Arama

Anlayana - Sayfa 49

Güncelleme: 26 Kasım 2018 Gösterim: 623.480 Cevap: 3.995
firstlady - avatarı
firstlady
Ziyaretçi
25 Kasım 2006       Mesaj #481
firstlady - avatarı
Ziyaretçi
En güzel deniz:
Henüz gidilmemiş olanıdır.
Sponsorlu Bağlantılar
En güzel çocuk:
Henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz:
Henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
Henüz söylememiş olduğum sözdür...
Nazım Hikmet Ran
iwosky - avatarı
iwosky
Ziyaretçi
25 Kasım 2006       Mesaj #482
iwosky - avatarı
Ziyaretçi


Sponsorlu Bağlantılar
ESKİDENDİ, ÇOK ESKİDEN

Hani erken inerdi karanlık,
Hani yağmur yağardı inceden,
Hani okuldan, işten dönerken,
Işıklar yanardı evlerde,
Eskidendi, çok eskiden.
Hani ay herkese gülümserken,
Mevsimler kimseyi dinlemezken,
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani hepimiz arkadaşken,
Hani oyunlar tükenmemişken,
Henüz kimse bize ihanet etmemiş,
Biz kimseyi aldatmamışken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken,
Hani körkütük sarhoşken gençliğimizden,
Daha biz kimseye küsmemiş,
Daha kimse ölmemişken,
Eskidendi, çok eskiden.

Şimdi ay usul, yıldızlar eski
Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden
Geçen geçti,
Geçen geçti,
Geceyi söndür kalbim
Geceler de gençlik gibi eskidendi
Şimdi uykusuzluk vakti.
Murathan Mungan


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Kasım 2006       Mesaj #483
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
* Yemine gerek görmeyecek kadar sözlerine sadık ol !.. Dale Carnegale
* Aradığını bilmeyen bulduğunu anlayamaz ..
*Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, Bildiğini bilmeyeni uyandırınız, Bilmediğini bilene öğretiniz , Bilmediğini bilmeyenden kaçınız !.. Konfüçyüs
* Kusuru kendisine söylenmeyen adam, ayıbını hüner sanır .. Sadi

* Arkanı güneşe çevirme , yoksa gölgen öne düşer .. Tagore
* Ümidini kaybetmiş olanın başka kaybedeceği kalmaz !.. S. Johnson
* Aptallarla tartışmayın .. Görenler aranızdaki farkı anlamayabilirler ..
* Okunu hedeften öteye atamayan okçu, okunu hedefe ulaştıramayandan daha başarılı sayılmaz .. İmsanın gözü karanlıktada iyi görmez fazla ışıktada ..
* Söz uçar yazı kalır ..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Kasım 2006       Mesaj #484
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Küçükken aynı kadınları çizerdim hep
Resim derslerinde
Bir ellerinde çiçekleri diğerinde çantaları olurdu
Elbiseleri V yakalı
Ayakkabıları topuklu olurdu
Ya ayakları tutmazdı birbirini
Biri kısa biri uzun olurdu
Ya da parmaklarından biri
Unutkanlığıma gelirdi
Ya gözleri
Hiç bahsetmemeli
Kadınlarım hep çirkin olurdu benim
Mutlu değillermiş
Şimdi farkettim
Ne ellerini beğenmişler
Ne elbiselerini
Hem kollarını kucak açmış gibi
İki yana açık çizerdim hep
Hem de yalnız çizerdim onları
Oysa yalnız bırakmamalı
Hiçbir resimde
Hiçbir kadını

featherHalime VATANSEVER
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Kasım 2006       Mesaj #485
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Anlayana

Bu tabloyu inceleyen bir sanat eleştirmeni William Holman Hunt'' a " Güzel bir tablo doğrusu, ama anlamını bir türlü kavrayamadım, adamın vurduğu kapı hiç açılmayacak mı ? Ona kapı kolu çizmeyi unutmuşsunuz " diyerek Hunt'' dan cevap bekler. Hunt da " Adam sıradan bir kapıya vurmuyor ki...Bu kapı insan kalbini simgeliyor. Ancak içeriden açılabildiği için dışarıda kol olması gerekmiyor..." O kapı size içeriden açılmamışsa giremezsiniz diye yanıt veriyor.

Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
28 Kasım 2006       Mesaj #486
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
**Hayal(siz) , Ümit(siz) , Özlem(siz) **


Bir hayaldi aşk, okyanusların derinliğinde.


Deniz kızlarından duydum ilk kez isminizi.


Ellerinde eşsiz inci taneleri.


İstiridye ağzında yürekleri.



Aşkı sizsiz öğrendim, siz yoktunuz.


Deniz aşırı ülkelerden haberiniz gelirdi.


Deniz kızlarının dilinde masaldınız.


O masalda yaşamayı ümit ederdim.



Deniz kızları bana benzerdi.


Alev alev yanardı güneşte saçları.


Saçlarında özlemlerim kanardı.



Size gönderiyorum şimdi.


Hayalleri, ümitleri, özlemleri...


Hayal, hiçbir zaman yaşamadıklarım...


