Arama

Osmanlı Kurumları - Meclis-i Mebusan

Güncelleme: 9 Nisan 2014 Gösterim: 16.576 Cevap: 7
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Haziran 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Meclis-i Mebusan
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar
Ad:  Opening_of_the_first_parlement.png
Gösterim: 797
Boyut:  219.9 KB
Meclis-i Mebusan'ın açılışı, 1876
Meclis-i Mebusan (Meclis-i Meb’ûsân), Osmanlı Devleti'nde, 23 Aralık 1876 tarihli Kanuni Esasi'ye (Anayasa) göre kurulmuş; I. Meşrutiyet ve II. Meşrutiyet dönemlerinde görev yapmış yasama organıdır. Seçilmiş milletvekillerinden oluşmakta ve padişah tarafından atanan (daha az sayıdaki) üst kamara üyelerinin oluşturduğu Ayan Meclisi (Heyet-i Ayan) ile birlikte, Meclis-i Umumî'yi (Genel Meclis) meydana getirmekteydi.
Meclis-i Mebusan 6 dönemde faaliyet göstermiştir:
  • 18 Mart 1877’de çalışmalarına başlayan 1. Meclis-i Mebusan üyeleri, geçici bir talimatla vilayet, liva ve kazaların idâre meclisi üyeleri arasından seçilmiş, İstanbul için ayrı bir seçim yapılmıştı. Bu mecliste 115 üye vardı. 28 Haziran 1877’de çalışmalarını tamamlayarak dağıldı.
  • Aynı seçim usulüyle teşkil edilen 2. Meclis-i Mebusan ilk kez 13 Aralık 1877’de toplandı. 93 Harbi'nin getirdiği sorunlar nedeniyle 14 Şubat 1878’de tatil edildi.
  • II. Abdülhamit döneminin sonunda, 23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyetin ilanıyla aynı yılın Kasım ve Aralık aylarında mebus seçimi yapıldı. Ahrar Fırkası ve İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin katıldığı seçimlerde, İttihat ve Terakki çoğunluğu sağladı ve 4 Aralık 1908’de 3. Meclis-i Mebusan açıldı. Bu Meclis, 31 Mart Olayı ve II. Abdülhamit'in tahttan indirilmesi sonrasında Mayıs 1909’da Kanuni Esasi üzerinde değişiklikler yaparak padişahın ve Ayan Meclisinin yetkilerini daralttı, kendi yetkilerini arttırdı. 1911’de tek bir mebusluğu ilgilendiren, ancak siyasi yankıları yüksek olan bir ara seçim yapıldı.
  • 18 Ocak 1912’de padişah meclisi feshetti ve yapılan seçimlerden sonra, 18 Nisan 1912’de 4. Meclis-i Mebusan toplandı. Bu Meclis, 5 Ağustos 1912’de Gazi Ahmet Muhtar Paşa'nın önerisi ile feshedildi. Balkan Savaşı nedeniyle seçime gidilemedi ve sıkıyönetim ilan edildi. İttihat ve Terakki, 23 Ocak 1913’teki Babıali Baskını ile iktidarı ele geçirdi.
  • Bu şartlarda tek parti düzeninde 1914’te seçime gidildi ve 5. Meclis-i Mebusan üyeliklerinin tamamını İttihat ve Terakki elde etti. Bu Meclis I. Dünya Savaşı boyunca bu haliyle faaliyetlerde bulundu.
  • Mondros Mütarekesi sonrasında 21 Aralık 1918’de Padişah Vahdettin tarafından, yeni seçimler yapılmak üzere Meclis feshedildi. Yapılan seçimler sonunda Son Meclis-i Mebusan ilk toplantısını 12 Ocak 1920’de yaptı. 16 Mart 1920’de İstanbul’un işgali üzerine, bu meclis, işgal kuvvetlerinin baskısıyla, 11 Nisan 1920’de resmen feshedildi.
23 Nisan 1920'de Ankara'da Büyük Millet Meclisi faaliyetlerine başladı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Haziran 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İlk Parlamento

Sponsorlu Bağlantılar
Ad:  ilkparldolmabahce.jpg
Gösterim: 794
Boyut:  119.8 KB
İlk Türk Parlamentosunun 20 Mart 1877'de Dolmabahçe Sarayı'ndaki açılış töreni

