Arama

Kavalalı Mehmet Ali Paşa

Güncelleme: 20 Kasım 2012 Gösterim: 9.951 Cevap: 4
probLem girL - avatarı
probLem girL
Ziyaretçi
26 Temmuz 2008       Mesaj #1
probLem girL - avatarı
Ziyaretçi
Kavalalı Mehmet Ali Paşa, (1769- 1848) Osmanlı İmparatorluğu'nun Mısır Valisi
Kavalalı Mehmet Ali Paşa bugünkü Yunanistan'ın Kavala kentinde dünyaya geldi. Napolyon'un Mısır'ı işgaline karşı Osmanlı tarafından Mısır'a gönderilen orduda görev aldı ve kısa zamanda komutanlığa yükseldi. Vali Hüsrev Paşa'ya karşı düzenlenen ayaklanmadan yararlanarak 1805'te Mısır valisi oldu.
Sponsorlu Bağlantılar
Mısır'ın kalkınması için çeşitli ıslahatlar yaptı. Avrupa'dan getirttiği hocalarla kendine güçlü bir ordu kurdu. Vehhabi ayaklanmasını bastırdı. Mora'da patlak veren isyanı bastırmakta güçlük çeken Osmanlı Devleti Mehmet Ali Paşa'dan yardım istedi. Bu başarısına karşılık Mora ve Girit valilikleri söz verildi. İsyan bastırıldı ama 1829'daki Edirne Antlaşması'yla Mora, Yunanistan'a verilince Kavalalı Mehmet Ali Paşa bu sefer de Suriye valiliğini istedi. Ancak Mehmet Ali Paşa'nın genişleme siyasetinden çekinen İstanbul Hükümeti Mehmet Ali Paşa'nın bu isteğini reddetti.
Bunun üzerine Mehmet Ali Paşa Filistin'e yürüdü ve Akka Kalesi'ni ele geçirdi. İstanbul Kavalalı'nın üstüne ordu gönderdiyse de Ağa Hüseyin Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa komutasındaki Mısır kuvvetleri tarafından bozguna uğratıldı. Mısır Kuvvetleri Halep, Şam ve Adana'yı ele geçirdiler. Konya'da Sadrazam Reşit Paşa'nın kuvvetlerini de yenip Kütahya'ya kadar ilerlediler.
Bunun üzerine II. Mahmut İngiltere ve Fransa'dan yardım istedi. Ne var ki Fransa'nın Mehmet Ali Paşa'yı desteklemesi, İngiltere'nin de Osmanlı'nın içişlerine karışmak istememesi üzerine beklediği yardımı alamadı ve Rusya'dan yardım istemek zorunda kaldı. Rusya ile Hünkar İskelesi Antlaşması yapıldı ve Rus donanması İstanbul'a demirledi.
Boğazların Rusya'nın eline geçmesinden endişe eden İngiltere ve Fransa'nın araya girmesiyle Kütahya Antlaşması (1833) imzalandı. Antlaşmaya göre Mısır, Suriye ve Girit valilikleri Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya, Cidde ve Adana valilikleri de oğlu İbrahim Paşa'ya verildi.
Antlaşmadan her iki tarafta hoşnut olmadı. II. Mahmut Mısır valisini ortadan kaldırmak ve kaybettiği toprakları geri almak istiyordu. Osmanlı ordusu ile Mısır ordusu Nizip'te karşılaştı. Osmanlı ordusu tekrar bozguna uğrayınca Rusya'nın soruna el atmasından ve Kavalalı'nın güçlenmesinden çekinen Avrupa Devletleri konuyu görüşmek için Londra'da konferans düzenledi.
Londra'da imzalanan antlaşmaya göre Suriye, Girit ve Adana Osmanlı Devletine geri verildi, Mısır ise Kavalalı Mehmet Ali Paşa ve soyundan gelenlere bırakıldı. Kavalalı Mehmet Ali Paşa baştan antlaşmayı kabul etmese bile üzerine gönderilen kuvvetlere karşı başarılı olamayınca antlaşmayı kabul etmek zorunda kaldı. 1845'te İstanbul'a gelip padişaha bağlılığını bildirdi. 1848'de Kahire'de öldü.
Biyografi Konusu: Kavalalı Mehmet Ali Paşa nereli hayatı kimdir.
HipHopRocK - avatarı
HipHopRocK
Ziyaretçi
11 Mayıs 2009       Mesaj #2
HipHopRocK - avatarı
Ziyaretçi
Kavalalı Mehmet Ali Paşa

