Arama

Ölüme Yakın Deneyimler

Güncelleme: 17 Aralık 2016 Gösterim: 10.363 Cevap: 4
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
4 Ağustos 2010       Mesaj #1
Avatarı yok
Yasaklı
NDE - Beden Dışı Deney / NDE Nedir?

Sponsorlu Bağlantılar
Hayatta kalma olayına iki açıdan yaklaşabiliriz. Herhangi bir ölümden sonra yaşam modeli, ille de ölülerle, yaşayanlar arasında olası bir ilişkiyi gerektirmez. Tartışmalar sonucunda, yaşam sonrasında bir kavrama ulaşabilmek eninde sonunda ruhsal bir sonuçtur ama aynı anda inanca da ulaşılmış olduğu için “inancın kanıtı olmaz” kuralı geçerli olur. O zaman uygun olan yöntem ikincisidir yani önemli olan değer his ya da duygudur. Hele bir de his ya da hisler saf olarak yani etkilenmeden kullanılabiliyorsa sonuç daha tatminkar olabilir.

Örneğin “Beden Dışı Deney- NDE” olayı sık yaşanmasa da telkin yönünden etkindir. Ölüm Deneyi yaşayanlar otoritelere karşı sorumludurlar yani doktorlar veya hemşireler tarafından soruşturulurlar. Ruhlarının bedenlerini terk ettiğini anlattıklarında, ölümcül yatak imajinasyonları ya da psikolojik arşetiplerle karşılaşmış oldukları cevabını alırlar. Ama tüm kuşkulu sorgular ve yaklaşımlar yine de NDE’nin önemini azaltmaz fakat yine de kuşkulu olmayı kendimize telkin eder ve bunu doğru kabul ederiz. Oysa, ölüm sonrası ile ilgili önemli kanıt biçimi veya arayış, ölülerle ya da ruhlarla ilişki kurmanın çok ötesinde önem taşıyan NDE’dir.

Conneticut Üniversitesi’nde psikoloji profösörü olan Kenneth Ring’e göre ölümden
dönen insanlar duygularını daha net ifade ediyorlar;”Ölüm ötesi hayat dolu ve renkler çok canlı. Güzel ve doğaüstü bir müzik her zaman
duyuluyor. Doğuştan kör olan insanlar bile orada görüyorlar.” diyorlar.

Kesin birşey var; çok koyu ve tutucu dini inançlar konu dışı etkenler nedeniyle artık şeffaflaştı. Bu etkenler ölüm deneyi yaşayan insanları (NDE’ler) içermekte.

Artık insanlar semavi mutluluğu içeren vizyonlardan söz etmekteler. Öteki dünya deneyimleri tartışmasının başlıca sonuçlarından birisi, ölüm sonrası yolculuktaki değişikliklerdir. NDE’leri yaşayan insanlar bunları iddia etmekteler. Böyle bir durumu yaşayan bir kişi şunları anlatmakta; “Ömrünüzdeki en güzel bin olayı alın bunları milyonla çarpın, ancak o zaman o hisse yaklaşabilirsiniz.”

Hawaii’li 59 yaşındaki bir orkide yetiştiricisi 14 yaşında ölüm deneyimi yaşamış; “ Bütün
yaptığınız kötü şöylerin etkisini kendiniz hissetmiş gibi yaşıyorsunuz. Şunu düşünün,başkalarına yapmış olduğunuzu kendinize yapmış oluyorsunuz”. Yani önemli olan birinin ruhunuzu yargılaması değil, ruhun kendi kendini yargılaması.

Bir diğeri konuya biraz daha değişik bir açıdan bakıyor; “Vasat insan belki de bedeni ve dünyadaki insanları terketmenin ne anlama geleceğini düşünmüyor. İnanç sahibi olmak ve ruhun baki kalmasını hayal etmek çok zor. İnsanlar vücutları olmadan nasıl kendileri olacaklarını düşünüyorlar. Fiziksel vücut fikrinden vazgeçmeliler ve yıldız biçiminde, ruhsal, zihinsel bir yaşam fikrini kabul etmeliler.”
Ölüm deneyimini yaşamış olan Ron Hubbard bunu şöyle açıklıyor; “1930 yılında bir ameliyat sırasında ölmüş, vücudumdan çıkmış ve karşı sokağın üzerinde duruyordum. Kendime acıdığımı hissettim ve bana bunu yapamazlar diye düşündüm. Geri dönmeye karar verdim. Vücuda kafa içindeki mekanizmalar aracılığıyla sıkıca sarıldım ve kalp atışlarını tekrar canlandırmayı başardım.”

