Arama

Piri Mehmet Paşa

Güncelleme: 15 Haziran 2012 Gösterim: 2.819 Cevap: 2
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
15 Haziran 2012       Mesaj #1
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Piri Mehmet Paşa
MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi

Sponsorlu Bağlantılar

Piri Mehmet Paşa (d. ? - ö. 1532, Silivri), Aksaray ili doğumlu, Yavuz Sultan Selim saltanatının son yıllarında ve Kanuni Sultan Süleyman saltanatının ilk yıllarında 25 Ocak 1518-27 Haziran 1523 tarihleri arasında beş yıl beş ay iki gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.

Sadrazamlıktan Önceki Yaşamı
Aksaray İli'nde Zinciriye Medresesi müderrişlerinden meşhur Cemaleddin Aksarayî torunlarından olup babası ülemâdan Mehmed Çelâleddin b. Ahmed Çelebi'dir. Ana tarafından soyu Larende (Karaman)'de medfun Mevlâna Hamazatüddin'dir. Amasya'da, yetişmiş, medrese tahsili görmüş, kadılık etmiş ve daha sonra devlet hizmetine girip II. Beyazıt zamanında Anadolu defterdari olmuştur. Pirî Mehmed Çelebi, başdefterdarlıkla Çaldıran seferine iştirak etti. Bir harp meclisinde beklenmeden hemen hücuma geçilmesi hususundaki söylemiş olduğu sözler ile Sultan Selim'in takdirini kazandı. Şah İsmail'e karşı zafer sonrasında ikinci vezir Dukakinoğlu Ahmed Paşa ile birlikte Tebriz'in zapt edip muhafazasıyla görevlendirildi. Bu seferden dönüşünde Nahçıvan'a gelindiği zaman ekim 1514'te azlolunan Mustafa Paşa'nın üçüncü vezir yapıldı. Amasya'da Mart 1515 yeniçeri isyanı sonunda vezaretten alındıysa da üç gün sonra tekrar vezarete iade edildi. Hersekli Ahmed Paşa'nın son defa vezir-i âzamlıktan azlinden sonra, Mısır seferine karşı geldiği için, Pirî Mehmed Paşa da azil ve emekli edildi. Yavuş Sultan Selim'in Osmanlı ordusu ile 1516 (hicri 922'de) Mısır seferine hareketi üzerine İstanbul muhafızı ve sedaret kaymakamı tayin olundu. Mısır'ın fethedilmesinden sonra Mısır'da bulunan Osmanlı ordusuna İstanbul'dan iaşe, tedarik ve mühimmat getirmesi ve Mısır'dan geri dönüşte elde edilen ganimetin İstanbul'a taşınması için Yavuz Sultan Selim İstanbul'dan bir donanma filosu istemişti. İstanbul muhafızı olan Piri Mehmed Paşa İskenderiye'ye sevk edilecek donanmayı büyük bir titizlikle donattı. Galata ve Gelibolu'da hazırlanan altı yüz parçadan ziyade ve padişahın istediği sayıdan fazla olan bu donanmadaki gemiler altısı top ve beşini de at gemisi olarak tanzim edilmişti. Ama 1517 başındaki çok şiddetli kış dolayısıyla bu donanma ancak 26 Mart 1517'de İstanbul'dan ayrıldı. İskenderiye'ye gelen gemilere hazineler ve ganimet yüklendi ve bu filo 15 Temmuz 1517'de İstanbul'a geldi. Piri Mehmed Paşa'nın bütün bu çalışma ve gayretleri, Yavuz Sultan Selim gözünde,onu, veziriazamlığa hazırlamaktaydı. Mısır Seferi dönüşünde ani bir kararla Yavuz Sultan Selim sadrazam olan Yunus Paşa'yı 13 Eylül 1517'da idam ettirdi. Yerine hemen sadrazam tayin edilmedi ve İstanbul'da bulunan Piri Mehmet Paşa acele Suriye'ye çağrıldı. Piri Mehmed Paşa 24 Ocak 1518'de Şam'daki ordugaha ulaşıp bir gün sonra da vezir-i azam görevine getirildi.

Sedareti
Mısır'dan dönüşte sadrazam Yunus Paşa'nın îdamı üzerine İstanbul'dan getirtilerek Şam'da pâdişâhla buluşup vezir-i âzam tayin edildi (924 Muharrem 1518 Ocak) ve Yavuz Sultan Selim'in vefatına kadar mevkiini muhafaza ettiği gibi oğlu Sultan Süleyman'a da üç sene vezir-i âzamlık yaptıktan sonra 1523'te vezaret haslarıyla emekli edildi. Dönemindeki önemli olaylar;
Kişiliği ve cesaretiyle Yavuz Sultan Selim'in gözüne girmiştir. Hatta Belgrad'ın fethi için Kanunî Sultan Süleyman'ı ikna etmiş ve Yavuz Sultan Selim döneminden itibaren denizciliği ve donanmayı geliştirmeye çabalamıştır.

Görevden Alınması
İkinci Vezir Ahmet Paşa sadrazam olabilmek için Piri Mehmet Paşa'nın yaşlılığını bahane edip Kanunî Sultan Süleyman'a onu görevden almaya ikna etmeye çalışmış ve sonuçta başarılı olmuştur. Ancak II. Vezirin yerine sadrazamlığa Hasodabaşı İbrahim Ağa'yı getirtmiştir ve Piri Mehmet Paşa'ya maaş bağlayarak onu emekli etmiştir. Padişah Kanuni Sultan Süleyman geleneğe göre ikinci vezir olan Hain Ahmed Paşayı sadrazamlığa getirmesi gerekirken, Mısır valiliğine atadı ve sadrazamlığa 4. vezir Pargalı İbrahim Paşa'yı getirdi. Beylerbeyi olarak Mısır'a vardıktan sonra Ahmet Paşa Memlüklü devlet adamlarını çevresinde toplayarak isyan etti. Bağımsızlığını ilan ederek ve yeni bir devlet kurmak için para bastırarak hutbe okuttu. Sadrazam İbrahim Paşa isyanı bastırmak ile görevlendirilip Mısır'a gitmişse de, Hain Ahmed Paşa sarayında kendi adamları tarafından öldürüldu. Pargalı İbrahim Paşa Mısır eyaletinin idarî ve malî kurumları ile işlerini büyük bir reforma tabi tuttuktan sonra İstanbul'a döndü.

Ölümü
Sadrazamlıktan emekli edildikten sonra Silivri'deki çiftliğine çekilen Piri Mehmet Paşa'nın saraya pek sık gidip geldiği, hatta Kanunî Sultan Süleyman ile arasının oldukça iyi olduğu rivayet edilir. Buradan hareketle, Pargalı Damat İbrahim Paşa'nın sadrazamlığının geri alınacağından korktuğu ve 1532'de Mehmet Paşa'nın oğlu Mehmet Efendi ile anlaşarak babasını zehirlettiği rivayet edilir. Silivri'de yaptırmış olduğu cami yanında bulunan türbeye gömülmuştür.

Eserleri
Piri Mehmet Paşa birçok hayır eseri yaptırmıştır. İstanbul'da Haliç'de Halıcıoğlu ile Hasköy arasında kendi adını taşıyan bir semt bulunmaktadır. Bu semtte yaptırdığı mescit ve hamamı bulunur. Yine İstanbul'da Zeyrek semtinde Halvetî Tekkesi, Soğükkuyu Camii ve Medresesi, Mercan’da Terlikçiler Mescidi, Molla Gürânî Camii civarında Körüklü Tekkesi olarak anılan Halvetî Zaviyesi ve Camcı Ali semtinde bir sibyân mektebi vardır. Emekli olup vefat ettiği Silivri'de cami, imaret, mektep ve medreseden oluşan bir kulliyesi vardır, türbesi de buradadır. Osmanlı ülkesinin birçok yerinde de hayır eserleri bulunur. Bunlar arasında Belgrad'da bir imaret, Konya'da bir mescit, imaret ve tekke, Aksaray'da bir mektep, Gülek Kalesi yakınlarındaki zaviye ve ribât sayılabilir. Bu kadar çok dağınık hayır eserlerinin günlük finansmanı için, Anadolu ve Rumeli'de birçok arazi ve emlak vakıfları bulunmaktadır.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Biyografi Konusu: Piri Mehmet Paşa nereli hayatı kimdir.
theMira
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
15 Haziran 2012       Mesaj #2
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Piri Mehmet Paşa (? -1532 Silivri)
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar

Osmanlı sadrazamı. İlmiye sınıfına mensup bir aileden gelir. Babası da ulemadandı. Medrese öğrenimini Amasya'da tamamladı. II. Bayezit devrinde İstanbul'a geldi. Sofya, Silivri, Serez ve Galata kadılıklarında bulundu. Bir süre sonra kadılıktan ayrılarak defterdar oldu. Yavuz Selim'in Çaldıran Seferi'ne Rumeli defterdarı olarak katıldı. Bu seferde ileri sürdüğü fikirleriyle Yavuz Sultan Selim'in dikkatini çekti ve Ekim 1514'te üçüncü vezir oldu. Yavuz Sultan Selim, Mısır Seferi'ne çıkarken onu İstanbul muhafızı olarak bıraktı. 24 Ocak 1518'de de sadrazamlığa getirildi. Sadrazamlık makamını Yavuz Sultan Selim'in ölümüne kadar korudu. Kanunî'nin Belgrad ve Rodos seferlerine sadrazam olarak katıldı. Rodos Seferi'nden sonra sadrazamlıktan alındı ve yıllık 200.000 akçelik haslarıyla emekli oldu. Silivri'deki çiftliğine çekildi. Onun tekrar sadrazam olmasından çekinen İbrahim Paşa'nın teşvikiyle oğlu Mehmet Efendi tarafından zehirlenerek öldürüldü.

theMira
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
15 Haziran 2012       Mesaj #3
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Çağlar ötesini okuyan veziriazam: Pîrî Mehmed Paşa
"Kanunlar yürüdükçe devlet zeval bulmaz."
Yavuz Sultan Selim'in sorusunu cevap­landıran Pîrî Mehmed Paşa, devamla şöyle diyordu:
"Ama, evlâtlarınızın hilâfetleri zamanında akılsız veziriazamlar tayin edilip rüşvet kapıları açılır, rütbe ve makamlar ehil olmayanlara verilir, devlet işlerinde kadınların hükmü yürürse, o zaman bu devlette karışıklık ve düzensizlik hüküm sürer."
Sene 1514. Osmanlı ordusu, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Çaldıran ovasına varıp İran-Safevî kuvvetleri ile karşı karşıya gel­mişti. Yavuz Sultan Selim Han, burada hemen harb meclisini topladı. Padişah, muharebeye şafakla birlikte mi başlanılması, yoksa askere 24 saat is­tirahat mi verilmesi hususunda devlet adamlarının fikrini soracaktı. Vezirler, Osmanlı askerinin yorgun, düşmanın ise zinde ve kuvvetli olduğunu beyanla, 24 saat dinlenilmesi yönünde görüş bildir­diler. Son olarak da, Rumeli Defterdarı Pîrî Mehmed Efendi söz aldı. Mehmed Efendi, farklı düşüncedey­di. Ordu içinde düşmanla işbirliği yapa­bilecek olanların bulunabileceğine dik­kati çekerek, şafakla birlikte mu­harebeye girmenin daha uygun olacağını belirtti. Yavuz, bu ted­birli mütalâayı dinledikten sonra, şu sözlerle takdirini ifade etti:
"İşte, rey sahibi tek adam! Ne ya­zık ki vezir olamamış..."
Kadılıktan vezîriâzamlığa
Yavuz Sultan Selim devrinin meş­hur simalarından Pîrî Mehmed Pa­şa'nın soyu, Cemaleddin Aksarayî yo­luyla Hz. Ebûbekir'e ulaşır. Ulemadan Mehmed Celâleddin bin Ahmed Çelebî'nin oğludur. Babası Aksaray'dan Amasya'ya göçtüğü için, bu iki şehirden hangisinde doğduğu ve doğum tarihi ih­tilaflıdır. Pîrî Mehmed, zamanının ilim mer­kezlerinden biri olan Amasya'da, en mümtaz âlimlerden ders alarak yetişti. Babasının ve amcası Zenbilli Ali Efendi'nin ilimlerinden de istifade etti. İkinci Bâyezid Han Osmanlı tahtına çıkınca, padişahın maiyetinde bulunan ilim ve fazilet sahipleri ile birlikte, Pîrî Mehmed Çelebî de İstanbul'a geldi. Sofya, Silivri ve Galata kadılıklarında bulunduktan sonra, Fatih Sultan Meh­med Han'ın İstanbul'daki imaretine mütevelli tayin edildi. Ardından Maliye kalemine geçerek Hazine ve Anadolu Defterdarı oldu, Çaldıran muharebesine Rumeli Defterdarı olarak katıldı. Selim Han değerini ölçüp biçtiği Pî­rî Mehmed'i Çaldıran zaferinden sonra paşalıkla üçüncü vezirliğe getirdi, Mısır seferine giderken de İstanbul'un muha­fazasına memur etti. Mercidâbık ve Ridâniye muharebelerini kazanıp "Hâdi-mü'l-Haremeyn" unvanıyla geri döner­ken, Pîrî Mehmed Paşa'yı İstanbul'dan davet etti. Şam'da orduya katılan Paşa, burada veziriâzamlık görevine tayin olundu.

"Yerini tutar adam bulamıyorum."
Pîrî Paşa, sarayda din ve dünya işle­rinde, saltanat ve hilâfet konularında pa­dişahın yardımcısı oldu. Gece yarılarına kadar, devlet ve millet işleri­ni görmek için evinde top­lantılar yapardı. Ülkede or­taya çıkan haksızlık ve zu­lümlerle ilgili bilgi edinme­ye de çalışır, geceleri pek az uyurdu. Çünkü bu hususta Selim Han'ın da çok büyük gay­retleri vardı. Geceleri çeşitli vesilelerle kapıcılardan bazı­larını veziriazamın evine gönderir, Müslümanlar'ın işleri görülüyor mu diye takip ettirirdi. Yavuz'a göre, memlekette zulüm ve hak­sızlık olduğunu bilmemek en büyük günahtı. Zaten o, kendisini bir pa­dişah gibi de bilmezdi. "Yüce Allah'ın âciz, hakîr kulu, yeryüzünde kulları­nın önemli işlerini kayırmağa koydu­ğu en aşağı yaratığım" buyururlardı. Selim Han, devlet ve millet işlerinde ihmale kesinlikle göz yummaz, sebep olanları suçun durumuna göre derhal ce­zalandırırdı. Onun bu huyunu bilen Pîrî Mehmed Paşa, bir gün,
"Padişahım eninde so­nunda beni azledecek veya cezalandı­racaksınız. Hemen bir gün evvel halâs etseniz münasiptir"
deyince, bir hayli gülen Selim Han, şu sözlerle kadirşinas­lığını ifade edecektir:
"Benim dahi muradım budur. Lâ­kin yerini tutar bir adam bulamıyo­rum. Yoksa seni muradına eriştirmek kolaydır."
Zeval nasıl olur?
Yavuz Sultan Selim, çeşitli mesele­lerde bu olgun ve akıllı veziri ile istişa­rede bulunur, onun bilgi ve görüşlerin­den istifade ederdi. Bir gün sohbette, kendisine şu soruyu sordu:
"Pîrî Lalam! Allahü teâlâ'nın em­ri, Resûl-i ekrem efendimizin mucizesiyle Mısır'ı fetheyledik. Hâdimü'l-Haremeyn (Mekke ve Medine'nin hiz­metçisi) olmakla şereflendik. Her git­tiğimiz yerde fetihler müyesser oldu. Emrimize muhalefet edecek kimse kalmadı. Bu halde devletimizin zevali ihtimali var mıdır?.."
Pîrî Mehmed Paşa'nın sanki çağlar ötesini görüyormuşçasına verdiği cevap şöyleydi:
"Dedelerinizin koydukları kanun ve kaideler yürürlükte kalıp tatbiki devam ettikçe, bu devletin zevali, yı­kılması mümkün değildir. Ama evlât­larınızın hilâfetleri zamanında, akılsız veziriazamlar tayin edilir, rüşvet ka­pıları açılır, rütbe ve makamlar ehli olmayanlara verilir, devlet işlerinde kadınların hükmü yürürse, o zaman bu devlette karışıklık ve düzensizlik hüküm sürer."
Bunun üzerine bir müddet düşünce­ye dalan Yavuz Sultan Selim, "Al­lah'ım bizi koru" duasını yapacak ve Pîrî Paşa'ya ihsanlarda bulunacaktı.

Kanunî'nin saygısı
Pîrî Mehmed Paşa, Yavuz Sultan Selim'in hilâfetinin sonuna kadar vezîriâzamlık görevine devam etti. Özellikle İstanbul tersanesinin yeniden kurulması ve donanmanın güçlenmesini sağladı. Kanunî zamanında bu faaliyetlerin se­mereleri görülmüştür. Kanunî Sultan Süleyman'ın ilk yıl­larında da vezîriâzamlık mevkiini muha­faza eden Pîrî Mehmed Paşa, Belgrad ve Rodos'un fetihlerinde ısrar edip, Os­manlı topraklarına katılmasını sağladı. Arza girdiği zamanlar, Kanunî Sultan Süleyman, bu tecrübeli ve ağırbaşlı ihti­yar vezirin önünde hicap duyar, kendisi­ne çok iltifatta bulunur ve saygı gösterir­di. 1523 yılında, 200.000 akçalık vezaret hasları verilerek emekli edildi. Silivri'deki çiftliğine çekilen Pîrî Mehmed Paşa, orada sakin bir hayat sü­rüp, kalan ömrünü ibâdet ve taatla geçir­di. 1533 yılında Edirne'de vefat etti. Si­livri'de yaptırdığı camii yanına defne­dildi. Vefatına "Pîrî Paşa'nın mekânın Adn ide Hayy-ı Vedûd" (940/1533-34) sözüyle tarih düşürülmüştür.

Pîrî Paşa'dan bir gazel
Şeb-i zülfünde kalanlar zulumâtıyla yürür
İrişen leblerine âb-ı hayatıyla yürür
Zahidi hasret-i mey şöyle zaîf eyledi kim
Elde teşbih ü asası salâvatıyla yürür
Hüsn-i ser-nâmesine kaşları olalı nişan
Hükm ider âşıkına sanki berâtıyla yürür
Remziyâ kaddüne benzer nice sen ola ki ol
Salınur şiveler ile harekâtıyla yürür.
Müstesna bir devlet adamı
Kendisini dinine ve milletine adamış olan Pîrî Mehmed Paşa, ömrü boyunca devletinin hizmetinde ve Allahü teâlânın dinini yaymak için çalışan pâdişâhın yanında oldu. Adaleti, dürüstlüğü, idare­ciliği, ilmi, güzel ahlâkı, kanun ve niza­ma vukufiyeti ile pek faydalı hizmetler­de bulundu. Cömertliği, cesareti, vakar ve sabrı fevkalâde idi. Fıkıh ilminde üstâd idi. "Remzî" mahlâsıyla şiirler de yazmıştır. Piri Mehmed Paşa'nın hayatı; "Kişi odur ki koya her yerde bir eser / Eseri olmayanın yerinde yeller eser" güzel sözüne tam uygundu. Devlet hizmeti süresince eline geçen mal ve parayı hayır işlerine sarfetti. Osmanlı Devleti'nin hâkim olduğu birçok bölgede, camiden zaviyeye, mektepten med­reseye, imaretten kervansaraya kadar pek çok hayır eseri yaptırdı. İstanbul-Zeyrek'te Soğukkuyu Camii, Mercan'da Terlikçiler Mescidi, Hasköy'de Pîrî Paşa Camii, Belgrad'ta cami, Bursa Pınarbaşı'nda mescid, Gülek kalesi civarında zaviye ve kervansaray, Karaman'da mektep, Silivri'de cami, imaret, mektep, medrese, Konya'da mescit, hankâh imaret ve Aksaray'da bir mektep, bu büyük devlet adamının yaptırdığı hayır eserlerinden bir kaçıdır.

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil
theMira

Benzer Konular

15 Ocak 2013 / KisukE UraharA Siyaset tr
20 Kasım 2012 / probLem girL Siyaset tr
12 Ocak 2009 / PINIPINI Soru-Cevap
5 Eylül 2015 / Safi Siyaset tr
21 Haziran 2015 / Safi Asker tr