Arama

Anlayana - Sayfa 47

Güncelleme: 26 Kasım 2018 Gösterim: 623.747 Cevap: 3.995
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
18 Kasım 2006       Mesaj #461
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Seni seviyorum,
çünkü herþeyde sen varsýn. Nasýl olmayacaksýn ki? Sanki sen doðduðumdan beri içimdeydin. Yüreðimin en derin köþesindeydin. Sanki ortaya çýkmak için beni bekliyordun. Ve ben orada olduðunu fark edince hakettiðin yere çýkardým seni.
Sponsorlu Bağlantılar

Seni seviyorum,
çünkü hep benimlesin. Seni görmem için yüzüme bakmam gerekmiyor. Gözümü kapatsam ordasýn. Gördüðüm her yüz aslýnda sensin.

Seni seviyorum,
çünkü gözlerinin içindeki binlerce yýldýz, gecenin karanlýðýný delip geçiyor. Sen bana bakarken ben kendimi yýldýzlara bakýyor gibi hissediyorum. O yýldýzlarýn parlaklýðýnda kaybediyorum kendimi. Gözlerim kamaþýyor ama þikayetçi deðilim aydýnlýðýndan. Güneþ doðmasa, yýldýzlar kaybolmasa diyorum, ama biliyorum ki güneþim de sen olacaksýn gecenin sonunda. Bu kez daha parlak, daha aydýnlýk çýkacaksýn karþýma.

Seni seviyorum,
çünkü saçlarýn ellerimin arasýnda kayýp giderken , dünyadaki cenneti bulmuþ gibi hissediyorum kendimi. Cennetin sahibi sensin ve biliyorum ki sadece izin verdiklerin girebilir o cennete. Ben o cennette kalmaya kararlýyým.

Seni seviyorum,
çünkü her gülümseyiþin içime yeniden yaþama sevinci dolduruyor. Her gülümseyiþin, karamsarlýðý yýkýyor, umutsuzluðu parçalýyor. Bir çiçek bahçesine çeviriyor çorak dünyayý.

Çiçek dedim ya, bir çiçek adý verseydim sana papatya olurdun. Açýþýyla dünyaya, insanlara baharýn geldiðini müjdeleyen papatya. Ýddiasýz ama güzel. Güzel ama kibirsiz.

Seni seviyorum,
çünkü seni sevmeyi, sana dokunmayý, seni dinlemeyi, sana bakmayý, seni koklamayý, seninle paylaþmayý seviyorum.
Seninle birlikte insana dair ne varsa onlarý da seviyorum.
Seni sevdiðimi anlatmaya çalýþýrken ne kadar çaresiz olduðumu da görüyorum. Her sözcükten sonra durup tekrar tekrar düþünüyorum, seni yeterince anlatabildim mi diye.

Biliyorum ki yetmeyecek, bu kadar sözcükten sonra bile sana sevgimi anlatamamýþ olacaðým.
Sözcüklerin bittiði yerde gözlerime bak.
Onlar bu sevgiyi çok daha iyi anlatacaktýr sana...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Kasım 2006       Mesaj #462
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aslında hiç sevmedim seni sevgilim!
Uğruna ölürüm dediğimde gülüyordum içimden.
Sponsorlu Bağlantılar
Ayaklarım geri basardı hep,sana gelirken!
Gülümseyişlerim yüzeysel,sözlerim laftı hep.
Sana sadığım dediğim gün bile aldatmıştım seni!
Seni hiç sevmedim, sever gibi yaptım hep;
Pişman olacağımı sanma yazdıklarımdan asla!
Çünkü...
Ben seni senin beni sevdiğin kadar sevdim,
Ve bana baktığın aynayla baktım sana!
Beni gördüklerinde hissettiklerini hissettim bende.
Şimdi anladın mı, ektiğini biçmek nasıl mış?
Nasıl? oluyormuş, karşındaki yüreği küçük görmek!
Vur başını taşlara sevgilim, dövünme sırası sende,
Avuçlarında toplayabilirsin gözyaşlarını hasat senindir!
feather

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Kasım 2006       Mesaj #463
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GELINCIK

Uzaklarda bir koyde, cocugu dogmadan kocasi olmus, tek
basina yasayan hamile bir kadin kendisine arkadas
olmasi acisindan dagda yarali olarak buldugu bir gelincigi evinde
beslemeye baslar. Gelincik kadinin yanindan bir an bile ayrilmaz.

Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukca
uysallasir. Bir kac ay sonra kadinin cocugu dogar. Tek
basina tum zorluklara gogus germek ve yavrusuna bakmak zorundadir.

Gunler gecer ve kadin bir gun bir kac dakikaligina da
olsa evden ayrilmak ve yavrusunu evde birakmak zorunda
kalir...Gelincikle bebek evde yalniz kalmislardir.
Aradan biraz zaman gecer ve anne eve gelir. Gelincigi ve kanli agzini
gorur. Anne cildirmiscasina gelincige saldirir ve oracikta oldurur
hayvani. Tam o sirada icerdeki odadan bir bebek sesi duyulur. Anne odaya
yonelir...
ve odada besigi, besigin icindeki bebegi ve bebegin
yaninda duran parcalanmis bir yilani gorur...

