Arama

Elektronik Müzik (Elektronic Music-Elektronica [industrial])

Güncelleme: 19 Ocak 2008 Gösterim: 37.839 Cevap: 6
*TeoDora* - avatarı
*TeoDora*
Ziyaretçi
31 Ekim 2006       Mesaj #1
*TeoDora* - avatarı
Ziyaretçi
Elektronik Müzik
Temelde davul makinası, sampler (ses örnekleyicisi) ve synthesizer gibi inorganik enstrümanların kullanımına dayanan müzik türüne Elektronik Müzik denir.
Sponsorlu Bağlantılar

Başlıca Türleri
Konu başlıkları:
  • 1 Ambient
    • 1.1 Down Tempo / Trip Hop
    • 1.2 illbient
    2 Acid Jazz
  • 3 Breakbeat
    • 3.1 Big Beat
    • 3.2 Funky Breaks
    4 Dance/Club
    • 4.1 Euro Dance
    5 Dub
  • 6 Drum’n Bass
    • 6.1 Jump-Up
    • 6.2 Tech Step
    7 Electronica
    • 7.1 Progressive Electronica
    • 7.2 Symphonic Electronica
    • 7.3 Experimental
    • 7.4 Minimal
    • 7.5 Noise
    8 House
    • 8.1 Deep House
    • 8.2 Hard House
    • 8.3 Vocal House
    9 Techno
    • 9.1 Acid
    • 9.2 Detroit Techno
    • 9.3 Intelligent Techno
    • 9.4 Rave/Old Skool
    10 Trance
    • 10.1 Gabber
    • 10.2 Happy Hardcore
    • 10.3 Goa
    • 10.4 Hard Trance
    • 10.5 Progressive Trance
//
Ambient

Yaratıcılarından olan Brian Eno’nun gelişimine ışık tuttuğu Ambient; FSOL (Future Sound of London), The Orb, Biosphere ve Woob gibi yeni akımlarla günümüzdeki düşündürücü, derin ve de farklılığı her zaman ön planda hissettiren şeklini almıştır. Diğer bütün elektronik müzik dallarından farklı olarak Ambient müzik; davul vuruşları ve ritmden içermeyen daha ziyade doğa sampleları, melodiye ve ambiyansa ağırlık veren bir müzik tarzıdır.


Down Tempo / Trip Hop

Tutku dolu vocallerle süslenmiş olan Trip Hop, genelde acı keder ve üzüntü gibi koyu (derin) hislere hitap eder. Massive Attack, Cold Cut, Portishead ve Archive bu tarzın önde gelen isimleri arasında yer almaktadır.

illbient

Dj Spooky ile özdeşleştirilmiş olan bu tarz, Trip Hop-Dub-Ambient karışımı ortaya çıkmıştır.


Acid Jazz

Jazz’ı geleceğe taşıyan ve bu aşamada jazz üzerine çeşitli elektronik ses modifikasyonların gerçekleşmesi ile ortaya çıkmış olan önemli bir biçimdir. Özetlemek gerekirse temalar Jazz üzerine kurulu, destekler ve enstürmanlar elektronik ağırlıklıdır. Modaji, United Future Org., Gotan Project, Ian O’Brein ve Fauna Flash önemli isimler arasında yer almaktadır.


Breakbeat

4/4 vuruşluk house ve benzeri tarzlara alternatif olarak ortaya çıkan Breakbeat’in kökenleri hip hop’a dayanmaktadır. Old-Skool Techno ve Acid house’dan da esinlenmelerin gözlendiği Breakbeat’in önde gelen isimleri Meat Katie, Adam Freeland'dir.

Big Beat

Akılda kolay kalan sample’larıyla parti ortamlarının vazgeçilmez müziğidir. Alçak sesle dinlemenin Big Beat tarzına haksızlık olacağı düşüncesiyle hareket eden birçok insanın ortak görüşü “yüksek çıkış gücün yoksa dinlemenin de bir manası yoktur” şeklinde biçimlenmiştir. Anavatanı Brighton olan bu tarzın bayraktarlığını Fatboy Slim yapmaktadır.

Funky Breaks

Kraftwerk, Afrika Bambaataa ve Electron (ilk albümleri)’dan etkilenmiş ve ilham almış olan Funky Breaks ilk tohumları, meyvelerini Birleşik Amerika’nın batı sahillerinde vermiştir.


Dance/Club

Dance Müziğin omurgası olarak da nitelendirilebilir. Elektronik Müziğini en popüler kolu olarak kabul edilen Dance’de trackler genel olarak bir vokalist eşliğinde ve House Music benzeri bir formda yapılandırılır. Günümüzde Sash, bu tarzın en önde gelen isimlerinden birisidir.


Euro Dance

Euro Cheese ve Euro Trash olarak da bilinen dans müziğin basit, eğlenceli ve tempolu kolu olara bilinen Euro Dance, ana kolu olan Dance Müziğin popülaritesinden geri kalmayarak dünyanın birçok radyosunda boy göstererek ön saflarda yerini almaktadır. Aqua, Ace of Base ve ATB bu tarzda dikkati çeken isimlerdir.

Dub

Yoğun olarak ses efektlerine yer veren Dub, enstürmantal Reggae olarak da bilinir. Dub, adını Lee Scratch Perry, Bill Laswell ve King Tubby ile duyurmuştur.

Drum’n Bass

Drum&Bass‘in jump-up ve intelligent gibi birçok türü(ucu) olmasına rağmen gövdeden (Main genre Drum’n Bass) ayrılmadıkları bir kesin bir çizgi vardır... tabi ki derin güç. Drum vuruşlarının dip Bas(sub-bass)lar süslendiği ve dakikada 160 vuruşluk bir tempoya sahip olan Drum’n Bass, 90’lı yılların başında Büyük Britanya’da çok önemli gelişmeler kaydederek Elektronik Müzik’in temel dalları arasındaki sarsılmaz yerini yaratmıştır. Omni Trio, Photek, Squarepusher akla ilk gelen isimlerdir.

Jump-Up

Drum’n Bass’in ragga vocallerle beslenmiş halidir. Aphrodite, Shy FX, Baby D.


Tech Step

Two-Step Drum’n Bass’dir. Squarepusher ve Photek.


Electronica

Elektronik Müzik için ana terim olup sanatsal yönlerin şiddetle ağır bastığı; öze bakıldığı zaman, görünen güzelliklerin bütünüdür.

Progressive Electronica

Genelde sözsüz vokallerin (çoğunlukla soprano sesin enstürman olarak kullanıldığı gözlenir) ön plana çıkışıyla ve bunların yer yer uyumlu melodilerle desteklenmesiyle oluşan bir tarzdır. Orbital, Genaside ii (Ad Finite) tarzın en iyi örnekleridir.


Symphonic Electronica

Klasik temaların elektronik motiflerle süslendiği New Age’i çağrıştıran ve içinde Progressive Electronica’da olduğundan daha güçlü sanatsal salınımlar saklayan bir tarzdır. Vangelis.


