Arama

Anlayana - Sayfa 173

Güncelleme: 26 Kasım 2018 Gösterim: 626.325 Cevap: 3.995
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
10 Ekim 2008       Mesaj #1721
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Gelmedin Yarim

Sponsorlu Bağlantılar


yıllarca sakladım gönlümü sana
halimi bilmeye gelmedin yarim
gözlerimden seller doküldü cana
gün olsun silmeye gelmedin yarim

gündüzler eceldi geceler çile
anlatsam dağlara gelirdi dile
gencecik yaşımda dirime bile
ahirlik almaya gelmedin yarim

yazılmış Gökhan'a ayrılık ferman
gönlümün derdine yok imiş derman
yürek keder ile oldu da harman
bir kere gülmeye gelmedin yarim

"EL GÖRDÜ HALİMİ ANLADI BİLE
SENSİZLİK NE ZORMUŞ BİTMEDİ ÇİLE
ÖLÜYORUM DEDİM BU SON GÜNÜMDE
YUDUM SU VERMEYE GELMEDİN YARİM"



Gökhan Kırtaş

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
10 Ekim 2008       Mesaj #1722
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Anlayana..

Sponsorlu Bağlantılar
Ve Bir Gün..
Haberimi Alamasan Da..
Bekle Beni..
Beklemek Anlamini Yitirse De..
İnadina Bekle..

Bir De.,,
Sevginle Bekle..
Ben Toprak Olsam da..
Toprakla Bekle Beni..
Demiştim..

Mutlaka Dönecegim..
Yakamozla..
Şampiyonlugumuzla..

Ve Bir Gün..
Haberimi Alamazsan da..
Bil ki..
Her Yeni Dogan Günesle..
Gelen..
Ben Olacagim...
Demiştim..

Ama Artık Biliyorum ki Sen Orada Olmayacaksın ...





ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
10 Ekim 2008       Mesaj #1723
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Artık Yoksun Annem...



artık yoksun annem
sensiz yaşıyoruz bu evde
yalnızca hatıraların kaldı
yalnızca fotoğrafların
yazımız böyleymiş annem
kaderimiz böyleymiş
sen oradasın bizse burada
yaşadıklarım yalan geliyor annem
sensizlik yalan geliyor
acı veriyor hep bana
ağlatıyor hep beni
artık her anneler gününde
yalnızca mezarına gelebileceğim
sadece bir gül koyabileceğim mezarına
bir kere bile öpemeyeceğim
sarılamayacağım sana
öyle acı veriyor ki sensizlik bana
bu şiirlere döküyorum içimi
yazdığım şiirlerle rahatlıyorum
her şiire seni yazıyorum annem
son kez o gün öptüm yanağını
son kez o gün gördüm yüzünü
son olarak uğurladım seni, cennete annem
tek istediğim annem
senin istediğin gibi evlat olmak
senin istediğin gibi yetişmek
okuyup güzel yerlere gelmek
ve o gün geldiğinde
diplomamı alıp ilk senin yanın geleceğim
ilk sana göstereceğim
ve 'istediğin gibi evladın oldum,okudum anne' diyeceğim
ve birgün gelecek evleneceğim
gelinliğimi giyip yuvadan uçacağım
gelinliğimi giyer giymez senin yanına geleceğim
ve
'kızın yuvadan uçuyor, hakkını helal et anneciğim' diyeceğim
üzerimde çok emeğin var annem
emeğinin karşılığını ödeyemem
şimdi cennettesin annem
seni çok özledim
seni çok seviyorum
benim elma yanaklı canım annem

Kübra Arlı
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #1724
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
Yar! Hayaline Diz Çöktüm...

Yalnızlığın kurşun geçirmez arsızlığında / yalpalıyorum
sineme yapışan hasret / mülteci damarıma asıldı
alargada bekleyen ahu-zar / gecenin nısfında saklı
balaban duygularım yetim / fecire diz çöktüm
bekliyorum

(ıslak bir retinanın içinde
hüzne yaslanan / duldalı düşlerim
sevdam emanetinizdir / düşürmeyin)

kumsalın sessizliğinde / yüreğim avuçlarımda
nehir olup aktım / dalgaların asiliğine
hıdırellez ateşleri sönüp gitmiş
karanlık gecelere gebeyim / sancım isimsiz
çaktım bir kibrit / gözlerimin içine
bekliyorum

(mayın tarlası gibi silueti
neresine baksam / parçalanıyorum)

isyanım beynimde döner durur / vira
umudumdan kan damlıyor / yüreğimde hicran
özlem şakaklarımda / mermi deliği
bedenim tutmuyor / vurgun yedi yüreğim
müebbet mahkumdur ! semenderimdeki gülüşler / biliyorum
lakin! vazgeçmeye gücüm yok
bekliyorum

(militan duygularım sümenaltı
bayraksız teslimiyettir / aşka esaretim)

şimal rüzgarının esintisinde
teninin nefhası yapışıyor bağrıma
yüreğim yerinden çıkacak
yarab! sabır ver
bekliyorum

(bir çift kara gözün istilasındadır benliğim
çıkartıp atmaya kıyamadığım / ruhuma esrik darbeler indiren
kimliğimi meçhule demirleyen)

uzaklardaki meyhaneden keman sesi geliyor
sesim gırtlağıma yapıştı / fısıldıyorum
veda makamı ağır gelir usta
yıldızlara astığım düşleri düşürür
çalacaksan çal şöyle / vuslat makamından olsun
dokunmasın efkarıma / yarin zülüfü
çal kemancı çal / durma çal
ben yalnızlığın koynunda yari
bekliyorum

gel !
gel ki akşamın kızıllığı çökerken sineme
diz çökeyim / çınar gövdenin gölgesine
gel haydi / şaşırt beni

sevdam kangren oldu / yolu yok
ya gelecek ya da öleceğim..

alıntı
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #1725
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Ne Güzel



NE GÜZEL

Ne güzel seni sevmek,

Sevdigimi söylemek,

Sana aşık olmak ne güzel ...

Ellerinden tutmak,

Saçlarını okşamak,

Sesinle uyanmak,

Seninle konuşmak saatlerce,

Seninle gülmek,

Seninle aglamak,

Seninle yürümek bir yol kenerında,

Sevdigimiz şarkıyı dinlemek,

Seninle uyumak aynı gecede

Ve seninle birlikte uyanmak aynı güneşte.

Olmadıgında yoklugunu hissetmek,

Kimseyi yerine koyamamak,

İkimizin şiirini yazmak,

Ne güzel şeysin;

Aşk gibi, sevda gibi.

NE GÜZEL SENİ SEVMEK,

SEVDİGİMİ SÖYLEMEK,

SANA AŞIK OLMAK NE GÜZEL...


Elmas Topal
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #1726
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
Unutulmuş Yaralarıma Tuzdur Adın..


Unutulmuş Yaralarıma Tuzdur Adın..
Kavgadır Kalbimin Gözündeki Fer....
Bir Devrimin Eskimiş Yüzüyüm... Derinimde Puslu İhtilaller
Yanmış Süt Kokulu Sabahların Eşiğinde Bekleyen Gece!
Bana Göz Kırpıyor Kalabalık Yalnızlığım Şimdi Arsızca... Fütursuzca
Kimi Nerde Arayacağımı Sordum Mavi Gözlü Hüzne
Dedi “Geç! Aşkı Geç!...”
Geçemedim....



Yedi Geceyi Geçtim.

Yedi Güvercin Vurdum.
Yedi Yıldız Biçtim.
Yedi Nehir İçtim.
Yedi Dağ Ezdim.
Yedi Yemin Verdim.
Yedi Gül Derdim.
Ve Yedi Kez Titredim
Bakışlarının Sırtında.
Bir Eren Geçiverdi İçimden O Vakit. Dedim “Kimi, Nerde Arayayım?!”
Dedi “Vur! Aşkı Vur!..”
Vuramadım...




Bir Tutam Hayat Buldum.

Kokmuştu.
Çekilmişti Bütün Suları.
Unutulmuştu Bütün Sözler.
Ve Sanki Görmek İçin Kapanmıştı Gözlerin Ayağına Ölüm. Ölüm Kör Müydü?
Bir Cebinde Birikmiş Kan Buldum Kullanılmış Hayatın.
Alıp Bağrıma Bastım.
Sonra Biraz Daha Yokladım Ve
Bir And Buldum Sol Dikişte.
Dedim” Kimi, Nerde Arayayım?!”
Dedi “Sök! Aşkı Sök!..”
Sökemedim...



Bir Şiir Yazdım Kalbine.

İçinde Kalbin Hiç Geçmedi.
Bir Çığlık Çığırdım Utancın Yüzüne. Karanlık Çatladı.
Kalbin Issızlığına Yağmur Gibi Düşürdüm Şimşekleri.
Ve Gözlerime Çark Ettim Karabasanları.
Bir Elimi Sana Verdim Ötekini Aramadım Bile.
Bir Yangın Geçiverdi Yamacımdan. Dedim “ Kimi, Nerde Arayayım?!..”
Dedi “ Kır! Aşkı Kır!..”
Kıramadım...




Eşkıya Bir Kahır Biçti Ömrümü
Sonrasında Canhıraş Kavgalar..

Küskün Ölümler...
Aynı Yollardan Geçtim..
Farklı Sehpalarda İdam Edildim
Ve Unutmanın En Deli Yükünü Taşıdım Ben, Sözlerinin ***** Yüzünde!!!
Yalanın Ve İhanetin İnsafsızlığı Bendeydi...
Benden Soruldu Uykusuzluğun Yük Olduğu Gecelerin Hesabı!
Aşkı Geçemedim, Vuramadım, Sökemedim, Kıramadım!!!
Kendime Kaldım...
Kendimi Topladım.
Tuttum Elimden.
Bağladım Gözlerimi
“Aşk!” Dedim Attım İçime Seni...
Sonrası Kimsenin Kalbini Meşgul Etmeyecek Kadar Basit:
İçimde Bir Sen Aşk İçinde...
İçimde Bir Ben Bir Sen İçinde
İçimde Bir Biz Bin Hiç İçinde...




Sırrın Kalemine Perde İndirdim
Ve Ben Bir Kez Daha Ye-Nil-Dim!!!

Alıntı
miss_didem - avatarı
miss_didem
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #1727
miss_didem - avatarı
Ziyaretçi
Sözüm Söz

bakışından kaçar uzaklaşırım.
dalarım bazen mavisine
ve bazen dalmak hüsrandır o maviye...
vurgunlar teselli olur.
ölümü hissettirir her vurgun.
dalga geçmiyorum ölümle canım...
sana söz verdim biliyorum;
ölmek yok!
parmaklarım hissizleşir önce;
kangren vücutta deli köpek gibidir.
nerden ısıracağını bilemez,
nerden ısıracağını bilemem.
gözlerime vurur ansızın.
karanlık ölümden beter.
sana sözüm var biliyorum;
perdeyi kapatmak yok!
resminin renkleri silindi;
elimde hergün ve ellerim ter...
titrerken kadehimi kaldırır ellerim,
bir şerefe de onlara derim...
seni hatırlatırlar bana bazen,
yüzünün çizgilerini hissettirirler...
sana söz dedim biliyorum;
ardından ağlamak yok!
ateşten bir el gezer bazen göğsümde
yırtasım gelir,parçalamak isterim `Ben`i.
ama `Ben` izin vermez deli `Ben`e
seni anlatırım kendime,yatışırım
unutmadım sözüm var biliyorum
beklediğin için koşmak yok!
ve bazen unutabilsem sözleri
sonsuza kadar beklediğine aldırmadan
atlasam kucağına...
önce ölümle;
sonra senle bir olsam,derim.
ama sen bana kızarsın,küsersin...
vaz geçer ve yaşarım bekleyerek,
bir ölümü bir seni...

2:54
15 ekim 2000

Koray Aşkın
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #1728
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
ÇARESİZLİĞİMDİR SENSİZ YAŞAMAK


Dalından dökülen yapraklar gibi
Gecemden sökülen yıldızlar gibi
Rüyama yüklenen kabuslar gibi
Çaresizliğimdir sensiz yaşamak...

Şiir:Gökhan Er
(Kütahya-2002)

GÜLGECELER - avatarı
GÜLGECELER
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #1729
GÜLGECELER - avatarı
Ziyaretçi
Bir Günümüz Bir Gülümüz

Bazen düşünürüm, hayatımızda geriye dönme imkânımız olsaydı ne çok şeyi değiştirebilirdik. Hatalarımızı yapmazdık ya da yapmadığımız için pişman olduğumuz şeyleri yapardık. Söylemekte geç kaldığımız cümleleri zamanında söylerdik. Ya da söyledikten sonra pişman olduğumuz sözleri hiç söylemezdik… Bazen en sevdiklerimize bilerek ya da bilmeyerek asabiyetle söylenmiş o incitici kelimeleri bir daha söyler miydik hiç?

Geç kaldığımız, kaçırdığımız fırsatları zamanında yakalardık. Sonradan pişman olup üzülmezdik. Geçmiş günlerimizi hafıza arşivimizden çıkarıp şöyle bir gözden geçirsek, kim bilir ne kadar “Keşke şunu şöyle yapsaydım, keşke bunu böyle yapsaydım, keşke şunu hiç yapmasaydım” şeklinde pişmanlıklarımız olacaktır.

İhlâl ettiğimiz hakların, ihmâl ettiğimiz vazifelerin, telâfisi için neler vermezdik ki? Geçmişi tekrar yaşama fırsatı verilseydi, hayatımızı ne kadar güzel yaşardık diye düşünürüz. Geçmişi tekrar yaşama imkânımız yok ama, bugün hâlâ elimizden çıkmadı. Geçmişten ders alarak geleceğimizi daha düzgün yaşayabiliriz.

Geçmiş zaman elimizden çıktı. Onu tekrar geri getirme imkânımız yoktur. Gelecek ise henüz gelmemiştir. Onun da ne getireceğini bilmiyoruz. Öyleyse gün bu gündür! Henüz ömrümüz devam ettiğine göre ve kredimiz bitmediğine göre geri kalan hayatımızı daha iyi bir şekilde yaşama imkânına sahibiz. Geçmişte “keşke” dediğimiz olayları şimdi bir daha yapmamak sûretiyle tekrar pişmanlıklar çukuruna düşmeyebiliriz. Yapmak isteyip de kaçırdığımız fırsatları şimdi değerlendirme şansımız mevcuttur.

İşte önümüzde her gün tertemiz bembeyaz bir sayfa açılıyor. Bu sayfaya her günümüzü istediğimiz gibi yazma hakkına sahibiz. Elimize hiç kırılmamış, kullanılmamış camdan çok güzel değerler veriliyor. Dikkat edersek elimizden hiç düşürmeyiz, kırmayız, kaybetmeyiz…

Her gün yirmi dört altın değerinde yirmi dört saatimiz var. Bu zamana, ileride hatırladığımızda mutluluk duyacağımız en güzel hatıraları sığdırabiliriz. Daha fazla iyilik yapabilir, daha çok insana ulaşıp kalplerde güzel bir yer edinebiliriz.

Her yeni gün, yeni açmış bir gül gibidir. Bütün gün ona nasıl bakarsak öyle olur. Günümüzü soldurmayalım, günümüzün ihtiyacı olan ışığı, havayı, suyu, ilgiyi, sevgiyi ona sağlayalım. Hem sonra, nereden bilebiliriz ki o günümüzün ömrümüzün son günü olmayacağını? Nasıl ve ne üzerine vefat edersek öyle haşrolmayacak mıyız?

Öyle ise muhabbet üzerine olsun her günümüz. Daha fazla gönül kazanmak olsun işimiz, gücümüz. Ömür defterlerimizi en güzel hatıralarla, amel defterlerimizi en büyük sevaplarla doldurmak olsun bütün derdimiz.

Solan güllerimizin arkasından ah çekip ağlayacağımıza, elimizde olan güllere iyi bakalım. Son âna kadar bu gülleri soldurmayalım.

alıntı
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #1730
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Ne Söylesen Haklısın!



ne söylesen haklısın
bana az bile...

kar oldum,saçlarına düştüm
ayaz oldum yüreğine
üşüttüm
yıldızını ben çaldım gecenin
siyaha boyadım hatta,gökyüzünü
ayı sıvadım çamurla
kıskandım

ne söylesen haklısın
bana az bile...

hayallerinde dolaştım, pervasızca
hüzünlerinde ağladım,umarsızca
hayalim yetişti yalnızlığına
hıçkırıklara boğdum seni
ölümüne sevdim
yordum seni

ne söylesen haklısın
bana az bile...

rüyalarına girdim,habersiz
rüyalarıma aldım,izinsiz
korkularında,su serptim yüreğine
hayatına girmeye kalktım,
kapıyı vurmadan

sevgimi deşifre ettim sana
bile bile sevme hakkımın olmadığını
ben aptalın biriyim,
anlasana!

ne söylesen haklısın
bana az bile...

yoluna ışık oldum
karanlığına göz
hadi;
gönlündeki bağımı çöz
bir daha sevmem seni
söz!

ver şimdi ayrılığımı elime
ne söylesen, haklısın
tabir-i caiz ne kelime..!


Mustafa Şahin