Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
21:50, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Perşembe, 11 Aralık 2025 - 21:52
Arama
MaviKaranlık Forum
Bölgelerimize göre en fazla görülen doğal afetler hangileridir?
-
Tek Mesaj #2
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
13 Ocak 2013
Mesaj
#2
Kayıtlı Üye
TÜRKİYE’DEKİ DOĞAL AFETLER
Türkiye arazi yapısı, yer şekilleri ve meteorolojik koşullarının olumsuzluğu sebebiyle sık sık büyük doğal afetlerle karşı karşıyadır.
Doğal afetler ülkemizin ekonomik ve sosyal yapısında önemli yaralar açmaktadır.
Hızlı nüfus artışı ve yerleşme yerlerindeki düzensiz gelişmeler doğal afet zararlarını artırmaktadır.
DEPREM ÜLKESİ TÜRKİYE
Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsması olayına "DEPREM" denir.
Depremlerin insana ve çevreye verdiği zararlar değişiktir. Bazı depremler çok hasar yaptığı halde bazılarını insanlar çoğu zaman hissetmezler.
Depremlerin yeryüzündeki hasar derecesi sadece depremin şiddetine bağlı değildir. Ayrıca yerin yapısı, depremin merkezinin şehir merkezine olan uzaklığı ve binalarda kullanılan yapı malzemesi de etkilidir.
Depremler büyük ölçüde can ve mal kaybına yol açar.
Deprem Sonucunda;
Camlar kırılabilir
Binalar çökebilir.
Yangınlar çıkabilir
Tsunami görülebilir.
Heyelanlar görülebilir.
Salgın hastalıklar görülebilir.
Temel gıda maddelerinin ve temel ihtiyaç maddelerinin temininde zorluklar görülebilir.
İnsanlar psikolojik ve ruhsal zarar görebilir.
Yurdumuz yeryüzünün aktif deprem deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kıvrım sisteminin Akdeniz deprem kuşağında yer almaktadır.
Deprem Bölgeleri Haritası'na göre,
Yurdumuzun %92‘si
nüfusumuzun %95'i
büyük sanayi merkezlerinin %98'i
ve barajlarımızın %93'ü deprem bölgesinde bulunmaktadır.
Türkiye’de deprem bölgelerinin dağılışı ile fay (Kırık) hatlarının dağılışı arasında paralellik vardır.
Bu fay hatlarının oluşmasında Anadolu Yarımadası’nın Avrasya, Arap ve Afrika levhaları arasında bulunması önemli bir etkendir.
Ülkemizdeki ana fay hatlarının oluşmasında özellikle Arap levhasının Anadolu Yarımadası’nı sıkıştırması etkili olmuştur.
TÜRKİYE'DE DEPREM BÖLGELERİ
Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı: Saros Körfezinden başlar, Marmara denizinden geçtikten sonra Kuzey Anadolu Dağlarının güneyini takip ederek Van Gölünün kuzeyine doğru uzanır.
Batı Anadolu Deprem Kuşağı: Güney Marmara’dan başlar Ege Bölgesi’ndeki çöküntü ovalarını takip eder.
Güney Anadolu Deprem Kuşağı: Hatay’dan başlar, Güney Anadolu Toroslar'ını takip ederek Van gölünün güneyine doğru devam eder.
DEPREM TEHLİKESİNİN AZ OLDUĞU YERLER
Konya, Karaman, Taşeli Platosu ve İçel çevresi.
Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nin güneyi (Mardin-Ş. Urfa çevresi)
Trakya'da Ergene havzası ve Yıldız Dağları,
Doğu Karadeniz kıyıları ve Batı Karadeniz’de Sinop çevresi deprem tehlikesinin az olduğu yerlerdir.
KÜTLE HAREKETLERİ
Türkiye’de doğal afetlerin yaklaşık % 20’sini kütle hareketleri oluşturur.
Kütle hareketi, çeşitli nedenlerden dolayı geniş veya dar bir arazi parçasının yer değiştirmesi olayıdır.
Kütle hareketlerinin en önemlileri heyelan ve kaya düşmesidir.
KÜTLE HAREKETLERİNDE ETKİLİ FAKTÖRLER
Eğimin fazla olması: Eğimlerin fazla olduğu sahalarda heyelan riski artmaktadır
Su ile doygunluk: Heyelanlar yağışlı veya zeminin ıslak olduğu mevsimlerde meydana gelirler.
Kaya Yapısı: geçirimliliği az olan killi ve tüflü depoların yaygın olduğu sahalarda heyelan çok fazla görülür. Buna karşılık kalker ve bazalt gibi kayalarda heyelan seyrek görülmektedir.
Bitki örtüsünün tahrip edilmesi,
Tabakalar eğime paralel ise heyelan daha fazla görülür.
Yol yapım çalışmaları ile yamaç denge profilinin bozulması.
Depremler
Yurdumuzda heyelanlar en çok Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ile Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fay Kuşaklarında görülmektedir
En fazla görüldüğü dönem ilkbahardır.
Sebebi,
kar erimeleri ile toprağın suya doygun hale gelmesidir.
En çok kaya düşmesi olayına ise Nevşehir, Kayseri ve Erzincan dolaylarında rastlanmaktadır.
SEL ve TAŞKIN
Ülkemizde depremlerden sonra en büyük ekonomik kayıplara neden olan doğal afetler sel ve taşkınlardır.
Bu olayların oluşumunu ve şiddetini etkileyen en önemli etken yağıştır.
SEL ve TAŞKIN OLAYININ NEDENLERİ;
Kısa sürede çok fazla miktarda yağan sağanak karakterli yağışlar.
Karların hızla erimesi
Toprak özelliklerinin yağış ile gelen suyun zemine sızmasını azaltan yapıda olması,
Yüzey şekillerinin ve özellikle eğim şartlarının sel ve taşkın için uygun olması,
Akarsu yataklarının su akışını önleyecek şekilde kullanılması,
Sel ve taşkın riski olan yerlerin yerleşime açılması,
Orman ve meraların tahrip edilmesi,
Akarsu havzalarına kurulan sanayi tesisleri ile arazinin yapısının değiştirilmektedir.
Yerleşim birimlerindeki kuru dere yataklarının doldurularak yol haline getirilmesi
Akarsu yataklarına çöp- moloz dökülmesi ile akarsu yataklarının daraltılması sel ve taşkın felaketlerinde öne çıkan nedenlerdir.
Ülkemizde sel ve taşkın olayı en fazla Karadeniz Bölgesi’nde görülür. Bu durum üzerinde her mevsim bol yağışın olması ve arazinin engebeli olması etkilidir.
Büyük şehirlerimizde de sel ve taşkın olayları fazla görülmektedir. Bu durumun başlıca nedeni aşırı nüfus artışı ve yetersiz alt yapıdır.
TÜRKİYE’DE ÇIĞ SORUNU
Çığ, genellikle bitki örtüsü olmayan engebeli, dağlık arazilerde, vadi yamaçlarında tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin iç veya dış kuvvetlerin etkisi ile yamaç eğim yönünde gösterdiği akma hareketidir.
TÜRKİYE’DE ÇIĞ OLAYININ MEYDANA GELMESİNDE;
Kar örtüsü üzerine yağmurun yağması,
Mevcut kar örtüsü üzerine bir defada 20-25 cm' den fazla kar yağması,
Şiddetli tipi sonrası 36 saatten uzun süren ılık bir havanın esmesi,
Yamaç eğiminin fazla olması, En riskli eğim değerleri 28 - 45 dereceler arasıdır.
Bitki örtüsünün zayıf olması,
Deprem ve beşeri nedenlere bağlı titreşimler (kayakçı, silah, araç gürültüsü gibi) çığa neden olmaktadır.
Türkiye’de çığ olayı Doğu ve G.Doğu Anadolu Bölgeleri ile Karadeniz Bölgesi’nin iç kesimlerinde fazladır.
Bu bölgelerdeki mezra tipi yerleşim birimlerinin çoğu çığ tehdidi altındadır.
Ülkemizde hemen her yıl görülen çığ olayları can ve mal kayıplarına, yolların kapanmasına, doğal ekosistemlerin zarar görmesine, enerji ve iletişim hatlarının kopmasına yol açmaktadır.
TÜRKİYE’DE ÇIĞLARIN ZARARLARINDAN KORUNMAK İÇİN;
Orman tahribatı önlenmeli,
Yamaçlar ağaçlandırılmalı ve çeşitli setler inşa edilmeli,
Çığ tahmin ve erken uyarı sistemi oluşturulmalı,
Çığ tehlikesi olan bölgeler belirlenmeli ve haritalandırılmalı,
İnsanlar çığ tehlikesine karşı eğitilmeli,
Çığ sonrası arama kurtarma ekiplerinin oluşturulması gerekir.
ORMAN YANGINLARI
Ülkemiz ormanlarının büyük bir bölümü bulunduğu coğrafya ve sahip olduğu iklim özellikleri sebebi ile yoğun bir yangın tehdidi altında bulunmaktadır.
Akdeniz ve Ege Sahillerinden İstanbul’a kadar uzanan kıyı bandı orman yangınları bakımından en riskli bölgedir.
Ülkemizdeki orman yangınlarının % 90’ ı bu bölgede meydana gelmektedir.
Orman yangınlarının meydana gelmesinde, şiddeti ve süresi üzerinde meteorolojik koşullar önemli bir rol oynamaktadır.
Ormanlarımızın % 60 ‘ı yangın riski altındadır.
Ülkemizde orman yangınları sıcaklığın yüksek buna karşılık nemin düşük olduğu yaz mevsiminde artış göstermektedir.
Yangınların % 80’i Haziran - Ekim döneminde çıkmaktadır.
Ülkemizde orman yangınlarının fazla çıktığı Akdeniz ve Ege Bölgelerinde yangın sezonunda tam bir kuraklık etkisi sürmekte ve orman yangınları için büyük bir risk ortaya çıkmaktadır.
Türkiye'de yangınların, yüzde 96'sı insan eliyle çıkmakta, yüzde 4'ü ise doğal nedenlerden (yıldırım) kaynaklanmaktadır.
Orman içinde şeritler halinde ağaçsız alanlar oluşturulmalı,
Kısa sürede yangına müdahele edecek ekiplerin yetiştirilmesi,
Ormanda denetlenen alanlar dışında piknik yapılmasına müsaade edilmemesi,
Orman yangını riski fazla olan alanlarda söndürme uçakları bulundurulmalı,
Ormanlardan geçen ve yangına neden olan enerji nakil hatlarının yeraltına alınması gibi önlemler alınmalıdır.
Yangın ihtimali fazla olan yerlerde havadan söndürme yapmak için uçak-helikopter olmalı. Bunun için su imkanı olmayan yerlerde havuzlar oluşturulmalı.
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 21:52
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...