Genç bir kadın hissettiklerini şöyle anlatıyor; “Ölmüş olduğumu düşündüm. Öldüğüme üzülmedim ama nereye gideceğimi de bilmiyordum. Düşüncelerim tıpkı yaşadığım zamanki gibiydi. Olayı kavrayamıyordum. Nereye gidecektim, ne yapacaktım? Sonra durdum ve ‘Allahım, ben öldüm!’ dedim. Buna inanamıyordum. Ölüm daima başkalarının başına gelecek şeydi. Heyecan geçince herşeye karar verecektim. Cesedim götürüldükten sonra nereye gitmem gerektiğini anlamaya çalışacaktım”

Öldükten sonra ortaya çıkan ışık konusunda ise başka bir deneyim şöyle; “Ölmek üzere olduğumu biliyordum. Bu konuda yapabileceğim bir şey yoktu. Çünkü kimse beni duyamazdı. Bedenimden çıkmıştım, fiziki bedenimin ameliyat masasında yattığını gördüm. Ruhum dışarı çıkmıştı. İlk başta bu beni korkuttu. Ama sonra parlak bir ışık belirdi. Bu bana bir sıcaklık duygusu veriyordu. Işık beyazdı ama görmemi etkilemiyordu. Ameliyat masasını, doktorları, kendimi rahatça görebiliyordum. Ne olacağından pek emin değildim. Sonra bu ışık ölmeye hazır olup olmadığımı sordu. Işık benimle konuşmaya başlar başlamaz kendimi çok iyi hissettiğimi hatırlıyorum. Güvendeydim ve seviliyordum. Sanırım ışık benim ölüme hazır olmadığımı anlamıştı.”

Hasta John komada gördüğü şifa Tapınağının siyah ve beyaz renkleri hariç tüm renklerin hakim olduğunu söylüyordu. Bir koruyucu yanına gelip “Tedavi görmek için geldin öyle değil mi?” demişti. Daha sonra bu renkler John’un etrafında dönmeye başlamış, çevresindeki renk ve enerji dalgaları John’un tüm acı ve ağrılarını götürmüş. John oradan ayrılmadan önce koruyucusu kendisini nasıl iyileştireceğini öğrenmesi gerektiğini söylemiş.

Kaynak:Fenomen





BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 19 Mayıs 2016 00:40
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
9 Aralık 2012       Mesaj #2
Avatarı yok
Yasaklı
Ölüme Yakın Deneyim Karbondioksit Artışıyla mı İlişkilidir?

Sponsorlu Bağlantılar
Ölüme Yakın Deneyim (ÖYD) bir çeşit beden dışı deneyimdir ve kişinin bilinçli zihninin fiziksel bedeninden ayrılarak deneyimlediği bir durumdur. ÖYD esnasında tüm yaşananların üç boyutlu bir yeniden gösterimi yaşanır. Ancak bu ardışık bir film izleme gibi değildir. Bir anda oluşur. Her şey çok hızlı olmasına karşın, her şeyi anımsamaya olanak verecek kadar yavaştır. Yaşamdaki her türlü duyguyu, sevinç ve üzüntüleri kişiler deneyimler .Çevrelerindeki kişilerin de tüm duygularını hissederler. "Diğer tarafta" edinilen bilgi ardışık değil, "kütleler halinde" gelir.

Tümcedeki sözcükler veya filmdeki sahneler gibi ardışık biçimde dizilmek yerine, tüm bilgi, kişinin bilincinde bir anda adeta "patlar". Bu bilgi kümeleri ardışık olmadıklarından, bunları sözcüklere dönüştürüp anlatmak çaba gerektirir. Bazen insan anlayışının ötesinde kavramlar ve dil gerektirir. ÖYD sırasında bazen kişiler gelecekle ilgili öngörüleri de algılarlar. ÖYD yaşamış kişiler daha mutlu, daha iyimser, rahat ve mistik konulara eğilimli hale gelirler. Ölüm korkuları tamamen kaybolur. İntiharlar sırasında bu deneyimi yaşayanlar bir daha intihar etmezler. Bazılarında psişik yetenekler gelişir.

Peki, ÖYD nasıl ortaya çıkıyor? Beyinde mi olan bir kandırmaca? Yoksa gerçekten "öte alem"in kanıtı mıdır? Muhtemeldir ki, ÖYD sırasında beynin oksijensizliğe duyarlı en hassas yeri olan hipokampus, bellek kısmında bir boşalma ve tüm anıları ortaya serme ile açığa çıkıyordur. Bu sırada beyinde haz ve mutluluk veren, morfin benzeri endorfinlerde artış olabilir. Başka bir kimyasal olan glutamatın artışıyla da, uzay-zaman aşılması, evrenle birleşme, huzur ve neşe, ölülerle karşılaşma, yukarıdan görme ortaya çıkabilir!



Kaynak : Popüler Bilim (Mart 2012,Sayı:213)

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
9 Aralık 2012       Mesaj #3
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Kısa süreliğine ölümün soğuk yüzü ile tanışanların iddiasına göre, kalp durduğunda ışık huzmesi ve ölen yakınlar görülüyor.

"Çok büyük, etkileyici ve özel bir ses duydum. Tanrının sesi gibi hissettim ama o olup olmadığını bilmiyorum. O ses benle konuştu ve benim bir gün araştırmacı olacağımı, kitaplar yazacağımı söyledi."