İIk Türk Parlamentosu, "Meclis-i Umumi" (Genel Meclis) adı altında ve iki meclisli olarak, 20 Mart 1877'de çalışmalarına başladı. İki dereceli seçimler sonucu oluşan "Heyet-i Mebusan" veya bazen ifade edildiği gibi "Meclis-i Mebusan" (Milletvekilleri Heyeti), 69'u Müslüman ve 46'sı Müslüman olmayan 115 üyeden oluşuyordu. Doğrudan doğruya padişahça atanan "Heyet-i Ayan" veya diğer adıyla "Meclis-i Ayan" (Seçkinler Heyeti) ise, 26 üyeden kurulmuştu.
Genel Meclis'in çalışmaya başlamasından kısa süre sonra 23 Nisan 1877'de Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş açtı. Savaş sırasında, millet temsilcilerinin hükümeti eleştirmeleri ve sert çıkışları karşısında, Heyet-i Mebusan 28 Haziran 1877'de padişahça dağıtıldı. Ardından yapılan seçimler sonucu 13 Aralık 1877'de, Türk tarihinin ikinci millet temsilcileri meclisi toplandı. Ancak, Rus savaşının kötü bir gelişme göstermesi sonucunda, bu yeni Meclis de 14 Şubat 1878'de padişah tarafından tekrar dağıtıldı.
Zamanın padişahı II. Abdülhamit 1878'den 1908 yılına kadar Meclis'i toplamadan ülkeyi idare etti. 1908 yılı başlarında giderek artan dış gelişmeler ve son derece şiddetlenen aydınlar muhalefeti nedeniyle, Meclis'i Umumi yi 23 Temmuz 1908'de toplantıya çağırmak zorunda kaldı.
Böylece, II. Meşrutiyet dönemi açılmış oluyordu. Aynı zamanda Anayasanın yeniden uygulamaya konduğu bu dönem, Türk siyasî hayatında "özgürlük ilanı" olarak da anılır. Anayasa, 1909, 1912, 1914, 1916 yıllarında sekiz kez değiştirildi. Bu yolla, 1876 Anayasasının yapısı çoğu kez önemli değişikliklere uğradı.
Değişiklikler sonucunda, padişahın zararlı faaliyetleri iddiasıyla vatandaşları yurtdışına sürgün etme hakkı kaldırıldı. Basın özgürlüğü genişletildi ve sansür yasağı konuldu.
Vatandaşlara toplantı ve dernek kurma özgürlükleri tanındı. Artık siyasî partiler de kurulabilecekti. Ayrıca, hükümet Meclis'e karşı sorumlu tutulmuştu. Padişahın dilediği zaman Meclis'i dağıtması hükmü sıkı kayıtlar altına alındı. Gensoru kurumu yerleşti. Padişahın yasama yetkisine belli sınırlar getirildi. Meclis üyelerine doğrudan doğruya kanun teklifi verme hakkı tanındı. Meclis Başkanını, padişah müdahelesi olmadan Meclisin seçmesi kabul edildi. Bir padişah tahta çıktığı zaman, Meclis-i Umumi önünde Anayasa hükümlerine uymaya ve millete sadakat yemini edecekti.
1909 yılında yapılan bu anayasal değişikliklerin getirdiği demokratik parlamenter sistem, iç ve dış olaylar nedeniyle uzun süre yaşayamadı. Yıpratıcı bir siyasal mücadele ortamına, 1911'deki Trablusgarp Savaşı ve Ekim 1912'de başlayan Balkan Savaşlarının acılı günleri de eklenince, 1914 ve 1916 yıllarında Anayasada yapılan değişikliklerle padişahın Meclis'i dağıtma yetkisi aşama aşama artırıldı. Ayrıca, en güçlü parti durumunda bulunan "İttihat ve Terakki'nin tek parti diktatörlüğü, demokratik gelişmenin önünü tıkayan önemli nedenlerden birini oluşturdu.
Balkan Savaşlarının 1913 sonbaharında yapılan anlaşmalarla sona ermesinden bir yıl sonra Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşına katılmak durumunda kaldı. Savaşın bitim yılında, 3 Temmuz 1918'de VI. Mehmet (Vahdettin) Osmanlı Devleti'nin son padişahı olarak tahta çıkmıştı. Birinci Dünya Savaşı yenilgiyle sonuçlandı: 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi'nden sonra da, padişah VI. Mehmet, 21 Aralık 1918'de Meclis-i Mebusan'ı dağıttı. Kamuoyunun bütün tepkisine rağmen, Meclis-i Mebusan'ı Anayasanın açık hükmünü çiğneyerek ancak 12 Ocak 1920'de yeniden toplattı.



Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Haziran 2008       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1908-1912 Osmanlı Meclis-i Mebusanı
Vikipedi, özgür ansiklopedi

II. Abdülhamid döneminin sonunda, 23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet'in ilanıyla, aynı yılın Kasım ve Aralık aylarında mebus seçimi yapıldı. Ahrar Fırkası ve İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin katıldığı seçimlerde, İttihat ve Terakki çoğunluğu sağladı ve 4 Aralık 1908’de 3. Meclisi Mebusan açıldı. Bu Meclis, 31 Mart Olayı ve II. Abdülhamit'in tahttan indirilmesi sonrasında Mayıs 1909’da Kanuni Esasi
üzerinde değişiklikler yaparak padişahın ve Ayan Meclisinin yetkilerini daralttı, kendi yetkilerini arttırdı. 1911’de tek bir mebusluğu ilgilendiren, ancak siyasi yankıları yüksek olan bir ara seçim yapıldı.
4 Aralık 1908 - 1912 dönemi Meclis-i Mebusanında 142 Türk, 60 Arap, 25 Arnavut, 23 Rum, 12 Ermeni (bunlara 4 Taşnak ve 2 Hınçak mensubu dahildi), 5 Yahudi, 4 Bulgar, 3 Sırp ve 1 Vlah mebus bulunmaktaydı. İdeolojik altyapısı dönem içinde şekillenmeye devam edecek olan İttihat ve Terakki Fırkası yaklaşık 60 mebusun desteğine sahipti.
Meclis-i Mebusan aşağıdaki üyelerden oluşmaktaydı:

ilkmeclis
ilkmeclis1
ilkmeclis2
ilkmeclis3
ilkmeclis4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Haziran 2008       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1912 Nisan-Ağustos Osmanlı Meclis-i Mebusanı
Vikipedi, özgür ansiklopedi

1912 Nisan-Ağustos Osmanlı Meclis-i Mebusanı, II. Meşrutiyet döneminin ikinci Meclisi Mebusan'ı padişahın birincisini 18 Ocak 1912’de feshetmesi ve yapılan seçimlerden sonra, 18 Nisan 1912’de toplandı. Bu Meclis, 5 Ağustos 1912’de, içte ve dışta siyasi ortamın gerginleşmesi nedeniyle Gazi Ahmet Muhtar Paşa'nın önerisi ile feshedildi. Balkan Savaşı nedeniyle seçime gidilemedi ve sıkıyönetim ilan edildi.
Bu üç buçuk aylık Meclis-i Mebusan'da isimleri aşağıda yer alan mebuslar bulunmaktaydı:

Osmanlı Kurumları - Meclis-i Mebusan
Osmanlı Kurumları - Meclis-i Mebusan
Osmanlı Kurumları - Meclis-i Mebusan
Osmanlı Kurumları - Meclis-i Mebusan
Osmanlı Kurumları - Meclis-i Mebusan
Osmanlı Kurumları - Meclis-i Mebusan
Osmanlı Kurumları - Meclis-i Mebusan
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Haziran 2008       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1914-1918 Osmanlı Meclis-i Mebusanı
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Babıali Baskını sonrası şartlarında, 1914'de tek parti düzeninde seçime gidilmiş ve 5. Meclis-i Mebusan üyeliklerinin tamamını İttihat ve Terakki elde etmiştir. Bu Meclis 1. Dünya Savaşı boyunca bu haliyle faaliyetlerde bulundu.

