Arama

Eşcinselliğin Yasal Durumu

Güncelleme: 28 Haziran 2011 Gösterim: 9.731 Cevap: 0
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
28 Haziran 2011       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Eşcinselliğin Suç Statüsü ve Hukuki Durumu
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Birçok ülkede eşcinsellik bir suç olarak kabul edilmektedir, fakat son yıllarda bu ülkelerin sayısı hızla düşmektedir. Uluslararası Af Örgütü'ne göre 2007'den beri yaklaşık 70 ülkede eşcinselliğe ceza verilmektedir.

Dünyada eşcinselliğin yasal durumu
worldhomoualitylawssvg
██ Bilgi yok
Eşcinselliğin serbest olduğu ülkeler
██ Eşcinsel evlilik
██ Medeni birliktelik
██ Eşcinsel çiftlerin resmî tanımaları yok.
██ Diğer ülkelerden evlilik cüzdanları kabul edilmektedir.
Eşcinselliğin yasadışı olduğu ülkeler
██ Ufak ceza
██ Büyük ceza
██ Ömür boyu hapis cezası
██ İdam cezası
Hapis cezası
Sağdaki haritada göründüğü gibi Hindistan, Afrika'nın bazı bölgeleri, Guyana, Jamaika, Kuzey Kore, Malezya, Papua Yeni Gine, bazı Orta Asya devletleri ve birçok Müslüman ülkede (Ortadoğu ve Kuzey Afrika) eşcinsellik kanunen hapis cezasıyla cezalandırır.

İdam cezası

Eşcinsel ilişki veya herhangi bir livâta hareketinde bulunmak için idam cezası veren ülkeler şunlardır: Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Moritanya, Nijerya'nın kuzeyindeki bazı eyaletleri, Somali, Sudan ve Yemen.
Birleşik Arap Emirlikleri'nde nikâhdışı cinsel ilişkiler idam cezası ile cezalandırılabilir. Federal Ceza Kanunu'nun, kadınların ve erkeklerin ırzına geçilmesi hakkındaki 354. maddesinin, iki erkek arasında rıza ile gerçekleşen ters ilişkiyi de kapsadığı düşünülebilir.
Afganistan gibi Şeriat'la yönetilen ve eşcinsellik hakkındaki yasaların belli olmadığı bazı ülkelerde livâta, recm ile idam cezasıyla cezalandırılır.

Homofobik cinayetler

Eşcinselliğin kanunen yasak olmadığı fakat homofobinin çok yaygın olduğu bazı ülkelerde LGBT kişileri hedef alan cinayet sayısı oldukça yüksektir. Bunlar genellikle nefret suçu kapsamında değerlendirilir. Örneğin 2007 yılında 122 homofobik cinayet işlenen Brezilya, dünyanın en yüksek LGBT cinayeti oranına sahiptir. Bu ülkedeki kurbanların neredeyse yarısı transeksüellerdir. Resmî istatistikler bulunmadığı için bazı LGBT eylemcileri bu sayının daha yüksek olduğunu ileri sürmektedir. Brezilya'dan sonra, senede 35 homofobik cinayetle Meksika ve bundan sonra 25 cinayetle Amerika Birleşik Devletleri gelir.

İşyerinde ayrım

Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından hazırlanan 10 Mayıs 2007'de sunulan bir rapora göre LGBT kişiler işyerinde sıkça ayrım ve sözlü, psikolojik ve fiziksel taciz yaşıyorlar. Birçok iş adayı sırf eşcinsel, biseksüel veya transcinsel oldukları için işverenler tarafından reddedilmektedir. Bu nedenle birçoğu işsiz kalarak hayatlarını zorlukla idam ettirmektedirler.

Dünyada homofobi


societalatudestowardsho

"Eşcinsellik, toplum tarafından kabul edilmesi gereken bir hayat biçimi mi?" sorusuna "Evet" söyleyenlerin ülkelerine göre yüzde oranları (2007):
██ %81 - %90
██ %71 - %80
██ %61 - %70
██ %51 - %60
██ %41 - %50
██ %31 - %40
██ %21 - %30
██ %11 - %20
██ %1 - %10
██ Bilgi yok
Türkiye
Türkiye'de eşcinsellik kanunen yasak değildir, ancak homofobi oldukça yaygındır. Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir ankete göre;
"Eşcinsellik, toplum tarafından kabul edilmesi gereken bir hayat biçimi mi?"
sorusuna halkın %14'ü evet demiştir. %57'si hayır demiş, geri kalanı soruyu cevaplamadı). Bu oran gelişmiş ülkelere göre çok düşüktür ve Ortadoğu'da da İsrail (%38 evet) ve Lübnan'dan (%18 evet) sonra gelmektedir. Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yılmaz Esmer'in 2009 yılında hazırladığı "Radikalizm ve Aşırıcılık" adlı araştırması kapsamında 34 ilde 1715 kişiye sorulan
"Kiminle komşu olmak istemezsiniz?"
sorusuna katılımcıların %87'si "eşcinsel" kişiler olarak yanıt verdi.
Türkiye'de de eşcinsellik genel olarak normal dışı ve kabul edilemez olarak algılanmaktadır. Bazı eşcinseller toplumsal baskı nedeniyle, ailelerinden dışlanmakta, işlerini kaybetmekte, toplumun düşmanca davranışlarına maruz kalmakta ve baskı görmektedir. Bu önyargılı tutum ve davranışlar nedeniyle Türkiye'de birçok eşcinsel birey, aile içinde, ilişkilerinde ve kendi cinsel tercihini bilen arkadaşları içinde huzursuz hissetmektedirler. Bu yaşantılar bireylerin, depresyon, kaygı gibi psikolojik sorunları heteroseksüellere oranla daha fazla yaşamalarına neden olmaktadır.
Yasal olarak eşcinselliği ya da eşcinsel örgütlenmeyi yasaklayan herhangi bir yasa yoktur. Ancak 29 Mayıs 2008'de merkezi İstanbul'da olan Lambdaistanbul adlı bir LGBT hakları grubu, Anayasa'nın ailenin korunmasına ilişkin 41. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun "Hukuka veya ahlaka aykırı amaçlarla dernek kurulamaz" hükmünü içeren 56. maddesine aykırı olduğu sebebiyle mahkeme kararı tarafından kapatıldı. Bu karar birçok insan hakları örgütü tarafından eleştirildi. Özellikle İnsan Hakları İzleme Örgütü, mahkemenin taraflı davrandığını ve bu kararın demokratik haklara ve örgütlenme özgürlüğüne karşı olduğunu söyledi:
"Eşcinsellik hastalıktır ve tedavi edilmelidir."
(Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf)
Batı Avrupa
Bazı Batı Avrupa devletlerinde "homofobiyi" cezalandıran yasalar bulunmasına rağmen homofobi halen gelişmiş Avrupa devletlerinde de mevcuttur.
6 Ekim 2002'deki bir kamusal etkinlikte, eşcinsel Paris belediye başkanı Bertrand Delanoë karnından bıçaklandı. Delanoë tehlikeyi atlattı ve birkaç gün sonra görevine geri döndü. Saldırgan ilk sorgusunda "siyasetçilerden ve özellikle eşcinsellerden" nefret ettiğini söyledi.
Homofobiye bağlı intihar oranı özellikle eşcinsel gençlerde çok yüksektir. Birleşik Krallık'ta Stonewall adlı eşcinsel hakları örgütü tarafından yapılan bir ankete göre genç eşcinsellerin %17'si ölümle tehdit edilmiş ve %12'si cinsel istismar yaşamıştır. Bazı araştırmalara göre İrlanda'da eşcinsel gençlerin üçte biri intihar etmeye çalışmış; İskoçya'da 15 ve 26 yaşları arası eşcinsellerin yarısı intihar etmeyi düşünmüş; Fransa'da 20 yaşın altındaki eşcinsel erkeklerin %27'si intiharı denemiş; İtalya'da eşcinsellerin %13'ü intihar etmeye çalışmıştır. Belçika'da 15 ve 25 yaşları arasındaki eşcinsel gençlerin intihar riski oranı diğer kişilere nazaran beş kat daha yüksektir. Almanya'da 15 ve 27 yaşları arası eşcinsellerin %18'i en az bir kere intihar etmeyi denemiş, %66'sı kendi aileleri tarafından fiziksel veya sözlü istismar yaşamış, %27'si öğretmenler tarafından baskı görmüştür. 2007'de son 12 ayda eşcinsellerin en az %30'da biri hakarete maruz kalmış, tehdit edilmiş veya saldırıya uğramıştır.
Bazı ülkelerde okullarda homofobiyi önlemek için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Örneğin İspanya'da DecideT adlı LGBT hakları grubu homofobik baskı ve yıldırmayı engellemek amacıyla bir rehber yayınladı.
Batı Avrupa'da homofobi, sporda da çok yaygındır. Neredeyse hiçbir futbolcu eşcinselliğini açığa vurmamıştır. Bunun tek istisnası Justin Fashanudır. Ancak Fashanu, 1990 yılında eşcinselliğini ilân ettikten sonra hayranlarından, ailesinden ve takım arkadaşlarından hakaret ve düşmanlığa maruz kaldı. Kardeşi, John Fashanu, onu alenen kardeşlikten reddetti. Justin Fashanu 3 Mayıs 1998'de intihar etti. İntihar notunda şöyle diyordu:
"...Suçlu olduğumu sanıyorum. Arkadaşlarımı ve ailemi daha çok utandırmak istemiyorum... Umut ediyorum ki çok sevdiğim İsa Mesih beni nezaketle karşılar, nihayet huzur bulurum."
Arnavutluk Millî Futbol Takımı'nın eski menajeri Otto Barić, kendi takımında eşcinsel bir futbolcunun yer almasına asla izin vermeyeceğini ilân etti; 31 Temmuz 2007'de, UEFA tarafından homofobi nedeniyle 3.000 euro para cezasına çarptırıldı.
Sporda homofobi sadece futbola has bir şey değil. Eşcinsel olan Berlin belediye başkanı Klaus Wowereit, şehrin yerel buz hokeyi takımını olan Berliner Eisbäre'nın maçlarından birini seyretmeye gittiği zaman karşı takımın taraftarları "Hauptstadt der Schwulen, wir sind die Hauptstadt der Schwulen" ('*bnelerin başkenti') şeklinde tezahürat yaptılar.

Güney Afrika

Güney Afrika'da eşcinsel evliliğin yasal olması ve birçok antihomofobi yasanın mevcut olmasına rağmen Güney Afrika toplumu arasında eşcinsellik konusu hakkında hâlâ olumsuz görüşler tutulur. Lezbiyenlere erkekler tarafından yapılan "düzeltici tecavüz" ülkede çok yaygın bir nefret suçudur.

İran

İran'da eşcinsellik idam cezasıyla cezalandırılmaktadır. Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad İran'da "böyle bir fenomen" bulunmadığını iddia etmiştir. 19 Temmuz 2005'te Meşhed kentinde, eşcinsel ilişkide bulundukları gerekçesiyle Mahmud Asgari ve Ayaz Marhoni, 228 kere kamçılanıp büyük bir kalabalığın önünde asılarak idam edildiler. Onları kurtarmak amacıyla yapılan uluslararası başvurular yanıtsız kaldı. İran hükûmeti bu adamları, küçük bir çocuğa tecavüz ettikleri için astığını ileri sürdü, fakat sonradan İranlı kaynaklar bunu yalanlayarak ve hükûmetin bu iddiaları uydurduğunu iddia etti.

Polonya

Polonya homofobi sebebiyle sıkça eleştirilmektedir. Eleştirilerden (özellikle insan hakları örgütleri ve AB kurumları) bir tanesi cumhurbaşkanı Lech Kaczyński'nin başkent Varşova'da ve Poznań kentinde bir gey onur yürüyüşünün yapılmasına izin vermemesine yöneliktir. Hukuk ve Adalet Partisi'nden olan Kaczyński, Cumhurbaşkanlığı için aday olunca Polonya'da birçok eşcinselin ülkeyi terk edeceğini söylemişti. Bu hükûmetin idaresi altında aşağıdaki ifadeler kullanılmıştır:
"Eğer biri diğerlerine eşcinselliğini bulaştırmaya çalışırsa, devletin araya girmesi gerekir."
(Kazimierz Marcinkiewicz, Polonya başbakanıyken)

"Eşcinselliğin vahşi propagandasını, hoşgörü istekleriyle karıştırmayın. Bu bir tür deliliktir ve bundan dolayı hükûmet, şüphesiz onlar (eşcinseller) için karanlık bir gece olacaktır."
(Kazimierz Michał Ujazdowski, Kültür Başkanı ve Hukuk ve Adalet Partisi'nin bir üyesi)

"Eşcinsel davranışlar felaket, boşluk ve soysuzlaşmaya yol açar."
(Teresa Łecka, Millî Öğretmen Eğitimi Merkezi'nin başkanı)

"Eğer anormal kişiler gösteri yaparlarsa, coplanmaları gerekir."
(Wojciech Wierzejski, Polonya Parlamentosu'nun bir üyesi, Varşova'da yasaklanan gey onur yürüyüşü hakkındaki görüşleri)

"Eşcinsel evlilikler yasallaştırılamaz, zira uygarlığımızı tehdit etmektedirler."
(Bir eğitim sorumlusu)
Rusya
27 Mayıs 2007'de, gey ve lezbiyenlerden oluşan bir grup, Moskova Şehir Konseyi'ne yasaklanan gey onur yürüyüşünün serbest bırakılması için dilekçe vermeye çalıştıklarında aşırı milliyetçiler ve Ortodoks radikaller tarafından hakaret ve saldırıya uğradılar. Yetkililer 20 eşcinseli tutukladılar. Moskova belediye başkanı yürüyüşü "şeytanî bir hareket" olarak tanımladı. Rusya Federasyonu başmüftüsü Talgat Tacuddin, 2006 yılında yaptığı bir açıklamada Muhammed'in eşcinsellerin öldürülmesini emrettiğini iddia etmiş, gerekçe olarak da eşcinsellerin insan ırkının kökünü kurutmasını göstermiştir.
Avrupa'daki eşcinsellerin yakından ve severek izlediği Eurovision Şarkı Yarışması'nın 2009 Moskova'da yapılacak olması, Rusya'daki eşcinselleri "Slavic Pride" adı altında bir onur yürüyüşü yapmaya cesaretlendirmişti. Ancak bu yürüyüşün yapılmasına izin verilmedi, hatta yasaklandı. 16 Mayıs 2009'da "yasadışı" toplanan göstericiler dünya basınının gözleri önünde beş dakika içinde polis tarafından aşırı şiddete maruz kalarak dağıtıldı, 40 kadar aktivist tutuklandı.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

20 Mart 2016 / ThinkerBeLL X-Sözlük
11 Eylül 2008 / CrasHofCinneT Oyunlar
9 Haziran 2012 / Misafir Soru-Cevap