Einstein'in soyledigi rivayet edilen bir
soz var:

"Insanlardaki onyargiyi parcalamak benim atomu
parcalamamdan cok daha
zor"


ONYARGININ OLMADIGI !
EN GUZEL GUNLER SIZLERIN OLSUN
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Kasım 2006       Mesaj #464
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
her gün içimde yolculuk ediyorum, mahremime biraz dokunabilmek umuduyla...Ancak içim birden çölleşiyor ve derken bir kum fırtınası tüm ayak izlerimi siliyor ve ben aynı yerlerde daireler çiziyorum tüm geometri kurallarına ayrıkırı yeni zamanlar görmenin verdiği heyecanla...
feather
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Kasım 2006       Mesaj #465
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
---Gidişinden aylar sonra cevap hakkımı kullanıyorum dua çiceğim..---

Gidişin bir Kasım günüydü. Beyaz karların şehrimi istilasında öğrendim gidişini..Gittin, sevginde bir bahar göremeden çekip gittin.. Ben bu satırları yazarken kim bilir sen gerçeğin aynasında yarınlara dair düşler kurmaktasın..Ben ise yalnızlığa inat kırdığın yüreğimden kalan son parçalarıyla birşeyler karalıyorum işte. Sakın üzerine alınma bu satırları. Toprağa gömülmüş bu ayrılığı kaldırıp yeniden filizlendirmek değil niyetim. Bu satırları sen okuyasın diye değil , gidişinden sonra içimde biriken bir avuç fırtınayı fakir satırlarımda yakmak istediğimdendir sevgili. Gidişin hala gözlerimin önünde. Son oynunu oynamak üzere sahneye cıkmış figüran gibi yalnızlığın suflelerini okuyup gittin...


Gittin. Yüreğinde baharları beklerken rüzgarı koynuna alarak gittin..Sessizce gittin, kör uçurumlara saldım düşlerimin kırık kovalari. Hani bir zamanlar yüreğine umut taşıyan kırık kovalarım var ya.. İşte o kırık kovalarla sensizliğin kör saatlerinde hep gidişinin öfkeleri taşıdım yüreğime. Her kovada sensizlik yağdı üzerime. Her kovada cayır cayır yandı düşlerim..Ama hep sustum.. Sahipsiz çığlıkları yükledim yamalı heybeme.. Azık diye bildiğim gülüşleri aradım durdum yalnızlığın güneş görmeyen köşelerinde..Yollara koyuldum, pusulasız halimle. Seni aradım, tek bir kelime etmeni bekledim.. " Hoşcakal " kelimesinin dudaklarından yüreğime hançer gibi inmesi bekledim..


Gittin, tek bir kelime etmeden. Anılarımızı kibritsiz yakarak gitmiştin. Gittin oysa ben yüreğime nice yalanlar söyledim bir gün dönecek diye.. Pembe yalanlarla avuttum kendimi. Yalanlarla avutmasam kendimi; ayrılığın soğuk teriyle korkusuzca yüreğime dayacaktim kör kurşunları.. Oysa ben ölmeyi değil; senin uzaklarda ama bana bir nefes kadar yakın olan varlığında yaşlanmayı istiyordum. Pembe yalanlarımdan düşler kurup gelmeni bekledim sevgili.. Sakın yanlış anlama sevgili ; benden önce kurduğun hayatı ellerinle yıkıp ikimizin mavi düş tarlasına geleceğine dair düşler değil kurduklarım. Bir gün dönüp " Gidiyorum, Hoşcakal " kelimelerinden ibaret kuru cümleyi alnımın yazgısına yapıştırıp son kez ait olduğun yalnızlığa dönmene dair yalanlar, düşler büyüttüm yüreğimin soğuk köşelerinde..


Gittin, "dua çiceğim" bildiğim yüreğinden " yüreğime" bir veda sözcüğünü esirgeyip gittin. Hani dönülmez sözler vermiştik birbirimize. Şimdi yeminleri tutmayan tek benmişim gibi tüm tövbelerin adaklarını acılarla ben ödüyorum; sen değil !Hani aynı gözle ağlayıp aynı yürekle gülümseyecektik biz. Hani sarı denizlerin üzerinde " vuslata" kulaç atacaktık seninle.. Öğretmenliğe başladığın okul yolunda ayakların yorulmasın diye sırtını sana seren bu yüreğe çok mu gördün bir veda kelimesini.. Çok mu gördün bunu sevgili ? Nefesim diye övündüğün bu sevdayı bir ayrılık cümlesiyle bitirememek niye sevgili ? Suskunluğun elbisesini çıkar üzerinden.. Susma sevgili.. Tek bir kelimenle ölmeye hazır yüreğime tek bir söz söyle hadi.. Kurşunları kelimelere ilmekleyip, son infazını boynuma geçir sevgili....


