Arama

Evlilikte Kadında Aranacak Vasıflar

Güncelleme: 4 Temmuz 2009 Gösterim: 1.823 Cevap: 0
UnknowN - avatarı
UnknowN
VIP VIP Üye
4 Temmuz 2009       Mesaj #1
UnknowN - avatarı
VIP VIP Üye
Evlilikte Kadında Aranacak Vasıflar

Bir müslümarı, evleneceği kadında şunları aramalıdır: ,

1 - Dindarlık (dine bağlılık) :

Resûl-i Ekrem (aleyhissalâtü vesselam) şöyle buyurur: “Kadın, dört şey için nikâh edilir: Malı, asaleti, güzelliği ve dindarlığı için. Sen dindar olanı ele geçirmeye bak!“ (Tecrîd-i Sarih Tere, 11/264 vd,; Sahîh-i Müslim Terç., 7/405).

Şu hâlde bir müslüman için, evlenme teşebbüsünde ilk tercih, dindarlığın bulunmasıdır. Fakat yalnız dindarlık da yeterli değildir. Hepsinin bir arada olması elbette daha güzeldir. Şu kadar ki, dindarlık -ve buna bağlı güzel huylar- yerinde olduktan sonra, diğer vasıflar noksan olsa da pek zararı yoktur; ama bu olmayınca diğer üçü bulunsa da fazla kıymeti yoktur. Yâni kadının mal, asalet ve güzelliği, dindarlığı sayesinde ayrı bir değer kazanır; aksi hâlde bunlar, başlıbaşma tercih konusu değildir.


2 - Güzel huy:

Hâdis-i şerifte şöyle buyuruldu:

“Dünya nimetinin (dünyalık faydalanmanın) en hayırlısı, sâliha -iyi- kadındır“ (Müslim, Müsnedü Ahmed, Nesâî, İbn mâce; Keşfü‘1-Hafâ, 1/364 (Hd. 1317); el-Münâvî: Feyzu‘l-Kadîr şerhu‘l-Câmii‘s-Sağîr, Riyad-1998, 6/3283 (Hd. 4279)).

Evet, iyi huylu bir kadın, bir erkek için gerçekten çok büyük nimettir. İyi kadını da Peygamber Efendimiz şöyle tanıtmışlardır:

“İyi kadın odur ki, (kocası) ona bakınca huzur verir, ona emredince itaat eder, ondan uzak kaldığı zaman, (kendi namusunda ve kocasının malında) eşine muhafızlık yapar“ (Sünenü Ebî Dâvud, Beyrut-1997, 2/209 (K. ez-Zekât, 33/1664).).

Şunu da bilmeli ki, edebinden yüzü kızaran bir kız, sıkılmayan kimseden elbette hayırlıdır.

3 - Evlenmek isteyen bekâr gencin, bakireyi tercih etmesi uygun olur. Çünkü onunla aile hayatı daha sıcak ve kolay olur, bunun eşine bağlılığı daha kuvvetli olur... Şöyle bir hikâye vardır: Çok güzel bir gencin bakire bir nişanlısı varmış. Pek çirkin bir adam, kızı kaçırıp onunla zina etmiş. Sonra da genç nişanlı, bununla evlenmiş. Yirmi-otuz sene güzel bir evlilik hayatı sürmüşler. Nihayet kadının ölüm hâli yaklaşınca, kocasına samimi olarak şöyle tenbih ve itirafta bulunmuş: “Evlenmek istediğin zaman, bakire olmayanla evlenme! Çünkü kendisi pek çirkin olduğu hâlde, benimle zina eden o adamın muhabbeti, bunca zamandır kalbimden çıkmadı. Sen çok yakışıklı olduğun hâlde, o sevgiyi sende bulamadım...“ (Seyyld Ali-zâde: Şerhu Şir‘ati‘l-İslâm (ist. 1293), s. 441.).

4 - Kısırlığı sabit olmayan, çocuk doğurabilecek kadınla evlenmeyi tercih etmelidir. Zira ailede çocuk sahibi daha hayırlıdır. Ama her şeye rağmen, dindar ve temiz ahlâklı kimseler, üstünlükte dâima ön sırada gelirler. Bu vasfıyla birlikte diğer iyi meziyetleri de taşıyanlar, ayrıca değer kazanırlar.

5 - Kadın, erkeğinin beğeneceği bir güzellikte olmalıdır. Çünkü devamlı onunla yüzyüze gelip, gönlü onunla huzur bulacaktır. Güzellik anlayışı izafî olup, şahıslara göre değişik olacağından, herkesin eşinde aradığı tabiî bir güzelliği bulması yeterlidir. Ama hiçbir zaman dış güzelliğe kapılıp, huy güzelliğini unutmamalıdır. Aslında huyundan dolayı sevilen kimse, her zaman güzeldir.

6 - İyi bir aileden seçmeye çalışmalıdır. Gerçi diğer yönleri gözetilmeden, sırf soy üstünlüğüne bağlı görülen bir asalete imrenip evlenmek doğru olmaz. Ama terbiye üstünlüğüne dayanan bir asaletin aranması, iyiliğiyle tanınan dindar, dürüst ve sağlam bir aileden alınması tercih edilmelidir. Zira aile eğitiminin ahlâkî gelişmeye büyük tesiri olduğu kesindir. ‘Terbiyenin, hüsn-i ahlâkda medhal-i azîmi (büyük etkisi) olduğuna ittifak vardır“ (Mevzuâtü‘1-Ulûm, 2/463.).

(Kişinin, yakın hısımlık kuracağı kimselerin iyi olması da, ayrı bir ni‘mettir. “Anasına bak kızını al“ atasözünü hatırdan uzak tutmamalıdır... Dâmad seçerken de, erkeğin aile yapısı hesaba katılarak karar verilmelidir).

Evlenme hususunda kadının:

1) Yaşta,
2) Boyda,
3) Servet (ve rütbe)de,
4) Asalette erkekten biraz aşağı olması daha iyidir.

Fakat:

1) Güzellikte,
2) Terbiyede,
3) Ahlâkta,
4) Takvada ise, erkekten üstün olması daha güzeldir (Şerhu Şir‘atfl-İslâm, s. 441.).

Nikâh düşen kimselerden, yakın hısımlarla evlenmek de caiz olmasına rağmen pek iyi değildir. Çünkü akraba arasından evlenen eşlerin, birbirine karşı olan arzu ve sevgileri biraz gevşek olur. Bu münâsebetle, onların neslinin zayıflamasına sebep olur (Mevzuâtü‘1-Ulûm, 2/463.). Şu halde; amca kızı, dayı kızı, hala kızı, teyze kızı gibi yakınlarla evlenmekten sakınmak iyi olur.

(Gayr-i müslim yahûdi ve hıristiyan kadınla müslüman bir erkeğin evlenmesi caizdir; fakat iyi değildir, mekruhtur. İhtiyaç olmadıkça böyle bir evlilikte bulunmamalıdır. İslâm‘dan çıkan “mürted“ ve dinsiz kimselerle -kadın olsun erkek olsun- müslümanın nikâhlanması, dînen haram ve bâtıldır). Kötü ahlâklı, iffetsiz kadınlardan sakınmak lâzımdır. Fuhuş yapan kadınla, hele bunu meslek hâline getiren kimseyle evlenmek, iffetli kimseler için -tahrîmen mekruhtur- hiç münâsip değildir. Bu hususu âyet-i kerîme şöyle belirtir:

“Kötü kadınlar, kötü erkekler için; kötü erkekler de kötü kadınlar içindir. Temiz kadınlar, temiz erkekler için; temiz erkekler de temiz kadınlar içindir“ (S. en-Nûr, 26. Bununla beraber, zina etmemişin zina etmişle nikâhlanması kerahetle caizdir. (Bu mesele hakkında ve Nûr sûresi 3. âyetin tefsirinde; Hamdi Yazır: Hak Dini Kur‘an Dili, İst-1970, 5/3474-78, 3494).).

Kadınlarda dine bağlılık ve güzel huy öncelikle arandığı gibi, her erkeğin kendine göre uygun gördüğü çeşitli değerler daha aranabilir. Meselâ anlayışlı olması, ev işlerini güzel tanzim etmesi, idareli ve tutumlu olması, her ev hanımından beklenen en mâkul bir hususiyettir. Yine bâzı fena huylardan uzak olanın tercih edilmesi, evliliğin selâmeti bakımından elbette lüzumludur. Kötü halli kadını, sonradan ıslâh etmek için fazla iyimser ve ümidvâr olmamalı, böylesinden sakınmalıdır. Zira aslında sâliha (terbiyeli-ahlâklı) olmayan kadının, yirmisinden sonra ıslâhı -mümkün de olsa- kolay değildir.

Meselâ, şu huylara sahip kadınlarla evlenmekten imkân nisbetinde sakınmalıdır:

1 - Mâkul bir sebep yokken devamlı ağlayıpsızlayan;
2 - Yaptığım başa kakan;
3 - Dırdırcı, çene düşkünü;
4 - Devamlı kendini övüp eşini küçümseyen;
5 - Dul olup, eski kocasına bağlılığını -yenisini usandıracak şekilde- sık sık açığa vuran;
6 - Erkeğinden başkasında gözü olan;
7 - Yabancılara kendini beğendirmek için süslenip püslenen;
8 - Eline geçeni israf eden kadın...

Benzer Konular

16 Ağustos 2011 / Misafir Soru-Cevap
22 Mart 2008 / Sedef 21 Taslak Konular