Arama

Sinestezi Gücü

Güncelleme: 23 Temmuz 2009 Gösterim: 14.679 Cevap: 2
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
17 Temmuz 2008       Mesaj #1
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
BEYNİN BÜYÜLÜ OYUNU - SİNESTEZİ


Sponsorlu Bağlantılar

Tıpta harflerin, seslerin, rakamların insanların üzerinde farklı etkiler uyandırdığı ve bunların normal dışı algılamalar olduğu kabul edilir. Sinestezi denilen algılama bozukluğunda ise kişilerin sesleri görebildiği, renkleri hissedebildiği ve şekillerin tadını alabildiği belirtilir. Sinestezi sorunu olanlar, sayıların ve harflerin renkli olduğu, müzik notalarının özel kokusu olduğu büyülü bir dünyada yaşarlar. Bunlar gerçeği, farklı duygusal algılamaları karıştırarak görürler. Onlar için E harfi, örneğin, yeşildir. R’nin tiz bir sesi vardır, 5 sayısı sarı renktir ve Sol notası çikolata tadındadır.

Amerikan Psikoloji Derneği başkanı, Berkeley Üniversitesi’nde nörolog Lynn C. Robertson, İtalyan Panorama dergisine yaptığı açıklamalarda sinesteziyi anlatırken, “Kelime anlamı duyuların birleşmesi” diyor. “The Two Sides of Perception” adlı kitabın yazarı olan Robertson şöyle devam ediyor: “Değişik sinestezi tipleri var: bazı kişiler bir harf gördüklerinde aynı anda bir renk algılarlar; bazıları bir ses duyduklarında hemen özel bir tat alırlar: kimileri bir şekil gördüklerinde onu bir kokuyla bağdaştırırlar. Ama genelde sinestezi rahatsızlığı olanlar farklılıklarının farkında değildir. Bu şekilde büyüdükleri için diğer insanların da aynı olduğunu düşünürler. Günün birinde ‘Şu A harfi ne kadar kırmızı’ dediklerinde ve biri onlara harfın renkli olmadığını söylediğinde işin farkına varırlar.”

Sinestezi yaygın bir durum mu?

“Birçok insan zaman zaman sinestetik deneyimler yaşar, bir ses duyduklarında bir tat hissetmeleri veya tam tersi, gibi. Bu her 200-300 kişide görülebilen bir durumdur. Ama gerçek sinestezi ender görülen bir durumdur. Belki her 25-30 bin kişide bir.”

Bir sinestezi hastanın beyninde neler oluyor?

“Son derece normal olan bu beyinde, ilk çocukluk yıllarında oluşan sinirsel bağlantılar bulunuyor. Bu bağlantılar genellikle zamanla yok olur. Doğum anında beynimizde çok sayıda nöron arası bağlantılar vardır, yaşam boyunca kullanacaklarımızdan çok daha fazla sayıdadır bu bağlantılar. Büyüdükçe ve geliştikçe bu bağlantılar ‘budanır’. Sinestetikler hariç. Onların beyninde bu bağlantılar kalır ve o bunları bazen diğer yetenekleri güçlendirmek için kullanır. Mesela; bir gün harflerle sayıları renklerle bağdaştıran bir gençle konuşuyordum. Bir ara bana, ‘Normal insanlar telefon numaralarını nasıl hatırlıyor’ diye sordu. Bunun üzerine o gencin, teleon numaralarını aklında tutmak için renklerden yararlandığı ortaya çıktı.”

Genetiğin bu işte parmağı var mı?

“Sinestezi gen yoluyla geçebilir. Princeton kongresini düzenleyenlerden biri sinestezik ve ailesinde de birçok insan var bu durumda.”
Doğuştan gelen bu bağlantılar beynin hangi bölümünde kalıcı olur?
“Renkgrafi dediğimiz özel sinestezi tipinde beynin temporal Lob (Tabanda yer alır. Duyma, konuşma ve dil gelişimi ile ilgilidir) bölümünü ilgilendiriyor gibi. Pet görüntüleme tekniği ile yapılan deneyler bu bölümün, sinestezikler şekil ve renklere tepki gösteridğinde ayınlandığını gösteriyor.

Bu bir hastalık mı?

