Arama

Kitle İletişim Araçları

Güncelleme: 1 Şubat 2019 Gösterim: 51.065 Cevap: 9
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
18 Ocak 2009       Mesaj #1
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Kitle iletişimi


Ad:  Kitle İletişim Araçları.jpg
Gösterim: 14760
Boyut:  80.6 KB
Kendi içinde görece az farklılaşmış bir topluluğa yönelik bilgi ve anlam aktarımı. Haber verme, eğitim, propaganda, reklam gibi çok çeşitli işlevler taşıyan, temel olarak tek yönlü bir iletişimdir. Günümüzde gerek kültürel, gerek siyasal açıdan çok önemli bir etki ve güç aracı, hatta bazılarınca başlı başına bir güç olan kitle iletişiminin maddi temelini, basım tekniğinin bulunmasıyla başlatılabilecek bir dizi teknolojik gelişme oluşturmuştur. Ama yazı, ses ve görüntünün dünya ölçeğinde dağıtılabilmesi için yalnızca baskı makinesi, radyo, televizyon, sinema, ses kayıt cihazları yeterli değildir. Örneğin basılı iletişim, okuryazar kitlesinin nüfus içinde belli bir yüzde oluşturmasına bağlı olarak gelişmiştir. Ayrıca kitle iletişim sanayilerinin ayakta kalabilmesi için de toplumun belli bir refah düzeyinde olması gerekir; bu durum kitle iletişim araçlarının devletin elinde olduğu ülkeler için de geçerlidir.
Sponsorlu Bağlantılar

İletişim araçlarının denetimi.


Günümüzde özellikle Batı ülkelerinde, bir yandan kitle iletişim araçları giderek daha geniş kesimlere ulaşırken, bir yandan da bu araçlar üzerindeki denetimin gittikçe daha küçük grupların elinde toplandığı gözlenmektedir. Yayınların sınırlarını belirleyen etkenler ise tüketicinin talebi, kişi haklarını koruyan yasalar ve yazılı olmayan, ama geleneksel bir işlerlik kazanmış meslek kurallarıdır. Hemen her ülkede devletçe konmuş belli kurallar ve sınırlamalar vardır. Bazı ülkelerde bütün kitle iletişim araçları zaten devlet denetimindedir; bazılarında ise özellikle basın, kitap ve filmler üzerinde, merkezî ya da yerel organlar aracılığıyla gerçekleştirilen katı bir devlet denetimi vardır. Yasalara, siyasal koşullara ve hedef kitlenin ya da pazarın niteliklerine göre belirlenen otosan- sür de gene en çok bu alanlarda söz konusudur.

Kitle iletişiminin etkileri.


Kitle iletişim araçlarının yalnızca siyasal konularda kamuoyu oluşturmakla kalmayıp kişilerin yaşam biçimini, beğenilerini, tüketim konusundaki tercih ve alışkanlıklarını, çocukların duyarlılık ve davranışlarını, şiddet eğilimlerini de etkilediği öne sürülmektedir. Ayrıca kitle iletişiminin, özellikle çocuklar ile gençler üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerinden söz edilir. Bazıları kitle iletişiminin herhangi bir yaş grubu üzerinde zararlı etkisinin olamayacağını ileri sürerken, bazı sosyologlar, belli bir kültürde benimsenip işlerlik kazanmış değerlerle çelişmediği sürece tutum ve davranışlar üzerinde etkili olduğunu belirtmektedir. Özellikle psikolojik bir bakış açısından yola çıkan kuramcılar ise, kitle iletişiminin potansiyel bir eğitim ve ikna aracı olduğunu savunur. Gelişmiş sanayi toplumlarında çoğu insanın, anlık yaşantılarının ötesinde, toplumsal gerçekliğe ilişkin kişisel tutum ve görüşünün de kitle iletişim araçlarının etkisiyle biçimlendiği savı, bu görüşün başlıca dayanağını oluşturmaktadır.

Kitle iletişiminin yalnızca geçerli değerleri, ahlak kurallarını ya da tutumları yansıttığı savma karşı çeşitli görüşler öne sürülebilir. Sözgelimi bir olayın, geçici de olsa toplumda birden büyük ilgi uyandırmasında kitle iletişim araçlarının rolü yadsınamaz. Gazete, dergi, televizyon gibi araçlann siyasal tercihleri biçimlendirmedeki etkisi kararsız seçmenlerin oylarında izlenebilir. Bu yüzden, özellikle ABD gibi ülkelerde seçim kampanyaları, televizyon izleyicisi olan kararsız kitle göz önüne alınarak düzenlenmekte, birçok reklam şirketi seçimlerde siyasal propaganda işini üstlenmektedir. Gene de televizyon kampanyalarının ne ölçüde etkili olduğu somut biçimde belirlenememektedir.

Günümüzde araştırmalar, kitle iletişim araçlarının çoğunluğu hoşnut ettiğini, başka seçeneği olmayan, genellikle eviyle işi arasında yaşayan insanların, kendilerine verileni yakınmadan benimsediklerini ortaya koymaktadır. Bu yüzden kitle iletişim araçları, küçük bir azınlığın elinde dev bir güç oluşturmakla birlikte, yaygın kabul görme kaygısı bu gücün kullanımını kısıtlamaktadır.

Etkileyici iletişim.


Kitle iletişimi, II. Dünya Savaşı’ndan sonra psikolojide önemli bir araştırma konusu durumuna geldi. Davranışçılar iletişim sürecini klasik uyaran-yanıt modeliyle açıklamaya çalışırken, Freud’cular iletişim sırasındaki kaynak-alıcı ilişkilerini, yaşamın ilk dönemindeki aile ilişkilerinin yinelenmesi olarak değerlendirdiler. 20. yüzyıl sonlarında ise psikologların ilgisi etkileyici, yani iknaya yönelik iletişim üzerinde yoğunlaştı. İknaya yatkınlık gibi bir kişilik özelliği olup olmadığı tartışılırken, bazı psikologlar da yalnızca iletişimin tutumları nasıl değiştirdiğini değil, değişmeye direnme nedenlerini de açıklamak amacıyla, “seçici algı”, “seçici dikkat” ve “seçici bellek” gibi kavramlar geliştirdiler. Buna göre etkileyici iletişimde rol oynayan değişkenler kaynak, mesaj, kanal, alıcı ve hedeftir. Kaynakta, yani mesajı gönderende algılanan tüm nitelikler iletişimi etkiler. Mesaj ise söylenen şey, bunun söyleniş biçimi, içeriği ve örgütlenmesidir. Kanal, basın, radyo gibi, mesajın iletildiği aracı belirtir. Alıcının, yani mesajın yöneldiği kişinin yaş, cinsiyet gibi özellikleri bir başka önemli etkendir. Hedef ise, iletilen mesaj ile değişmesi ya da oluşması amaçlanan davranıştır (örn. oy verme).

Etkileyici iletişimin ilk aşamasında mesajın alıcı tarafından fark edilmesi ve içeriğinin, yani yerleştirilmeye çalışılan temel düşünce ile bunu destekleyen kanıtların kavranması gerekir. En önemli koşul ise alıcının kendisine sunulan düşünceyi benimsemesi ve bu kabul sonucu oluşan yeni tutumunu, o düşünceyi eyleme dönüştürmesini sağlayacak bir fırsat çıkana değin sürdürmesidir. Bu koşullar yerine geldiğinde etkileyici iletişim gerçekleşmiş olur: Kişi çevresinde bir ürünün reklamlarını görür, bunun yararlı, ucuz, güzel vb olduğunu kabul eder, yinelenen reklamlarla bu düşüncesi yerleşir ve gereksinim duyduğunda o ürünü satın alır.

Bazı kuramcılar eğitim ile ikna arasındaki benzerliği vurgulamakta ve bilgilendirici iletişim aracılığıyla yeni bilgiler edinmenin, etkileyici iletişim aracılığıyla yeni tutumlar edinmeye koşut olduğunu savunmaktadır. Buna göre iletişim sırasındaki yinelemenin öğrenme sürecinde rol oynaması, ikna edici özelliğinden kaynaklanmaktadır. Sözcük öğrenme ve koşullanma süreçlerinin temel ilkeleri, etkileyici iletişim kaynaklarınca da kullanılır (televizyon reklamlarında yinelemeye bilinçli olarak çok sık yer verilmesi gibi). Öğrenme kuramcıları dikkat, kavrama ve mesajın akılda tutulmasına ağırlık verilir.

Algı kuramcılarına göre, etkileyici iletişime verilen tepki mesajın kendisinden çok, alıcının mesajı nasıl algıladığına ve yorumladığına bağlıdır. Dolayısıyla ikna da, kişinin belirli bir tutumla yaklaştığı bir konudaki algılarını değiştirmektir. Ayrıca bir şeyin anlaşılmasında alıcının önceden edinmiş olduğu kavramların en az mesajın içeriği kadar belirleyici rolü vardır. Bu yaklaşımda dikkat ve kavrama ön plandadır.

Öğrenme ve algı kuramcıları ikna sürecinde nesnel zihinsel basamakları vurgularken, işlevselci yaklaşımda daha öznel güdüle- nimler önem taşır. Buna göre tutumlar, benliği korumaya yönelik savunma tepkileri biçiminde gelişir ve yöneldikleri nesneyle de doğrudan ilişkileri yoktur. Örneğin belli bir toplumsal gruba yönelik önyargılar kişinin çocukluk yaşantısında karşısındaki otoriteyle olan ilişkilerinin sonucudur ve bu önyargıları değiştirmenin yolu kişiyi o toplumsal grup hakkında bilgilendirmek değil, bilinçdışı güdülerini açığa çıkartarak kişilik sorunlarını çözmesine yardımcı olmaktır. Duygusal kökenli tutumlara ağırlık veren bu kuram, daha nesnel ve daha az duygusal tutumlara yönelik, bilinçdışı güdülenmelerin daha az rol oynadığı iletişim biçimlerini açıklamakta işlevsel değildir.

Başka kuramcılara göre de etkileyici iletişime hedef olan kişi, çatışma halindeki birçok etkiyi (örn. kişisel istekleri, bilgi birikimi, aldığı mesajın da içinde olduğu toplumsal baskılar) uzlaştırma çabası yüzünden tedirgin bir durumdadır. Tutarlılık, denge, uyum ya da uyumsuzluk kuramları olarak adlandırılan bu yaklaşımda, insanın tutum geliştirirken bu çelişkili güçleri nasıl değerlendirdiği önem taşımaktadır.

Bütün bu yaklaşımlar karşıtlık içinde değil, birbirini tamamlayıcı bir niteliktedir. Bilgi-işlem kuramından gelişen daha eklektik ve kapsamlı bir yaklaşımda ise kaynak, mesaj, kanal, alıcı ve hedef öğelerinin iletişim süreci içinde sundukları tüm seçenekler hesaba katılır ve her seçeneğin sunuluş, dikkat, kavrama, benimseme, akılda tutma ve açık davranış aşamalarındaki etkileyici gücü değerlendirilir.


Son düzenleyen Safi; 1 Şubat 2019 02:15
MeLL - avatarı
MeLL
Ziyaretçi
19 Ocak 2009       Mesaj #2
MeLL - avatarı
Ziyaretçi

Kitle İletişim Nedir?


İnsanlar güncel olayları, kitle iletişim araçları sayesinde öğrenir ve takip ederler. Bu yüzden günümüzde kitle iletişim araçları, yasama, yürütme ve yargı organları yanında dördüncü bir güç olarak kabul edilmektedir.
Sponsorlu Bağlantılar

İnsanlar aslında iletişimi, haberleşmeyi yüz yüze yaparlar. Ancak zaman geçip toplum her gün biraz daha karmaşık nitelik kazanınca mesajlar yöneltilecek gruplar büyük genişlik kazanır ve yüz yüze haberleşme, iletişim yetersiz hale gelir; kişinin artık bildiği, tanıdığı komşusuna değil, tanımadığı, ilk ilişkiler içinde bulunmadığı diğer insanlara mesajlar yöneltmesi gerekir. Bu olgudan doğan iletişime tali, ikinci türden iletişim, haberleşme denir. işte bu nitelikteki haberleşmenin bazı tekniklerle, belirli bir teknoloji uygulanarak çoğaltılıp güçlendirilerek, çok sayıda kişiyi etkileyecek biçime getirilmesine kitle haberleşmesi (mass communication) adı verilir ve kullanılan araçlara da kitle haberleşme araçları (mass-media) denilir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 10 Kasım 2016 10:58
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
1 Temmuz 2009       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Kitle iletişimi.


Kitle iletişimi olarak adlandırılan iletişimin dayanakları çeşitlidir: büyük basın kadar, radyo, televizyon, sinema, afiş ve plak da bunlar içinde yer alır. Bu çeşitli "media'ların ortak özelliği, her zaman kalabalık, farklılaşmamış ve ayrışık topluluklara yönelmektir. Büyük ya da küçük, en gelip geçici haberden başlayıp, yaratma ya da düşünme özgürlüğü ürünleri olan çeşitli yapıtlardan geçerek, her şeyden önce eğlenmek için hazırlanan programlara kadar, ilettikleri ve yaydıkları mesajların aşırı çeşitliliği de bundan ileri gelir. Güncel bilgiler, bilimsel ve teknik bilgi, birkaç kişinin ya da çok sayıda insanın eğlenmesi, çeşitli toplulukların eğitim ya da öğretimi ve en çeşitli zekâ ya da yaratıcı hayal gücü ürünlerinin iletimi gibi, hepsi de sanayi uygarlığından doğan teknikler tarafından yerine getirilen toplumsal işlevlerin aşırı çeşitliliği de buradan kaynaklanır.

Büyük basının ortaya çıkmasından, özellikle de radyo ve televizyonun kitlesel yayılmasından başlayarak, kitle iletişimlerinin herkesin ve her bireyin davranış ve inançları üzerinde, yönetenlerle yönetilenler arasındaki ilişkiler üzerinde, toplumla- rı birleştirmeye ya da bölmeye yetenekli değerler üzerinde büyük, hatta kesin bir etkide bulundukları görüşü hızla yayıldı.
Bu görüş birçok yalanlamayla karşılaştı. ilkin seçim kampanyaları çerçevesinde 1940'tan başlayarak yürütülen incelemelerle yalanlandı. Bu incelemeler, seçimlerdeki tercihte kişisel ilişkilerin belirleyici etkisini gösterdi. Sonra anketler, büyük haber organlarına yönelik birçok red tepkisini ortaya koydu. En sonra da yeni iletişim araçları, uydular, bilgisayarlar, vericileri alıcılara durmadan daha çok yaklaştırarak, insanlar ya da gruplar arasındaki iletişim türlerini derin bir biçimde değiştirdi.

Kitle iletişimlerinin etkisi, son çözümlemede toplumun kendisine, toplumun eylem ve örgütlenmesine, insanlarla grup arasındaki ilişkilerin toplumda büründüğü biçime, toplumu oluşturan çeşitli kurumlam karşılıklı yerine ve özellikle iletişim araçlarıyla kamusal ya da özel iktidarlar arasında kurulan ilişkilere bağlı gibi görünmektedir.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 16 Eylül 2016 23:39
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
1 Temmuz 2009       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Kitle İletişim Araçları Nelerdir ?



Gazete:


Gutenberg'in hareketli harfleri kullanan baskı makinesini 15. yüzyılın ortalarında icat etmesinden yaklaşık 150 yıl sonra ilk gazeteler ortaya çıkmaya başlamıştır. İlk gazete olarak kabul edilen Avisa'nın Strazburg'da1609 yılında yayınlanmasından bir yüzyıl sonra ilk günlük gazete İngiltere'de 1702 yılında The Daily Courant adıyla yayınlanmıştır. Dolayısıyla, tıpkı roman gibi, gazete de 18. yüzyıl ürünüdür. Bu yüzyıl kapitalizmin dünyada başat üretim tarzı haline geldiği yüzyıldır aynı zamanda. Hegel kapitalizm ile gazetecilik arasındaki ilişkiyi şöyle özetliyor: 'Gazete kapitalizmin sabah duasıdır'. İlk gazeteciler haberlerini genellikle yine 18. yüzyılda yeni bir toplumsal mekan olarak ortaya çıkan kahvehanelerdeki sohbetlerden derliyorlardı. Ayrıca gazetelerde edebi bir dil kullanılarak olaylar süsleniyordu. Günlük gazeteler İngiltere'de 'daily', Fransa'da ise 'journal' diye adlandırılıyorlardı. Bugün gazeteciliğin İngilizce ve Fransızca'da 'journalism' diye adlandırılması bundandır. Türkçe'de ise gazete kelimesi, İtalyanca'da bu tür günlük yayınların teknolojik gelişmelere paralel olarak giderek ucuzlamasıyla satın alınırken kullanılan bozuk paralara verilen isimden gelmektedir. Baskıya olanak veriyordu.

Başlangıçta gazete matbaaları basit tipografik makinelerdi ve zamanla daha hızlı baskıya olanak veren ve buhar gücünü kullanan rotatifler devreye girdi. Tipografi yöntemi çok uzun süreler devam etti ve hatta bugün bile bazı matbaalarda kullanılıyor. Sonraları geliştirilen ve daha kaliteli baskıya olanak veren tifdruk sistemi ise yerini kısa sürede offset yöntemine bıraktı. Offset yöntemi hem hızlı hem de kaliteli baskıya olanak veriyordu. Öte yandan harflerin teker teker elle dizilmesi (mürettipler tarafından) yöntemi de yerini sonraları satır satır dizgiye olanak veren hızlı linotiplere bıraktı. Bu yöntem eriyen kurşundan satırların kalıbını dökme işlemi nedeniyle sıcak dizgi olarak adlandırılır. Ancak önce elektronik dizgi makinelerinin sonra da bilgisayarların kullanılmasıyla hızlı ve kolay tashih (düzeltme) olanağı veren 'soğuk dizgi' yöntemi yaygınlaştı. Bugün artık dizilmiş gazete dosyaları iletişim ağları üzerinden gönderilerek birbirinden uzakta bir çok matbaada aynı anda basılabiliyor.

Gazetecilikte haber en önemli kavramdır. Haberciliğin gelişmesinde S. Morse'un 1837 yılında icat ettiği telgraf önemli bir rol oynamıştır. Telgraf kısa sürede Osmanlı İmparatorluğu'nda da kullanılmaya başlandı ve 1855 yılında Edirne Şumnu arasında ilk hat devreye girdi. Telgrafın haberlerin hızlı iletimindeki yararı, bu yararı daha verimli hale getirmek amacıyla haber ajanslarının kurulmasına yol açtı. Böylelikle gazetelerle haber ajansları arasındaki sıkı ve vazgeçilmez ilişki de başlamış oldu. Telgrafın gazeteciliğin tarihi açısından önemi bakımında İngiltere'de yayınlanan bir gazetenin adının 'Daily Telegraph' olduğunu hatırlatmakta yarar var. Haber ajansları, kısa sürede bir haber tekeli oluşturacak şekilde gelişti ve ortaya Dört Büyükler diye de adlandırılan AP, UPI, Reuters ve AFP'nin egemenliğinde bir haber piyasası çıkmış oldu. Öte yandan fotoğrafçılıktaki gelişmeler, gazetelerde görsel malzeme kullanımını artırdı. Haberciliğin asli bir unsuru olarak fotoğraf kullanımı yaygınlaştı ve photojournalism diye adlandırılan bir çalışma alanı ortaya çıktı.

Gazetecilik bir yandan halkın kamusal olaylar hakkında bilgilendirilmesi ve kamusal işlere katılması bakımından kamusal bir hizmet olarak görülür ama aynı zamanda da ticari bir faaliyettir. Gazete sahipliği ile gazetenin editoryal düzeni arasında hassas bir denge kurulmalıdır. Gazete sahibi gazetesini kendi şahsi çıkarları için değil kamunun çıkarları için kullanmalıdır. Amerikan anayasası sadece gazetecilik mesleğine koruyucu bir ayrıcalık tanır ve gazeteciliği kısıtlayan yasa yapılamayacağını hükme bağlar. Ancak anayasal bu ayrıcalık bir ticari faaliyet olarak gazetecilik için değil bir kamusal hizmet olarak gazetecilik için geçerlidir. Batıda ve Türkiye'de özellikle 1980'lerden itibaren, globalleşen kapitalizme paralel olarak, ortaya çıkan dev medya gruplarının sahip olduğu gazetelerde, geleneksel gazeteci-gazete sahibi ilişkisi oldukça değişmiş, asıl ticari faaliyet alanı gazetecilik olmayan gazete patronları ve 'genel yayın yönetmeni' gibi adlarla anılan yeni mesleksel kategoriler gündeme gelmiş ve gazeteciliğin hayat damarı olan, ve uzun yıllar devlete karşı korunmaya çalışılan editoryal bağımsızlık ilkesi yeni medya düzeninde iyice sarsılmıştır. Öte yandan karmaşıklaşan toplumsal olayları takip edebilmek için 'uzmanlaşmış gazetecilik' ve 'araştırmacı gazetecilik' gibi yeni meslek kategorileri ortaya çıkmıştır.

Yeni bir iletişim teknolojisi olarak internet, gazeteciliği bir çok bakımlardan etkilemiş ve 1990'lı yıllarda on-line gazetecilik kavramının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bugün mevcut gazetelerin on-line versiyonlarının yanı sıra sadece internette yayınlanan on-line gazeteler de bulunmaktadır. Ancak gazetecilik, tıpkı televizyon gazeteciliği kavramının gösterdiği gibi, haber verme temel işlevi bağlamında bu yeni teknoloji ile de işbirliği içinde varlığını sürdürecektir.

Fotoğraf ve Sinema:


Kronolojik olarak gazeteden sonra gelen fotoğraf ve sinema, birer sanat dalı olmalarının yanı sıra aynı zamanda birer kitle iletişim aracıdırlar. Gazetede fotoğraf, bazen haberin tamamlayıcı ögesi olmanın da ötesinde asli bir unsur haline gelebilmektedir. Fotoğrafın kitlesel özelliği sadece gazete ile sınırlı değildir. Sokak reklamlarında ve kartpostallarda fotoğraf, görsel anlatım gücüyle kitlelere mesaj ulaştırmada etki bir şekilde kullanılmıştır. Sinema ise başlangıcından beri salonların yaygınlaşmasına 've halka inmesine- paralel olarak bir kitle iletişim aracı halinde gelişmiştir.

Fotoğraf, bir yandan görüntünün bir düzeye düşürülmesi için optik ve diğer yandan da bu görüntünün sürekli olarak muhafazası için kimya alanındaki gelişmelerin ürünüdür. Bir düzeye görüntünün düşürülerek elde edilmesi için ilk geliştirilen alet camera obscura diye adlandırılan ve tasarımı (Araplardan aktarılan bilgilere dayanarak gerçekleştiren) Leonardo da Vinci'ye ait delikli bir karanlık kutudur. Delik karşısındaki nesne, karanlık kutunun iç çeperinde ters olarak görüntülenir. Bu aletten ilk kez, perspektif çalışan ressamlar yararlanmışlardır, resmetmek istedikleri nesnenin ters görüntüsünü bu iğne delikli kutu ile elde ediyorlar ve bu görüntüyü resme dönüştürüyorlardı. Sonraları bu deliğin yerine mercek konarak daha net görüntü elde edildi. Işığın foto-kimyasal etkileri konusundaki bilgiler 19. yüzyıl ortasında gerçek anlamda fotoğrafın icadına yol açacak düzeye erişir. Joseph N. Niepce 1826 yılında ilk çektiği fotoğrafta ışığa hassas maddeyi sekiz saat pozlayarak negatif görüntü elde etmişti. Görüntü tespiti konusunda ise Luis J. M. Daguerre'nin 1837'de açıkladığı dagerreyotip diye adlandırılan ve metal levhalarda görüntüyü tespit eden tekniğini beklemek gerekti. Kağıda baskı fotoğraf ise William H. F. Talbot tarafında 1840'da geliştirilen kalotip yöntemi ile gerçekleştirildi. İlk renkli fotoğraf görüntüsü ise Louis D. du Hauron tarafından 1869'da elde edildi. Bugünküne yakın renkli filmler ise 1950 yılında Kodak-Eastmancolor tarafından geliştirildi. İlk dijital fotoğraf makinesi ise 1987'de Kodak tarafından piyasaya sürüldü.

Sinema ise insanın fizyolojik bir zaafından yararlanır. Saniyenin yaklaşık 1/25'inden kısa sürelerdeki görüntüleri insan beyni algılamaz. Bu nedenle bir saniyede 25 değişik görüntü gösterilirse insan bu görüntüleri hareket ediyormuş gibi algılar. Bu insani zaaf üzerine sinema hareketli görüntü tekniği (kinetik [hareket] ' kino - cine) olarak ortaya çıktı. Bu zaaf reklamcılıkta ise 'eşik altı algı' tekniği olarak istismar edici [ve yasal olarak yasaklanmış] bir reklam yöntemine yol açtı. 25 film karesinden bir tanesine reklamını yaptığınız malın görüntüsünü yerleştirdiğinizde, algılanmayan görüntü sonradan bu mala bilinçaltı bir şekilde yönelmeyi sağlayacaktır. Gerek klasik sinema filmi (şeriti) gerekse de elektronik görüntü formatları (video, vcd, dvd vb.) hareketli görüntü artık görsel bir kültürün egemenliğini gündeme getirmiştir. Thomas Edison'un kinetografından (1892) esinlenen Louis Lumiere ilk sinema gösterisini 1895 yılında gerçekleştirdi. Charles Pathe'nin 1900 yılında kurduğu film üretim şirketi zamanla bir sinema tekeli haline geldi. 1902 yılında çekilen 'Aya Seyahat' ilk ticari film olarak kabul ediliyor. Sinemanın sanat olarak kabul edilmesi ise Fransız Louis Delluc'un 1918'den itibaren çektiği filmlerle oldu. 1929'da sinemaya ses izi (sound track) eklendi ve sinema olgunluk dönemine girerek kitleselleşti. Amerikan sineması 1930'lardan itibaren Hollywood'da sinemayı bir sanayi olarak örgütledi ve bugün ortaya çıkan kültürel hegemonyayı olanaklı kılan tekel konumunu elde etti. Günümüzde örneğin Türkiye'de salonlarda gösterilen Hollywood filmlerin oranı yerli filmlerden kat kat fazladır.

Radyo:


Radyonun ilk olarak Macaristan'da 19. yüzyıl sonlarında Budapest Registar adıyla telefonlu (kablolu) radyo olarak ortaya çıktığını görüyoruz. Kişisel iletişim aracı olarak tasarlanan telefon o zamanlar müzik ve haber yayını için kitle iletişim aracı gibi kullanılmıştı ve bir santrala bağlanan telefon sahipleri ortak yayını dinliyorlardı. Ama gerçek anlamda ilk radyo yayını 1920 yılında ABD'de Pittsburg'da yapıldı. Ancak telsiz iletişimi olarak daha öncelri radyo teknolojisi kullanılmaya başlanmıştı. Örneğin meşhur Titanic gemisi 1912 yılında batarken elektromanyetik dalgalar kullanan bir telsiz ile yardım istemişti. ABD donanmasının telsiz telgraf ve telsiz telefonla (dolayısıyla da radyo ile) ilgisi başlangıçtan itibaren oldukça sıkıdır. RCA ve Marconi şirketleri Amerikan donanmasının talepleriyle güçlendiler. Marconi radyoyu icadına giden yolda Maxwell, Hertz Tesla gibi bilim adamlarının birikimlerinden yararlanmıştır. Radyonun gelişiminde galenli basit detektörlü alıcılar dahil amatör radyocuların da katkıları büyüktür. Ancak radyo gerçek gücüne De Forest tarafından geliştirilen lamba (vakum tübü) ile kavuştu. Seri üretim ile radyo alıcıları giderek ucuzladı ve kitleselleşti. Vericiler de daha güçlü imal edilerek daha geniş kapsama alanlarına kavuştular. 1930'lara gelindiğinde radyo önemli bir toplumsal etki gücü olarak siyasal alanda dikkati çekti ve Nazi deneyimi II. Dünya savaşının radyolar savaşı olarak anılması sonucunu doğurdu.

Türkiye'de il radyo vericileri 1927 yılında Ankara ve İstanbul'da faaliyete geçti. 1938 yılında ise Ankara'da o yılların en güçlü vericilerinden biri (120 KW) devreye girdi. İyonosferin yansıtıcı etkisi üzerinde çalışmalar 1930'lu yıllarda meyvesini verdi ve kısa dalga radyo yayıncılığı uluslararası iletişime önemli bir boyut getirdi. BBC World Service, Amerika'nın Sesi (VOA) Radio Moscow gibi kısa dalga yayıncılar hızla gelişti. Türkiye ise II. Dünya Savaşı sonrasında katıldığı Kore savaşındaki askerlere yönelik 1948'de başlattığı yayınlarını bugün Türkiye'nin Sesi adıyla sürdürüyor. Kısa Dalga yayıncılığa artan talep bu dalgalardaki kıt frekansların tahsisinde tartışmaları gündeme getirdi. Uluslar arası Telkomünikasyon Birliği (ITU) bünyesinde oluşturulan Dünya İdari Radyo Konferansı (WARC) ile bu tahsis işleminde gelişmiş ülkeler lehine bazı ilkeler getirildi. Kısa dalga yyınların sınırları aşma özelliği, ülkeleri istenmeyen yayınlara karşı bazı teknolojik tedbirler almaya itti. Bu yayınları bozma üzere geliştirilen jamming (aynı frekastan gürültü yayınlayarak istenmeyen yayını bozma) uygulaması özellikle soğuk savaş yıllarında yaygınlaştı.

1933 yılında FM tekniğinin 1960'larda da stereo yayın tekniğinin bulunmasıyla radyo müzik endüstrisi ilişkisi başlamış oldu. Müzik kutusu haline gelen istasyonlar yaygınlaştı. 1948 yılında ABD'de Bell Laboratuarlarında icat edilen transistör radyoyu hem ucuzlattı hem de hareketli hale getirdi. Cep ve araba radyoları yaygınlaştı, radyo dinleme alışkanlıkları değişti. Radyo her yerde dinlenilebilir hale geldi.

Ticarileşen radyo yayıncılığının karşısında yerel radyo, mikro radyo, underground radyo gibi alternatifler gündeme geldi. Türkiye'de de radyo hep siyaset gündeminin içinde oldu. Demokrat Parti döneminde 'partizan radyo' nitelemesi gündeme geldi. BBC'nin önderlik ettiği kamu yayıncılığı anlayışı 1964 yılında kurulan TRT için de benimsendi. Özerk bir kamu kuruluşu olarak örgütlenen TRT 1971 ve 1980 müdahaleleri sonucunda 'tarafsız' bir devlet yayın kuruluşuna dönüştürüldü.

Televizyon:


Televizyonun babası olarak tanınan Paul Nipkow 1884 yılında resim tarama makinası yaparak bu taranmış resmin telgraf hatlarından iletilmesini tasarlamıştı. Bugünkü televizyon kamerasının ilk halini ise ionoscope adıyla 1923 yılında Vladimir Zworkin yapmıştı. Westinghouse ve Fansworth'un da katkılarıyla televizyon alıcı ve verici sitemleri 1930'larda geliştirilmiştir.İlk televizyon yayını 1936 da BBC tarfından yapıldı ve 1937 yılında elektromekanik sistemler yerine elektronik taramalı sistemler standart olarak kabul edildi. II. Dünya savaşı öncesinde ABD de yalnızca 6 TV istasyonu yayındaydı. Savaş sırasında TV araştırmaları durdu (radar hızlandı!). 1952 yılında ABD'de ilk kez siyasi parti kongrelerinin televizyondan verilmesiyle yeni bir dönem başlamış oldu. Televizyon olağanüstü önemli bir siyasi güç haline gelmişti. Yine ABD'de başkanlık seçimlerinde televizyonun güçlü bir şekilde kullanılması bugünkü anlamıyla siyasal iletişimin (medyada siyaset) doğuşunu getirdi ve televizyonun kültürel egemenliği yaygınlaştı. 1963 Kennedy öldürülmesi televizyonun haber vermedeki hızını kanıtlamıştı. 1990 yılında ise Körfez savaşı televizyonlardan 'naklen' yayınlandı. Türkiye'de 1958 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından deneme amaçlı başlatılan İstanbul'a yönelik televizyon yayınları düzenli olarak ilk kez 1968 yılında Ankara'da TRT tarafından gerçekleştirildi. 1994 yılında RTÜK kanunu ile birlikte 'özel' televizyon yayıncılığı gündeme geldi.

1948 yılında yayını alamayan küçük yerleşim birimlerine düzgün yayın iletmek üzere geliştirilen CATV (Community Antenna Television) sitemi bugün artık çok kanallı yayın için güçlü bir seçenek olan kablo televizyon halini aldı. Uydu yayıncılığı ise kapsama alanı sorununun kökten çözen bir yaklaşım sağladı. 1957 yılında SSCB'nin ilk insan yapımı uydu olan Sputnik'i uzaya göndermesi soğuk savaşa paralel bir uzay savaşını başlattı. ABD 1962'de Telstar'ı, 1965'de de ilk geostationary uydu olan Early Bird'ü fırlattı. Dünya etrafında hep aynı yerde kalabilen uydu pozisyonu anlamına gelen geostationary uydu pozisyonları, bu fikri ilk ortaya atan A. Clarke'in adına atfen Clarke kuşağı olarak adlandırılıyor ve ve sanal bir kuşak olarak 35.000 km. yüksekte yer alıyor. Bu kuşak üzerindeki uydu pozisyonları da tıpkı frekanslar gibi kıt kaynak kabul ediliyor ve ülkelr arasında tahsis problemlerine yol açıyor. Uyduların en belirgin sonucu CNN gibi global kanalların ortaya çıkması ve medya sektöründe tekelleşme eğilimini hızlandırması olmuştur. Uydularla artık global ve entegre bir iletişim ağı gerçekleşmiştir. Bu ağ üzerinden hem siyasi mesajlar hem de mali bilgiler hızla ve güvenli bir şekilde akmaktadır. Doğrudan uydu yayıncılığ (DBS) ile C-Ku-Ka bantlarından dünyanın her köşesine yayın yapma olanağı ortaya çıkmıştır. Türkiye ise 1994 yılında Türksat 1B'yi 31.2 derece Doğu poziyonunda, 1996 yılında 1C'yi ve 2001 yılında da 2A'yı 42 derece Doğu pozisyonunda (Fransız [Avrupa] uydu konsorsiyumu aracılığıyla) yörüngeye oturtmuştur. Uluslar arası uydu birliği olarak İntelsat 1964 yılında, Avrupa uydu birliği olarak Eutelsat 1977 yılında ve SSCB ve müttefikleri uydu birliği olarak da Intersputnik 1973 yılında kurulmuşlardır.

İnternet ve Yeni Medya:


Geleneksel medyanın dışında, CD, VCD, DVD, Interaktif CD, GSM-WAP-GPRS, Internet gibi tümüyle dijital teknolojiyle üretilen ve içeriği üretenle tüketen arasında yeni bir ilişki tanımlayan medyaya yeni medya diyoruz. Bilgisayar oyunlarından dev veri tabanlarına, sanal mağazalara kadar yeni bir kültürel alan yaratan bu medya türlerinden, tümünün tipik özelliklerini kapsayan interneti ele alacağız.

ENIAC adındaki ilk bilgisayarın askeri amaçlarla 1946 yılında geliştirilmesiyle dijtal çağ başlamış oldu. Bilgisayarların yine askeri amaçlar ile kendi aralarında iletişmelerini sağlamak için 1960'larda geliştirilen iletişim protokolü ARPANET adlı askeri proje ağının doğmasına neden oldu. Bunun ardında standartlaşan TCP/IP protokolü verilerin paketler halinde güvenli ve hızlı olarak ağlar üzerinden iletilmesini sağladı ve Arpanet'e üniversitelerin de katılımıyla internet ortaya çıktı. Ağa bağlı her bilgisayarın numarası (IP number) üzerine dayanan adresleme sistemi, DNS (Domain Name System) ile insanların kolaylıkla kullanabileceği adresleme sistemine dönüştürüldü ve .com, .edu, .net gibi domain adları saptandı. Web en yaygın internet hizmeti olarak hızla gelişirken e-posta, irc (Chat), ftp gibi diğer hizmetler de gündeme geldi. 1990'ların sonuna gelindiğinde 'ağların ağı' tanımlamasına uygun devasa bir ağ iletişim ve bu ağ üzerinde yeni bir kültürel ortam ortaya çıktı. Türkiye ilk kez ODTÜ- TÜBİTAK işbiriği ile 1993 yılında ABD üzerinden internete erişti. Bugün kamusal omurgayı TTNET adıyla Türk Telekom işletiyor. Ayrıca akademik kuruluşların bağlantısı için ULAKNET de ayrı bir omurga kurmuş durumdadır.

Internet bir yandan 'sansürsüz' enformasyon erişimi ile iletişimi demokratikleştirirken bir yandan da var olan eşitsizlikleri sürdürmektedir. Dijital uçurum (digital divide) diye de adlandırılan internet kullanımındaki ülkelerarası ve ülke içi eşitsizlik, ekonomik eşitsizliklerin bir devamı olarak aynen sürmektedir. Ayrıca internet üzerinde yayınlanan içeriğin büyük bölümü mevcut (egemen) medyada dağıtılan içeriğin aynısıdır ve çoğunlukla İngilizce'dir. Bu durum masaüstü sömürgecilik kavamını gündeme getirmiş ve internetin ve eşitlikçi bir alternatif medya olma potansiyeli tartışılmaya başlanmıştır. Öte yandan bu medyaya ilişkin yasal düzenleme tüm ülkelerde girişimleri denetim-özgürlük ikilemine yeni boyutlar katmıştır. Son olarak internetin bir izleme-denetleme aracı olarak da kullanılabilir olması, gözetim toplumu, büyük hapisane ve big brother gibi kavramları yeniden günden taşımaktadır.
Son düzenleyen Safi; 16 Eylül 2016 23:41
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
1 Temmuz 2009       Mesaj #5
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ ETKİLERİ


Kitle iletişimi toplumsal araştırmalarda üzerinde ısrarla durulan ve belki de en az açıklığın sağlandığı konu değişik araçların etkileridir. Birçok ülkede kitle iletişim araçları izlenirken sarf edilen zaman ve bu araçların üretim ve dağıtımı için ayrılan kaynakların miktarı düşünüldüğünde, böyle bir sorgulamanın nedeni yeterince anlaşılabilir. Bir yanıt oluşturmak için çok şey yazılmış ve epeyce araştırma yapılmışsa da konunun hem kitle iletişim araçlarının genel önemi, hem de özelde kitle iletişiminin belirli düzeylerinin olası etkileri açısından yine de tartışmalı olduğu kabul edilmelidir.
Bu konuda bitmeyen zorluklardan birisi araçların etkilerini araştıranlarla kitle, kitle iletişim araçları üreticileri ve alanda kamu politikalarını oluşturanlar arasındaki iletişim eksikliğinden kaynaklandığından tartışma kaçınılmaz olarak kullanılan terimlere bazı açıklıklar getirilmesiyle başlamıştır.

Kitle iletişim araçları içerikleri ve örgütlenmiş biçimleriyle çok çeşitlilikler gösterir ve toplum üzerinde etkili olabilecek geniş bir alandaki faaliyetleri kapsarlar.

Birey, grup, kurum ister bütün toplum ya da kültür düzeyinde olsun, etkilerin hangi düzeyde oluştuğu konusunda açıklığa sahip olmak zorunluluğudur. Bunların her biri veya hepsi herhangi bir yolla kitle iletişiminden etkilenebilir. Kitle iletişim araçlarının sadece bireysel siyasi görüşleri değil, yürütülüş ve başlıca etkinliklerinin düzenlenme biçimlerini de etkilenmesinin olası olduğu siyaset alanı iyi bir örnek oluşturmaktadır.

İletişimin geniş, heterojen ve bilinmeyen izleyiciye doğru yöneltilen şeklidir. Genişliğin ölçüsü iletişimcinin / göndericinin izleyicilerle yüz yüze bir şekilde ilişki kurma olanaksızlığıdır. Heterojen olması kesinlikle saptanmış belli bir grup, elit gibi kamuya açık olmayanın ötesinde olmasıdır. Bilinmeyenin anlamı göndericiye izleyicilerin genellikle yabancı, bilinmeyen kişiler olmasıdır.

Kitle iletişime hızlı, kamusal ve geçici olarak tanımlanabilir: Kamusaldır, çünkü ileti halkın izlemesine açıktır. Hızlıdır, çünkü ileti izleyicilere kısa sürede ya da aynı zamanda yetişmesi için hazırlanmıştır. Geçicidir, çünkü genellikle o an, alındığı an, tüketilmesi amaçlanmıştır, devamlı kayıtlara geçmesi için değil. Bunun istisnası film, radyo ve video kütüphaneleridir.

Kitle iletişim araçları geniş izleyici topluluklarının ilgisini çekmesi, düşüncelerinin değiştirilmesi ve davranışlarında değişiklik gösterebilir. Kitle iletişim araçları toplumdaki bireyler arası düşünce tarzındaki farklılıkları ortaya çıkartır ve bu sadece bireyler arası değil örgüt, grup ve kurumlar arasında da olur.

Kitle İletişim Etkisi Üzerine Araştırmaların Tarihi


Kitle iletişimi araştırmalarının "doğal bir tarihi" vardır. Araçların etkilerinin incelenmesi kamuyu çok yakından ilgilendirmektedir. Bir yanda suç, şiddet, kültürel ve ahlaki durum, iletişim araçlarının eğitici ya da beyin yıkayıcı gücü gibi kaygı kaynağı başlıca konular vardır. Bunların her biri , zaman içinde artan ya da azalan önemlerde etkilere uğramışlardır. Diğer yandan da kullanılan iletişim aracının ya da onun kullanım biçiminin değişmesine neden olan teknoloji ve sosyal davranıştaki değişme olguları bulunmaktadır. Popüler gazeteler, çizgi dergiler, sinema, radyo ve televizyon kamunun ilgisini üzerlerinde toplayış sırasıyla birbiri ardına araştırma konuları olmuşlardır. Kitle iletişim araçları sanayinin gereksinmeleri, özellikle reklamcılığın etkililiği konusuyla ilgilenmeleri de önemli bir rol oynamıştır. Kitle iletişim araçlarının modern toplumlara katkısının anlaşılabilmesinde temel olabilecek birçok konuda boşluklar bulunduğunu kabul etmemiz gerekir.

Bununla beraber bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. İletişim araçlarının etkisinin araştırmakla olduğu elli yılı aşkın süreyi üç ana aşamada inceleyebiliriz.19 uncu yüzyılın sonunda 1930' lara kadar süren birinci aşamada iletişim araçları Avrupa ve Kuzey Amerika' da görüş ve inançları biçimlendiren, yaşam alışkanlıklarını değiştirebilen, davranışların yönlendirilmesinde etkin olan, bazı dirençlerle karşılaşması halinde dahi siyasi sistemleri belirleyen önemli bir güç olarak değerlendirilmekteydi. Böyle görüşler, bilimsel araştırmalara değil, popüler basının, sinemanın, radyonun ilgi görerek izleyizi topluluklarının toplumun geniş kesimlerine doğru hızla yaygınlaşmasının ampirik gözlemlenişine dayandırılmaktaydı. Ayrıca iletişim araçlarının bu denli güçlü olduğu varsayımı reklamcılar, Birinci Dünya Savaşında hükümet propaganda görevlileri, gazete sahipleri ve totaliter devletler yöneticileri arasında destek bulmuş ve bu koşullarda hemen herkesçe en doğru düşünce olarak benimsenmiştir. Kitle iletişim araçlarının -araştırmaların çoğunun yapıldığı dönemde mevcut başlıca araçlar radyo, film ve baskıdır- bireysel kanaatleri, tutumları ya da davranışları değiştirmede doğrudan katkıların pek olmayacağı gibi, suç işlenmesinin saldırganlığın veya beğenilmeyen diğer sosyal olguların da doğrudan nedeni olmadıkları ortaya çıkmıştır. Araştırmalar elbette değişik iletişim araçlarının hiç etkileri olmadığını göstermemiştir; ancak başka toplumsal olguların öncelikli geldiğini belirlemiş ve iletişim araçlarının gücünü varolan toplumsal ilişkilerin yapısı ile kültür ve inanç sistemi çerçevesinde yerini bulduğunu ortaya çıkarmışlardır.

Kitle iletişim araçları hemen hemen her şeyden etkilenmiştir. Ortaya çıkan yayınlar ile kitle iletişim araçları genişletilmiştir. Zamanla toplumdaki davranışlar değişmiş ve kitle iletişim araçlarını gelişmiştir.

Kitle İletişim Araçlarının Süreç ve Modelleri


Etkilerin nasıl ve niçin beklenildiği gibi olduğu ya da olmadığının kavranması yolunda bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Kitle iletişiminin etkilerini araştırılırken sorulara yanıt bulmada güçlük çekilmesinin nedenlerinden birisi, etkilerin ortaya çıkışıyla ilgili mekanizmalar konusundaki bilirsizliktir.

İletişim araçlarının iletilerinin izleyici topluluğu üyelerinin kişilik özelliklerine göre belirli uyarılma nitelikleri olduğu kabul edilerek, izleyici topluluklarının gösterdikleri çeşitliliğin değerlendirmeye alınması amaçlanmaktadır. Bu, kısacası karmaşık uyarılara karşı farklı kişilerinin tepkilerinin de farklı olacağını da anlatmaktadır. İletişim araçları davranış biçimlerini dolaylı olarak etkilemektedirler. Bu kitle iletişim araçlarının etki gücüne gösterilen ilginin canlı kalmasına yardımcı olan temel süreçlerden birisini ortaya çıkaran önemli bir belirlemedir. Çünkü , inşa edilmiş bir dünya ve toplumsal yaşam imgesi ile sosyal gerçekliğin tanımlarını sağlayarak kitle iletişim araçların bilinç üzerinde doğrudan etkide bulundukları düşüncesini içermektedir. Gerçekten de izleyici toplulukları üyeleri, kendileri ve sosyal dünyaları hakkındaki bilgileri iletişim araçlarıyla toplumun kendilerine sunuç biçimlerinden öğrenirler. Yaşamdan uygun davranma için gerekli bilgileri iletişim araçları sağlarlar ve bu bilgiler zaman içinde uzun bir toplumsallaşmış süreciyle birikirler. İletişim araçlarının bireyler üzerinde etkileri sadece dolaylı değildir. Birey bu etkilere çok önceleri, geçmişte de uğramış olabilir. Böyle bir sürecin incelenmesinin zorluklarını dile getirmeye bile gerek yoktur. Ancak böylece hiç olmazsa dikkatimiz iletişim araçlarının içeriğine, zaman içinde tutarlı olup olmadıklarına bakılması gereğine ve değişik iletişim aracı kaynaklarına yönelmiş olmaktadır.

Kitle iletişim araçları bireylerin siyasal sistem üzerine bilgilerini de bu sisteme bağlılıklarına etkileyebilirler. Bu etkileme iletişim aracının yapısının değişmesine bağlı olarak zaman içinde gerçekleşebileceği belirli insan ya da konuları iletişim araçlarında yer buluşuyla da olabilir.

Kitle iletişim araçlarını bireyler, kurumlar ile toplum ve kültür için önemli sonuçları olduğunu ortaya koymaktadır. Çok kesin nedensel bağları göstermemiz ya da gelecekle ilgili güvenilir öngörülerde bulunamayışımız varlığımız bu sonucu ortadan kaldırmaz. Kitle iletişim araçlarının gücü konusu işe, daha farklı bir şeydir. Bu, özünde, kitle iletişim araçlarını, yöneten, onlara sahip olan ya da denetleyenlerin ya da bir iletide bulunmak için onları kanal olarak kullananların başkalarına yönelik amaçlarını ne kadar etkin olarak yerine getirdiklerini ya da getirebildiklerini sormaktadır. Böyle bir görüşün dayanağı, tartışmalarla açığa çıkarılmıştır. Kitle iletişim araçları üzerinde denetim, çeşitli olanaklar sağlar. Birincisi , kitle iletişim araçları belirli sorunlara, çözümlere ya da insanlara çekip yönlendirerek güç sahibi olanları kayırıp buna bağlı olarak da rakip birey ya da gruplara yönelmesini önlerler. İkinci olarak kitle iletişim araçları statü sağlar, meşruiyeti güçlendirir. Üçüncü olarak, kitle iletişim araçları belli koşullarla inandırma ve seferber etmenin bir kanalı olabilir. Dördüncüsü , kitle iletişim araçları belirli toplulukların oluşmasına ve varlıklarını sürdürmesine yardımcı olabilir. Beşincisi , iletişim araçları psişik ödül ve doyumları sunulmasında araç olabilir. Rahatlatır , eğlendirir ve gururları okşayabilir. Genellikle kitle iletişim araçları toplumda bir iletişim aracı olarak aldıklarını geri vermektedirler. Aynı zamanda hızlı, esnek, planlanmaları ve kontrolleri kolaydır.

Etkinin Kanıtları


Kitle iletişim araçlarını etkilerini inceleyen araştırmaları anlamlı bir biçimde tartışabilmek için bileşik bir sorunu daha önce değinilen düzey, etki ve süreç türü, araştırma yöntem ve stratejisi gibi çeşitli ayrımları yansıtan bir dizi başlık altından ele almak yararlı olacaktır. Ayırt edici özellikleri olan ve ayrı değerlendirilmeleri gereken bir dizi iletişim araçları durumları ve süreçleridir.
En önemli iletişim araçları durumları şunlardır:
1) Kampanya,
2) Toplumsal gerçekliğin tanımlanması ve toplumsal normlar,
3) Ani tepki ya da reaksiyon,
4) Kurumsal değişme,
5) Kültür ve toplumda değişmeler.

Kampanya


İletişim araçlarının etkileri veya etkililiği üzerine yazılanların çoğu ya kampanyalar konusunda yapılan araştırmalardan çıkartılmıştır. Ya da varsayımsal kampanya durumlarına ilişkin kestirimleri kapsamaktadır. Gerçekte , kampanya iletişim araçlarının ne en yaygın rastlanıldığı koşulları gösterir ne de izleyici topluluklarının en olağan olarak karşılaştığı bir durumdur. Kampanya değişen derecelerde aşağıdaki özellikleri gösterir: Belirli amaçları vardır ve bunları gerçekleştirmek için planlanmıştır; belirli ve genellikle kısa olan bir zaman süresi vardır; yoğundur ve geniş bir alanı kapsamayı amaçlar; ilke olarak etkililiği değerlendirmeye açıktır; dayanakları genellikle yetkileridir; hedef kitlesi içinde popüler olması gerekmez ve onlara "satılmak" zorundadır; çoğu kez paylaşılan değerlerden oluşan bir çerçeveye oturtulmuştur. Kampanya genellikle kendileri tartışmalı olamayan amaçları gerçekleştirmeye çalışır; oy verme, bağışta bulunma, satın alma, eğitim, sağlık, güvenlik gibi. Bu biçim iletişim içeriğinin çok değişik çeşitliliğini, günlük örneklerini ve ayırt edici özelliklerini kolayca görebiliriz. İzleyici topluluğuna ilişkin etkenler içinde en açık birinci koşul bir kitleye ulaşılma zorunluluğudur. İkincisi ise, ulaşılan kitlenin büyüklüğü tek başına ulaşılmak istenilenlerin kapsanmasının güvencesi olmadığından, izleyici topluluğundan uygun olanları mutlaka ulaşılmasıdır. Önceden bilgilendirirmiş ve iyi yönlendirirmiş bir kitleye ulaşan bir "bilgilendirme ve yönlendirme" tarafından anlatılmaktadır. Üçüncü koşul izleyici topluluğunun en azından ters duygularla dolu ya da dirençli olmamasıdır. Bu sınırlama en çok siyasal kampanyada görülür. Dördüncüsü , izleyici topluluğu içinde kişisel iletişim ve ilişkili kişiler arasından statünün yapısı, kitle iletişim araçlarıyla yürütülen kampanya ve onun amaçlarından yana ise başarı çok daha büyük olur.

Toplumsal Gerçekliğin Tanımı ve Toplumsal Normların Oluşumu


Burada esas olarak çok kez rastlantısal, planlanmamış ve alıcı için bilinçsiz, gönderici bakımından ise neredeyse her zaman belirli bir amaca dayanmayan, iletişim araçları yoluyla öğrenme sürecini ele almaktayız. Bu nedenle "etkililik" kavramının kullanımı, toplumsal gelişmede iletişim araçlarını planlanmış ve bilerek bir rol üstlendiği toplumlar dışında genellikle yerinde olmayacaktır. Sosyalist iletişim araçlarının bazı yönleri ya da gelişmekte olan ülkelerde kullanılmakta olan iletişim araçları için bu kavram uygun olabilir. Olup bitenin başlıca iki yönü vardır. Bir yön iletişim araçları ile sunulan toplumsal dünyanın tutarlı görüntü ve izleyici topluluklarının gerçekliği sunulan bu biçimini "olguları" , normların, değerlerin, beklentilerin gerçekliği olarak benimsemesi, bir diğer yön de bireyin davranışlarının ve ben kavramının biçimlenmesin yeri olan iletişim araçları ile kişinin kendisi arasında sürekli ve selektif bir iletişim olmasıdır.

İletişim araçlarının şiddet olayları üzerine etkileri tartışıldığında çok kez tam tersi bir sonuç çıkarılmaktadır. Genel kamuoyunun toplumda yasa tanımazlığın artışında hala önemli ölçüde iletişim araçlarını sorumlu tuttuğu anlaşılmaktadır. Bu görüş büyük olasılıkla çok nadiren "kazanan taraf" olarak gösterilse de cürümce şiddetin iletişim araçlarında çok sık yer bulunmasından kaynaklanır. Etkilerin güç ve yönü ne olursa olsun kitle iletişim araçlarının şiddet, suç ve toplumsal olarak kınanan davranış tasarımlarının en inandırıcı kaynağı olduğu ve kişisel ve ortak izlenimlerinin biçimlenmesi için malzeme sağladı görüşünün yaygın görüş olduğu sonucuna varmak haklı gibi görünmektedir.

Ani Tepki ve Tepkinin Etkileri


Kitle iletişim araçlarının edinilen bilginin aniden yaygın ve ortak panik halinde tepkilere yol açabileceği çokça tartışılmış ancak pek seyrek olarak gösterilebilinmiştir. Wells' in Dünyalar Savaşı' nın 1938 yılında radyo piyesi olarak yayınlanışı sırasında Marslıların dünyayı işgal etmekte oldukları haber bültenine benzetilerek aktarılması -büyük ölçüde Cantril' in (1940) olaydan sonra yaptığı araştırmaya dayanılarak- bu konuda en çok anılan örnektir. Bazı benzerlikler gösteren bir başka olay da İsveç' te 1973 yılında Rosengren tarafından incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar ileri sürülen tez konusunu bütünüyle kuşkulu hale getirmektedir. Görüldüğü kadarıyla her iki olayda da çok fazla bir davranışsal tepki olmamış ancak olanlar sonradan başka iletişim araçları tarafından abartılmışlardır.

Başka Toplumsal Kurumlara Yönelik Sonuçlar


Kitle iletişim araçları gelişirlerken iki şeyi tartışmasız başarmışlardır. Başka faaliyetlere ayrılan zamanı ve gösterilen ilgiyi kendilerinde toplamışlar ve "kitle iletişim araçları öncesi" koşullarda elde edilebilecek olandan fazla bilginin daha fazla sayıda kişiye ulaşmasında bir kanal olmuşlardır. Bu olgular özellikle büyük sayılarda ve miktarlarda bilgi iletişimine zaman ayrılmasına ve dikkate gereksinimi olan başka kurumlar için birtakım sonuçlar doğurmuştur. İletişim araçları başka kurumlarla rekabet ederler ve varolan kurumsal amaçlara ulaşmanın yollarını gösterirler. Böylece diğer toplumsal kurumlar bir yolla uyum sağlamak ya da tepkide bulunmak veya kitle iletişim araçlarından yararlanmak için baskı altında kalmışlardır.

Liberal-demokrat genel bir çerçevenin bulunduğu toplumlarda siyaset kurumu kamunun başlıca bilgi kaynağının kitle iletişim araçları olduğu bir toplum koşullarına değişerek daha fazla uyum sağlayabilmektedir. Bu durumda modern kitle iletişim araçları kamunun ve baskı gruplarının sesi, seçmenlerin ve politikacıların tercih ve karalarının oluşmasında bilgi kaynağı olarak basından miras kalan yerleşik bir siyasi işlevi yerine getirirler. Kitle iletişim araçlarının "gündemi" belirledikleri ve sorunları sürekli olarak, günü gününe yeniden tanımladıkları görüşü giderek ağırlık kazanırken, siyasetçiler ve siyasal partiler de artan biçimde ne yapılması gerektiği konusunda bir oy birliği sağlayan görüşe karşı tepki gösterme durumunda kalmaktadırlar. Modern kitle partilerinin kontrol altında tuttukları iletişim ağı, kitle iletişim araçları şebekesi ile kolayca rekabet edemez. Bu nedenle partiler ulusal platformda kendilerine yer bulabilmek için kısmen iletişim araçları kurumlarının belirlediği koşullar çerçevesinde diğerleriyle rekabet halinde bulunmak zorundadırlar. Örneğin İngiltere' de özellikle televizyon konusunda son yirmi beş yılda bu duruma ilişkin çeşitli gelişmeler görülmüştür.

Kültür ve Toplumda Değişmeler


İletişim kurumlarının gelişmesiyle kültür ve toplumsal yapının bir ya da birden fazla biçimde etkilendiğini fark etmek zor olmayacaktır. Eğer bildiklerimizin içeriği, bir şeyler yapış tarzımız, zamanı kullanışımız ve toplum-da temel olan etkinliklerin düzenlenişi kısmen iletişim araçlarına bağımlı ise, karşılıklı birbirine bağımlılık olgusu apaçıktır.

Kitle iletişim araçlarının bireyler, kurumlar ile toplum ve kültür için önemli sonuçları olduğunu çok açıkça ortaya koymaktadır. Çok kesin nedensel bağlantıları gösteremememiz ya da gelecekle ilgili güvenilir öngörülerde bulunamayaşımız vardığımız bu sonucu ortadan kaldıramaz. Kitle iletişim araçlarının gücü daha farklıdır. İletişim araçlarını yöneten, onlara sahip olan ya da denetleyenlerin veya bir iletide bulunmak için onları kanal olarak kullananların amaçlarının gerçekleşip gerçekleşmediklerine bakılır. Kitle iletişim araçlarının tarihi, politik ve ekonomik güç peşinde koşanların bunu değerli bir mülk olarak gördüklerini göstermektedir. Denet kitle iletişim araçları üzerinde bazı önemli olanaklar sağlar. Birincisi, iletişim araçları dikkatleri belirli sorunlara, çözümlere ya da insanlara çekip yönlendirerek güç sahibi olanları kayırıp buna bağlı olarak ta rakip birey ya da gruplara yönelmesini önlerler. İkinci olarak kitle iletişim araçları statü sağlar, meşrutiyeti güçlendirir. Üçüncü olarak, iletişim araçları belirli koşullarda inandırma ve seferber etmenin bir kanalı olabilir. Dördüncü olarak, kitle iletişim araçları belirli türden kamuların oluşmasına ve varlıklarını sürdürmesine yardımcı olabilir. Beşincisi , iletişim araçları psişik ödül ve tatminlerin sunulmasında araç olabilir. Rahatlatır , eğlendirir ve gururları okşayabilir. Genelde kitle iletişim araçları toplumda bir iletişim aracı olarak aldıklarını geri vermektedirler.

Elektronik İletişim


Türkiye son yıllarda yaptığı uluslararası TCP/IP Internet' ine bağlanmıştır. Internet ile bilimin hemen hemen her dalında ülkemizde yapılan araştırma ve geliştirme çalışmalarına birinci derecede katkıda bulunabilecek bir bilgi denizine erişmiş bulunuyoruz.

Okuyucuyu Internet ile erişebilecek bilginin önemine ikna etmek üzere bir iki örnek vermeyi uygun bulduk. Birincisi Internet ile erişilmesi mümkün olan teknik raporlardır. Bu teknik raporlar büyük çoğunlukla dergilere ya da konferanslara kabul edilmiş yayınlanmayı bekleyen makaleler ve tebliğlerdir. Bilindiği gibi ülkemizde yurtdışında yayınlanan bu tip yayınları kütüphanelerimizde bulmak her zaman mümkün olmamakta ve bir yayının dergide basılması 2-3 yıl süre alabilmektedir. Dolayısıyla bu yayınlara internet kanalıyla erişmek çok büyük bir avantaj yaratmaktadır.

Diğer bir konu da elde edilebilen, public domain yazılımlarıdır. Bu yazılımlar da araştırma ve geliştirme çalışmaları için büyük olanaklar doğurmaktadır.

Internet Nedir?


Günümüzde veri iletişimi bilişim dünyasının en önemli parçalarından biri haline gelmiştir. Dünya üzerinde değişik amaçlara hizmet eden irili ufaklı çok sayıda ağ gelişmiştir. Her ağ kendi amacına uygun ve genellikle diğerleri ile uyumsuz bir teknoloji kullanmaktadır. Herkesin birbiri ile haberleşebileceği evrensel bir ağın, kullanıcıları aynı tip yazılım ve donanım kullanmaya zorlayarak oluşturulamayacağı açıktır. Internetworking ya da internetting denen teknoloji bu sorunun çözümü olarak ortaya atılmış ve başarı ile uygulanmıştır.

TCP/IP Nedir?


TCP/IP bir yazılım ya da donanım ürününün adı değil, bir standart iletişim protokolları topluluğun adıdır. Internet' i oluşturan protokoller hakkında ayrıntı bilgi için Internet standartlarının kendilerine, RFC bulunabilir.

TCP/IP Numaraları
TCP/IP ağlarında ağa bağlı her üyenin bir numarası vardır. Bu numara dört byte uzunluğundadır ve noktalarla ayrılmış dört desimal sayı olarak ifade edilir. Bir Internet numarası iki parçadan oluşur, ağ numarası ve üye numarası. Toplam dört byte olan Internet numaralarının hangi kısmının ağ numarası, hangi kısmının üye numarası olduğunu belirtmek Internet numaraları alt-ağ büyüklüğüne göre beş sınıfa ayrılmıştır.


Elektronik Posta


TCP/IP "internetwork" una bağlı bilgisayarlar sistemleri arasında SMTP kullanarak elektronik mektup alışverişi yapabilirler. Elektronik mektup göndermek ve gelen mektupları okumak için en basit yol genelde bütün sistemlerde standart olarak sağlanan mail komutunu kullanmaktır. Bu komut hakkında gerekli bilgi kullanılan sistemin kitaplarından ya da çevrimiçi yardım sistemlerinden sağlanabilir. Ses , görüntü gibi çoklu ortam unsurları içeren elektronik mektupların alışverişlerine izin vermektedirler.

Usenet


Usenet elektronik mektup ile sağlanan bir kişiden bir kişiye haberleşmenin çok kişiden çok kişiye olanı olarak açıklanabilir. Usenet pek çok kullanıcısı için Internet' in kendisidir. Pek çok kişinin Internet ile Usenet' i karşılaştırmaları bu yüzdendir. Usenet yapı taşı olarak haber grupları üzerine kurulmuştur. Bir haber grubuna ağın değişik yerlerinden gönderilen elektronik mektuplar bu grup ile ilgilenen kurumlara dağıtılır. Kurumlar değişik gruplara ait mesajları bir yerde toplayarak kullanıcılarının ulaşımına açarlar. Usenet mesajları bir merkezden diğerine yol alarak bütün Internet' e yayılırlar.

Telnet


Telnet TCP/IP internetwork' lerinde ağ üzerinde bulunan başka bir bilgisayara "login" olmak için kullanılan bir protokolu kullanılan yazılımın adıdır. Telnet yetkili kişilerinin ağ üzerinde kendilerine ayrılmış bilgisayar kaynaklarını sağladığı gibi tüm ağ kullanıcılarına verilen bazı servislere erişim için de kullanılır. Örneğin pek çok kurum misafir kullanıcıların kendi kütüphane sistemlerine telnet ile ulaşabilmelerine izin verilmiştir. Böyle durumlarda normalde kullanıcıdan istenen şifre ya hiç sorulmaz ya da sabit ve bilinen bir şifre kullanılır.

Gopher


Gopher elektronik haber gruplarının ve veri tabanlarının özelliklerini birleştirerek kullanıcıya Internet üzerindeki bilgilere daha kolay ulaşım olanağı veren bir yazılımdır.

Dünyadan Bu Güne Veri İletişimi


Bilgi işlem verilerin iletimi için oluşturulan ağlar, bilgi çağının en büyük başarılarından biridir. Başta bankacılık olmak üzere, havayolu rezervasyon büroları, haber alma teşkilatları ve basın gibi kuruluşların gereksinmeleri bu başarıyı yarattı. Bu gelişme, iletişim teknolojisinin yöntem çeşitliliğine yol açtı Bu çeşitlilik ise bazen birbirini tamamlayıcı etki yaptı; bazen de bir yöntem, diğerinin sonu oldu.

Bilgi iletişim tarihi, büyük sistemler ile başladı. O zamanlarda bilgisayar ile kullanıcılar arasındaki iletişimi, yerel terminaller sağlıyordu. Daha sonra büyük sistemlerin alternatifi mini bilgisayarlar geliştirildi; ama yöntem aynı: Yerel terminaller. Nihayet kişisel bilgisayarlar, bilinen yerlerini aldılar.

Teknoloji geliştikçe bilgisayarlar küçüldü. Ancak gereksinimler, amaçlar büyüdü, tek bir mekana sığmaz oldu. Uzak bilgi depolarına erişim gereği ortaya çıktı. Aynı zamanda yerel işlem gücünün yetersiz olduğu durumlarda, uzaktaki büyük sistemlerin işlem gücüne gereksinim vardır.

Sayısal sinyallerin iletişimi için bir ağ oluşturmak, bunu tüm ülkeye hatta dünyaya yaymak zor olacağından, halen ses (telefon) iletişiminde kullanılan altyapıdan yararlanmak, çözüm olarak düşünüldü. Bunun gerçekleştirilmesi için de, sayısal bilgiyi sese (analoğ sinyale) dönüştürecek bir cihaz -modem- geliştirildi. Aynı hat üzerinden birçok terminalin verisini iletmek için ise çoklayıcılar (multiplexer) devreye sokuldu.
Tüm bu gelişmeler hiyerarşik yapıdaki iletişimin devamı oldu. Çok daha hızlı erişim teknikleri, yedeklemeli, alternatif yollu veri yolları gerekiyordu.

Yerel İletişim


Yerel İletişim Ağları


Her ne kadar bir organizasyon içerisinde yer alan bilgi işlem kaynakları, teknolojisinin gelişimi ile beraber artsa da mikro işlemci ve bununla ilgili bütünleşik devre teknolojisindeki gelişmeler, daha önce anlatılan sistemlere ek olarak, değişik bilgi işlem tabanlı cihazların aynı bina ya da bina grupları içerisinde yer almasına çok olağan hale getirdi.

Her bir sistemin kendine ait işlem gücü olsa da çoğu zaman bu sistemlerin birbiri ile iletişim gereksinimleri oluşmaktır. Bu gereksinimler özel bir görevi olan güçlü bir bilgisayarın ya da pahalı bir başka kaynağın paylaşılması, elektronik postalama olarak karşımıza çıkabilmektedir. Bu arada bilgi işlem cihazlarının birbirine bağlanarak oluşturdukları sistemi Yerel İletişim Ağı (LAN) diye adlandırmaktayız Bir LAN' a bağlı iş istasyonu ülkenin ya da dünyanın başka bir noktasındaki başka bir LAN' a bağlı bir bilgisayar ile görüşebilmektedir. Dünyada organizasyonların yeni teknolojileri kendi bünyeleri adapte etmeleri çok hızlı gerçekleşmektedir. Örneğin veri iletişim iletişim sanayinde faaliyet gösteren bazı şirketlerin cirolarının yarıdan fazlasını son bir yıl içerisinde çıkarılan ürünlerden yapıldığı göz önüne alınırsa, uygulamaların ve sistemlerin bu teknolojilere ne kadar büyük bir gereksinim oluşturduğu anlaşılmaktadır.

Günümüzde teknoloji her geçen gün gelişmektedir. Her şeye daha kolay ulaşılabiliniyor. Kendimden örnek vermek gerekirse, gazete almıyorum bunun yerine günlük olarak internete girip istediğim gazeteden bütün haberleri takip edebiliyorum. İletişim artık çok kolaylaştı herkesin dediği gibi "bir tıkla" her şey haloluyor. Bir örnek daha vermek gerekirse bankaları verebilirim. İler ki zamanlar da bankaya gitmek bile çok zor gözükecek gözümüzde, çünkü iletişim dediğim gibi gün geçtikçe hızlanıyor ve zorluklar ortadan kalkıyor. Bence bu durum insanoğlu için sevindirici bir olay.

Internet bence iletişim adına yapılan en iyi gelişme, çünkü insanlar bu ınternet aracılığı ile birbirlerine çok kolay bir şekilde ulaşabiliyorlar. Hatta chat denilen sohbet ortamı ile hiç birbirini tanımayan insanlar tanışıyor. Aynı zamanda bu ınternet iletişim aracı bazıları için bütün işlerini yönettiği, denetlediği bir ortamdır. Internetteki siteler sayesinde insanlar tanıtmak istedikleri ürünü büyük kitlelere çok rahat ve kolay bir şekilde ulaştırabiliyor. Bu iletişim adına dediğim gibi çok büyük bir gelişme.
Son düzenleyen Safi; 16 Eylül 2016 23:44 Sebep: kırık linkler
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
20 Nisan 2010       Mesaj #6
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Kitle İletişim Araçları


Kitle iletişim araçları, genel bir tanımla "kitlesel bir boyutta ileti dağıtabilen araçlar" olarak tanımlanabilir. Kitle iletişim araçları, haber ve bilgi verme amacı başta olmak üzere, eğitmek ve eğlendirmek gibi amaçlar taşıyan, belirli bir okuyucu kitlesine, belirli aralıklarla ya da sürekli olarak ulaşan araçlardır.
Gazete, dergi, radyo, televizyon, sinema gibi kitlelere ulaşan ve iletişimi sağlayan araçlara kitle iletişim araçları denilmektedir. Kitle iletişim araçlarının amacı düşünce, fikir ve haberleri çok kısa zamanda geniş kitlelere ulaştırabilmektir.
Kitle iletişim araçları her türlü iletişime olanak sağlamak üzere kurulmuş olan sosyal yapıları ve bu yapılar için gerekli araçları ifade eder. Kitle iletişim araçları, kültürel, ekonomik, eğitim, siyasi, eğlence, haber, gündem gibi birçok kamusal görevi yerine getirerek toplumda bir güç unsuru olmuştur. Bazı batı ülkeleri kitle iletişim araçlarını dördüncü güç olarak kabul etmektedir. En az yasama, yürütme, yargı gibi halkı ilgilendiren ve kamuoyu oluşturabilen bir güç unsuru niteliğindedir.
Kitle iletişimi Türkçede, kitle haberleşmesi şeklinde ifade edilir. Kitleler ise toplumun bütününü veya bir bölümünü kapsayan ve etkileyen bir güç unsurudur. Kitle iletişim araçları iletişimden ve kitlelerden ayrı tutulamaz. Kitle iletişim araçları 15. yüzyılda Batı Avrupa'da hareketli metal harflerle baskı yapıldığı tarihe dayanmaktadır. Alman Johann Gutenberg'in 1434 - 1436 yılları arasında matbaayı bulmasıyla kitle iletişim araçlarının kullanılmasına başlanmıştır. Ancak kitle iletişimi insanlığın var oluşundan bu yana var olmakta ve ilerlemektedir.
Bazı tarihçilere göre kitle iletişim araçları 5 aşamadan oluşmuştur:
  • İşaretlerle iletişim
  • Dilin gelişimiyle iletişim
  • Yazının icadıyla iletişim
  • Baskı makinesinin icadıyla basılı materyallerle iletişim
  • Kitle iletişim araçlarının gelişmesiyle kitle iletişimi
Kitle iletişimi geçmişten bugüne kadar var olmuş ve sürekli gelişerek ilerlemiştir. İlk kitle iletişim aracı Roma ve Mısır'da kullanılan gazete olmuştur. Gazetenin iletisi okur-yazarlıkla sınırlıdır. Uzun yıllar iktidarını sürdüren gazete iletişim teknolojisindeki gelişme sayesinde yerini radyoya bırakmak zorunda kalmıştır. II. Dünya Savaşı'ndan sonra da televizyon kitle iletişim aracı olarak kabul edilmiştir. Kitle iletişim araçları bugün dünyanın hemen her yerinde cereyan eden olayları en kısa sürede kitlelere ileten çağdaş ve etkin bir organizasyondur. Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte kitle iletişim araçları bireyleri, grupları, toplumları ve kültürleri etkilemekte ve vazgeçilmez bir konuma gelmektedir. Artık kitle iletişim araçları toplum yaşantısının önemli bir parçası olmuştur. Hayatın her kesiminde yer almaktadır.

Başlıca Kitle İletişim Araçları

  • Posta
  • Telgraf
  • Telefon
  • Faks
  • Gazete
  • Fotoğraf ve Sinema
  • Radyo
  • Televizyon
  • Uydular
  • İnternet ve Yeni Medya

KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ ETKİLERİ


Kitle iletişimi toplumsal araştırmalarda üzerinde ısrarla durulan ve belki de en az açıklığın sağlandığı konu değişik araçların etkileridir. Birçok ülkede kitle iletişim araçları izlenirken sarf edilen zaman ve bu araçların üretim ve dağıtımı için ayrılan kaynakların miktarı düşünüldüğünde böyle bir sorgulamanın nedeni yeterince anlaşılabilir. Bir yanıt oluşturmak için çok şey yazılmış ve epeyce araştırma yapılmışsa da konunun hem kitle iletişim araçlarının genel önemi hem de özelde kitle iletişiminin belirli düzeylerinin olası etkileri açısından yine de tartışmalı olduğu kabul edilmelidir. Bu konuda bitmeyen zorluklardan birisi araçların etkilerini araştıranlarla kitle kitle iletişim araçları üreticileri ve alanda kamu politikalarını oluşturanlar arasındaki iletişim eksikliğinden kaynaklandığından tartışma kaçınılmaz olarak kullanılan terimlere bazı açıklıklar getirilmesiyle başlamıştır.