Ümit, isteyip de yapamadıklarım...


Özlem, yüreğimden atamadıklarım...



Ve sizi hala bekliyorum.


Hayalsiz, ümitsiz, özlemsiz...


Gözleriniz kaybolmuş birer yıldız,


Sesiniz uzakta bir hüzün senfonisi,


Elleriniz yokluğun efendisi



Hayal siz, ümit siz, özlem siz...


Bir gün ben de kaybolup gideceğim,


Sürgün sevdalarla sessiz


İliklerime kadar sizsiz.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Kasım 2006       Mesaj #487
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
anlatacak birşeyin yoksa, dinleyecek çok şeyin vardır... Umut Engin Deniz
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Kasım 2006       Mesaj #488
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu gece de
Yıldırımlar düşmüş yüreğime...
Suları çekilmiş aklımın.
Hançer olmuş gözyaşlarım
Çıkmış kınından,
Yastığımı delmekte...
Dört duvar var beni boğan,
Dört azılı düşman...
İçerisi soğuk,
Ruhum üşümüş,
Kalbim sere serpe...
Perdelerim açık kalmış.
Yıldızlar parlak, ay ise daha hilâl...
Günün yorgunluğu,
Gecenin ıssızlığına karışmış.
Uyuyakalmış mehtâba şarkılar söyleyen...
Gökyüzü âsi, gökyüzü sitemkâr...
Tıpkı odasına kapanmış bir ben...
Bir gecekuşu var penceremin önünde
Işığa gelmiş herhalde...
İçim kadar coşkun,
Dışım kadar yalın...
Uykuya dalmışım gözlerim açık...
Rüyalar çok, rüyalar karışık...
Öyle bir ruh var ki yatağımda
En az ben kadar âşık...
featherYaşar ÇETİNKAYA
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Kasım 2006       Mesaj #489
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
alıntı:

Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konuşuyorum... Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım,
sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum... Cümlelerimi kısalttım,
kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda...

Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz
ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum,
imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor... Bir çocuk gibi
isteklerimi bastıramıyorum... Çalmayan telefonuma elim gidiyor,
sana halen bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum... Bende olan seni,
hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin
nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum...

İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum!
Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı...
Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım
anılarım dışında... Isınabilmek için onlara sarılıyorum...
Anlamsız ve cevapsız sorular hıhzırca sırıtıyor, ben görmemeye
çalışıyorum... Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı...
Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini aç desem kapatacaksın
ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım
falıma... Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş
itiraf etti sonunda... Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil...
Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı,
kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini,
sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi,
dokunacaktım, sarılacaktım. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de
hiç niyetin yoktu aslında... Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum...

Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi
ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş
gibi geliyor... Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi
bana...
Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde,
gecede, uykumda... Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi...
Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda degilsin ki?
Gözyaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana...
Gittin! Belki de hiç gelmemiştin ben, geldiğini sandım... Ayak uyduramadım
yorgunluğuna... Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım...

Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın;
dokunuşlarında kendini bulan... Ama! En çok da imkânsızın oldum...
Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum... İnanamadığın, Yenemediğin,
üzerinden atlayamadığın korkuların oldum... Ağladığın, bağırdığın ya da
sustuğun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların, birikmişliğin oldum...
Yüreğindeki kadın ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan
bir anı oldum... Haketmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak
isterken
belki de hiçbir şeyin oldum... Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum?
Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim...
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim?

Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan
ama bir ömür gibi gelen aşk... Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini,
öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum... Seni halen
benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum...
Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların
sonunda olması acıtıyor içimi... Suskunluğun en büyük silahındı,
suskunluğunla vurdun beni asıl acı olan, canımı acıtan unutulmak...

Söylesene unutulmak kime yakışıyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor ...


Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak
sende daha güzel duruyor... Görüyorsun işte, aşk'a ve sana ihanet etmiyorum.
benim kırgınlığım aşk'a... Sen üstüne alındın..

Msn Wiltedrose

the_pretty - avatarı
the_pretty
Ziyaretçi
29 Kasım 2006       Mesaj #490
the_pretty - avatarı
Ziyaretçi
Sen yoksun, bulamıyorum...

Sensizliğin karanlığı çökünce içime
Ağlamak istiyorum, ağlayamıyorum,
Boğazıma birşeyler düğümleniyor,
Bir yol arıyorum, bulamıyorum
Ben çıkmaz sokakta
İnan ki yolumu kaybettim
Bulamıyorum.
Sana ulaşmak dertleşmek istiyorum
Ama uzaksın konuşamıyorum
Bir boşlukta seni arıyorum
Sensizliğin acısını yaşamadın
Yalnızlığı sen bilemezsin
Sen bilemezsin
Karanlık gecelerde seni aramak,
Yazık göremiyorum.
Seni yaşayıp, her gece
Sevmemek ne acıdır, bir bilsen
Sen bilemezsin.
Çünkü sen, ben olmadın ki,
Seni arıyorum bulamıyorum
Yılların ötesinden sana koşmak,
İstiyorum, gelemiyorum
Birkez karanlığın hüznü
İçime çökmüş
Bir çare arıyorum,bulamıyorum....