1914 - 1918 dönemi Meclis-i Mebusanı aşağıdaki üyelerden oluşmaktaydı:

Osmanlı Kurumları - Meclis-i Mebusan
Osmanlı Kurumları - Meclis-i Mebusan
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Haziran 2008       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı (1920)
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı 12 Ocak 1920'da ilk toplantısını, 18 Mart1920'de son toplantısını yapmış, üyelerinin bazıları İstanbul'daki işgal güçleri tarafından tutuklanarak sürgüne gönderilmiş, önemli bir kısmı ise Ankara'ya geçerek kurulacak Büyük Millet Meclisi'nin 1. Dönemi'nin nüvesini oluşturmuş, resmen kapatılışı ise yine işgal güçlerinin baskısıyla tarihinde padişah VI. Mehmet Vahideddin'in 11 Nisan 1920 tarihli kararıyla gerçekleşmiştir.
Aralık 1919 seçimlerine Rumların ve Ermenilerin çoğunluğu çıkacak sonucu gayrimeşru ilan ettirmek amacıyla girmemişlerdi. Bu arada, Anadolu'da Mustafa Kemal Paşa Aralık 1919’da Ankara’ya gelmesinden kısa bir süre sonra Meclisin çalışmalarıyla ilgili son hazırlıklarını bitirmişti. Alınan karar göre; Meclisi Mebusan'daki tüm çalışmaları yürütecek bir Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti oluşturulacak, Meclis başkanlığına Mustafa Kemal seçilecek, Sivas Kongresi kararları onaylanacak ve Misakı Milli için Mecliste yemin edilecekti. İstanbul’a giden milletvekillerine bunlarla ilgili gerekli emirler iletildi.
Ancak, 12 Ocak 1920’de İstanbul’da toplanan son Osmanlı Meclisi Mebusanı'nda Mustafa Kemal Meclis Başkanlığına seçilmedi. Hatta Müdafaa-i Hukuk grubu yerine de Felah-ı Vatan adlı bir grup ortaya çıktı. Milli Mücadele için tehlike yaratacak bu duruma sinirlenen Mustafa Kemal, Ankara toplantısında söz verip yerine getirmeyen milletvekilleri için; "Sözlerinde durmayan bu efendiler imansızdırlar. Korkaktırlar, cahildirler." dedi. Ancak, bu olumsuzluk içinde beklenmese de bir olumlu gelişme yaşandı. Sivas Kongresi kararlarının görüşülmesi sırasında Mustafa Kemal’e inançla bağlı genç milletvekillerinin baskısıyla Kongre kararları onaylandı. 17 Şubat 1920’de oybirliği ile altı maddelik Misakı Milli’yi, "Hatt-ı Mütareke dahil ve haricinde"ki Türklerle meskun toprakları bölünmez bir bütün olarak kabul etmiş, Arap topraklarından, bağımsız bir Türkiye için feragat edeceğini dünyaya ilan ederek Misakı Milli de kabul edildi. Ulusal hedefe bir adım daha yaklaşılmış oldu.
İtilaf Devletleri bu gelişme karşısında tedirgin oldular ve Sevr AnlaşmasınıOsmanlı hükümetine kabul ettirmek amacıyla 16 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgal ettiler. Meclis buna rağmen 18 Mart’ta son bir kez daha toplandı. Bu son oturumda da çalışmalara ara verildi. Meclis sonunda padişah tarafından 11 Nisan’da dağıtıldı.
Osmanlı Meclis-i Mebusan'ı aşağıdaki üyelerden oluşmaktaydı:

son 1
son 2
son 3
son 4
son 5
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
31 Temmuz 2012       Mesaj #7
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
SON OSMANLI MEBUSLAR MECLİSİNİN TOPLANMASI (12 OCAK 1920)

1-
Seçimlerin yapılıp mebuslar meclisinin toplanmasına itilaf devletleri karışmadılar.
YORUM: Bunun nedeni, itilaf devletleri toplanacak olan bu meclisin barış kararı alacağını umuyorlardı.

2- Mustafa Kemal Mebuslar Meclisinin
İstanbul’da toplanmasına karşı çıktıysa da bu görüş kabul edilmedi. Meclisin padişahsız olamayacağı öne sürüldü.
YORUM: Mustafa Kemal İstanbul’un düşman işgali altında olması nedeniyle baskı altında olunacağı ve bu nedenle meclisin özgürce çalışamayacağını düşündü.

3- Mustafa Kemal mebuslardan kendisini meclis başkanı seçmelerini istediyse de bu durum gerçekleşmedi.

YORUM: Çünkü eğer meclis dış bir müdahaleye uğrarsa çalışmaların Anadolu’da devam ettirilebilmesi için.

