Arama

Yenikapı Efsanesi

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 18 Aralık 2011 Gösterim: 3.764 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Kasım 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
4. Murat ve Yenikapi Efsanesi
4. Murat devri.
Sponsorlu Bağlantılar
Padişah tarafından, mey (şarap), afyon ve fal bakmak yasaklanmış. İstanbul'da bütün meyhaneler ve keşhaneler "underground" takılmaya başlamış. 4. Murat bi gece, tebdil-i kıyafet İstanbul'a indiğinde, karşıya geçmeye karar verip bi sandal kiralamış.
Sandalcı müşterisinin sultan olduğunu bilmiyomuş tabii. Bir ara, sandalın yanından sarkan bir ipi çekmiş. İpin ucunda bir testi! Sultan, "Ne var o testinin içinde?" diye sormuş. Sandalcı "Ne olacak, mey işte" diye gülerek müşterisine ikram etmiş. Her ne kadar yasaklamış olsa da, 4. Murat'ın alkolle arasının iyi olduğu bilinir. İkramı kabul etmiş ama yine de, "Mey yasak. Hünkarımız görse kafanı vurdurtur diye korkmuyor musun?" diye sormaktan da geri kalmamış. Sandalcı da haliyle, "Yahu hünkar ner'den görecek bizi denizin ortasında" demiş.
Aradan biraz zaman geçmiş. Sandalcı bu kez de, teknenin tahtalarından birini kaldırıp aradan afyon çıkarmış ve nargilesine atarak körüklemeye başlamış. Gönlü zengin adam, hemen müşterisine de ikram etmiş. Sultan yine kabul etmiş ama yasağı gene hatırlatmış. Sandalcı aynı şekilde, "Kim görecek ki bizi denizin ortasında" demiş. Biraz daha vakit geçmiş. Bizim sandalcı cebinden fal taşlarını çıkarmış. Hünkara, "Ver 5 akçe de falına bakayım" demiş. Fal 4. Murat'ın en kızdığı şeymiş, ama "Hadi biraz daha sabredeyim" diye düşünüp, "Bak bari" demiş.
Fal taşlarını elinde çalkalayıp atan sandalcı, "Efendi, sorunu sor bakalım" demiş. Padişah, "Hünkar şu anda nerededir?" diye sormuş. Sandalcı taşlara bakıp "Hünkar şu an denizdedir" demiş. 4. Murat güya endişelenmiş havalarına girip, "Sakın yakınımızda bi yerde olmasın" diye sormuş sandalcıya ve tekrar iyice bakmasını söylemiş. Sandalcı taşlara tekrar bakmış ve birden, 4. Murat'ın ayaklarına kapanıp, "Affet beni hünkarım " diye yalvarmaya başlamış. Kıyıya dönene kadar yalvarmaya devam etmiş. Padişah dayanamayıp, "Sana bi soru sorucam. Eğer bilirsen seni affederim. Bilemezsen boynunu anında vurduracam" demiş. Sandalcı sevinçle, "Padişahım çok yaşa" demiş ve merakla soruyu beklemye başlamış.
4. Murat, sandalcıya, "Dönüşte İstanbul'a hangi kapıdan giricem?" diye sormuş. Tabii sandalcı hemen itiraz etmiş, "Hünkarım, şimdi ben hangi kapıyı söylesem, siz başka kapıdan girersiniz. Affinıza sığınarak, gireceğiniz kapıyı bi kağıda yazsam ve size versem; kapıdan geçtikten sonra okusanız olur mu?" demiş. Hünkar başını "Olur" anlamında sallayınca, sandalcı tahminini yazıp kağıdı vermiş.
Padişah kağıdı alır almaz, daha bakmadan, yanındaki fedaisine, "Hemen boynunu vur şu kafirin" emrini vermiş. Sonra da, "Surlara yeni bir kapı açıla! İstanbul'a oradan giricem" demiş çevresindekilere. Kapı 5-10 dakikada açılıp, padişah ve erkanı şehre girmiş. 4. Murat bi ara, sandalcının kağıda hangi kapıyı yazdığını merak etmiş. Kendinden çok eminmiş, laf olsun diye cebindeki kağıda bakmış. Ama okuyunca hayretler içinde kalmış. Sandalcı kağıda şunları yazmışmış: "Hünkarım, yeni kapınız vatana millete hayırlı uğurlu olsun"
O gün bugündür de işte o kapı, "Yenikapı" olarak anılıyormuş.



