Bast-ı Zaman ve Tayy-ı Mekân Nedir?
Bast-ı Zaman: Zamanın genişlemesi, bereketlenmesi,az zamanda uzun bir zaman yaşamış olma halidir.
Tayy-ı Mekân: Mekânı aşarak bir anda değişik yerlerde görünebilmek anlamındadır
Dağlarla yeryüzünün alanı genişliyor O küçücük kabarcıklar da midenin alanını artırıyorlar Akciğer açıldığı zaman iki yüz elli metrekare oluyor Allahın mekân içinde mekân yarattığına bunlar birer misal
Öyle ise o zât-ı kadir, zaman içinde zaman da yaratabilir Nitekim yaratmışta Rüya, bast-ı zaman ve miraç
Biz bilgimizle, görgümüzle sınırlıyız Ülfete, alışkanlıklara esir olmuşuz Güneş ışığının, yaklaşık, yüz elli milyon kilometrelik bir mesafeyi sekiz dakikada kat ederek dünyamıza ulaşmasına artık hayret etmiyoruz Halbuki bu çok harika bir kudret mucizesi
Cenâbı Hak ışıkta sergilediği bu mucizeyi, ruhu cesedine galip gelmiş bir sevgili kulunda da gösterebilir dediğimizde hemen itirazlar başlıyor Niçin? Çünkü; biz görgü mahkûmuyuz ve böyle bir şeye hiç şahit olmamışız Bu hadiseyi her gün seyredebilsek o da nazarımızda gizlenecek, ona da hayret etmemeye başlayacağız
Rüyada bir saat zarfında bir senenin geçtiğini ve pek çok işler görüldüğünü görüyorsun Eğer o saatte o işlere bedel Kuran okumuş olsa idin birkaç hatim okumuş olurdun Bu hâlet, evliya için hâlet-i yakazada inkişaf eder Mesele ruhun dairesine yaklaşır Ruh zaten zaman ile mukayyet değildir Ruhu cismâniyetine galip olan evliyanın işleri, fiilleri, sürat-ı ruh mîzanıyla cereyan eder ( Mesnevî-i Nuriye)
Bugün, şekillerin ve seslerin televizyon vasıtasıyla bir anda birçok mekânlarda bulunmasını gayet normal karşılıyoruz Ama Belkısın tahtının çok kısa bir zamanda Süleyman aleyhisselâmın yanına getirilmesini aklımıza sığıştıramıyoruz Faraza; bir gün ses ve şekiller gibi, eşyanın da nakline muvaffak olunsa, o zaman onu da gayet normal ve makûl bulacak, ona da hayret etmemeğe başlayacağız
Ruhun sürati ne ışıkla kıyasa girer, ne de sesle Yukarıdaki vecizede alışık olmadığımız bir tâbir geçti: Ruh sürati Hayâl ruhun bir hizmetçisi Bir anda cennetlere varabiliyor Akıl, ruhun anlama âleti İnsan bu âletle bir anda yıldızlara çıkıp onları tefekkür edebiliyor
Ruh cesede galip olunca birkaç mekânda bir anda bulunmak da gayet kolay olur Rüyada bizim de ruhumuz bedenimize bir derece galip gelir Çok uzak mesafelere bir anda gider, geçmişe ve geleceğe rahatlıkla geçeriz Dedemizle de görüşürüz, torunlarımızla da
Manen terakki ederek, melekleri gerilerde bırakan bir ruh, onların gayet rahatlıkla yaptığı bir işi niçin yapamasın? Bir anda birkaç mekânda neden bulunamasın?
Kaynak: Kur'an Yolunda (Prof. Dr. Alaaddin Başar)
Sponsorlu Bağlantılar
Bast-ı Zaman: Zamanın genişlemesi, bereketlenmesi,az zamanda uzun bir zaman yaşamış olma halidir.
Tayy-ı Mekân: Mekânı aşarak bir anda değişik yerlerde görünebilmek anlamındadır
Dağlarla yeryüzünün alanı genişliyor O küçücük kabarcıklar da midenin alanını artırıyorlar Akciğer açıldığı zaman iki yüz elli metrekare oluyor Allahın mekân içinde mekân yarattığına bunlar birer misal
Öyle ise o zât-ı kadir, zaman içinde zaman da yaratabilir Nitekim yaratmışta Rüya, bast-ı zaman ve miraç
Biz bilgimizle, görgümüzle sınırlıyız Ülfete, alışkanlıklara esir olmuşuz Güneş ışığının, yaklaşık, yüz elli milyon kilometrelik bir mesafeyi sekiz dakikada kat ederek dünyamıza ulaşmasına artık hayret etmiyoruz Halbuki bu çok harika bir kudret mucizesi
Cenâbı Hak ışıkta sergilediği bu mucizeyi, ruhu cesedine galip gelmiş bir sevgili kulunda da gösterebilir dediğimizde hemen itirazlar başlıyor Niçin? Çünkü; biz görgü mahkûmuyuz ve böyle bir şeye hiç şahit olmamışız Bu hadiseyi her gün seyredebilsek o da nazarımızda gizlenecek, ona da hayret etmemeye başlayacağız
Rüyada bir saat zarfında bir senenin geçtiğini ve pek çok işler görüldüğünü görüyorsun Eğer o saatte o işlere bedel Kuran okumuş olsa idin birkaç hatim okumuş olurdun Bu hâlet, evliya için hâlet-i yakazada inkişaf eder Mesele ruhun dairesine yaklaşır Ruh zaten zaman ile mukayyet değildir Ruhu cismâniyetine galip olan evliyanın işleri, fiilleri, sürat-ı ruh mîzanıyla cereyan eder ( Mesnevî-i Nuriye)
Bugün, şekillerin ve seslerin televizyon vasıtasıyla bir anda birçok mekânlarda bulunmasını gayet normal karşılıyoruz Ama Belkısın tahtının çok kısa bir zamanda Süleyman aleyhisselâmın yanına getirilmesini aklımıza sığıştıramıyoruz Faraza; bir gün ses ve şekiller gibi, eşyanın da nakline muvaffak olunsa, o zaman onu da gayet normal ve makûl bulacak, ona da hayret etmemeğe başlayacağız
Ruhun sürati ne ışıkla kıyasa girer, ne de sesle Yukarıdaki vecizede alışık olmadığımız bir tâbir geçti: Ruh sürati Hayâl ruhun bir hizmetçisi Bir anda cennetlere varabiliyor Akıl, ruhun anlama âleti İnsan bu âletle bir anda yıldızlara çıkıp onları tefekkür edebiliyor
Ruh cesede galip olunca birkaç mekânda bir anda bulunmak da gayet kolay olur Rüyada bizim de ruhumuz bedenimize bir derece galip gelir Çok uzak mesafelere bir anda gider, geçmişe ve geleceğe rahatlıkla geçeriz Dedemizle de görüşürüz, torunlarımızla da
Manen terakki ederek, melekleri gerilerde bırakan bir ruh, onların gayet rahatlıkla yaptığı bir işi niçin yapamasın? Bir anda birkaç mekânda neden bulunamasın?
Kaynak: Kur'an Yolunda (Prof. Dr. Alaaddin Başar)
Son düzenleyen nötrino; 23 Eylül 2015 21:11