4- Mustafa Kemal Mebuslardan yurdun kurtarılmasına öncelik veren bir Müdafa-i
Hukuk grubu kurmalarını istedi. Mebuslar bunun yerine Felah-ı Vatan adıyla başka bir grup kurdular.
YORUM: Felah-ı Vatan grubunun çalışmalarıyla kongre kararlarına benzeyen Misak-ı Milli kararlarını Mebuslar Meclisi kabul etti.

Mustafa Kemal Mebuslar Meclisi’nde üç şey istemiştir:

1- Başkan seçilmek. Gerçekleşmedi.
2- Müdafa-i Hukuk grubunun kurulmasını. Gerçekleşmedi. Ancak onun yerine Felah-ı Vatan adıyla başka bir grup kuruldu.
3- Kongre kararlarının alınmasını istedi. Gerçekleşti. Bu kongre kararları Misak-ı Milli.

MİSAK-I MİLLİ (28 OCAK 1920)


1- I.
Dünya Savaşı’nda itilaf devletleri tarafından işgal edilen Arap bölgelerinin geleceği hakkında bölge halkı özgürce karar vermelidir.
YORUM: Araplar kendi geleceklerini kendileri belirleyebilecekti. Dikkati çeken diğer bir özellik ise; bu karar Wilson ilkelerine uygun bir karardı.

2- Mondros Ateşkesi imzalandığı sırada işgal edilmeyen ve çoğunluğu Türk olan yerler birbirinden ayrılmaz bir bütündür.

YORUM: Vatanın bütünlüğü korunacak ve işgal edilen yerler kurtarılacaktır.

3- Batı Trakya(Meriç nehri batısı), Kars, Ardahan ve Batum’da bölgenin geleceğini belirlemek için halk oylamasına gidilmelidir.

YORUM: Burada düşünülen düşünce; halkın çoğunluğun müslüman ve Türk olduğu için halk da tabii ki vatana bağlı kalmak isteyecektir.

4- Komşu ülkelerdeki müslüman azınlıklara tanınan hakların aynısı Osmanlı ülkesindeki hıristiyan azınlıklara da tanınacaktır.

YORUM: Bu maddeyle azınlıklar arasındaki eşitlik amaçlanmıştır.

5- İstanbul ve Marmara denizindeki işgaller kaldırılırsa Boğazlar dünya ticaretine açık olabilir.

YORUM: Bu madde ile boğazlar yardımıyla yapılacak olan dünya ticaretinin arkasına saklanılarak boğazlar ve başkent İstanbul’un güvenliği amaçlanmıştır.

6- Siyasi, adli ve mali alanlarda gelişmeyi engelleyen sınırlamalara karşıyız.

YORUM: Gelişebilmek için tam bağımsız olmamız ve Kapitülasyonları kaldırmamız gereklidir. (Sınırlamalara karşıyız. Tam bağımsız bir devlet olmak ana hedefimizdir. Kapitülasyonları kaldırmalıyız)

NOT: Bütün bu kararlar Son Osmanlı Mebuslar meclisi tarafından alınmıştır.

YORUM: Bütün bu kararlar ulusun kararlarıdır. Çünkü Mebuslar meclisini halk seçti.

Misak-ı Milli’nin esas amacı, özü şudur:


- Vatanın bütünlüğünü sağlamak,

- Tam bağımsız olmak,
- Kapitülasyonları kaldırmak.

MİSAK-I MİLLİ KARARLARININ ALINMASININ SONUÇLARI


1- İtilaf devletleri 16 Mart 1920’de İstanbul’u işgal ettiler.

YORUM: İtilaf devletleri Misak-ı Milli kararlarının alınmasını engellemek için birçok baskılar yapmıştır ancak başarılı olamayınca İstanbul’u resmen işgal ettiler.

2- Ali Rıza Paşa ve Salih Paşa Hükümetleri istifa edince Damat Ferit yeniden hükümet kurdu.

YORUM: Böylece Mustafa Kemal ve vatanın bağımsızlığı için çalışanların önüne engelleyici bir unsur çıkmış oldu.

3- İtilaf devletlerinin baskıları sonucu Padişah Vahdettin Mebuslar Meclisini kapattı.

YORUM: Mebuslar Meclisinin kapanması, Ankara’da açılacak olan yeni meclisin (TBMM) hukuki gerekçesini oluşturdu.

4- Ankara’da TBMM açıldı.

