Arama

Allah niçin peygamber ve kitap göndermiştir? - Sayfa 6

En İyi Cevap Var Güncelleme: 29 Aralık 2012 Gösterim: 71.958 Cevap: 68
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Aralık 2011       Mesaj #51
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Allah insanlara peygamber göndermesinin sebepleri
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Ocak 2012       Mesaj #52
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
allahın merhameti çoktur.ama dünyada günahkarlar da çoktur.allahın,merhametti o kadar çoktur ki hiç kimse onun merhametti karşısındadaha fazla merhamet gösteremez.allahın ne yaratığı ne de yaşamamız için sağladığı çokluğun değerini bilemez.bunu bilmeyenler ona şükür etmeyi de bilemezler. siz siz olun allaha hep şükredin.
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Şubat 2012       Mesaj #53
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Lütfen , Allahın insanlara kitap gönderdiğini kısa ve öz yazarmısınız sözün başında dediğim gibi ( LÜTFEN )
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Şubat 2012       Mesaj #54
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Allah insanlara niçin Kuranı Kerim i göndermiştir ?
Bakımlıyız.Com - Allah insanlara niçin Kuranı Kerim i göndermiştir?
Kur'an-ı Kerîm Allah'ın insanlara indirdiği son Mukaddes Kitaptır.

Kur'an son Peygamber Hz. Muhammed'e (asm) Cebrâil (as) tarafından vahiy yoluyla indirilmiş ve ondan tevatür yoluyla nakl edilerek günümüze kadar gelmiştir. Kur'an-ı Kerîm ferde ve cem'iyete bütün insan sınıflarına bütün memleketlerde ve bütün devirlerde insan hayatının bütününe maddî - mânevî bir hidayet rehberidir. Hükûmet başkanından kumandandan sade vatandaşa ve sokaktaki adama kadar herkes orada kendisiyle alâkalı olanı bulur. Dünyevî ve uhrevî huzur ve saadeti için gerekli bilgi ve dersleri ondan alır. Kur'an'ın sâhip olduğu meziyet ve özellikler âyetlerde ve hadîslerde şu şekilde beyan buyurulmuştur:

- "İşte bu Kur'an muazzam bir kitabdır. Onu biz indirdik. Çok mübarektir. (Fayda ve bereketi çoktur). Artık buna uyun emirlerine bağlanın ve Allah'tan korkun. Tâ ki merhamet olunasınız" (En'âm: 155).

- "Şu indirilmiş Kur'an mübarek ve feyizli bir kitabdır ki elleri önündekini (Tevrat ve İncil'i) tasdik edicidir. Tâ ki onunla Mekke halkını ve bütün çevresindeki insanları korkutsun. åhirete îman edenler namazlarına gereği üzere devam ettikleri gibi Kur'an'a da inanırlar" (En'âm: 92).

- "Onlar hâlâ Kur'an'ın Allah kelâmı olduğunu ve mânasını düşünmeyecekler mi? Eğer o Allah'tan başkası tarafından olsaydı muhakkak ki içinde birbirini tutmayan birçok söz ve ifadeler bulurlardı." (Nisâ: 82).

- "O Kur'an insanları Hakk'a ulaştırır; helâl ile haramda ve din hükümlerinde hakkı bâtıldan ayırır..." (Bakara: 185).

- "Kur'ân-ı Kerîm doğru yol gösterici mü'minlere derecelerle kurtuluşu müjdeleyicidir" (Bakara: 97).

- "Bu Kur'an akıl sâhiplerinin âyetlerini iyice düşünüp anlamaları ve ders almaları için sana indirdiğimiz saadet kaynağı bir kitabtır" (Sâd: 29).

- Hâris bin A'ver'den rivayet edilmiştir:
Bir gün Hz. Ali şöyle dedi: "Bakınız ben Resûlüllah'dan (asm): "Yakında fitneler kopacaktır" buyurduğunu işittim. Bunun üzerine "Ey Allah'ın elçisi bu fitnelerden kurtuluşun çaresi nedir?" diye sordum. "Allah'ın kitabı Kur'an'dır" buyurdular.