Experimental

Değişik ve sıra dışı bir tarz olan Experimanetal; Techno, Acid House, Drum’n Bass gibi tarzlarda farklı arayışlara cevap veren ve yeni ufuklar açılmasına ışık tutabilen bir daldır. Aphex Twin(afx), Autechre(ae).

Minimal

Tempo ve süreklilik yönünden daha seyrek fakat kendi kurallarını kendi yaratan bir tarzdır. Plastikman en öenmli örneklerindendir.



Noise

Doğanın içinden oluşmuş ses spektrumunu benimseyen fakat distorsiyon olarak nitelendirilebilecek derecede elektronik seslere yer veren bir tarzdır. Akla ilk gelen isimler Merzbow ve John Zorn’dur.

House

Adını Frankie Knuckles’ın Chicago’da ilk mixlerini yaptığı “The Warehouse” adlı gece klübünden alan House, Dip Bas’lar ve 4/4 (ölçü) vuruşluk samplelardan oluşur. Akıcı, kulağa hoş gelen,düzenli ve Elektronik Müzik dinleyen kitlenin çoğunluğu tarafından benimsenen bir çizgiye sahiptir. Bu özellik o_nu gece kulüplerinin vazgeçilmez tarzları arasına katmıştır. Armand Van Helden, Frankie Knuckles, Junior Vasquez, Larry Levan ve daha birçok isim bu tarzın gelişiminde pay sahibi olmuştur.


Deep House

House’un diğer kolarına göre daha bi katı olan, kendi kurallarını kendisi çizen ve dinleyiciyi düşündürme yoluna giden bir tarzdır.

Hard House

Daha sıkı ve güçlü looplarla beslenen bu tür az vokal daha çok vuruş (drum) sistemini işletmektedir.

Vocal House

Hard House’un aksine, her şeyin drum vuruşları olmadığını iddia edercesine vokal’e daha fazla ağırlık veren House koludur. Gospel ve latin müziklerinin etkisiyle de gelişmiştir. Martha Wash, Amber...

Techno

90’ların sonlarına doğru Acid House’un büyük Britanya’yı kasıp kavurmasının ardından, geniş dinleyici kitlesi daha sert ve kural tanımaz temalar istemiştir. Bu ortam zaten patlamak için fırsat kollayan Techno için bulunmaz bir fırsat olmuştur. Acid House’a göre daha hızlı bpm’lere (beats per minute à dakikadaki vuruş sayısı) ve daha agresif bir yapıya sahip olan Techno, arayışta olan kitleye gereğinden çok daha güzel (doyurucu) bir şekilde cevap vermiştir. Günümüzde eğilimi yakalamış olan Techno, en hızlı gelişen modern müzik türlerinin başında yerini almıştır. Sven Vath, Eat Static, Derrick May, Juan Atkins, Kenny Larkin ve daha sayılmayan birçok isim, bu tarzı günümüzde başarı ile temsil etmektedir.


Acid

Techno’nun, TS-TR-303lerle müzik yapan koludur.


Detroit Techno

Yıllar önce Derrick May, Juan Atkins ve Kenny Larkin’in ortaya çıkardığı; Techno’nun temel kolu olarak da değerlendirilen Detroit, genelde 4/4’lük vuruş+ritimleri enstürmanlara tercih eden bir dal olarak bilinir.

Intelligent Techno

Sıra dışı ve bir o kadar da agresif motifler içeren bu dal, mükemmel uyumsallık ve de dahiyane yaklaşımlarıyla diğer birçok daldan sıyrılır. Beaumont Hannant.

Rave/Old Skool

Tüm Techno formlarının birleşimi olarak görülen Rave/Old Skool; Drum’n Bass, Trance gibi birçok tarzın kökeninde ve gelişiminde pay sahibi olmuştur. Bol içki ve druglı underground partilerin vazgeçilmez müziği olan Rave/Old Skool’un track’leri diğer tarzların track’lerine kıyasla daha uzun sürer. Solid 4/4’lük vuruşlar, sert elektronik motifler ve etkileyici baslardan oluşan Rave/Old Skool’u başlı başına bir tarz (genre) olarak görmek yanlış olmaz.

Trance

Techno’yla benzerlikler gösteren Trance farklı oluğunu bpm’leri, kulağa hoş gelen melodileri ve 4/4lük vuruş stiliyle (farkı) belli eder. Techno’yla birlikte anılmasına (techno&trance şeklinde) rağmen tizzlere verdiği önem ve yoğunluk, o_nun agresiflikten öte üretken bir şekil almasını sağlar. Tüm dünyada ilgi ile dinlenen trance’in akla ilk gelen isimlerinden bazıları: Astral Projection, Rabbit in the Moon, Electric Skychurch...


Gabber

Sert ve Hızlı Techno’dur. Lenny Dee,Delta-9, Ron D.Dore...

Happy Hardcore

Gabber’i daha pozitif versiyonu olarak değerlendirilen Happy Hardcore, dinleyicide çeşitli -değişik- duyguların açığa çıkmasını sağlayan hızlı bir dal olarak bilinir.


Goa

Vuruşların ve melodilerin kenetlenmiş -birbirinin eksiğini kapatırcasına-şekilde birbirini takip ettiği Goa, Trance’in en çok dinlenen kolu olarak bilinir. Spicelab.
hindistanın goa eyaletinden çıkan bir türdür ve zevklidir

Hard Trance

TS-TR 303lerle üretilen Trance’idr. 4/4vuruşlarındaki sertlik ile dikkati çeker.


Progressive Trance

Kulağa çok hoş gelen melodilerle üretken bir yapı sergileyen Progressive Trance, Ambient’ın ortaya koyduğu kalitede seçici yapıya sahiptir. Jam&Spoon.

Endüstriyel metal (industrial)

Heavy metal ve thrash metal etkileşimli çoğu zaman tekno ve synth ritimleriyle desteklenmiş bir alt türdür.


Gelişimi

Skinny Puppy ve Sister Machine Gun türün babaları diyebileceğimiz gruplardır. 90 ların ilk yarısında Trent Reznor ile daha hafif denilebilecek şekilde devam ederken Godflesh ve Ministry ile sert yönünü bulmuştur. Laibach, türe katkılarından dolayı bir kilometretaşı sayılabilir.
90 ların ilk yarısına kadar oldukça durgun seyreden ve bir türlü hakettiği ilgiyi bulamayan tür Marilyn Manson ve özellikle Rammstein'ın günümüze kadar artarak gelen başarılı çalışmalarıyla adeta yok olmaktan kurtulmuştur. Rammstein türü daha karanlık ve atmosferik öğelerle yorumlamıştır.



Disiplini

Endüstriyel metal grupları genelde kalabalıktır. Çoğu grup çift gitar kullanır ve gitarlar samplelar ve synth'lerle desteklenir. Gitar tonları çok sert ya da melodi yüklü olabilir.

