Arama

Sosyal Fobi ve Tedavisi

Güncelleme: 8 Ağustos 2016 Gösterim: 45.614 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Eylül 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SOSYAL FOBİ

Sosyal ortamlarda başkaları tarafından inceleme altında tutulduğu korkusu performans gösterilmesi gereken durumlarda eleştirilme yada küçük düşme korkusunun yaşanmasıdır.Ve kişi bu korkunun yaşanmasından kurtulamak için bu tür sosyal ortamlara girmekten kaçınır. Kaçınma nedeniyle kişinin sosyal mesleki yada aile yaşamı etkilenir.
Sponsorlu Bağlantılar
Sosyal fobi iki farklı şekilde görülür.
Genel: Korkular hemen her durum için geçerlidir.
Özel:Yalnızca özel bazı durumlar için geçerlidir. (Başkalrının önünde imza atmak, yemek yemek vs gibi.)
Sosyal fobide en sık karşılaşılan belirtiler şu şekilde sıralanabilir.
Çarpıntı
Titreme
Terleme
Kaslarda gerginlik
Midede rahatsızlık hissi
Göğüste sıkıntı hissi
Sıcak yada soğuk basması
Başta ağırlık hissi-Başağrısı
Bu durumda kişi zaman içerisinde bu belirtilerle yaşamaya alışabilir. Ancak hayatının değişik alanlarını kısıtlamaya başlayan belitiler bir gün iş güç yapmayı da engellemeye başlarsa işi için tedavisi şart bir durum haline gelir.Yaşanan bu belirtiler kişide derin bir korku ve heyecan hali lie birlikte görülür.
Korkulan durumlardan kaçıma davranışı genellikle çok belirgindir.Ve bazen tam bir sosyal yanlızlıkla sonuçlanabilir. Korkulan durumlarda kaçınmak için olmadık şeyler yaparlar. Bir seminer vermesi gereken kişinin seminer iptal olsun diye ayağının kırılmasına bile sevineceğini söylemesi hatta bunun için dua ettiğini söylemesi olayın ne kadar sıkıntı verici olduğunu anlatmak için yeterli olur sanırım.
Sosyal fobisi olanlar genelde aşağıdaki durumlarda sosyal fobi belirtilerini yoğun olarak yaşarlar.
- Topluluk önünde konuşmak.
- Bir işle uğraşırken seyredilmek.
- Başkalarının önünde yemek yemek-içmek.
- Otorite konumundaki kişilerle temas etmek.
- Misafir kabul etmek
- Başkaları ile tartışmak
- Toplulukta telefonla konuşmak.
- Tanımadığı kişilerin gözlerinin içine bakmak,
- İlgi odağı olmak.
- Başkalarının önünde yazı yazmak.
Sosyal fobi belirtilerini bazen kişi kaygı belirtilerinden birisi imiş gibi düşünebilir.
Korkulan durumdan kaçma davranışı genellikle çok belirgindir. Tam bir sosyal yalnızlığa yol açabilir. Başlangıç yaşı sosyal fobide çok erkendir. Hastaların % 40’ında başlangıç yaşı 10’un altındadır. Hastaların %95’inde ise başlangıç 20’nin altındadır. Okul fobisi olan çocukların %40’ında ise sosyal fobi olduğu kanıtlanmış.





SOSYAL FOBİ BAŞLANGICI




Sosyal fobinin başlama yaşının erken olması ciddi sorunlar doğurur. Okul başarısı etkilenir. Bazıları okulu bırakmak zorunda kalır. Yine bir çok psikiyatrik rahatsızlığın ortaya çıkmasına da yol açabilir.bunların içinde en önemlisi depresyon, alkol bağımlılığı ve ilaç bağımlılığıdır. Özellikle batılı ülkelerde yapılan çalışmalarda sosyal fobide alkol kullanımı normal toplum bireylerine oranla 2,5 kat daha yüksek bulunmuştur. Bu da alkolün superegoyu baskılaması daha rahat davranmayı sağlaması ile açıklanabilir ki bu durumda zamanla alkol bağımlılığı riskini artırmaktadır. Alkolikler arasında yapılan bir çalışmada sosyal fobi görülme sıklığının normale oranla 9 kat fazla olduğu tespit edilmiştir. İntihar düşünceleri ve girişimleri sosyal fobide yaşanan sıkıntıya bağlı olarak sık görülmekle birlikte sosyal fobiye başka psikiyatrik rahatsızlıklar ilave olduğunda daha da artmaktadır. Dolayısıyla sosyal fobi bir an önce tanınmallı ve tedavi edilmelidir. Sosyal fobisi olanlar genel nüfusa oranla şu farkları gösterirler.
  • Yanlız yaşama oranları yüksektir.
  • Eğitim seviyeleri düşüktür. Özellikle çok erken başlangıçlılarda okul fobisi gibi olur ve başarı düşük olduğu için eğitimlerini sürdüremezler
  • Genlellikle ekonomik açıdan bağımlıdırlar yada fobileri dolayısıyla gerçek performanslarını gösteremedikleri için hakettikleri başarıyı gösteremez ve ekonomik anlamda olmaları gereken yerin çok altında yer alırlar.
  • Başka psikiyatrik problemleri vardır.
  • Sosyal açıdan toplumdan yalıtılmış bir durumdadırlar.
  • Zaman zaman yaşadıkları sıkıntılar intiharı düşündürebilir.



