A. Sergeyeviç Puşkin
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Babası soylu bir ailedendi; annesiyse Rus sarayında yaşamış Habeş Prensi Hannibal'ın torunuydu. Fransız kültürüyle yetişti. Çarskoye Selo (bugünkü Puşkin) Lisesi'nde okuduktan sonra dışişleri bakanlığında görev aldı. Bu sırada şiirleriyle tanınmaya başlandı (1814-1820). 1820'de "Ruslan i Lyudmila" (Ruslan ile Ludmila) adlı destanı yayımlandı. Özgürlükçü düşünceleri ve kalıplaşmış kurumları eleştiren şiirleri yüzünden Besarabya'ya (Kişinev) sürgün edildi. Daha sonra Kafkasya'da ve Odessa'da sürgün olarak yaşadı (1820-1824). Bu dönemin şiirlerinde Byron'un etkileri görülür. "Kavkazskiy Plennik" (Kafkasya Mahpusu, 1821), "Bahçesarayskiy Fontan" (Bahçesaray Çeşmesi, 1922) bu dönemde yazdığı en ünlü şiirlerdir. Tanrıtanımaz olduğunu belirten bir mektubu yüzünden Mihaylovskoye'deki malikanesinde gözaltında tutuldu (1824-1826). Burada "Boris Godunov"u yazdı (1825). 1827'de Petersburg'a ve Moskova'ya gitmesine izin verildi. Moskova'da ilgiyle karşılandı ve seçkin çevrelerde değişik bir yaşam sürmeye başladı. Natalya Gonçarova ile evlendi. Bir süre lirik şiirler yazdıktan sonra öyküler kaleme almaya başladı. "Pikovaya Dama"yı (Maça Kızı, 1833), Pugaçef Ayaklanması'nı anlatan "Kapitanskaya Doçka" (Yüzbaşının Kızı, 1836) ve ünlü şiiri "Tunçtan Süvari"yi yazdı. Bir Fransız subayının, eşi Gonçarova ile ilişki kurmaya kalkışması üzerine bu subayla yaptığı düelloda yaralandı ve bir süre sonra da öldü. Yapıtlarında açık ve ölçülü bir dil kullanan Puşkin, Rus edebiyatında gerçekçiliğin ve lirizmin öncüsü sayılmıştır. 1823'te başlayıp 1830'da bitirdiği "Yevgeni Onyegin", "Bovesti Belkina" (Bielkin'in Öyküleri, 1831), "Dubrovskiy" (1833) öteki önemli yapıtlarıdır.