Arama

-Z- Harfi İle Başlayan Kelimeler - Sayfa 2

Güncelleme: 19 Temmuz 2017 Gösterim: 53.690 Cevap: 523
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Haziran 2015       Mesaj #11
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Z a. Türk abecesinin yirmi dokuzuncu ve sonuncu harfi; daraltıcı, art dişetsil, ötümlü ünsüzü [z] belirtmeye yarar.
—ANSİKL. Sesbılgisi. Yunanca zâta, feni- kece zai (ibranice zayin) ile eşdeğerlidir ve aramcada “silah" anlamına gelir. La- tincede, eski dönemde, iki ünlü arasındaki s'yi belirtmek için z kullanılırdı, ancak bu durumdaki s’nin [zlden [r]ye dönüşmesiyle işlevini yitirenz, I.Ö. IV. yy.'da latin abecesinden çıkarılmıştır. İ.Ö. I. yy.'ın ortalarında, yunancadan aktarılan sözcüklerdeki [z]yi belirtmek için yeniden abeceye katılmıştır.
Sponsorlu Bağlantılar

Z türkçede yansımalılar ve türevleri dışında (zır zır, zırla-, zırıl zırıl, zırıltı, zangır zangır, zangırda-, zangırtı, zart zurt, zıp zıp, zıpla-, zıngır zıngır, zıngırda-, zirzop, zonkla-) sözcük başında bulunmaz, içses- te ve sonseste bolca bulunur: az, kaz, uz, yavuz, kız, ucuz; azık, yazık, uzak, kızak, yazıl-, gezin-. Alıntı sözcüklerde ise sözcük başında içseste ve sonseste bolca görülür: zaman, ziyafet, zarar, zehir, zooloji; bazen, kaza, mezar, nazar, lezar; beyaz, maraz, naz, moloz.

• Tarihsel sesbilgisi. Arapçada çıkış yerleri birbirinden farklı olan dört z sesi vardır: j=z,;oto=z,Ji=z.Bu dört ses,
türkçedeki alıntı sözcüklerde hep aynı z sesi ile karşılanır. Ancak (z) sesi bulunduran kimi sözcükler, konuşma diliyle geçtiğinden olacak, (d) ile kullanılır: kadı (oysa aynı kökten kaza), Rıdvan, darb (aynı zamanda zarb), darbe dalalet. Hizmet sözcüğü ise d>z gelişmesiyle ortaya çıkmıştır Aynı kökten gelen hâdim, hademe, huddam gibi sözcüklerde bu gelişme görülmez.

Anadolu ağızlarında s->z- gelişmesi görülür: sabah > zabah, sebze > zebze, sopa > zopa, soba > zoba, sünbül > zümbül. Bunlardan birkaçı yazı diline de girmiştir: sanarSt> zanaat, surna > zurna, samg> zamk, sebzevat > zerzevat. Buna karşılık z- > s- gelişmesi de görülür: zacferân > safran, zukkâk > sokak.
Türkiye türkçesinde seyrek olarak z> s gelişmesi görülür: köğüz > göğüs, izde- > iste-, sekiz on > seksen, tokuz on> doksan; emir eki -sunZ-sün de eski türkçede -zurV-zürt'dür. z > s gelişmesi, seyrek olarak alıntı sözcüklerde de görülür: ıztırsb > ıstırap.

Eski, türkçedeki d sesi, orta türkçe döneminden sonra y ve z olmak üzere ikiye ayrılır. Eski Anadolu türkçesinde d > y olmuştur: adak > ayak, kod-> koy-, ked- > gey- 'giymek' gibi'. Ancak tek örnekse d > z olduğu görülür: idi > izi 'Tanrı'. Öunun yanında gerçek anlamında idi> iye 'sahip' gelişmesi de görülür, izi biçiminin doğu türkçesinden ödünçleme olarak alındığı anlaşılmaktadır Yakutçada d > z > t gelişmesine uğrar: adak > atah 'ayak', kudruk > kuturuk 'kuyruk', ked- > ket- 'giymek', kadııj, > hatıy 'kayın ağacı'. Çuvaşçada'ise d > z > r gelişmesi görülür: adak > 'azak > ura 'ayak', odğan- > uzgan- > viran- 'uyanmak', kadııj > kazııj > hurin 'kayın ağacı', tod- > toz- > tır- 'doymak'. Bu gelişmeye’"rothasizm = zeleşme” adı verilmiştir. Kimi dilciler çuvaşçadaki biçimin ana türkçedekinin devamı olduğunu, bir r> d > z gelişmesinin sözkonusu olduğunu öne sürerek bir “zetasizm = zeleşme" bulunduğunu varsayarlar. Yakutçada eski türkçedeki z sesleri de s olur: sekiz > agıs, öküz > ogus, kız > kıs, kaz > hâs, kaz- > has-, Çuvaşçada ise eski türkçedeki z'ler r olarak görülür: yüz > s'er, yaz- > s'ır-, tiz > çer 'diz1, ayaz > uyar, yaz > s'ur 'ilkbahar’, toz > tar.

Çuvaşça ve yakutça dışındaki çağdaş türk lehçelerinde de benzer gelişmeler görülmektedir:
-z> -s (Kuzey doğu lehçelerinde): kaz- > kas-, kız > kıs(oyrot, teleüt, şor, lebet, sagay, koybal, kaça, küerik), biz > bis (karaim), öz > ös (kırğız), ağız > aus (kazak). Karakalpakçada 1. çoğl. iyelik eki -imiz > -ımıs. 2. çoğl. iyelik eki -ııj/z > -ınıs olur. Karakalpakça, kazakça, Kırgızca, Özbekçe ve kazan türkçesinde -maz/- mez olumsuz geniş zaman eki -mas/-mes olur, bu gelişme harizm ve çağatay yazı dillerinde de görülür

Başkırtçada z> d gelişmesi görülür: biz > bid, kaz > kad, kızıl> Ifiçlil. Türkmencede de hynalu ve hazar ağızları dışında düzenli olarak z > d gelişmesi görülür: biz > bid, temiz > temid, söz > söd, beıjzeş > meıjdeş 'benzer'. ş> z (koybalca): kişi > kizi, tişi > tizi 'dişi', işik > izik 'kapı'.

-s-> -z- (altay türkçesi): arkası > arka- zı, basar > bazar, kelse > kelze 'gelse', z Arit. ve Mat. çözlm. Karmaşık bir sayıyı ya da fonksiyonlar kuramında bir karmaşık değişkeni gösterir. z=x + /y.

—Ceb. bir denklem sisteminde çoğu kez üçüncü bilinmeyeni gösterir.
—Geom. Tasarı geometri ve analitik geometride "kot" denen üçüncü koordinatı gösterir. (Z olarak da yazılır.)

Z Atom fiz. ve Çekird. fiz. Atom sayısını belirtir.
—Dalga ve titr. Bir empedansı belirtir.
—Genet. Z kromozomu, dişisi heteroga- metli canlılarda iki cinste ortak olan eşey kromozomu. (Kuşlarda ve bazı böceklerde görülen bu durumda, erkeğin formülü ZZ, dişinin formülü VVZ'dir.)


Kaynak: Büyük L.

Son düzenleyen Safi; 17 Mart 2016 18:21
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Haziran 2015       Mesaj #12
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZA a. (ar. zâ').
1. "Ze" harfinin arapça adı.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Za-yı muceme, noktalı z. ("ra" dan ayırt etmek için bu ad verilmiştir; rayı mücmele de denir.)

ZA a. (ar. zâ’).
1. "Zı" harfinin arapça adı.
2. Za-yı muceme, noktalı z. (“tı"dan ayırt etmek için bu ad verilmiştir.)

ZA sıf. (ar. zS). Esk. "Bu", "şu" anlamıyla bileşik sözcükler türetir: Bade-za — BA- eza, ha-ke-za -» hakeza.

ZA
ya da EL-HAY (uved), Doğu Fas'ta ırmak, Muluya'nın kolu (sağ kıyıdan); yaklş. 300 km. Irmak, Doğu Fas'ın platolarının büyük bölümünü akaçlayan bir uvedler bütünüyle birleşerek oluştu.

Kaynak: Büyük L.

Son düzenleyen Safi; 17 Mart 2016 18:24
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Haziran 2015       Mesaj #13
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZABİH sıt. (ar. zebh'ten zâbih). Esk. Eti yenen hayvanları kesen.
Kaynak: Büyük L.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Haziran 2015       Mesaj #14
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZABOL, İran'da kent, Sistan’da, Hil mend’in G.’inde, Afganistan sınırı yakınında; 25 000 nüf. — Yakınlarında, 1383’te Timur’un yakıp yıktığı eski Zerenc'in yıkıntıları.
Kaynak: Büyük L.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Haziran 2015       Mesaj #15
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZABRUS a. Koşarkınkanatlı cinsi. (Bu cinsin üyelerinden ekin kamburböceği ya da ekinkurdu [Zabrus tenebrioides] Türkiye’de tahıl ürünlerine büyük zararlar verir: larvası geceleri yüzeye çıkarak yaprakları ve yeni sürgünleri yer; gene gececi olan erişkini başağa kadar tırmanarak taneleri kemirir.)
Kaynak: Büyük L.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Haziran 2015       Mesaj #16
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZACİR, ZACİRE sıf. far zaer'den zacır, dişi, zacire). Esk. Engelleyen, yasaklayan.
Kaynak: Büyük L.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Haziran 2015       Mesaj #17
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZACİRAT, -tı çoğl. a. (ar. zacir’in çoğl. zacirat). Esk. Yasaklayanlar, önleyenler
Kaynak: Büyük L.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Haziran 2015       Mesaj #18
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZAÇ a. (ar. zac). Esk. kim. 1. Kükürtle demirin bileşimlerinden biri —2. Zaç yağı -» ZAÇYAĞI. |! Zac-ı Kıbrıs, göztaşı.
Kaynak: Büyük L.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Haziran 2015       Mesaj #19
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZAÇYAĞI a. Yaldızcıların, gümüş kaplamacıların, kalaycıların, saykalcıların vb., temizlenmeleri için madeni eşyaları batırdıkları asitli çözelti.
Kaynak: Büyük L.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Haziran 2015       Mesaj #20
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ZAD a. (ar zad) Esk 1. Yiyecek, azık: Bazıları zâd u zahirelerini yükletecek deve bulamadıklarından..." (Cevdet Paşa, XIX.
yy.). —2. Zad ü zevad, yiyecek tedariki.

ZAD sıf. (fars. zaden, doğmak’tan zad). Esk. “Doğmuş", “doğan", anlamında bileşik sözcükler türetir: mader-zad (anadan doğma), melek-zad, peri-zad (melekten, periden doğma; çok güzel), nev-zad (yeni doğmuş) vb.

Benzer Konular

16 Haziran 2018 / NeutralizeR Nedir
20 Ağustos 2018 / NeutralizeR Nedir
21 Ocak 2018 / NeutralizeR Nedir
28 Mayıs 2018 / NeutralizeR Nedir
24 Ağustos 2016 / NeutralizeR Nedir