Arama

Kılıç Kalkan Oyunu ve Tarihi

Güncelleme: 30 Kasım 2014 Gösterim: 26.389 Cevap: 3
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
11 Temmuz 2008       Mesaj #1
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Kılıç Kalkan Oyunu ve Tarihi

Sponsorlu Bağlantılar
Osmanlı İmparatorluğunun başşehri ve Kılıç-Kalkan oyununun ilk doğduğu yer Bursa şehridir. Yiğitliğin ve mertliğin sembolü olan oyun Bursa ili özdeşleşmiştir. Kılıç ve kalkanların bir ahenk içinde birbirine vurulması ile oynanan oyun, müziksiz olması ile de diğer birçok halk dansından ayrılır.

Kılıç Kalkan kıyafetini oluşturan unsurlar
Keçe külah
Keyfiye
Gömlek
Cepken
Silahlık
Potur
Yağlık
Kuşak
Çorap
Çorap bağı
Ayakkabı

Tarihi
12.05.1906 yılında Bursa’da doğan merhum Mustafa TAHTAKIRAN , öğrenci olduğu yıllarda medresedeki hocalarından öğrendiği Kılıç-Kalkan oyununu, gerek yurt içi gerekse yurt dışında bir sahne düzeni içinde sunmak için ömrünü adamıştır. Önce halk evlerinde sonra orta öğrenim kurumlarında bu oyunu öğretme ve yayma çabası içine girmiş ve bu hazzı tatmıştır. Ekibinin başında iştirak ettiği, uluslararası festivallerden iki Dünya Birinciliğini Bursa’ya hediye ederken çabalarının karşılığını fazlasıyla almış, gözlerini dünyaya kapamadan eserinin başarılarını görmüş nadir bir amatör uğraşıcıdır. 03.07.1973 yılında, 67 yaşında hayata gözlerini yumarken, arkasında bir şehrin ambleminde yer alan dev bir eser bırakmıştır. Kendisini saygı ve rahmetle anıyoruz.)

Kılıçkalkan'ın doğuşu şu şekilde rivayet edilmektedir: Osmanlı ordusu Bursa'yı ele geçirmek için harekete geçtiği dönemlerde, Bursa kalesi uzun süre kuşatma altında kalıyor. İçerde Bizanslılar, dışarıda ise Osmanlı Ordusu askerleri vardır. Kuşatma süresi uzadıkça moraller bozulmaktadır. Osmanlı ordusu içinden bazı askerler, hem içerideki Bizans askerlerinin moralini bozmak, hem de beklemekten sıkılan askerlere moral vermek ve hoşça vakit geçirtmek için, Bursa Kalesi dışında ikişerli, dörderli ve daha kalabalık gruplar halinde karşılıklı olarak Kılıç-Kalkanları ile oynamaya başlamışlardır. Ellerinde bulunan kılıç ve kalkanları birbirine vurarak çıkardıkları gürültüyü zamanla ritm haline getirmişler ve bu ritm eşliğinde silahlı eğitim hareketine benzer hareketler geliştirmişlerdir. Bursa Şehri uzun bir kuşatma süresi sonunda hiçbir çarpışma olmadan Bizanslılardan 6 Nisan 1326’ da alınmıştır.

Bundan sonra da şehir Osmanlılar tarafından başkent ilan edilir. Artık Osmanlı Ordusu Bursa’da toplanır. Orduya katılan gençler ilk askerlik eğitimlerini burada yapmaya başlamışlardır. Genç askerler zamanın silahları olan Kılıç ve Kalkan ile gün boyunca sürekli yaptıkları eğitimlerini monotonluktan kurtarıp zevkli hale getirebilmek için, geliştirdikleri bu ritm eşliğindeki hareketleri sürekli hale dönüştürmüşlerdir. Bu askerlik eğitimi içinde yapılan hareketlerin tümü, zaman içinde askerlikle ilgili olayları anlatan figürler haline dönüşmüştür. Kılıç-Kalkanların birbirlerine vurmasından çıkan sesler de bu oyunun müziği haline gelmiştir.