Sponsorlu Bağlantılar


250px Muhammad Ali Pascha


Kavalalı Mehmet Ali Paşa

Kavalalı Hanedanı soyağacı




Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
22 Haziran 2010       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Mehmet Ali Paşa Hakkında:

  • Önceleri iç ayaklanma olarak görülen bu olay beş büyük Avrupa devletinin problemi haline geldi.
  • Suriye ve Adana Mehmet Ali Paşa tarafından alınamadı ama ailesine kazandırıldı.
  • Osmanlı Devleti Avrupa yardımı olmadan bir valinin ayaklanma­sını bastıramadı.
  • Ruslar, Boğazlar antlaşması ile Karadeniz'de güvenliğini sağladı.
  • İngilizler Mehmet Ali Paşa'nın devlet kurmasına engel olarak Hint deniz yolunu tehlikeden korumuş oldu.
  • Fransa, Mehmet Ali Paşa'yı koruduysa da bir çıkar elde edemedi.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
13 Ağustos 2012       Mesaj #4
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Kavalalı Mehmet Ali Paşa
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

(1769 Kavala-1848 Kahire)
Mısır valisi. Hiç öğrenim görmedi. On sekiz yaşında yeniçeri ocağına girdi. Savaşlarda başarı gösterdi ve başıbozuk alayına kumandan oldu. Fransızların Mısır'a saldırması üzerine, Arnavutlardan kurulu bir askerî birliğin komutan yardımcısı olarak Mısır'a gitti (1797). Fransızların çekilmesinden sonra geri dönmedi ve Mısır'da yönetimi ele geçirdi. İstanbul'daki yandaşlarının da desteğiyle 1805 yılında Mısır'a vali atandı. Hicaz'ı ele geçiren Vehhabîlere karşı yola çıkarken, Kölemen beylerini hileyle öldürterek Mısır'da durumunu daha da güçlendirdi (1811). Hicaz Seferi'nde Mekke, Medine, Cidde ve Taif'i geri aldı. Ardından Sudan'ı ele geçirdi. Mora Ayaklanması'nın bastırılması için bir donanma gönderdi. Osmanlı donanmasının Navarin'de yakılmasından sonra (1827), donanmasını geri çağırdı ve bu yardımlarından dolayı oğluna Suriye valiliğinin verilmesini istedi. Osmanlı yönetimi yalnızca Girit valiliğini verdi. Kavalalı, Suriye'ye saldırdı ve Akka Kalesi'ni aldı (1831), üzerine gönderilen Osmanlı kuvvetlerini bozguna uğratarak Şam, Halep ve Adana'yı ele geçirdi. Konya'da yapılan ikinci savaşta da Osmanlıları yenerek Kütahya'ya dek ilerledi (1833). Kütahya Antlaşması ile Suriye ve Adana valilikleri Kavalalı'ya verildi. 1839 yılında, Osmanlı ordusunu Nizip'te bir daha yenilgiye uğrattı. 1841 yılında Abdülmecit, Mehmet Ali Paşa'nın Mısır valisi olarak egemenliğini ve bu egemenliğin, ölümünden sonra oğullarına geçmesini kabul etti. Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Mısır'da yönetimi ve ekonomiyi düzene soktu. Özellikle "güdümlü ve planlı ekonomi" uygulamalarına girişti. Toprak reformu yaptı, pamuk ekimini destekledi ve denetledi, kanallar açtı, barajlar kurdu. Sanayide devletçiliği benimsedi ve birçok fabrika açtı.
In science we trust.
bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
20 Kasım 2012       Mesaj #5
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye
KAVALALI MEHMET ALİ PAŞA
Modern Mısır’ı Kuran Diktatör


3 Temmuz 1805’te yani bundan tam 206 sene önce, Mehmet Ali Paşa Mısır valisi tayin edildi. 35 yaşındaydı, Kavala’da doğmuştu. Arnavut olduğunu başta Yunan tarihçiler ve Mısırlılar hep tekrarlar. Son zamanlarda kendisinin Konyalı hatta Bayburtlu olduğunu ileri sürenler de vardır. Çocukları İbrahim Paşa, Tosun Paşa ve torunları, Mehmet Ali’nin hanedanı olarak Mısır’ı Cemal Abdülnasır’ın diktatörlüğüne kadar idare etti.

Hep Türkçe konuştular, bazıları Arapçayı çok iyi öğrendi. Ama Mısır’ı modernleştirdiler ve Türkçenin yanında Arapça kayda girdi. O kadar ki Türkçe matbaanın âlâsı dahi o zaman Kahire yakınlarındaki, şimdi şehrin içinde kalan Bulak semtinde bulunurdu. Arap harfli Türkçe eserlerin en güzelleri burada basıldı.

Mısır’ı Fransızlar işgal etmişti, General Bonaparte bir âlim ve ressam birliği ile Mısır’ın eski eserlerini, bitkilerini gravürlere aktardı. Mehmet Ali’nin Fransız işgaline karşı Mehmet Hüsrev Paşa komutasında başarıyla çarpışan komutanlardan olduğu açık. Fransız işgalinden sonra hırslarına kapılan yerli Memluk beylerini, Mısır ayan eşraf ve ulemasını birbirine kırdırdı. Mısır’a hâkim oldu. Onun valiliğiyle de bu ülke merkezi idare ve çağdaş medeniyete adım attı.

Osmanlı’yı “Bitiren” Sefer

Arazilerin idaresini tek elde toplattı ve sonra kendi komutanlarına ve akrabalarına dağıttı. Bereketli Mısır ülkesinde nadir ellerde toplanan geniş arazilerle gelir arttı. Altyapıya ve asıl önemlisi eğitime önem verdi... Kendi eğitimsizdi ama Mısır için eğitimli bir bürokrasi yarattı. Torunları zamanında Mısır; müzesi, operası ve üniversitesiyle modern dünyaya açıldı.

Birkaç yıl içinde Mısır’daki Çerkez ve Türk asıllı Memluk beylerini adamakıllı etkisizleştirdi. Mısır’ın Hicaz üzerindeki kontrolünü sağladı, yani isyan halindeki Vahhabileri bastırdı. Navarin’de 1827’de uğradığı kayıpları bahane ederek Babıali’den Suriye ve Filistin’in vilayetini istemişti, verilmeyince oğlu İbrahim Paşa’yı Osmanlı’ya karşı sefere yolladı. Bu, Devlet-i Aliyye’nin Batılı büyük devletlerin kontrolüne girmesine neden olan olaydır. Sonunda 15 Temmuz 1840 Londra Antlaşması ile Mısır’ın idaresi irsî olarak bu hanedana verildi.

Bazı yanlışlar var; Mısır’ın böylece Osmanlı’dan koptuğu tekrarlanır, özerkti ama koptuğu söylenemez. Hidiv hanedanı üyelerinin yaşamları ve yaptırdıkları eserlerle Tanzimat medeniyetinin yayılmasındaki önemli rolleri inkar edilemez. Nihayet I. Cihan Harbi başladığı zaman Türk taraftarı olduğu ve İstanbul’u kayıtsız şartsız desteklediği için İngilizler tarafından tahtından edilen Hidiv Abbas Hilmi Paşa’yı unutmamak gerekir. Kendisinin hem İstanbul hem de Dalaman gibi zirai merkezlerde önemli yatırımları vardı.

Servet Farkı Sorunu Çözülmedi

I. Cihan Harbi başladığında İngilizler hanedanın öbür kolundan olan Fuat’ı iş başına getirdiler (Bu arada tahta geçirdikleri Sultan Hüseyin Kamil bu makamı ve tahtı reddetmiştir). Fuat’ın oğlu da malum Kral Faruk’tu. Ancak 1952’deki darbeden sonra General Necib, Abbas Hilmi’nin oğlu olan Prens Abdülmunim’i saltanat naibi olarak ilan ettirmiştir. Bu durumda naibe de onun eşi olan son padişah Vahdettin ve Halife Abdülmecid’in torunu Neslişah Sultan’dır. Fakat kendisi bir müddet sonra Cemal Abdülnasır ile çatışmaya düştü, hatta hapsedildi ve Mısır’ı terk etti.

Mehmet Ali Paşa Mısır’ı kalkındırdı, hanedanı kendini Mısırlı olarak gördü. Mısırlı Arap milliyetçileri bu konuda aşırı ve haksız değerlendirmelerde bulunmuş olabilirler ama Hidiv hanedanının Mısır’ın çağdaşlaşmasında ve seçkin zümre yaratmakta önemli katkıları da olmuştur. Kuşkusuz Osmanlı hanedan üyeleri gibi mütevazı şartlarda yaşamadılar. Zaten Mısır büyük servet farklarının olduğu bir ülkeydi. Bu yapının köklü değişikliğe uğradığı söylenemez.


kaynak....Defterimden Portreler (İlber ORTAYLI)

Benzer Konular

15 Ocak 2013 / KisukE UraharA Siyaset tr
28 Ekim 2010 / TiglonBoYs Siyaset tr
29 Ekim 2009 / Daisy-BT Taslak Konular
15 Haziran 2012 / Mira Siyaset tr
21 Haziran 2015 / Safi Asker tr