Arama

Mustafa Suphi

Güncelleme: 2 Haziran 2010 Gösterim: 20.260 Cevap: 3
kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
9 Kasım 2006       Mesaj #1
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı
1883-1921 yılları arası yaşamış siyaset adamı. İstanbul Hukuk Fakültesi ni bitirdikten sonra, 1910 da Paris e giderek iki yıl ekonomi eğitimi gördü. Yurda döndükten sonra, İstanbul Yüksek Ticaret Okulu nda hukuk, Yüksek Öğretmen Okulu nda ekonomi dersleri verdi. İfham Gazetesi ve yayınlarını yönetti. Tanin, Servet-i Fünun ve Hak gazetelerine yazılar yazdı.

Sponsorlu Bağlantılar
İttihat ve Terakki nin baskıcı yönetimine karşı olan Mustafa Suphi, sadrazam Mahmud Şevket Paşa nın öldürülmesi olayı gerekçe gösterilerek 1913 te 15 yıl mahkumiyetle Sinop a sürüldü. Bir grup arkadaşıyla küçük bir tekneye binerek siyasal mülteci olarak Çarlık Rusyası na gitti (1914). I. Dünya Savaşı nın çıkması üzerine Çar hükümetince önce Kaluga savaş tutsakları kampına, ardından Urallar a gönderildi.

1915 te Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi nin Bolşevik kanadına girdi. 1917 Ekim Sosyalist Devrimi nden sonra, Moskova ya gitti. Tatar-Başkırt devrimcileriyle birlikte Yeni Dünya gazetesini çıkarmaya başladı. 25 Temmuz 1918 de Moskova da toplanan Türk Sol Sosyalistleri Birinci Kurultayı nın örgütçülüğünü ve yöneticiliğini yaptı. Kurultaya katılan grupların birleşerek oluşturduğu örgütün başkanı seçildi.

Moskova da düzenlenen Müslüman Komünistler I. Kongresi nde Halk Komiserliği ne bağlı olarak kurulan Doğu Halkları Merkezi Bürosu nun Türk Seksiyonu Başkanı oldu. Aralık 1918 de Petrograd da yapılan Uluslararası Devrimciler Toplantısı na ve Mart 1919 da Moskova da toplanan III. Enternasyonal in birinci kongresine Türk delegesi olarak katıldı. I. Dünya Savaşı tutsaklarını Türk Kızılordu Birliği olarak örgütledi.

10 Eylül 1920 de Bakü de toplanan Birinci ve Umumi Türk Komünistleri Kongresi nde yapılan seçimlerde TKP nin başkanı oldu. Mustafa Kemal le birçok kez yazıştıktan sonra, aralarında TKP Genel Sekteri Ethem Nejat ve Merkez Komitesi üyelerinin bulunduğu bir grup arkadaşıyla beraber Ankara ya gelmek üzere yola çıktı. Kars ta gruptan iki kişi tutuklandı. Erzurum da Muhafaza-i Mukaddesat Cemiyeti üyelerinin gösterileriyle karşılaştılar.

Mustafa Suphi, Kazım Karabekir le görüştü. Buradan Trabzon a gelen ve benzeri gösterilerle karşılanan Mustafa Suphi, karısı ve ondört arkadaşıyla, kayıkçılar kahyası Yahya nın verdiği bir motorla denize açıldıktan bir süre sonra arkalarından gönderilen motordaki silahlı kişilerce Sürmene açıklarında öldürüldü.
Son düzenleyen Daisy-BT; 2 Haziran 2010 10:15
Biyografi Konusu: Mustafa Suphi nereli hayatı kimdir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Nisan 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
MUSTAFA SUPHİ
1883’te Giresun’da doğdu. İstanbul’da hukuk mektebini bitirdikten sonra öğrenimini Paris’te Siyasal Bilimler Okulunda sürdürdü. Türkçülük eğilimi ile öne çıkan Milli Meşrutiyet Fırkasının gezetesi İfham’ın yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Suphi, 1913’de Mahmut Şevket Paşa’nın öldürülmesiyle birlikte başlatılan terör dalgasından payını aldı ve Sinop’a sürüldü.
Sponsorlu Bağlantılar
Buradan kimi arkadaşlarıyla birlikte bir balıkçı teknesiyle Karadenize açılarak Rusya’ya geçtiler. 1. Paylaşım Savaşında Osmanlı vatandaşlarıyla birlikte Mustafa Suphi de enterne edilerek Rusya’nın içlerine, önce Kaluga’ya oradanda Ural bölgesine sürüldü. Mustafa Suphi savaş esiriyken Bolşeviklerle ilişki kurdu ve Türk savaş esirleri arasında propaganda ve örgütlenme faliyetlerine koyuldu. Devrimin ertesinde Moskova’ya gelen Mustafa Suphi, Yeni Dünya dergisini çıkardı. 1918 Kasım ayında, Moskova’da Müslüman Komünistler Kongresi’ne katıldı ve burada Tüm Rusya Müslüman İşçileri Merkez Komitesi’ne seçildi. Bu komiteye bağlı Uluslararası Doğu Propaganda Dairesi Türk Seksiyonu Başkanlığını üstlendi. Mustafa Suphi, Aralık 1918’de Uluslararası Devrimciler Toplantısı’na ve Mart 1919’da III.Enternasyonel’in I. Kongresine Türkiye delegesi olarak katıldı. 1919 başında Kırım’da 75 günlük Sovyet iktidarı sırasında Beyaz Orduyla savaşan Uluslararası Doğu Alayı’nı kurdu. Denikin kuşatmasını yararak Odesa’ya çekildi. Mayıs 1920’de hareketin merkezini Bakü’ye taşıdı ve Türkiyeli komünistlerin örgütlenmesine hız verdi.
Anadolu’ya sevkedilmek üzere bir Türk Kızılordu birliği oluşturuldu. Bu adımlar atılırken Suphi, Anadolu’daki Büyük Millet Meclisyle ilişki kurmaya çalıştı. Anadolu’da örgütlenme girişimleri ve Ankara’yla haberleşme sürerken, 23 Temmuz 7 Ağustos 1920’de toplanan 3. Enternasyonal’in 2. kongresi, Şark Milletleri Kurultayı’nın toplanmasını kararlaştırdı. 1Eylül 1920’de toplanan kurultaya Doğu ülkelerinden komünist olan olmayan 1831 delege katıldı. Ve nihayet 10 Eylül 1920’de TKP’nin ilk kongresini toplama başarısını gösterdi

1921
Kanunisani 28
Karadeniz
Burjuvazi
Biz
Onbeş kasap çengelinde sallanan
Onbeş kesik baş
Onbeş arkadaş
Yoldaş
Bunların sen isimlerini aklında tutma
fakat
28 Kanunisaniyi unutma!

28 Ocak 1921, Türkiye devrimci hareketinin tarihinde önemli dönemeç noktalarından biridir. Türkiye komünist hareketinin Ekim Devrimi-Kızılordu pratiği içinde yetişmiş en değerli kadrolarını kaybettiği Karadeniz katliamı, aynı zamanda aslında TKP tarihinde bir gerilemenin başlangıcı olmuştur.
10 Eylül 1920’de Bakü’de Sovyetler Birliği’nden, Anadolu’nun değişik yörelerinden ve İstanbul’dan gelen 74 delegeyle toplanan TKP’nin kuruluş kongresi, her şeyden önce o dönemde Anadolu (Yeşil Ordu, Halk İştirakiyun Fırkası) İstanbul (Türkiye İşçi Çiftçi Sosyalist Fırkası ve diğer komünist gruplar) ve Sovyetler’deki komünistler olmak üzere üç koldan gelişen komünist hareketi birleştirmek amacını güdüyordu ve bunu da büyük ölçüde başarmıştı. Bütün bu gelişmeleri bir program etrafında gerçekleştiren Kongre’nin en önemli kararlarından biri de Anadolu’da gelişen işgale karşı mücadelenin içine girme, sıcak mücadelenin orta yerine atılarak önderliğe soyunmaktı. Kongre’de yapılan konuşmalar, alınan kararlar, ortaya konulan tüzük ve program Ekim Devrimi’nin ve 3. Enternasyonal’in devrimci ruhunun damgasını taşıyordu. Örgütlü çalışmanın ağırlık merkezini Anadolu’ya kaydırma kararı alan Kongre, genel başkanlığa Mustafa Suphi’yi, genel sekreterliğe Ethem Nejat’ı ve bunlarla birlikte toplam 7 kişilik bir Merkez Komitesini seçerek tamamlandı.
Kongreden yaklaşık 4 ay sonra, 1921’in başında, Ankara ile iletişim kuran Mustafa Suphi, Ethem Nejat ve kalabalık bir komünist topluluk Türkiye’ye geçmeye karar verdi. Hedef Ankara’ya, Anadolu ayaklanmasının kalbine ulaşmaktı. Bu yüzden tarihçi M. C. Kutay’ın sözleriyle, “onları Ankara’ya sokmamak Yunanı denize dökmek kadar önemliydi!” Bu yüzden törenlerle karşılandıkları Kars’tan sonra provokasyonlar birbirini izledi. Erzurum’da kışkırtılmış halk tarafından şehre sokulmadılar. Batum üzerinden Bakü’ya geri yollanmak üzere Trabzon’a yollandılar. Yol boyu düzmece gösteriler sürdü. Trabzon yakınlarında da kayıkçılar kahyası Yahya kaptanın adamlarının saldırısına uğradılar. Şehre girmelerine izin verilmedi ve bir iskeleden bindirildikleri takayla denize açıldılar. Arkalarından yetişen Yahya kaptanın adamları silahları alınmış olan Mustafa Suphi ve ondört yoldaşını bıçak, kurşun ve süngülerle delik deşik edip denize attılar. 28 Ocak’ı 29 ‘una bağlayan gece Onbeşler, Karadeniz’e gömüldü.
Daha sonraları, Mustafa Kemal’i bu işin sorumluluğundan sıyırmak için çok demagoji yapıldı. Ancak açık gerçek, M. Kemal’in siyasal olarak bu katliamın arkasında olduğu ve muhtemelen bizzat konuyla ilgilendiğidir. Erzurumluların Suphi ve yoldaşlarını şehre sokmadığı haberi gelince ayakta alkış yapan meclis bu meclistir ve sonradan Nutuk’ta “Erzurumlular böyle bir adamın memleket dahiline girmesinden son derece rahatsız olmuşlar ve bu adam memleketimize girerse parçalarız demişler” gibi laflarla olayı yerel bir infial gibi göstermek isteyen de M. Kemal’dir. Kaldı ki, bizzat Suphi’nin telgrafıyla geleceklerinden haberdar olan, olayı Kazım Karabekir aracılığıyla adım adım izleyen de M. Kemal’dir. Aynı M. Kemal, Nutuk’ta “Bu adam Lenin’in yegane adamıdır ve Lenin Türkiye hakkında bir iş yapmadan evvel mutlaka Mustkafa Suphi ile danışır” diyecek kadar hasmının niteliklerini bilmektedir.
Sonuçta olayın faillerinden Yahla Kaptan da bir süre sonra öldürülmüş ve ortada tanık da kalmamıştır. Daha sonraları pek çok siyasi cinayette görüleceği gibi