Biliyor musun gidişinden aylar sonra bile içimde kanıyor gidişinin sessizliği.. Gidişinin tek kelimeye bile sığdırılamayan ezikliği hala sırtımda kambur. Yüreğim hala kırgın, gözlerim hala ıslak. Hala böğrümde suskunluğun bıçaksı dişleri. Üzerime giyindiğim elbiseden göremediğin irinleşmiş yalnızlığın duruyor göğsümde.. Belki de senden kalan tek şey bu.. İrinleşmiş yalnızlığın.. !


Ayazlara gebe kalmış yüreğimle konuşacak o kadar cümlelerim var ki.. Şimdiye kadar hep sen üzülmeyesin diye dudağımı büküp kelimelerimi ezdim dilimin ucunda. Ayrılık kelimelerini erteleyip bir gün tekrardan gelip gidişinin son kelimesini edeceksin diye bekledim durdum. Beklerken seni, sabır zırhını giyindim üzerime. Sustum, bir dağ gibi. Kurudum bir yaprağın sonbahardaki ölümü gibi. Yavaş yavaş ve içten içe... Ölmeyi bekleyen bir çınar ağacının solgun yapraklarını görüp köklerini bedeninden koparması gibi bende yüreğimden düşlerimi kopardım. Acıta acıta ve yavaş yavaş... Oysa öfkelere bürünüp kilit vurduğum dudaklarıma gidişin acısını anlatsam fırtınalar kopacaktı mavi denizlerimde. Belini kırıp yalnızlığın gölgesinde oturan yaralarıma bir dokunsam denize kavuşmaya hasret bir göl gibi avuç avuç kanayacaktı yüreğim. Damarlarımdan taşacaktı ayrılığın zehiri.. Biliyorum, beni ezip taşacaktı. Bentler kuracak olsam da yıkılacaktı önündekiler teker teker. Keşke bendeki sessizliği , yüreğimdeki ezikliği görüp son kez gelsen.. Toprağa gömülmüş aşkı tekrar filizlendirmek için değil; köklerinde yanan öfkeleri susturmak icin gelsen..Son kez ölümü dudaklarıma değdirip keşke kangren yaralarıma tuz diye gidişinin közlerini bassan sevgili..

" Dokuz aylık acının,
Son doğum sancılarıydı yüzümde gizlediğim.
Kangren olmuş yanlızlığın,
Son satırlarıydı alnıma çizdiğim.
Artık toprak olmuştur sevdan,
Bir sayfa değildi üzerine kapanan;
Vefasız sevdanın ölüm fermanıydı
Tozlu raflara kalkan......"
MARLON - avatarı
MARLON
Ziyaretçi
22 Kasım 2006       Mesaj #466
MARLON - avatarı
Ziyaretçi
Anlasana

Ayrı tellerin,
ayrı tüllerin,
ayrı mekanların...
Anlasana...

Bir çiçeği tutuşunda,
masum masum bakışında,
manidar susuşunda...
Anlasana...

Temkininde tereddütünde,
üzüntünde kederinde,
her halinde...
Anlasana...

Kalbimin titremesi,
sonsuzluğun o nefesi,
sessizliğin müthiş sesi...
Anlasana...


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Kasım 2006       Mesaj #467
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Emrin Olur..!
Dayanamam! Sana kıyamam!
Ne olursa olsun hiç sorgulamam!
Git! Diyemem kapıdan çıksan bile,
Demem! Görünme bir daha gözüme...
Neyse...!
Demem! Yüzünü çevirme yüzümden,
Dokunsa da tüm sözlerin özüme...
Sana kem sözler söyleyemem!
Ne dersen de başım gözüm üstüne.
Eyvallah...
feather
MARLON - avatarı
MARLON
Ziyaretçi
22 Kasım 2006       Mesaj #468
MARLON - avatarı
Ziyaretçi
www antoloji com 550140 833
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #469
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bir gün,
Alıp başımı gideceğim,
Sessizce buralardan…
Bir dağ başı, bir deniz, bir orman…
Bir ben olacağım orada, bir doğa,
Bir de insan dışı dostlarım orada.
Yalnız çam kokusu…
Yalnız su sesi, kuş sesi…
Ne para, ne kadın sesi…
Avazım çıktığınca bağıracağım,
Hiçbir düşüncenin esiri olmadan,
Özgürce yaşayacağım aldırmadan.
Sıkıldım, bunaldım,
Monoton yaşamaktan,
Yeniden doğmalı insan,
Yeniden başlamalı her şeye,
Yenibaştan…
Bir gün,
Görün bakın,
Nasıl gideceğim buralardan…
feather
el benna - avatarı
el benna
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #470
el benna - avatarı
Ziyaretçi
Son düzenleyen el benna; 23 Kasım 2006 18:12 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi