Arama

Köprülü Damadı Siyavuş Paşa

Güncelleme: 17 Mayıs 2016 Gösterim: 1.313 Cevap: 0
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
17 Mayıs 2016       Mesaj #1
perlina - avatarı
Ziyaretçi

Köprülü Damadı Siyavuş Paşa


MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Siyavuş Paşa Abaza asıllıdır.Köprülü Mehmed Paşa'nın kölesiydi ve onun kızıyla evlendi. Fazıl Ahmed Paşa'nın sadrazamlığında onun kapıcılar kethüdası oldu. Fazıl Ahmed Paşa ile birlikte Uyvar, Girit ve Kamaniçe Seferlerine katıldı. Rikabı Hümayun kapıcılar kethüdalığına getirildi (1676). Koca Mustafa Paşa'nın sadrazamlığında küçük imrahor tayin edildi (1678). Çehrin seferine katıldı. Silahtar oldu (1681). İkinci Viyana kuşatmasına cebecibaşı olarak katıldı, sipahiler ağası oldu (1684). Aynı yıl Diyarbakır Valiliğine, sonra Bosna (1685) ve Halep (1687) valiliklerine getirildi.
5 Eylül 1687'de Avusturya cephesinde bulunan ordu İkinci Mohaç Muharebesi'ni kaybeden Sadrazam ve serdar-ı ekrem Sarı Süleyman Paşa'ya karşı ayaklandı. Sarı Süleyman Paşa askerler tarafından öldürüleceğinden korkarak, cepheden gizlice kaçıp, önce Belgrad'a ve sonra da İstanbul'a geldi. Bu askeri ayaklanmada elebaşılık yapanlar arasında Halep Valisi rütbeli Abaza Sivayuş Paşa'da bulunmaktaydı. Sarı Süleyman Paşa'nın kaçtığı anlașılınca ayaklanmayı edare eden askerler toplandılar. Bu toplantıda kendilerinden olduğunu bildikleri Halep Valisi Abaza Sivayuş Paşa'yı serdar ve "Sadrazam" olarak seçtiler. Fakat orduda disiplin kalmamıştı. Ayaklanmacıların kendilerine serdar ve "Sadrazam" seçtikleri Abaza Sivayuş Paşa orduyu disiplin almaya yetenekli değildi. Ordu bir keşmekeş içinde cepheden ayrılıp İstanbul'a dönmeye başladı. Asilerin elebaşıları olan sipahilerden Küçük Mehmed, Mülazımbaşı Ahmed, Kethuda-yeri Çolak Hüseyin, Ebu Yusufoğlu Hamza, Baltacı Kürt Hüseyin ve levent bölükbaşıları, güya komutan olacak, Abaza Sivayuş Paşa'yı istedikleri gibi idare etmekteydiler.

İsyancı ordu Balkanlardan Edirne'ye geri dönmeye koyuldu. İstanbul'da padişah IV. Mehmet asi ordunun kendini tahtan indirebileceği endişeleri içine girdi. İstanbul'a kaçıp saklanmış Sarı Süleyman Paşa bulununca idam edilip kesilen kafası Balkanlarda yolda bulunan orduya gönderildi. Padişah isyancı ordunun emrivakisini de kabul edip isyancıların "Sadrazam" seçtikleri Abaza Sivayuş Paşa'ya mühr-ü humayun göndererek onun sadrazam olduğunu resmen kabul etti. Yoldaki orduya gönderilen mühr-i hümayun Abaza Sivayuş Paşa eline isyancı ordu Niş'e geldiği zaman erişti.

Ordu Edirne'ye vardığı zaman padişah İstanbul'un idaresini İstanbul Sedaret Kaymakamı olarak tayin etmiş olduğu Boğaz Muhafızı görevini yapan ve Abaza Sivayuş Paşa'nın kayınbiraderi olan Köprülü Fazıl Mustafa Paşa'ya verdi. İsyancı ordu içinde padişah IV. Mehmed aleyhinde büyük bir çoğunluk bulunmaktaydı ve bunlar IV. Mehmed'in tahttan indirilmesini istemekteydiler. Bunun haberini alan IV. Mehmed isyancı orduya bir hatt-ı hümayun göndererek eğer kendisi hal'edilirse oğlu olan Şehzade Mustafa'nın yerine geçirilmesini istediğini belirtti.

Ordu Edirne'den ayrılıp Silivri'ye erişdiğinde, Abaza Sivayuş Paşa İstanbul Kaymakamı olan kayınbiraderi Fazıl Mustafa Paşa'ya askerlerin IV. Mehmed'in haledilmesini ve yerine Şehzade Süleyman'ın çıkartılmasını istediklerini bildirdi. İsyancı ocak ağalarının imzalarını taşıyan bu konuyu içeren bir mazharı ona gönderdi. Ordu daha İstanbul'a girmeden 8 Kasım 1687'de İstanbul Kaymakamı Fazıl Mustafa Paşa tertibat alıp IV. Mehmed'i hal ederek yerine II. Süleyman'ı tahta geçirdi.

Ordu İstanbul'a geldiğinde şehrin dışında Davutpaşa sahrasına yerleşti. Bu Balkanlardan gelen ocaklar halkı ve diğer askerlere şehirden çıkan ve Çırpıcı Çayırı'na yerleşen levent taifesi ve kapıkulu sipahileri de katıldılar. Yeniçeriler ve sipahiler kendilerine verilen ulufeleri az bularak Davutpaşa'da bulunan Sadrazam'ın çadırına saldırdılar. Abaza Sivayuş Paşa bu hücumdan hayatını çok zor olarak kurtarabildi.

Sonra Abaza Sivayuş Paşa güya zafer kazanmış bir komutanmış gibi büyük bir alayla İstanbul girdi; yeni padişahın huzuruna çıkıp onun ayağını öptükten sonra Sancak-ı Şerif'i ona geri teslim etti.

Bunu izleyen günlerde Fetvacı Hüseyin Çavuş tarafından yönlendirilen yeniçeriler Et meydanında ve Küçük Mehmet tarafından yönlendirilen sipahiler de Atmeydanında ayrı ayrı toplantılar yaptılar. Sipahiler kendi elebaşları olan Küçük Mehmed'in tutumunu beğenmedikleri için onu öldürüp parça parça ettiler. Sonunda her iki meydanda bulunan askerlerde de koordineli bir yönelim buldular. Bayrak açıp kente yayıldılar ve zengin ve servetli buldukları kişileri tespit edip onların konak ve büyük evlerine girip evi yağmalama işlemine koyuldular. İstanbul'da yaşayan servetliler ve konak ve büyük ev sahipleri çare olarak kendilerine destek sağlayacak bir asker zorbası ve onun emri altında kapıkulu askeri grubu bulmakta ve bunlara verdikleri epeyce yüksek paralar ile kendi ikametlerini korumakta buldular. Şehirde bu terör 15 Kasım'a kadar devam etti.

15 Kasım'da II. Süleyman'ın tahta çıkması şerefine kapıkulu askerine çulus bahşişi verme töreni için askerler Atmeydanı'nda toplandılar. Yaklaşık 38.130 yeniçeri ve sınır kalelerinde bulunan 32.263 kapıkulu askerine cülus bahşişi olarak hazineden 3.905 kese altın çıkarıldı. Cebeci, topçu, top arabacıları ve silahdar ocakları mensuplarına da aynı miktarda bahşiş verildi. Toplam olarak 4.557 kesenin 1.256 kesesi Endurun hazinesinden ve kalanı Mısır gelirinden verildi. Bu kadar gümüş kuruş bulabilmek için Saraydaki değerli gümüş kapkacak ve süs eşyası; İç Hazinede bulunan murahassa kılıç ve silahlar ve hatta Has Ahır'da bulunan değerli tahtlar elden çıkartılıp gümüş para darpedilmesi için Darphane'ye gönderildi. Fakat bunlarda yetişmedi. İstanbul'un servetlilerinden "imdadiye" adlı özel ek bir vergi alınmasına karar verildi. Fakat bunun tahsil görevi ayaklanan askerin içinde bulunan zorba-başlarına verildi. Bir kısım İstanbul zengini hayatlarından korkarak İstanbul'u terk etmeye başladılar.

Sadrazam iş yaptığını göstermek için ayaklanmacı kapıkulu askerlerinin elebaşılarından Fetvacı Hüseyin'i, yeniçeri ağası Harputlu Ali Ağa vasıtası ile katlettirdi. Ama bu isyancı askerleri daha da körükledi. İsyancılar 28 Şubatta, önce kola çıkmış olan Harputlu Ali Ağa'yı kılıçla öldürdüler. Ertesi 1 Mart günü de Defterdar Hüseyin Paşa'nın konağını ele geçirip yağmaladılar. Sonra Abaza Sivayuş Paşa'nın konağını kuşattılar. Konakta şeyhülislam ve kazaskerlerin de katıldığı bir toplantı yapılmaktaydı. Abaza Sivayuş Paşa'dan zorla mühr-üi hümayunu aldılar. Bu konak isyancılar tarafından 1 gün 1 gece kuşatmada kaldı. Çevresinde olan Atmeydanı ve Paşa Sarayı cehenneme döndü. İsyancılar ertesi sabaha doğru konağa girdiler ve karanlıkta ellerine geçirebildikleri her şeyi talan ettiler. Abaza Sivayuş Paşa önce dışarı çıkmayı denediyse de isyancıların hareme girdiklerini görüp geri döndü ve içoğlanları ile haremini korumaya koyuldu. Bu sırada vurularak öldürüldü.

Mezarı Üsküdar'dadır.

Derlemedir

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Biyografi Konusu: Köprülü Damadı Siyavuş Paşa nereli hayatı kimdir.

Benzer Konular

20 Temmuz 2008 / TiglonBoYs Siyaset tr
15 Eylül 2012 / Jumong Siyaset tr
25 Kasım 2006 / Kral_Aslan Siyaset tr
17 Mayıs 2016 / perlina Siyaset tr
17 Mayıs 2016 / perlina Siyaset tr