SOSYAL FOBİ TEDAVİ

İlaçla Tedavisi:
- Sosyal fobi iyi tanımlanmış bir durumdur ve tedaviye iyi yanıt verir.
- Fobik kaçınma sosyal ortamlarda duyulan anksiyeteden (sıkıntı) kaynaklanır. İlaçla kişinin sosyal ortamlardan duyduğu sıkıntı azalır.
- Genel sosyal fobide ilaç uygulamaları ile başkaları tarafından reddedilme yada eleştiriye maruz bırakılmaya duyulan aşırı hassasiyet azalır.
- İlaç tedavisi bağımlılığa yol açmaz. (Doktor kontrolünde olduğu müddetçe.)
İlaç tedavisinde genellikle depresyonda da kullanılan antidepressanlar kullanılır. En az 6 aylık tedavi önerilir. Ancak bu devrede ilaç kesildiğinde kendiliğinden nüksler görülebilir.Daha uzun süreli kullanım önerilir. Hastaların en sık yaptığı yanlış: sıkıntılar hafiflediğinde ilaç kullanımını aksatmalarıdır. Bu yüzden hastalık belirtileri tekrar ortaya çıktığı için hastalık müzmin (kornik) bir hal almaktadır ve kişinin tedavi olamayacağı gibi yanlış bir kanıya saplamasına neden olmaktadır.
Psikolojik Tedavi: Sosyal fobide psikoterapi uygulamanın gerekçesi hastaların negatif yoldaki inançları ile (sosyal ortamlarda başarısızlığın kaçınılmaz olduğu gibi ) yüzleşmelerini sağlamaktır. Sosyal fobinin temelinde bu tür inanların yer aldığı düşünülmektedir.
Hipnozda sosyal fobide psikoterapiye yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Hastanın sosyal ortamlara uyumu için ve sıkıntı duygusunu yenmesi için oldukça yararlı bir yöntemdir.
Özet olarak
Sosyal fobi erken başlangıçlı kronik gizli bir hastalıktır.
Tedaviye iyi yanıt verir. İyi tedavi hastanı durumuyla baş etmek için zararlı stratejiler geliştirmesini ve depresyon ve alkolizm gibi ek rahatsızlıkların ortaya çıkmasını engeller.
İlaç tedavisi belli bir süre devam etmesi gerekir. İlk ay belirgin bir yanıtın alınamayabileceği hatırdan çıkarılmamalıdır.Tek başına yada ilaçla birlikte yapılan psikoterapi sosyal fobide oldukça faydalı neticeler verir.
dertliderviş - avatarı
dertliderviş
Ziyaretçi
3 Eylül 2011       Mesaj #2
dertliderviş - avatarı
Ziyaretçi
Sosyal Fobi Tedavisi

Sponsorlu Bağlantılar
Ciddi ve yaygın bir ruhsal bozukluk olmasına karşın sosyal fobiklerin tedavisinde birinci engel hastaların bir uzmana başvurmama eğilimleridir. Sosyal fobinin doğasında var olan utangaçlık ve olumsuz değerlendirilme korkusu yardım alma davranışım engelleyen bir faktördür. Bir başka engelleyici faktör sosyal fobiklerin belirtilerini bir rahatsızlık gibi görmeyip değişmez kişilik özellikleri şeklinde algılamalarıdır. Ayrıca sosyal fobiklerin belirtileri nedeniyle diğer tip bilimlerine başvurmaları, psikiyatrik yardıma ulaşamama veya gecikme gibi sonuçlar doğurmaktadır. Sosyal fobi kişiyi hızla yetersizleştiren bir ruhsal bozukluk olduğundan psikolojik tedavilerde semptomatik müdahalenin ön plana alınması gerekmektedir. Mevcut psikolojik tedavilerden sosyal fobinin kognitif, duygusal ve bedensel alandaki belirtilerine müdahalede en başarılı görüleni ise Bilişsel- davranışçı psikoterapilerdir.