Temsilcileri
  • Rammstein
  • Marilyn Manson
  • Rob Zombie
  • Nine Inch Nails
  • Ministry
  • KMFDM
  • Fear Factory
  • Zeromancer
  • Oomph!
  • Project Pitchfork
  • Neuroactive
  • Neuroticfish

*TeoDora* - avatarı
*TeoDora*
Ziyaretçi
5 Kasım 2006       Mesaj #2
*TeoDora* - avatarı
Ziyaretçi
Son düzenleyen asla_asla_deme; 2 Ağustos 2012 14:25
*TeoDora* - avatarı
*TeoDora*
Ziyaretçi
5 Kasım 2006       Mesaj #3
*TeoDora* - avatarı
Ziyaretçi
*TeoDora* - avatarı
*TeoDora*
Ziyaretçi
22 Aralık 2006       Mesaj #4
*TeoDora* - avatarı
Ziyaretçi
Temelde Drum Machine, Sampler ve Syntheseizer gibi inorganic enstürmanların kullanımına dayanan müzik türüne Elektronik Müzik denir..
Kendi içinde birçok dala ayrılan elektronik müzik aynı zamanda modern müzik türlerinin öncüleri arasında yerini almaktadır.

1)Ambient:
Yaratıcılarından olan Brian Eno’nun gelişimine ışık tuttuğu Ambient; FSOL (Future Sound of London), The Orb, Biosphere ve Woob gibi yeni akımlarla günümüzdeki düşündürücü, derin ve de farklılığı her zaman ön planda hissettiren şeklini almıştır. Diğer bütün elektronik müzik dallarından farklı olarak Ambient Elektronik; drum vuruşları ve de tempodan öte, doğa samplelarına melodiye ve/ enstürmanlara ağırlık vermektedir..

2)Abstract:
Ambient’ın koyu kolu olarak bilinir. Melodilerin daha az olup, vuruş ve de sıra dışı ritimlerin önde geldiği bir daldır. Akla ilk gelen isim Autechre’dır.

3)Acid Jazz:
Jazz’ı geleceğe taşıyan ve bu aşamada jazz üzerine çeşitli elektronik ses modifikasyonların gerçekleşmesi ile ortaya çıkmış olan önemli bir biçimdir. Özetlemek gerekirse temalar Jazz üzerine kurulu, destekler ve enstürmanlar elektronik ağırlıklıdır. Sonuç: Etkileyici. Modaji, United Future Org., Gotan Project, Ian O’Brein ve Fauna Flash önemli isimler arasında yer almaktadır.

4)Breakbeat:
4/4 vuruşluk house ve benzeri tarzlara alternatif olarak ortaya çıkan Breakbeat’in kökenleri hip hop’a dayanmaktadır. Old-Skool Techno ve Acid house’dan da esinlenmelerin gözlendiği Breakbeat’in önde gelen isimlerinden brisi Crystal Method’dır.

5)Big Beat:
Akılda kolay kalan sample’larıyla parti ortamlarının vazgeçilmez müziğidir. Alçak sesle dinlemenin Big Beat tarzına haksızlık olacağı düşüncesiyle hareket eden bir çok insanın ortak görüşü “yüksek çıkış gücün yoksa dinlemenin de bir manası yoktur” şeklinde biçimlenmiştir.

6)Funky Breaks:
Kraftwerk, Afrika Bambaataa ve Electron (ilk albümleri)’dan etkilenmiş ve ilham almış olan Funky Breaks ilk tohumları, meyvelerini Birleşik Amerika’nın batı sahillerinde vermiştir.

7)Dance:
Elektronik Müziğini en popüler kolu olarak kabul edilen Dance’de trackler genel olarak bir vokalist eşliğinde ve House Music benzeri bir formda yapılandırılır. Günümüzde Sash, bu tarzın en önde gelen isimlerinden birisidir.

8)Club:
Dance Müziğin omurgası olarak da nitelendirilebilir. Annie Lennox, Cher ve Deborah Cox bu tarz müzik yapanlar olarak bilinirler.

9)Euro Dance:
Dance Müziğin basit, eğlenceli ve tempolu kolu olara bilinen Euro Dance, ana kolu olan Dance Müziğin popülaritesinden geri kalmayarak dünyanın birçok radyosunda boy göstererek ön saflarda yerini almaktadır.
Aqua, Ace of Base ve ATB bu tarzda dikkati çeken isimlerdir.

10)Down Tempo:
Sakin, olgun ve de ağır bir anlatıma sahip olan Down Tempo’nun önde gelen isimleri Massive Attack ve Tricky’dir.

11)Dub:
Yoğun olarak ses efektlerine yer veren Dub, enstürmantal Reggae olarak da bilinir. Dub, adını Lee Scratch Perry, Bill Laswell ve King Tubby ile duyurmuştur.

12)illbient:
Dj Spooky ile özdeşleştirilmiş olan bu tarz, Trip Hop-Dub-Ambient karışımı ortaya çıkmıştır.

13)Trip Hop:
Tutku dolu vocallerle süslenmiş olan Trip Hop, genelde acı keder ve üzüntü gibi koyu (derin) hislere hitap eder. Massive Attack, Cold Cut, Portishead ve Archive bu tarzın önde gelen isimleri arasında yer almaktadır.

14)Drum’n Bass:
Drum&Bass‘in jump-up ve intelligent gibi birçok türü(ucu) olmasına rağmen gövdeden (Main genre Drum’n Bass) ayrılmadıkları bir kesin bir çizgi vardır...tabi ki derin güç. Drum vuruşlarının dip Bas(sub-bass)lar süslendiği ve dakikada 160 vuruşluk bir tempoya sahip olan Drum’n Bass, 90’lı yılların başında Büyük Britanya’da çok önemli gelişmeler kaydederek Elektronik Müzik’in temel dalları arasındaki sarsılmaz yerini yaratmıştır. Omni Trio, Photek, Squarepusher akla ilk gelen isimlerdir.

15)Jump-Up:
Drum’n Bass’in ragga vocallerle beslenmiş halidir. Shy FX, Baby D.

16)Tech Step:
Two-Step Drum’n Bass’dir. Squarepusher ve Photek.

17)Electronica:
Elektronik Müzik için ana terim olup sanatsal yönlerin şiddetle ağır bastığı; öze bakıldığı zaman, görünen güzelliklerin bütünüdür.

18)Progressive Electronica:
Genelde sözsüz vokallerin (çoğunlukla soprano sesin enstürman olarak kullanıldığı gözlenir) ön plana çıkışıyla ve bunların yer yer uyumlu melodilerle desteklenmesiyle oluşan bir tarzdır. Orbital, Genaside ii (Ad Finite) tarzın en iyi örnekleridir.

19)Symphonic Electronica:
Klasik temaların elektronik motiflerle süslendiği New Age’i çağrıştıran ve içinde Progressive Electronica’da olduğundan daha güçlü sanatsal salınımlar saklayan bir tarzdır. Vangelis.

20)Experimental:
Değişik ve sıra dışı bir tarz olan Experimanetal; Techno, Acid House, Drum’n Bass gibi tarzlarda farklı arayışlara cevap veren ve yeni ufuklar açılmasına ışık tutabilen bir daldır. Aphex Twin(afx), Autechre(ae).

21)Minimal:
Tempo ve süreklilik yönünden daha seyrek fakat kendi kurallarını kendi yaratan bir tarzdır. Plastikman.

22)Noise:
Doğanın içinden oluşmuş ses spektrumunu benimseyen fakat distorsiyon olarak nitelendirilebilecek derecede elektronik seslere yer veren bir tarzdır. Akla ilk gelen isimler Merzbow ve John Zorn’dur.

23)House:
Adını Frankie Knuckles’ın Chicago’da ilk mixlerini yaptığı “The Warehouse” adlı gece klübünden alan House, Dip Bas’lar ve 4/4 (ölçü) vuruşluk samplelardan oluşur. Akıcı, kulağa hoş gelen,düzenli ve Elektronik Müzik dinleyen kitlenin çoğunluğu tarafından benimsenen bir çizgiye sahiptir. Bu özellik o_nu gece kulüplerinin vazgeçilmez tarzları arasına katmıştır. Plastikman, Armand Van Helden, Sven Vath, Josh Wink ve daha birçok isim bu tarzın gelişiminde pay sahibi olmuştur.

24)Deep House:
House’un diğer kolarına göre daha bi katı olan, kendi kurallarını kendisi çizen ve dinleyiciyi düşündürme yoluna giden bir tarzdır. Leftfield.

25)Hard House:
Daha sıkı ve güçlü olan bu kol, az vokal çok vuruş (drum) sistemini işletmektedir. Josh Wink,Hardfloor.

26)Vocal House:
Hard House’un aksine, herşeyin drum vuruşları olmadığını iddia edercesine vokal’e daha fazla ağırlık veren House koludur. Martha Wash, Amber...

27)Industrial Electronic:
Elektronik müziğin Abstract ve Minimal gibi radikal olan kollarından birisidir. Endüstriyel alet, iş makinaları, sanayi mekanizmaları ve hammadde seslerinin sıkça yer aldığı bir tarzdır. NIN tarzın öncülerindendir.

28)Techno:
90’ların sonlarına doğru Acid House’un büyük Britanya’yı kasıp kavurmasının ardından, geniş dinleyici kitlesi daha sert ve kural tanımaz temalar istemiştir. Bu ortam zaten patlamak için fırsat kollayan Techno için bulunmaz bir fırsat olmuştur. Acid House’a göre daha hızlı bpm’lere (beats per minute ê dakikadaki vuruş sayısı) ve daha agresif bir yapıya sahip olan Techno, arayışta olan kitleye gereğinden çok daha güzel (doyurucu) bir şekilde cevap vermiştir. Günümüzde trendi yakalamış olan Techno, en hızlı gelişen modern müzik türlerinin başında yerini almıştır. Paul Van Dyke, Eat Static, Derrick May, Juan Atkins, Kenny Larkin ve daha sayılmayan bir çok isim, bu tarzı günümüzde başarı ile temsil etmektedir.

29)Acid:
Techno’nun, TS-TR-303lerle müzik yapan koludur.

30)Detroit:
Yıllar önce Derrick May, Juan Atkins ve Kenny Larkin’in ortaya çıkardığı; Techno’nun temel kolu olarak da değerlendirilen Detroit, genelde 4/4’lük vuruş+ritimleri enstürmanlara tercih eden bir dal olarak bilinir.

31)Gabber:
Sert ve Hızlı Techno’dur. Lenny Dee,Delta-9, Ron D.Dore...

32)Happy Hardcore:
Gabber’i daha pozitif versiyonu olarak değerlendirilen Happy Hardcore, dinleyicide çeşitli -değişik- duyguların açığa çıkmasını sağlayan hızlı bir dal olarak bilinir.

33)Intelligent Techno:
Sıra dışı ve bir o kadar da agresif motifler içeren bu dal, mükemmel uyumsallık ve de dahiyane yaklaşımlarıyla diğer bir çok daldan sıyrılır. Beaumont Hannant.

34)Rave/Old Skool:
Tüm Techno formlarının birleşimi olarak görülen Rave/Old Skool; Drum’n Bass, Trance gibi birçok tarzın kökeninde ve gelişiminde pay sahibi olmuştur. Bol içki ve druglı underground partilerin vazgeçilmez müziği olan Rave/Old Skool’un track’leri diğer tarzların track’lerine kıyasla daha uzun sürer. Solid 4/4’lük vuruşlar, sert elektronik motifler ve etkileyici baslardan oluşan Rave/Old Skool’u başlı başına bir tarz (genre) olarak görmek yanlış olmaz.

35)Trance:
Techno’yla benzerlikler gösteren Trance farklı oluğunu bpm’leri, kulağa hoş gelen melodileri ve 4/4lük vuruş stiliyle (farkı) belli eder. Techno’yla birlikte anılmasına (techno&trance şeklinde) rağmen tizzlere verdiği önem ve yoğunluk, o_nun agresiflikten öte üretken bir şekil almasını sağlar. Tüm dünyada ilgi ile dinlenen trance’in akla ilk gelen isimlerinden bazıları: Astral Projection, Rabbit in the Moon, Electric Skychurch...

36)Goa:
Vuruşların ve melodilerin kenetlenmiş -birbirinin eksiğini kapatırcasına-şekilde birbirini takip ettiği Goa, Trance’in en çok dinlenen kolu olarak bilinir. Spicelab.

37)Hard Trance:
TS-TR 303lerle üretilen Trance’idr. 4/4vuruşlarındaki sertlik ile dikkati çeker.

38)Melodic Trance:
Klasik temalarla ve hoş melodilerle diğer kollardan sıyrılır. Büyülü motifler içerir. Doran, Joshua Ryan, Christopher Laurence...

39)Progressive Trance:
Kulağa çok hoş gelen melodilerle üretken bir yapı sergileyen Progressive Trance, Ambient’ın ortaya koyduğu kalitede seçici yapıya sahiptir.

linklere tıkla ve dinle

Chemical Rose
http://vampirefreaks.com/u/Chemical-Rose

Elektronik Müzik (Elektronic Music-Elektronica [industrial])

servo.hatred
http://vampirefreaks.com/u/servohatred

Elektronik Müzik (Elektronic Music-Elektronica [industrial])


Helalyn Flowers
http://vampirefreaks.com/u/helalynflowers

Elektronik Müzik (Elektronic Music-Elektronica [industrial])


Dope Stars Inc.
http://vampirefreaks.com/u/dopestarsinc

Elektronik Müzik (Elektronic Music-Elektronica [industrial])
we come one - avatarı
we come one
Ziyaretçi
12 Ocak 2008       Mesaj #5
we come one - avatarı
Ziyaretçi
Elektronik Müzik:

Elektronik aletler yardımıyla yapılan müzik türüne verilen bir isimdir. Elektronik aletler düşük kuvvetli sistemlerdir ve transistör, tümleşik devre gibi parçalar kullanırlar. Bu tanıma göre, elektromekanik anlamda ses üreten enstrümanlarla elektronik öğeler kullanarak ses üreten enstrümanlar arasında ayrım yapılabilir. Elektromekanik enstrümanlara Telharmonium, Hammond B3 ve elektro gitar gibi enstrümanlar örnek verilebilirken, elektronik enstrümanlara da Theremin, synthesizer ve bilgisayar örnekleri verilebilir.

Tarihi:
19. yy'den erken 20. yy'ye kadar
Elektronik müzikten önce, müzisyenlerin teknolojik gelişmeleri müzikal amaçlar için kullanma isteiği vardı. Elektromekanik tasarımlara sahip birkaç enstrümanın geliştirilmesiyle, diğer elektronik enstrümanlara yol açıldı. Telharmonium adında bir elektromekanik enstrüman, 1897'de, Thaddeus Cahill tarafından icat edildi. Bazı bariz zorluklar, Telharmonium'un yaygınlaşmasını önledi: enstrüman yedi tondu ve bir yük vagonu büyüklüğündeydi. Bu enstrümanın daha gelişmiş modelleri de daha sonra yapıldı (en son yapılan 1907 modeli 200 tondu). Genellikle, ilk icat edilen elektronik enstrüman Theremin olarak görülür. Theremin, Profesör Leon Theremin tarafından 1919'la 1920 arasında bir tarihte icat edilmiştir. Başka bir elektronik enstrüman ise Onder Martenot'dur. Ondes Martenot, Olivier Messiaen'in the Turangalîla-Symphonie'sinde kullanıldıktan sonra ünlenmiştir. Ayrıca, Ondes Martenot, Andre Jolivet gibi birçok Fransız müzisyen tarafından da kullanılmaya başlanmıştır.

Savaş sonrası yıllar: 1940 - 1950
Kaset çalar, Almanya'da İkinci Dünya Savaşı sırasında icat edilmiştir. Müzisyenlerin, kaset çalarları, musique concrète adını verdikleri yeni bir müzik besteleme tekniğinde kullanmaları uzun sürmedi. Bu teknik, doğal ve endüstriyel seslerin beraber kaydedilip, daha sonra düzenlenmesini içeriyordu. Besteciler, sıkça, müzikal bir amaç için yaratılmamış olan elektronik aletlerden çıkan sesleri kullandılar. Musique concrète'in ilk örnekleri, Pierre Schaeffer bestelemiştir. Schaeffer, daha sonra Pierre Henry, Pierre Boulez ve Karlheinz Stockhausen gibi birçok avant-garde müzisyenle çalışmıştır. Amerika'da magnetik teyp için bestelenen ilk eser Louis ve Bebe Barron tarafından 1950'de tamamlandı.
1957'de, iki yeni elektronik enstrüman daha ortaya çıktı. Daha önceki Theremin ve Ondes Martenot'tan farklı olarak, bu yeni enstrümanları kullanmak zordu, zorlu bir proglamlama gerektiriyordu ve ikisi de gerçek zamanlı çalınamıyordu. Bu enstrümanlardan ilki Max Mathews'un "Music 1" adlı bir programla kullandığı bilgisayarıydı. Enstrümanlardan ikincisi ise RCA Martk II Sound Synthesizer adındaki ilk elektronik synthesizer'dı. RCA tarafından dizayn edilen alet the Colombia-Princeton Electronic Music Center'da kurulmuştur ve hala ordadır.
The Columbia-Princeton Electronic Music Center, bilgisayar müziği merkezi olarak biliniyordu. Bu merkez, türünün Amerika'daki en yaşlısıdır. 1958'de 1950'lerin başından beri magnetik teyp manipülasyonuyla igilenen Vladimir Ussachevsky ve Otto Luening tarafından açılmıştır. Merkezde, Peter Mauzey yardımıyla bir stüdyo kurulmuştu ve 1980lere kadar elektronik müzik merkezi olarak görevini korudu...
we come one - avatarı
we come one
Ziyaretçi
12 Ocak 2008       Mesaj #6
we come one - avatarı
Ziyaretçi
Dans müziğinin üvey evladı: Drum & Bass
Drum'n bass, hip hop gibi çoğunlukla siyah kökenli müziklerden türeyen bir çeşit breakbeat olarak ortaya çıktığında, her şeye bir isim koyma meraklısı müzik basını ona Hardcore-rave adını verme gafletinde bulundu. Daha sonra DJ Hype'ın başını çektiği bir ekip, çok daha karışık breakbeat'ler kullanmaya başlayınca "jungle" dedikleri şey ortaya çıktı. Bugünlerde drum'n bass dediğimiz noktaya gelene kadar bu müzik, birçok evre, isim, ritim ve parti atlattı...

Şimdilerde bir ilham kaynağı olan drum'n bass'in, aslında oldukça mütevazi köklerden yeşerdiğini söyleyebiliriz. Pek kesin olmamakla birlikte ilk drum'n bass parçasının Lenny De Ice'ın 'We Are Ie'si ile 1989 Perfecto çıkışlı 'Baz De Conga'nın birleşimi olduğu var sayılır. Sonuç, 'Monkey Say, Monkey Do'dan alınan bir saksofon sample'ı ve gospel vokal melodileriyle desteklenen, bir dolu fikir ve sesin karışımıydı. Prodüktör Steve Bicknell'in ortaya attığı şey ise "tavır"dı: onun mix'i, şarkıya dönüp duran bir ritim, afallatan breakbeat'ler ve sürüp giden bir synth melodisi eklemişti.

Bu, kökü İngiltere'ye uzanan yeni dans müziği formu, insanlarda garip ve hızlı bir şekilde gittikçe çoğalan bir ilgi uyandırdı. Londra o zamanlar, label'lar, dükkanlar ve artan klüp sayısıyla heyecan ve coşkuyla dolup taşıyordu ve bu ateş de büyüyen bir korsan hareketle körüklendi. 1990 baharında kurulan Mendoza ve Reinforced (ki bu şirket, Randall, 4 Hero, Alpha Omega, G Force gibi isimlerle drum'n bass dünyasında hala lider markalardan biri olmayı sürdürüyor) gibi şirketler harekete yavaş yavaş yön vermeye başladılarsa da, 1991'in sonunda bu müzik hala, başta house olmak üzere, başka dans müzik türleriyle arka arkaya çalınmaya devam ediyordu; işin özü, henüz tam anlamıyla bağımsızlığını sağlamış değildi.

Ama bu uzun sürmedi. Zaman geçtikçe ritim daha döngüsel bir hale geldi ve müzik house etkilerinden tamamen sıyrılarak; hemen hemen her prodüktörün kendi tarzını oluşturmasıyla, benzersiz ve apayrı bir müzikal lezzet geliştirdi. Drum'n bass 1992 yılında belirgin bir ayrıcalık yaşadı. Henüz kurulan Moving Shadow şirketi, dans müziği sahnesine tazelik getiren Earth Leakage Trip'in 'Psychotronic kısa çalarını yayınladı. Bu kısa çalar, halen house müziğiyle hafif benzerlikler taşıyordu, ama arkasından gelecek saf drum'n bass isimlerine de öncü olduğu yadsınamaz bir etkisi de oldu.

Nabula II'nun "Flatliners"ı, 92/93 zamanı darkside sound'un tipik bir örneğidir. Belçika techno'sundan ödünç alınan tehditkar ve affetmez sound'uyla parça, öfke dolu bir groove'a sahipti. Leeroy Small'ın Leicester tabanlı projesi Formation'ın önderliğinde bu karanlık ve moody sound'un temposu 140bpm'den 170bpm'e uzanarak yine son noktayı koyan faktör olmaya devam ediyordu. Ama olayların çığırından çıktığı vakit, Goldie'nin 'Terminator' single'ını yayınladığı vakit olarak tarihe geçti. Teknik bilgisi ve Reinforced Records'daki başarılarına bir de efsanevi kişiliği ve müzikal hevesi de eklenince Goldie, beklenildiği üzere büyük bir şirketle anlaşan ilk prodüktör olma başarısını kazandı.

İşte bu noktadan itibaren drum'n bass, çeşitli dallara ayrılmaya başladı.1993 yılında LTJ Bukem, Good Looking Records'u kurarak, jazzy, ambient'vari ve çok daha melodik bir yapıya sahip olan bir türün doğumuna ev sahipliği yaptı: Inteligent Drum'n Bass. LTJ Bukem'in yaptığı aslında dans müziği prodüktörlüğüne vurmalı enstrümanlardan ziyade müziğin atmosferine odaklanan farklı bir bakış getirmekten başka bir şey değildi.

Olgunlaşmaya başlayan sound 1994 yılında Rupert Parkes (aka Photek) isminde bir delikanlının Certificate 18 isimli kendi plak şirketinden daha önce yapılmış hiçbir şeye benzemeyen atmosferlere sahip ürünler ortaya çıkarmasıyla, çok daha farklı bir alana doru ilerlemeye başlamıştı. Photek müziğinde kendi aldığı sample'lar, ağır bas rifleri ve atmosferik beat'lerle dinleyiciye, kaçılması imkansız müzikal tuzaklar kuruyordu.

Aynı yıl su yüzüne çıkan başka bir gelişim de, 4 Hero'nun "Parallel Universe" isimli albümünün yayınlanmasıydı. Jazzy drum'n bass'ın ilk örneklerinden sayılabilecek bu albümde, bol miktarda caz vokal sample'ı ve 'filtering' gibi yeni prodüksiyon teknikleri yer alıyordu. İngiltere'nin Bristol şehri ise harekete ani ve hızlı bir giriş yaptı. Brian G'nin "V"si ve Full Cycle şirketlerinin ve Size, Krust, Die, Flynn & Flora ve Bill Riley'in başını çektiği bir dolu müzisyen, drum'n bass denilen uçsuz bucaksız alanda kendi alanlarını yaratmak için harekete geçti.

1995 yılında ise Doğu Londra'nın Emotif şirketinden çıkan bir toplama albümün verdiği ilhamla "techstep" terimi ortaya çıktı. Aslında bu hareketin önderliğini No U Turn şirketinden DJ Trace ve ortağı Nico'yla, darkside drum'n bass'e yeni soluklar getiren Grooverider'ın şirketi Prototype'ın yaptığı da söylenebilir. Blame ve Source Direct gibi isimler ise, müziğin teknik tarafına yoğunlaşarak techstep'in yönüne ve sound'una rehberlik ettiler.

Büyük şirketlerle flört eden drum'n bass isimlerine 1997 yılında yenileri eklendi: 4 Hero, DJ Krust, Adam F, Goldie, Source Direct, Dillinja vs… Photek ve Roni Size gibi elini çabuk tutanlar, albüm yayınlayarak iyi eleştiriler aldılar ve drum'n bass'in artık tek başına, bağımsız bir müzikal tavır olduğunu cümle aleme kanıtladılar.

1999 sonları ve yeni bir bin yılın başlangıcı olan 2000 civarı ise drum'n bass, adeta yeniden doğdu. Bu sefer müzik; Ed Rush/ Optical, Bad Company, Digital ve Total Science gibi isimlerin öncülüğünü yaptığı techno synthleri ve melodilerinden feyiz alan, ton açısından biraz daha sert ve deneysel bir yönde ilerlemeye başladı. 1995 yılında Londra'nın doğusunda kurulan Renegade Hardware isimli şirket, bünyesindeki Stakka and Skynet, Loxy, Ink, Usual Suspects, Future Cut ve üyelerinden biri Kemal adında Türk asıllı bir DJ olan Konflict gibi isimlerle bu türün merkezliğini üstlendi.

Drum'n bass, pek de öyle gözükmese de, sinsi sinsi, ortaya çıktığı yıllardan bugüne, dans müziğiyle ilgili birçok önyargıyı yıktı, yeni perspektifler geliştirdi. Hip hop, caz, trip hop vs gibi birçok türü kendi içinde eriterek, hiçbir şekilde tam olarak adlandırılamayan ve taşıdığı ehemmiyet dile getirilemeyen bir "yön" oldu. "Sadece 4/4'lük ritim dans ettirir", "Dans müziğinin bir ideolojisi yoktur" şeklindeki önyargıları yıktı .

Hem bir dans müziği hem de bir tavır olarak drum and bass, teknolojik gelişmelerin en önünde duruyor ve kök salan dallarıyla sürekliliğin teminatını veriyor.
we come one - avatarı
we come one
Ziyaretçi
19 Ocak 2008       Mesaj #7
we come one - avatarı
Ziyaretçi
Chillout müzik tarzları ve genel kavram olarak "Chill-out"
1990’ların başları ve ortalarına doğru, zamanın elektronik müzik producerları tarafından üretilen, yavaş tempolu ve hafif müziğe verilmiş olan genel isim…

İsimlerinde “chillout” ismi geçen albümler ilk olarak 90’ların ortalarına doğru yayınlanmaya başlanmıştı. Bu “chillout” ismi altında yayınlanan müzik, “downtempo” ve “trip hop” tan ayrı bi tarzdı. Fakat, bu diğer türlerle beraber de çalınabiliyodu. Sonuçta genel “sound” u belli olan, hafif tempolu bu tür zamanın ilerlemesi ile git gide daha çok kendi karakteristik özelliklerini kazanmaya başladı. 2000’lerin başlarında artık chillout müzik kendi içinde dallara ayrılan genel bi tarz görüntüsü almıştı. Bu kendi içinde yeni türemiş olan tarzlarların en önemlileri “Chill-house” , “Nu-jazz” ve “Lounge” olarak adlandırılabilir..

Bunların yanı sıra Chillout, içinde ayrıca “trance” , “ambient” ve “Idm*” (intelligent dance music) türlerinin bazı etkilerini gösteriyordu. “Balearic beat” denen, chillout tan farklı, başlı başına bir tür olarak kabul edilen bu türün ise, bütün özelliklerini içinde bulunduruyodu. (“Balearic Beat” ismi henüz chillout ortada yokken, Soul to Soul , Enigma gibi grupların yaptığı müziğe verilen tarzın ismi. Bu gün artık pek fazla kullanılmasa da hala kabul gören bir tarz olarak yerini koruyor.)

Chillout genelde rahatlatıcı, hafif tonlardan oluşan (veya çoğu zaman alıntı yapıldığı türler kadar sert olmayan ) bir müzik türüdür. “hard style” , “deep” veya “ hipnotik ritimler “ le çalınmaya uygun bi tarz değildir.

Dünyanın hemen hemen her yerinde Chillout, gerek crowd u, gerek mekanları ile kendine has bir tarz yaratmıştır. Chillout müziğin bir tarza dönüşmesinde Ingiltere’nin kuşkusuz büyük payı olmuştur. Seneler boyunca Londra’nın ünlü klübü Ministry Of Sound, Ibizia ve başka yerlerde chillout eventlerin organizasyonlarını yapmış, MOS Chillout Sessions adlı albümler hazırlamıştır. Ayrıca bu güne kadar başka label lar altından çıkan “chillout” veya “chill” kelimelerinin geçtiği yüzlerce albüm yayınlanmıştır. Bu gün “CHILLOUT” türü, dünyanın her yerinde otoriteler tarafından kabul edilen bir tarz olmuştur. Ayrıca Ingiltere BBC Radio1 ve Pete Tong’un yardımları sayesinde, bu tarzın gelişimine büyük katkılarda bulunmuş bi çok isim ortaya çıkmıştır. Pete Tong’un yardımlarıyla orataya çıkan en önemli 4 isim : Mr Scuff, Tim Love Lee, Lemon Jelly, Ewan Pearson .

Bunların haricinde söylenebilicek başka iki isim de : Chris Coco , ve Rob da Bank

Chillout türünün bu güne gelmesinin en önemli sebeplerinden olan DJ’leri şöyle sıralayabilirim.

Mixmaster Morris, Pete Lawrence, Jose Padilla.

-PETE LAWRENCE-

Müzik konusunda bi jazz bateristi olan babasının yolunu takip eden Lawrence, 80’lerde Cooking Vinyl plak label ını açana kadar çeşitli gruplarda performans sergiledi.

1993 senesinde tembel bir Pazar sabahı Lawrence, Big Chill festivali için ortaya bir fikir atar. Ve sonrasında zamanının en sükse yapan festivallerinden biri olan Big Chill için Katrina Larkin ile ortaklaşa çalışmaya başlar.

Son 10 sene içinde Lawrence Big Chill için 8 tane mix albüm yapıp yayınlamış, chillout un yayılmasında en önemli rollerden birini oynamış olan “On Magazine” e editörlük yapmış, Brezilyadan Avustralya ya, Japonya’dan Siberya’ya kadar dünyanın çeşitli yerlerinde ve 1996’da “Yakutsk” da ilk batılı dj ünvanını kazanarak Dj lik yapmıştır. Pete Lawrence’ın müziğine ilham olan tarzlar, Folk tan Funk a kadar uzanan Klasik müzikten World Music e uzanan, arada electronica ve ambient türlerinden de nasibini alan geniş bir yelpaze oluşturur.

1996’da Global Headz’den çıkan ilk albümü “Eyelid Movies” bugün koleksiyon parçası olmuş, Mixmag dergisinde ayın albümü seçilmiş, Melody Maker tarafından “gün doğumunu kafanızın içinde yaşatan bir albüm” olarak nitelendirilmiştir. 1997’de ise “Pipedreams” ile devam etmiş, 1999 da Big Chill organizatörlerinden olan Tom Middleton ile çalışarak “Enchanted 01” , yaz compilation ı olan “ Beach” , “Enchanted 02” (iki albümün de yayın tarihi 2000), “Glisten” (2001 Eylül), “The Big Chill Loves You” (Temmuz 2002) ve en son “iChill” (2003 yazı) albümlerini yayınlamıştır. 2004’te de Universal Records, Big Chill markasına 10. yıl hediyesi olarak “Big Chill Classics” adlı toplama bi albüm yapmıştır. 2006’da yeni bir Big Chill albümü daha çıkması bekleniyor.

-BIG CHILL-

Pete Lawrence ve Katrina Larkin tarafından 1994’te yapılmaya başlanan Big Chill, ufak bir organizasyondan, bugün herkes tarafından saygı duyulan bir festivale dönüşmüştür. Başlangıçta “Islington's Union Chapel” de, Pazar günleri tüm gün boyunca süren bir event olarak başlar. Bir sonraki sene Black Mountains on the Welsh eteklerinde açık hava partisine dönüşünce 700 kişiye ulaşan bi crowd yakalar. Big Chill, 1998 senesinde 'The Enchanted Garden' (büyülü bahçe) olarak bilinen Dorset’s Larmer Tree Gardens’a taşınır. Bu mekan değişikliğinden sonra da önündeki 5 sene boyunce en yaratıcı yeni eventlerden biri ünvanını kazanır. Bir zamanlar bir kaç yüz kişiden oluşan crowd, artık 5000 kişiyi geçmeye başlar.

2001 senesinde bir kereye mahsus olarak Dorset te, Lulworth Şatosunda yapılan organizasyondan sonra Big Chill, Herefordshire - Malvern Hills deki Castle Deer Park’a taşınır. Gitgide artan izleyici sayısı artık 27.000’lere ulaşmıştır.

Big Chill bugüne kadar 2000’den fazla Dj i ağırlamış ve bu gün Goldfrapp, Talvin Singh, Amy Winehouse, Gotan Project, Hexstatic, Röyksopp, Zero 7, Lemon Jelly, Kinobe gibi isimleri bünyesinde barındıran, izleyici sayısının 30.000’i geçtiği bir organizasyona dönüşmüştür.

Şu an Big Chill ismine ait olan kendi plak labelı ve dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan diğer partilere sağladığı büyük desteklerle, Big Chill bütün dünyada chill out u yaymaya devam etmektedir…

-MIXMASTER MORRIS-

Morris Gould, Dj lik hayatına 1982’de Londra “Kings College” da organik kimya öğrenciliği yaptığı sıralarda başladı. O dönem çaldığı tarzlar daha çok “indie” ve “Punk”dı. Morris dans müziği çalmıyordu hatta çoğu zaman çaldığı müziğin aksine daha yeni, ilginç “sound” lar yakalamaya çalışıyordu. Çaldığı setler, tarzında yaşadığı bu transformasyonun şahitliğini yapıyolardı. Rock müzikle büyümüş ordan da Batı müziği ile alakası olmayan “Sun Ra”, “Captain Beefheart” , “Miles Davis” gibi isimlerin temsil ettiği “Head Music” denen tarza geçiş yapmıştı.

Bu olaylardan kısa bi süre öncesinde Morris, Terry Riley ve Robert Fripp ‘ i örnek alarak, “Copycat tape loop echo machine” aletiyle, kendi looplarını hazırlıyıp, çoktan “tek kişilik elektronik show” unu sunmaya başlamıştı bile. Kısa zamanda Londra’nın korsan radyoları arasında yerini buldu ve “Matt Black” , “Jonatan More” gibi isimlerin de Dj lik yaptığı “Network21” denen radyo ile anlaştı. “Mixmaster Morris” lakabı kendisine burada verildi… Morris bu gün artık, onlarca radyo istasyonunda yayınlar yapmış, Derrick May ‘den Future Sound Of London ‘ a kadar bir çok ismi konuk etmiş bir kariyere sahiptir.

Okulu bitirdikten sonra bir kaç sene değişik işlerde çalışıp aynı zamanda Dj liğe devam etmiştir. 1985’te (Şu an bu isme sahip olan grupla alakası olmadan) Rythm Method olarak anılmaya başladı. 1987’de Des de Moor’la tanıştı ve bundan sonra olaylar ardı arkasına gelişmeye başladı. İkili 1988’de türünün ilk örneği olan “Madhouse” adlı live techno festivalini düzenledi. Meat Beat Manifesto turunu düzenledikten ve “I want to” single ını yayınladıktan sonra Morris ortaklıktan ayrıldı. 1989’da hem müzikal hem felsefi açıdan farklı bir yol izlemeye başladı. Faturalarını ödeyebilmek için UK’ı dolaşan “The Shamen’s Synergy” tour a katıldı.

Aralarda fırsat buldukça Londra ya dönüp underground partilerde, chillout room larda dj lik yapıyodu. 1990’da “The Orb” dan Alex Patterson’ ın kurduğu “White Room” u aldı. Mixmaster Morris için tipik bir set iyi bir canlı performans ve zaman zaman 12 saate kadar uzayan setler demekti. Morris, organizatörlerinden biri olduğu “Telephatic Fish” adlı Londra’nın ilk Ambient underground partisinde, Aphex Twin ile eşi benzeri olmayan bir 16 saatlik set çıkardı.

1992’de, bu gün bile hala gelmiş geçmiş en iyi ambient albümlerden biri kabul edilen “Flying High” adlı albümü çıkardı. Sonrasında “The Undergorund EP” , Pete Nalmook ile beraber “Dreamfish” , bazı toplama albümlerde yayınlanan parçalar , The Shamen , Barbarella , Rising High Collective, Higher Intelligence Agency, Aural Expansion, Transform ve Coldcut gibi isimlere remixler yaptı.

Morris 1994’te Global Chillage albümünü yayınladı. Flying High , (tavanı akan) Rising High ‘ ın felaket stüdyosunda aylar süren çalışmalar sonucu tamamlanmıştı. Global Chillage ise evinde kendi bilgisayarı ile 2 hafta süren bir çalışma sonunda bitmişti. Evinde bilgisayarıyla çalışmayı bundan sonra kendisine adet edindi ve stüdyolardan uzaklaştı. Kendisi ve bilgisayarıyla neler yapabileceğini denemeye başladı.

Global Chillage, Morris ‘in hayatının festivaller ve turlarla geçen 2 senesini yansıtır. Heryerde chillout ve ambient in “cheerleader” lığını yapmış ve mesajını vermeyi de iyi becermiştir. Love Parade’lerde, Glastonbury Festivallerinde ve yine Almanya ve Ingiltere’de diğer sayısız partilerde yer almış, “live arena” da “hypodrone rock” tarzı müzikler çalarak adeta bariyerleri yıkmıştır. Hala bu experimental havasını devam ettirmektedir.

Kendi müziğinin yanında IDM tarzı çalışmalar yapan biçok kişinin çıkışlarında büyük yardımları olmuştur. (Aphex Twin, Pete Namlook, Black Dog, Mu-Ziq, Spacetime Continuum, Global Communication…)

-JOSE PADILLA- ve -CAFE DEL MAR-

José Padilla, Café Del Mar’ın ünlü Dj i dir. Yıllardan beri Cafe Del Mar’da çaldığı müzik ve yayınladığı “Cafe Del Mar” albümleriyle Chillout müziğin yayılmasında en büyük pay sahibi olan kişi olarak kabul edilir. Çoğu yerde Chillout’un “Spitual Father” ı olarak geçer..

O, Barselona’nın dışlarında Gerona’da Fakir bi inşaat işçisinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Gençlik çağlarında İngiliz kızlarını kovalamak amaçlı Barcelona’ya gece alemlerine gidip gelmeye başlayınca Dj lik ten büyülenmeye başladı. 1975’te sorumluluklardan kaçmak için ibiza’ya kaçtı ve oraya yerleşti. Kariyerine ilk olarak garsonluk yaparak başladı. Sonradan Dj’liğe geçişi ve seneler boyunca çalışmalarının sonucu 1991 de Cafe Del Mar ın resident dj i “Jose Padilla” oldu. 1994’te “React” label ından, ilk Cafe Del Mar albümünü yayınladı... Meşhur seri şu an 12. sayısına ulaşmış, ayrıca bunun yanında bir çok değişik isimli albümler yayınlanmıştır. Şu sıralar, mekanın kendi adını taşıyan ayrıca bi plak şirketi de bulunmaktadır.

1998’e kadar her ne kadar Padilla’ nın şarkıları, yaptığı toplama albümlerde yer aldıysada, ilk kendi albümünü (Souvenir) 1998’de Mercury Records’dan çıkardı. CD nin yapımında Paco Fernandez, Lenny Ibizzare gibi diğer chillout producerları ile çalıştı. 2001’de 2. albümü olan “Navigator” ı yayınladı.

Padilla bugün hala Cafe Del Mar’ın resident lığını yapmakla beraber, aynı zamanda dünyanın heryerinde sahne alıyor. Ayrıca Cafe Del Mar serileri ile alakası olmayan “Bella Musica” isimli yeni bi seri yayınlamaya başladı.

Café del Mar :

Ibiza – San Antonio’da bulunmaktadır. Turistlerin yaz boyu o meşhur “sunset at the cafe del mar” gurusunu yaratmış olan Jose Padilla’nın müziği eşliğinde gün batımını seyretmek için deliler gibi akın ettiği yerdir. İlk olarak “Ramon Gurial” , “Carlos Andrea” ve “Jose Les” tarafından 1978’de “The sunset Bar” olarak açılmıştır.

Tarzının ambient, chillout, easy listening olduğu mekan kendi CD lerini yayınlamaktadır. Dünya çapında bu güne kadar 9 milyondan fazla albüm satılmıştır. 2005 yazında denizin önüne kurulmuş büyük bir stage ile Cafe Del Mar 25 th yıl dönümünü kutlamıştır. Partide yine CD lerinde parçaları yayınlanan “Tom Oliver” , “Paco Fernandez” La Caina” gibi dj lere yer verilmiştir.

Yazıda Faydalanılan Kaynaklar:

bigchill.net -pete album music magazine latest described radio
Café del Mar - Wikipedia, the free encyclopedia
Chill out music - Wikipedia, the free encyclopedia
Mixmaster Morris | History | Biography
Pgina no disponible- Pgina no disponible - Non available web site

Çeviri, Düzenleme :

Aygün Güriç.

Benzer Konular

30 Kasım 2009 / Alvarez Ocean Sanat
12 Ocak 2008 / Misafir Sanat
29 Aralık 2007 / we come one Sanat
30 Kasım 2009 / Alvarez Ocean Sanat