ocean97 - avatarı
ocean97
Ziyaretçi
18 Aralık 2011       Mesaj #2
ocean97 - avatarı
Ziyaretçi
İstanbul tarihte bütün kentler gibi surlarla çevrili ve pek çok giriş kapısı olan yerleşim yeriydi. Bu kapıların adları Türkler İstanbul'u aldıktan sonra değişti. Edirnekapı, Topkapı, Ahırkapı, Kumkapı, Çataladıkkapı, Mevlanakapı, Silivrikapı, Azapkapı, Altunkapı... gibi
Padişahların halkın kendisiyle ilgili düşüncelerini öğrenmek için giysilerini değiştirerek, yanında bir -iki yardıncısıyla birlikte halkın arasına girip dolaştıkları anlatılır.
Sponsorlu Bağlantılar

İşte böyle bir günde padişah yardımcılarıyla birlikte bir kayığa biner. Kayıkta kayıkçıdan başka ünlü bir falcı da vardır. Öylesine ünlüdür ki bir adı da, Herşeyi bilen adamdır. Kayıkta kimseye aldırmadan önündeki mendil içinde bakla taneleriyle kendi kendine fal bakmaktadır. Padişah falcılığı ülkesinde yasaklamıştır. Ama yine yasalara aldırmayıp, fal bakan adamı görünce kızar ve adama sorar:

-Be densiz adam, Padişahın falı yasak ettiğini bilmiyormusun?
Adam başını öne eğer ve
-Biliyorum efendim
Bunun üzerine padişah:
-O zaman sözümü iyi dinle! Ben Padişahım ve sana soru soracağım, eğer geleceği bu kadar iyi biliyorsan benim sorumu da bilir hayatını kurtarırsın, yok bilemezsen artık başına gelecekleri sen düşün..
Falcı:
-Tamam padişahım!
-Söyle bakalım az sonra kayığı sahile yanaştıracağım ve şehre bir kapıdan gireceğim, sen herşeyi bilen falcı, benim şehre hangi kapıdan gireceğimi bileceksin..
Falcı bir şey söylemez, bir kağıdın üzerine iki satır yazı yazar ve padişahaa şöyle der:
-Padişahım lütfen bu notu kuşağınıza koyunuz ve İstanbul'a girdikten sonra açıp okuyunuz.
-Tamam, der padişah ve kayıkçıya:
-Hemen sahile çıkmasını söyler. Sahilde kendisini bekleyen askerleri yanına çağırır gösterdikleri yeri yıkmasını ister. Askerler hemen duvarda delik açarlar vePadişah açılan delikten falcıyla birlikte İstanbul'a girer. Falcıya alaylı bir yüzle bakarak kuşağındaki küçük notu çıkarır ve okur. Notta aynen şöyle yazmaktadır:
-Padişahım, yenikapınız hayırlı olsun!
O günden sonra yıkılan surun olduğu yere bir kapı yapılır ve adına da Yenikapı denilir...

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

9 Ekim 2008 / Pasakli_Prenses Mitoloji
4 Mart 2010 / Misafir Mitoloji
10 Ekim 2008 / Pasakli_Prenses Mitoloji
21 Temmuz 2009 / ThinkerBeLL Mitoloji
29 Ağustos 2007 / _PaPiLLoN_ Mitoloji