabının
kesilmesi ve borcun ödenmesine ilişkin ihtarnameden önce tebliğ edilen ve itiraz edilmeyerek
kesinleşmiş bulunan faiz tahakkuk dönemlerine ilişkin hesap özetlerinin muhtevasına itiraz
edilmemiş olmasının sonuçlarını ortadan kaldırmaz. Bu durumda, önceki dönemlere ilişkin
kesinleşmiş hesap özetleri hakkında ikinci fıkra hükümleri uygulanır.
İTİRAZIN MUVAKKATEN KALDIRILMASININ HÜKÜMLERİ
MADDE 69 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) İtirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verilir ve
ödeme emrindeki müddet geçmiş bulunursa alacaklının talebi ile borçlunun malları üzerine
muvakkat haciz konur.
İtirazın muvakkaten kaldırılması kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde
borçlu, takibin yapıldığı mahal veya alacaklının ikametgâhı mahkemesinde borçtan kurtulma
davası açabilir. Bu davanın dinlenebilmesi için borçlunun dava konusu alacağın yüzde 15 ini
ilk duruşma gününe kadar mahkeme veznesine nakden depo etmesi veya mahkemece kabul
edilecek aynı değerde esham ve tahvilât veya banka teminat mektubu tevdi etmesi şarttır.
Aksi takdirde dava reddolunur.
Borçlu yukarda yazılı müddet içinde dava etmez veya davası reddolunursa itirazın
kaldırılması kararı ve varsa muvakkat haciz kesinleşir.
Davanın reddi hakkındaki kararı temyiz eden borçlu, ayrıca 36 ncı madde hükümlerini yerine
getirmek şartiyle, icra dairesinden mühlet istiyebilir.
(Değişik 5. fıkra: 3494 - 9.11.1988) Borçtan kurtulma davasında haksız çıkan taraf, dava veya
hükmolunan şeyin yüzde kırkından aşağı olmamak üzere münasip bir tazminatla mahkûm
edilir.
KARAR VE MÜDDET
MADDE 70- (Değişik: 538 - 18.2.1965) Tetkik mercii, itirazın kaldırılması hakkındaki talep
üzerine iki tarafı davet eder ve 18 inci madde hükmüne göre kararını verir.
MERCİİN KARARİYLE TAKİBİN TALİK VEYA İPTALİ
MADDE 71- (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede
borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden
tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, tâkibin iptal veya talikini her
zaman tetkik merciinden istiyebilir.
Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcu zaman aşımına uğradığını ileri
sürecek olursa, 33a maddesi hükmü kıyasen uygulanır.
MENFİ TESPİT VE İSTİRDAT DAVALARI
MADDE 72- (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında
borçlu bulunmadığını isbat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın
yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin
durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin
durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve
alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında,
mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini
istiyebilir.
(Değişik 4. fıkra: 3494 -9.11.1988) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı
kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyatî tedbir dolayısıyla alacağını
geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar
aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde kırktan aşağı tayin
edilemez.
(Değişik 5. fıkra: 3494 -9.11.1988) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur.
İlâmın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen
veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin
haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı
zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip
konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya
istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı
tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi
hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde
açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında
yalnız paranın verilmesi lâzım gelmediğini ispata mecburdur.
HUSUSİ HÜKÜMLER
MADDE 73 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Rehnin paraya çevrilmesi yoliyle takipteki ödeme
emirleri için 146,147,149b, 150, 150a; iflâs yoliyle âdi takipteki ödeme emirleri için 155 ve
156 ve kambiyo senetleri hakkındaki hususi takip usullerindeki ödeme emirleri için 168 ilâ
170 ve 171 ve 172 nci maddelerdeki hususi hükümler uygulanır.
DÖRDÜNCÜ BAP
Son düzenleyen Daisy-BT; 18 Şubat 2011 23:00
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (: