“İstenmeyen bir çocuk olarak bir kenara bırakılmıştım. Ya sen? Kendi yaşıtlarınla neden arkadaşlık yapmadın? Oysa daha on yedi yaşındaydın. Sen de mi kimsesizdin? Senin de mi saçların okşanmamıştı? Sen de mi büyük harfli sesleri duymamak için kapı arkalarına sığınmıştın? Sen de mi benim gibi bilmiyordun, kapı arkalarının ses geçireceğini? Sesin üşüteceğini...
Anne sen neden bir hafta deyip bir ay sonra geldin… Dayı'mın kendini astığı gün… Döktüğün gözyaşları kimin içindi?... Onu ben öldürmedim ki!...”