Arama

Yaylı Çalgılar - Kemençe

Güncelleme: 22 Ağustos 2012 Gösterim: 23.456 Cevap: 4
HayLaZ61 - avatarı
HayLaZ61
VIP BuGS_BuNNY
14 Mart 2007       Mesaj #1
HayLaZ61 - avatarı
VIP BuGS_BuNNY
250px Cago usta 2KEMENÇE
250px Kamanga
Sponsorlu Bağlantılar
Anadolu'nun kuzeydoğusunda kullanılan rebap ve keman ile akraba, bir yay yardımıyla çalınan üç telli geleneksel halk çalgısının adı olup, klasik kemençe ile karıştırılmasını önlemek amacıyla Karadeniz kemençesi ya da Laz kemençesi olarak da adlandırılmaktadır

Tarihçe
Bilinen en eski yaylı enstruman olan rebap (Arapça rababah)
Avrupa’ya, 9. yüzyılda Bizans üzerinden (lyra adıyla) ve MS 11. yüzyılda Müslüman Arapların kontrolü altında olduğu dönemde İspanya üzerinden rebec adıyla iki koldan yayılmış, Ortaçağ ve Erken Rönesans dönemi boyunca yoğun olarak kullanılmıştır. Karadeniz kemençesinden şekil olarak farklı olan, armut gövdeli rebap, Ortaçağ'a özgü çok sayıda benzeri (örneğin İtalyan braccio'su, Bizans lyra'sı), günümüzde Anadolu'da ve Balkan ülkelerinde etnik bir çalgı olarak kullanılan varisleri (gadulka, gusle gibi) gibi beşli ses aralıklarıyla akort edilmekteydi. Orjinal rebapta klavye bölümü bulunmayıp teller parmaklarla durdurularak çalınmaktaydı. Karadeniz kemençesinin de 19. yüzyılın sonlarına dek Trabzon'un doğusu ve Rize'de kravatsız olarak yapıldığı bilinmektedir.. Çok sayıda farklı teoriye karşın Karadeniz kemençesinin Rumlar tarafından Kapadokya kemanesi olarak da adlandırılan klasik kemençe'den form olarak ne zaman farklılaştığı kesin olarak bilinmemektedir.

Coğrafi dağılım
Karadeniz kemençesi temel müzik aleti olduğu
Giresun ile Trabzon'un yanısıra Kuzey Gümüşhane ve Batı Rize'de, kısmen Ordu ve Samsun sahilinde, Cumhuriyet döneminde Karadenizlilerin topluca göç ettiği Adapazarı, İzmit köylerinde ve büyük şehirlerde, 1923 mübadelesiyle Yunanistan'a giden Rumlar tarafından başta Selanik olmak üzere Kuzey Yunanistan'da yer alan göçmen köylerinde kullanılmaktadır.

Akort
Karadeniz kemençesi genellikle beş yarım sesten oluşan aralıklarla örneğin
G [sol] –D [re] –A ([la]) veya E [mi] –A [la] –D [re)
formunda akort edilmekle birlikte, nadiren de olsa tulum ezgileri çalınmak istendiğinde (özellikle Trabzon Maçka ve Kuzey Gümüşhane'de)
(A [la] – A [la] – D [re] formu kullanılmaktadır. Mübadeleye kadar Rumlar tarafından Trabzon ve Gümüşhane'de yoğun olarak kullanılan tulum 1970'lere kadar Trabzon'un
Holo ve Maçka bölgelerinde de Müslümanlar tarafından kullanılmıştır. Geçmişte yaygın olarak yapılan küçükbaş hayvancılığın terkedilmesi tulum ve şimşir kavalın yerini kemençeye bırakması sonucu getirmiş olmalıdır.

Yapım
Kemençenin gövdesi
dut, karadut, akçaağaçardıç, ladin veya erik ağacından tamamen elde oyularak tip ve özelliklerine göre 3-15 gün içerisinde yapılmaktadır. Özellikle Görele, Eynesil, Akyazı, Vakfıkebir, Akçaabat, Tonya, Maçka, Sürmene'de süreklilik arzeden kemençe yapımcılığı genellikle babadan oğula geçmekte ve yapımcılar hiçbir resmi eğitim kurumunun formasyonundan geçmemektedirler. 19. yüzyıla dek bağırsak olan teller yerini metal olanlara bırakmıştır. Teller inceden kalına doğru zil, sağır ve bom olarak adlandırılmaktadır.

Örnek kemençe ölçüleri
Sürmene yapımı kalın kemençe ölçüleri
  • Kemençe boyu : 51 cm
  • Tekne boyu : 41.5 cm
  • Geniş taban tekne
  • ön yükseklik : 5 .5 cm
  • Tutma yeri (sap) dar
  • Taban arka yükseklik : 5 cm
  • Geniş taban eni : 10 cm
  • Dar taban eni : 7 cm
  • Tekne taban kalınlığı : 3.5 mm
  • Tekne yan kalınlık : 3.5 mm
  • Tekne yan yükseklik : 5 mm
  • Klavye tel yükseklik
  • (Burgulara yakın kısım) : 0.8 mm
  • Klavye tel yükseklik
  • (tekne tarafında olan kısım : 2.5 mm
  • Kapak üstü kaş uzunluk- en : 6 cm – 3.3 mm
  • Kapak üstü kaşın tekne dar
  • Kısım uzaklığı –yukarıdan : 28 cm
  • Kapak üstü kaşın tekne geniş
  • Kısım uzaklığı –aşağıdan : 14 cm
  • Klavye : 8 cm
  • Klavye genişlik : 2.5 cm
  • İki kaş arası mesafe : 3 cm
  • Tel alt bağlantı kuyruğu : 10 cm
  • Zil ( ince )tel : 0.25-028 mm
  • Orta tel : 0.28-0.30 mm
  • Kalın tel : 2 numara,sarma tel ( keman teli )
  • Yay boyu : 50 cm
  • Eşik yükseklik : 2 cm
  • Burgu bağlantı kafa derinlik -
  • Genişlik : 4.5 cm—2.5 c
  • Kapak kalınlığı : 2 mm
Karadenizli kemençe ustaları
  • İsmail Karataş
  • Ordulu Yunus
  • Rizeli Sadık
  • Hüseyin Dilaver
  • Fahrettin Dilaver
  • Bahattin Çamurali
  • Piçoğlu Osman
  • Yusuf Cemal Keskin
  • Hüseyin Köse
  • Yaşar Turna
  • Katip Şadi
  • Nikos Papavramidis
  • Gogos Petridis
  • Stavris Petridis
  • Mihalis Kalyoncidis

Son düzenleyen asla_asla_deme; 3 Ağustos 2007 22:33
Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
10 Nisan 2009       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
kemenc56006142

Sponsorlu Bağlantılar
Kemençe kelimesi, yayla çalınan sazların, Farsça 'yay' anlamındaki keman kelimesinden türemiş ortak adıdır. Arapların rebab dediği bu türe eski Türkler 'oklu' anlamında "ıklığ" diyorlardı ki bütün yaylı sazların en kıdemli atasıdır. 10 ila 15. yy.larda yalnız Arap ve Bizanslıların değil, İranlılarla Türklerin de kullandığı kaynaklardan anlaşılan ve 18. yy. sonlarına kadar Türk musikisinin tek yaylı sazı olan Kemançe'nin yerini, Batının önce Viola d'amore'si (sinekemanı adıyla), sonra da Violino'su (keman) aldı. Ama Laz kemençesi Karadeniz horonları sayesinde, armudi kemençe ise 19. yy. ortalarına doğru girdiği fasıl topluluğu içinde günümüze kadar gelebildi. Türk musikisinin bu en küçük sazı, boy-bosundan umulmayacak güçte bir ses yüksekliğine ve tınısına sahiptir (sesler, diğer telli sazlarda olduğu gibi teli kısmen sağırlaştıran parmak ucu etinden değil, tırnağın sert boynuzsu yapıdaki yüzeyinden elde edildiği için). Herhalde müziğimizin, en kalabalık topluluklarda dahi sesi rahatça (çok defa da maalesef rahatsız edercesine) duyulan en dişi iki sazından biri kanunsa, öbürü kemençedir. Aslında karaağaç, karadut, dikenli ardıç, maun veya pelesenk çeşitlerinden birinden 42x16x6 cm ölçüsündeki bir takozun; sadece içi oyulmak, tekne, boyun ve kafa'sına gereken şekil verilmek, kapak, burgu ve tel takılmak suretiyle bu kadar zarif bir sanat şaheseri haline gelebileceğini hayal etmek bile zordur. Kesidi minik bir kayık gibi olan teknenin tabanı 6-10, yanları ise 3 mm.ye kadar oyulup yuvarlak sistreyle tesviye edilir.

kemenc16006155

Kafa da denen boynun (sap veya burguluk) kalınlığı gövdeye yakın yerde 13, uçta 9 mm.dir. Sazın 28 cm boyundaki teknesi, orta sıklıkta düzgün elyaflı yağsız selviden, hafifçe kavisli ve ortası 4-5, kenarları 2-3 mm kalınlıkta bir kapak'la kapatılır. Kenarlara ince fileto konur, ancak kapak cilalanmaz. Kapağın "tel takozu" denen kuyruğa yakın kısmında, sırtları dışarıya doğru D şeklinde simetrik iki delik vardır (4x3 cm). Bu deliklerin üstünde (sapa daha yakın) eskiden ardıç (bugün kelebek) ağacından yapılan bir eşik vardır (kuyruktaki tel takozundan gelen teller bunun üzerinden atlayarak burgulara ulaşırlar). Eşiğin sağ ayağı göğse, sol ayağı ise (Neva telinin hizasında), sık elyaflı ladinden 5-6 mm çap ve 3-5 cm yükseklikte, tellerin titreşimini tekneye ileten "candireği"ne basar.

kemenc26006168

Sırtta burgulara yakın yerde başlayıp kuyruk takozuna yakın yerde sivrilerek biten sırt oluğu, saz bittikten sonra ince zımparayla son akortların yapıldığı, kemençenin göğüsten sonraki en önemli ve hassas elemanıdır. Bu oluğun en geniş yerinde ise (eşiğin tam altı) 3-4 mm çapında, etrafı bazen sedef çiçek motifiyle süslü bir delik açılır ki görevi tiz perdeleri maskeleyip bas perdeleri yükseltmektedir. Bütün bu işler tamamlanınca sazın teknesi gomalakla cilalanır.

Kemençeye belki de bütün sevimliliğini veren burguları (tavşan kulağını andırdıkları için kulak adı verilmiş olabilir), süslü sazlarda yılan, fildişi, abanoz veya pelesenk, sade sazlarda zerdali, badem veya akgürgen gibi ağaçlardan yapılır ve 14-15 cm boyunda olur. Burguların en geniş (akort için tutulup döndürülecek) kısmı ise 21 mm.dir. Boylarının normal saz burgularından uzun olmasının bir sebebi kısa kalın tellerin momentini dengelemekse, diğer bir sebebi de sazın iki noktadan tesbitli olarak tutulmasını sağlamak olabilir: kemençe, kuyruk takozu sol dize (bazen de iki diz arasına) konmak ve burgularından göğse (kalbe) dayatılmak suretiyle tutulur; tellere yandan değen sol elle yayı çeken sağ el de icrayı sağlar (yay durumlarına göre saz sol el ayası içinde sağa-sola hafifçe döndürülebilir). Burgunun 1 cm.i kafadan arkaya çıkar; kafaya giren 6 cm.lik kısım kesik koni, kalan 8 cm.i de tavşan kulağına veya laleye benzer çeşitli şekillerdedir.

kemenc46006181

Kemençenin üç telinden ikisi (Rast ve Neva) bağırsaktan, üstteki ilk telse (Yegah) gümüş sargılıdır. Üst ve alt tel 25.5-26, orta tel 29.2-29.5 cm uzunluğunda; üst tel 0.8, orta tel 1.5, alt tel 1 mm kalınlığındadır. Saz ortalama 60 cm uzunluğunda, esnemeye dayanıklı yılan, abanoz vb. sert ağaçlardan yapılmış, avuç içi yukarıya bakacak şekilde tutulan bir yayla çalınır. Tellere sürtülen 150-200 civarındaki at kılına, kaymasın diye -keman yayındaki gibi- reçine sürülür. Yayın sapa yakın 10 cm.lik deri kaplı kısmına sokulan orta parmak (gerekirse yüzük parmağı) vasıtasıyla at kılı gerdirilir. Yayın burnu ise at kuyruğu gibi bir süs püskülüyle bitirilir. Doğudan batıya geçtiği kesin olan yaya at kılı takma adetinin, şaman kopuzunda, tuğ adlı en eski ritm sopasında ve rebabda da görüldüğü üzere, Türklerde ata verilen kutsal değerden kaynaklandığı açıktır (bkz. M. R. Gazimihal, Asya ve Anadolu Kaynaklarında Iklığ; Curt Sach, The History of Musical Instruments).

Ayrılmaz davul-zurna ve ney-tanbur ikilisi gibi, kemençenin ayrılmaz arkadaşı da yüzyılımız başlarına kadar lavta'ydı. Sakız çingenelerinin elinde lira adıyla kullanılan bu saz, eski Pera tavernalarında sadece lavtanın tempo tuttuğu bir oyun havası sazı iken, büyük dahi Tanburi Cemil Bey'in, hocası Vasil'in elinde görüp gönül verdiği bu saza ilgi duyması ve kısa zamanda en üstün seviyeye çıkarması sayesinde aynı zamanda asil ve zarif bir fasıl sazı oldu. Bunda, artık bütün müesseseleriyle çökmekte olan bir imparatorluğun hüznüne ve Türk zevkıne, keman sesinden çok daha yatkın gelmiş olmasının etkisi açıktır.

kemenc36006195

Normal kemençeden 1-2 cm daha büyüğü olan Kaba (Büyük) Kemençe'yi de yaptıran Cemil Bey ayrıca, sazda hiçbir değişiklik yapmadan Kemençeye dördüncü (kaba Rast) telini ilave etmiş ve plaktaki ünlü Pesendide taksimini bu 4 telli kemençeyle yapmıştır. Ancak bu sazın, Sadettin Arel'in 1933'te yaptırdığı dörder telli ve tel boyları eşitlenmiş Kemençe Beşlemesi ile (soprano, alto, tenor, bariton, bas) hiç ilgisi yoktur. Bugün İTÜ Türk Müziği Konservatuarında üç telli klasik kemençe ile dört telli Arel kemençesi birlikte öğretilmektedir.

Eskiden -diğer sazlarımız gibi- siyah veya yeşil kadifeden ağzı kordonla büzülmüş bir torbada taşınan (ve kordonundan redingotun iç cebindeki düğmeye asılan) kemençe, son zamanlarda içi kavak (veya akume) kontrplak, dışı vinylex, sazı ve yayını alan saplı-menteşeli şık bir kutu içinde taşınmaktadır. Bilinen en eski büyük kemençe yapıcıları Büyük İzmitli, Vasil ve Baron'dur (adları -silinmemişse- tekne içindeki etikette veya kapak altında yazılıdır). Bu büyük isimlerden sonra gelen iyi kemençe yapıcıları ise Haldun Menemencioğlu (Haluk Recai), Reşat Uca ve İhsan Özgen'dir.

Kemençevi veya Kemençeci olarak bilinen sazın en iyi icracılarını ise şu şekilde sıralayabiliriz: Vasil, Tanburi Cemil, Nikolaki, Samiye Morkaya, Anastas, Sotiri, Mes'ud Cemil, Ruşen Kam, Hadiye Ötüken, Haluk Recai, Cüneyd Orhon ve İhsan Özgen. Sanatçıların görüş birliği halinde olduğu en iyi genç isimlerse Hasan Esen, Derya Türkan ve Neva Özgen'le Furkan Bilgi'dir.



Kaynak :
Cinuçen Tanrıkorur'un Aksiyon dergisinde yayımlanan yazılarından.
Rauf Yekta Bey : Türk Musikisi Pan Yayıncılık İst.1986 S.86


Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Aralık 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yaylı bir Türk Halk çalgısıdır. Yörelere ve biçimlerine göre farklılık göstermektedir. Kabak, Kemane, Iklığ, Kabak, Rabab, Hatay ilinde Hegit, Güneydoğu'da Rubaba, Azerbeycan'da Kemança ve Orta Asya Türklerinde Gıcak, Gıccek veya Gıjek adıyla bilinen bu çalgıların aynı kökten oldukları bilinmektedir.
Tekne kısmı genellikle su kabağından yapılmaktadır. Ayrıca ağaçtan yapılanı da yaygındır. Sap kısmı sert ağaçlardan yapılmaktadır. Tekne kısmının altında ağaçtan veya metalden yapılmış mil vardır. Bu mil diz üzerine konur ve çalgının sağa sola hareketi sağlanır. Yay ise bir çubuğun bir ucundan diğer ucuna at kuyruğunun kıllarının bağlanması ile yapılmaktadır. Kabak kemaneye önceleri bağırsaktan yapılan Kiriş adı verilen teller takılırken günümüzde madeni teller kullanılmaktadır.

Kabak kemane perdesiz bir çalgı olup her türlü kromatik ses rahatlıkla elde edilebilmektedir. Sesi uzun çalma özelliğine sahiptir ve Legato, Staccato ve Pizzicato çalışlar yapılabilmektedir.


Türk Halk Müziğinin telli,yaylı ve deri kapaklı sazlarımızın tek örneğidir.Menşei Orta Asya'ya dayanmaktadır.Kabak Kemane Türkiyede özellikle Batı Anadoluda (Ege Bölgesinde) yaygın olarak kullanılan bir sazdır.Kabak, Kabak Kemane,Rebap(Güneydoğu Anadoluda Rubaba, Hatay yöresinde Hegit) ve Iklığ gibi adlar ile bilinmektedir.Orta Asya Türkmenlerinin Gijek adını verdiği ve Azerbaycan halk müziğinde Kemança adıyla kullanılan çalgı da aynı köktendir.Gövdesi kabak veya hindistan cevizi, göğsü deri, iki veya üç telli olan bir halk çalgısıdır.Yörelere ve biçimlerine göre farklılık gösterir;Yay için at kılı kullanılması tercih edilir.Su kabağı sap kısmından 1/3 oranında kesilir.Bu bölüme tekne adı verilir ve üzeri eskiden tavşan, günümüzde ise yürek zarı ile kaplanır.Tekne çapı yaklaşık 10-15 cm arasındadır. tekneden sonra sap ve burgular gelir.Gövdenin en alt kısmında, çalgıcının kabak kemaneyi dizine dayayıp çalması için demir çubuk vardır.Bu çubuk aynı zamanda kabak ile sapın birbirini tutmasını da sağlar.Kemane perdesiz bir çalgı olduğu için her türlü kromatik ve komalı ses elde edilebilir.Ses genişliği, 2,5 oktavdır.Kabak kemane geçmişten günümüze kadar otantik görünüşünü korumuş bir halk çalgısıdır.Türkler kemane ve kemençe kültürlerini üç kıta üzerine yaymışlardır."Iyık" Altaylarda "Yançak komus", Kırgızlarda "Kıl Kıyak", Türkmenlerde "Gıcak" gibi isimlerle anılmıştır.Kabak kemane yapılırken Su kabağı yukarı doğru incelen boğum altından kesilir ve üzerine yürek zarı veya deri geçirilir. Daha sonra kabağa ağaçtan sap (kol) monte edilir. Kemanenin aslı üç telli olup, daha geniş ses elde etmek için daha sonraları dördüncü bir tel ilave edilmiştir. Kabağın çapının büyük veya küçük olması elde edilecek sesin tiz veya pes olması sonucunu doğurur. İki eşik arası (üst ve alt eşik) normal şartlarda 32-33 cm. uzunluğunda olmalıdır. Ancak derinin az veya çok gergin olması bu uzaklığın değişmesinde etkendir. Şu anda kemanede normal bağlama telleri (çelik ve sırma) kullanılmaktadır. Ancak kemanenin doğal yapısı ile orantılı olarak keman telleri de kullanılabilir.Sazımız at kılıfından yapılmış yay ile çalınır. İyi, kaliteli ve gür ses elde etmek için kıllar üzerine reçine sürülür.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 30 Ekim 2010 23:41
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Kasım 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kemençe
Kemençe hem oturarak hem de ayakta çalınabilen bir yaylı sazdır.


LYRA COLOUR2

1 . Tepe - To Kifal - Baş
2 . Otia (Rum), Kulak
3 . Goula (Rum), Boyun
4 . Spaler - Kravat
5 . Kapak
6 . Rothounia - Ses delikleri
7 . Gaidaron (Rum), Eşek
8 . Palikar (Rum)
9 . Soma (Rum), kapak
10 . Stoular -
11 . Hordes - Teller
* Doksar (Rum), Yay
* Tsaria (Rum)- kıl, saç
Çalma Tekniği ve Akord
Horon ve şenliklerde kemençe çoğunlukla ayakta çalınır ve çalarken kemençenin baş kısmı sol elin üst kısmına asılır. Bu çalış stilinde kemençeyi taşırken avuç içinin alt kısmından başka herhangi bir destek bulunmaz. Kemençenin sapı avuç içine tamamen oturmalıdır. Aksi taktirde uzun süreli çalmalarda el yorulur.
Oturarak çalmada ise el dışında dizler de destek almada kullanılır. Daha az yorucu bir çalış stili olmasına rağmen, horon ve şenliklerde bu şekilde çalınmaz. Bunun sebebi horonu coşturanın bizzat kemençeyi çalanın olmasıdır. Kemençeci horon halkası içinde oyuncularla birlikte döner. Öte yanda çalınan ritim de kemençecinin oturmasına engeldir ve oturuyor olsa bile kendini kalkmak zorunda hisseder. Bu Doğu Karadeniz ritminin doğasında vardır.
Klasik Karadeniz kemençesinde üç tel bulunur. Doğru akort edilmiş bir kemençede teller arasında dört ses bulunur ve ince telden kalın tele doğru genellikle RE, LA, Mİ sesleri alınmaya çalışılır.
Kemençenin en ince teli tiz sesi nedeniyle ZİL teli olarak adlandırılır. Yine çalış tarzındaki özelliğinden dolayı orta tel SAĞIR tel olarak adlandırılmaktadır. Diğer tel ise BAM teli olarak anılmaktadır.
Yay ise tutuş ve vuruş bakımından diğer yaylı sazlara göre farklılık gösterir. Yayın sapı sağ elin baş, işaret ve orta parmakları arasına yerleştirilir. Yayın tellerinin bulunduğu kısım ise yüzük parmağı ve küçük parmak arasına yerleştirilir ve çok gergin tutulmaz. Yayın gidiş ve gelişinde el bilekten cansızmışçasına serbest hareketler yapar.
Çalma sırasında yayın tamamı bir ve ikilik notalarda kullanılır. Horon ezgilerinde birinci üst çeyrek yay kısmı (ÜÇY1) daha fazla kullanılır. Diğer ezgilerde ise yayın orta kısmındaki iki çeyrek bölüm (ÜÇY2 ve AÇY1) kullanılır.

Kemençe Çeşitleri

Kıyak-Kırgız Kemençesi

kyyak

1960'lı yıllar kemençesi
tjm2


Rebab-Afganistan Kemençesi
tjm9


Armudi kemençe - Lira - Gadulga

(Türkiye-Yunanistan- Bulgaristan)
tjmh

Gürcü Kemençesi
gurckem

Kit - Poşet (İngiltere - Fransa)
kits




buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
22 Ağustos 2012       Mesaj #5
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Kemençe
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Kemana benzer, üç telli, küçük yaylı çalgı. Orta Çağ sonlarında Avrupa'dan Anadolu'ya geçtiği sanılmaktadır. Klasik Türk müziğinde kullanılır ve özellikle Doğu Karadeniz'in halk çalgısı olarak bilinir. Kemençe dize dayanarak ve keman yayının yarısı büyüklüğündeki özel kemençe yayıyla çalınır. Çalarken sol el perdeler üzerindedir, sağ elle yay tutulur. Çalgının özelliği, tellerine parmakla değil, kıvrılan parmakların yalnız tırnaklarıyla basılmasıdır. Kemençe gövdesinin en iyisi karadut ağacından yapılır. Ceviz, limon gibi ağaçlar da kullanılabilir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
In science we trust.

Benzer Konular

13 Ağustos 2018 / Misafir Sanat
28 Eylül 2009 / asla_asla_deme Sanat
7 Mayıs 2010 / _Yağmur_ Sanat
7 Mayıs 2010 / _Yağmur_ Sanat
7 Mayıs 2010 / _Yağmur_ Sanat