YORUM: Burada Mustafa Kemal’in ileri görüşlülüğünü görüyoruz. Çünkü o Mebuslar Meclisi açılırken İstanbul’da açılmaması gerektiğini, yoksa baskı altında olunacağını belirtmiştir. Mebuslar Meclisi kapatılınca da M. Kemal geriye kalan Mebuslar Meclisi üyelerini Ankara’ya çağırarak burada TBMM’yi kurmuştur.

5- İstanbul’da bazı mebus ve aydınlar tutuklanarak Malta adasına sürgün edildiler.


6- İstanbul’dan Ankara’ya ulusal mücadeleye katılmak için bir göç dalgası başladı.

YORUM: Mustafa Kemal’in ileri görüşlülüğünü herkes anlamıştı. Artık onu çekemeyenler, sevmeyenler bile bu ileri görüşlü önderin çevresinde birleşmek gerektiğini anlamıştı. Bu yüzden ulusal direnişe destek olmak amacıyla Ankara’ya büyük akınlar oluştu.

NOT: Eğer İstanbul işgal edilmeseydi Ankara’da TBMM açılmazdı.

Misak-ı Milli kararları alındı, bu yüzden İstanbul işgal edildi, İstanbul işgal edilince TBMM açıldı.
İzmir işgal edildi, Kuva-i Milliye kuruldu.

Orkut TORUMTAY
11-G / 1012


Kaynaklar:
• T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük (Eski ve yeni basım)
• Karacan Dershaneleri sosyal bilimler


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
9 Nisan 2014       Mesaj #8
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Meclis-i Mebusan
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

I. ve II. Meşrutiyet dönemlerinde, Meclisi Umumi denilen ve 1876 Anayasası uyarınca kurulan Osmanlı Parlamentosu'nun seçimle gelen kanadı. İlk defa 20 Mart 1877'de toplanan Osmanlı Parlamentosu'nda (Meclisi Umumi), Meclisi Mebusan, 56 Müslüman ve 40 Hristiyan olmak üzüre 96 üyeden oluşuyordu. 1876 Anayasası'na göre her 50.000 erkek için bir mebus seçilirdi. Seçimler dört yılda bir ve gizli oyla yapılırdı. Memurluk ve mebusluk bir kişide aynı anda bulunamazdı. Türkçe bilmeyenler, otuz yaşından küçük olanlar aday olamazlardı. Mebusların her biri tüm Osmanlıların mebusu sayılırdı. Türlü nedenlerle görevlerinden ayrılan ya da görev yapamayan mebusların yerine yenileri seçilirdi. Meclis başkanı, gösterilen üç aday arasından padişah tarafından seçilirdi. Mebuslar kanunla gösterilen durumlar dışında, meclis çoğunluğunun kararı olmadıkça yargılanamazlardı. Meclisi Mebusan, kendisine gönderilen kanun tasarılarını görüşür; red ya da kabul eder ya da değişiklikler yapardı. Bütçe kanunu, bakanların katılmasıyla görüşüldükten sonra son şeklini alırdı.

1876 Anayasası'yla öngörülen bu sistem, uygulamada gerçekleştirilemedi. Acele toplanması gereken Meclis "Talimatı Muvakkate" adı verilen geçici bir düzenlemeye göre 80 Müslüman ve 50 Hristiyan üyeden oluştu. 1877 Şubatı'nda da çeşitli iç ve dış siyasî olaylar neden gösterilerek II. Abdülhamit tarafından dağıtıldı. İkinci kez ancak 30 yıl sonra, 1908'de toplandı. 1909'da da 1876 Anayasası'nın Meclisi Mebusan ile ilgili kimi hükümleri değiştirilerek bu kurumun durumu sağlamlaştırılmaya çalışıldı. Bu kez de iktidardaki İttihat ve Terakki Partisi'nin tutumu yüzünden, anayasanın öngördüğü biçimde çalışamayan Meclisi Mebusan, 1914'te yapılan yeni anayasa değişikliklerine karşın hiçbir zaman milletin egemenliğine dayanan bir yasama organı olamadı.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
theMira

Benzer Konular

3 Aralık 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
22 Ocak 2009 / Ziyaretçi Soru-Cevap
4 Aralık 2009 / Misafir Cevaplanmış
21 Ağustos 2009 / Misafir Taslak Konular