Arama

Rumeli Hisarı Efsanesi

Güncelleme: 22 Ocak 2011 Gösterim: 7.881 Cevap: 0
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Kasım 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi


Sponsorlu Bağlantılar
Rumeli Hisarı Efsanesi

İstanbul'un fethi bin yıllık Doğu Roma İmparatorluğu'nun da sonu olmuş, bir çağ kapanıp bir yenisi açılmıştı. Tarihin bu çok önemli olayı, elbette ki efsanelere de konu olmuştu...

Yedinci Osmanlı padişahı Sultan II. Mehmet, büyük dedesi Yıldırım Bayezid'in yapmak istediği, ancak 1402 Ankara Savaşı'nda Timur'a yenilmesiyle başaramadığı bir işin üstesinden gelmek ister. İstanbul'u fethetmek... Bu amaçla, Yıldırım Bayezid'in Boğaz'ın Anadolu yakasında yaptırdığı Güzelce Hisar'ın, yani bugünkü adıyla Anadoluhisarı semtinin (Editörün notu: Semtin adını bileşik, kalenin adını ise tarihi gerekçelerle ayrı yazmayı tercih ettik) karşı kıyısına bir hisar da kendisi yaptırtmak ister. Ama Boğaz'ın o yakası Türklerin elinde değildir o tarihlerde. Ayrıca, Bizans ile görünüşte de olsa iyi komşuluk ilişkileri sürmektedir o yıllarda. Genç Türk sultanı, bu ilişkiyi bozarak imparatoru kuşkulandırmak istemediği için, Boğaz'ın Rumeli yakasındaki küçük bir toprak parçasını dostça dileklerle elde etmeyi tasarlamıştır.

II. Mehmet, gizlice Müslüman olan bir rahipten aldığı mektuptan esinlenir. Rahip, Boğaz'ın Rumeli yakasındaki kiliselerden birinin papazıdır. Şöyle der Osmanlı padişahına yazdığı mektupta;

"İstanbul'u fethedecek ulu emir sensin. Burada bir kale ve Akdeniz Boğazı'nda iki kale yapılıp, İstanbul'a iki taraftan zahireye benzer şeylerin girmesine müsaade olunmadığı taktirde, şehirde kıtlık ve pahalılık olması muhakkaktır. Azametle Edirne'den deniz gibi askerle bu bizim tarafı şereflendiriniz."


Genç padişah bu mektuba çok sevinir ve İmparator Kontantinos'un da iznini alarak Karadeniz'deki Terkos kalesi yöresine ava gider, ardından da İmparator Kontantinos'a avladıklarından göndererek dostluğunu gösterir. Padişah, hediye av hayvanları ile birlikte bir istekte de bulunur imparatordan. Boğaz'ın Rumeli yakasında, hisarın bugün bulunduğu yerde bir av köşkü yapmak. İmparator Konstantinos (Konstantin) bu işten kuşkulanır, ama doğrudan "hayır" cevabı verip onun düşmanlığını da kazanmak istemez. Konstantinos, padişahı bu işten vazgeçirmek için dolambaçlı bir yola başvurur, sonunda ve elçileriyle şöyle bir haber yollar;

"Eğer padişah bir sığır derisinin kapladığı alanı aşmayacak kadar bir çiftlik yaparsa kabul ederim. Ama bir sığır derisinden fazla olursa iznim yoktur. Zira barışa aykırı olur bu iş."

II. Mehmet imparatorun teklifini ikiletmez. Kendisine mektup yazan papazın da önerisi ile imparatorun göndermiş olduğu sığır derisini ince şeritler halinde dilim dilim güzelce kestirir, sonrasında da şeritleri uç uca ekleyerek geniş bir alanı çevirir. Sınırları belirlenen bu alan içine de Rumelihisarı'nı yaptırır. Plan o şekilde uygulanır ki, Anadoluhisan tarafından karşı sahile bakıldığında, kufi yazıyla "Mehmed" adı okunur hisarın planında. Hisar inşa edildiğini haber alan Konstantinos, "Barışa aykırı kale yaptınız" diyerek hemen elçisini yollar. Osmanlı padişahı, dilim dilim kesilmiş sığır derisini krala gönderir elçinin yanma kattığı kendi adamlarıyla.

"İşte izninizle bir sığır derisi büyüklüğünde bir bina yaptık. Fazla yaptıysak yıkalım" der. Bizans imparatorunun tüm çabalarına karşın, II. Mehmet Çanakkale Boğazı'nın iki yakasında da kale yaptırarak, Bizans'ın tüm lojistik destek kanallarım kapatmış olur. Ve Şehr-i İstanbul'un zaptı giderek yaklaşır...

Bunu biliyor muydunuz?

İstanbul'u zapt etme amacıyla, 14. yüzyıl sonlarında, Yıldırım Bayezid tarafından Asya kıyılarında yaptırılan Güzelce Hisardan (Anadolu Hisarı) sonra, 1452 yılında da Fatih Sultan Mehmet, Hermaion tepeliğinde, aynı amaçla ve sadece 4 ay 10 günde bu muazzam eseri inşa ettirdi. Hisara, "Boğazkesen" adını da bizzat Fatih vermişti.

Üç büyük kulesinin, Fatih'in üç büyük komutanının kendi paralarıyla yaptırdıkları bu dev eserin uzunluğu 250 metre, yamaçlara doğru eni de yaklaşık 125 metredir. Deniz kıyısındaki çok kenarlı büyük kule Çandarlı Halil Paşa tarafından yaptırılmış; yamaçta, Bebek yönündekini, fetihte büyük kahramanlıklar göstermiş Zağanos Paşa, kuzeyde Sarıyer tarafındaki kuleyi ise Saruca Paşa inşa ettirmiştir. Bir dönem "hapishane" olarak da kullanılan Saruca Paşa Kulesi, bu nedenle, "Karakule" olarak da anılır.


Son düzenleyen asla_asla_deme; 22 Ocak 2011 22:54 Sebep: Sayfa Düzeni

Benzer Konular

3 Kasım 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
3 Kasım 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
17 Ekim 2016 / TUZCUAY Cevaplanmış
5 Nisan 2012 / ThinkerBeLL Mimarlık
13 Kasım 2009 / Misafir Cevaplanmış