Bu sözler üç kez ölümle burun buruna gelen ölüme yakın deneyimler (ÖYD) araştırmacısı P.M.H. Atwater'a ait. Atwater bir banka memuruydu. Bir gün evlendi ve hamile kaldı. Hamileliği sırasında kanaması olunca kaldırıldığı hastanede, ameliyat masasında hayatı değişti. Tam bu noktada kalbi duran bankacı kadın ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgide gidip geldi. Dönüş"ü yaşayınca kendini Ölüme Yakın Deneyimler araştırmalarına adadı. Atwater 1977 yılında, ameliyat masasında yaşadığı hayret verici hikayeyi anlatırken hâlâ heyecanlanıyor. "Özel bir ses duydum o anda. Çok büyük bir sesti. Tanrının sesi gibi hissettim ama ben öyle nitelendirmedim. O ses benle konuştu. Araştırmacı olacağımı ve kitap yazacağımı söyledi. Ben hayata bu misyonla geri geldim."

Daha sonra da iki kez ölümün eşiğine gelen Atwater ameliyat masasında yaşadıklarından sonra (ÖYD) çalışmalarına başladı. Yetişkin ve çocuklar üzerinde yaptığı araştırmalar sonucunda kişilerin ilginç deneyimler yaşadıklarını tespit ettiklerini belirten Atwater ÖYD yaşayan kişilerin geçtiği aşamaları şöyle anlatıyor: "Örneğin bir ameliyat esnasında kalbi duran kişi bedeninin dışına çıkıyor ve kendini yukarıdan görüyor. Uçargibi hafifçe süzülüp ucunda ışık olan bir tünele doğru gidiyor. O tünelde ölmüş olan insanları görüyor. Bazen de kendilerine huzur duygusu veren kişiler tarafından karşılanıyor. Fakat ileri gitmemeleri için bir engel bulunuyor ve oradan geri dönüyorlar. Bazıları ise sadece ses duyarlar. Örneğin ben onları görmedim sadece ses duydum." Yirmi altı yıldan bu yana dört bin kişinin üzerinde çalışmalar yapan Atwater ÖYD'nin özel ve bilimsel bir çalışma olduğunu belirtiyor, asla halisünasyon olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurguluyor. Kalbin durması anında yaşanan olaylar halisünasyon ya da hayal ürünü değil. Bunlar tamamen gerçek. Yaşanan olaylar bunun kanıtıdır" diye konuşuyor.

Bu arada 277 çocuk üzerinde de çalışmalar yapan Atwater ÖYD'nin çocukların zeka yapısında ve hayata bakış açılarında çok büyük değişimler yarattığını söylüyor; "Örneğin, beş altı yaşlarında bir çocuğun ameliyat esnasında kalbi duruyor ve yükseliyor. Tüm sesleri duyuyor ve kişileri görüyor. Işık olan bir yere gittiğini ve orada huzurlu olduğunu söylüyor. Bu çocuk iyileştikten sonra ilkokul birinci sınıfa başladı ve yaşıtları basit cümlelerle okuma yazma öğrenirken o, Yunan Mitolojisi okuyordu." Atwater'ın iddiasına göre sadece zeka düzeyi değil hayata bakış açıları da değişen bu çocuklar yaşama da daha bağlı oluyorlar.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Kasım 2016       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Benim babam bu yakın zamanda vefat etti ve normalde gezmeyi içmeyi seven bir adamdı ama ölmeden kac gun once evden hic dısarı cıkmadı hic konuşmuyordu cok sessizdi normalde sosyal medyada cok paylaşım yapmayan adam ölmeden kac gun once sabahlara kadar ölümle ilgili paylaşım yapmıs son 5 gun hic uyumamış ve son haftalar tum akrabalarının evine sevdiklerinin yanına gitmis herkesi görmüs sizce hissetmiş mi öleceğini
ciklet - avatarı
ciklet
Kayıtlı Üye
17 Aralık 2016       Mesaj #5
ciklet - avatarı
Kayıtlı Üye
near death experience bir takım etken maddesi anastezik ilaçlarla yaşanılabilir bir deney. ışık karanlığın sadece oyun alanıdır, karanlık ise ışığın gölgesi, birisi olmadan bir diğerinin anlamı yoktur, yaşamın ve ölümün ayrılmazlığı tüm bir bilincin kendini kavramasıyla oluşuyor bana göre ve nde'de his edilen ve görülenlerin birbirinden daima farklı olması bilinc altının oynadığı bir oyundur, ta ki agoni'ye kadar, görülen ve hissedilen acı sebebiyle yaşanılan nde diğer yapay etkileşimlere yol açan maddelerden daha gerçekçidir, yine de, ölümle yaşam arasında ki noktanın kişiye bir çok anahtar verdiği, ölüme yakınlaşmanın varlık hissiyatlarının artmasına sebebiyet verdiğini kendi deneylerimden biliyorum,, zincirleme bir varoluşun, yokoluşa kadar senkronize oluşunda kavrayamadığımız ve anlamlandıramadığımız durumların varlığını ortaya koyuyor bence, görmediğine inanma genellemesinide yok ediyor.

Benzer Konular

4 Mayıs 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap