Dido Kimdir, Hayatı ve Resimleri

EMINEM ASLINDA İYİ ÇOCUK

Florian Cloud de Bounevialle Armstrong, herkesin bildiği adıyla Dido da ısrarlı takibimizden kaçamadı ve kayıt cihazımıza Londra'da yakalandı. İlk albümü "No Angel"ın 10 milyonu geçen satışıyla, şu anda dünyanın 1 numaralı kadın sesi olan Dido'yla Eralp Baydar konuştu. (Blue Jean dergisinden alıntı)

Sponsorlu Bağlantılar

BMG Records'un Fulham High Street'teki binası kazan, ben ve küçük bir gröevli ordusu kepçe, Dido'yu arıyoruz. Kimi kızlar tuvaletinde, kimi video odasında, kimi de dördüncü kattaki kahve makinasının önünde göründüğünü söylüyor. Hepsi yanlış alarm! Binanın sağında solunda Natalie Imbruglia, The Strokes üyeleri ve kırk yıl arasan bulanmayacak Luther Vandross fırlıyor karşımıza, ama Dido'dan iz yok! Paniğe kapılmak istemiyorum ama, röportajımız çoktan başlamış olmalıydı. Derken biri akıl ediyor, dahili müzik yayının kestirip anons yaptırıyor, acilen kafeteryaya gelmesini rica ediyoruz. Meğer esas bizim öyle yaptırmamız gerekiyormuş. Kafeteryanın ücra bir köşesinde merhabalaştığımızda, Dido elindeki koca boş yoğurt kabını kanıt göstererk 'Ben zaten buradaydım!' diyor. Gerisi, aynen aşağıda okuyacağınız gibi...

Albümün dünya çapında satışı 10 milyonu aştı. Hemen her yerde 1 numara oldun, yığınla ödül kazandın ve nihayetinde artık dünyanın en çok satan kadın müzik yıldızısın. 'No Angel'ın yayınlandığı 1999 ortasından günümüze yaşadıkların için nasıl bir yorumda bulunursun?
Gerçeküstü!

Böyle bir başarıyı bekliyor muydun?
Beklemenin ötesinde, o başarıya ulaşmak için ne gerekiyorsa yapıyordum da. Mütevazi olmayacağım, iki yılı aşkın süredir bir an durmaksızın, adeta köpek gibi koşturuyorum. Özellikle Amerika beni çok zorladı ve yordu. Öncesini, 'No Angel'ın kaydedildiği dönemi hiç saymıyorum. Yine de başarının ilk albümle gelmesine biraz şaşırdım. Açıkçası ancak ikinci albümle istediğim yere ulaşırım diye düşünüyordum.

Hayatın ne yönde değişti?
Kesinlikle olumsuz yönde değil. Herhalde en belirgin değişiklik, artık bazı şeyleri kararlaştırırken ve yaparken iki kere düşünmem. Yalnız başına, kafasına estiği gibi dolaşmayı seven biriyim. Tek şikayetim, bundan vazgeçmek zorunda kalmam. Dünyanın en güzel şehirlerine gidiyor, hiçbirini doyasıya dolaşamıyorum. Para diyorsan, haya aynı sayılırım. Para gelecek ama, gelmesi zaman alacak. O yüzden gereksiz müsrifliklere kalkışmıyorum. Her şeye rağmen, müziğimi insanlara ulaştırabildiğim için çok mutluyum. Müzik daima kaçışım oldu, daima ona sığındım. Onunla arama kimse giremedi. Hayatta en iyi becerdiğim ve en çok keyif aldığım şey de o zaten.

Kendini ünlü hissediyor musun?
Bazen. Bunu da neye borçluyum, bilyior musun? Otel odalarına. Kaldığım otel odaları büyüdükçe büyüyor. Aslında çok aptalca. Kabul, başarı benim için son derece önemli ama söz konusu olan şöhretse, aynı şeyi söyleyemem. Yazıktır, biri diğerini dürtüklüyor. Başarılıysan, şöhretten kaçman imkansız. Bu konuda tek istisna tanıyorum, o da Rollo.

O halde biraz abinden bahsedelim.
Dido olmanın en güzel yanı, Rollo gibi bir abiye sahip olmak.
Bir dönem seni sürekli müzikten uzaklaştırmaya çalışmasına rağmen mi?
Doğru, Rollo ilk başlarda sürekli cesaretimi kırmaya uğraştı. En çok da sesimi beğenmediğini söylerdi. Bunu neden yaptı, zerre fikrim yok. Belki müzik endüstrisini çok iyi tanıdığı ve beni korumaya çalıştığı içindi. Belki de yıldırım aynı yeri asla iki kere vurmaz, yani bir aileden asla iki başarılı müzisyen çıkmaz diye düşünüyordu. Neyse, sonunda çark edip beni Faithless'ın ilk albümü 'Reverence'da vokal yapmaya zorlayan da o oldu. En büyük şanssızlığımken, en büyük şansıma dönüşüverdi. Yanlış anlaşılmasın, Rollo hala en acımasız eleştirmenim. Ama onsuz kesinlikle bugünlere gelemezdim.

Aranızda nasıl bir ilişki var?
Birbirimize çok düşkün olsak da, her zaman birbirimizi sevdiğimiz gibisinden bir palavra atmayacağım. Kardeş ilişkilerinde sevgi ikinci planda kalabiliyor. Bizim ilişkimiz de sevgiden öte birşey üzerine kurulu. Aramızda rekabet yok mu? Var ve bu ikimiz için de yararlı. Sürekli birbirimizi geçmeye çalışıyoruz. Ama kimin kimi geçtiği önemli değil, önemli olan bu rekabet sayesinde ikimizin de daha ileriye gitmesi.

Rollo çok mu utangaç? Neden hiç ortalarda gözükmüyor?
Utangaç filan değil, müthiş zeki. Demin dedim ya, şöhrete bulaşmadan başarılı olmuş başka kimseyi tanımıyorum. Herkes Sister Bliss'i, Maxi Jazz'i ve beni biliyor, bizim peşimize takılıyor. Rollo ise geri planda ve çok mutlu. Ondan iyisi yok.

Geçelim hayatındaki ikinci önemli erkeğe. Avukat nişanlın Bob'dan bahsetmemizde bir sakınca var mı?
Neden olsun? Bob da sayemde benim kadar tanınıyor artık. Düşününce, o da bir istisna. Herkes adını biliyor ama şimdiye dek kimse yüzünü göremedi.

'No Angel'ın en büyük hileri 'Here With Me' ve 'Thank You'yu Bob için bestelemiştin, değil mi?
Altı yıl kadar önceydi, Bob'u bana eski erkek arkadaşım tanıştırdı. Şimdi kafasını duvarlara vuruyor olmalı ya, neyse. Ertesi gün oturup 'Here With Me'yi bestelediğimi hatırlıyorum. Öte yandan, evet, 'Thank You' da Bob için. Adı üzerinde, bir teşekkür şarkısı.

Son döneme yayılan uzun süreli ayrılıklar ilişkinizi nasıl etkiledi?
Zavallı Bob! Bu ayrılıklara ondan başkası dayanamazdı. İlişkimiz hala ayakta duruyorsa, bu benden ziyade Bob'un başarısı. Ben onun kadar sabırlı olamazdım. Allahtan tıpkı benim gibi onun da kendine ait ayrı bir dünyası ve sağlam bir arkadaş çevresi var, yokluğumda onlara takılıyor. Bob benim için dünyada birlikte olunabilecek en keyifli kişi. Onsuz hayatım nasıl olurdu, hayal bile edemiyorum.

Hal böyleyken, Bob'un geçen Mart ayında yaptığı evlenme teklifini hiç düşünmeden kabul ettin herhalde.
Evet! Bana evlenme teklifinde bulunurken inanılmaz şirindi! Önümüzdeki tek engel zamansızlık. Fırsat bulur bulmaz evleneceğiz. Bayan Page olacağım. Düğünden önce Londra'da bir ev almak istiyoruz. Bu aynı zamanda benim ilk ciddi yatırımım olacak.

Düğünde Rollo'nun DJ'lik yapacağına dair dedikodular doğru çıkacak mı?
Bu dedikoduları ilk duyduğumda çok güldüm. Kimse farkında değil, Rollo'nun DJ'liği berbattır. Sürekli onu en iyi DJ'ler listesine koyuyorlar ama ben bunca zamandır bir parçadan diğerine adam gibi geçiş yaptığına şahit olmadım.
Ama ikinci albümünde prodüktör olarak yine onunla çalışacaksın.
Aksini düşünmek imkansız. Çünkü beni en iyi o tanıyor, o anlıyor. Sonuçtan her zaman ikimiz de memnun oluyoruz. Ayrıca birlikte çalışırken ondan çok şey öğreniyorum.

Yeni albümünle ilgili neler söyleyeceksin?
Birçok beste hazır. Mesela 'Afraid To Sleep'. Amerika'dayken de 'Don't Leave Home' diye bir parça bestelemiştim. Ama kayıtlar için henüz erken. Albüm önümüzdeki yıl yayınlanacak. En iyimser tahminle sonbaharda. Bu albümle ilgili her şey beni müthiş heyecanlandırıyor. Sanırım benim için esas sınav ikinci albüm olacak. Unutmadan, 2003'te de yeni bir dünya turnesine çıkacağım.

Konserlerini hep The Police'in 'Every Little Thing She Does Is Magic'iyle kapatıyorsun. Bunun özel bir nedeni var mı?
Favori The Police parçam ve bunu herkesle paylaşmak istiyorum. The Police'le büyüdüm ben. Onlar hayran olduğum ilk rock grubu, Sting de aşık olduğum ilk rock yıldızıydı. Yıllar sonra bir Sting konserinin açılışını yapmam için teklif geldiğinde kulaklarıma inanamadım. Kuliste heyecandan ölecektim az kalsın. Tanıştırıldığımızda Sting'in karşısında nasıl erimedim, şaşıyorum.

Peki ya yeni albümündeki 'I'm Not A Girl, Not Yet A Woman' adlı parçanın sözlerini yazdığın Britney Spears için neler diyeceksin?
Yüzyüze gelme şansımız olmadı ama bana telefon açıp teşekkür etti. O zaman epey lafladık. Öncelikle tavrını sevdim. Mütevazi ve cana yakın bir kız. Kim ne derse desin, çok da iyi bir şarkıcı. Sanılanın aksine, bizimki öyle gürültü kopartacak cinsten bir ortak çalışma filan değil. Britney'nin beste ekibinden Max Martin bir parçanın sözlerini yazmamı önerdi, ben de kabul ettim. Hepsi bu. Yanılmıyorsam, parça Britney'nin ilk filminin soundtrack albümünde de yer alacak.

Yine de bir bakıma dostunun düşmanıyla işbirliği yapmış olmadın mı? Adını duyurmanda büyük payı bulunan Eminem'in Britney'yi pek sevmediği sır değil de...
Ah, Eminem! Kalbinde kötülük olmadığını, ondan kimseye zarar gelmeyeceğini gayet iyi biliyorum. 'Stan' döneminde onunla abla kardeş gibi olduk. Eminem gerçekten zararsız çocuk. Ayrıca ben de daima barıştan yanayım!

