Sponsorlu Bağlantılar
Video
Görüntü ve sesleri manyetik bir şerit üzerine kaydetme, bu görüntü ve sesleri televizyon alıcısına aktarma tekniği.
Televizyon görüntülerinin kaydedilmesi düşüncesini ilk kez 1920'lerin sonlarında John Logie Baird ortaya attı. Televizyonun da mucidi olan Baird, televizyon aygıtında sabit resimler halinde gözlenen resimleri, sıradan bir "78"lik plak üzerine kaydetmişti. Daha sonraları bu çabadan vazgeçildi ve televizyon görüntüleri normal sinema filmleri üzerine kaydedildi. Bu yöntem uzun bir süre en pratik yol olarak kaldı. Videobantlar ise 1960'larda ortaya çıktı. Günümüzde video kayıtlarının pek çoğu magnetik bant üzerine yapılmaktadır.
Televizyon görüntüsünün bütün ses ve renkleri magnetik banda elektronik sinyaller biçiminde kaydedilir ve bu sinyaller daha sonra gösterici aygıtça "okunarak" yeniden görüntü haline dönüştürülebilir {bak. SES Kaydi). Magnetik bant üzerine video kayıtlarının televizyon görüntülerinin tekrarlanabilmesini olanaklı kılması, örneğin spor karşılaşmasın-daki bir pozisyonun yeniden izlenebilmesi, bu tekniğin ilgiyle karşılanmasında etkili oldu. Ama video kayıt aygıtları ve göstericileri evlere ancak 1970'lerde girdi. Video kayıt aygıtı, ekran yerine bir teybi, yani bantlı bir kayıt aleti olan bir televizyon alıcısı olarak düşünülebilir.
Televizyonda bir program izlenirken farklı kanaldaki bir başka program video kayıt aygıtıyla banda alınabilir. Bant daha sonra geri sanlabilir ve program istendiği zaman izlenebilir. Video kayıt aygıtının zaman ayarından yararlanılarak, izleyici evde yokken gösterilen bir programın banda alınması sağlanabilir. İlk video kayıt aygıtları televizyon programlarının kayda alınıp tekrar seyredilmesinde kullanılırdı; ama bugün aygıt sahipleri daha çok piyasadaki hazır dolu bantları izlemeyi yeğlemektedir.
Çeşitli video şirketleri en son sinema filmlerini bantlara kaydedip, bu filmleri daha televizyon istasyonlarına satılmadan önce piyasaya sürmekte; izleyiciler de bunları televizyonda gösterime girmeden önce seyredebilmektedirler. Videolar bugün o kadar tutulur hale geldi ki, video "korsanlığı" olarak adlandırılan yeni bir suç ortaya çıktı. Bu, bir sinema filminin ya da videobandın, sahibine telif hakkı {bak. TelİF Hakki) ödemeden kopyalanması, çoğaltılması demektir. Bazı ticari video kayıtları, bu tür yasadışı çoğaltmaları önlemek için elektronik olarak korunmuştur. Videobantlar kaset biçiminde satılır.
Kasetlerin boyutu bir video kayıt sisteminden öbürüne farklılık gösterir. En yaygın kullanılan iki sistem, Matsushita şirketinin geliştirdiği VHS sistemi ile Sony şirketinin geliştirdiği Betamax sistemidir. Taşınabilir video kameraları ile kayıt aygıtlarında kullanılmak üzere geliştirilmiş daha küçük boyutlu başka sistemler de vardır. Dört saate kadar olan kayıtlar için kullanılan kasetler her yerde bulunabilir; "yan hızda" kayıt yapabilen video kayıt aygıt-larında bu tür bir kasetle, sekiz saatlik televizyon kaydı yapılabilir ve izlenebilir. Videodiskler, plastikten ya da alüminyumdan yapılmış daire biçimli levhalardır. Magnetik bantlardan başlıca farkı, üzerindeki kayıtların silinememesi ya da bir kaydın üzerine yeni bir kaydın yapılamamasıdır.
Diskin yüzeyi çok küçük, milyonlarca çukurla kaplıdır. Ses ve görüntü kodlarını taşıyan bu çukurluklar bilgisayarla üretilmiştir. Bu kodlar göstericinin elektronik donanımınca tekrar çözülür ve taşıdıktan mesaj ses ve görüntü olarak televizyon ekranına aktarılır. Gramofon plaklarından farklı olarak video-disklerin üzerinde sarmal oluklar bulunmaz. Diskin yüzeyinde bulunan ve mesajı taşıyan çukurluklar koruyucu bir plastik kılıfla kaplanmıştır. Ayrıca bir videodisk uzunçalar plaktan (LP) çok daha hızlı (saniyede 30 kez) döner. Diskin yüzeyindeki bilgi genellikle bir laser demetiyle "okunur". Okumanın, gramofonlarda olduğu gibi, bir iğnenin yardımıyla yapıldığı bazı videodiskler de vardır. Videodisklere evlerdeki aygıtlarla kayıt yapılamaz.
Videodiskler magnetik bantlardan çok daha uzun ömürlüdür. Bir videobant yaklaşık 100 gösterimden sonra yıpranmaya başlar, çünkü yüzeyindeki oksit katmanı yavaş yavaş dökülür. Oysa bir disk, özellikle de laser ışınıyla okunanları binlerce kez kullanılsa bile herhangi bir yıpranmaya uğramaz. Videodiskler sabit görüntülerin gösteriminde çok kullanışlıdır. Bir bant programında belli bir bölümü bulmak için bütün bandı taramak zorundasmızdır; ama, bir diskte laser demeti ya da iğne istediğiniz bölümü bir anda bulup gösterebilir. Demek ki disk ideal bir "bilgi deposu" görevi görebilir ve burada saklanan bilgiye kolayca erişilebilir. Videodisklere kaydedilen kitaplar ve eski filmler binlerce yıl dayanabilir.
Görüntü ve sesleri manyetik bir şerit üzerine kaydetme, bu görüntü ve sesleri televizyon alıcısına aktarma tekniği.
Televizyon görüntülerinin kaydedilmesi düşüncesini ilk kez 1920'lerin sonlarında John Logie Baird ortaya attı. Televizyonun da mucidi olan Baird, televizyon aygıtında sabit resimler halinde gözlenen resimleri, sıradan bir "78"lik plak üzerine kaydetmişti. Daha sonraları bu çabadan vazgeçildi ve televizyon görüntüleri normal sinema filmleri üzerine kaydedildi. Bu yöntem uzun bir süre en pratik yol olarak kaldı. Videobantlar ise 1960'larda ortaya çıktı. Günümüzde video kayıtlarının pek çoğu magnetik bant üzerine yapılmaktadır.
Televizyon görüntüsünün bütün ses ve renkleri magnetik banda elektronik sinyaller biçiminde kaydedilir ve bu sinyaller daha sonra gösterici aygıtça "okunarak" yeniden görüntü haline dönüştürülebilir {bak. SES Kaydi). Magnetik bant üzerine video kayıtlarının televizyon görüntülerinin tekrarlanabilmesini olanaklı kılması, örneğin spor karşılaşmasın-daki bir pozisyonun yeniden izlenebilmesi, bu tekniğin ilgiyle karşılanmasında etkili oldu. Ama video kayıt aygıtları ve göstericileri evlere ancak 1970'lerde girdi. Video kayıt aygıtı, ekran yerine bir teybi, yani bantlı bir kayıt aleti olan bir televizyon alıcısı olarak düşünülebilir.
Televizyonda bir program izlenirken farklı kanaldaki bir başka program video kayıt aygıtıyla banda alınabilir. Bant daha sonra geri sanlabilir ve program istendiği zaman izlenebilir. Video kayıt aygıtının zaman ayarından yararlanılarak, izleyici evde yokken gösterilen bir programın banda alınması sağlanabilir. İlk video kayıt aygıtları televizyon programlarının kayda alınıp tekrar seyredilmesinde kullanılırdı; ama bugün aygıt sahipleri daha çok piyasadaki hazır dolu bantları izlemeyi yeğlemektedir.
Çeşitli video şirketleri en son sinema filmlerini bantlara kaydedip, bu filmleri daha televizyon istasyonlarına satılmadan önce piyasaya sürmekte; izleyiciler de bunları televizyonda gösterime girmeden önce seyredebilmektedirler. Videolar bugün o kadar tutulur hale geldi ki, video "korsanlığı" olarak adlandırılan yeni bir suç ortaya çıktı. Bu, bir sinema filminin ya da videobandın, sahibine telif hakkı {bak. TelİF Hakki) ödemeden kopyalanması, çoğaltılması demektir. Bazı ticari video kayıtları, bu tür yasadışı çoğaltmaları önlemek için elektronik olarak korunmuştur. Videobantlar kaset biçiminde satılır.
Kasetlerin boyutu bir video kayıt sisteminden öbürüne farklılık gösterir. En yaygın kullanılan iki sistem, Matsushita şirketinin geliştirdiği VHS sistemi ile Sony şirketinin geliştirdiği Betamax sistemidir. Taşınabilir video kameraları ile kayıt aygıtlarında kullanılmak üzere geliştirilmiş daha küçük boyutlu başka sistemler de vardır. Dört saate kadar olan kayıtlar için kullanılan kasetler her yerde bulunabilir; "yan hızda" kayıt yapabilen video kayıt aygıt-larında bu tür bir kasetle, sekiz saatlik televizyon kaydı yapılabilir ve izlenebilir. Videodiskler, plastikten ya da alüminyumdan yapılmış daire biçimli levhalardır. Magnetik bantlardan başlıca farkı, üzerindeki kayıtların silinememesi ya da bir kaydın üzerine yeni bir kaydın yapılamamasıdır.
Diskin yüzeyi çok küçük, milyonlarca çukurla kaplıdır. Ses ve görüntü kodlarını taşıyan bu çukurluklar bilgisayarla üretilmiştir. Bu kodlar göstericinin elektronik donanımınca tekrar çözülür ve taşıdıktan mesaj ses ve görüntü olarak televizyon ekranına aktarılır. Gramofon plaklarından farklı olarak video-disklerin üzerinde sarmal oluklar bulunmaz. Diskin yüzeyinde bulunan ve mesajı taşıyan çukurluklar koruyucu bir plastik kılıfla kaplanmıştır. Ayrıca bir videodisk uzunçalar plaktan (LP) çok daha hızlı (saniyede 30 kez) döner. Diskin yüzeyindeki bilgi genellikle bir laser demetiyle "okunur". Okumanın, gramofonlarda olduğu gibi, bir iğnenin yardımıyla yapıldığı bazı videodiskler de vardır. Videodisklere evlerdeki aygıtlarla kayıt yapılamaz.
Videodiskler magnetik bantlardan çok daha uzun ömürlüdür. Bir videobant yaklaşık 100 gösterimden sonra yıpranmaya başlar, çünkü yüzeyindeki oksit katmanı yavaş yavaş dökülür. Oysa bir disk, özellikle de laser ışınıyla okunanları binlerce kez kullanılsa bile herhangi bir yıpranmaya uğramaz. Videodiskler sabit görüntülerin gösteriminde çok kullanışlıdır. Bir bant programında belli bir bölümü bulmak için bütün bandı taramak zorundasmızdır; ama, bir diskte laser demeti ya da iğne istediğiniz bölümü bir anda bulup gösterebilir. Demek ki disk ideal bir "bilgi deposu" görevi görebilir ve burada saklanan bilgiye kolayca erişilebilir. Videodisklere kaydedilen kitaplar ve eski filmler binlerce yıl dayanabilir.
MsXLabs & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & kaynak
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.