Daha sonra Hz. Peygamber Kur'an'ın özelliklerini şöyle açıkladı:
Onda sizden öncekilerin tarihi sonrakilerinin haberi ve aranızdaki mes'elelerin hükmü vardır. O Hak ile Bâtılı birbirinden ayıran kesin bir hükümdür. Her kim hidâyeti ondan başkasında ararsa Allah onu şaşırtır. O Allah'ın kopmayan sağlam ipi kuvvetli fikir kitabı ve doğru yoldur. O akılların sapıtıp şaşırmamasına ve dillerin karışmamasına yegâne sebebdir. Kur'an ilim adamlarının doymadığı asla tekrarlanmaktan eskimeyen ve hayret veren üstünlükleri bitip tükenmeyen bir kitaptır. Yine O öyle eşsiz bir eserdir ki cinler dahi onu dinlediği zaman "Biz doğruluk ve olgunluk yolunu gösteren hârikulâde bir Kur'an dinledik" demekten kendilerini alamamışlardır. Ona dayanarak konuşan doğru söylemiş O'nu tatbik eden sevab kazanmış O'nunla hükmeden adâlet etmiş ve insanları O'na dâvet eden dosdoğru yola yöneltmiş olur.

* "Kur'an apaçık bir nur hakîm bir zikir ve en doğru yoldur."
* "Kur'an-ı Kerîm Allah Teâlâ'nın gökten yeryüzüne uzatılmış bir ipidir."
* "Kur'an'ın sair sözlere üstünlüğü Rahman'ın mahlûkatına nazaran üstünlüğü gibidir."
* "Kim Allah'ın kitabından bir âyet okursa Kıyâmet günü kendisine nûr olur."
* "Evlerinizi namaz kılarak ve Kur'an okuyarak nurlandırınız."







02-16-2012, 06:02 PM #2 (permalink)
Я





--------------------------------------------------------------------------------

KUTSAL KİTAPLAR NEDEN GÖNDERİLDİ ?

İmtihan adalet ölçüsüne göre yapılır. Bir öğretmen imtihandaki adalet ölçüsü tatbikatı uygulamayı ister.. Aynen bunun gibi Allah kullarını imtihan için öğrencilerine tatbikat yaptırması gerekir. Tatbikat ise öğretici bir muallim ve onun elinde de bir kitap/ders notlarının olmasıyla gerçekleşir. İşte insanlık camiasının hayat okulundaki muallimleri peygamberler ders notları ise semavî kitaplardır.

“Bir peygamber göndermedikçe kimseye azap etmeyiz”(İsra 17/15 ) mealindeki ayet bu gerçeğe dikkati çekmektedir.

-Ayrıca şu koca evrenin yaratılmasının elbette bir çok gayesi vardır. Her tarafı hikmetlerle donatılmış evrenin gayesiz abes lüzumsuz olduğunu tasavvur etmek için deli olmak lazımdır. Bu gayelerin başında her şeyden önce Allah’ın kendini tanıtması ve kullarından bunu öğrenmelerini istemesidir. “Cinleri ve insanları beni tanımaları ve bana kulluk etmeleri için yarattım”(Zariyat 51/56) mealindeki ayette bu hakikate işaret edilmiştir. Kulların bu tanıma ve kulluk işini öğrenmesi de muallimsiz ve kitapsız olamaz..

-Allah’ın isim ve sıfatlarını yansıtan onları ders veren sonsuz ilim ve kudretini yansıtan mücessem bir Kur’an olan kâinat kitabıdır. Kâinat kitabının derin manalarını ince nakışlarını yüce Yaratıcıyı tanıtan mesajlarını öğrenmek için onu ders veren bir muallime ihtiyaç vardır. Aksi takdirde bir kitap ne kadar harika olursa olsun onun manaları bilinmiyorsa ve onu ders veren bir muallimi de yoksa onun boş bir tomar kâğıttan farkı yoktur.

Tıpkı bunun gibi Kâinat kitabını en ince güzellikleriyle ders veren Yaratıcı ile olan bağlarını anlatan onun yaratılış gayesini açıklayan Kur’an gibi bir kitap ve Hz. Muhammed gibi bir muallim olmasaydı kâinat kitabının bu ince sırları anlaşılabilir miydi? Nitekim Kur’an’a ve Hz. Muhammed(a.s.m)’e kulak vermeyenler materyalistçe düşünceleriyle evreni anlamsız gayesiz hedefsiz bir kukla olarak telakki ettikleri gibi insanları da nereden gelip nereye gideceği niçin geldiği ve niçin bir müddet sonra kaybolup gideceği bilinmeyen bir zavallı olarak görürler. İşte bu yanlış anlayışların düzeltilmesi için bir Kitap ve o kitabın Muallimi gereklidir.


Kur'an'a göre kitapların gönderiliş amacı anlaşmazlığa düştükleri konularda insanlar arasında hükmedilmesi (el-Bakara 2/213) insanlar arasında adaletin yerine getirilmesi (el-Hadid 57/25) ayrılığa düşülen konuların açıklanması ve inanan insanlar için yol gösterici ve rahmet olması (en-Nahl 16/64) insanları karanlıktan aydınlığa çıkarıp onları Allah'ın yoluna iletmek (İbrahim (4/1) zulmedenleri uyarmak ve güzel davrananları müjdelemektir (el-Ahkaf 46/12).


Allah Teâlâ'nın insanları irşad etmeleri için gönderdiği peygamberlere insanlığa tebliğ etmek üzere indirdiği kitablar. Semavî kitablara aynı zamanda "ilahî kitablar" veya "Kütüb-i Münezzele"de denir. Bu kitablar lafız ve manâ itibariyle Allah'ın kelamıdır. Allah tarafından peygamberlerine tebliğ edip açıklamaları için gönderilen kitablar; ya suhuf (sahîfeler) veya elvah (levhalar) içinde yazılı olarak veyahut da vahiy çeşitlerinin her türlüsüyle lafız ve manâlarıyla birlikte müdevven veya müdevven olmayarak gönderilir. Müdevven olmayanlar gönderilen peygamberlerin bildirdiği şekilde yazdırılarak bir araya getirilir.


Semavî kitablar; hacim itibariyle ister büyük ister küçük olsun gerek tedvin edilmiş olarak gönderilsin gerek tedvin edilmeden indirilsin; kendisi ile gönderilen peygamberin içinde bulunduğu milletin diliyle indirilir. Çünkü Allah her millete çeşitli asırlarda birer peygamber göndermiştir. Hiçbir millet yoktur ki onların içinde Allah'ın azabıyla korkutan bir peygamber gelip geçmesin” (el-Fâtır 35/24); "Ve li-küll-i ümmetin resûl..." (Yunus 10/47); "Biz her peygamberi kendilerine iyice açıklasın diye yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik..." (İbrahim 14/4). İlâhi kitapların bazılarında i'câz özellikleri bulunur. Kur'an-ı Kerim ise pek çok i'câz özelliklerini içermektedir.


Semavî Kitab Hz. İbrahim'e sahifeler içinde Hz. Musâya elvah (levhalar) üzerinde yazılı olarak indirilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.s)'e Kur'an-ı Kerim peyderpey (tedricen) çeşitli vahiy şekilleriyle lafızlar olarak indirilmiş Hz. Peygamber (s.a.s) de bunları sırasına göre vahiy katiblerine yazdırmıştı.


Semavî Kitabların hepsi şu noktaları zikretmede ittifak etmişlerdir:


1- İman ve Tevhid'in esaslarını bildirmede birleşirler.


2- Allah Teâlâ zat ve sıfatlarında tektir. O yegane Halık (Yaratıcı) ve müessirdir. Allah'dan başkasına ibadet edilmez.


3- Namaz Zekat Oruç gibi ibadet asılları. Bunların şekilleri değişik olabilir. (el-Enbiyâ 21/73; el-Bakara 2/183).


4- Zina adam öldürme hırsızlık gibi ırz namus can ve mal haklarına tecavüz haram ve büyük günahtır.


5- Bütün hayırlar ve güzel ahlâk esasları emredilir.


6- Hz. Muhammed (s.a.s)'in Allah'ın Rasûlü olarak geleceğini ve sıfatlarını haber verirler.


7- Allah yolunda can ve mal ile cihada teşvik etmektedirler.


Yüce Allah önceki kitablarda indirdiği esas ve bilgilerin pek çoğunu Kur'an-ı Kerim'de indirmiştir. el-Mâide süresinin 48. âyeti bu hususa işaret eder: (Ya Muhammed) sana da kendinden önceki kitabları tasdik edici ve onlar üzerine bir kontrolcü (gözetleyici) olmak üzere bu kitabı indirdik. O halde onlar arasında Allah'ın indirdiği ile hükmet ". O halde Kur'an-ı Kerim kendisinden önce indirilen kitabların değiştirilmeden gelen kısımları ile tahrif edilerek batıl karıştırılmış kısım ve âyetleri üzerinde bir şahid ve bir kontrolcü ve mihenk taşıdır.


Kur'an-ı Kerim kendisinde bildirilen hakikatlerin önceki ilâhi kitablarda da indirildiğini söylemiştir: "Şurası bir gerçektir ki Kur'an âlemlerin Rabbinin indirdiğidir. Allah'ın azabıyla korkutanlardan olman için onu (ey Muhammed) senin kalbine apaçık bir Arapçayla Cibril-i Emin indirmiştir. O daha önceki (peygamber)lerin kitablarında da vardır (zikredilmisti)" (eş-Şuârâ 26/192-196) "Öncekilerin kitabları (zübüril-evvelîn)" lafzının mefhumuna suhufu İbrahim Tevrât Zebûr ve İncil girer.