Bilişsel yeniden yapılandırmanın, tedavide anksiyeteye maruz bırakma denemelerindeki başarı yüzdesini arttırdığı bilinmektedir. Bilişsel tedavide iki genel amaç üzerinde çalışılır.

a-) Başarısızlık, rezil olma, küçük düşme gibi konulara odaklanan dikkati, esas etkileşim alanlarına çevirerek maruz bırakma denemelerini başarılı kılmak,
b-) Başarılı geçen maruz bırakma denemelerini kişinin mükemmeliyetçi ve gerçek dışı beklentilerle sabote etmesini engellemek, sonuçta kendilik değerlendirmesini mantıklı standartlara oturtabilmek.

Sosyal fobi tedavisinde kullanılan bilişsel – davranışçı terapi teknikleri şunlardır:

1- Yüzleştirme Tekniği: Sosyal fobik kişinin korktuğu sosyal durumlara girmeleri, korku uyanlarına alışma ve sönme oluşuna dek bu durumda kalarak, etkileşimlerini sürdürmeleri.
2- Bilişsel Yeniden Yapılandırma Tekniği: Hastalann sosyal durumlar hakkında tehlike içeren, önyargılı bireysel inançlarını daha gerçekçi olanlarla değiştirmeleri için bir seri bilişsel alıştırma ve yeniden eğitim.
3- Sosyal Beceri Eğitimi: Sosyal etkileşim gerçekçi ve ödül getirecek nitelikte davranış becerilerinin eğitimi.
4- Gevşeme Teknikleri: Sosyal
durum ve etkileşimde duyulan korkunun somatik belirtilerini azaltma ve kontrol etmeye yönelik gevşeme eğitimi.
Tüm bu tekniklerin her sosyal fobi vakasında birlikte uygulanması gerekmez. Genel eğilim bilişsel yeniden yapılandırma ve yüzleştirme tekniklerinin birlikte uygulanmasıdır. Ancak bireysel değerlendirme somatik belirtilerin yoğun olması gevşeme tekniklerinin eklenmesine, kaçınma davranışlarının erken yaşlarda başlaması nedeniyle öğrenilmemiş sosyal becerilerinin varlığı sosyal beceri eğitimini zorunlu kılabilir.

sosyal fobi tedavi

Herhangi bir yeniden yapılandırma programının ilk basamağı sosyal fobinin ne olduğunu bilişsel- davranışçı bir çerçeve içinde izah etmekle başlar : Bilgilendirmede konferans, video-kaset ve yardımcı okuma kasetlerinden yararlanılabilir. Yanlış kavramsallaştırma ve çaresizliği arttıran kısır döngülere dayanan bireysel anlamlandırma sistemini değiştirmek amaçlanır. Hatalı sistemi rasyonel, anlaşılır bir anlam şemasına oturtmak, çözümlenebilir bir sorunlar dizisi oluşturmak bilişsel tedavilerde esastır. Bireysel örneklerin bu genel şema içinde anlamlandırılması kişiye tedavi motivasyonu kazandırır. Sosyal fobik davranışa yol açan hatalı bilişlerin tanımlanması ve analizi ikinci basamağı oluşturur. Sosyal fobide sıklıkla rastlanan bilişler oldukça homojen üç kategoride toplanabilir.

a-) Sosyal etkileşimde diğer kişilerin anksiyeteyi fark etmesi ve sosyal fobik kişi hakkında olumsuz yargıya varması
b-) Küçük düşme, rezil olma düşünceleri
c-) Kendisini değerlendirirken sosyal performansını olumsuz yargılama

Kognisyonlann elde edilmesi hastamn anksiyeteye duyulan etkileşimlere girerek haftalık kayıt tutması ile sağlanır. Bunun mümkün olmadığı durumlarda simülasyonla imgelemde yaratılan anksiyeteli durumda kognisyonlar saptanmaya çalışılır. Bazı örneklerde terapistin kişiye refakat ederek sosyal fobik duruma birlikte girmesi ve o andaki bilişlerin sorgulaması gerekebilir. Bir sonraki aşamada rasyonel benlik analizi ve sosyal durum analizi yapılarak gerçekçi’ iç diyalog’ eğitimine geçilir. Gerçeğe uygun olmayan düşünceler gerçeğe uyumlu düşüncelerle değiştirilir. Doğal olarak bu süreç karşılıklı bir işbirliği ve aktif katılımı gerektirir.
Sosyal fobideki kombine tedavisinin değişim mekanizmaları şu şekilde izah edilmektedir. Sosyal anksiyetesi olanlar, gerçeği test etme ve gerçek dışı korkularını düzeltmek için kognitif yeniden yapılandırma ve anksiyete durumlarıyla yüzleştirme sürecinden geçerek anksiyetelerini azaltırlar. Beklenti anksiyetesi ve kaçınma davranışlarında oluşan azalma sosyal becerilerin ortaya çıkmasına neden olur. Sosyal beceri yetersizliği olanlar ise sosyal beceri eğitiminden geçerek bu yetersizliklerini yenerler. Kişinin toplumsal yetersizliği ve insiyatifi arttıkça sosyal etkileşiminde olumlu yaşantıları artar. Bu da kişinin anksiyetesinin daha da azalmasıyla sonuçlanır.

Sosyal fobide kullanılan diğer bir yöntemde grup terapisidir. Gruplar sadece destek sağlamak ve sosyal becerileri arttırmada, özgül semptomları gidermeye, birincil olarak içgörü yönelimli olmaya kadar değişen gruplardır.



Son düzenleyen _Yağmur_; 18 Mart 2013 13:54
mordanismanlik - avatarı
mordanismanlik
Ziyaretçi
19 Eylül 2012       Mesaj #3
mordanismanlik - avatarı
Ziyaretçi
Okulların açılması ile birlikte tüm Türkiye’yi sarmaya başlayan bir duygunun içine giriyoruz. Yıllardır okul sıralarında yaşadığımız kabus dolu anları dile getirip duruyoruz. Kimi zaman okulda kazandığımız kimi zamanda okul öncesi dönemde hayatımıza giren korkular ve negatif duygular çocukluğumuzda büyük izler bırakmıştır. Anneden ayrılma, sözlü sınavlarda sıranın gelmesini kalbimizin güm güm atmasını izleyerek bekleme, yanlış cevap ile herkesin gülmesi, cevapları bildiğimiz halde parmak kaldıramamamız, arkadaşlar arasındaki iletişim ile ortaya çıkan özgüven sorunlarımız derken daha hayata atılmadan onlarca korkunun esiri olup çıkıyoruz.

Günümüzde, daha bilinçli hale gelen aileler bu durumlara daha ilk anda müdahale ederek sorunu ortadan kaldırmayı çalışmaktalar. Bizim çocukluğumuzda yaşanan her negatifin nedeni biz göründüğümüz için bir eti senin kemiği benim sözü ile eğitim sistemine teslim edilmek suretiyle kendi kabuklarımızı kırmakta çok gecikmişizdir. Şu anda durum ise çok farklı, aileler önce çocukları ve onların sıkıntılarına çözüm bulmak için her yolu deniyorlar.