Kitle iletişim araçları içerikleri ve örgütlenmiş biçimleriyle çok çeşitlilikler gösterir ve toplum üzerinde etkili olabilecek geniş bir alandaki faaliyetleri kapsarlar. Birey grup kurum ister bütün toplum ya da kültür düzeyinde olsun etkilerin hangi düzeyde oluştuğu konusunda açıklığa sahip olmak zorunluluğudur. Bunların her biri veya hepsi herhangi bir yolla kitle iletişiminden etkilenebilir. Kitle iletişim araçlarının sadece bireysel siyasi görüşleri değil yürütülüş ve başlıca etkinliklerinin düzenlenme biçimlerini de etkilenmesinin olası olduğu siyaset alanı iyi bir örnek oluşturmaktadır. İletişimin geniş heterojen ve bilinmeyen izleyiciye doğru yöneltilen şeklidir. Genişliğin ölçüsü iletişimcinin / göndericinin izleyicilerle yüz yüze bir şekilde ilişki kurma olanaksızlığıdır. Heterojen olması kesinlikle saptanmış belli bir grup elit gibi kamuya açık olmayanın ötesinde olmasıdır. Bilinmeyenin anlamı göndericiye izleyicilerin genellikle yabancı bilinmeyen kişiler olmasıdır.
Son düzenleyen Safi; 16 Eylül 2016 22:56
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
20 Nisan 2010       Mesaj #7
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Kitle İletişim Araçlarının Özellikleri, Fonksiyonları ve Etkileri


İletişim tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanın varolması ile ortaya çıkan iletişim olgusunun temelinde, paylaşma ihtiyacının giderilmesi gerçeği yatmaktadır. İlk çağ insanının bir av öyküsünü başkalarına anlatmak için mağara duvarlarına çizdiği resimler, başarılı geçen bir avdan sonra ateşin çevresinde yapılan danslar, komşu kabilelerle haberleşmek için belki de yeni reisin seçiminden duyulan mutluluğu paylaşmak amacıyla göğe gönderilen renkli dumanlar, gemicilere yol gösteren fenerler, ressamın tuvaline yansıttığı renkler ve çizgiler, bestecinin notalarla kurduğu ortaklığın neticesinde doğan besteler, sinemacının fikrini belgeleyen filmleri, balerinin duygularını yansıttığı hareketleri, pandomimcinin biraz da esrar perdesiyle gölgelendirdiği jest ve mimikleri; hepsi, paylaşma ihtiyacının giderilmesi için başvurulan iletişim yollarıdır.
Yaşamak da başlı başına iletişim faaliyetlerini kapsayan bir olgudur. Doğduğumuz andan itibaren çevremizle sürekli iletişim, etkileşim içine gireriz. Bilinçsizce çevremizi etkilemeye, değiştirmeye; yine bilinçsizce etkilenmeye, değişerek çevremize uyarlanmaya başlarız. Bu çift yönlü etkileşim, hayat boyu sürer gider. Yaşadığımız sürece zekamızı, kültür ve birikimimizi, kişiliğimizi iletişim alışkanlıklarımız ve iletişim çabalarımızla ortaya koyarız. Duygu ve düşüncelerimizi başkalarıyla yine iletişim yoluyla paylaşırız. Anlamak, anlatmak, öğrenmek, başkalarına ulaşabilmek için de iletişime başvururuz. Denilebilir ki iletişim, beşikten mezara kadar hep bizimledir ve bizim için hava kadar hayatî bir ihtiyaçtır. İletişimi, temel prensibi paylaşım, etkileşim ve ortaklık kurmak olan, çeşitli semboller ve araçlarla dünyayı daha yaşanılır kılan, ileti alışverişine dayalı sosyal bir süreçtir, diye tanımlayabiliriz.

İnsanoğlu, varolduğu günden bugüne dek iletişim kurmak için çeşitli araçlara başvurmuştur. Kendi gelişimine paralel olarak kullandığı araçlar da gelişmiş; sürekli gelişen iletişim araçları birbirini tamamlamış; ancak birisi, diğerinin yerini alamamıştır. İletişimin en yalın, en ilkel araçlarından biri kabul edilen işaretlere, kelimelere dayalı olan yazı ve konuşma dilinin yanı sıra, beden dili ile sözsüz anlatımlar (jestler, mimikler, dokunma, cevap vermeme, sessiz kalma gibi davranış ve tutumlar; dans, resim, v.b.) da yüzyıllar boyunca kullanıla gelmiştir.
Teknolojik gelişimin tabiî sonucu olarak gelişen ve elektronikleşen iletişim araçları, iletişime sürat ve kolaylık sağlamakla kalmamış; aynı zamanda iletişimi, kitle iletişimine çevirmiştir.
Günümüzde posta, telgraf, telefon, faks gibi haberleşme araçları; gazete, radyo, televizyon gibi kitle iletişim araçları; uydular, bilgisayarlar (İnternet ve e-mail) birer iletişim aracı olarak iletişimin ayrılmaz parçaları durumuna gelmiştir. Bu elektronik iletişim araçları, günümüzde, kurduğu haberleşme ağıyla kültürü de yaygınlaştırmış; dünyamızı Mc.LUHAN’ın deyimiyle "küresel bir köy"e dönüştürmüştür.

Kitle iletişim araçları, genel bir tanımla "kitlesel bir boyutta ileti dağıtabilen araçlar" (ÖZKÖK, 1985:93) olarak tanımlanabilir.
Tarihî açıdan bakıldığında kitle iletişim araçları, tiyatro; gazete, kitap, dergi, broşür gibi yazılı basın; sinema, film, radyo, televizyon, plak, kaset, CD, bilgisayar gibi iletişim teknolojisindeki gelişmelerin ürünü olan araçlar, günümüze gelinceye değin hızlı bir gelişim göstermişlerdir.
Günümüzde toplumsal varoluşu gerçekleştirerek ortaklık yaratmak, bu varoluşu ve ortaklığı sürdürebilmek için kitle iletişimine; dolayısıyla kitle iletişim araçlarına ihtiyaç vardır. Çünkü kitle iletişim araçları, uzmanların ortak bir noktada birleştikleri üzere, sahip olduğu özellikleriyle alıcı kitlesi üzerinde yarattığı etki ve etkileşim süreci sonunda toplumsallaştırmayı gerçekleştirmeye muktedir araçlardır.

Kitle İletişim Araçlarının Özellikleri


Kitle iletişim araçlarının özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
  • Kitle iletişim araçları, sosyal statüsüne göre herhangi bir farklı yaklaşım oluşturmadan çok sayıda insana aynı iletiyi, aynı anda ulaştırabilmektedir.
  • Kitle iletişim araçları, yayınları ile belirli bir süreklilik ve düzenlilik (yayın periyodu) gösterir.
  • Kitle iletişim araçları, sürekli ve düzenli yayınları ile toplumda kendilerine karşı bir talebin oluşmasına neden olurlar; bu talep, zamanla alışkanlığa, hatta ihtiyaca dönüşür.
  • Kitle iletişim araçları ile aktarılan iletiler, belge niteliği ve değeri taşıdığı için inandırıcılık ve alıcıyı ikna etme özelliğini de kazanmaktadır.
  • Özellikle radyo ve televizyon, iletiyi olay anında aktarabilme özelliğine sahiptir.
  • Kitle iletişim araçları ile gerçekleşen iletişim sürecinde, geri besleme imkânı yoktur; bu nedenle, alıcının tepkisi anında ölçülememektedir.

Kitle İletişim Araçlarının Fonksiyonları


Kitle iletişim araçlarının fonksiyonları üzerinde ilk kez duran LASWELL (1960), bilgi verme, ikna etme ve toplumsallaştırma fonksiyonlarından söz etmektedir. Charles WRIGHT (1961), kitle iletişim araçlarının bu fonksiyonlarına eğlendirme fonksiyonunu eklemiş; Kenneth BOULDING (1962) ise bu fonksiyonların yanı sıra, malları tanıtma fonksiyonunun önemini vurgulamıştır (AZİZ, 1982:2).
Aysel AZİZ (1982:2), William RIWERS ve Wilbur SCHRAMM’ın (1969) görüşlerine katılarak kitle iletişim araçlarının fonksiyonlarını;
  • Haber verme, eğitme, eğlendirme,
  • Dış dünyayı görmemizi sağlama,
  • Kültürün toplumumuzdan, bizden sonraki toplumlara ve nesilden nesile geçişini sağlama,
  • Eşya ve hizmetlerin tanıtılmasına, satılmasına yardım etme,
  • Dışımızda oluşan fırsat ve çağrılara karşılık verme ile sosyal hareketlerde genel rızaya ulaşma arasında bağ kurmamıza yardım etme
olarak sınıflandırmıştır.

Kitle İletişim Araçlarının Etkileri


Kitle iletişim araçları, bu fonksiyonları gerçekleştirirken doğal olarak alıcı üzerinde de bir etki yaratır. İletişim, her şeyden önce bir bilgi alışverişidir. Bu alışverişten amaçlanan da anlamak, anlatmak, öğrenmek ve eğitim görmek ihtiyaçlarının giderilmesidir. Bu ihtiyaçların giderilmesi amacıyla başlatılan iletişim sürecinin sonunda yaşanan olgu, etkileme ve etkilenme; yani etkileşimdir.
Araştırmacılar, kitle iletişim araçlarının etki alanlarını;
  • Fert, grup ya da örgüt düzeyinde etkilenme,
  • Sosyal kurum düzeyinde etkilenme,
  • Toplum düzeyinde etkilenme,
  • Kültür düzeyinde etkilenme
olarak gruplandırmaktadır.
Kitle iletişim araçlarının etkileri fert açısından ele alındığında ise;
  • Bilgi ya da görüşü kapsayan etkiler,
  • Tavır ya da duyguyu kapsayan etkiler,
  • Davranış üzerine etkiler
olarak üç ana başlık altında inceleniyor.(USLUATA, 1994:84)
Kitle iletişim araçlarının etki türleri;
  • Tavır ile düşünce değişiklikleri,
  • Ferdî ve toplu tepkiler,
  • Gündem belirleme,
  • Toplumsallaştırma,
  • Denetim,
  • Gerçeği tanımlama,
  • Egemen ideolojinin sürdürülmesi
olarak sınıflandırılmaktadır. (USLUATA, 1994:84)
Kuramcılar kitle iletişim araçlarının etkilerinin fert ve toplum açısından ne yönde olduğu konusunda ortak bir görüşe sahip değiller; konu ile ilgili tartışmalar, günümüzde de sürmektedir. Kimi araştırmacılar kitle iletişim araçlarının fert ve toplum açısından etkilerinin olumlu olduğunu savunurken kimi olumsuz olduğunu, kimileri ise sınırlı olduğunu savunmaktadırlar.

Sonuç


Araştırmacılar, hangi görüşü savunurlarsa savunsunlar sentez olarak ortaya çıkan ortak bir görüş var: Kitle iletişim araçları, bilgi, görüş ve düşüncelerin paylaşılmasını sağlayan; sosyal örgütlenmeyi güçlendiren; kamuoyu oluşturan; insanın anlama, anlatma, öğrenme ve eğitim görme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan; insan ilişkilerini değiştirip geliştiren; yeni davranış ve tutum kalıplarını, görüş ve düşünce akımlarını yaygınlaştıran en etkin iletişim araçlarıdır.
Araştırmacılar, hangi görüşü savunurlarsa savunsunlar sentez olarak ortaya çıkan ortak bir görüş var: Kitle iletişim araçları, bilgi, görüş ve düşüncelerin paylaşılmasını sağlayan; sosyal örgütlenmeyi güçlendiren; kamuoyu oluşturan; insanın anlama, anlatma, öğrenme ve eğitim görme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan; insan ilişkilerini değiştirip geliştiren; yeni davranış ve tutum kalıplarını, görüş ve düşünce akımlarını yaygınlaştıran en etkin iletişim araçlarıdır.
Kaynakça
AZİZ, Aysel, Toplumsallaşma ve Kitlesel İletişim, Ankara, A.Ü.B.Y.Y.O. Yayınları, 1982, No:2., S: 2
ÖZKÖK, Ertuğrul, İletişim Kuramları Açısından Kitlelerin Çözülüşü, Ankara, Tan Yayınları, 1985, S: 93
USLUATA, Ayseli, İletişim, İstanbul, İletişim Yayınları, 1984, S: 8
Son düzenleyen Safi; 16 Eylül 2016 20:45
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
30 Eylül 2011       Mesaj #8
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Kitle İletişim Teknolojileri


Kitle iletişim teknolojilerinin çalışmasında kitlelere yönelik bir merkezden iletilerin aktarılması esastır. Bu açıdan bakıldığında kitle iletişim teknolojilerinin hedef kitlesinin bazı özellikleri vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
  • Kitle iletişim teknolojilerinin iletileri genelde bireyleri içinde bulunduğu ortamda yakalar.
  • Kitle iletişim teknolojilerinin hedef kitlesi durumunda olan kişilerin aktif olarak katılması çok sınırlıdır. Dolaysıyla genellikle hedef kitle edilgen bir roldedir.
  • Kitle iletişim teknolojilerinden yaralanmada yayın alanı içinde olma ve yayınları izleme olanağını sunacak teknoloji ye sahip olma dışında herhangi özel bir çaba gerekmez.
  • Kitle iletişim teknolojilerinin hedef kitlesi en kısa sürede iletileri alma olanağına sahiptir.
  • Kitle iletişim teknolojilerinin hedef kitlesi, iletişim teknolojisi yayınları yoluyla dünyanın en uzak köşelerinden haber alma olanağına sahiptir.

Kitle İletişim Teknolojilerinin İşlevleri


Kitle iletişim teknolojilerinin pek çok işlevleri vardır. Bunlar sekiz ana başlık altında toplanabilir:

1. Haber ve bilgi sağlama


Kitle iletişim teknolojileri,haber ve bilginin en kısa sürede çok geniş kitlelere iletilmesinde etkilidir.Bu işlev sayesinde ulusal ve uluslararası koşulların anlaşılması, koşullara karşı bilinçli olarak tepkide bulunulması sağlanır.