1326 yılında Bursa şehrinde başlayan bu olay, zamanla sivil halkın da neşeli günlerinde tekrarlandığı bir halk dansı haline dönüştü. Günümüze kadar Bursa Şehrinin bir eğlence sembolü olarak devam etti.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan itibaren başlayan halk dansları derleme çalışmaları, Bursa’da zaten yaşamakta olan bu dansı da kapsamı içerisine aldı. Bursa Kılıç - Kalkan dansının ayrıca müziği olmayıp, oynanırken Kılıç ve Kalkanın birbirine vurmasından çıkardığı ritmik sesler dansın kendi orijinal müziğini meydana getirmektedir. Dünyada müziksiz oynanan, bilinen başka bir oyun daha olmadığından son derece otantik olarak kabul edilmektedir. 700 yıla yakın bir süreden beri, ilk günkü figürlerini koruması ve aynı şekilde oynanıyor olması en büyük özelliğidir. Kostümler otantik olup halen Bursa civarındaki bazı köylerde giyildiğine rastlanmaktadır.


Kılıçkalkan Oyunu Hakkında
Osmanlı ordusu savaş sahnelerinin yansıtıldığı kılıç-kalkan oyunu, müziksiz oynanır. Oyuncuların ayak ve diz vuruşlarıyla çıkardığı sesler, müziğin ve ritmin yerini tutar

Kılıç kalkan; 8 - 10 veya daha fazla kimse arasında iki ekip hâlinde oynanır. Oyunda önce askere çağrılanların uğurlama ve karşılama merâsimi canlandırılır, sonra oyuncular halka oluşturarak yemin merasimini canlandırır, daha sonra iki ekip kılıç-kalkan çarpışması yapar. Gösteri; mütareke oyunu, başa-vuruş cengi, kılıçların birbirlerine atılması ile devam eder. Oyuncuların hep bir ağızdan bağrışması ve kılıçları havada sallaması ile sahne kapanır.

Mustafa Tahtakıran adlı folklorcunun çalışmaları ile 1932’de kılıç kalkan oyununun figürleri saptanmış ve standart hale getirilmiş, 1940’lı yıllarda da okullarda yaygınlaşmıştır.

Bir dönem uluslararası festivallerde sergilenip, ödüller alan; turist gruplarının devlet adamlarının karşılanması törenlerinde oynanan kılıç-kalkan oyunu bir süredir sert ve korkutucu olduğu, barbar Türk imajını desteklediği gerekçesi ile artık yarışmalara katılmamakta, Milli Eğitim Bakanlığı halk oyunu olarak kabul etmediği için okullarda öğretilmemektedir.

Kılıç Kalkan Oyunu ve Tarihi

p50ao9

LaDymm - avatarı
LaDymm
Ziyaretçi
25 Ağustos 2008       Mesaj #2
LaDymm - avatarı
Ziyaretçi
KILIÇ KALKAN OYUNU;
Türkün savaşçı hâlini canlandıran müziksiz ve kılıç kalkan kullanarak oynanan oyun. Kılıç kalkan oyunu, daha ziyâde Bursa-Balıkesir illerimizde oynanan mahallî bir oyundur.
Sponsorlu Bağlantılar
Osmanlı sultanlarından Osmân Gâzî ve oğlu Orhan Gâzî ilk defa Bursa’yı kuşattıkları zaman Müslüman Türk askerleri kılıç kalkan gösterileri yaptılar. Bu hâl Bursalıları şaşkına döndürdü. Bu yılların yâdigârı olan kılıç kalkan oyunu, millî heyecanını kaybetmeden günümüze kadar geldi.
Osmanlı devrinin savaşlarını temsil eden kılıç kalkan oyunu sekiz, on veya daha fazla kimse arasında iki ekip hâlinde oynanır. Her iki takımın da başkanları vardır. Ekipte bulunanlar eski Osmanlı asker elbiselerini giyiniyorlardı. Bugün, bunun yerine zeybek elbisesi giyinmiş olan oyuncuların ellerinde eğri bir kılıç ile mâdenî bir de kalkan bulunur.
Çift sayıda, tek sayıda tek saf olarak duran oyuncular askere çağrılanların uğurlama ve karşılama merâsimini canlandırarak seyircileri selâmlar. Ellerinde kılıç ve kalkanları olduğu halde sahneyi çepeçevre dolaşırlar. Orduya katılanların kılıçları üzerine ettikleri yemin merasimini temsil etmek için bir halka meydana getirirler. Kalkanlar ortada durdurulur. Kılıç kabzalarını kalkana vurarak karşılıklı iki saf hâline geçilip savaşa hazırlık gösterileri yapılır.
Bu cenk sahnesinde kılıçlar kalkanlara sürülerek bilenir. Meydana getirilen hasım taraflar, ikişer ikişer karşılıklı kılıç kalkan çarpışması yaparlar. Bu zaman kılıç kalkan darbeleri alanı çınlatır. Oyuncular, hasımlarının baştan ayağa kadar bedenin istenilen noktasına serbestçe vuruş yapabilirler. Bu sahne seyircileri büyük bir heyecana düşürür. İki taraf da kalkanlarıyla hasım tarafın yaptığı hamleleri önlemeye, kendilerini ustalıkla korumağa çalışırlar. İyi oynayan oyuncular arasında yaralanmalar olmaz. Bâzen fazla heyecan yüzünden yaralanmalar görülür. Kalkan ve kılıç şakırtıları arasında, sessiz ve sözsüz olarak güzel bir görünüm sergilenir. Bilâhare taraflar mütâreke oyununu gösterir. Mütâreke oyunundan sonra başa vuruş cengi başlar. Oyuncunun, yalnız baş kısma bir defa vurma hakkı vardır. Tutturabilirse vurur, tutturamazsa hakkını kaybetmiş olur. Son olarak kılıçlarını birbirlerine atma sahnesi başlar. Bu oyun heyecanlı ve güzel sahnelerden biridir. Bu sırada oyunculardan biri hasmının kılıcını hîle ile ele geçirir. Kılıçsız oyuncu kendini savunmak için bir takım çârelere başvurur. Birçok akıllı hareketleriyle kılıcını geri alabilir. Eğer alırsa tekrar rakibine karşı saldırıya geçer. Oyundaki çevik ve cesur hareketler seyredenlere heyecanlı dakikalar yaşatır. Bu oyundan sonra oyuncular hep bir ağızdan bağrışarak ve kılıçlar havada sallanarak sahne kapanır.
Kılıç kalkan oyunu Urfa, Elazığ, Siirt illerimizde ve çevrelerinde, değişik bir şekilde bu bölgenin mahallî kıyafetleriyle oynanmaktadır.
Bu oyun millî günlerimizde, merasimlerde oynanarak Türkün kahramanlığını, savaşlardaki mahâretini tekrar ortaya dökmekte, seyredenleri coşturmaktadır. Yabancı devletlerde de milletimizi temsilen oynanmış ve birçok müsâbakalarda dünya çapında birincilik almıştır.
KILIR (Bkz. Dişotu)
