Kedinin Gözüyle - Sayfa 3

Sizden ricam.. İnanmak ve Güven anlamında Hayatın çıkmazlarına götüren...
Ve bizleri.. Belki,de bazen En yakınlarımızı Üzmemize Sebep olan: Davranışlarımız..

Sponsorlu Bağlantılar

Ve İyi ile; Kötünün Yüzyıllardır Savaşıp.. Bunu,da Malesef Oyun gibi;
Görmelerine Sizce ne sebep olmuştur ?

Çıkar kavgasımı ? Yoksa Ben daha Güçlüyüm Mesajınımı vermeye çalışıyor her iki taraf,ta.
Trafsızlığın,da Aslında bir Taraf tutmak olduğunu..
Her ne kadar Düşüncelerini Belirtmeseler bile;
Bu Onları korkakmı yapar ?


Saygılarımla:

İki kişinin bildiği SIR değildir..

Bu zamana değin konularımda insanlara iyiyi, güzeli olması gereken tatlı yaşam felsefesini aşılamağa çalıştım.

Toplumlar bilhassa kalabalık toplumlarda insan doğasından gelen hakimiyet kurma, etken ve sahiplenme duygusu kabardığında önlenemez yanlışlara geri dönülemez hatalara neden olmuştur.

Tarihimize şöyle bir geri göz attığımızda, Türk boylarından tutunda günümüze değin iç kavgaların ana teması Sözüm ilgili kişilere; "kapalı kapılar" ardında yapılan çıkar ilişkileri kariyer makam hevesleri ile toplumun içine sızdırılan nifak tohumları sebep olmuştur.

Kaldı ki kalabalık toplumlarda bu politikalar hep süre gelmiştir. Sanılan yanılgı şudur. Bunları kimse bilmez görmez üstü kapatılır. Yapılanların kokusu her zaman çıkar giz kalmaz ortaya dökülür her zaman. Buyuk devletler dahil olmak üzere çıkan çıkar ilişkileri bir noktadan sonra ters teper dost işbirliği yaptığı kişi hasım olur ve kaçınılmaz savaş başlar yada yıkım..

Taktik şudur; En buyuk kimse onun yanında ol, onunla aranı sıkı et, muhabetin olsun.. Sonra samimiyeti ileri götür yarenin sevgilin olsun. Onun eksikliklerini gör ve bu eksikliklerinden faydalan. Ufak ufak empoze et. Yaklaşımını özümsetecek kötü örnekleri sun ona onay verecek konuma düşür. Sonra hükmetmeye başla ve yönlendirmeye .. diye uzar gider.

Tarih boyunca süre gelen politikalar bu saydığım ve mutasyonları ile gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Bu taktik başarı oluyormuş gibi gözüksede başa geçen oyun sahibide aynı taktiğe maruz kaldığından aslında bir aldatmacadır.

Kariyer uğruna yada karizma söz sahibi olma hükme adına yapılan bu dolaplar bir gün menteşesinden kopar ve gıcırdıyarak kendini gösterir. İşte geri dönülmez nokta orasıdır.

İnsanlar karşısındakilerinin sözlerini dinlemeyi ve yorum yapmayı çok severler. Atıp tutulan laflara bir an olur kendilerini inandırırlar. Çıkar çekişmesi ben haklıyım idolojisi adına geri dönülmez noktalarda tıkanıp kalmaya mahkumdurlar.

Hayatın her safhası bir oyunun perdesidir. Oyuncular gerçek karakterlerini yansıtmazlar.. Mizansen neyse onu oynarlar. Gerçeklerle yüzleşmeye cesareti olanlar; dürüst insanlardır.

İyi karakter kötü karakterin bütünleyicisidir. Adam gibi adam olmak önemlidir. Kaale alınmak için illa itibar gerektirmez. Bazen bir Ak Sakal kafidir. Ak olmaksa zordur.

Kıssadan hisseye gelince; Ben herkesi dinlerim ancak önemli olan herkesin söylediği değil El Emin olarak söylediğinizin herkes tarafından kabul görmesidir. Ne kadar usta oyuncu olursanız olun vasfınız "Aktör"den öteye geçemez.

Neyi Savunayım.. Ne için!!

"Güzel ülkemin güzel insanları" diyemi başlasam... Yoksa Ülkemde yaşan varlıklarmı desem..

Kayıtsısız, duyarsısız. Öyle bir hal almışız ki canımız yanmadığı sürece sesimiz çıkmaz olmuş. Diğer tarafta kıyamet kopmuş kime ne!

Güzel olan olgular kıymetini ve önemini yitirmiş yada yitirmek üzere. Kalan 3 -5 kişi ise sesini duyaramaz durumda. Neden böyle mi olduk? Basit bir cevap teknoloji.. Bana diyebilirsiniz şu an o teknolojinin nimetini kullanıyorsun. Evet kullanıyorum ben arabada kullanıyorum allaha şükür kaza yapmıyorum.

Toplumumuzun en önemli direği dayanışmadır. Yılları bırakın asırlardır kanımızda taşıdığımız bir virüstür bu. Öyle bir virüstür ki bir bakarsınız kayıp oldu denilir ama bir olayda birden parlar aktif olur..

Teknoloji dedim nedenini de açıklamak bana düşer:

Bakın teknoloji ne demektir toplumumuzda. Televizyon radyo iletişim(İnternet) başta sayılır. Bu saydıklarımız nasıl kullanılıyor bunu sorguluyabiliyormusunuz? Ben biraz deşiyim siz karar verirsiniz.

Televizyon dünün en önemli iletişim kaynaklarından biridir. Aslında hala aynı. Geri kalmış toplum dedikleri bölgelere günün nimetlerini taşır haber flimler diziler.. Varoşlardakiler gıpta ile izler ve kendilerine bu dizilerde yer ararlar hep şatafatlı yaşamlarda.. Eski tabirle eğitime katkıda bulunurdu televizyon şimdi? Şimdi ise köhneleşmiş kokuşmuşluğu empoze etmekten öte hiçbir işe yaramıyan reyting ve gündem oluşturma çabasında olan parasına para katıp artıracak her yola eywallah diyen kartel patronlarının elinde..

İnsanlara ne verirseniz onu alırsınız. Doğrudur. Televizyon bir pazarlama aracıdır artık günümüzde. Hayra yarar sağlayacak oluşum güzellikleri yansıtmak yerine adına dizi denen zamanında usta yazarlarımızın kitaplarınının konularını çarpıtarak çarpık ilişkileri topluma empoze eder bir araç olmuştur. Ben bu toplumun bir zamanlar bir eski şarkıcının televizyonda iç çamaşırı gözüktü diye kıyametleri kopardığı günleri bilirim. O zaman aklı başında olan insanlar tarafından yönetilen iletişim araçları böyle bir hatayı atladıkları başları yanardı. Şimdi ..

Kanıksadık her şeyi o bunun karısıyla, karısı onun arkadaşıyla, oğlu bilmem kimle... al takke ver kulah. Ve işin en ilginç durumu bu dizilerin reyting yapmasında katkıları göz ardı edilmeyecek annelerimiz buyuklerimiz "aman kaçırmıyalım bu haftayı" mantığıyla bu diziler başladığında televizyonun karşısındalar.. Topluma aşılanan bu yozlaşma her alanda öyle sistamatik ilerliyorki her şeyi kanıksar hale geliyoruz. Bunlar basit şeylermiş gibi..

Sonuçta ne oluyor yolda gidene sarkıntılık yapar laf atar gözle yıyen bir topluma merhaba diyoruz. Liseli kızlarımız erkeklere laf atar oluyor. Cinsellik kavramının anlamını bilmeyenler bu işe soyunuyor, sonrası "aman bişi olmuşmudur" telaşı. Ne diyim balık kokmuş bir kere.

Yaradan yokladımı tam yokladığını 17 Ağustosta gösterdi. Toplum olarak bir birimize ne kadar muhtaç olduğumuzu bir birimize ne kadar sıkı sarılmamız gerektiğinin ip uçlarını vermişti oysaki. Ancak teknoloji unutkanlık yapmamızıda sağladı. Saygının olmadığı noktada sevginin olamıyacağı aşikar. Ne zaman toplum biraz silkelenecek olsa gündemi farklı konularla doldurup unuturabiliyor nasılsa.

Bir etrafınıza bakın bırakın etrafınızı ailenize akrabalarınıza bir göz gezdirin kimin kime güveni kalmışmı bir sentez yapın. Sonra konu komsuya yöneltin sentezi. Yaşla ilintili olucak ancak yaşı olanlar biraz eskiye atsınlar kendilerini . Şimdi baksınlar mahalle yaşantılarına.

Bunlar ufak ufak kurulu düzenin parçaları. Bu parçalar parçalıyor bu güzel vatanımı..

Her şeye çare varda.. Peki bu hayasızlığa ? İllaki Ömür boyu hapismi olmalı cezası..
Kendini geliştirmekden bahsediyor, Okul ile; Kültür ile;
Elbetteki gerekli. Ama Senin ilk vazifen "Sorumluluk"

Cinsi münasebet ve türleri.. Araç gereçleri, Yapılış şekilleri..İlaçları...
Ne zamandan Beri duyuyoruz Bu sözleri ? Kendimizi medeni ( zannetmeye ) başladığımızdan beri !!
Diyorlarki 10 yaşındaki çocuk bile; Artık her şeyi biliyor..
Hatta Evlilerden bile; daha çok bilgiye sahip.
Peki bu Övünülecek bir şeymi ? Yoksa.. Utanmamız gereken bir şeymi ?
Utanmamız gereken bir şey !! Cevap yarışmasına girmeyeceğim..
Çünkü 10 yaşında, ister Kız çocuğu, İster ise; Erkek evladı farketmez.
Sonuçda halen çocuktur !! Öğrenmesi gerekenleri..
Yaşı ilerlediğinde "Üslubunca Edebince Ailesi Öğretir. Yada Talep üzerine Okulu Açılır, orada.

Şimdi ise; Bakıyorum daha iki lafı bir araya getiremeyen,
Sözde Kültür abidesi.. Kız ayarlıyacak diye;
Kendimi nasıl Kültürlü göstersem, Nasıl dikkat çeksem, Nasıl etkilerim diye;
Düşmüş olduğu Cehalet çukurundan.. google kokan..Beynini,
Vücudunu, Hayasızlığını, Çirkefliğini, Rezilliğini...Küfürlü Sözlerini..
Ahlaksızlığını, Sapıklığını, Pis tekliflerini.. Pazara sermiş.... Yazık-ki Yazık..
Peki, Onu bu denli; aaa Bak Canım ne kadarda herşeyi biliyor.. Diyene ne demeli ?
google,yi kullanmayı bilmiyor denilir Aksi ise; zaten arar kendisi bulurdu.

İnsan Yaratıldığı ilk günden beri İnsandır ya.
( Bazıları ise; ) Maymundan, Hayvandan geldik diyebilir..
Onlar Belki,de Hayvana geri dönmek istiyorlardır.
Ama İnsan olarak yaratıldığına ( İnanan var ise; )
İnsan nedir ? Edep nedir ? Adap nedir ?
Bilmesi gerekmezmi ?

Şimdi bazılarının internetten öğrendiğini..
Tv,lerden Öğrendiğini.. Sözüm Ona: Kendini geliştirmek ise;
Üstüne basa basa söylüyorum.
İlk okul mezunuyum. Ve Ben bile; birine bir şey anlatırken.. Onun Önce Yaşına bakarım..
Bir şey yazarken, Yayınlayacağım zaman.Her yaşdan okuyucunun olabileceğini düşünürüm.
İki tane Hayattan haberi olmayan etkiliyecem diye; ( zaten yapmam. )
Çocuklarında okuyabileceğini düşünüp..
Edepsiz yazılar yazmam !!
Sonuçda internet, bilgi sınırsızlığı deniliyorya.. İçinde Edebini taşımayanların sınırsızlaştığı..
Çirkinlikde hat sayfaya ulaşdığı yer: Anlamınamı gelmesi gerekiyor ? Elbette Hayır !!

Buna Sadece Müslüman olarak değil;
Medeni İnsan olarak,da baksanız Aynıdır.

İsterseniz Ateist olun: İsterseniz Ahlaklı Müslüman. Aklınızdan çıkarmayın.
Teknolojide, Medeniyette, İnsanlıkda, Bir tek "Edeple"gelişir "Bu kişisel Şahsi düşüncemdir"



Sözlerimin Kısacası Yunus Emre,nin dediği gibi;

Ehli diller arasında aradım, kıldım talep.
Her hüner makbul imiş, illa edep illa edep.

Yani İlim bile; geride kalmış Önemli olan: Edep



Terbiye takınmak, Bizlere bağlı,
Nasılki..

Adam: Nehir kenarında ağaç dalları içerisinde, tutunmaya çalışan,
Bir Akrebi görür ve Ona elini uzatıp yardım etmeye çalışır..
Bunu gören bir diğer Adam şu soruyu sorar...
Ne yapıyorsun ?? O bir Akrep Seni zehirler..Öldürrür..
Adam cevap Verir. Evet O bir Akrep Beni Öldürebilir..
Çünkü O bir Hayvan Onun doğasında var.
Ama Ben bir İnsanım" O Hayvan diye;
İnsanlığımı...Yapmayacakmıyım !!!

Yani:
İnternette Saygısız, Seviyesiz, Ahlaksız, Çirkinleşmiş, Edepsizleşmişler... Var diye;
Bizler,de Onlar gibi olmak zorunda değiliz.

İnsan,ız diyorsak:
İnsanlığımızı yapalım. İnsan gibi; konuşup, Yazalım..
Bilgilendiriyorum adı: Altında Terbiyesizleşmeyelim...

