Arama

Duygu ve Düşünce Aşılama

Güncelleme: 28 Mayıs 2009 Gösterim: 11.367 Cevap: 0
sedat sencan - avatarı
sedat sencan
VIP VIP Üye
28 Mayıs 2009       Mesaj #1
sedat sencan - avatarı
VIP VIP Üye
Türk Dil Kurumu,telkini genel olarak ‘bir duyguyu, bir düşünceyi aşılama’ruh bilimi açısından da ‘bilinç dışı bir sürecin aracılığıyla, kişinin ruhsal veya fizyolojik alanıyla ilgili bir düşüncenin gerçekleştirilmesi’ olarak açıklıyor.
Telkin öyle bir fikir aktarılmasıdır ki,sonunda fikrin aktarıldığı kişi,mantıklı bir sebebi olmadan ve inançla kendisine aktarılmış olan fikri kabul eder.
Sponsorlu Bağlantılar
Hemen hemen herkes kendi içine bakınca herhangi bir mantık sonucu değil,sadece başkasının veya dış kaynaktan gelen telkinin sonucu türlü türlü inanç,fikir ve düşünce sahibi olduğunu görür.
Ama çoğu zaman,örneğin kullandığı parfüm markasının en iyisi olduğu kanısının bir dost veya reklam sonucu olmayıp,kendi kararı olduğunu düşünür.
Telkin altında kalma eğilimini birçok faktör etkiler.
Çocuklar daha kolay telkin altında kalır.
Bir kişi bir konuda ne kadar çok şey bilirse,o konuda o kadar az telkin altında kalır.
Örneğin bir maliyeci bir hisse senedinin değer kazanacağına başkalarını inandırabilir,ama meslekdaşı için aynı derecede inandırıcı olamaz.
Telkin edilen fikir,bireyin duygu ve inançlarına karşı ise telkin eylemi oldukça zor gerçekleşir.
Telkin doğrudan,dolaylı,ikna,emir ve resim gibi muhtelif yollarla yapılır.
Telkin yapan birinin, karşısında bulunan kişi üzerinde bıraktığı izlenim de önemlidir.
Okulda,bizden aşağı sınıftaki bir öğrenciye kolay kolay inanmayız.
Bir kulak doktorunun kadın doğum üzerindeki fikirlerini pek kabul edemeyiz.
Ama herhangi bir malın reklamı ciddi bir gazetede yapılırsa onu doğru kabul etme eğilimimiz vardır.
Sevinç,hoşgörü ve iyimserlik gibi duygu yolu ile yapılan telkinler de vardır.
Ama bir doktor,kendisine güveni olmayan davranış gösterir ve çekingen hareketler yaparsa,ve bu şartlar altında telkinde bulunmaya kalkışırsa,hasta ona inanmaz.
Zira bu durumda telkin ile davranış arasında bir uyum yoktur.Hatta ters sonuç verir.
Aynı şekilde telkin sırasında yüz ifadesinin değişmesi veya yersiz bir şaka yapılması gibi durumlarda da telkin eylemi başarısız kalır.
İçinde yaşadığımız toplumun ekonomik sisteminde tüketim eğilimi fazla olduğu için reklamcılar telkinin gücünü etkin bir biçimde kullanırlar.
Ben de dahil olmak üzere reklamların etkisinde kalmadığını iddia eden kişiler gerçekten de öyle midirler?Örneğin herhangi basit bir malın reklamını okuduğu ciddi bir gazetede gören kişinin söylenenleri kabul etme eğilimi yok mudur?Yapılan kampanyalarda sevinç,hoşgörü,haz, umut veya iyimserlik gibi yaşamın olumlu yönleri ile kamufle ederek tanıttıkları ve telkin yönyemlerini ustaca kullanarak mallarını sunan kişilerin etkisinde kalmamak gerçekten çok zor.

Benzer Konular

11 Kasım 2017 / KiTiaRa Ziraat
11 Ekim 2012 / esma Soru-Cevap
13 Temmuz 2012 / nötrino Psikoloji ve Psikiyatri