Çocukluğun boyunca isminden nefret ettiğini duymuştum.
Annemle babamın acımasızlığı. Tanrı aşkına, Claire ya da Karen dururken kalkıp çocuğuna Afrikalı bir savaş kraliçesinin adını vermek neden? Hem bu kayıtlardaki adım bile değil. Nereden estiyse günün birinde beni Dido diye çağırmaya başladılar, öyle kaldı. Okulda hep alay konusuydum. Gerçi sonra alıştım, hatta adımı savunmayı bile öğrendim ama yine de Claire olmayı yeğlerdim. Sahi, Dido'nun garip olduğunu düşünüyorsan, bir de esas adımı duymalısın: Florian Cloud de Bounevialle Armstrong! Yetmezmiş gibi, Florian aslında bir Alman erkek adı. Bazen annemle babamı asla affedemeyeceğimi düşünüyorum.

Hiç Dildo diye çağrıldığın oldu mu?
Her zaman, milyonlarca kere. Ama hiç komik değil. Hiç mi hiç komik değil ve beni öyle çağırmaya kalkarsan, sen de kendini ölmüş bil!!!

Tekrar çocukluğuna dönersek...
Islington semtinde kitaplarla dolu koca bir evde büyüdük. Okula başlayana dek televizyon denen şeyin varlığından habersizdik. Herkes akşam ne seyrettiklerinden bahseder, en sevdikleri çizgi karakterleri tartışırken biz alık alık etrafımıza bakardık. Televizyonumuz bulunmadığı gibi, fazla ziyaretçimiz de olmadı. Hadi babam biraz aklı başındaydı ama annemin eksantrikliği Rollo'yla hayatlarımızı kararttı. Annem bize sadece garip isimler vermekle kalmadı, ayrıca garip kıyafetler giydirdi, beslenme çantalarımızı garip kokulu yiyeceklerle doldurdu. İkimiz de normal olmak için yanıp tutuşuyorduk.

Bir keresinde annenin seni evden attığı doğru mu?
Dürüst olmam gerekirse, hak etmiştim. 15 yaşındaydım ve zapdedilemez bir genç kız olup çıkmıştım. Bir tartışma ertesi annem eşyalarımı toplayıp bana kapıyı gösterdi. Şaşkın şaşkın 'Yani beni kovuyor musun?' diye sordum, 'Hem de nasıl!' diye cevapladı. Birkaç ay bir arkadaşımın ailesiyle yaşadım, aklım öyle başıma geldi. Annemin aslında ne kadar olağanüstü bir kadın olduğunu çok sonraları fark ettim. Düşünüyorum da, bize hep arkadaşı gibi davrandı. Şarkı söylemeye başladığımda vokal dersleri almaya bile kalktı, hatta benimle Faithless konserlerine geldi. İnanılmaz!

Geleceğe dönelim. Dido'nun hedefleri neler?
Başka şeylere yoğunlaşabilmek için önce 'No Angel' sayfasını kapatmalıyım. Noel öncesinde son single olarak 'All You Want' yayınlanacak. Daha doğrusu, 'Christmas Day' adında yeni bir parçayla double-A-side olacak. Yılbaşından itibaren ikinci albümüme verebilirim. Başka? Evlenmek. Uzun bir balayına çıkmak. Zamanı gelince dünyaya mini bir Dido ya daBob getirmek. Bir de kendi plak şirketimi kurmak, yeni sanatçılar keşfetmek, onlar için şarkılar yazmak istiyorum. Ama bunun için önce iyi albümler kaydedip çok para kazanmam lazım, değil mi?

Bahse girerim, fazla zorlanmayacaksın. Arada iyi bir tatile ihtiyaç duyar ya da dünya turnene bir durak daha eklemek istersen, Türkiye'yi mutlaka aklında tut, olur mu?
İyi fikir. Türkiye'ye gitmeyeli dokuz-on yıl oluyor. 1992'ydi sanırım, daha önce oraya uğrayan Sister Bliss'in tavsiyesi üzerine Kalkan'da unutulmaz bir tatil yapmıştım. Yıllar sonra oraya bir de Bob'la gitmek harika olur.

Dido

Benzer Konular

Benzer Konular

MsXLabs Üye Girişi

Dido

Benzer Konular

Benzer Konular