Arama

Kur'an'da Kavimlerin Helakı - Sayfa 2

Güncelleme: 12 Eylül 2008 Gösterim: 44.321 Cevap: 12
peaceful - avatarı
peaceful
Ziyaretçi
19 Ağustos 2008       Mesaj #11
peaceful - avatarı
Ziyaretçi
rabbim çok sabırlı ama intikamı çok acı oluyor.ALLAH'IM GAZABINDAN RAHMETİNE SIĞINIRIM.amin
Sponsorlu Bağlantılar
peaceful - avatarı
peaceful
Ziyaretçi
5 Eylül 2008       Mesaj #12
peaceful - avatarı
Ziyaretçi
pompei14kavimlerinhelakon5 GÖYNEM ( BEYSEHiR )

Sponsorlu Bağlantılar
pompei
Pompei Halkı Lut Kavmi ile Aynı Sona Uğradı
Pompei, Roma’da ahlaki dejenerasyonun sembolüydü. Pompei halkı aynı Lut kavmi gibi cinsel sapkınlıklara yönelmiş, Allah’ın emrettiği ahlaka ve hayata aykırı bir yaşam tarzını tercih etmişti. Ancak onların sonu da Lut kavmi gibi oldu. Çünkü Allah’ın emirlerine başkaldıran her topluluk, bunun karşılığını mutlaka dünyada ya da ahirette alacaktır. Bu Allah’ın bir kanunudur ve Allah “… Sen, Allah’ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah’ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın.” (Fatır Suresi, 43) ayetiyle bu gerçeği bizlere haber verir.
pompei
ercolanopompei07pompeikzy9 GÖYNEM ( BEYSEHiR )

Pompei’nin helakı, Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla gerçekleşmişti. Vezüv Yanardağı, İtalya’nın, özellikle de Napoli kentinin sembolüdür. Yaklaşık, 2000 yıldan beri suskun olan Vezüv “İbret Dağı” şeklinde adlandırılır. Ünlü Sodom ve Gomorra kentlerinin başına gelen felaketle, Pompei faciası birbirine çok benzemektedir. Vezüv’ün batı yamacında Napoli, doğu yamacında ise Pompei kenti yer alır. Yaklaşık 2000 yıl önce yaşanan bir lav ve kül felaketi, bu kentin insanlarını ani bir biçimde yakalamıştı. Felaket öylesine ani olmuştu ki, herşey 2000 yıl öncesinde olduğu gibi kaldı. Sanki zaman dondurulmuştu.

pompeicivilizations168pompeikalintilarcopySoldaki freskte, Pompei halkını biraraya getiren ziyafetlerden biri tasvir edilmiştir.Sağda Pompei dönemine ait freskler. Pompei’nin böyle bir felaketle yeryüzünden silinmesinde elbette ders çıkarılabilecek hikmetler vardı. Tarihi kayıtlar, şehrin yok olmadan önce tam bir sefahat ve sapkınlık merkezi olduğunu gösterir. Şehrin en belirgin özelliği, fuhuşun çok yaygın olmasıydı. Ancak Vezüv’ün lavları bir anda tüm kenti haritadan sildi. Olayın en ilginç yanı ise, kentin günlük yaşantısı içinde, Vezüv’ün korkunç patlamasına rağmen, kimsenin kaçamamış ve adeta olduğu yerde donakalıp felaketin farkına bile varamamış olmasıydı. Yemek yiyen bir aile, o andaki gibi aynen taşlaşmıştı. Sapıklıkları esnasında taşlaşmış pek çok çift bulunmuştu. Daha da önemlisi, bu çiftler arasında, aynı cinsten olanlar, küçük erkek ve kız çocuklar da vardı. Pompei kalıntılarından çıkarılan taşlaşmış insan cesetlerinin, bazılarının yüzleri hiç bozulmadan kalmıştı. Genel yüz ifadesi şaşkınlıktı. Çünkü bu halk Allah’ın ayetlerinde bildirdiği gibi, “birdenbire” yok olmuştu. Allah bu konuda “bir şehir halkını” şöyle örnek verir:
(Onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler. (Yasin Suresi, 29)
pompei1copypompei3copy Pompei kalıntılarından çıkarılan taşlaşmış insan cesetlerinden birkaç örnek.
res16

Master Blue - avatarı
Master Blue
Ziyaretçi
12 Eylül 2008       Mesaj #13
Master Blue - avatarı
Ziyaretçi
HZ. SÜLEYMAN VE SEBE MELİKESİ
Ona: "Köşke gir" denildi. Onu görünce derin bir su sandı ve (eteğini çekerek) ayaklarını açtı. (SüleymanMsn Happy Dedi ki: "Gerçekte bu, saydam camdan olma düzeltilmiş bir köşk-zemindir." Dedi ki: "Rabbim, gerçekten ben kendime zulmettim; (artık) ben Süleyman'la birlikte alemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum." (Neml Suresi, 44)
Kuran'da yer alan Hz. Süleyman ve Sebe Melikesi'nin buluşması ile ilgili tarihsel kayıtlar, Güney Yemen'deki eski Sebe ülkesinde yapılan incelemeler sonucunda gün ışığına çıktı. Kalıntılar üzerinde yapılan incelemeler MÖ 1000 ile 950 seneleri arasında burada bir "melike"nin (kraliçe) yaşadığını ve kuzeye (Kudüs'e) bir yolculuk yaptığını gösteriyordu.

İki hükümdarın aralarında geçenler, ülkelerin ekonomik ve siyasal gücü, yönetim şekilleri ve bazı detaylar Neml Suresi'nde anlatılmıştır. Neml Suresi'nin büyük bölümünü kapsayan kıssa, Hz. Süleyman'ın ordusuna dahil olan Hüdhüd'ün Hz. Süleyman'a haber vermesiyle birlikte, Sebe Melikesi'nden söz etmeye başlar. Hüdhüd, Hz. Süleyman'a şu bilgileri verir:
Derken uzun zaman geçmeden geldi ve dedi ki: 'Senin kuşatamadığın (öğrenemediğin) şeyi, ben kuşattım ve sana Sebe'den kesin bir haber getirdim. Gerçekten ben, onlara hükmetmekte olan bir kadın buldum ki, ona herşeyden (bolca) verilmiştir ve büyük bir tahtı var. Onu ve kavmini, Allah'ı bırakıp da güneşe secde etmektelerken buldum, şeytan onlara yaptıklarını süslemiştir, böylece onları (doğru) yoldan alıkoymuştur; bundan dolayı onlar hidayet bulmuyorlar. Ki onlar, göklerde ve yerde saklı olanı ortaya çıkaran ve sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilen Allah'a secde etmesinler diye (yapmaktadırlar). O Allah, O'ndan başka ilah yoktur, büyük Arş'ın Rabbidir. (SüleymanMsn Happy 'Durup bekleyeceğiz, doğruyu mu söyledin, yoksa yalancılardan mı oldun?' dedi. (Neml Suresi, 22-27)
Hz. Süleyman, Hüdhüd'den bu bilgileri aldıktan sonra ona şu talimatı verir:
Bu mektubumla git, onu kendilerine bırak sonra onlardan (biraz) uzaklaş, böylelikle bir bakıver, neye başvuracaklar? (Neml Suresi, 28)
Kuran'da bundan sonra Sebe Melikesi'nin mektubu almasından itibaren gelişen olaylardan da bahsedilir:
res41(Sebe Melikesi) Dedi ki: 'Ey önde gelenler gerçekten bana oldukça önemli bir mektup bırakıldı. Gerçek şu ki, bu, Süleyman'dandır ve şüphesiz Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyladır. Bana karşı büyüklük göstermeyin ve bana müslüman olarak gelin' diye (yazılmaktadır). Dedi ki: 'Ey önde gelenler, bu işimde bana görüş belirtin, siz (herşeye) şahidlik etmedikçe ben hiçbir işte kesin (karar veren biri) değilim.' Dediler ki: 'Biz kuvvet sahibiyiz ve zorlu savaşçılarız. İş konusunda karar senindir, artık sen bak, neyi emredersen (biz uygularız).'

Dedi ki: 'Gerçekten hükümdarlar bir ülkeye girdikleri zaman, orasını bozguna uğratırlar ve halkından onur sahibi olanları hor ve aşağılık kılarlar; işte onlar, böyle yaparlar. Ben onlara bir hediye göndereyim de, bir bakayım elçiler neyle dönerler.' (Elçi hediyelerle) Süleyman'a geldiği zaman: 'Sizler bana mal ile yardımda mı bulunmak istiyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha hayırlıdır; hayır, siz, hediyenizle sevinip övünebilirsiniz' dedi. 'Sen onlara dön, biz onlara öyle ordularla geliriz ki, onların karşı koymaları mümkün değil ve biz onları ordan horlanmış-aşağılanmış ve küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız.' (Elçinin gitmesinden sonra SüleymanMsn Happy 'Ey önde gelenler, onlar bana teslim olmuş (müslüman)lar olarak gelmeden önce, sizden kim onun tahtını bana getirebilir?' dedi. Cinlerden ifrit: 'Sen daha makamından kalkmadan, ben onu sana getirebilirim, ben gerçekten buna karşı kesin olarak güvenilir bir güce sahibim.' dedi.

Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki: 'Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim.' Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki: 'Bu Rabbimin fazlındandır, O'na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani (hiçbir şeye ve kimseye ihtiyacı olmayan)dır, Kerim olandır.' Dedi ki: 'Onun tahtını değişikliğe uğratın, bir bakalım doğru olanı bulabilecek mi, yoksa bulmayanlardan mı olacak?' Böylece (Belkıs) geldiği zaman ona: 'Senin tahtın böyle mi?' denildi. Dedi ki: 'Tıpkı kendisi. Bize ondan önce ilim verilmişti ve biz müslüman olmuştuk.' Allah'tan başka tapmakta olduğu şeyler onu (müslüman olmaktan) alıkoymuştu.

Gerçekte o, inkâr eden bir kavimdendi. Ona: 'Köşke gir' denildi. Onu görünce derin bir su sandı ve (eteğini çekerek) ayaklarını açtı. (Süleyman) Dedi ki: 'Gerçekte bu, saydam camdan olma düzeltilmiş bir köşk-zemindir.' Dedi ki: 'Rabbim, gerçekten ben kendime zulmettim; (artık) ben Süleyman'la birlikte alemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum'. (Neml Suresi, 29-44)

Hz. Süleyman'ın Sarayı
Sebe Melikesi'nden bahseden sure ve ayetlerde aynı zamanda Hz. Süleyman'dan da bahsedilir. Kuran'da Hz. Süleyman'ın muhteşem sarayı ve hükümranlığı hakkında birçok detay verilir.

Bu bilgilere göre, Hz. Süleyman'a Allah tarafından döneminin en ileri tekniği verilmişti. Sarayında gözalıcı sanat eserleri ve görenleri hayran bırakıp etkileyen değerli eşyalar vardı. Sarayın giriş bölümünün tabanı da camdan yapılmıştı. Kuran'da, bu estetik yapı ve bunun Sebe Melikesi üzerinde yaptığı etki şöyle vurgulanır:
Ona: "Köşke gir" denildi. Onu görünce derin bir su sandı ve (eteğini çekerek) ayaklarını açtı. (Süleyman) Dedi ki: "Gerçekte bu, saydam camdan olma düzeltilmiş bir köşk-zemindir." Dedi ki: "Rabbim, gerçekten ben kendime zulmettim; (artık) ben Süleyman'la birlikte alemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum. (Neml Suresi, 44)
res42
Süleyman Mabedi
Süleyman Mabedi yıkıldıktan sonra mabedin ayakta kalan tek duvarı, Yahudiler tarafından "Ağlama Duvarı"na dönüştürüldü. 7. yüzyılda Kudüs'ü fetheden Müslümanlar ise mabedin eski yerine Hz. Ömer Camii ve Kubbet-üs Sahra'yı inşa ettiler. Kudüs hala bu durumdadır. Üstte, Kubbet-üs Sahra ve hemen yakınındaki Ağlama Duvarı görülüyor.

Hz. Süleyman'ın sarayının ismi, Yahudi literatüründe "Süleyman Tapınağı"dır. Sarayın ya da tapınağın bugün yalnızca "Batı Duvarı" ayaktadır ve burası aynı zamanda Yahudiler'in "Ağlama Duvarı" olarak adlandırdıkları yerdir. Hz. Süleyman'ın sarayının ve Kudüs'teki birçok yerin yıkılmasının sebebi ise Yahudiler'in bozguncu ve kibirli oluşlarıdır. Kuran'da, bu sır şöyle haber verilir:
Kitapta İsrailoğullarına şu hükmü verdik: "Muhakkak siz yer(yüzün) de iki defa bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir kibirleniş-yükselişle kibirlenecek-yükseleceksiniz. Nitekim o ikiden ilk-vaid geldiği zaman, oldukça zorlu olan kullarımızı üzerinize gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü. Sonra onlara karşı size tekrar 'güç ve kuvvet verdik', size mallar ve çocuklarla yardım ettik ve topluluk olarak da sizi sayıca çok kıldık... Sonunda vaad geldiği zaman, (yine öyle kullar göndeririz ki) yüzlerinizi 'kötü duruma soksunlar', birincisinde ona girdikleri gibi mescid (Kudüs)e girsinler ve ele geçirdiklerini 'darmadağın edip mahvetsinler. (İsra Suresi, 4-7)
res43
Hz. Süleyman'ın sarayı, döneminin en ileri teknik özelliklerine ve üstün bir estetik anlayışına sahipti. Üstteki planda Hz. Süleyman zamanında Kudüs'ün merkezi gösterilmiştir.

1) Güneybatı kapısı, 2) Kraliçenin sarayı, 3) Hz. Süleyman'ın sarayı, 4) 32 sütunlu giriş, 5) Adliye, 6) Lübnan ormanı, 7) Yüksek rahipler evi, 8) Tapınağın giriş kapısı, 9) Tapınağın avlusu, 10) Tapınak.

Sitemizde konu edilen tüm kavimler Allah'a isyanları ve O'nun nimetlerine olan nankörlükleri sebebiyle azabı hak etmiş ve başlarına muhakkak bir felaket gelmiştir. Yüzyıllar boyunca yurtsuz ve devletsiz oradan oraya göç eden ve Hz. Süleyman döneminde kutsal topraklarda yurt edinen Yahudiler, yine haddi aşmaları, bozgunculukları ve itaatsizlikleri nedeniyle yıkıma uğradılar. Yakın tarihte kendilerine tekrar aynı yerleri yurt edinen Yahudiler, aynı birinci vaatte olduğu gibi, bozgunculuk çıkararak "büyük bir kibirleniş-yükselişle kibirlenip yükselmiş" durumdalar.

Benzer Konular

29 Şubat 2012 / The Unique Kur'an-ı Kerim
26 Temmuz 2011 / Misafir Kur'an-ı Kerim
27 Mayıs 2014 / Ziyaretçi Cevaplanmış
19 Aralık 2007 / MaRCeLLCaT X-Sözlük