2. Toplumsallaştırma


Bireylerin, toplumları hakkında genel bilgi ve değerleri edinebilmeleri ve toplumsal yaşamın bir parçası haline gelmelerine katkı sağlamak kitle iletişim teknolojilerinin bir işlevidir.

3. Güdüleme


Toplumların kendilerine belirledikleri amaçları açıklayarak, özendirerek, bireyin topluluk yaşamına olduğu gibi, bu amaçlar için sarf edilen çabalara da katılmasını sağlama işlevidir.

4. Tartışma ortamı hazırlama


Kitle iletişim teknolojileri, bireylere toplumun değerlerini aktarma ve onları toplumsal amaçlar yönünde harekete geçirmenin yanında, hazırlayabilecekleri bir tartışma ortamı ile bu toplumsal değer ve amaçlara açıklık kazandırabilirler, gelişmelerine katkıda bulunurlar.

5. Eğitim


Toplum üyelerinin bilgi düzeylerini, yetenek ve becerilerini daha üst düzeye çıkarma işlevidir.

6. Kültürün gelişmesine katkı


Kültürün tanıtımı, geliştirilmesi ve kültür mirasının korunması işlevidir.

7. Eğlendirme


Toplumsal yaşamın baskıcı temposunda bunalan bireylere, hoşça zaman geçirme, onları dinlendirme olanakları sağlama işlevidir.

8. Bütünleştirme


Yukarıda belirtilen işlevler sayesinde, toplumdaki bireyler ve gruplar arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkı sağlama işlevidir.

Kitle İletişim Teknolojilerinden Eğitimde Yararlanma Nedenleri


Özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kitle eğitimine olan talebin artmasına karşın yeterli okul yapılamaması, yeterli nitelikli insan gücü faktörünün eksikliği; dersliklerde gereğinden çok öğrencinin yığılmasına ve eğitimin niteliğinin düşmesine neden olmuştur. Doğal olarak öğrenci sayısındaki artışlarda eğitime yapılan yatırımların artmasına neden olmuş ve harcamaların yükselmesi sonucunu doğurmuştur.
Bu sorunlara çözüm arandığında daha çok okul açma, daha çok öğretmen yetiştirme, öğretim süresini uzatma gibi geleneksel yaklaşımların yeterince çözüm olmaması yöneticilerin ve eğitimcilerin dikkatlerini yeni yönelimlere kaydırmıştır. Bunun sonucunda kendi kendine öğrenme-öğretme sistemlerine geçilmesi amacıyla, kitle iletişim teknolojilerinin eğitime entegrasyonu gündeme gelmiştir.


Derlemedir.
Son düzenleyen Safi; 16 Eylül 2016 20:43
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Aralık 2013       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Kitle İletişim Araçlarınin Birey Üzerindeki Etkileri


Belirleyici bir yapıyı oluşturur.

Çoğu zaman bireyler,aile,okul ve arkadaş grupları içerisinde sosyal bir varlık olarak yerlerini alamayabilirler bunun etkisinde kitle iletişim araçlarının etkisi önemlidir. Özellikle internet günümüzde etkisi belirgindir. Çok duymuşsunuzdur. Ya da kendinizde yaşamısınızdır. Hep söylenir: "İnternete girdiğimde zaman nasıl geçmekte bilemiyorum. Altı saat geçti farkında değilim."

Kitle iletişim araçların,birey üzerinde etkisi hem olumlu, hem de olumsuz etkisi söz konusudur. Etki bireyin içinde bulunacağı duruma göre değişmektedir. Kitle iletişim araçlarının, etkisi bireyin değerleri ile örtüştüğü sürece fazla olabilir. Eğer bu örtüşme yoksa, birey kitle iletişim araçlarından gelen iletilere karşı kapalı olacağından iletiler tam yerine ulaşmayabilir ve beklenilen etki olmayabilir.

Kitle iletişim araçları, bireylerin ufuklarını genişleterek evrensel bazda düşünmeyi eğitmeyi sağladığı gibi birey ve toplumun bilincini de sağlamakta, böylelikle modern bir topluma geçişi de kolaylaştırabilir.

Kitle iletişim araçların, bireyin üzerinde etkisinde psiko-sosyal gelişiminde önemli değişim oluşturabilir. Son zamanlarda TV kanallarında oldukça fazla dizi yayınlanmaktadır. Bu dizilerdeki belirgin karakterlerin çocuk, ergen, genç üzerinde etkisi hep tartışılmıştır. Araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalarda okullarda şiddetin artmasında TV kanallarında yayınlanan bir takım dizilerdeki karakterlerin etkisi, bu karakterlerin benlik gelişimi sorunlu olan gençlerde aitlik duygusu o karakter ile biçimlendiği belirtilmiştir.

Kitle iletişimin doğuşu ve gelişmesi yönetimde bulunan egemen güçlerin ülkede yaptıkları işleri meşrulaştırma çabaları ile paralellik göstermektedir. Birçok ülkede kitle iletişim araçları çeşitli yayınlarını o ülkenin yönetimindeki istedikleri doğrultusunda yapıldığı,böylece yurttaşlarını kendi istedikleri yönde yönlendirmeye çalıştıkları bilinmektedir. Ancak bu etki gittikçe azalmaktadır. Bunun etkisinde küreselleşme ve internettin etkisi büyüktür.

Özetlersek, toplumsal yaşantı içerisinde gelişen kitle iletişimi birçok yönden fonksiyonel olarak kullanılmaktadır. Kamuoyu oluşturmadan, toplumsal eğitim ve öğretime kadar uzanan bir yelpazede bulunmaktadır. Kitle iletişim araçların içinde internetin ve TV'nin birey üzerinde en etkili olduğu, özellikle günümüzde modern toplum yapılarının temel bilgi edinme araçlarıdır. Kitle iletişim araçlarının etkisi ve bu etkiye karşı birey ve toplumsal tepki dikkat çekicidir.
Son düzenleyen Safi; 16 Eylül 2016 20:46
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
10 Kasım 2016       Mesaj #10
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Kitle iletişim nedir?

Ad:  Kitle İletişimi.jpg
Gösterim: 7901
Boyut:  15.0 KB

Kitle iletişim araçlarını kullanarak çok sayıda kişiyi etkileyecek biçime getirilmesine "kitle iletişimi" denir. Kitle iletişimi, Türkçede "kitle haberleşmesi" şeklinde ifade edilir. Kitleler ise toplumun bütününü veya bir bölümünü kapsayan ve etkileyen bir güç unsurudur.

Kitle iletişimde belirli bir kaynaktan hedef kitleye mesajların tek yönlüolarak gönderilmesi söz konusudur.

Bu iletişimde alıcının kimliği ve mesajı algılayıp algılamadığı ya da nasıl algıladığını öğrenmekte güçlükler vardır. Alıcının mesaj algılama ve anlamlandırma biçimi ile mesajı aldığı ortamın şartları kitle iletişim sürecini etkilemektedir.

Kitle iletişim araçlarının önemi nedir?


Kitle iletişim araçları, halkın sosyalleşmesinde, siyasal ve sosyal kararlara varmasında, günlük bilgi ihtiyacını karşılamasında önemli rol oynar. Kitle iletişim araçlarının, toplumun siyasal yönden olgunlaşmasında, demokratik davranışı ve temel hakları içselleştirerek karar verme sürecinde, doğru etkilenmesinde büyük bir önemi vardır. Kitle iletişim araçlarının ülke ve dünya sorunları hakkında kamuoyuna bilgi vermesi ve bu konulardan hangisinin kamuoyunda önceliğe sahip olması gerektiği konusunda etkili olduğu görüşü kabul edilmektedir. Toplumda, kitle iletişim araçlarının gündemine aldığı, büyük ağırlık ve yer verdiği konular önemli olarak algılanmaktadır.

Kitle iletişim araçlarının faydaları nelerdir?


Kitle iletişim araçları teknolojinin hızla ilerlemesiyle ülkeler, toplumlar ve insanlar arasındaki iletişimi sağlayan, günden güne gelişen araçlardan oluşmaktadır.

Tarih boyunca insanın akıl sınırlarını zorlayacak hatta üstüne çıkacak kadar gelişmelere maruz kalmıştır.

Kitle iletişim araçlarının ve teknolojinin yaygın olmadığı ilkel toplumlarda bile insanların aralarındaki iletişimi sağlayabilmek adına kendi aralarında geliştirdiği bazı iletişim biçimleri vardı.

Teknolojinin gelişmesi ve zamanın hızla ilerlemesiyle birlikte, bu ilkel topluluklardaki iletişim, yerini teknolojinin getirdiği kitle iletişim araçlarına bırakmıştır.

Eskiden ilkel gelişmemiş toplumlar arasında dumanla işaretleşmek, ıslık çalmak, posta güvercinleriyle mektup yollamak, ateş yakmak, mors alfabesi gibi o zamanın şartlarına uygun iletişim biçimleri vardı.

Zamanın hızla ilerlemesiyle insanların isteklerinin ve beklentilerinin artmasıyla kişiler ve toplumlar arasında iletişim araçları yaygınlaşmaya başladı.

Eskiden bir yerden bir yere haber ya da mektup göndermek için ulak denilen haberciler atla veya başka bir hayvanla düzgün olmayan, belki de hiç yol olmayan yerlerden, üstüne bir de günümüz çağındaki motorlu arabaların olmaması sebebiyle günlerce haftalarca bu haberi ulaştırabilmek için yolculuklar yaparlardı. Zaman, insan aklı ve teknoloji insan hayatını olumsuz yönde etkileyen bu yorgun ve uzun olumsuz koşulları geride bıraktırdı.

Kitle iletişim araçlarının çoğalması ve toplumlar arasındaki hızla değişimin artmasının başında buluşlar ve icatlarda gelmektedir. Zamana ayak uydurmak isteyen insanoğlu beklentilerinin karşısında birçok yeni buluşa sebep olmuştur tarih boyunca. Kitle iletişim araçlarının içerisine televizyon, bilgisayar, telefon, mektup, telgraf, telsiz, kitaplar, dergiler, radyo gibi araçlar girmektedir.

Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ve çok iyi bir gelişim göstermesiyle bilgi aktarımı çok iyi sağlanmaktadır. Örneğin internetin yaygınlaşmasıyla bilgilere kolayca ulaşabilme imkanı sağlanmış oldu.

İnsanların dünyada nelerin olduğundan birebir haberdar olması sağlanmıştır.

Televizyonda haber sektörünün gelişmesiyle ve bağlantı sektörünün gelişmesiyle artık dünyanın her yerindeki bilgilerin evimize kadar girdiği ve haberdar olduğumuz dönemdeyiz. Bu da dünyada neler olup bittiğinden anında haberdar olmamızı sağlayan önemli bir etkendir.

Farklı kültürlerin birbirlerini daha iyi tanımasına , bir araya gelmesine ve kaynaşmasında büyük rol oynamıştır.
Alıntı

“UNUTMA Kİ KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI İNSANLAR ARASINDAKİ BİLGİ ALIŞVERİŞİNİ, BİREBİR İRTİBATLARINDAN SONRA SAĞLAYAN BİR GEREKLİLİK ARACI OLMALIDIR.”

Kitle iletişim araçlarının zararları nelerdir?

Kitle iletişim araçları denince akla gelen araçların ve onların ilettikleri bilgilerin insanlar ve hatta toplumlar üzerinde etkileri vardır. Bu etkiler olumlu ve olumsuz olarak net bir şekilde birbirinden ayrılamaz. Eğer etkilenen kişinin yaşı, eğitimi, yaşadığı ortam uygun değilse faydalı olması için iletilen bir bilgi bile zararlı olabilir.

Bu zararları şöyle ifade edebiliriz:
  • Sarf edilen zaman
  • Bu araçların üretim ve dağıtımı için ayrılan kaynakların miktarı
  • Bu araçların ilettiği politik sosyal ya da kültürel bilgi (kişiye göre uygunluğu değişir)
  • Bilginin geçici olması
  • Yayılan bilgilerin düşünce farklılığı olması durumunda yaratacağı sorunlar
  • Bu araçların yapıldığı maddelerin sağlığa zararı (kağıt vb)
  • Bu araçların yaydığı zararlı maddeler (radyasyon vb)
  • Reklama yönelik iletişimin yaratabileceği olumsuzluklar
  • Kaynağı belli olmayan adreslerden alınacak yanlış ve zararlı bilgiler (İnternet vb)
MsXLabs.org
-derlemedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

9 Kasım 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
17 Eylül 2016 / Misafir İletişim Bilimleri
13 Kasım 2008 / 3samet Cevaplanmış
5 Mart 2014 / Misafir Cevaplanmış
11 Aralık 2013 / Misafir Cevaplanmış