KILKURDU;
Alm. Oxyuren, Fr. Oxyures, İng. Oxyures. Özellikle çocuklarda rastlanan bir parazit türü. Dişileri 10, erkekleri 3 mm boyunda olan parazitin adı Enterobius vermicularis’tir.
Barsak parazitlerinin nematotlar sınıfından olan parazit, insanda kör barsak, apendisit ve diğer kalın barsak kısımlarının içyüzüne başlarıyla tutunarak yaşar. Hâmile dişiler geceleri makat civârına doğru hareket edip, bu bölgedeki deriye ortalama 10.000 yumurta bırakarak ölürler. Her yumurta bir embriyon ihtiva eder ve birkaç saat içinde larva hâline geçerler. Yumurtaların makattan alınıp ağıza götürülmesiyle barsaklara tekrar yüzlerce yumurta gelir ve bunlardan hemen larvalar çıkar ve birkaç ay geçmeden bu yeni larvalar da yumurtlayacak hâle gelirler ve aşağıya hareket edip makat derisi civârına yumurtalarını bırakırlar. Çamaşır ve yataklara da dökülen yumurtalar dış ortamda da canlılıklarını koruduklarından âilenin bir üyesinde kılkurdu bulunması bütün fertlerde de bulunduğu mânâsını taşır. Bu yüzden tedâvi bütün âileye yapılır.
Belirtileri arasında en dikkat çekicisi, bilhassa geceleri olan makat kaşınmasıdır. Bunun sebebi yumurtalarını bırakmak için olgun dişi parazitlerin aşağılara doğru hareket etmeleridir. Huzursuzluk, uykusuzluk, yatağını ıslatma diğer şikâyetlerdir. Kaşınma neticesinde makat bölgesinde ekzama ve iltihâbî yaralar teşekkül edebilir. Sabahları ağızdan su akıp yastığı ıslatır.
Tedâvisi: Tedâvisi için bütün âile bireyleri ele alınmalıdır. Yemeklerden önce ve tuvaletten çıkınca elleri sabunla iyice yıkamalıdır. Çocukların makatlarını kaşıyıp, ellerini ağızlarına götürmeleri engellenmeli, tırnakları iyice kesilmelidir. İlaç olarak pyrantel pamoat, kilo başına 11 miligram şeklinde tek doz olarak verilir. On beş gün sonra tekrar edilir. Mebendazol (Vermox, Vermazol, Versid), pyrivinium pamoate (Pirok, piramon), piperazine citrate (Siropar, Hemicid, Pipor) müessir olan diğer ilâçlardır.
KIMIL (Aelia rostrata);
Alm. Rüsselwanze (f), Fr. Aelie, İng. An insect pest of cereals. Familyası: Pentatomidae. Yaşadığı Yerler: Yurdumuzun hemen hemen her tarafında. Kışın dağlarda bitki artıkları altında, yazın ekin tarlalarında rastlanır. Özellikleri: Sokucu-emici ağız tipli bir ekin böceği. Bitkileri sokup emdiğinden ziraat yönünden önemli ziyanlara yol açarlar. Çeşitleri: Yurdumuzda tek türü bilinir.
Hortumlu böcekler (Rynchota) takımının, yarımkanatlılar (Hemiptera) alt takımından pis kokulu bir böcek. Vücûdu kalkan biçiminde, genel rengi kahverengimsi sarıdır. Erginleri 10-12 mm uzunluğunda, 5-6 mm genişliğindedir. Yurdumuzun her tarafında yayılmış olan kımıl, özellikle Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Batı Anadolu’da hububata önemli ziyanlar yapar. Kışı ergin hâlde dağlarda bitki artıkları altında veya kökler etrâfında geçirir. Nisandan îtibâren ovalara göç edip, ekinlerin saplarını veya yapraklarını sokup emerek beslenirler. Sokulan saplar başak bağlamaz. Yumurtalarını, yaprakların alt yüzeyine yapıştırır. Kımılın gençleri, ekinlerin yaprak ve saplarını, yetişkinleri ise sütlü tâneleri emer.
Bâzı yıllar Anadolu’da büyük zirâî zararlara yol açarlar. Tabiatta çoğalmalarını engelleyen parazit ve böcek avcılarının yaygın olmadığı hallerde ilâçla mücâdele yapılmaktadır.

HackerInside - avatarı
HackerInside
Ziyaretçi
23 Ekim 2009       Mesaj #3
HackerInside - avatarı
Ziyaretçi
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Osmanlı İmparatorluğunun başşehri ve Kılıç-Kalkan oyununun ilk doğduğu yer Bursa şehridir. Yiğitliğin ve mertliğin sembolü olan oyun Bursa ili özdeşleşmiştir. Kılıç ve kalkanların bir ahenk içinde birbirine vurulması ile oynanan oyun, müziksiz olması ile de diğer birçok halk dansından ayrılır.
Kılıç Kalkan kıyafetini oluşturan unsurlarKeçe külahKeyfiyeGömlekCepkenSilahlıkPoturYağlıkKuşakÇorapÇorap bağıAyakkabı
Tarihi

Kılıçkalkan'ın doğuşu şu şekilde rivayet edilmektedir: Osmanlı ordusu Bursa'yı ele geçirmek için harekete geçtiği dönemlerde, Bursa kalesi uzun süre kuşatma altında kalıyor. İçerde Bizanslılar, dışarıda ise Osmanlı Ordusu askerleri vardır. Kuşatma süresi uzadıkça moraller bozulmaktadır. Osmanlı ordusu içinden bazı askerler, hem içerideki Bizans askerlerinin moralini bozmak, hem de beklemekten sıkılan askerlere moral vermek ve hoşça vakit geçirtmek için, Bursa Kalesi dışında ikişerli, dörderli ve daha kalabalık gruplar halinde karşılıklı olarak Kılıç-Kalkanları ile oynamaya başlamışlardır. Ellerinde bulunan kılıç ve kalkanları birbirine vurarak çıkardıkları gürültüyü zamanla ritm haline getirmişler ve bu ritm eşliğinde silahlı eğitim hareketine benzer hareketler geliştirmişlerdir. Bursa Şehri uzun bir kuşatma süresi sonunda hiçbir çarpışma olmadan Bizanslılardan 6 Nisan 1326’ da alınmıştır.
Bundan sonra da şehir Osmanlılar tarafından başkent ilan edilir. Artık Osmanlı Ordusu Bursa’da toplanır. Orduya katılan gençler ilk askerlik eğitimlerini burada yapmaya başlamışlardır. Genç askerler zamanın silahları olan Kılıç ve Kalkan ile gün boyunca sürekli yaptıkları eğitimlerini monotonluktan kurtarıp zevkli hale getirebilmek için, geliştirdikleri bu ritm eşliğindeki hareketleri sürekli hale dönüştürmüşlerdir. Bu askerlik eğitimi içinde yapılan hareketlerin tümü, zaman içinde askerlikle ilgili olayları anlatan figürler haline dönüşmüştür. Kılıç-Kalkanların birbirlerine vurmasından çıkan sesler de bu oyunun müziği haline gelmiştir.
1326 yılında Bursa şehrinde başlayan bu olay, zamanla sivil halkın da neşeli günlerinde tekrarlandığı bir halk dansı haline dönüştü. Günümüze kadar Bursa Şehrinin bir eğlence sembolü olarak devam etti.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan itibaren başlayan halk dansları derleme çalışmaları, Bursa’da zaten yaşamakta olan bu dansı da kapsamı içerisine aldı. Bursa Kılıç - Kalkan dansının ayrıca müziği olmayıp, oynanırken Kılıç ve Kalkanın birbirine vurmasından çıkardığı ritmik sesler dansın kendi orijinal müziğini meydana getirmektedir. Dünyada müziksiz oynanan, bilinen başka bir oyun daha olmadığından son derece otantik olarak kabul edilmektedir. 700 yıla yakın bir süreden beri, ilk günkü figürlerini koruması ve aynı şekilde oynanıyor olması en büyük özelliğidir. Kostümler otantik olup halen Bursa civarındaki bazı köylerde giyildiğine rastlanmaktadır.


Oyun

Osmanlı ordusu savaş sahnelerinin yansıtıldığı kılıç-kalkan oyunu, müziksiz oynanır. Oyuncuların ayak ve diz vuruşlarıyla çıkardığı sesler, müziğin ve ritmin yerini tutar.
Kılıç kalkan; 8 - 10 veya daha fazla kimse arasında iki ekip hâlinde oynanır. Oyunda önce askere çağrılanların uğurlama ve karşılama merâsimi canlandırılır, sonra oyuncular halka oluşturarak yemin merasimini canlandırır, daha sonra iki ekip kılıç-kalkan çarpışması yapar. Gösteri; mütareke oyunu, başa-vuruş cengi, kılıçların birbirlerine atılması ile devam eder. Oyuncuların hep bir ağızdan bağrışması ve kılıçları havada sallaması ile sahne kapanır.
Mustafa Tahtakıran adlı folklorcunun çalışmaları ile 1932’de kılıç kalkan oyununun figürleri saptanmış ve standart hale getirilmiş, 1940’lı yıllarda da okullarda yaygınlaşmıştır.
Bir dönem uluslararası festivallerde sergilenip, ödüller alan; turist gruplarının devlet adamlarının karşılanması törenlerinde oynanan kılıç-kalkan oyunu bir süredir sert ve korkutucu olduğu, barbar Türk imajını desteklediği gerekçesi ile artık yarışmalara katılmamakta, Milli Eğitim Bakanlığı halk oyunu olarak kabul etmediği için okullarda öğretilmemektedir.
Bölümleri

Oyun 3 bölümden oluşmaktadır a) Selam b) Yemin c) Savaş.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Kasım 2014       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kılıç kalkan Osmanlı zamanında Bursa'yı ele geçirmek isteyen düşmanlar ilerlemişler ve Osmanlılar izin vermeyerek kılıç ve kalkanları alarak savaşa başlamışlar bundan dolayı kılıç kalkan oynuyoruz

Benzer Konular

14 Şubat 2016 / Demir YumruK X-Sözlük
17 Aralık 2013 / misafir Soru-Cevap
23 Şubat 2011 / Jumong Spor tr