Arama


kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
17 Şubat 2007       Mesaj #1
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı

Selim I, YAVUZ SULTAN SELİM olarak da bilinir.

Ad:  YavuzSultanSelim.JPG
Gösterim: 2650
Boyut:  35.4 KB

(d. y. 1470, Amasya - ö. 21/22 Eylül 1520, Çorlu),
Osmanlı padişahı (1512-20). Osmanlı Devleti’nin sınırlarını genişletmiş, Mısır’da Memlûklerin egemenliğine son vererek halifeliğin Abbasilerden OsmanlIlara geçmesini sağlamıştır.


II. Bayezid ile Dulkadıroğullarından Alaüd Devleti’nin kızı Ayşe Hatun’un oğluydu. Babasının sancakbeyi olarak bulunduğu Amasya’da bilginler ve sanatçılar arasında yetişti. Farsça öğrendi şiirle ilgilendi. II. Bayezid 1481’de padişah olunca Trabzon sancakbeyliğine atandı. Babasının Doğu Anadolu’da Safevilerin Şii propagandasına karşı aldığı önlemleri yetersiz buluyor, Şiiliğin Türkmen aşiretleri arasında etkili olmaya başlamasını hem önemli bir tehlike, hem de tahta çıkabilmek için bir dayanak sayıyordu. II. Bayezid ise oğullarından Şehzade Ahmed’e yakınlık duyuyor, Sadrazam Hadım Ali Paşa da onu destekliyordu.

Selim başkentle yakın ilişki kurabilmek için oğlu Süleyman’ın (sonradan I. Süleyman) Bolu sancakbeyliğine atanmasını sağladı (1509). II. Bayezid, Amasya sancakbeyi olan Şehzade Ahmed’in isteği üzerine Süleyman’ı Bolu’dan alıp Kefe sancakbeyliğine atayınca da hiçbir gerekçe göstermeden Trabzon’dan Kefe’ye gitti. Burada kayınbabası I. Mengli Giray’ın da desteğiyle bir ordu oluşturmaya girişti. Rumeli’deki sancaklardan birine atanma isteği geri çevrilince, 1511’de I. Mengli Giray’ın askerleriyle Balkanlar’a indi ve tahtı ele geçirmek amacıyla hızla Edirne üzerine yürüdü. Edirne’de bulunan II. Bayezid’le savaşa girmesi bazı yöneticilerin arabuluculuğuyla önlendi. Babasından Şehzade Ahmed lehine tahttan çekilmeyeceği güvencesi alan Selim, Semendire (bugün Smederevo, Yugoslavya) sancağını da elde etti. Çok geçmeden Şahkulu Baba Tekeli Ayaklanması bahanesiyle yeniden harekete geçerek Edirne’yi işgal ettiyse de Çorlu yakınlarında II. Bayezid’in kuvvetlerine yenilerek (3 Ağustos 1511) Kırım’a dönmek zorunda kaldı. Bu sırada II. Bayezid’in öbür oğlu Korkud Çelebi) gizlice İstanbul’a giderek yeniçerileri elde etmeye çalıştıysa da başarılı olamadı. Başkente yürüyen Şehzade Ahmed de yeniçerilerin Selim’i desteklemesi yüzünden geri çekilmek zorunda kaldı. Yeniçerilerin bu tutumu üzerine yeniden harekete geçen Selim bir Tatar birliğiyle Tuna’yı aşarak yeniçerilerin coşkun gösterileri arasında İstanbul’a girdi. Bazı devlet adamları da kendisini destekleyince tahttan çekilen II. Bayezid’in yerine 24 Nisan 1512'de padişah oldu.

I. Selim, padişahlığını tanıyan Korkud Çelebi’yi Saruhan (Manisa) sancakbeyliğine atadı. Şehzade Ahmed ise Konya’da bağımsızlığını ilan etmiş ve Bursa’ya kadar geniş bir bölgeyi denetimine almıştı. Selim, babasına kardeşlerini öldürtmeyeceği konusunda söz vermesine karşın, iktidarını güvenceye almak için rakiplerini ortadan kaldırmaya karar verdi. Önce beş şehzadeyi (16 Aralık 1512) , ardından da Korkud Çelebi’yi (Mart1513) öldürttü.

Bazı kaynaklara göre, birkaç devlet adamının ağzından Korkud’u padişah olmaya çağıran mektuplar yazdırmış, olumlu yanıt alınca da onu öldürtmüştü. El altından kışkırttığı Şehzade Ahmed’i ise Nisan 1513’te Yenişehir Ovasındaki savaşta yenerek oğullarıyla birlikte öldürttü. Sadrazam Koca Mustafa Paşa’yı da Şehzade Ahmed’le ilişkisi olduğu gerekçesiyle idam ettirdi. Bu arada, Avrupa devletlerine karşı barışçı bir politika izleyerek bazı Avrupa devletleri ve Memlûklerle barış antlaşmalarını yeniledi.

I. Selim iç barışı sağladıktan ve Avrupa devletleri ile iyi ilişkiler kurduktan sonra en önemli tehlike olarak gördüğü Anadolu’daki Şii sorununa yöneldi. Osmanlı egemenliğine başkaldıran Kızılbaş Türkmen aşiretleri arasında Safevi etkisine son vermek için I. İsmail’e karşı sefer açtı. Önce cephe gerisinde düşman bırakmamak için Şeyhülislam Ali Cemali Efendi’den aldığı fetvaya dayanarak Anadolu’da 40 bin dolayında yetişkin insanı öldürttü. Doğuya ilerleyişini sürdürerek İran Azerbaycam’nda Hoy yakınlarında yapılan Çaldıran Savaşı’nda I. İsmail’i ağır bir yenilgiye uğrattı (23 Ağustos 1514). Ardından Safevi başkenti Tebriz’e girdiyse de yeniçeriler arasında huzursuzluk baş göstermesi üzerine Anadolu’ya geri döndü. Bu sefer sonunda Doğu Anadolu’ya tümüyle egemen olarak, Dulkadır- oğulları beyliğini de Osmanlı Devleti’ne bağladı. Memlûklerin korumasındaki Dulkadıroğullarını buyruğu altına alması Memlûk sultanıyla arasında çatışmaya yol açtı.

1516 ilkbaharında İran üzerine yürüyormuş gibi yeni bir sefere çıktı. Daha önce Selim’e karşı I. İsmail’i desteklemiş olan Memlûk sultanı Kansu Gavri de bir önlem olarak Kuzey Suriye’ye hareket etti. Selim, Memlûk kalesi Malatya’yı aldıktan sonra Suriye’ye girdi. 24 Ağustos 1516’da Mercidabık Savaşı’nda Memlûk ordusunu bozguna uğrattı; Kansu Gavri savaş alanında öldü. Suriye ve Filistin’i ele geçirerek Mısır’a ulaşan Selim 22 Ocak 1517’de Ridaniye Savaşı’nda (Bakınız Ridaniye Savaşı (Ridaniye Zaferi)) büyük bir zafer kazandı ve yeni Memlûk sultanı Tumanbay’ı idam ettirdi. Memlûk Sultanlığı’na böylece son vererek Mısır’ı eyalet-i mümtaze (ayrıcalıklı eyalet) olarak Osmanlı Devleti’ne bağladı. Mısır’daki Abbasi halifesi III. Mütevekkil’den emanat-ı mukaddeseyi ve halifelik unvanını devraldı.

I. Selim, İstanbul’a döndükten bir süre sonra Edirne’ye gitti; 1519 ortalarına değin devleti oradan yönetti. Başkente dönünce Anadolu’daki Celali Ayaklanmaları’nın bastırılmasıyla ilgilendi. Eylül 1520'de rahatsızlandı ve Edirne'ye gitmek üzere İstanbul'dan ayrıldı. Çorlu yakınlarında Su üstü köyünde bir süre yattı ve orada öldü.

Ölümü I. Süleyman’ın İstanbul’a gidip tahta çıkmasına değin gizli tutuldu. Daha sonra I. Süleyman’ın bir cami ve türbe yaptırdığı, bugün Yavuzselim olarak bilinen yerde gömüldü.

Selim, İranlı şairlerin etkisinde. Selimi mahlasıyla Farsça şiirler yazdı. Şiirlerinde günlük olayları, aşk ve ihtiras gibi temaları işledi.Farsça Divan ı Şeyh Vasfî’nin Türkçesiyle Barika (1891), daha sonra Divan-ı Belagat(Unvan-ı Sultan Selim-i Evvel (1904, yay. haz. P. Horn), 1946’da da Ali Nihad Tarlan tarafından Türkçeye çevrilerek Yavuz Sultan Selim Divanı adı altında basıldı. I. Selim’in savaşları, divan edebiyatında Selimname adlı yapıtlarda anlatılmıştır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 17 Ocak 2017 14:32 Sebep: link eklenmiş