Arama

Kıssadan Hisseler - Sayfa 17

Güncelleme: 10 Aralık 2018 Gösterim: 77.108 Cevap: 180
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
20 Mayıs 2018       Mesaj #161
Avatarı yok
Yasaklı

İlim Perdedir!


İlmin perde olmasının sebebi şudur ki, bir kimse Ehl-i sünnet itikadını öğrenir, münâkaşa ve münazaradaki delillerini de öğrenir, kendini tamamen buna verir ve bundan başka hiçbir ilim yoktur diye kabul eder, eğer kalbine başka bir şey gelse, «Bu duyduğumun aksinedir, ona uymayan her şey bozuktur, yanlıştır» derse, böyle bir kimsede, işlerin hakikatinin bilinmesi mümkün olmaz.
Sponsorlu Bağlantılar

Çünkü avama öğretilen itikad, hakikatin suretidir, kendisi değildir! Tam marifet olmalı ki, özün kabuktan ayrılması gibi, hakikatler suretten ayrılsın!

İmam-ı Gazali (Kimya-yı Saadet)

Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
20 Temmuz 2018       Mesaj #162
Avatarı yok
Yasaklı

Emanet ve İhanet!


İnsanın yeryüzündeki varlığı bir imtihana dayanır. Buna emanet veya emniyet imtihanı diyebiliriz. Bu bağlamda bir varlığın kendisinden beklenilene uygun hareket etmesine emanet ya da emniyet, aksine hareket etmesine ise ihanet denir!
Sponsorlu Bağlantılar
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
31 Temmuz 2018       Mesaj #163
Avatarı yok
Yasaklı

Güneş'in Işığını Kimse Söndüremez!


Övmek tarif etmek perdeyi yırtmaktır. Halbuki güneşin anlatılmaya da ihtiyacı yok, tarife de. Güneşi öven kendini över, iki gözüm de aydındır, çapaklı değil, ağrımıyor demek ister.

Alemdeki güneşi yermek, iki gözüm de kör, karanlık ve çipil diye kendini yermektir. Alemde muradına ermiş güneşe haset eden kişiyi bağışla sen. Bir adam güneşi örtebilir, gözlerden gizleyebilir mi? Onun tazeliğini pörsütür onu soldurabilir mi? Yahut haddi sonu olmayan nurunu eksiltebilir mi? Yahut da onu mertebesinden indirebilir mi? Ululara haset edene o haset ebedi bir ölümdür.

Senin kadrin, rütbense akılların anlayacağı dereceyi çoktan geçti. Akıl, seni anlatmada şaşırdı, aciz kaldı. Gerçi bu akıl, anlatmada aciz oldu ama yine de acizcesine anlatması gerek. Çünkü hepsi anlaşılmayan bir şey bilinki atılıvermez.

Bulutunun tufanını içemezsen su içmeyi nasıl terk edersin? Sırrı atıp ortaya koyamazsan kabuklarını anlat, onunla anlayışları tazele!

Mevlana Celaleddin-i Rumi (Mesnevi-i Şerif 5. Cilt)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
3 Ağustos 2018       Mesaj #164
Avatarı yok
Yasaklı

Boş Teneke Çok Ses Çıkarır!


Gereksiz yere laf kalabalığı etme, 2 dinle 1 söyle. Şunu bil ki kişi söz ve davranışlarıyla karakterini aksettirir. Özü sözü bir ol! Şunu da sakın unutma; meyveli ağaç dallarını eğer, herşeye, her hadiseye olur olmaz atılma! Velev ki boş çuval dik durmaz! Dik durmaya bak, bilgini kullan, mütevazi ol...
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
9 Ekim 2018       Mesaj #165
Avatarı yok
Yasaklı

Kör Göremezse Güneşin Ne Suçu Var?


Ahmet Mekki Efendi, buyurdu ki: Allah’ın, yarattığı her şeyde, bir ahenk vardır bakın. Sayılmayacak kadar çoktur bu ahenk, nizam. Sonra, yine sayısız varlıklar var muazzam. Bunların, tesadüfen olduğunu söylemek, cahilce bir söz olup, mantıktan uzaktır pek. Bu hususta, bir misal vermemiz gerekirse, O zaman şu misali verelim şimdi size. (On taş) alıp, hepsine, bir numara yazalım. sonra da bu taşları, bir torbaya atalım numaralı on taşı, o torbadan, bu sefer, çekmeye çalışalım, sırayla birer birer. Önce bir, sonra iki, sonra üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on numaralı taşları, çekmeye çalışalım böyle peşi peşine bozulursa, atalım yine torba içine.

Bu on taşı, sırayla çıkarmak ihtimali, (On milyarda bir) dir ki, bir düşünün bu hali. On taşın, peş peşe ve sıra ile hülasa, dizilme ihtimali bu kadar az olursa, kâinatta bulunan bunca ahenk ve düzen, ihtimal var mıdır ki, olsunlar tesadüfen? Bir başka misal daha vereyim ki ben size, mesela, daktiloda hiç yazmamış bir kimse, daktilo tuşlarına, tesadüfi beş sefer, yani gelişi güzel, rastgele bassa eğer, beş harfli (bir kelime) yazılır ki o anda, işte bunun, Türkçe'de, yahut başka lisanda, bir manaya gelmesi ihtimali var mıdır? Var ise, bu ihtimal, acaba binde kaçtır? Yine gelişi güzel tuşlara basmak ile, yazılmak istenseydi, yine kısa (bir cümle), manası olur muydu yazılan bu cümlenin? Biraz aklı var mıdır, buna (olur) diyenin?

Rastgele (bir sahife) manalı yazı yazmak, istense, ne derece mümkündür bunu yapmak? Ve yine, bu tuşlara basmak ile, rastgele, küçük (bir kitap) yazmak istense idi hele, bu kitabın, belli bir konusu olma hali, olur muydu hiç bunun imkan ve ihtimali? Buna dahi bir kimse, eğer ki (olur) derse, akıllı denilir mi, böyle diyen kimseye? Demek ki bu kâinat, bir ahenk ve bir nizam, içinde yaratılmış eserlerdir muazzam. Hepsi, ince hesapla ayakta durmaktadır. Elbette bu şeylerin bir Yaratanı vardır. Bu, her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten, (Allahü Teâlâ) dır, olur mu tesadüfen? Allah’ın varlığına, sadece bunlar değil, her şey, Onu gösteren bir burhandır ve delil. Her şey, Ona işaret etmektedir aşikâr. Lakin kör göremezse, güneşin ne suçu var?
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
9 Ekim 2018       Mesaj #166
Avatarı yok
Yasaklı

Karakter!

  • Şahsiyetinize bir şey katmayan her hareket mutlaka şahsiyetinizden bir şey eksiltir!
  • Akıl iki tarafı keskin bir kılıca benzer karakter onun sapıdır sap olmayınca onun değeri olmaz!
  • Karakter ağaç ise şan ve şeref de o ağacın gölgesi gibidir biz hep gölgeyi düşünürüz oysa gerçek ağacın kendisidir!
  • Bir adamın karakteri kendi hakkında söyledikleri ile değil başkaları hakkında yürüttüğü düşüncelerle daha iyi anlaşılır!
  • Karakter zekadan daha yüksek bir yerdedir yüce bir ruh yaşamak ve düşünmek için güçlü konumdadır!
  • Sen bir kişinin kendisi övüldüğü zaman bunu nasıl karşıladığına dikkat edebilirsen her kişinin karakterini keşfedebilirsin!
  • Onurlu insanın üzerine titrediği şey karakteridir bayağı insanın ise makam ve mevki!
  • Şahsiyetini kazan ve faziletini kemale eriştir zira sen cisminle değil ruhunla insansın!
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
10 Ekim 2018       Mesaj #167
Avatarı yok
Yasaklı

İlim, Edep ve Takva!


"Ey oğlum! Sana vasiyet ediyorum ki: Her halde ilim, edep ve takvâ üzerine bulun. Her zaman geçmiş din büyüklerinin eserlerini inceleyerek, Ehl-i sünnet vel-cemâat yolundan ayrılmamayı vazîfe edin. Fıkıh (İslâm hukuku) ve hadîs-i şerîf öğren, câhil sofulardan olma. Namazı her zaman cemâatle kıl, fakat imâm ve müezzin olma. Şöhret isteme, zîrâ şöhret âfettir. Makâma bağlı olma. Yazdığın şeylerde adını yazma. Mahkemede hâkim huzûruna çıkma. Kimseye kefil olma.

Halkın işlediği işlere karışma. Devlet büyüklerinin çocuklarıyla arkadaşlık etme. Uzlete çekilme, yalnız kalma. Çok söz söyleme. Çok söz işitmek kalbe nifak verir. Sözü inkâr etme. Onun söyleyenleri ve sâhipleri çoktur. Az söyle, halkın kötülük ve eğrilerinden arslandan kaçar gibi kaç, bir kenarda dur. Kadınlardan ve dinde eğri yollara girenlerden sakın. Herkesle ve zenginlerle sohbet etme (oturup kalkma). Helal ye ve şüphelilerden kaçın. Dünya malına kapılma. Dünya arzusu dînin zâyi olmasına sebep olur. Çok gülme ve kahkaha atma. Zîrâ fazla gülmek kalbin ölümüdür!

Herkese şefkatle bak. Hâinlikle bakma. Dışını süsleme. Zîrâ dışın süsü; için, kalbin, rûhun harâb olduğunu gösterir. Başkalarıyla mücâdele etme ve hiç kimseden bir şey isteme. Kimseye hizmet buyurma. Âlimlere, evliyâya, mal, can ve tenle hizmet et. Din büyüklerinin hâllerini inkâr etme. Zîrâ inkâr edenler rahat ve kurtuluş yüzünü göremezler."


Mevlana Celaleddin-i Rumi
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
11 Ekim 2018       Mesaj #168
Avatarı yok
Yasaklı

Öfkenin Hakikati!


Öfkenin şiddetli anında kalp kanının kaynamasından kapkaranlık bir duman dimağa yükseliyor, fikir kaynaklarının hepsini kapsıyor. Çoğu zaman fikir kaynaklarını kapsadığı gibi, his kaynaklarına da tesir ediyor. Düşüncenin kaynağı dimağdır. Dimağ, içinde ateş yakılan bir mağara misaline benzer. Onun havası kapkaranlık kesilmiş, merkezi kızmış, her tarafı dumanla dolmuştur. Orada zayıf bir çıra vardır. O da sönmüş veya ışığı görünmez olmuştur. Bu bakımdan orada ayak durmaz, söz dinlenilmez. Herhangi bir suret görülmez. Ne içten, ne dıştan onu söndürmeye de artık güç yetmez. Yanmaya elverişli olan herşey yanıp kül oluncaya kadar sabretmek uygundur. İşte gazap da kalbe ve dimağa aynı şeyi yapar. O zaman gazabın ateşi kuvvetlenir. Kalp, hayatının kıvamı olan rutubeti yok eder. Sahibi öfkesinden ölür. Nitekim mağarada ateş kuvvetlenir, mağarayı çatlatır, altını üstüne getirir. Bu durum, mağaranın etrafındaki tutucu kuvvetin ateşle iptal olunmasından meydana gelir. O kuvvet ki parçaları bir araya getirmiştir, işte öfke anında kalbin durumu da böyledir.


İmam-ı Gazali
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
15 Ekim 2018       Mesaj #169
Avatarı yok
Yasaklı

Cennet Kolay (Ucuz) Değil, Cehennem Dahi Lüzumsuz Değil!


Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama. İkisi de şu an burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak, cennetteyiz aslında. Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak, nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz...'

Şems-i Tebrizi
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
15 Ekim 2018       Mesaj #170
Avatarı yok
Yasaklı

Fani Dünya!


Dünyanın vefasızlıkta eşi yoktur, dünyayı isteyenler de alçaklıkta ve cimrilikte meşhurdur. Aziz ömrünü, bu vefasızın ve değersizin peşinde harcayanlara yazıklar ve korkular olsun!

İmam-ı Rabbani

Benzer Konular

17 Ekim 2018 / AreX Kahve Molası
6 Nisan 2009 / nılufer Soru-Cevap