Biz de bu yolların ne olduğunu araştırırken çok farklı ve sonuçları başarılı bir sistem ile karşılaştık EFT… Evet EFT sisteminde çocukların tüm eğitim süreci boyunca (ilkokuldan, üniversiteye kadar) yaşadığı tüm korku ve negatif duyguları temizleyebiliyorsunuz.
Emilyyy - avatarı
Emilyyy
Ziyaretçi
28 Şubat 2014       Mesaj #4
Emilyyy - avatarı
Ziyaretçi
senelerdir sosyal fobiliyim ama daha 1 yıldır bunun farkındayım. .
ilk olarak çalışmayı deneyerek bu hastalığı yenmeye başladım
fatmakatarci - avatarı
fatmakatarci
Ziyaretçi
8 Ağustos 2016       Mesaj #5
fatmakatarci - avatarı
Ziyaretçi
Sosyal fobi, sosyal ortamlardan kaçınma davranışı ile kendini gösteren bir bozukluktur ve genellikle ön ergenlik döneminde başlamakla birlikte, daha küçük çocuklarda da görülebilmektedir.
Sosyal fobide çocuk, aile ve alıştığı ortam dışındaki kişilerle ilişki kurmaktan kaçınır. Yaşıtları dahi olsa, kişilerle etkileşime girerken aşırı korku ve kaygı yaşar, göz teması kurmaktan sakınır, aktivitelere girmekte zorlanır. Kendisine şaka yapılmasından rahatsızlık duyar, ev dışında yemek yerken ve tuvalete giderken kaygılanır. Bu çocuklar ayrıca, okul ortamında derse katılmaktan, söz hakkı almaktan çekinirler ve konuşma hakkı verildiğinde de yoğun endişe duyarlar. Sınıf içerisinde çok sessizdirler, fikir sahibi oldukları konularda bile katılım gösteremezler. Yanlış bir şey söyleme ve alay edilme düşüncesi ile tahtaya kalkmak ve sınıf önünde konuşmak istemezler.
Sosyal fobi yaşayan çocuklar, hissettikleri yoğun kaygı ve korku nedeniyle, performanslarını okul ortamında maksimum düzeyde yansıtamazlar. Bu nedenle, bazen öğretmenleri tarafından anlamada zorluk çeken veya başarısız çocuklar olarak tanımlanırlar. Bunun yanısıra, arkadaşlarıyla herhangi bir sosyal aktiviteye girmekten çekindikleri için, görmezden gelinirler ve sözlü veya sözsüz kaba davranışlara maruz kalırlar.
Sosyal fobi, çekingenlik veya utangaçlıkla karıştırılmamalıdır. Bazı çocuklar kişilik özelliği olarak diğer çocuklara oranla daha içe kapanıktırlar. Bu tarz çocuklar, sosyal fobi yaşayan çocuklardan farklı olarak, bulundukları ortamda çok fazla iletişime geçmeseler de ortamdan keyif alırlar, sorulan sorulara cevap verirler. Yoğun bir şekilde hata yapmak ve küçük düşmekten korkmadıkları için, emin oldukları konularda görüşlerini ifade ederler. Otoriteyle ilişkiyi başlatmakta zorlansalar da, yaşıtlarıyla iletişim konusunda büyük problemler yaşamazlar. Bunun yanısıra utangaç veya çekingen çocuklar, herhangi bir müdahale olmadan da alıştıkları ortamda iletişimlerini arttırırlar ve yaşamlarının sonraki dönemlerinde daha aktif olabilirler.
Çocuklarda Sosyal Fobinin Nedenleri

Yapılan araştırmalara göre, sosyal fobiye genetik, biyolojik ve çevresel etkenler neden olabilmektedir. Biyolojik açıdan yapılan çalışmalara bakıldığında, beyinde sinirler arası iletişimi sağlayan kimyasallardan serotonin dengesizliği ile beynin bölümlerinden amigdalanın fazla çalışmasının sosyal fobiyle ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Genetikle ilgili yapılan çalışmalarda, sosyal fobi yaşayan çocukların ebeveynlerinde de bu duruma rastlanmıştır. Bunun yanısıra, baskıcı ve aşırı koruyucu anne baba tutumu, iletişim ve etkileşimde problem yaşayan ebeveynleri model alma, duygusal ve fiziksel istismar gibi çevresel faktörler de sosyal fobinin oluşumu için risk taşımaktadır.
Çocuklarda Sosyal Fobinin Tedavisi

Sosyal fobinin tedavisinde yoğunlukla psikoterapiden faydalanılır. Gerek görüldüğü durumlarda ilaç tedavisinden yararlanılmalıdır. Sosyal fobi, çocuğun yaşamının tüm alanlarında problemlere yol açtığı için, tedavi ekibi; aile ve okul ile işbirliği içerisinde olmalıdır.
Psikoterapide, çocukta kaygı uyandıran durumlar tespit edilir ve bu durumlarla baş etme yöntemleri kazandırılmaya çalışılır. Ayrıca çocuktaki yanlış ve negatif düşünceler değiştirilmeye çalışılır. Süreçten daha olumlu sonuçlar almak için okul ve aile, çocuğa karşı daha anlayışlı olmalı, yaşına uygun sorumluluklar vererek çocuğu motive etmeli, baskıcı ya da aşırı korumacı bir tutum sergilemekten kaçınmalıdırlar.


Referans

Benzer Konular

23 Ocak 2016 / Misafir Psikoloji ve Psikiyatri
26 Haziran 2017 / Misafir Psikoloji ve Psikiyatri
10 Mart 2009 / 07klkn Soru-Cevap
26 Aralık 2014 / Misafir Psikoloji ve Psikiyatri
27 Temmuz 2016 / kenan23 Psikoloji ve Psikiyatri