Ziyaretçi
İMAN VE İNANÇ
İnsanoğlunun fıtratında (Yaradılış hamuru) inanç vardır. Benim bu yaptığımın doğru olduğuna inanıyorum.En iyi yönetimin bu olduğu inancındayım. Siz böyle hareket ettikçe bunun böyle gitmiyeceği inancını taşıyorum gibi.Fakat inanç her konuda ve yaşamın her evresinde olumlu ve olumsuz var olan yapımızdaki düşünce biçimidir.
İman ise inandığımız şeylerin doğru veya yanlış olduğuna bakmaksızın içsel bir inançla kabul etmektir.Bu iki kelime mana olarak ikiz kardeş gibidir.Birbirlerine benzerler.Fakat inanç imandan daha kesindir.Yalın ve etkisizdir.İnanç bilgiye dayanır. Pozitif ölçütler esastır.İnandığımız meselenin mantık ve gerçeklere uygun olduğu kanısı zihnimizde oluşur. İnancımızın doğruluğu bizim objektif ve aklımızın kullanılması ile oluşur. İnanç daha genel bir özellik taşır.
İman konusuna gelince özel bir kavramdır.Aynı zamanda daha etkili ve insanın ruh halinde yaşanmasıdır.İman bir güven meselesidir.Güven duygusu barındırır. İnsanı emniyete kavuşturma,huzur verme ve sükuna eriştirme vasıflarını taşır iman.Ne diyor büyük din bilgisinin üstadı İmamı Azam:Allah ve Allah katından gelen şeyleri kalp ve lisan ile tasdik tir iman. İman vehim ile bilgi arasında ki olasılıklar üzerinde olan inanç biçimidir.İman bilgi kadar kesin olmasa da vehim kadar desteksiz değildir.
Kabul etmek ve inanmak yaratanın koyduğu kurallara inanıp iman etmektir.İnsanlar her şeyi var eden kudretin olduğuna inanır ve iman eder.Bu kudretin varlığına inanmayanda vardır. Buda bir inançtır. Ama bu varlığı kabullenip inancın imana dönüşmesi ile değer bulur.İman bir inanç işidir ve aklın kullanılması ve yaratanın emirlerinin kabullenmesi ile oluşur.
LA İLAHE İLLALLAH dediğimizde Allahın varlığını ve başka ilahın olmadığına inanır ve iman etmiş oluruz.Bu inanç sübjektif bir durumdur.İmam etmek suretiyle kabulleniriz.MUHAMMEDÜN RESULULLAH dediğimiz de ise inandığım ve iman ettiğim ilahın elçisi olarak (Peygamberi) ni kabullenmiş oluruz.
Geçmişte ve günümüzde öyle tertip ve düzenler var ki dini inanç ve iman üzerinde olumsuz rol oynamaktalar. Kendi görüş ve fikirlerini dini argümanlarla süsleyerek çıkar,menfaat ve siyasi rant ile birlikte devleti içten yok etmek dini ortadan kaldırıp zayıflatmak kendi inancına çekmek için inançlar üzerinde oynanmaktadır.Bütün bu işler güya dinmiş ve dine hizmetmiş gibi sunularak insanların zayıf taraflarından istifade edilmekte.İnanç ve iman sömürüsü yapılmaktadır.
İman ve inanç kendisini bilgin ülama zanneden kişilerin peşinden sürüklenmek değil inanarak iman ettiğimiz konularda aklımızı kullanarak gerçeğin kabüllenilmesi dir.Din Allaha kulluğu emreder.Bu kulluk O yüce varlığın koyduğu sisteme uymak,sevgi,hoşgörü içinde insan olmayı ve insan gibi yaşamayı hedefler.
İnsanların kendilerinin yarattığı haram ve yasaklar,şu helal bu serbest gibi sapkın kişilerin koyduğu kaidelerle onlara hizmet için uydurulan konulara inanmak iman değildir.İnanıyor olmaktan öteye gitmez. İçinde vehim şüphe taşır.Bu gibi şeyler dine ilavedir şirktir.Asla burada iyi niyet yoktur.Kişilere tapınmak günümüzde çok revaştadır. Bir nevi bu sahte soysuzlar ilahlaştırılmaktadır.Asla bu gibilerin peşinden gidilmez saçmalıklarına iman edilmez.
Allah ayetlerin de insanlara aklını kullanmalarını öğütlüyor.Duygu ve düşüncelerini aklı ile harmanlayıp inandığı doğruları dumura uğratanlarda iman zayıflığı meydana gelir.Başkalarının doğruları peşine takılır. İman akıl işidir. Kalbimizin bir eylemidir sübjektiftir.İman inandığımızın onayıdır.Gerçekleri örtenlerden,doğruları çıkarları için gizleyenlerden sapkın oluşumlardan uzak durmak imanın esasıdır.İnsanları zorla inandırarak imanını etkilemek olmaz. İnansa bile iman ettirmek zordur. Bakara suresi 2/256 ayetinde dinde zorlama yoktur hükmü vardır.İnsan inanarak doğru bildiğini bulup iman etmelidir.
Varlıkların en üstünü olarak yaratılan insanlara imanın esaslarını yine Allah ayetinde bildirmiştir.AMENTÜ suresinde anlaşılacağı tarzda şöyle diyor.Benim varlığıma inanın ve iman edin.Meleklerime,sizlerle aramda vahiylerimi taşıyan ileten peygamberlerime, Uyulması için koyduğum dinlerin esaslarını ihtiva eden kitaplarıma,yaşadığınız dünyadan başka bir alemin (Ahret) olduğuna,İyilik ve kötülüklerin oluşumundan Allah’ın gücü ve bilgisi olduğuna kadere inanmamızı buda yetmez kalben inanıp iman etmemizi emrediyor.
Allah hiçbir Müslümanı doğru yoldan uzaklaştırıp iman ve inançsızlık batağına sürüklemesin. AMİN.
Durmuş Karabağlı
Kütahya-2011
Sponsorlu Bağlantılar
İnsanoğlunun fıtratında (Yaradılış hamuru) inanç vardır. Benim bu yaptığımın doğru olduğuna inanıyorum.En iyi yönetimin bu olduğu inancındayım. Siz böyle hareket ettikçe bunun böyle gitmiyeceği inancını taşıyorum gibi.Fakat inanç her konuda ve yaşamın her evresinde olumlu ve olumsuz var olan yapımızdaki düşünce biçimidir.
İman ise inandığımız şeylerin doğru veya yanlış olduğuna bakmaksızın içsel bir inançla kabul etmektir.Bu iki kelime mana olarak ikiz kardeş gibidir.Birbirlerine benzerler.Fakat inanç imandan daha kesindir.Yalın ve etkisizdir.İnanç bilgiye dayanır. Pozitif ölçütler esastır.İnandığımız meselenin mantık ve gerçeklere uygun olduğu kanısı zihnimizde oluşur. İnancımızın doğruluğu bizim objektif ve aklımızın kullanılması ile oluşur. İnanç daha genel bir özellik taşır.
İman konusuna gelince özel bir kavramdır.Aynı zamanda daha etkili ve insanın ruh halinde yaşanmasıdır.İman bir güven meselesidir.Güven duygusu barındırır. İnsanı emniyete kavuşturma,huzur verme ve sükuna eriştirme vasıflarını taşır iman.Ne diyor büyük din bilgisinin üstadı İmamı Azam:Allah ve Allah katından gelen şeyleri kalp ve lisan ile tasdik tir iman. İman vehim ile bilgi arasında ki olasılıklar üzerinde olan inanç biçimidir.İman bilgi kadar kesin olmasa da vehim kadar desteksiz değildir.
Kabul etmek ve inanmak yaratanın koyduğu kurallara inanıp iman etmektir.İnsanlar her şeyi var eden kudretin olduğuna inanır ve iman eder.Bu kudretin varlığına inanmayanda vardır. Buda bir inançtır. Ama bu varlığı kabullenip inancın imana dönüşmesi ile değer bulur.İman bir inanç işidir ve aklın kullanılması ve yaratanın emirlerinin kabullenmesi ile oluşur.
