Arama

Tıbbi Bitkilerin Kullanılması

Güncelleme: 29 Haziran 2011 Gösterim: 15.603 Cevap: 7
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Mart 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Drogların Hazırlanması

Sponsorlu Bağlantılar
Tıbbi bitkilerin drog olarak kullanılan kısımları yaprak, çiçek, tohum, kök, kabuk v.s. içlerindeki etkili bileşikler nedeniyle hastalıkları tedavi ettikleri ispatlanmıştır. Bitkilerdeki etkili bileşikler bitkilerde belirli devrelerinde etkin miktarları en yüksek düzeye erişmektedirler. Yani her bir bitkide içindeki etkin maddenin en yüksek olduğu bir dönem vardır.Buda her drog için özel bir toplama zamanı bulunduğunu göstermektedir.
Toplanan bitkilerin bozulmasını önlemek için uygun şartlarda kurutulması gereklidir. Kurutulmuş drogların tedavi özellikleri bir yıl kadardır. Bir yıldan sonra drogdaki etkin madde bozulmaya ve sonuçta etkisi azalmaya başlar. Bu nedenle toplama tarihinden bir yıl sonra kullanılmasının hiçbir faydası yoktur.
Bir yıldan fazla etkisinin devamını sağlamak için drog özel şartlarda saklanmalıdır.
Bunun için;


Toplama
Genelde elle toplama yapılmakla birlikte tarımını yapan ülkelerde özel tarım ekipmanlarıyla toplama işlemini yapmaktadırlar.
Drog hazırlanmasında kullanılacak materyal genel olarak aşağıda belirtilen zamanlarda yapılmalıdır.
Yapraklar: Bitki çiçek açtığı zaman.
Çiçekler: Tamamen açılmadan evvel yada tomurcuk halinde.
Toprakaltı kısımlar:
Bitkinin toprak üstü kısımları kuruduktan sonra.
Kabuklar: Bitki yapraklarını döktükten sonra.
Meyve ve tohumlar: Özel kayıtlar yoksa olgunlaştıktan sonra.
Yaprak çiçek ve otlar hiçbir zaman yağmurlu bir günde veya üzerinde çiğ veya nem varken toplanmamalıdır. Çünkü böyle şartlarda toplanan üründen kaliteli drog elde etmek mümkün değildir. Kabuklar ise yağmurlu günden sonra toplanmalıdır.

Kurutma
Taze materyal çok kısa zamanda bozulur. Bu sebeple en kısa zamanda kurutma işlemi yapılmalıdır. Kurutma esnasında % 75 kısmınnı kaybeder. Başka bir ifadeyle 1000 Kg. yaş herbadan 250 Kg. kuru drog elde edilir.
Kurutma şu usullerden biri takip edilerek yapılır. Seçilecek yol kurutulacak materyalin cinsine ve taşıdığı etkin maddelerin durumuna göre yapılır. Yalnız enzimlerin en etkili olduğu ısının 35-50 C arasında bulunduğunu düşünerek kurutma esnasında materyalin bu ısıda çok az bir zaman kalmasına çok dikkat edilmeli ve kurutmanın bu derecenin altına veya üstüne çıkılmamalı. Bugün özellikle tecih edilen açık havada ve gölgede yapılan kurutmadır.
Güneşte kurutma: Yeşil drog için bu yöntem kullanılabilir, ancak çiçek için uygun değildir. Çünkü güneş çiçeklerin rengini soldurur. Etkin maddelerin azalmasına neden olur.
Gölgede kurutma: Malzemenin üzeri kapalı ve yanları açık çardak,sundurma veya hangarlar içinde kurutulması yöntemidir. Burada malzeme doğrudan güneşle temas etmeden açık havada kurutulması esasına dayanır. Malzeme demetler halinde asılır veya çok ince bir tabaka halinde yere veya kurutma rafları üzerine serilir. Küflenmeyi önlemek ve kurutmayı hızlandırmak için malzeme sık sık alt üst edilmelidir.
Cam mekan içinde kurutma: Yukarda bahsedilen kurutma yöntemlerinde kurutma uzun zaman alır. Kurutma ısısı yeterince yüksek olmadığı için enzimlerin ve etkili maddelerin bir kısmı parçalanır. Bunun için cam sera gibi bir mekanda demetler halinde ya da raf sistemlerinde çok ince serilerek kurutma işlemi yapılır. Camekan içerisine yerleştirilen bir aspiratörle içerideki nem dışarı atılırsa çok daha kaliteli drog elde edilir.
Sıcak hava ile kurutma: Masraflı olmasına karşılık çok kaliteli drog elde edilir. Kurutulacak malzemenin miktar ve cinsine göre aşağıdaki usullerden biri seçilir.
Kurutma dolabı: Küçük miktarların kurutulmasında seçilen uygun bir yoldur. Malzeme kurutma dolabının rafları üzerine ince bir tabaka halinde serilir ve bunların üzerine sıcak hava yollanır. Kurutma dolaplarında sıcak hava sağlayan radyatörler, su buharı veya elektrik enerjisi ile olur.
Kurutma odası: Çok malzemenin kurutulmasında kullanılır. Sıcak hava kurutma odasının girişine konan bir soba ile sağlanır. Su buharı ile doymuş havanın dışarı atılması için odanın yanlarında içinde kuvvetli bir aspiratör olan iki pencere bulunur. Malzeme kurutma odası içine yerleştirilmiş olan kurutma raflarının üzerine ince bir tabaka halinde serilir. Malzemenin ara sıra alt üst edilmelidir.
Kurutma tüneli: Büyük miktarlardaki malzemeyi kurutmak için kullanılan özel olarak yapılmış kurutma tünelleri kullanılmaktadır. Kurutulacak materyaller vagonlar içinde kurutma tüneline yollanır ve tünel içinde vagonların geliş yönünün aksi istikametinde sıcak hava akımı sağlanır. Bu şekilde sıcak hava materyal ile iyi bir şekilde temas eder ve kurutma kısa bir zamanda yapılır.

Saklama
Kurutulmuş olan materyalin özelliklerini kaybetmeden muhafaza edebilmesi için bazı şartlara uyulması zorunludur. Saklama sırasında drogun bozulmasına sebep olan RUTUBET, SICAKLIK VE IŞIK' tır. Bunun için drogların serin, kuru ve karanlık bir yerde saklanmaları gerekir. Kese kağıdı, bez torba, mukavva kutu, teneke kutu veya cam kavanozlarda saklanabilir. Plastik kap, torba saklamak için uygun değildir.

Tıbbi Bitkilerin Bileşimi
Tıbbi bitkiler üzerinde yapılan deneysel araştırmalar bitkisel droglarda bulunan bileşikler hakkında bilgilerimizi arttırmamızı sağlamıştır.
Droglarda SELLÜLOZ, NİŞASTA, PEKTİN, PROTEİN, ŞEKER gibi tedavi yönünden etkisiz maddeler yanında çok az miktarlarda bile farmakolojik etkilere sahip bileşiklerde bulunmaktadır. Bu madellere etkili maddeler denilmektedir. Droglara tedavi özelliğini veren bu maddeler kimyasal yapılarına göre aşağıdaki şekilde gruplandırılmaktadırlar.
1- Glikozidler: Enzim ve seyreltik asitler etkisiyle şeker olmayan bir kısım ile bir veya daha fazla şeker molekülüne ayrılan bileşiklerdir.
2- Organik asitler: Bitkilerde karbonhidratların oksidasyonu ile meydana gelen asit reaksiyonlu organik bileşiklerdir.Bitkilerde serbest yada tuz halinde bulunurlar. Ekşi lezzetli sıvı veya katı maddelerdir.Önemli tedavi edici etkileri bulunmaktadır.
3- Tanenler: Fenol yapısında katı bileşiklerdir. Suda çözünürler. Bilhassa kabuk aksamında bulunurlar. Meşe mazısı ve meşe palamudu tanence çok zengindirler. Tedavi ve deri sanayisinde kullanılan tanen bu droglardan elde edilir. Tanenler antiseptik ve kabız etkilere sahiptir.
4- Alkaloidler: Yapılarında azot bulunan bazik karakterli bileşiklerdir. Katı ve genelde renksiz maddelerdir. Asitler ile tuz meydana getirirler. Baz halde suda çözülmedikleri halde tuzları suda çözülür. Alkaloitler küçük dozlarda kuvvetli etki gösteren bileşiklerdir. Morfin, kodein, cafein, atropin, kokain gibi.
5- Sabit yağlar: Gliserin ile yağ asitlerinin esterleşmesi sonucu meydana gelmiş bileşiklerdir. Sıvı veya katı halde olup suda çözünmez. Organik çözücülerle kolaylıkla çözünürler. Bilhassa meyve ve tohumlarda bulunurlar. Sıkma veya organik çözücülerle elde edilirler.
6- Uçucu yağlar: Esas olarak TERPEN'lerden yapılmış karışımlardır. Genelde sıvı olup, kuvvetli kokulu ve uçucu maddelerdir. Su buharı ile sürüklenir. Suda çözünmez. Organik çözücülerde kolaylıkla çözünürler. Bilhassa çiçek ve meyvalarda daha çoktur. Su buharı disyilasyonu,organik çözücüler ile elde edilirler.
Ülkemizde halen DEFNE, ACIELMA, GÜL, KEKİK, LAVANTA, LİMON, MERSİN, NANE VE PORTAKAL'dan uçucu yağ elde edilip piyasada satılmaktadır.
7- Reçineli bileşikler: Karmaşık kimyasal yapılı katı veya sıvı maddelerdir .Suda çözünmezler, fakat organik çözücülerde kolaylıkla çözünürler.
8- Vitaminler: Genellikle insan vücudunda yapılmayan fakat insanın sağlıklı yaşaması için gerekli olan bileşiklerdir. Bitkisel veya hayvansal organlardan temin edilir. Suda çözünenler (B grubu, C, P vitaminleri) ve yağda eriyenler (A grubu, D grubu, E, F, K vitaminleri) olmak üzere iki gruba ayrılırlar.
9- Antibiyotikler: Canlılar tarafından meydana getirilen ve çok seyreltik çözeltilerde bile bazı mikroorganizmaların üremelerini durduran veya onları öldüren bileşiklerdir.

Tıbbi Bitkilerin Etki ve Kullanılışları
Tıbbi bitkilerin hastalıklara karşı etkilerini ve kullanma imkanları hakkında bir fikir verebilmek için bazı farmakolojik bilgiler aşağıya çıkartılmıştır.
Drog (Droque): Bilimsel yayınlarda drogların ismi Latince olarak yazılır.Mesela Ihlamur çiçeği "Flos tiliae" dir.İlk isim ikinci kısım ise hangi bitkiye ait olduğunu gösterir.
İlaç: Hastalıkları yok etmek için kullanılan hastalar tarafından alınabilir şekle getirilmiş drog veya drog karışımlarına ilaç denilmektedir.
Droglar ve bunlardan hazırlanan ilaçların sınıflandırılması aşağıdaki üç özellik dikkate alınarak yapılmaktadır:
  • Kimyasal yapı
  • Etki yeri
  • Kullanma amacı
Veriliş yolları: Veriliş yolları çok değişiktir. Hastalığın cinsine ve istenilen etkiye göre değişik yollar kullanılır. Sindirim yoluyla, İnjeksiyon tarzında, haricen kullanma yoluyla verilebilir.
Etkili Madde: Droglar taşıdıkları etkili maddeler nedeniyle tedavi alanında kullanılmaktadırlar.
Etki düzeni: Etkili madde dokulardaki hücrelere girerek etki gösterir.
Atılma: Dışkı veya idrarla atılır.
Tanı: Hastalığı mutlaka bir hekim teşhis etmeli ve hekimin önerisi doğrultusunda drog alınmalıdır. Tıbbi bitkilerle tedavide en az bir hafta kullanılmalı. Kronik hastalıklarda ise bu süre üç haftayı bulur. Tıbbi bitkilerin etkileri nispeten daha yavaş uzun sürelidir.

Tıbbi Bitkilerin Kullanış Şekilleri
Bitkisel droglar ilaç olarak alınabilmeleri için uygun bir şekle konulmalıdır.En basit yol dogu toz haline getirerek kullanmaktır.
Toz (Pulveres): Bitki parçalarının bir havanda dövülerek elde eilir.Elde edilen tozun en kolay kullanım yolu bir miktar suya karıştırıp içmektir.
Hap (Pilulac): İnce toz halindeki tozun bir yardımcı madde ile hap haline getirilmesidir.Yardımcı maddeler; bal, şeker şurubu, nişasta, leblebi unu meyan balı gibi maddeler olmalıdır.
İnfuzyon (İnfusa): Drogların ilaç olarak kullanılmasında en sık kullanılan bir şekildir. İnfüzyon hazırlamak için ufalanmış drog parçaları üzerine kaynar su dökülür ve karışım kapalı bir kapta sık sık karıştırılarak çok hafif bir ateş üzerinde 5 dakika tutulur. Soğuduktan sonra tülbentten süzülür. 100 gr. suya 2-3 gr drog yeterlidir.
Dekoksisyon (Decocta): Ufalanmış nebatlar soğuk suya karıştırılıp 30 dk. kadar karıştırılarak hafif ateşte bekletmek ve ince tülbentten süzme ile oluşur.

Merhem (Ungoenta): Katı yağ, sıvı yağ (zeytin yağı, badem yağı) lanolin ve vazelin gibi sıvağlar ile yapılan ve haricen kullanılan ilaçlardır.

Tıbbi yağ (Olea medicata): Genelde haricen kullanılır. 10 kısım kuru drogun 100 kısım zeytin yağı veya haşhaş yağı içinde 1-2 hafta güneşte tutularak sonra da bezden süzerek elde edilir. Kantaron yağı, sedefotu yağı, papatya yağı, kudretnarı yağı bu yol ile elde edilir.

Kokulu yağ (Olea aromatica): Kokulu çiçek veya bitki parçalarının 1-3 gün zeytinyağı veya susam yağı içinde tutulması ve sonra süzülmesi ile elde edilir. 500 gr. kuru veya taze çiçek 2000 gr yağ içerisine oda ısısında 1-3 gün bekletilir. Sonra bezden süzülür. 500 gr. Kuru veya taze çiçek 2000 gr yağ içinde 1-3 gün oda ısısnda bekletilir,tülbentten geçirilir. Sıvı kısım içine tekrar 500 gr çiçek konur, 3 gün sonra tekrar süzülür. Bu şekilde hazırlanan yağlar çok kuvvetli kokuludur.
Tentür (Tincturae): Bitkisel materyalin su alkol veya eter gibi çözücüler ile tüketilmesi ile elde edilen sıvı preparatlardır.1 kısım kurutulmuş ve toz haline getirilmiş drog 5 kısım alkol ile çalkalanarak 10 gün tutulur ve sonra süzülür. Bekletme karanlık bir odada ve oda ısısında yapılmalıdır. Etkisi kuvvetli olan droglar için 1 kısım droga 10 kısım alkol hesap edilmelidir.

Hülasa (Extracta):
Bitkisel materyalin su alkol,veya eter gibi çözücüler ile tüketilmesi ile elde edilen sıvı preparatlardır. Bunlar genelde bal veya toz kıvamındadır.
Uçucu yağlar: Bitkilerin yaprak, çiçek, kabuk, tohum ve köklerinden su buharı distilasyonu veya ekstraksiyon yöntemi ile elde edilen uçucu nitelikte eterik yağlar,bitki esanlarıdır. İlaç ve kozmetik sanayiinde yaygın olarak kullanılır. Alternatif bitkisel tedavileren ana etken maddelerindendir. Modern teknolojilerle, basınç altında fraksiyonal damıtmaya tabi tutulduklarında her bir cins uçucu yağdan yaklaşık 20 cins kokusu ayrı, rengi ayrı, molekül dizini ayrı ve kullanım özellikleri ayrı uçucu maddeler elde edilir. Bunlar pahalı bitki özleridirler.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Mart 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bitkilerin Kullanım Biçimleri

Çay Hazırlamak
Sponsorlu Bağlantılar
Haşlayarak Demleme: Belirtilmiş oranda taze veya kurutulmuş bitki bir cam kaba veya metal olmayan bir başka kaba konur, kaynamaya başlayan su ocaktan alınır ve hazırlanmış olan bitkilerin üzerine dökülür. Taze bitkilerin demlenmesi için fazla beklemeye gerek yoktur (Birbuçuk-iki dakika yeterlidir). Çay açık renkli olmalıdır: Açık sarı veya açık yeşil. Kurutulmuş bitkilerin demlenmesi ise biraz daha uzun sürer (3-6 dakika kadar). Bu yöntemle hazırlanmış bir çay hem daha yararlıdır hem de daha güzel görünür.
Belirtilmiş oranda kök, gerekli görülen süre boyunca soğuk suda bekletildikten sonra, kısa süre kaynatılır ve 3 dakika kadar demlenmeye bırakılır. Günlük çay miktarı bir termosa konur ve gün boyunca ağır ağır yudumlayarak içilir.
Genel olarak, dolu bir çay kaşığı (yarım tatlı kaşığı) ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı (200 cc) dolusu suya yeterlidir. Değişik durumlarda ve bitkilerde, bu miktarlar reçetelere göre değişebilirler.

Soğuk Suda Yumuşatma
Bazı bitkiler (Örneğin ebegümeci, ökseotu ve eğir kökü), sıcaklığın etkisi ile şifalı güçlerini yitirebilecekleri için, kaynatılmamalı ve haşlanmamalıdır. Bu tür bitkilerden elde edilen çaylar soğuk su ile hazırlanır. Belirtilen ölçüde bitki,soğuk suda 8-12 saat süre ile bekletilir (Genellikle geceleri). Süre dolduktan sonra içilebilecek derecede ısıtılarak, önceden kaynar suyla çalkalanmış bir termosa doldurulur.
Soğuk suda bekletme ve haşlama karışımından oluşan çay türü ise, şifalı bitkilerden en iyi yararlanma biçimi olarak belirtilebilir. Bitkiler belirtilmiş su miktarının yarısının içinde gece boyunca bekletilir ve sabahleyin süzülür. Suyu süzülmüş olan bitkiler, belirli su miktarının öbür yarısı ile haşlanır (kaynatılmaz) ve yeniden süzüldükten sonra, soğuk ve sıcak çay karıştırılır. Bu yöntemle hazırlanan çaylarla, yalnızca soğuk veya sıcak suda eriyebilen maddeleri kazanabilme olanağını elde edebiliriz.

Tentür Hazırlamak
Tentürler, 35-40 derece alkol içerikli damıtılmış içkilerin veya aynı derecede etil alkol, kanyak veya elma sirkesi kullanımı ile elde edilirler. Bir şişe veya ağzı kapanabilir bir kavanoz, ince kıyılmış bitkilerle gevşekce doldurulur (Kuru bitkiler için kavanozun 1/5' i, taze bitkiler için kavanozun 2/5' i) ve üstüne alkollü, etil alkol, kanyak veya elma sirkesi eklenir. Sıvı, bitkilerin üstüne çıkmalı ve kavanozun çalkalanacak kadarlık bir kısmı boş kalmalıdır. Ağzı iyice kapatılan şişe veya kavanoz, 14 gün güneşte bekletilir ve her gün 2-3 kez çalkalanır. Süre sonunda ince delikli bir süzgeç veya tülbentle birkaç kez süzülür ve bitki posasının suyu sıkılır. 1-2 gün bekledikten sonra bir kez daha süzülür ve koyu renkli şişelere aktarılır. Elde edilen bu başlangıç tentürü, serin bir ortamda saklandığında, kullanım süresi 2-3 yıl civarındadır. Tentürler, içten doğrudan veya çaya ve suya eklenerek, dıştan da kompres veya friksiyon (sürülme) biçiminde kullanılırlar. Örnek: İsveç iksiri
Tentürün İnceltilerek Güçlendirilmesi
Bazı bitki tentürlerinin kullanımında yukarıda açıklanan başlangıç tentürü tercih edilir. Ama tentürler genellikle inceltilip-güçlendirilerek kullanılr.
İnceltme-Güçlendirme Yöntemi:
1 ölçü başlangıç tentürü, 9 ölçü 30-35 derecelik etil alkol-su karışımı, kanyak veya elma sirkesi ile koyu renkli küçük bir şişede inceltilir ve iyice çalkalanır. Elde edilen tentür, desimal ölçüye göre; D1' dir ve şişenin üstüne, kullanılan bitkinin adı, tentür yapımının tarihi ve incelti derecesi (D1) bilgilerini içeren bir etiket yapıştırılır. D1 inceltisinden alınan 1 ölçü, aynen yukarıdaki gibi 9 ölçü etil alkol-su, kanyak veya elma sirkesi karışımıyla inceltilirse D2 inceltisi elde edilir. Böylece devam edilerek, kullanımı önerilen incelti derecesine ulaşılır. (D3, D4, D5, D6... gibi)
Homeopaty biliminde (tentür ile tedavi) 2 yüzyıl boyunca yapılan sürekli araştırmalar ve insan üzerinde yapılan deneylerle, hangi hastalıklara karşı hangi bitkisel, hayvansal veya mineral tentürün, hangi incelti derecesinde, hiç bir yan etki yapmadan başarılı olabileceği kesinlikle saptanmıştır. Homeopaty (Homeopathic- Homeopathie-Homöopathi) yöntemleriyle yapılacak tedavilerde, konu literatüründe yerini almış olan bu incelti derecelerine ve kullanım dozajlarına mutlaka uyulmalıdır. Bazı hastalıklara karşı çok yüksek incelti dereceleri (Örnek: D30 gibi) önerildiğinde, konunun yabancısı olan kişiler şaşkınlığa kapılabilirler, ama bu tespitler kesinlikle doğrudur çünkü tentürlerin etkinlikleri genelde inceldikçe artar!
Tentürler, kullanım miktarları göz önüne alındığında, bitki çaylarından çok daha etkilidirler. Alkol almak istemeyen veya kesin alkol yasağı altında olan kişiler için sıcak su karışımı idealdir, çünkü alkol sıcak suyun içerinde kısa bir sürede uçar ve geriye yalnızca bitkisel etken maddeler kalır. Tentürler ayrıca, tam veya yarım banyolara
eklenerek de kullanılabilir.

Özsu Çıkarmak

Bitkilerin taze özsuları, damla biçiminde kullanılmaya veya hasta organları nemlendirmeye uygundur. Bu özsular, evlerde kullanılan meyva sıkma aleti ile de elde edilebilirler. Bitkilerin özsuyu her gün taze olarak sıkılabilir. Ağzı iyice kapalı küçük renkli şişelerin içinde, buzdolabında bir kaç gün saklanabilir.

Bitki Lapası
Saplar ve yapraklar, bir tahta tabla üstünde, bir bitki lapası haline gelene kadar merdane ile ezilir. Elde edilen lapa, bir keten bezin üstüne yayılarak, hasta organın üstüne yatırılır, sargı bezi ile sarılır ve sıcak tutulur. Bu lapa kompresi gece boyunca etkilemeye bırakılabilir.

Bitki-Buhar Kompresi
İçinde su kaynayan bir kabın üstüne yerleştirilen süzgecin içine taze veya kurutulmuş bitkiler konduktan sonra, süzgecin üstü kapanır. Bir süre sonra , yumuşamış olan bu sıcak bitkiler bir bezin üstüne yerleştirilerek, hasta organın üstüne yatırılır. Hepsi, bir yünlü kumaşla örtülür ve başka bezlerle sıkıca sarılır. Hasta kişi üşümemelidir.Örneğin: Atkuyruğu buğu kompresleri çok etkilidir. Buğu kompresleri, iki saat veya gece boyunca hasta organın üstünde kalabilirler.

Merhem ve Yağ Hazırlamak
İki avuç taze bitki ince kıyılır. 500 gr içyağı veya bir doğal margarin, sanki kızartma yapılacakmış gibi, bir kabın içinde kızdırılır. Bitkiler bu kızgın yağın içine atılarak karıştırılır, 1-2 dakika sonra ateş söndürülür, kabın kapağı kapatılır ve soğumaya bırakılır. Soğuduktan sonra buzdolabına koyulur. Ertesi gün, kap yine ısıtılır (kızartılmaz) ve bir tülbentten geçirilerek süzülür ve hazırlanmış olan merhem kaplarına dağıtılır.
Bitki yağı hazırlamak için, çiçekler veya yapraklar gevşek biçimde bir şişeye doldurulur ve bitkilerin iki parmak üstüne çıkacak miktarda, sızma zeytinyağı eklenir. 14 gün boyunca güneşte veya sıcak bir ortamda bekletildikten sonra tülbentten geçirilerek süzülür.

Oturma Banyosu
Tam banyo için, gerekli bitkiler geceden soğuk suya koyulur. Bir banyo için bir kova dolusu (6-8 litre) taze bitki veya 200 gr kurutulmuş bitki gereklidir. Ertesi gün bu miktar ısıtılır (kaynatılmaz) ve süzüldükten sonra banyo suyuna eklenir (küvet). Banyo süresi 20 dakikadır. Kalp ve göğüs bölgesi suyun dışında kalmalıdır. Ilık ya da sıcak su ile belirtilen sınırları aşmayacak şekilde doldurulmuş küvete bitki suyunu süzüp boşalttıktan sonra 20 dakika süreyle oturmalısınız. Bu esnada ilgili sayfalarda belirtilen bitki çayını da yudum yudum içebilirsiniz. Banyodan sonra kurulanılmaz ve durulanılmaz. Bir bornozun içinde, sıcak yatakta bir saat kadar yatarak dinlenilir.
Yarım banyo için, yarım kova (3-4 litre) taze bitki veya 100 gr kurutulmuş bitki gereklidir. Yarım banyonun hazırlanışı ve uygulanışı da aynı tam banyo gibidir. Ancak, banyo suyu böbreklerin üstüne kadar çıkmalıdır. Yarım banyo süresi de 20 dakikadır. Banyodan sonra kurulanılmaz ve bir bornozun içinde, sıcak yatakta bir saat kadar yatarak dinlenilir. İlgili sayfalardaki bitki özelliklerine uygun önerilere dikkat edilmesi gerekir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
17 Mart 2008       Mesaj #3
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Şifalı Bitkilerin Toplanması ve Kurutulması
Yanlışlıkla zehirli bir bitki toplamamak için, toplanmadan önce, söz konusu bitkinin kesin olarak teşhis edilmesi gerekir! Örneğin maydanozgiller ailesine ait bitkilerin arasında zehirli türler de vardır. Bu yüzden, çok dikkatli olmak gerekir. Bitkiler hakkında verilen ayrıntılı bilgiler ve resimler bu konuda aydınlatıcı olacaktır. Bitkiler, hiçbir zaman, yağmurlu, sisli ve rutubetli havalarda toplanmamalıdır! toplama için en uygun saat ise, 10-16 arasıdır. Bu saate kadar güneş yükselmiş ve sabah kırağısı ile nemlenmiş olan bitkileri kurutmuş olacaktır. Yalnızca temiz ve lekesiz olan bitkiler kullanılmalıdır. Kurutulmak üzere toplanan bitkiler, kökler hariç, kesinlikle yıkanmamalıdır! Bitki toplanan yerlerin, çevre kirliliği etkisine girmemiş olması gerekir. Şifalı bitkiler, otoyol kıyılarından kesinlikle toplanmamalıdır. Bu bitkiler, motor egzostlarından çıkan dumanların içerdiği kurşunla kirlenmiş olduklarından, zehirli sayılmalıdır! Bitki toplanan bahçelerin, tarlaların, çayırların yakınında veya uzağında haşerata karşı ilaçlama yapılmamış olması gerekir, çünkü rüzgar o zehirli ilaçları çevreye taşıyabilir.
Bitki yaprakları genç, ama tam gelişmiş olduklarında, çiçekler ise tam olarak açtıklarında, genç ve tazeyken toplanmalıdır. Toprağın üstündeki bitkinin tümü, çiçeklenme aşamasında, meyveler ise tam olgunlaştıklarında toplanır. Kökler, ancak gelişmelerini tamamladıklarında, genellikle ilkbaharda ve sonbaharda toplanmalıdır. Ağaç kabukları ilkbaharda, genç dallardan soyulmalıdır. Dallar bu mevsimde henüz kurumamış olduğu için, kabuklar daldan kolayca ayrılacaktır.
Şifalı bitkilerin kurutulması, içerdikleri etkin maddelerin değişime uğramasını veya yok olmasını önler. Ayrıca, mantarların ve bakterilerin yaşam alanları da böylece kurutulmuş olur. Bitkilerin kurutulmasının, konserve etmek anlamında algılanılması gerekir ve toplamanın hemen ardından gerçekleştirilmelidir. Kurutma için en uygun ortam, havadar ve gölgeli bir yer olacaktır. Güneş altında kurutulmak istenen bitkiler, çiçek, yaprak ve meyvelerinde bulunan uçucu yağları yitirirler. En ideali, bitkilerin büyücek bir elek üstüne yayılarak veya demet halinde saplarından bağlanıp, yüksek bir yere asılarak kurutulmasıdır. Bitkilerin tam anlamıyla kurumasına çok dikkat edilmelidir. Kuruma aşaması sona erdiğinde, bitkiler ince ince kıyılarak, hava almayan kaplarda, kullanıma hazır biçimde saklanmalıdır.
Bitkiler yapay ısıda da kurutulabilir, ama ısı derecesine dikkat etmek gerekir. Aromatik kokulu bitkilerin tümü, uçucu yağ içerdikleri için, ancak 35 dereceye kadar dayanabilirler. Öteki bitkilerin genelde 60 dereceye kadar dayanabildikleri söylenebilir. Ama, fermantasyon oluşmaması için, hava akımı yaratılması şarttır. Çok ince olmayan kökler, fırçalanarak iyice yıkandıktan sonra, havadar bir ortamda kurutulmalıdır.
Bitki organları tam anlamıyla kuruduktan sonra, nem ve ışıktan korunacakları, hava almayan kaplara doldurulur. Saydam cam kaplar ışık geçireceği için, loş ortamda saklanmalıdır. Bitkilerin saklandığı kapların üstüne, toplama tarihi ve içerik hakkında bilgi veren etiketler yapıştırılmalıdır. Çünkü bitkiler, kuruyup ince kıyıldıktan sonra, birbirlerinden kolayca ayırt edilemezler. Bitkilerin saklanması için, teneke veya tahta kutular, renkli cam kavanozlar kullanılabillir.
Şifalı Bitkiler Toplama Kuralları :
Şifalı bitkileri doğadan kendisi toplamak isteyen kişinin, en azından temel botanik bilgilerine sahip olması gerekir. Bu bilgilere sahip olup olmadığını kişinin kendisi de saptayabilir. Bunun için kendine şu soruları sormalıdır :
- Aradığım bitkiyi doğada, hiçbir soru işaretine yer bırakmayacak kesinlikle bulabilir miyim?
- Bazı bitkilerin zehirli ikizleri olduğunu biliyor muyum?
- Zehirli oldukları için ölüm tehlikesine yol açabilecek bitkilerle kendimi tedavi etmeye kalkışmamam gerektiğini biliyor muyum?
- Hangi ortamlardan bitki toplayabileceğime, hangi çayırların, tarlaların, orman kıyılarının çevre kirliliğinden etkilenip etkilenmediğine karar verebilir miyim?
- Etkin maddelerinin en yoğun olduğu zamanda toplayarak, bitkilerin şifalı gücünden en fazla yararı sağlayabilmek için, onları hangi mevsimde, ve günün hangi saatlerinde toplamam gerektiğini biliyor muyum?
- Çay hazırlayabilmek için bitkinin hangi organının drog hazırlamaya elverişli olduğunu(çiçek, meyve, tohum, kök, kabuk veya bitkinin tümü) biliyor muyum?
Şifalı bitkileri toplama sırasında genel olarak özen gösterilmesi gereken konuların başında, doğayı koruma kavramı yer almalıdır. Bitkileri planlı bir biçimde toplayınız. Rastladığınız bir bitki kümesinin tümünü toplamayınız ki, bir sonraki mevsimde orada aynı bitkileri yine bulabilesiniz. Çiçeklerini, yapraklarını veya meyvelerini topladığınız ağaçları veya çalı türü bodur bitkileri hırpalamayınız, dallarını kırmayınız. Çayırlara, çimenliklere, çiğneyip ezmeden, dikkatle girin. İhtiyacınızdan fazla bitkiyi toplamamaya özen gösterin. Drog olarak kökünden yararlanılan bitkilerin soylarının kurutulmasına katkıda bulunabileceğinizi hiçbir zaman unutmayınız.
Şifalı bitkileri kendisi toplamak isteyen kişi, bilgisizlik veya yanlışlıkla zehirli bitki kullanarak büyük bir sorumluluk altına girebileceğinin bilincinde olmalıdır. Bitki toplamaya yardım eden çocukların sürekli kontrol altında tutulmaları gerekir. Kesin olarak teşhis edemediğiniz bitkileri toplamayınız. Onları, eğer rastlayabilirseniz, güvenebileceğiniz bir şifalı bitki satıcısından, belki de kullanıma çok daha elverişli durumda satın alabilirsiniz!...
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
17 Mart 2008       Mesaj #4
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Doğayı Koru!
Bitkileri kökleri ile beraber çekip koparmayın ve zarara yol açmayın. Çiçekleri ve yaprakları toplarken bitkileri ezmeyin ve topladığınız bitkileri naylon poşetlere veya cebinize koymayın. Bu durumda bitkiler terlemeye başlar ve kurutulurken kararırlar.
Kurutma ve Saklama
Bitkiler, kurutulmadan önce yıkanmazlar (Kökler hariç).Bunun için Toplama bölümündeki özelliklere uyulması bir zorunluluktur. Eğer bitkileri kendiniz toplamıyor ve hazır kurutulmuş olarak bir yerlerden alıyorsanız yukardaki koşullarda toplanarak kurutulup kurutulmadığından emin olmalısınız. Kurallara uygun olarak toplanan bitkiler ince ince kıyılır temiz bezlerin veya baskısız ve boyasız kağıtların üzerine serpiştirilir ve gölgeli, havadar ve sıcak yerlerde elden geldiğince çabuk kurumaya bırakılır. Köklerde, kabuklarda ve çok sulu bitki bölümlerinde, kurutma için zaman zaman yapay sıcaklık da kullanılabilir. Fakat sıcaklığın 35 dereceyi aşmaması gerekir. Dikkatle yıkanan köklerin kurutulmaya bırakılmadan önce kıyılmaları daha doğru olur.
Ancak, tam anlamı ile kurutulmuş bitkiler kış için saklanabilir. Bu görev için cam kaplar veya ağzı kapanabilir karton kutular idealdir. Plastik kaplar ve teneke kutular kullanılmamalıdır. Kurutulmuş bitkiler ışıktan korunmalıdır. Renkli cam kaplar, örneğin yeşil renkliler en uygun olanlarıdır. Hazırladığınız stok yalnızca bir kış için olmalıdır. Kurutulmuş bitkiler şifalı güçlerini zamanla yitirirler. Her yeni yıl, bize taze bitkiler armağan edecektir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
17 Mart 2008       Mesaj #5
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Bitkilerin ilaç olarak kullanilmasinin olumsuz etkileri olabilir mi?

Bitkilerden elde edilen çesitli ürünlerin kullanilisiyla ilgili olarak "bu ürünler dogal maddeler oldugu için hiç zararli etkileri yoktur" gibi bilimsel olmayan bir görüs ileri sürülmektedir. Bu görüs kesinlikle dogru degildir. "Dietary supplement" basligi altinda eczanelerin disinda çesitli marketlerde ve satis magazalarinda satilan, bazilari bitkisel olabilen gida katki maddelerinin bir kisminin ciddi yan etkiler yaptigi, hatta ölümlere neden oldugu bildirilmistir (8,9). Yine son zamanlarda zayiflama çaylariyla ilgili ortaya çikan istenmeyen etkilerden bahsedilmektedir. Ülkemizde bu konuda veri olmamasina karsin, saglik kayitlarinin düzenli oldugu ülkelerde, bu konuda bildirimler bulunmaktadir. Bu nedenle, bu ürünler için kullanilan "çok faydasi olmasa dahi, en azindan zarari olmaz" degerlendirmesinin dogru bir yaklasim olmadigini vurgulamak gerekir.

Kaynak: Prof. Dr. Mehmet Melli Türk Tabipleri Birligi Bursa


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
19 Mart 2008       Mesaj #6
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Şifalı bitkilerin kullanımına dikkat!

Aktarlar tarafından satılan birçok şifalı bitkinin kullanım miktarı aşıldığında zehirlenmelere sebep olduğu belirtildi.
Şifalı bitkilerin belli bir ölçüye göre kullanılması gerektiğini belirten uzmanlar, daha fazla fayda sağlaması amacıyla daha çok tüketilen bitkilerin zehirlenmelere, hatta ölümlere yol açabileceğini bildirdi. Şifalı bitkilerin kullanımı sonrasında zehirlenme belirtileri görüldüğünde ilk olarak sindirim sisteminden zehrin bertaraf edilmesi gerektiğini ifade eden uzmanlar, şu tavsiyelerde bulundu:
"Hastada kendiliğinden kusma olmazsa, suni olarak kusturulur. Bundan sonra birkaç defa mide, yüzde 0.50,1 potasyum permanganat, yüzde 0.2 tanen veya tıbbi kömür mahlulü ile yıkanmalıdır. Hatta zehirlenmeden sonra birkaç saat dahi geçmiş olsa da, midenin yıkanması ihmal edilmemelidir. Sonradan kimyasal analiz yapılmak üzere kusmukların hepsi muhafaza edilmelidir. Umumiyetle bitkilerden zehirlenmelere karşı kullanılan en iyi vasıta tıbbi kömür (50 gram) ve oksimagnezyum (25 gram) karışımıdır. Oksimagnezyum bulunmadığında, daha fazla miktarda tıbbi kömür veya tanen yüzde 23, sulu mahlulü (200-300 gram su) bir defada verilir. Zehirlenmeye karşı kullanılan mahlul, alkaloidler ve glikozidleri çökertir, uçucu maddeleri yok eder. Zehirli asit ve esansları tesirsiz bırakır. Zehirlenmeye karşı kullanılan bu ilaçlar kısa bir müddet için etkilidir. 20-30 dakika sonra mide yeniden yıkanmalı, bundan sonra müshil verilmelidir. Zehirlenen kimse yatırılmalı ve taze hava akımı temin edilmelidir. Vücudun sıcak tutulması için tedbir alınmalı, çay veya kahve verilmeli. İlk yardımdan sonra hemen bir doktor aranmalı ve muayene edilmesine çalışılmalıdır. Zehirli maddelerin cilde teması vakalarında ise dokunulan yer birkaç defa sabunla yıkanmalı, daha sonra yüzde 2 permanganat mahlulü ile silinmelidir. Bu gibi vakalarda doktorun yardımı temin edilmelidir."
Şifalı olan ancak belli bir ölçüye uyulmadan kullanıldığında zehirlenmelere yol açabilen bitkiler ise şöyle:
"Güzel Avratotu: Kireçli topraklarda yetişen 180 santimetre kadar boyunda, birkaç sene yaşayan nahoş kokulu bir bitkidir. Meyveleri kiraz gibi yuvarlak ve siyah renktedir. Çiçekleri boru şeklinde, koyu kırmızımsı veya sarımtıraktır. Ağrı kesici ilaç yapımında kullanılır. Mide, bağırsak, astım, kalp, sinir, beyin hastalıkları tedavisi için yapılan ilaçların yapısında da bulunmaktadır. Fakat yapısında bir çeşit zehir olan 'Atropin' vardır. Sadece tıbbi maksatla kullanılır. Bir hekim tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.
Baldıran: Nemli yerlerde yetişen, 1-2 metre boyunda, saplarının altı erguvani renkli bir bitkidir. Yaprakları büyük, çiçekleri yayvan ve küçüktür. Tıpta özellikle dişçilik alanında kullanılır. Ağrı kesici, spazm çözücü ve teskin edici özelliği varsa da çok zehirli bir bitki olup, 6 gramı bir insanı öldürmeye yeter. Ev ilaçlarında kesinlikle kullanılmaması gerekir.
Adasoğanı: Birçok yerde yetişebilen, yaprakları uzun ve şerit şeklinde bir bitkidir. Çiçekleri yeşil, beyaz ve damarlıdır. 2 kilo kadar olan soğan kısmı yapraklarının altındadır. İdrar söktürür. Kalp hastalıklarında vücutta biriken suyu boşaltır. Birçok faydası olan bu bitkinin 7.5 gramı, bir insanın ölümüne sebep olabilir. Tazeyken kullanılmaz. Aksi halde zehirlenme ve kusmalara yol açar. Doktor tavsiyesiyle kullanılmalıdır.
Çifitotu: Çayırlarda ve hendek kenarlarında yetişen, zehirli bir bitkidir. Yaprakları geniş, çiçekleri küçük ve sarı renklidir. Çiçekleri dalların dışına taşmış demetler halindedir. Keskin bir kokusu vardır. Kalp çarpıntılarını giderir, mide ağrılarını dindirir. Zeytinyağı ile kavrulduktan sonra çıbanın üzerine konulursa, çıbanı olgunlaştırır. Kullanılırken tavsiye edilen doz sınırı aşıldığı takdirde ölüme varan sonuçlar doğurabilir.
İtüzümü: Ormanlarda yetişen bir bitkidir. Çiçekleri beyaz, meyveleri parlak beyazdır. Meyvesi, yaprakları ve çiçekleri kullanılır. Romatizmal ve mafsal ağrılarını keser. Aybaşı düzensizliğini ve rahim hastalıklarını giderir. Yaralara lapa halinde de kullanılır. Bir uzman tavsiyesi olmadan, ev ilaçlarında kullanılmaması gerekir. Fazla alındığı takdirde ölümlere neden olabilir.
Nergiz: 20-60 santimetre boyunda soğanlı bitkilerdir. İlkbaharda çok güzel kokulu çiçekleriyle baharın müjdecisi olarak bilinirler. Çiçekleri kuvvetli kokulu, sarı veya beyaz renkli, tek tek veya birkaçı birarada bulunurlar. Müshil, ateş düşürücü, nezle, rahim ve mesane ağrılarında çay olarak kullanılır. Bitki, zehirli alkaloitler taşır. Kusturucu ve ishal etkilidir. Bu sebeple bir hekim tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.
Yabanyasemini: Rutubetli, nemli ve gölgelik yerlerde, dere kenarlarında ve çitlerde yetişir. Haziran-eylül ayları arasında mor renkli çiçekler açan, meyveleri sarımsı kırmızı renklidir. Ağrı kesici, deri hastalıklarında kan temizleyici, uyutucu, idrar arttırıcı ve müshil etkilere sahiptir. Ayrıca spazmodik öksürükler, frengi, romatizma, gut, sedef, sıraca, kanser hastalıklarında da kullanılır. Bütün bu faydalarına rağmen bitki, gliko-alkaloitler taşır. Yüksek doz alımı bulantı, kusma, ishal, zehirlenmeye neden olur."
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Haziran 2008       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
leafToplama Kuralları
leafŞifalı bitkileri doğadan kendisi toplamak isteyen kişinin en azından, temel botanik bilgilerine sahip olması gerekir. Bu bilgilere sahip olup olmadığını kişinin kendisi de saptayabilir. Bunun için kendine şu soruları sormalıdır:
  • Aradığım bitkiyi doğada, hiçbir soru işaretine yer bırakmayacak kesinlikle bulabilir miyim?
  • Bazı bitkilerin zehirli ikizleri olduğunu biliyor muyum?
  • Zehirli oldukları için ölüm tehlikesine yol açabilecek bitkilerle kendimi tedavi etmeye kalkışmamam gerektiğini biliyor muyum?
  • Hangi ortamlardan bitki toplayabileceğime, hangi çayırların, tarlaların, orman kıyılarının çevre kirliliğinden etkilenip etkilenmediğine karar verebilir miyim?
  • Etkin maddelerin en yoğun olduğu zamanda toplayarak, bitkilerin şifalı gücünden en fazla yararı sağlayabilmek için, onları hangi mevsimde, ve günün hangi saatlerinde toplamam gerektiğini biliyor muyum?
  • Çay hazırlayabilmek için bitkinin hangi organının drog hazırlamaya elverişli olduğunu (çiçek, meyve, tohum, kök, kabuk veya bitkinin tümü) biliyor muyum?
leafŞifalı bitkileri toplama sırasında genel olarak özen gösterilmesi gereken konuların başında, doğayı koruma kavramı yer almalıdır. Bitkileri planlı bir biçimde toplayınız. Rastladığınız bir bitki kümesinin tümünü toplamayınız ki, bir sonraki mevsimde orada aynı bitkileri yine bulabilesiniz. Çiçeklerini, yapraklarını veya meyvelerini topladığınız ağaçları veya çalı türü bodur bitkileri hırpalamayınız, dallarını kırmayınız. Çayırlara, çimenliklere, çiğneyip ezmeden dikkatle giriniz. İhtiyacınızdan fazla bitkiyi toplamamaya özen gösteriniz. Drog olarak köklerinden yararlanılan bitkilerin soylarının tükenmesine olumsuz katkıda bulunabileceğinizi hiçbir zaman unutmayınız.
leafŞifalı bitkileri kendisi toplamak isteyen kişi, bilgisizlik veya yanlışlıkla zehirli bitki kullanarak büyük bir sorumluluk altına girebileceğinin bilincinde olmalıdır. Bitki toplamaya yardım eden çocukların sürekli kontrol altında tutulmaları gerekir. Kesin olarak teşhis edemediğiniz bitkileri toplamayınız. Onları, eğer rastlayabilirseniz, güvenebileceğiniz bir şifalı bitki satıcısından, belki de kullanıma çok daha elverişli durumda satın alabilirsiniz!
leaf Şifalı bitkileri toplayabilmek için, onları tanımak gerekir. Eğer onları tanıyorsanız, dikkat etmeniz gereken konular, doğru zamanda, uygun yerde ve gerektiği biçimde toplamaya özen göstermektir. Kazanılmış deneyimlere göre, en başarılı tedavileri, yeni toplanmış taze bitkiler sağlar. Taze bitkiler Şubat sonundan başlayarak Kasım sonuna kadar toplanabilir. Kış için kurutulmuş bitkilerden, pek büyük olmayan bir stok hazırlamak yeterlidir. Bunun için onları en etkili oldukları zamanda toplamaya özen göstermelisiniz.
  • Çiçeklerde en etkili zaman, çiçeklenme başlangıcında
  • Yapraklarda en etkili zaman, çiçeklenmeden önce ve çiçeklenme zamanında
  • Köklerde en etkili zaman, ilkbahar başlangıcında ve sonbaharda
  • Meyvelerde en etkili zaman, olgunluk zamanıdır.
leafElbette, şu özelliklere de özenle dikkat etmek gerekir: Yalnızca sağlıklı, temiz ve haşaratsız (larvasız, kurtsuz ve böceksiz) bitkiler toplanmalıdır. Güneşli günlerde bitkiler sabah erken saatte toplanmalıdır.


leafToplama Yapılamayacak Yerler:
  • Kimyasal gübre kullanılmış veya ilaçlama yapılan bahçeler, tarlalar, çayırlar
  • Kirli ve mikroplu suların kıyıları, tren yolları, karayolları ve endüstri alanları civarları
hibiscus
leafDoğayı Koru!
leafBitkileri kökleri ile beraber çekip koparmayın ve zarara yol açmayın. Çiçekleri ve yaprakları toplarken bitkileri ezmeyin ve topladığınız bitkileri naylon poşetlere veya cebinize koymayın. Bu durumda bitkiler terlemeye başlar ve kurutulurken kararırlar.

leafKurutma ve Saklama
leafBitkiler, kurutulmadan önce yıkanmazlar (Kökler hariç).Bunun için Toplama bölümündeki özelliklere uyulması bir zorunluluktur. Eğer bitkileri kendiniz toplamıyor ve hazır kurutulmuş olarak bir yerlerden alıyorsanız yukardaki koşullarda toplanarak kurutulup kurutulmadığından emin olmalısınız. Kurallara uygun olarak toplanan bitkiler ince ince kıyılır temiz bezlerin veya baskısız ve boyasız kağıtların üzerine serpiştirilir ve gölgeli, havadar ve sıcak yerlerde elden geldiğince çabuk kurumaya bırakılır. Köklerde, kabuklarda ve çok sulu bitki bölümlerinde, kurutma için zaman zaman yapay sıcaklık da kullanılabilir. Fakat sıcaklığın 35 dereceyi aşmaması gerekir. Dikkatle yıkanan köklerin kurutulmaya bırakılmadan önce kıyılmaları daha doğru olur.
leafAncak, tam anlamı ile kurutulmuş bitkiler kış için saklanabilir. Bu görev için cam kaplar veya ağzı kapanabilir karton kutular idealdir. Plastik kaplar ve teneke kutular kullanılmamalıdır. Kurutulmuş bitkiler ışıktan korunmalıdır. Renkli cam kaplar, örneğin yeşil renkliler en uygun olanlarıdır. Hazırladığınız stok yalnızca bir kış için olmalıdır. Kurutulmuş bitkiler şifalı güçlerini zamanla yitirirler. Her yeni yıl, bize taze bitkiler armağan edecektir.
biruni - avatarı
biruni
VIP Önce Sağlık
29 Haziran 2011       Mesaj #8
biruni - avatarı
VIP Önce Sağlık
şifalı bitkilerde kullanma süresi en fazla 3 aydır. 3 aydan sonra o bitki daha fayda vermez.
Düşüncene katılmam şart değil, düşünceni anlatman için savaşırım...

Benzer Konular

11 Kasım 2013 / Misafir Soru-Cevap
29 Nisan 2012 / Mira Soru-Cevap