Arama


Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
2 Mart 2012       Mesaj #5
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Göl
Her yandan karalarla çevrili, oldukça derin ve oldukça geniş, durgun su örtüsü. Göllerin kökenleri çeşitlidir.

Göl Çeşitleri
Ad:  göl2.jpg
Gösterim: 1283
Boyut:  10.2 KB

Tektonik Göller

döküntü bakımından yoksul çöküntü bölgelerinde yer alır; boyutları genellikle çok büyüktür; dipleri deniz düzeyinin altına inebilir (Baykal, Tanganyika, Malavi gölleri).

Buzul Gölleri

Buzul vadilerinin aşağı kesimlerinde ters eğimlerle, sürgülerle (buz-yalağı gölleri, bazı tekne gölleri) ya da bu-zultaş setleriyle (buzul seti gölleri) sınırlanmış kesimlerinde yer alırlar. Buzyalağı göllerinin genellikle küçük olmalarına karşılık, büyük buzullarda buzul dillerinin oyduğu yerlerde bulunan tekne göllerinin boyutları büyüktür ve derinlikleri birkaç yüz metreyi bulabilir. Ayrıca bazı göller, Dördüncü Zaman inlandsislerinin geri çekilmesi sırasında ortaya çıkan akaçlama bozukluklarının sonucudur: sözgelimi, Kanada-ABD sınırındaki Büyük göller, buzul dilimlerinin kenarında oluşmuştur.

Set (Baraj) Gölleri

Toprak yuvarlanmaları, çamur akıntıları, hatta çığlar gerçekleşmiş eski vadilerde bulunur. Yüksek setlere pek ender rastlanır; oluştukları bölgeler engebeli, vadiler dik yamaç-lı olduğundan, set gölleri genellikle küçük boyutlu olur. Lav akıntılarının oluşturduğu setlerse, daha büyük göllerin ortaya çıkmasına yol açabilir (Auvergne'de [Fransa] Aydat gölü), insanların çeşitli amaçlarla (sulama, debi düzenlemesi, elektrik enerjisi üretimi) yaptıkları barajların arkasında oluşan yapay göllerse, çok büyük boyutlara ulaşabilir: Mısır ve Sudan'da Nasır gölü, Gana'da Volta gölü.

Krater Gölleri

Kapalı bir çöküntü oluşturan ve lavları çok geçirgen olmayan sönmüş yanardağ kraterlerinde oluşur.

Karst Kökenli Göller

Yeraltı akış yolları kil ve balçıklarla tıkanmış çöküntülerde (do-llnler ve polyeler) yer alır. Bazıları geçicidir ve yalnızca suların yükselme mevsiminde, yeraltı su örtüsü yer yüzeyine yaklaştığı zaman ya da yağmur suları, karst yolları tarafından hemen boşaltılamayacak kadar bol olduğu zaman ortaya çıkar.

Yarı Kurak Bölgelerdeki Göller

Çoğunlukla içakışlı bölgelerde, yayılma örtülerinin taşkın sularının içbükey tatlı eğimlerle ya da rüzgâr süpürmesi çöküntüleriyle karşılaşarak durakladığı alçak kesimlerinde ortaya çıkar. Bu göllerin çoğu geçicidir ve kurudukları zaman dipleri rüzgâr süpürmesinin etkisiyle oyulur (sebhalar). Bir bölümüyse süreklidir ve dünyanın en büyük gölleri arasında yer alır (Çad, Aral, Balkaş gölleri, Lob Nor). Sözkonusu sürekli göller, suyla daha iyi beslenen ama güçlü buharlaşmanın, içinde bulundukları çanaktan suların taşmasını engelleyecek kadar güçlü olduğu bölgelerde bulunur. Aşağı kesimdeki barajı yararak boşaltan ya da deltalar oluşturarak gölgeleri dolduran ırmaklar göllerin varlığını tehdit etmektedir. Göllerin ömrü birbirinden çok farklıdır. Yerli kayaçların oluşturduğu bir setle önü kapatılmış sığ göller en kısa ömürlü, tektonik göllerse en uzun ömürlü göllerdir. Tektonik göllerin çoğu etkin kırılma bölgelerinde (Doğu Afrika gölleri, Baykal) yer alır ve oluşumu uzun zamandır sürmekte olan çöküntülerde bulunduklarından ömürleri olağanüstü uzundur. Doğu Afrika gölleri Miyosen'de ve Pliyosen'de oluşmuştur; Baykal gölününse çok daha eski olduğu sanılmaktadır.

Göl Florası

Göl florası, çepeçevre kıyılar boyunca, bileşimi suyun derinliğine ve özelliklerine (sıcaklık, organik madde, özellikle asitlik ya da bazlık derecesi) göre değişen bir yapı gösterir. En az derin, yani sığ kısımda, sazlar ve kamışlar başta olmak üzere suoku, sarı süsen, düğünçiçeği gibi bitkilerden ve maydanozgillerden oluşan bataklık bitkileri bulunur. Daha derin olan iç bölgede gerek organları tamamen suyun içinde kalan bitkiler (susümbülü, suyosunları, chara, myriophyllum, vb.) gerekse yüzen (yaprakları) bitkiler (susümbülü ve düğünçiçeği gibi karada da çiçek açan türler) dip çamuruna tutunmuş olarak bulunur. Ayrıca suyun yüzünde (su mercimeği, hidrocharis) ya da içinde yüzen (elodea, su-mlğferi) bitkiler bulunabilir.

Oligotrof denen, derin, duru sulu, bol oksijenli göller, biyojen öğeler bakımından fakirdir; bunlarda kıyı, kenar bitkileri de azdır. Buna karşın, az derin, az saydam ve dip kısımları oksijence fakir olan bol besinli göller, besleyici öğeler bakımından zengindir ve bunların çevresinde geniş bir bitki kuşağı vardır; biyokütleleri de önemli miktardadır. Hümik asitçe zengin göller arasında, biyojen öğeler ve oksijence fakir beslemesiz göller (turbalıklar) ve ormanlarla çevrili, özellikle ölü yapraklarla dolu bir dip çamuruyla kaplı az derin ve çürüklü göller sayılabilir.

Göl Faunası

Bir göl genellikle faunasını kendisine dökülen ya da kendisinden çıkan akarsulardan alır. Ancak bunların çok az bir kısmı bataklık kuşlarının ayaklarına yapışık dip çamurlarıyla taşınan küçük su hayvanlarının yumurtalarını alabilir. Çok eski göller (Tanganyika, Baykal) derinliklerinde, kendilerini besleyen ırmaklarda soyu tükenmiş olan bazı kalıntı türleri ba-rındırabilmişlerdir.

Bir göl direyi, genel olarak adalarınkl-ne benzeyen bir mikroevrim geçirebilir; örneğin herhangi bir balık çeşidi yalnız bir gölde bulunabilir. Fakat, bir gölün diğeriyle olan fauna farklılıkları çevre farklılıklarının yansımasından başka bir şey değildir: suyun sıcaklık ve tuzluluk derecesi, derinlik, akıntılar, suların alçalma değişiklikleri, vb. Mevsimlik ya da günlük sıcaklık ve ışık farkları genellikle gök planktonunun düşey olarak yer değiştirmesine yol açar.

Göllerin sıcaklık rejimi, tatlı suyun maksimum yoğunluğa + 4°C sıcaklıkta erişmesi temeline dayanır: bu nedenle de genellikle soğuk sular dipte bulunurlar. Şiddetli bir kış geçiren bölgelerde sıcaklığın düşmesi, su kütlesinde giderek, belli bir zamanda sıcaklığın her noktada + 4°C'ta dengelendiği homotermiye yol açar. Sıcaklık düşmeye devam ederse, yüzey suları donar ve böylece yazın görülen ısı tabakalaşmasına ters yönde bir tabakalaşma izlenir (dimiktik göller). Büyük göller üzerinde esen kuvvetli rüzgârlar ya da göle dökülen akarsular dipten itibaren su yükselmelerine yol açarak suların karışmasını sağlayan akımlara neden olurlar: bu durum donmayı geciktirir ya da engeller. Nispeten ılık büyük su kütlelerinin varlığı kıyı kesimlerinde kışın sertliğini önemli ölçüde yumuşatarak iklimi değiştirir. Örneğin, isviçre'de Leman, Fransa' da Annecy ve ABD'deki Büyük Göller bölgesinin kıyılarında da bu durum görülür.

Bir gölün rejimi, onunla bağlantılı akarsu, yağış, sızma ve buharlaşma rejimlerine bağımlıdır. Bu rejim, mevsimlere göre düzey değişimleri içerir. Gölün beslenme havzasını oluşturan alanın, gölün yüzeyine oranı ne denli küçük olursa, kabarma o denli fazla olur. En fazla seviye değişimleri tropikal bölgeler, çöller ve yüksek dağlık kesimlerdeki göllerde görülür. Gölün, bir nehrin yolu üzerinde bulunması, onun rejiminin dengelenmesinde etkili olur (gideğenle fazla sularının boşaltılması ya da geleğenle su seviyesinin yükselmesi gibi). Göl suları, çevre arazisinin cinsine, buharlaşmaya ya da iklimsel değişimlere bağımlı olarak bazen tuzlu da olabilir.

***

1.
Büyük Larousse, Gelişim Yayınlar, 8. Cilt
Son düzenleyen Safi; 23 Nisan 2016 03:25
theMira