İnsanların peygamberlere olan ihtiyâcını her akıllı insan idrak eder. Çünkü insanların doğruyu, iyiyi, güzeli bulabilmeleri, tek başına akılla mümkün olamamaktadır. Akıl, göz gibidir; bir peygamber vâsıtası ile gönderilen din ise ışık gibidir. Yâni, insanın aklı, gözü gibi zayıf yaratılmıştır. Göz, maddeleri, cisimleri karanlıkta göremiyor. Allahü teâlâ, görme âletinden (gözden) faydalanmak için güneşi, ışığı yaratmıştır. Güneşin ve çeşitli ışık kaynaklarının nûru olmasaydı, göz işe yaramazdı. Tehlikeli cisimlerden, yerlerden kaçamaz, faydalı şeyleri bulamazdı.
Akıl da, yalnız başına mâneviyatı, faydalı, zararlı şeyleri anlayamıyor. Allahü teâlâ, akıldan faydalanmamız için, Peygamberleri, din ışığını yaratmıştır. Peygamberler, dünyâda ve âhirette rahat etmek yolunu bildirmeselerdi, mücerred akıl bunu bulamazdı; tehlikelerden, zararlardan kurtulamazdı. İslâmiyete uymayan veya aklı az olan kimseler ve milletler de, peygamberlerden faydalanamaz; dünyâda ve âhirette tehlikelerden, zararlardan kurtulamazlar.