Arama

Nükleer Kaynaşma (Füzyon)

Güncelleme: 2 Kasım 2012 Gösterim: 7.002 Cevap: 5
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Şubat 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Nükleer Kaynaşma (Füzyon)

Sponsorlu Bağlantılar
Nükleer kaynaşma (füzyon), parçalanmanın tersine çok hafif iki çekirdeği birleştirerek daha ağır bir çekirdek oluşturmak ve bu şekilde açığa çıkan bağ enerjisini kullanmaktır. Ama bunu denetim altında oluşturmak oldukça zor bir iştir. Çünkü çekirdekler pozitif elektrik yükü taşır ve birbirlerine yaklaştırmak istenildiğinde çok şiddetli bir şekilde birbirlerini iterler.

Bunların kaynaşmasını sağlamak için aralarındaki itme kuvvetini yenebilecek büyüklükte bir kuvvetin kullanılması gerekmektedir. Gereken bu kinetik enerji (hareket enerjisi), 20-30 milyon derecelik bir sıcaklığa eşdeğerdir.Bu olağanüstü bir sıcaklıktır ve kaynaşma tepkimesine girecek maddeyi taşıyacak hiçbir katı malzeme bu sıcaklığa dayanamaz. Yani bu birleşmeyi gerçekleştirecek bir düzenek yeryüzünde yoktur.

Füzyon tepkimeleri Güneş'te her an doğal olarak gerçekleşmektedir. Güneş'ten gelen ısı ve ışık, hidrojen çekirdeklerinin birleşerek helyuma dönüşmesi ve bu dönüşüm sırasında kaybolan maddenin yerine enerji ortaya çıkması sayesinde meydana gelmektedir. Güneş saniyede 564 milyon ton hidrojeni 560 milyon ton helyuma çevirir. Kalan 4 milyon ton gaz maddesi de enerjiye dönüşür.

Dünyamızdaki canlılık için son derece hayati öneme sahip güneş enerjisini meydana getiren bu müthiş olay milyonlarca yıldır, hiç durmadan devam etmektedir. Bu noktada, şöyle bir soru aklımıza gelebilir. Eğer Güneş'te, saniyede 4 milyon ton kadar büyük bir miktar madde kaybediliyorsa, Güneş'in sonu ne zaman gelecektir?

Güneş saniyede 4 milyon ton, dakikada ise 240 milyon ton madde kaybetmektedir. Güneş'in, 3 milyar yıldan beri bu hızla enerji ürettiğini varsayarsak, bu süre içinde kaybetmiş olduğu kütle 400.000 milyon kere milyon ton olacaktır ki, bu değer, yine de Güneş'in şimdiki toplam kütlesinin 5000’de biri kadardır. Bu miktar, 3 milyar yılda 5 kg’lık bir taş yığınından 1 gram kum eksilmesi gibidir. Bundan da anlaşılacağı gibi Güneş'in kütlesi öyle büyüktür ki, bu kütlenin tükenmesi çok uzun bir zaman gerektirir.

İnsanoğlu, Güneş'in yapısını ve içinde meydana gelen olayları ancak bu yüzyılda keşfetmiştir. Bundan önce kimsenin nükleer patlama, fisyon, füzyon türü olaylardan haberi dahi yoktu. Güneş'in nasıl enerji ürettiğini kimse bilmiyordu.

Ancak insanoğlu daha bunlardan habersizken Güneş, milyonlarca yıldır bu akıl almaz mekanizmasıyla yeryüzünün ve hayatın enerji kaynağı olmaya devam ediyordu. İşte bu noktada şu gerçeğe dikkat çekmek gerekir: Dünyamız muazzam büyüklükte bir kütleye sahip ve enerji kaynağı olan Güneş'ten o kadar hesaplı bir uzaklığa yerleştirilmiştir ki ne onun yakıcı, yok edici etkisine maruz kalır, ne de onun sağlayacağı faydalı enerjiden yoksun kalır. Aynı şekilde bu derece korkunç bir güce ve enerjiye sahip olan Güneş de başta insan olmak üzere yeryüzündeki tüm canlılığa en faydalı olacağı mesafe, güç ve büyüklükte yaratılmıştır.

Bu devasa kütle ve içinde gerçekleşen akıl almaz nükleer reaksiyonlar milyonlarca yıldır yeryüzüyle mükemmel bir uyum içinde ve en kontrollü biçimde faaliyetini sürdürmektedir. Bunun ne kadar olağanüstü, kontrollü ve dengeli bir sistem olduğunu anlamak için, insanın kendi ürettiği basit bir nükleer santrali bile kontrol altında tutmaktan aciz kaldığını hatırlamak yeterlidir. Örneğin, 1986 yılında Rusya’daki Çernobil reaktöründe meydana gelen nükleer kazayı hiçbir bilim adamı, hiçbir teknolojik alet engelleyememiştir.

Öyle ki bu nükleer kazanın etkisinin 30-40 yıl süreceği söylenmektedir. Bilim adamları bu etkiyi engellemek için bölgeyi dev kalınlıkta betonlarla kapattıkları halde, ilerleyen günlerde betonlardan sızıntı olduğu haberleri alınmıştır. Değil nükleer patlama, nükleer bir sızıntı bile insan yaşamı için son derece tehlikelidir ve bilim bu tehlike karşısında çaresiz kalmaktadır.

HayLaZ61 - avatarı
HayLaZ61
VIP BuGS_BuNNY
23 Şubat 2007       Mesaj #2
HayLaZ61 - avatarı
VIP BuGS_BuNNY
FÜZYON Nükleer kaynaşma (füzyon), fizyonun (nükleer parçalanma) tersine, farklı iki element çekirdeğinin birleşerek daha ağır bir element atom çekirdeği oluşturmasıdır. Çekirdek Tepkimesi olarak da bilinen bu tepkimenin sonucunda çok büyük miktarda enerji açığa çıkar.
Füzyon tepkimeleri
Güneş'te her an doğal olarak gerçekleşmektedir. Güneş'ten gelen ısı ve ışık, hidrojen çekirdeklerinin birleşerek helyuma dönüşmesi ve bu dönüşüm sırasında kütle kaybı karşılığı enerjinin ortaya çıkması sayesinde meydana gelmektedir. Kütle kaybının karşılığı enerjinin büyüklüğü Einstein'in ünlü E = mc² formülüyle rahatlıkla hesaplanabilir
Sponsorlu Bağlantılar
Son düzenleyen Daisy-BT; 11 Ağustos 2011 18:15 Sebep: Aktif linkler.
Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...
peaceful - avatarı
peaceful
Ziyaretçi
16 Eylül 2008       Mesaj #3
peaceful - avatarı
Ziyaretçi
Füzyon nedir?
Füzyon (ing. fusion) fizyonun verdiği cesaretle çekirdeklerin çarpıştırılması sonucunda yapılabilirliği keşfedilen ve aslında güneş ve bilumum yıldızların yakıtlarını karşıladığı ana tepkimeye verilen addır.

Asıl keşif tarihinden ziyade füzyon için önemli tarih ilk somut denemesinin açıklandığı 1989 yılıdır. İki kimyager, Dr. Pons ve Dr. Fleischmann, elektrotlarla ağır su içerisinde füzyonu gerçekleştirdiklerini söylemişler ve büyük hayal kırıklığı sonrası kendileriyle birlikte füzyonun da popüleritesini yok etmişlerdir.

Füzyonun temel aldığı nokta iki atom çekirdeğinin birleşerek çok çok büyük miktarda enerji çıkarmasıdır.

Her atom çekirdeğinin öyle rastgele füzyon yapmamasının nedeni ise bu çekirdek birleşmesi için çok yüksek sıcaklıkların gerekmesidir. Zaten o sıcaklıklarda maddeler plazma (ing. plasma) halinde bulunmaktadırlar. Normal şartlarda plazma halinde bulunan atomlar bulunmadığına göre hayli zor bir enerji kaynağı olduğu anlaşılmaktadır.

Zorluğuna rağmen füzyon şu an mevcut bulunan en büyük enerji kaynağı. Zaten güneşin yakıtı olmasından doğal en güçlü enerji kaynağı olduğu felsefik olarak ortaya çıkıyor.

Reaksiyonun çok yüksek sıcaklık gerektirmesi ve sonucunda da çok büyük enerji üretmesi normal koşullarda füzyon'u gerçekleştirebilmek için soğuk füzyon kavramının ortaya atılmasına neden olmuştur. Fakat şu ana kadar reaktör kurulacak düzeyde hiçbir "soğuk füzyon" çeşidi geliştirilememiştir. O yüzden de mevcut tüm reaktörler fizyon ile çalışmaktadır.

ayrıca, karasız küçük atom çekirdeklerinin kararlı büyük atom çekirdeğine dönüşmesi olayına füzyon denir ve hidrojen bombası bu şekilde elde edilir.


kararsız büyük atom çekirdeğinin nötronla bombardıman edilerek kararlı küçük atom çekirdeklerine dönüşmesi olayına fizyon adı verilir ve atom bombası bu yöntemle elde edilir.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
11 Ağustos 2011       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Füzyon

Hafif atom çekirdeklerinin enerji açığa çıkararak daha ağır bir çekirdek oluşturdukları nükleer tepkime.

Yıldızlardaki enerjiyi sağlayan bu olaydır. Yeryüzünde ilk füzyon deneyi hidrojen bombası olmuştur. Günümüzde füzyon reaktörlerinde denetim altında yürütülebilecek termonükleer tepkimeler yapılmaya çalışılmaktadır. Gelecekte füzyon reaktörlerinde oluşturulabilecek başlıca nükleer tepkimeler için hidrojen, lityum ve helyum izotopları seçileceğe benzemektedir.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
11 Ağustos 2011       Mesaj #5
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Füzyon Reaktörü

İçinde nükleer füzyon oluşan ve kullanılabilir enerjiyi açığa çıkaran reaktör. Termonükleer reaktör de denir.

Bu tür reaktörlerin gerçekleştirilmesi için çeşitli ülkelerde yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Füzyon reaktörlerinde karşılaşılan başlıca sorun, plazmayı, sıcaklığını artırmak için verilmesi gereken enerjiden daha fazla enerji alabilecek biçimde reaktör içinde tutabilmek ve enerjiyi kullanılabilir bir biçimde açığa çıkarmaktır.

Füzyon meydana geldiğinde açığa çıkan enerjinin, yine bu sırada oluşan bremsstrahlung ışınımı (bir atom çekirdeğine yaklaşan elektronun çok hızlı yavaşlamasından ötürü meydana gelen ışınım) ile kaybedilen enerjiden daha çok olması için plazma sıcaklığı yeterince yüksek olmalı, yani ateşleme sıcaklığı denen sıcaklığı geçmelidir. Bilinen minimum ateşleme sıcaklığı, kütle sayısı 2 olan hidrojen ile kütle sayısı 3 olan hidrojenin yani döteryum ve trityum çekirdeklerinin füzyonunda görülür (40 milyon derece santigrat). Plazmanın reaktör içinde tutulması da ayrı bir sorundur. Füzyon deneyleri için çeşitli araçlar geliştirilmiştir. Çoğunda, bir gaz içinden güçlü bir akım geçirilerek plazma oluşturulur. Bu akım aynı zamanda kuvvetli bir manyetik alan yaratarak plazmanın içindeki yüklü parçacıkların, manyetik alanın kuvvet çizgileri etrafında sarmal bir hareket yapmalarını sağlar.

Bu olay plazmanın, içinde bulunduğu kabın çeperlerinden uzaklaşıp ortaya doğru sıkışmasını sağlayarak plazmanın çeperlerle tepkimeye girmesini önler. Ancak, plazmanın bu kez kararlı duruma getirilmesi sorunu ortaya çıkar. Bunun için de çeşitli biçimlerde aygıtlar kullanılarak değişik doğrultularda manyetik alanlar oluşturulur. Plazma meydana getirmek için kullanılan başka bir deney aygıtı da güçlü bir lazerle ani olarak bir yakıtın iyonlaştırılmasına dayanır.

Füzyon reaktörlerinden enerji elde etme iki yöntemle olur. Döteryum-trityum tepkimesinde enerjinin % 80'i nötronlarla taşınır. Bu tip reaktörlerde nötronların enerjisi reaktörün çevresindeki sıvı lityum ile alınabilir. Döteryum - döteryum tepkimesi gibi kimi tepkimelerde ise, açığa çıkan enerjiyi yüklü parçacıklar taşıdığından, uygun pozitif ve negatif elektrotlarla füzyon enerjisi doğrudan doğruya alınabilir.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
2 Kasım 2012       Mesaj #6
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
TERMONÜKLEER TEPKİME
MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Parçacıkların ve tepkimeyi başlatıp sürdürmeye yetecek ölçüde kinetik enerji taşıyan çekirdeklerin nükleer füzyonunun söz konusu olduğu tepkime türü. Tepkime sırasında termonükleer enerji açığa çıkar. Sıcaklıkla birlikte tepkime hızı süratle artar. Termonükleer tepkime için gerekli sıcaklık, milyon derece santigrat mertebesindedir. Çoğu yıldızların enerjisi, bu tür tepkimelerin sonucudur.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

25 Nisan 2013 / Misafir Soru-Cevap
9 Aralık 2012 / Misafir Soru-Cevap
11 Haziran 2013 / kompetankedi Çevre Bilimleri
10 Kasım 2009 / KnocKout Fizik