“Hayır. Sorun da değil. Birçok sinestetik durumunun düzelmesini istemiyor. Mesela benim bir hastam var, müzik kulağı çok gelişmiş. Ses dürtülerini renklerle bağdaştırıyor. Küçükken senfonik konserlere gidermiş ve görüntülere gerek olmadığını düşünürmüş çünkü her nota farklı bir renkmiş. Böyle bir özelliğe sahip olduğunu bilmediğinden konserin herkes için bir ses, ışık ve renk cümbüşü olduğunu düşünürmüş. Diğer insanlarında sadece onun gördüğü görsel şöleni görmek isteyebileceğini çok geç keşfetmiş.”

Kaynak

Son düzenleyen _PaPiLLoN_; 23 Temmuz 2009 21:06
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
5 Şubat 2009       Mesaj #2
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
SİNESTEZİ: RENKLERİ DUYMAK,ŞEKİLLERİ TATMAK

Sponsorlu Bağlantılar
Uyandıkları her sabah kendine has ve değişik. Basitçe gazete okurken bile okudukları her bir kelimede gözlerinin önünde bambaşka renkler parlıyor. Beethoven'ın konçertolarından birini dinlemek onlar için bir havai fişek gösterisine dönüşüyor. Kapı çaldığında çevrelerinde farklı büyüklükte üçgenler görüp, gökkuşağına baktıklarında çeşit çeşit sesler duyuyorlar. İşte tüm bunlar sanrılar gören birinin değil, sinestezi hastalığına sahip bireylerin yaşadıkları.

sinestezibpf8

Jane Mackay'in "Tchaikovsky'nin 1. Piyano Konçertosu" isimli bu tablosunda görme ve
duyma arasında bir köprü kurularak sinestezik bir algı yaratılmaya çalışılmış.

Sinestezi Yunanca kökenli bir kelime olup birleşik duyu anlamına geliyor. Sinestezi hastalarında herhangi bir duyunun uyarımı otomatik olarak başka bir duyu algısını tetikliyor. Daha açık bir deyişle, renkleri duyup, şekilleri tadıp, sesleri koklayabiliyorlar. İki çeşit sinestezi bulunuyor: Sonradan kazanılan ve nedeni çözülemeyen sinestezi. Sonradan kazanılan sinestezi başka bir hastalığın varlığında ortaya çıkıyor. Örneğin, epilepsi hastalarında bu tür duyular (koklama, görme, işitme, duyma, dokunma) arası geçişler de gözlenebiliyor. Nedeni henüz çözülemeyen sinesteziyse her 25.000 kişiden birinde görülen, ender bir durum. Kafadan alınan darbeler, bir takım kimyasalların kullanımı ya da beyindeki orta temporal lobun hasarı da geçici sinestezik durumlara neden olabiliyor. Her ne kadar sinestezi hastalarının deneyimleri farklı duyular içerdiğinden çeşitlilik gösterse de Yale Üniversitesi'nde profesör olan Lawrence Marks bu hastaların çocukluk ve yetişkinlik dönemlerinde sergiledikleri davranışların benzer olduğuna dikkat çekiyor. Birçok çocuğun ceza alma korkusuyla durumunu saklamaya çalıştığını, ancak yetişkinlikte doktorlarca bu duruma bir ad konulduğunda kendilerini daha iyi anlayabildiklerine vurgu yapıyor. Sinesteziye yatkın belli bir insan tipi yok. Ancak eldeki takım istatistiksel verilere göre kadınlar erkeklere oranla bu hastalığa daha yatkın. Hastalığın kadınlarda daha sık görülüyor oluşu hastalık geninin X cinsiyet kromozomu üzerinde taşınıyor olabileceği olasılığını doğuruyor. Nitekim sinestezinin babadan kıza, anneden oğula ve anneden kıza geçtiği durumlara örnekler çokken, bugüne kadar hiç babadan oğula geçtiği gözlenmemiş.

sinetezikqo0

Bazı sinestezi hastaları uzamsal alandaki bazı yerleri belli sayılarla özdeşik olarak
algılıyorlar. Örneğin, sol taraflarını 50 sayısıyla algılıyorken, sağ taraflarını 70 sayısıyla algılıyorlar.

Sinestezi hastalarının uzamsal ve matematiksel zekâlarının düşük oluşu hastalığın beynin sol yarım küresiyle ilişkili olabileceğini düşündürüyor. Yapılan beyin görüntüleme çalışmalarıysa sinestezik hastalarda limbik korteks ve hipokampüsün normal bireylere göre daha etkin olduğunu ortaya koyuyor. Her ne kadar araştırmacılar sinestezi hakkında henüz aydınlatılmamış gerçekleri açığa çıkarmaya çalışıyor olsa da, birçok sinestezi hastası özel durumunu bir tür hediye gibi görerek sanatsal alanlarda başarının kapılarını zorluyor. Öyle ki dünyanın saygın heykeltıraş, müzisyen, ressam ve şairleri arasında da bu hastalıkla yaşamış pek çok örnek bulunuyor. Bunlardan biri olan ünlü Fransız şairi Arthur Rimbaud'nun hastalığını ilk olarak çocukluğunda kitaplardaki harflere bakarken nasıl da renkler gördüğünü fark ettiğinde anladığı söyleniyor. Benzer şekilde ünlü roman yazarı Vladimir Nabokov, klasik müzik bestekârı Scriabin, ressam Kandinsky'nin de sinestezik deneyimler yaşadığı biliniyor. Sinir bilim ve psikolojideki tüm gelişmelere rağmen, bugün, sinestezi halen nörolojik bir hastalık olarak gizemini koruyor. Araştırmacılar, bu hastalığın gizemi çözüldüğünde sinir sistemi ve algı arasındaki ilişkinin ortaya çıkarılmasında da büyük bir adım atılmış olacağını söylüyorlar.

Kaynak

Son düzenleyen _PaPiLLoN_; 23 Temmuz 2009 21:07
Breath - avatarı
Breath
Ziyaretçi
14 Nisan 2009       Mesaj #3
Breath - avatarı
Ziyaretçi
Sinestezi
Vikipedi, özgür ansiklopedi

  • Etimoloji
Yunanca, syn(Birlikte) ve aisthesis(algı/his/duyum) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Ortaya çıkan Synaistesia kelimesi, "birleşik his" ya da "birleşik duyum" olarak tercüme edilebilir. Kaynak olarak "hissizlik, duyu eksikliği" anlamına gelen anesthesia (anestezi) kelimesi ile aynı temele dayanmaktadır.
  • Tanım
Bir algı modalitesi uyarıldığında birden fazla kanalda uyarılma oluşmasına verilen tıbbi isimdir. Metafor, sembolizm kelimeleri gibi, çeşitli sanat ürünlerinin tanımlanmasında kullanılan "sinestezi" kelimesinden farklı olarak bu olguyu yaşayan kişiler, kasıtsız ve sürekli olarak oluşan benzetmelerden bahsederler. Kısaca, birden fazla algı sistemi aynı nesnelere kendi yorumlarını aynı kuvvette verirler. Sinestezi sahibi insanlar, örneğin, insanları, insan olarak değil de görsel/işitsel/tekstürel vb. bir nesne/olgu olarak hatırlar ve benimserler. Annesini ılık süt, kardeşini bir kedi vb. olarak gören/hatırlayan/düşünen biri gibi...

Demografi olarak genelde solak ve çift el kullananlarda ve kadınlarda daha sık rastlanmaktadır. Irsi olduğu düşünülmektedir. Bu kişilerde, hafıza fonksiyonları güçlenirken matematiksel ve mekansal algı fonksiyonları zayıflamaktadır. Sinestezinin, beynin sol yarım küresiyle ilgili ve hipokampüs bezine bağlı bir fonksiyon olduğu düşünülmektedir. İstatiksel olarak çok nadir rastlansa da "normal" bir beyin fonksiyonudur. Her beyinde gerçekleşen bir prosesin bazı insanlarda bilinç yüzeyine yansımasından kaynaklanmaktadır.


Benzer Konular

7 Kasım 2012 / Pasakli_Prenses Psikoloji ve Psikiyatri
23 Temmuz 2013 / Misafir Taslak Konular
19 Temmuz 2011 / AndThe_BlackSky X-Sözlük
20 Şubat 2013 / _EKSELANS_ Parapsikoloji
6 Şubat 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük