Arama

Proton

Güncelleme: 10 Haziran 2016 Gösterim: 27.828 Cevap: 2
P.u.S.u - avatarı
P.u.S.u
Ziyaretçi
8 Nisan 2007       Mesaj #1
P.u.S.u - avatarı
Ziyaretçi
Proton (Perusahaan Otomobil Nasional Berhad) 1982 yılında Malezya hükümet başkanı olan Dr. Mahathir Muhammed tarafından kurulmuştur. 1983 yılında başlayan proje Japon teknolojisi destekli montaj sanayi yaklaşımı ile Malezya devletinin planlı kalkınma döneminde lokomotif olarak kabul edilen yerini almaya başlar.
  • 23 Mayıs 1983 Teknik işbirliği, lisans ve komponent üretimi konularında Mitsubishi Motors ile anlaşma imzalanması
  • 1 Ağustos 1983 Shah Alam tesislerinin yıllık 80,000 kapasite ile faaliyete geçmesi Shah Alam tesisleri bugün yıllık 240,000 adet kapasiteye sahiptir.
  • 1 Temmuz 1985 Proton markalı ilk otomobil "Saga" modelinin üretime başlaması
  • 1986 Üretime başladıktan sadece 1 yıl sonra Bangladeş'e yapılan ilk ihracat
  • 26 Eylül 1987 Proton'un 50,000 ' inci otomobilinin üretim hattından çıkışı
  • 16 Mart 1990 İngiltere pazarına giriş
  • 16 Mayıs 1990 200,000 ' inci Proton otomobilin üretim hattından çıkışı
  • 1 Ocak 1991 İngiliz What Car? Dergisi Proton Saga modelini "Best Buy" - Satın alınabilecek en iyi model olarak sunar
  • 9 Temmuz 1991 300,000 ' inci Proton otomobilin üretim hattından çıkışı
  • 1992 Proton hisse senetlerinin KL borsasında işlem görmeye başlaması.
  • 14 Nisan 1992 Proton montaj hattında ilk kez robotların kullanılmaya başlanması
  • 21 Ekim 1992 Birmingham otomobil fuarında 3. kez üst üste altın madalya ile ödüllendirilmesi
  • 20 Nisan 1993 Ar-Ge Departmanının kuruluşu
  • 9 Temmuz 1993 500,000 ' inci Proton otomobilinin üretim hattından çıkışı
  • 23 Mart 1996 Dünyanın en ileri mühendislik altyapısına sahip tesislerden birisi olan Tangjum Malim fabrikasının temelinin atılması
  • 5 Nisan 1996 Citroen ile yapılan teknik işbirliği sonucu Tiara modelinin üretime başlaması
  • 30 Ekim 1996 Üreticiler sınıfında 7 kez Formula 1 dünya şampiyonluğu, pilotlar sınıfında 6 kez dünya şampiyonluğu ve toplam 79 Formula 1 grand prix yarış birinciliğine sahip, dünyaca ünlü İngiliz mühendislik ve otomobil firması Lotus'un satın alınması
  • 30 Aralık 1996 Proton üretim hattından 1,000,000 'uncu otomobilin çıkışı
  • 21 Şubat 2001 Lotus'un Proton için özel ürün geliştirme çalışmalarına başlaması

Bugün


Sponsorlu Bağlantılar
Proton firmasının %52'si Malezya devleti ve %48'i yerel ve uluslararası yatırımcılara aittir. Bugün itibariyle Dünya Ticaret Örgütü'ne kayıtlı 146 ülkeden sadece 11 tanesi resim üzerindeki taslaktan dünya çapında kabul gören normlarda otomobil üretebilmektedir. 2002 yılı başında Malezya 11. olarak bu listede yer almıştır. Bu listede yer alan ülkelerin başlıcaları alfabetik sırayla: ABD, Almanya, Fransa, G.Kore, İngiltere, İsveç, İtalya, Japonya'dır. Proton, 1900'ü Ar-Ge çalışmalarında yer almak üzere toplam 9500 kişilik bir işgücü ile üretim yapmaktadır.
Proton için yapılmış toplam yurt içi yatırımı 2 milyar ABD dolarının üzerindedir. Kurulduğu günden bu yana 50'den fazla ülkeye ihracat gerçekleştirmiştir. Şu anda başta İngiltere ve Avustralya olmak üzere 20'den fazlaya ülkeye ihracat yapmaktadır.
Malezya'da 2 merkezde olmak üzere Çin, Vietnam ve İran'da üretim yapmaktadır. Hali hazırda yıllık kapasitesi 250,000 adet olan Tangjum Malim fabrikasının altyapısı ve genişleme planları doğrultusunda önümüzdeki 5 yıl içinde 1 milyon adet/yıl otomobile ulaşılması planlanmaktadır.

Son düzenleyen Jumong; 10 Haziran 2016 10:08 Sebep: Sayfa düzeni
P.u.S.u - avatarı
P.u.S.u
Ziyaretçi
8 Temmuz 2007       Mesaj #2
P.u.S.u - avatarı
Ziyaretçi
b1 b2 b4 b3

Markanın yeni distrübütörü Ulu Motor... Ulu Motor’un ilk işi, Jet Fadıl’dan Proton’a yadigar kalan 6 bin mutsuz Proton kullanıcısını memnun etmek ve olumsuz imajı tersine çevirmek. Peki ama nasıl? Nasıl bir pazarlama stratejisi izlenecek de, Proton “verdiği sözleri yerine getirmeyen” ve “muhafazakarların arabası” imajından kurtulacak?


Sponsorlu Bağlantılar
Malezya’nın milli otomobili olarak lanse edilen ve Türkiye’de ‘98 yılında Jetpa Holding’in distrübütörlüğünü aldığı Proton, 2000 yılında Türkiye’den ayrılmıştı. 2004 yılı Kasım ayından bu yana Proton Ulu Motor distribütörlüğüyle yeniden Türkiye’de. Şimdi beş yıl garanti ile Proton araba alan altı bin “müslüman” tüketici, iki yıl içinde ülkeden çekilen, ardında ne bir servis ne de yedek parçalarının satılabildiği herhangi bir tamirci bırakan Proton’un yaptıklarını izliyor ve yapacaklarını da merakla bekliyor.
O günlere döndüğümüzde akla Proton deyince ilk gelen isim “Jet Fadıl” oluyor. Jet Fadıl olarak bilinen ve dönemin en tartışmalı isimlerinden biri olan Fadıl Akgündüz, Proton’un distrübütörlüğünü almıştı. Bu alımda dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın D-8 hayalleri kapsamında Malezya hükümeti ile kurduğu “İslami” bağlar da epey etkili olmuştu. Öyle ki Erbakan’ın bu evlilik için Proton’u Malezya Devlet Başkanı Mahathir Muhammed'ten Jet Fadıl'a “resmen” istediği epeyce yazılıp çizilmişti.
Jetpa Holding Proton’un pazarlamasında dini ideolojiyi kullanarak markanın geniş bir kitle tarafından kabul görmesini sağlamıştı. Böylece de bir zamanların Kia’sı gibi “müslüman” arabası olup çıkmıştı Proton. Proton’u tekrar Türkiye’ye getiren Ulu Motor web sitesinde Proton’u daha önce Türkiye’de temsil eden Jetpa ile hiçbir ilgilerinin olmadığını özellikle belirtiyor. Jet Fadıl’ın “müslüman arabası” diyerek pazarladığı otomobile Malezya ile birlikte yeni bir imaj yaratmaya çalışıyorlar. Proton CEO yardımcısı Tan Lye King, Proton Strateji Geliştirme Bölüm Başkanı Harris Hassan ve Ulu Motor Genel Müdürü Mert Güçlüer sorularımızı yanıtladı...


Proton 1998’de Türkiye’ye gelmişti, daha sonra neden çekildi? 2000’de ayrılıyor ve 2004’te tekrar geliyor. Bu süreci anlatır mısınız?


Harris Hassan: Pek çok şey bir arada oldu aslında. En önemli farklılık ürünle alakalı olan farklılık, çünkü Proton’un ilk kuruluşundaki 1983’ten itibaren teknolojik destek Mitsubishi’den geliyordu. Mitsubishi’nin de bulunduğu pazarlarda Proton rekabet ettiğinde doğal olarak insanlar Proton’un daha ucuz olmasını bekliyorlardı ve öyle de oluyordu zaten. Ayrıca Mitsubishi vaktiyle Proton’a birkaç kuşak eski otomobilleri üretme iznini veriyordu. Bunun için bazı isim hakları ödeniyor, bunun getirdiği çok yüksek maliyetler yaşanıyordu. 2000’li yılların öncesine gelindiği zaman yaşanan en büyük problem Proton’un mücadele etmesi gereken bu ekstra maliyetler idi. Kendi otomobilini geliştiremediği için, kendi teknolojisini kuramadığı için bu maliyetlerle başa çıkması gerekiyordu. Özellikle 2000 senesinden hemen önce, Fransa, Almanya ve Belçika gibi pazarlardan geri çekilmeye karar verdi. Türkiye’de Jetpa olayı ile sürpriz bir tecrübe yaşandı. Bu tecrübe bununla aynı zamanla çakıştığı için, Proton’un Avrupa’dan geri çekildiği 2000’den bu tarafa dört senelik bir sessizlik dönemi oldu. Proton’un kendini yeniden ifade etme ihtiyacı ile ilgili yeni ürünler geliştirmesi, o ürünleri kendi başına geliştirirken artık bir başka teknolojiye ihtiyaç duymaması gerekiyordu. Dolayısıyla çok farklı, kendine özgü ve rekabetçi ürünler ortaya çıkarması gerekiyordu ve en önemlisi de yeni bir kurum kimliğine olan gereksinmeydi. 96’da Lotus’u satın almıştık ve 2001’de Lotus mühendisliği Proton için çalışmaya başladı.

Mert Güçlüer: Waja, Lotus ile beraber geliştirilen Proton’un tamamen kendine ait olan ilk otomobili. Proton Türkiye’de bir sessizlik dönemi yaşıyordu tıpkı Batı Avrupa pazarında olduğu gibi. Bunun getirdiği bazı olumsuz yan etkiler var. Yani otomobil sahiplerinin istikrarlı bir fiyat seviyesinde parça alamaması, servis bulmakta güçlük çekmeleri, bununla ilgili olarak ciddi sıkıntıların yaşanması. Tabii bu sürecin sonunda, Proton’un kendini yeniden hazır hissettiği, yeni ürün gamıyla, yeni ürün teknolojisiyle, yeni kurum kimliği ile tüm bu pazarlara yeniden girmeye karar vermesiyle bizim distribütör olarak onlarla yolumuz kesişmeye başlaması ve en son söylediğim noktada özellikle piyasaya yeniden dönülen dönemde mevcut Proton sahiplerine hizmet sağlanması, onların sıkıntılarına çözüm üretilmesi acilen, bizim karşılıklı olarak anlaştığımız ilk konuydu.

Jetpa Proton otomobilleri satarken beş yıl garanti vermişti ama iki yıl sonra Proton Türkiye’de yoktu artık. Proton sahipleri yedek parça bulamadılar, servisleri yoktu ve kendilerini aldatılmış hissediyorlardı. Ulu Motor olarak Proton’u yeniden Türkiye’ye getirme kararı aldığınızda eylem planınızda ilk sırayı daha önce mağdur edilen Proton sahipleriyle ilgilenmek mi alıyordu?


H.H: Geçmiş geçmişte kaldı, çok fazla deşmek istemiyoruz ama tabii bir yerden bakıldığı zaman beş yıl söz verilmesi bizim dışımızda gelişen bir durum. O zamanki distribütörün pazarlama yaklaşımıyla alakalı bir sunuştu. Bu bizim üretici olarak verdiğimiz garanti süresinin ötesinde bir garantiydi. Maalesef tabii ki operasyonun durmasıyla beraber, bu araçları o beklentiyle alan kişiler bir sıkıntı yaşadılar. Bunu inkar etmek mümkün değil.

Garantili de olsa bulamadılar, öyle bir sorun yaşanmadı mı?


H.H: Resmi muhatabı yok ve ondan ötürü ister istemez bir sıkıntı yaşadılar.

Bu anlamda Proton’un en büyük sorunu tüketicideki güvensizlik mi? Ve siz bunu gidermek için ne yapıyorsunuz?


M.G: Bizim Proton’la görüşmeye başladığımız dönem içinde -ki bu 2003 senesinin başlarına denk geliyor- karşılıklı olarak Türkiye’deki koşulları, Proton’la ilgili durumun ne olduğunu, Proton sahiplerinin ne düşündüğünü, Proton sahipleri olmayanların ne düşündüğünü, tüm bunları paylaşmaya başladık ve tereddütsüz bir konuda mutabık kaldık ki o da şu: Ürünün satıştan sonra da desteğe ihtiyacı var. Bu desteği kaybettiği anda bu hangi marka, hangi ürün olursa olsun bu sıkıntıyı yaşatır sahibine. Dolayısıyla tespitimizin birincisi buydu; bu ürünün problemi değil, bu arkasındaki hizmet desteğinin problemi. Distribütör olarak bizim rolümüz; bu tür sorunların yaşanmamasını sağlamak, sağlıklı olarak bu ürünlerin işletilmesini sağlamak. İlk anlaştığımız konu buydu. Bakış açılarımızın tamamen çakıştığını gördük. İkincisi, bizim distribütör olarak yapmamız gereken ilk şeyin, yaklaşık 6 bin civarındaki Proton otomobil sahibine hizmet götürmek olduğuydu.
Dolayısıyla, sözler vermek yerine biz dosdoğru aksiyona geçelim, uygulamaya ve hayata geçirelim ve hayata geçmiş olan hizmeti eleştirsinler, memnun olmadıkları yeri söylesinler, memnunlarsa memnuniyetlerini belirtsinler diyerek derhal servis şebekesi geliştirmeye başladık. Aralık ayından bugüne kadar ve yine devam eden süreçte, birinci önceliğimiz hep Proton otomobillerinin yaygın olarak kullanıldığı illerde servis, bayii tesis edilmesiyle başladık ve o çalışma hala devam ediyor.


Yani planınız ne oldu? Önce mağdur olan insanlar vardı, onların isteklerini karşılayıp o ağı mı oluşturdunuz?


M.G: Evet, bu ağın oluşturulmasıyla bitmiyor, o süreç olarak devam ediyor. Onunla beraber etkin ve kapsamlı bir PR iletişimi yapılıyor, yani yaptığımız her şeyi bir açıklık politikası içinde kamuoyu ile paylaşıyoruz. Biz Proton’un ilk distribütörü değiliz. Bunu inkar edecek halimiz yok. Sahiplendiğimiz yegane şey, bu markaya bir şekilde itimat etmiş ve bu otomobilden fayda sağlamak isterken sıkıntıya düşmüş insanların derdine çözüm bulmak, bizim birinci misyonumuz bu. Önümüzdeki bir sene içinde de Proton’daki yeni ürün gamını Waja’dan başlayarak, diğer otomobillere sırasıyla belli bir ritimle lanse edeceğiz ve sürekli olarak gündemde kalmaya gayret göstereceğiz. Ortalama her 2-2,5 ayda bir yeni bir modelle piyasanın gündeminde olacağız. Bu da mesela stratejik bir yaklaşımdır. Üçüncü stratejik yaklaşım; Waja bizim piyasaya sunacağımız ürün gamı içinde, yerleştireceğimiz en üst donanım seviyesinde ve en üst fiyat seviyesinde bir otomobil. Dolayısıyla Proton’da getirdiğimiz her otomobil, bir diğerinin altına girmeye başlayacak. Bu şekilde fiyat yapılanmamızı tamamlayacağız. Bu da piyasada rekabete yaklaşım açısından çok farklı bir duruştur. Bunun dışında iletişim manasında özellikle Lotus’u farklı bir manada işleyerek, Lotus’un kim olduğunu, özelliklerinin ne olduğunu, bir paralel kanal olarak Proton bünyesinde neler yaptığını bir başka iletişim kanalı oluşturarak Ağustos’tan itibaren işlemeye başlayacağız. Çünkü Lotus dendiğinde Formula 1 ile hemen örtüşüyor. Yani Formula 1’i Formula 1 yapan markalardan biridir Lotus. Geçmişinde Formula 1’den üreticiler şampiyonluğu vardır. Formula 1 otomobilinin bugün baktığımızda dizaynı, ilk defa bir Lotus otomobilinde görülmüştür. Dolayısıyla, Proton’a mühendislik anlamında neler aktarılabildiği, o kökenin nereden geldiği hakkında fikir vermek için söylüyorum. Dolayısıyla sıra Gen 2’ye geldiği zaman, teknolojik olarak bu otomobilin Waja’dan ne kadar daha üstün özellikleri olabileceğine dair bir iletişim kanalı oluşturuyoruz. Tabii ki reklam iletişimi var. Reklam iletişiminde de yaklaşımımız tıpkı bugün sizinle ne konuşuyorsak, bu kadar yalın, net, birtakım mesajlarımızı vermemiz gereken, ölçülmesi pek mümkün olmayan duygulara yönlenmek yerine sayısal, insanların çok net algılayabileceği, kabul edebileceği gerçekleştirilmiş neler varsa onların hatırlatıldığı, onların öne konduğu bir iletişim mantığı ile hareket edeceğiz. Tabii ki bu bir anlamda imaj yatırımı şeklinde olacak, bir anlamda Vaja’nın tanıtımı şeklinde olacak. Daha sonra Eylül ile beraber Gen2 ile otomobilden beklentilerinin biraz daha farklı olan insanların, daha sportif, gündelik hayata sıkça giren, daha dinamik yaşamlar süren insanlara yönelik farklı bir pazarlama anlayışı güdeceğiz.

Şu an kaç tane Proton servis ve bayiiniz var?


M.G: Şu an itibariyle servis olarak 20 noktayı geçmiş durumdayız ve devam ediyoruz. Bu yıl sonuna kadar hedefimiz 25, büyük ihtimalle onu geçeceğiz. Önümüzdeki sene itibari ile de 35 noktayı Türkiye çapında geçmiş olacağız. Bunu yaparken de o yöredeki itibarı yüksek insanlarla iş yapmaya gayret gösteriyoruz. Çünkü güven duygusunu pekiştirmenin yolu, kiminle iş birliği yaptığını gösterebilmekten geçiyor. Diğer aktiviteleri her neyse, yaptığı çalışmalarla, ticari hayatıyla, iş ahlakıyla itibarlı insanlarla, iş adamlarıyla çalışmayı tercih ettik. Teknik servis eğitimlerini tamamladık. Mart’ta onlara parça dağıtmaya başladık. Mart’tan itibaren de Proton sahipleri bizi sınamaya başladılar. Bu arada yedek parça fiyat seviyesini cazip halde konumlandırdık ki insanlar yetkili servise gitmekten korkmasın. “Yetkili servis pahalıdır, yetkili servis daha yüksek fiyatlar verir” diye düşünmemeleri için Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik. Müşteriye yakın durma iddiasıyla, şeffaf olma aksiyonuyla ilgili olarak, web sitemizde yedek parça fiyatlarını bir arama motorunda yayınlayan Türkiye’de ilk ve tek şirketiz. Yani bu pek çokları için hakikaten cesaret isteyen bir hareketti, biz bunu tereddütsüz yaptık. Dolayısıyla, bir Proton sahibi servise gelmeden de, parçaların kaç para tutacağını oradan görebilir veya faturayı eline aldığı zaman oradan mukayese edebilir.

Proton’da logo değişikliği gözlemliyoruz. Daha önce hilal-yıldız vardı, şimdi bir kaplan figürü. Proton’un Türkiye’ye gelmesinde de Necmettin Erbakan’ın katkılarını biliyoruz. Ayrıca Jetpa da Proton’u pazarlarken İslami duyguları kullanmıştı. Dolayısıyla Proton’un İslami bir kimliği vardı. Müslüman arabası olarak algılanıyordu. Şu anda da muhafazakar tavrıyla bilinen bir hükümet iktidarda Türkiye’de. Siz “müslüman arabası” imajından memnun musunuz, yoksa yeni kurum kimliği çalışmalarınız içinde bu kimlikten de sıyrılmayı düşünüyor musunuz?


Tan Lye King: Yeni logonun sektöre ve bu işe bakış açısından doğan farklılığı da yansıttığını özellikle belirtmek istiyorum. Eski logonun ifade ettiği değerler, aslında otomobilin satışa sunulabileceği pazarları bir hayli sınırlayıcı manalar taşıyordu. 2000 yılından hemen önce, bütün yeni global pazarlara dönüşü kurgulamaya başlarken, herhangi bir pazara öncelik verip bir başka pazarı daha az önemli diye kabul edemezdik ya da ‘biz buralarda olalım da, şuralarda olmayalım’ diye bir düşünce içine giremezdik. Eskiden, böyle bir düşünce vardı. Ama artık öyle bir düşüncenin devam edemeyeceğine karar verdik. Bunun üzerine de bir logo araştırmasına girdiğimizde; şirketin nereye gitmek istediği, otomobilin karakterinin ne olduğu, yeni anlayışın Waja ya da Gen 2 gibi yeni ürünlere yansıtıldığında bunun üzerinde nasıl etkiler yaratacağını düşünerek varılan noktada yeni logoya karar verildi. Dolayısıyla 2000 yılından itibaren ilk defa Waja’yla bu logoyu kullanmaya başladık. Eski seri otomobillerin üzerinden başlanmadı çünkü eski seri otomobiller bizim dünyaya bu manada bakışımızı, ürünlerin üzerine koyduğumuz bir takım farklı özellikleri taşımıyordu. Onun için Waja’yı bekledik. Daha seri, daha atak, biraz daha yırtıcı...

Eski anlayıştan kasıt ne?


T.L.K: Otomobilin pazarlandığı marketi genişletmek.

Yani daha çok Müslüman ülkeler mi pazar olarak kabul ediliyordu?


T.L.K: Evet, öyle düşünülmüş anlamına geldiği ortaya çıkıyor açıkçası

Şu an Proton hangi pazarlarda yer alıyor?


T.L.K: İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda, Singapur, Ortadoğu ülkeleri ve 50’nin üzerinde ülkeye ihracat yapıldı ve devam ediyor tabii ki.
H.H: Süreç içinde birkaç kez ay yıldızı değiştirme ve geliştirme çalışmalarımız oldu. Aslında ay-yıldızın esas olarak uygulanış gerekçesi Malezya bayrağında da ay-yıldız bulunması. Proton bir milli otomobil projesi olduğu için, doğal olarak bayraktan esinlenerek bu ay-yıldızın koyulması zaten kaçınılmazdı. Logo olarak bunun seçilmesi, bizi ister istemez Malezya gibi müslüman ülkelere otomobil pazarlama düşüncesine daha yakın hale getirmişti. Biraz da koşullar bunu şekillendirdi. Fakat özellikle 1999 senesinde, Audi’nin de yeni kurum kimliği çalışmasını yapan firmaya gidildi ve Proton için yeni bir kurum kimliği tasarlama siparişi verildi. Bu çalışmanın sonucunda da yeni logo ortaya çıktı. Burada verilmek istenen mesaj şu; Proton, bünyesinde bulunan Lotus’tan da esinlenerek, Lotus’tan da teknoloji transferleri yaparak, onu da renklerine yansıtarak içindeki o yırtıcı tavrı, yüksek kontrolü, yüksek teknolojinin yarattığı üstünlükleri, o yırtıcılığı kaplan figüründe tasvir ediyor. Çünkü aynı zamanda kaplan Malezya’da yaşayan, vahşi doğada bulunan bir hayvan. Dolayısıyla Malezya’yı da temsil ediyor. Malezya’yı temsil etmenin bir başka yolu olarak kurguluyorlar. Seçilen renkler ağırlıklı olarak Lotus’tan gelen renkler. Sarı-Yeşil Lotus’tan geliyor, mavi ise Proton’un artık kendi bünyesinden çıkıp, kendi ülkesinden çıkıp tüm denizlerin ulaşabildiği karalara varma hedefini temsil ediyor.

Kia örneği var Türkiye’de, tamamen aynı olmasa da... Kia da Çelik Motor’la bir imaj çalışmasına girdiler ve başardılar. Siz bu anlamda Türkiye’de ne yapacaksınız?


M.G: Tabii ki distribütörlerin, ürünün satışını yönlendirirken, müşterilerin dikkatini çekmeye çalışırken, çeşitli pazarlama yaklaşımları var. Zaten en önemli bel kemiğini bu oluşturuyor. Hepimiz sonuçta tüketiciyiz, hepimiz belli algılamaların bizi tetiklemesiyle tercihlerimizi ortaya koyuyoruz. Bir takım ürünleri bir başkası varken, özellikle o ürünleri seçiyoruz. Proton’la ilgili oluşmuş olan algılamayla veya Proton hakkında düşüncenin odağında gördüğümüz kadarıyla Malezya’daki Proton’un duruşu ile Türkiye’deki arasında farklılıklar var. Dolayısıyla bizim distribütör olarak şöyle bir rolümüz var; Proton Malezya’da nasıl bir duruş sergiliyorsa, kendini nasıl ifade ediyorsa keza diğer pazarlarda da, bizim ondan çok farklı olmamamız lazım..

Farktan kasıt nedir?


M.G: Mesela diğer pazarlarda Türkiye’den daha farklı olarak, Proton daha çok fiyatı ile tercih edilen, sınıfının en ucuzu olması gereken, insanlara teknolojik olarak çok yüksek şeyler vaat etmeyen bir otomobil durumunda değil. Özelikle Waja ile beraber, bunların tam tersi, sınıfında diğer otomobillerin sağladığından daha fazla donanımı sağlayan, teknolojik olarak hepsi ile aynı özellikleri içinde bulunduran bir otomobil tabii Lotus katkısıyla. Lotus katkısı derken şunu kastediyorum; görülebilen unsurların dışında görülemeyen, işin mühendislik kısmında, malzeme seçimi, tasarımı, uygulanması gibi unsurlarda fark eden, özellikle otomobili kullandığınız zaman güvenlik anlamında farklılaştıran bir takım üstünlükler. Türkiye dışındaki pazarlarda Proton böyle tanınıyor. Dolayısıyla bizim hızlı bir şekilde bu algılamayı, bu farkındalığı yaratacak mesajları üretmek, kamuoyuyla paylaşmak, Proton’la ilgili neler biriktiğini anlatmamız gerekiyor. Bu tür mesajlar resmin tamamlanmasına yetmez. Önemli olan, ürüne sahip olan insanların da Proton’dan dolayı saygı görmeleri. Satın aldıktan sonra işletirken, kullanırken belli bir vadede bunu geri dönüşünü net ve ekonomik olarak yaşamaları gerekiyor. Geçtiğimiz 7-8 ayda hep buna odaklanarak gittik. Özellikle de PR iletişiminde bunlara çok özen gösterdik. Şimdi artık reklam üzerine iletişim başlıyor. Dolayısıyla da yine pazara yönelik yaklaşımlarda, üreticinin bugüne kadar ki kademe kademe gelişimini Türkiye’ye aynı şekilde taşıyacak aşama aşama bir reklam iletişimi planlıyoruz.

İmaja yönelik mi yoksa fiyatla çıkılan reklamlar mı olacak?


M.G: Aslında biri diğerinin alternatifi değil. Biri diğerinin her zaman tamamlayıcısı. Biri diğerinin önünde koştuğu zaman, terazinin bir tarafa yığılması gerekiyor. Dolayısıyla bunların hepsini farklı mecralar kullanarak, farklı kademelerden insanlara ulaşarak gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Sonuçta bizim için ortak paydaları otomotiv olan, otomobile meraklı, otomobilden farklı şeyler bekleyen, kendini tekrar etmekten uzak kalabilen insanlara ve tabii ki mevcut Proton sahiplerine bu farkı hissettirebilecek seçenek sunmak.

Markanın seslendiği segment hangisi?


M.G: Bu otomobil C sınıfının üzerinde konumlandırılabiliyor. Türkiye’de C sınıfına en popüler, tipik aile otomobilleri diyebiliriz. Fakat Proton donanım seviyesi olarak D segmenti diye tarif edilen yani bu sınıfın üzerinde yer alan lüks otomobiller seviyesinde. Bu şu anlama geliyor; benim bütçem orta sınıf otomobil almaya yeterli diyen insanların, bunun bir üzerinde yer alan, ortalama aşağı yukarı 5-6 bin YTL daha üzerinde seyreden fiyatlara sahip, daha büyük otomobillerin sunduğu tüm donanımı, o otomobille sahip olmaları anlamına geliyor. Lotus’tan gelen o teknolojik üstünlüğü, yol tutuş ayarları, direksiyon sürüş ayarları anlamında Türkiye’de başka otomobilde bulunmayan üstünlüğe sahip olmaları anlamına geliyor.

Hedef kitlenizi tanımlar mısınız?


M.G: Otomobil kullanma konusunda daha önce hiç yaşamadığı bir benzer sürüş farklılığı yaşamaya hevesli, otomobil kullanırken, otomobilin limitlerini zorlamaya meraklı, otomobil performansına çok önem veren kimselerin ve bunun yanında da tabii ki belli bir seviyenin üzerinde ekipman arayışında olan ve özellikle de bunları edinmek için çok yüksek meblağlar ödemek istemeyen, tercih etmeyen kimseler için en cazip marka olma amacıyla hareket ediyoruz. Proton’un tarif edebileceğim müşteri profili budur. Özellikle geçtiğimiz beş senedeki, ürün geliştirme çalışması otomobillerin içine tüm bu özellikleri dolduruyor.

“Ölçülebilir riskler aldık”


2004 Kasım’dan beri Proton’u Ulu Motor olarak temsil ediyorsunuz. Proton ile ilgili bunca olumsuzluğa ve imaj kaybına rağmen sizin için bu karar cesur değil miydi? Başka bir otomobil markası değil de neden Proton? Siz endişe duymadınız mı markanın olumsuz algılanmasından dolayı?
M.G: “Yapalım, olsun” diyebilecek kadar basit bir konu değil tabii ki. Son derece iyi ölçülmesi gereken, çok iyi hesaplanması gereken bir konu. Proton’a başvuru yazımızı göndermeden evvel altı ay bu konu üzerinde etüd yaptık. Proton’a 2003’ün başında resmi olarak gittik ama bizim bu yakadaki çalışma 2002’nin ortasında başladı. Bugün 2005 ortasındayız, yani üç sene öncesini konuşuyoruz. Dolayısıyla biz Proton’a gitmeden önce, oradaki fırsatları ve tehdit analizleri çok iyi yapılmıştı. Proton’u yakın incelemeye alıp da ilişkimizi resmi boyuta taşıdığımızda gördüğünüz Proton’un içindeki bu değişiklik, yeni ürün gamı, onların kendi içlerindeki farklı duruşları, dolayısıyla bu işin sadece Türkiye içinde değil tüm pazarlarda çok ilginç bilgi toplayacak kazançlı bir işe dönüşeceğinin sinyallerini vermeye başladı. Yapılması gerekenler neler, insanlar neyi yapmamızı bekliyorlar, önce neyi yapmamız lazım, bir takım şeyleri var etmeden önce hayata geçirilmesi gereken acil şeyler neler, hep bunların etüdlerini yaptık. Ölçülebilir, alınabilir tüm risklerin neler olduğunu listeledik. Zaten geçtiğimiz yedi ayda da harfiyen satır satır bu planı uyguluyoruz. Yani günübirlik ani kararlarımız yok çünkü geçmişte üç yıla varan bir zamanı konuştuğumuz zaman, belki Türkiye’de başka hiçbir distribütörlük ilişkisinin görüşmesinin tanınmayacağı kadar iyi bir zaman kullanımı.


“Siz Jetpa’sınız, bizi kandırmayın!”


Web sitenizde “Jetpa ile ne sermaye sahibi anlamında ne de üst düzey yöneticiler olarak hiçbir ilgi ve alakamız yoktur” diyorsunuz, neden bunu özellikle belirtiyorsunuz?


Bize dediler ki “Siz Jetpa’sınız aslında. Bizi kandırmayın, aslında bu işin arkasında onlar var, başkaları var.” O yüzden sitemizde böyle bir şey yazma ihtiyacı hissettik. Böyle düşünenler oldu, Ulubaşlar ailesini tanımıyorlardı. Onların aşağı yukarı 20 senedir bu sektörde var olduğunu, 11-12 senesinin zaten bayiliklerle geçtiğini bilmiyorlardı. Onun getirdiği bir yanılsama olsa gerek. Dolayısıyla böyle bir yanılsama oldu ama bir süre sonra özellikle reklam iletişimi, otomobilin lansmanı yapıldıktan sonra biraz daha kamuoyuna mal olduktan sonra zannediyorum buna ihtiyaç kalmayacaktır. Bu biraz gereksiz bir konu olarak kalacaktır.
Son düzenleyen Jumong; 10 Haziran 2016 10:19 Sebep: Sayfa düzeni ve kırık link
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
10 Haziran 2016       Mesaj #3
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  Proton_Waja_2000.jpg
Gösterim: 601
Boyut:  23.8 KB
Perusahaan Otomobil Nasional Berhad (PROTON) 7 Mayıs 1983 yılında motorlu araçlar yedek parça ve bileşenleri satmak amacıyla kuruldu. Akıllarda Malezya'ya özel bir araç fikri geliştiren dönemin Malezya başbakanı Dato ‘Seri Tun Mahathir Muhammed’ 9 Temmuz 1985 tarihinde Perusahaan Otomobil Nasional Berhad şirketiyle birlikte Malezya'nın ilk ulusal otomobili olan Proton Saga' yı geliştirdi. Proton’un ilk fabrikası 923 900 mt2’ lik alana sahip Malezya Kuala Lumpur şehrinin Shah Alam ilçesindedir. Shah Alam fabrikası ilk yıl için 80.000 adet araç üretme kapasitesi ile tasarlanmıştır. 1997 yılında fabrikanın kapasitesi yılda 230.000 adete çıkarılmıştır. Günümüzde ise Shah Alam fabrikası 240.000 adetlik üretim kapasitesine sahiptir.
1985 – 1996 yılları arasında Proton’un motor teknolojisi ortağı Mitsubishi Motors olmuştur. Proton araştırma, geliştirme, satış ve servis ağıyla ilgili 11 farklı firmadan destek almaktadır.

Ad:  proton.jpg
Gösterim: 581
Boyut:  58.4 KB
30 Aralık 1996 yılında Shah Alam fabrikası 1 milyonuncu aracını üretti. Yine aynı yılın ekim ayında İngiliz otomobil markası ve aynı zamanda da teknoloji üreten bir mühendislik firması olan LOTUS Group International’ı satın alan Proton, mühendislik yeteneklerini yükseltmek yönünde önemli bir adım atmış oldu. Proton, üstün Lotus mühendisliğiyle dünyada büyük ölçekli üretim kabiliyetine sahip sayılı üreticilerden biridir.
Artık son derece rekabetçi özelliklere sahip olan Proton, Avrupa piyasaları dahil olmak üzere 50'yi aşkın ülkeye ihracat yapmaktadır.

Müşterileri, iş ortakları, hissedarları, devlet kurumları ve çalışanlarının uyumlu ve şaşmaz bağımlılığıyla Proton başarılı bir uluslar arası otomotiv üreticisi olma hedefini gerçekleştirmektedir. Bu özelliği ile Proton 2020’ nin Malezya’sına ulaşma çalışmalarına büyük katkıda bulunmaktadır.
Proton, 2011 yılı ilk çeyreği sonunda hisselerinin büyük çoğunluğunun yine bir hissedarı olan ve Malezya'nın en büyük ticari varlık ve potansiyeline sahip firmalardan biri olarak gösterilen DRB-HICOM tarafından satın alınmasının akabinde mevcut başarı grafiğini daha da arttırmak yönünde yeni bir döneme başladı. Bu yeni dönemin ilk meyvaları ise Proton'un ilk global modelleri olan Preve ve Suprima modelleriyle beraber görülmeye başlandı.
Son 10 yılda temelleri oldukça sağlam atılan Malezya Otomobil İmalat Sanayii hızla güçlü bir şekilde ilerliyor ve bunun en büyük öncülerinden biri Proton'dur.

Kaynak: protontr.com
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
🌘 🚀

Benzer Konular

24 Nisan 2014 / FSDFS Soru-Cevap
11 Nisan 2013 / tuğçe yıldız Taslak Konular
14 Ağustos 2015 / Misafir Cevaplanmış
10 Haziran 2012 / Mira Fizik
10 Haziran 2012 / Mira Fizik