LA İLAHE İLLALLAH dediğimizde Allahın varlığını ve başka ilahın olmadığına inanır ve iman etmiş oluruz.Bu inanç sübjektif bir durumdur.İmam etmek suretiyle kabulleniriz.MUHAMMEDÜN RESULULLAH dediğimiz de ise inandığım ve iman ettiğim ilahın elçisi olarak (Peygamberi) ni kabullenmiş oluruz.
Geçmişte ve günümüzde öyle tertip ve düzenler var ki dini inanç ve iman üzerinde olumsuz rol oynamaktalar. Kendi görüş ve fikirlerini dini argümanlarla süsleyerek çıkar,menfaat ve siyasi rant ile birlikte devleti içten yok etmek dini ortadan kaldırıp zayıflatmak kendi inancına çekmek için inançlar üzerinde oynanmaktadır.Bütün bu işler güya dinmiş ve dine hizmetmiş gibi sunularak insanların zayıf taraflarından istifade edilmekte.İnanç ve iman sömürüsü yapılmaktadır.
İman ve inanç kendisini bilgin ülama zanneden kişilerin peşinden sürüklenmek değil inanarak iman ettiğimiz konularda aklımızı kullanarak gerçeğin kabüllenilmesi dir.Din Allaha kulluğu emreder.Bu kulluk O yüce varlığın koyduğu sisteme uymak,sevgi,hoşgörü içinde insan olmayı ve insan gibi yaşamayı hedefler.
İnsanların kendilerinin yarattığı haram ve yasaklar,şu helal bu serbest gibi sapkın kişilerin koyduğu kaidelerle onlara hizmet için uydurulan konulara inanmak iman değildir.İnanıyor olmaktan öteye gitmez. İçinde vehim şüphe taşır.Bu gibi şeyler dine ilavedir şirktir.Asla burada iyi niyet yoktur.Kişilere tapınmak günümüzde çok revaştadır. Bir nevi bu sahte soysuzlar ilahlaştırılmaktadır.Asla bu gibilerin peşinden gidilmez saçmalıklarına iman edilmez.
Allah ayetlerin de insanlara aklını kullanmalarını öğütlüyor.Duygu ve düşüncelerini aklı ile harmanlayıp inandığı doğruları dumura uğratanlarda iman zayıflığı meydana gelir.Başkalarının doğruları peşine takılır. İman akıl işidir. Kalbimizin bir eylemidir sübjektiftir.İman inandığımızın onayıdır.Gerçekleri örtenlerden,doğruları çıkarları için gizleyenlerden sapkın oluşumlardan uzak durmak imanın esasıdır.İnsanları zorla inandırarak imanını etkilemek olmaz. İnansa bile iman ettirmek zordur. Bakara suresi 2/256 ayetinde dinde zorlama yoktur hükmü vardır.İnsan inanarak doğru bildiğini bulup iman etmelidir.
Varlıkların en üstünü olarak yaratılan insanlara imanın esaslarını yine Allah ayetinde bildirmiştir.AMENTÜ suresinde anlaşılacağı tarzda şöyle diyor.Benim varlığıma inanın ve iman edin.Meleklerime,sizlerle aramda vahiylerimi taşıyan ileten peygamberlerime, Uyulması için koyduğum dinlerin esaslarını ihtiva eden kitaplarıma,yaşadığınız dünyadan başka bir alemin (Ahret) olduğuna,İyilik ve kötülüklerin oluşumundan Allah’ın gücü ve bilgisi olduğuna kadere inanmamızı buda yetmez kalben inanıp iman etmemizi emrediyor.
Allah hiçbir Müslümanı doğru yoldan uzaklaştırıp iman ve inançsızlık batağına sürüklemesin. AMİN.
Durmuş Karabağlı
Kütahya-2011