Arama

Sadullah Ağa (Hacı)

Güncelleme: 14 Eylül 2015 Gösterim: 3.268 Cevap: 1
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
27 Temmuz 2012       Mesaj #1
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Hacı Sadullah Ağa (1760 ? İstanbul-1801 İstanbul)
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi & Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Besteci. Musiki, tarih ve edebiyat öğrenimi gördü. Başmusahipliğe kadar yükseldi. Enderun'da musiki öğretmenliği yaptı. 1789'da tahta çıkan III. Selim tarafından korundu. II. Mahmut döneminde de sarayda görev yaptı. Yeni-klasik dönemin en büyük bestecisi oldu, musikide lirizm ögesini geliştirdi. Günümüze altı ağır semaisi, yedi yürük semaisi, dokuz bestesi ulaşmıştır.

Klasik Türk mûsikisinin seçkin bestekârlarından biridir. İstanbul'da doğdu ve öldü. Doğum ve ölüm tarihleri tartışmalı olmakla birlikte 1730 yılı civarında doğup 1801 ile 1812 yılları civarında öldüğü kabul edilebilir. Sultan III. Selim devri bestekârlarındandır. Yüzlerce eser bestelemiş olan Hacı Sadullah Ağa'nın günümüze kadar gelen eserlerinin sayısı 30 civarındadır. Bu eserlerin hepsi dindışı büyük formda sözlü eserlerdir. Eserleri yüksek bir lirizm ve müzikaliteye sahiptir. Özellikle Bayati-Araban takımı oluşturan eserlerin tümü klasik mûsiki repertuvarının en güzel örnekleri arasında yer alır. Diğer seçkin ve tanınmış eserlerinden bazıları şunlardır: Nevruziyye olarak bestelenmiş olan Arazbar-Buselik kâr (Mevsim-i Nevrûz erişti geldi eyyâm-ı bahar), Şedaraban ağır semai (Nedir murâd-ı dil-i kûy-i yâri biz biliriz), Muhayyer ağır semai ( Hâl-i siyehi gerden-i nâzik-terindedir), Muhayyer yürük semai (Bir elif çekti yine sîneme cânân bu gece), Muhayyer-Sünbüle nakış yürük semai (Şâhım hemîşe lûtfun umar bu fütâdecik), Hicaz-Hümâyun nakış yürük semai (N'ideyim sahn-ı çemen seyrini cânânım yok).
Hacı Sadullah Ağa'nın hayatı "Üçüncü Selim'in Gözdesi" adlı bir filme konu olmuştur. 1950 yılında çevrilen bu filmde Hacı Sadullah Ağa'yı ünlü bestekâr ve hanende Münir Nurettin Selçuk canlandırmıştır.

Hacı Sadullah Ağa, takriben 1730 yılında İstanbul'un Fatih semtinde doğdu. Babası Hafız Kerim Efendi'dir. Sesinin güzelliğini babasından almış olduğu anlaşılan Sadullah Ağa, daha pek genç yaşta iken Enderun’a alındı. Sultan III. Selim'in hem şehzadeliği hem de padişahlığı zamanında Enderun en parlak yıllarından birini daha yaşamıştı. Hacı Sadullah Ağa bir yandan Enderun hocalarından musiki kültürünü arttırır ve bu sanatın inceliklerini öğrenirken, bir yandan da diğer derslere devam ederek Arapça, Farsça öğrendi. Kabiliyet ve değerini kısa sürede ispatlayarak önce çavuş, sonra Enderun’un en yüksek rütbelerinden biri olan musahip’liğe getirildi. Sultan III. Selim bu değerli sanatkârı sever ve sayardı. Bu nedenle sarayda bir daire, saray dışında bir konak ihsan edildi. Zamanla burada sözü dinlenen bir kişi oldu. Kültürlü, sözü-sohbeti yerinde, yakışıklı bir kimseydi.
Ciddiyeti ve musikideki ustalığı sayesinde Harem'deki cariyelere musiki dersleri verirdi. Bu cariyeler arasında Mihriban adında bir kıza gönlünü kaptırmış, bu olay isminin çevresinde bir aşk masalının doğmasına neden olmuştu. Bu macera tatlı bir sonuca bağlanmakla birlikte Sadullah Ağa'nın sarayda daha ne kadar kaldığı ve ne zaman buradan ayrıldığı, hangi tarihte öldüğü kesin olarak bilinmemektedir. Verilen tarihler ise çelişkilidir. Bu aşk masalı musiki tarihimize değişik şekillerde yansımıştır. Bunlardan birisi şöyledir:

"III. Selim'in Harem-i Hümayun’da bulunan cariyelere musiki dersleri vermeye başlamış. Bu sıralarda cariyelerden Mihriban’a aşık olmuş. Hadise padişahın kulağına gitmiş, gazaba gelerek idamını ferman buyurmuş ise de, üstadın Padişahın sevgisini kazanmış olmasından ve günün birinde affa uğrayacağı ümit edildiğinden idamının acele edilmemesini ve saklanmasını düşünmüşler. Nitekim Sadullah Ağa, birkaç gün devam eden hapis müddetinde, Bayati-Araban faslını yazarak talebelerine çalıştırmış ve bir akşam padişahın huzurunda icra edilen şenlikte bu fasıl da okunmuş. Bu renkli makam, faslın nağmeleri bestesindeki ince üslup padişahın
dikkatini çekmiş, “Bu eserin bestekarı kimdir ?”, diye sorduğu zaman, kendi ustaları Hacı Sadullah Ağa olduğu cevabı verilince birden eski gazabı geçmiş. Bunu fırsat bilerek idam fermanının henüz icra edilmediği ve Sadullah Ağa'nın hayatta, hapiste olduğu bildirilmiş. Bunun üzerine III. Selim memnun olarak derhal tahliyesi ile beraber sevgilisi olan cariye ile evlendirilmesini ferman etmiş ve aynı zamanda hayatını kurtaranları da mükafatlandırmıştır. Bestenin güftesi şudur:
"Padişahım, lutfedib mesrur-u şad eyle beni,
Naümidim, bir nazar kıl bermurad eyle beni.
Hatırımdan bir nefes gitmez dua-yı devletin
Sen de ey kan-ı kerem lütfünle şad eyle beni. "
Diğer bir hikaye de aşağıdaki gibidir:

Padişahın hemşiresi Beyhan Sultan bir gün kendi saraylılarında yetiştirmek, onlara musiki dersi vermesi için kardeşi III. Selim’den bir usta rica ettiği zaman, III. Selim kız kardeşine Sadullah Ağa’yı göndermiş. Cariyelerden Mihriban’a aşık olan Sadullah Ağa’nın aşk serüveni Beyhan Sultan’nın kulağına gitmiş. "Beyhan Sultan, Sadullah Ağa'yı sarayından uzaklaştırdı, derslere son verdi. Hiddetini teskin edemeyerek Sadullah Ağa'yı öldürtmesi için padişaha rica ve ısrara başladı. Padişah, musahibin günahsızlığına inandığı kadar, kıymetini bildiği için kendisine yakın davranmış, fakat el altından Sadullah Ağa'nın bir tarafa gizlendirdiemretmişti. Aradan günler geçti. Sadullah Ağa’nın gizli köşede geçen yalnız günlerinde şu besteyi yapmış.

"Gönlümü aşüfte kılan sevda senindir, sen benim
Ah benim canım, ah cananım, Mihriban'ım
Ah sen benimsin, sen benim!!. . "
Bir Ramazan gecesi Topkapı Sarayı'nın (Hünkâr Sofası)musiki üstatlarının sanatkar nağmeleriyle dolup taşarken, dinleyiciler arasında bulunan Beyhan Sultan, Sadullah Ağa'nın boş bıraktığı yeri acı ile görmüş, üzüntüsünü yenemeyerek Padişah'a(-Ah! Aslanım Sadullah Ağa kulunuza pek yazık oldu; yokluğu ne kadar belli oluyor)diye teessür ve pişmanlığını söylemiş. Bu fırsatı bekleyen III. Selim, (-Üzülmeyin hemşire; ben sizin nadim olacağınızı bildiğim için Sadullah'ı sakladım. Madem ki pişman oldunuz, şimdi şanınıza düşen mükafatı
o zavallıya ihsan edin-)demişti. Nihayet Beyhan Sultan'ın af etmesi ile,Mihriban, azat edilerek bu iki meftun sanatkar gönül birbirleriyle birleşti.


Son düzenleyen Safi; 14 Eylül 2015 15:01
Biyografi Konusu: Sadullah Ağa (Hacı) nereli hayatı kimdir.
Sen sadece aynasin...
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Eylül 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  bir-harem-bestekari-sadullah-aga20130601073734.jpg
Gösterim: 494
Boyut:  35.3 KB
SADULLAH AĞA Hacı, türk besteci (öl. 1801 ?). Yaşamıyla ilgili bilgiler, aynı adlı çağdaş müzikçilerinkilere karışmıştır. Enderun'da yetiştiği, parlak sesli bir hanende olarak tanındığı, Selim lll'ün yakınlığını kazandığı, Saray fasıl heyeti’ni yönettiği sanılıyor. Selim III okulunun en güçlü bestecisi sayılan Sadullah Ağa, klasik repertuvarın en değerli parçaları arasındaki yapıtlarında, Itri'nin etkisiyle lirizmi kaynaştırmıştır. Günümüze ulaşabilen yapıtlarının sayısı 30'u bulmaz. Başlıca yapıtları: bayatiaraban I. beste (Padişahım, lütfedip mesrur u şad eyle beni), bayatiaraban II. beste (Bülbüli dil, ey güti râna şenindir, sen benim), bayatiaraban ağırsemai (Raks eyleyecek naz ile ol âfet-i mısri), bayatiaraban yürüksemai (Diller nice bir çâhi zenehdânına düşsün), suzidil ağırsemai (Beni ey gonca-fem bülbül-sıfat nâlân eden sensin), şedaraban ağırsemai (Nedir muradı dili kûyi yâr, biz biliriz), muhayyer ağırsemai (Hâli siyehi gerdeni, nazik fecindedir), arazbarbuselik yürüksemai (Al gönlümü âyinei mânadır bu), hicaz yürüksemai (N'ideyim sahn-ı çemen seyrini cânânım yok), muhayyersünbüle yürüksemai (Şâhım hemişe lütfün umar bu fütadecik), tahirbuselik yürüksemai (O gül-endam bir al şâle bürünsün yürüsün), hicazkâr şarkı (Gel seninle yarn ey servi revan / Olalım mah‘Tce Göksa revan).

Sponsorlu Bağlantılar
Kaynak: Büyük Larousse


Benzer Konular

14 Eylül 2015 / Efulim Siyaset tr
14 Eylül 2015 / Safi Dinler Tarihi
11 Haziran 2012 / Mavi Peri Siyaset tr
14 Eylül 2015 / Safi Sanat tr