Ali Şükrü Bey...

Cumhuriyet sonrasında meclis içindeki muhalefetin başındaki adam.

Tan Gazetesi nin sahibi...

Meclis'te, onbeşler katliamı ile ilgili görüşme ve telgrafları açıklayark, Mustafa Kemal in emri ile bu katliamın yapıldığını ispatlamıştır. Karadeniz de yaptığı araştırmalar sonucunda bu katliamı TOPAL OSMAN VE KAHYA YAHYA nın organize ettiğini ve bu ikisinin de Mustafa Kemal in yakın dostları olduğunu ispatlamıştır.

BU sunum üzerinden kısa bir zaman geçmiş ve kendisi TOPAL OSMAN tarafından kaçırılmıştır.

1 ay sonra Ankara da boğazı tel ile kesili bulunmuştur.

Böylece Ali Şükrü Bey cinayeti de devletin kanlı ellerinin bir ifadesi olmuş ve ilk cinayetlerden biri olarak tarihe geçmiştir.

Mustafa Kemal, osmanlı nın kanlı komplocu devlet geleneğini sürdürmüştür.

Daha sonra Topal Osman da Mustafa Kemal in emri ile, kendisinin yerini alacak olan İsmail Hakkı tarafından bir bağevinde sıkıştırılarak, bir millet mebusunu öldürmek suçundan infaz edilmiştir.

Yani, İsmail Hakkı, Topal Osman ın öğrencisidir ve Mustafa Kemal in emri ile öğrencisi tarafından öldürülmüştür Topal Osman...

Aynı Binbaşı Cem Ersever in yetiştirdiği devletin kiralık kanlı katili Yeşil in, kendisini yetiştiren hocasını genelkurmayın emri ile infaz ettiği gibi...

İsterseniz Ali Şükrü Bey in hayatını bir araştırin... İlginç sonuçlara ulaşacaksınız... Ali Şükrü Bey in katledilmesi ve ardından muhalif Tan gazetesinin Mustafa kemal in emri ile kapatılması, o dönemki muhalefetin de korkutulup sindirilmesini sağlamıştır. Ardından meclis dağıtılmış ve tek parti ile seçime gidilmiş, muhalefet tamamen meclis dışına atılmıştır...

Muhalefetin meclis dışında kalması da yetmemiş yüzellilikler denen kanun ile 150 muhalif zorla sürgüne gönderilmiş, geri dönenler idam edilmiştir...
veba - avatarı
veba
Ziyaretçi
13 Temmuz 2007       Mesaj #3
veba - avatarı
Ziyaretçi
TaRih hakkında yorum yapmak kolaydır, fakat neden mustafa suphinin rusya'ya bağlı olan türk devletlerini örgütlediği için rusyaya ters gelen bu olay karşısında öldürüldüğünüde söylemiyorsunuz ihtimaller üzerine kurumuş yazılanlar arkadaş,dost olaraktan mustafa kemal atatürk'ün emir verdiğini nasıl bu temele dayandırarak açıklayabiliriz ki bu düşündürücü!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Aralık 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Arkadaşlar Mustafa Suphi ve Ali Şükrü Bey hakkında verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Veba rumuzlu arkadaş her ne kadar cumhuriyet tarihimize toz kondurmasa da malesef siyasi entrikaların en hızlı ve en acımasız olduğu dönem. Hatta yanlış hatırlamıyorsam Ali Şükrü Bey öldürülmeden önce Mehmet Akif Ersoy'la yeni bir parti kurma çalışmalrı içerisinde olduğunu biliyorum. Maksat kimseye çamur atmak değil doğruların çarpıtılmadan yazılması.

Benzer Konular

27 Ağustos 2009 / Daisy-BT Sinema tr
16 Ocak 2008 / KisukE UraharA Felsefe tr
24 Ekim 2008 / Kral_Aslan Asker tr
21 Haziran 2008 / KisukE UraharA Edebiyat tr
26 Şubat 2016 / ahmetseydi Bilim tr