Yok Hayvanız diyorsanız;
O zamanda İnterneti, İnsanların dolaştığı yerleri kirletmeyelim.
Sizin gibilerin daha yakmadığı, Bakın Yakılmamış Ormanlar var..
Gidin Oralarda Dolaşın..



Saygılarımla DERF_YORK

Reklamlar bitti.. Şimdi Haberler...

Eskiden böyle anons edilirdi haber saati.. Şimdi...

Şimdi haberler reklam olmaya başladı. Hatta reklam olmanın dışında savcı onun dışında hakim ve daha da ileri götirim mahkeme oldular.. Ekranın altında akan flash.. flash.. diye kırmızı bandın içinde "Az sonra" ile müşteriyi (pardon izleyiciyi) kaçırmama adına.

Nerede haber? adı sadece hepsi magazinsel olgularla süslü güncel reyting temalı bir sürü tekrar eden adına haber diye insanlara sunulan tekrar tekrar ekranlara akıtılan görüntüler. Suda batıp çıkan insan peşinden kontenyırda mahsur yada çatıda kalmış insan görüntüleri...
Bunları kısa zaman önce yaşadık gördük. İyide bu haber.. Evet haber bu; ama tekrar tekrar sunulan görüntüler tekrarladıkca haberden çıkıp magazine dalıyor. Bunlar yetmiyormuş gibi yorumcular! başlıyorlar atıp tutmaya... Hele ki olay mahalindeki spikerler olayı anlamaya çalışmadan tamamen reyting unsuru olacak kelimelerle gündeme oturma adına başlıyorlar. "Bakınız yağmala yapılıyor.. bakınız kamera görüntülerimize takıldı.. vb.".

Sele kapılmış koliler savrulmuş yollarda dağılmış.. Bakın bunu gerçekte kazanç üzerine yapan elbette çıkmıştır bir kaç kişi ama onlar kameranın gözü önünde olmazlar.. Benim vatandaşım sulara akıp giden parçalanmış 2 fincan bir tuzluk bulmuş adına haber programında hemen klişe "Yağmalama". Bayılıyoruz ya insanımızı aşalamaya bunlar reyting veriyorya devam.. devam aynı görüntüler. Peşinden başlıyor adı Haber olan programda spiker savcılığa peşinden Hakim oluyor kararlar veriyor.

Senin görevin haber vermek salt yorumsuz. Sen yorum katarsan haber haber olmaktan çıkar yönlendirmeye girer. Tüm medyayı bilhassa görsel medyanın hepsini katamıyorum çünki hepsini seyredecek vaktim ve zamanım yok. Ancak seyrettiğim adı büyük kanallar hep bu çizgide. Kimse çıkıp demiyor ki senin işin haber vermek adından anlaşıldığı üzere ama nerde.

Bir münferit olay oluyor aslında yoz toplumun artık saklanamadığı kendini ifşa ettiğine açık delil sayılıcak. Bu ülkede sudan sebeple çok insan ölüyor yada öldürülüyor. Bir çocuk! bir olaya karışıyor ölümler kaçmalar vsvs... bakıyorsunuz haber saatinde tüm haber programları bu adamla dolu. Bu günlerce haftalarca aylarca sürüyor. Başlıyorlar arşivlerden alıntılar "flash" adıyla yorumlar mizansenler biri çocuk diyor ben seyrediyorum eşşek kadar adam her neyse basın öyle dedimi çocuktur onlardan iyi bilemem tabii.

Yozlaş yozlaş nereye kadar.

Nostalji Hatırlatma: Son haber Güne Bakış TRT de yayımlanırdı. Ailecek onu seyretmeden yatmazdı büyüklerim. Benim gibi saçlarını dokmüş spiker o tatlı dilli türkçesiyle salt haber sunardı.. Bir zamanlar..

İlginçtir ki görsel medya kamu görevi kanımca asli görevi olması gereksede maddiyata açık hatta maddiyat yönü ağır programlara ağırlık vermekte. Tüm prensip geçinmek için kazanmalıyım. Elbette. Ancak yiğidi öldürmeden önce adı hakkı olan abisini unutma.

Programın adı haber ise salt haberi ver, diğerlerinide yakıştığı isimler altında sun magazinmi dersin yorum programımı adı ne ise....

Yoksa "kap şurdan 2 açık çay , çekirdekleride unutma haber saati geldi.." demeye başlıcaz.

Yeni farkettim ama çok iyi....

Yoksa "kap şurdan 2 açık çay , çekirdekleride unutma haber saati geldi.." demeye başlıcaz.

super olmus