MEKAN a. (ar. kevn'den mekân).
1. Bir kimsenin, bir şeyin bulunduğu, bir eylemin geçtiği ya da gerçekleştiği yer: Romanda zamanın ve mekânın kullanımı.
2. Belirli bir kullanıma, işe ayrılmış alan, yer: Mutfağı yaşanabilecek bir mekân haline getirmek.
3. Ev, konut: Dünyada mekân, ahrette iman.
4. Mekân tutmak, göçerliği bırakıp bir yere yerleşmek, yurt edinmek.
—Esk. Mekândan münezzeh, mekândan arınmış, mekânı olmayan; Tanrı. || Mekân-i refi, yüksek yer.
—Esk. dilbilg. Mekân zarfı, yer belirteci.
—Esk. fiz. Uzay.
—Fels. uzAY'ın eşanlamlısı.
—İkt. iktisadi mekân, iktisadi etkinliklerin ve değişimlerin yer ve mevkisini hesaba katan kavram. (Bk. ansikl. böl.)
—isi. huk. Mekânen mühayee, bir yerde oturma hakkının ortaklar tarafından paylaştırılması.
—fiyat. Oyunun geçtiği mekân, metinde sergilenen ve seyircinin hayal gücünde olayın geçtiği uzamı yaratmasına yarayan ortam. || Sahne mekânı, oyuncuların hareket ettiği alan.
—ANSİKL. ikt. iktisadi mekân. Bu kavram, bazı özgül mekanizmaları işe sokarak iktisadi karar birimleri (bireyler, işletmeler, vb.) arasındaki ilişkileri değiştirir. Mekân, iktisadi bakımdan, özgün bir iktisadi ilişkiler bütünü olarak tanımlanabilir. Daha somut bir deyişle, C. Ponsard'ın çözümlemeleri sonucunda, ilk olarak, mekânın farklı iktisadi karar birimleri ya da iktisadi karar birimleriyle nesneler arasındaki ilişkilerde bir engel oluşturduğu düşünülmeye başlandı; ikinci olarak, mekân kavramının, iktisadi karar birimleriyle nesnelerin boyutlarının ve yakınlıklarının etkisini ölçmeye olanak verdiği ve son olarak da iktisadi karar birimleriyle nesnelerin hareketleri için referans işi gördüğü kabul edildi.
Mekânın etkisi, kendisini özellikle uzaklık aracılığıyla duyurur. Gerçekten de uzaklık, ilişkilerde, taşıma giderleri biçiminde bir ek maliyet bedelinin doğmasına yol açan bir engel oluşturur. Bir üretim biriminin kuruluş bedelinin belirlenebilmesi için, taşıma giderlerinin de incelemeye katılması gerekir Gerçekte, taşıma giderleri mutlaka uzaklığın doğrusal (ve orantısal) fonksiyonu olmadığı için, mekânın etkisi çok daha karmaşıktır. Nitekim, mekân, coğrafi gerçekliği içinde, tekdüze bir alan biçiminde kendini göstermez; nüfusun dağılışını engelleyen birtakım kesintileri (deniz kıyıları, ırmaklar, vadiler, dağlar) ve geçiş yolları, doğal ya da insan yapısı aktarma noktaları vardır. Bu yüzden, harhangi iki nokta ele alındığında, bunların arasında bu yapısal mekândan doğan iktisadi ilişki, mutlaka uzaklıkla orantılı olmak zorunda değildir. Nihayet, iktisadi ilişkilerin akıcılığına karşı koyan bazı yapay engeller vardır (gümrük duvarları, para sınırları vb). Sonuç olarak, mekân kendi kendisini yapılandırdığı gibi, iktisadi etkinliği de örgütler; ama buna ancak, iktisadi etkinlik, uzaklık gereklerini göz önünde tutmak zorunda olduğu ölçüde yapar.
Kaynak: Büyük Larousse