Ziyaretçi
Tüp Bebek
Genel Bilgiler
Tüp bebek, klasik yöntemler ile gebe kalamayan kadınlarda uygulanan bir tedavi şekli olup, erkek (sperm) ve dişi (yumurta) döl hücrelerinin laboratuar koşullarında birleştirilmesi sonucunda oluşan embryoların, rahme transferi ilkesine dayanır. Laboratuar koşullarında gerçekleştirilen döllenme, kendiliğinden (in vitro fertilizasyon) ya da insan eliyle, tek yumurta içine tek sperm verilmesi ile (mikroenjeksiyon) sağlanır.
Tüp bebek, önceleri enfeksiyon veya cerrahi işlem sonucunda tüplerinde kalıcı hasar oluşan kadınlarda uygulanmaya başlanmış, kısa bir süre sonra ise, kısırlığa yol açan diğer nedenlerin tedavisinde de kullanılır olmuştur. Bugün, endometriosis, nedeni açıklanamayan kısırlık olguları ve erkeğe bağlı kısırlıkta tüp bebek yöntemleri ile başarılı sonuçlar alınmaktadır. Özellikle son yıllarda uygulanmaya başlanan mikroenjeksiyon, sperm sayısının çok düşük olması ve hatta menisinde hiç sperm olmamasına karşın, testisinde sperm bulunan erkeklerin tedavisinde bir devrim olarak nitelendirilmektedir.
Tüp bebek yöntemlerinde kadının yumurtalıklarının uyarılması, çeşitli ilaçlarla (HMG: Humegon, Pergonal, Menogon veya FSH: Metrodin, Follegon) sağlanır. Yumurtalıkların uyarılmasının amacı, embryo oluşturmaya aday çok sayıda yumurta elde etmektir. Çok sayıda embryonun rahim içine yerleştirilmesinin (embryo transferi) gebelik şansını artırdığı gösterilmiştir (gebelik oranları, bir embryo yerleştirildiğinde yaklaşık %10, üç embryo yerleştirildiğinde ise %40-50 civarındadır).
Çiftin her ikisine ait üreme hücreleri elde edildiğinde laboratuar ekibi in-vitro yani vücut dışı koşullarda döllenme işlemini gerçekleştirmektedir.
Bu yöntemde erkek ve kadın üreme hücreleri vücut sıcaklığındaki uygun bir ortamda 48 saat bekletilmektedir. Bu sürede elde edilen yumurtaların yaklaşık yarısında döllenme oluşmaktadır. O zaman bu döllenmiş yumurtalar embryo (cenin) olarak adlandırılmakta ve son hedef olan kadın rahmine yerleştirilmektedir. Embryolar rahim içerisine rahim ağzından ince bir kateter ile yerleştirilmekte ve bu işlemler sonucu kadınların yaklaşık %50sinde gebelik oluşmaktadır. Ancak bu gebeliklerin bir kısmı düşük ile sonlanmakta ve tedaviye giren çiftlerin uygulama başına yaklaşık % 40ında çocukları olabilmekte, bu oran birçok uygulama sonucu % 70-80lere çıkabilmektedir. Geri kalan % 20-30luk grup modern tıbbın bütün olanaklarına rağmen günümüzde çocuk sahibi olamamaktadırlar.
Adım Adım Tüp Bebek
35 yaşını geçmiş çiftler ve bazı hastalıkları olanlar, korunmadıkları halde hamilelik oluşmuyorsa altı ay, daha gençler ise bir yıl bekleyip doktora başvurmalı
Günümüzde çevremizde çocuk sahibi olamayan çiftlere daha sık rastlar olduk. Bunda, artık kadınların çalışıp annelik yaşını ertelemesinin de payı var. Kadın-erkek kısırlığı, tedavileri ve tüp bebek konusuna, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Çepni'nin verdiği bilgilerle başlıyoruz.
* Ne zaman bir çift kısırlık şüphesiyle hekime başvurmalı?
Bir yıl boyunca uygun sıklıkta birlikte olan (haftada iki-üç kez) ve bir doğum kontrol yöntemi kullanmadığı halde çocuğu olmayan çiftler hekime başvurmalı.
* Bu süre herkes için aynı mı?
Bir yıllık süreyi, bilinen bir problemi olmayan genç çiftlere öneriyoruz. Genç kadınların bir yıl sonunda gebe kalma şansı yüzde 85. Eşleriyle yumurtlama gününde birlikte olan, sağlık sorunu olmayan 35 yaşın üstündeki kadınlarda ise bu oran yüzde 25. Dolayısıyla birkaç ay gebelik olmadı, diye genç çiftlerin endişelenmeleri gereksiz. Ancak özellikle 35 yaşın üzerindeki kadınlar altı ay sonra doktora başvurmalı.
Yine âdet düzensizliği başlayanlar, yumurtalık, rahim veya karın ameliyatı olanlar, verem geçirenler, karın zarı iltihabı ya da karın içi enfeksiyonu geçirenler altı aydır gebe kalamıyorsa doktora gitmeli. Ayrıca kanser nedeniyle kemoterapi ya da radyoterapi alanlar bu tedavilerden önce hemen hekime başvurmalı.
* Erkekler hangi durumlarda bir yıldan önce doktora gitmeli?
İnmemiş testis ameliyatı geçiren, hâlâ inmemiş testis sorunu olanlar risk grubunda. Kemoterapi ya da radyoterapi tedavisi alanlar, yetişkinliğinde kabakulak geçirmiş, testisleri normalden küçük olan erkekler oyalanmadan doktora gitmeli. İleri derecede şeker hastaları, aşırı alkol ve sigara tüketenler de doktora başvurması gerekenler arasında. Bir de varikosel dediğimiz testislerinde ele gelen kitle veya damar genişlemesi olan erkeklerin evlendiklerinde doktora gitmesi gerekiyor.
* Mesleklerin kısırlığa etkisi var mı?
Eşi aylarca uzakta çalışmak zorunda olanlar, ayakkabı tamiri gibi işlerde yapıştırıcı kullananlar, çok stresli görevleri olanlar, fırın işçileri ya da maden eritme ocaklarında aşırı ısıya maruz kalanlarda çocuksuzluk problemi daha sık görülebilir. Yine boya-badana işinde çalışanlarda, sanayide boyayla ilgili zehirli maddelere maruz kalanlarda bu ihtimal var. Yoğun kimyasal madde soluyanlar da risk taşıyor.
* Çocuk sahibi olamayan çiftlerin hangi uzmana başvurması gerekir?
Standart bilgilerle iyi donatılmış kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ya da konuyla uğraşan androloji uzmanı ilk başvurulacak hekimler olabilir. Ancak kısırlık konusunda uzmanlaşmış hekimler de tercih edilebilir. Önemli olan işini doğru ve güncel bilgilerle yapan doktoru bulmak.
* Peki doktora başvuran çiftlere ilk yapılan tetkik hangisi?
Çiftlerin vücut yapılarını değerlendirmek ve genel muayenelerini yapmak ilk basamaktır. Örneğin çok zayıf ya da çok şişman bir hanımda sadece kilo, sorunun sebebi olabilir. Kadınlar için önemli bir tetkik jinekolojik muayenedir. Ayrıca vajinal smear ya da rahim ağzı akıntı tahlili mutlaka yapılmalı. Jinekolojik muayenede rahim ve yumurtalıklarda yapısal bir problem, miyom, kist gibi herhangi bir sorunun olup olmadığını araştırırız.
Daha sonra ultrasonla yumurtalıkların ve rahimin durumuna bakarız. Ultrason bize yumurtlamaya hazır kaç tane yumurta keseciği olduğunu gösterir. Ayrıca rahim genişlemesi, miyom, yumurtalıklarda yer işgal eden bir kist ya da tümörün varlığı ultrasonla tespit edilebilir.
Daha sonra kadınlara yumurtlama olup olmadığını gösteren hormon testlerine geçeriz. Hormon testlerinin bir kısmı adetin üçüncü gününde, bir kısmı da âdetin 21-22'nci günü yapılıyor.
Erkekte ise ilk tetkik spermiogram dediğimiz sperm analizi yani meni tahlilidir. Ancak erkeklerde tahlil sonuçları çok değişken olabileceğinden iki-üç ay ara ile spermiogramı tekrarlamak gerekli.
Sponsorlu Bağlantılar
Tüp bebek, klasik yöntemler ile gebe kalamayan kadınlarda uygulanan bir tedavi şekli olup, erkek (sperm) ve dişi (yumurta) döl hücrelerinin laboratuar koşullarında birleştirilmesi sonucunda oluşan embryoların, rahme transferi ilkesine dayanır. Laboratuar koşullarında gerçekleştirilen döllenme, kendiliğinden (in vitro fertilizasyon) ya da insan eliyle, tek yumurta içine tek sperm verilmesi ile (mikroenjeksiyon) sağlanır.
Tüp bebek, önceleri enfeksiyon veya cerrahi işlem sonucunda tüplerinde kalıcı hasar oluşan kadınlarda uygulanmaya başlanmış, kısa bir süre sonra ise, kısırlığa yol açan diğer nedenlerin tedavisinde de kullanılır olmuştur. Bugün, endometriosis, nedeni açıklanamayan kısırlık olguları ve erkeğe bağlı kısırlıkta tüp bebek yöntemleri ile başarılı sonuçlar alınmaktadır. Özellikle son yıllarda uygulanmaya başlanan mikroenjeksiyon, sperm sayısının çok düşük olması ve hatta menisinde hiç sperm olmamasına karşın, testisinde sperm bulunan erkeklerin tedavisinde bir devrim olarak nitelendirilmektedir.
Tüp bebek yöntemlerinde kadının yumurtalıklarının uyarılması, çeşitli ilaçlarla (HMG: Humegon, Pergonal, Menogon veya FSH: Metrodin, Follegon) sağlanır. Yumurtalıkların uyarılmasının amacı, embryo oluşturmaya aday çok sayıda yumurta elde etmektir. Çok sayıda embryonun rahim içine yerleştirilmesinin (embryo transferi) gebelik şansını artırdığı gösterilmiştir (gebelik oranları, bir embryo yerleştirildiğinde yaklaşık %10, üç embryo yerleştirildiğinde ise %40-50 civarındadır).
Çiftin her ikisine ait üreme hücreleri elde edildiğinde laboratuar ekibi in-vitro yani vücut dışı koşullarda döllenme işlemini gerçekleştirmektedir.
Bu yöntemde erkek ve kadın üreme hücreleri vücut sıcaklığındaki uygun bir ortamda 48 saat bekletilmektedir. Bu sürede elde edilen yumurtaların yaklaşık yarısında döllenme oluşmaktadır. O zaman bu döllenmiş yumurtalar embryo (cenin) olarak adlandırılmakta ve son hedef olan kadın rahmine yerleştirilmektedir. Embryolar rahim içerisine rahim ağzından ince bir kateter ile yerleştirilmekte ve bu işlemler sonucu kadınların yaklaşık %50sinde gebelik oluşmaktadır. Ancak bu gebeliklerin bir kısmı düşük ile sonlanmakta ve tedaviye giren çiftlerin uygulama başına yaklaşık % 40ında çocukları olabilmekte, bu oran birçok uygulama sonucu % 70-80lere çıkabilmektedir. Geri kalan % 20-30luk grup modern tıbbın bütün olanaklarına rağmen günümüzde çocuk sahibi olamamaktadırlar.
Adım Adım Tüp Bebek
35 yaşını geçmiş çiftler ve bazı hastalıkları olanlar, korunmadıkları halde hamilelik oluşmuyorsa altı ay, daha gençler ise bir yıl bekleyip doktora başvurmalı
Günümüzde çevremizde çocuk sahibi olamayan çiftlere daha sık rastlar olduk. Bunda, artık kadınların çalışıp annelik yaşını ertelemesinin de payı var. Kadın-erkek kısırlığı, tedavileri ve tüp bebek konusuna, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Çepni'nin verdiği bilgilerle başlıyoruz.
* Ne zaman bir çift kısırlık şüphesiyle hekime başvurmalı?
Bir yıl boyunca uygun sıklıkta birlikte olan (haftada iki-üç kez) ve bir doğum kontrol yöntemi kullanmadığı halde çocuğu olmayan çiftler hekime başvurmalı.
* Bu süre herkes için aynı mı?
Bir yıllık süreyi, bilinen bir problemi olmayan genç çiftlere öneriyoruz. Genç kadınların bir yıl sonunda gebe kalma şansı yüzde 85. Eşleriyle yumurtlama gününde birlikte olan, sağlık sorunu olmayan 35 yaşın üstündeki kadınlarda ise bu oran yüzde 25. Dolayısıyla birkaç ay gebelik olmadı, diye genç çiftlerin endişelenmeleri gereksiz. Ancak özellikle 35 yaşın üzerindeki kadınlar altı ay sonra doktora başvurmalı.
Yine âdet düzensizliği başlayanlar, yumurtalık, rahim veya karın ameliyatı olanlar, verem geçirenler, karın zarı iltihabı ya da karın içi enfeksiyonu geçirenler altı aydır gebe kalamıyorsa doktora gitmeli. Ayrıca kanser nedeniyle kemoterapi ya da radyoterapi alanlar bu tedavilerden önce hemen hekime başvurmalı.
* Erkekler hangi durumlarda bir yıldan önce doktora gitmeli?
İnmemiş testis ameliyatı geçiren, hâlâ inmemiş testis sorunu olanlar risk grubunda. Kemoterapi ya da radyoterapi tedavisi alanlar, yetişkinliğinde kabakulak geçirmiş, testisleri normalden küçük olan erkekler oyalanmadan doktora gitmeli. İleri derecede şeker hastaları, aşırı alkol ve sigara tüketenler de doktora başvurması gerekenler arasında. Bir de varikosel dediğimiz testislerinde ele gelen kitle veya damar genişlemesi olan erkeklerin evlendiklerinde doktora gitmesi gerekiyor.
* Mesleklerin kısırlığa etkisi var mı?
Eşi aylarca uzakta çalışmak zorunda olanlar, ayakkabı tamiri gibi işlerde yapıştırıcı kullananlar, çok stresli görevleri olanlar, fırın işçileri ya da maden eritme ocaklarında aşırı ısıya maruz kalanlarda çocuksuzluk problemi daha sık görülebilir. Yine boya-badana işinde çalışanlarda, sanayide boyayla ilgili zehirli maddelere maruz kalanlarda bu ihtimal var. Yoğun kimyasal madde soluyanlar da risk taşıyor.
* Çocuk sahibi olamayan çiftlerin hangi uzmana başvurması gerekir?
Standart bilgilerle iyi donatılmış kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ya da konuyla uğraşan androloji uzmanı ilk başvurulacak hekimler olabilir. Ancak kısırlık konusunda uzmanlaşmış hekimler de tercih edilebilir. Önemli olan işini doğru ve güncel bilgilerle yapan doktoru bulmak.
* Peki doktora başvuran çiftlere ilk yapılan tetkik hangisi?
Çiftlerin vücut yapılarını değerlendirmek ve genel muayenelerini yapmak ilk basamaktır. Örneğin çok zayıf ya da çok şişman bir hanımda sadece kilo, sorunun sebebi olabilir. Kadınlar için önemli bir tetkik jinekolojik muayenedir. Ayrıca vajinal smear ya da rahim ağzı akıntı tahlili mutlaka yapılmalı. Jinekolojik muayenede rahim ve yumurtalıklarda yapısal bir problem, miyom, kist gibi herhangi bir sorunun olup olmadığını araştırırız.
Daha sonra ultrasonla yumurtalıkların ve rahimin durumuna bakarız. Ultrason bize yumurtlamaya hazır kaç tane yumurta keseciği olduğunu gösterir. Ayrıca rahim genişlemesi, miyom, yumurtalıklarda yer işgal eden bir kist ya da tümörün varlığı ultrasonla tespit edilebilir.
Daha sonra kadınlara yumurtlama olup olmadığını gösteren hormon testlerine geçeriz. Hormon testlerinin bir kısmı adetin üçüncü gününde, bir kısmı da âdetin 21-22'nci günü yapılıyor.
Erkekte ise ilk tetkik spermiogram dediğimiz sperm analizi yani meni tahlilidir. Ancak erkeklerde tahlil sonuçları çok değişken olabileceğinden iki-üç ay ara ile spermiogramı tekrarlamak gerekli.