İnsanlar kendilerine Allah'ın ahkâmını tebliğ eden peygamberlere muhtaç oldukları gibi onlara indirilen semavî kitablara da şu bakımlardan muhtaçtırlar:


1- Peygamberlere indirilen semavî kitablar aradan ne kadar zaman geçerse geçsin ümmetlerin dinin akaidini ilke gaye ve ahkamını tanıma ve tarif etmede müracaat ettikleri kaynaktır. Ümmetler Allah'ın şeriatının hükümlerini tanımada Allah'ın emrettiği farzları ve nehyettiği haramları açıklamada fazilet ve güzel ahlâkı edep ve terbiye kurallarını Allah'ın uyarılarını va'd ve va'dini beyan edip insanları doğru yola çağırmada ve öğüt alıp ve öğüt vermede Allah'ın kitabına baş vuracaklardır. Peygamberin vefatından sonra ümmetin alimleri beşer hayatında karşılaşılan müşkillerin şer'i hükmünü istinbat için Allah'ın indirdiği kitaba bakacaktır.


2- Peygamberin vefatından sonra ona vahyedilmiş olan ilâhî kitab insanların ihtilaf ettikleri her bir meselede başvuracakları âdil bir hakemdir. Çünkü bu en âdil ve en iyi hakim olan Allah'ın kelâmıdır. Yüce Allah bu hususu şöyle belirtir: İnsanlar (Hz. Âdem zamanında) tek bir ümmetti. Bunu müteakiben Allah onlara müjdeleyen ve korkutan peygamberler gönderdi. Onlarla birlikte insanlar arasında ihtilaf ettikleri şeylerde hükmetmek için hakk ve gerçek olan kitablar indirdi... (el-Bakara 2/213).


Bir ümmet arasında indirilen ve yazılmış olan kitab tevhid esaslarını ve dinin akaid adab ve ahkâmını korur. Ümmet içinde bir semavî kitabırı değiştirilmeden kalması aralarında yaşayan peygamberin durması anlamındadır. Diğer insanlar gibi peygamberler de ölürler. Peygamberlerin ölümünden sonra semavi kitabın durması olmasaydı dinin aslından sapacak kadar ümmetin ihtilafları büyürdü. İnsanların tabiatı icabı nefis ve hevalarının arkalarında sürüklenmelerinin azaltılması dini anlayış ve ictihadlarda ihtilafların durdurulması için yazılı bir ilâhi kitabın bulunması lazımdır.


İlâhi Kitab nazil olduğu yer ve zamandan ne kadar uzaklaşılırsa uzaklaşılsın dinin yayılması ve insanların irşâd edilmesinde peygamberin davetinin etki ve kabiliyetini taşır. Son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s)'in tebliğ ettiği evrensel İslamın yayılması ve kabul ettirilmesinde Kur'an-ı Kerim'in çok büyük etki ve hizmetleri olmuştur.


Allah Teâlâ işte bu sayılan ve bunlardan başka bir takım sebeplerle peygamberlerine kitablar indirmiştir. Onlar da bunları tebliğ edip açıklamışlardır. Hz. Peygamber (s.a.s) arkasında insanlık için bir nur ve hidayet rehberi olan Kur'an-ı Kerim'i bırakmıştır.


Varlıkları ile insanlık alemine şeref vermiş olan Peygamberler çok önemli olan elçilik ve peygamberlik görevini yerine getirebilmek için kendilerine Yüce Allah tarafından talimat verilmiş olması gerekir. İşte bu talimat Peygamberlere Semavi kitablarla verilmiştir. Semavi kitablar Yüce Allah'ın insanlar üzerinde uygulanacak birer kutsal kanunudur. Allah insanlara haklarını ve görevlerini bu kanunlar yolu ile bildirmiştir. Peygamberlerin dünyadaki hayatları geçicidir. Peygamberlerin ümmetlerine bildirdikleri İlahi hükümlerin devamı ancak bu kitablar sayesinde mümkün olmuştur. Eğer bu kitablar olmasaydı insanlar yaratılışlarındaki hikmetten üzerlerine düşen görevlerden kavuşacakları ahiret nimetlerinden ve felaketlerinden habersiz kalırlardı. Yaşayışlarını düzene sokacak İlahi prensiplerden mahrum kalırlardı. Özellikle kutsal ayetleri okumak onlara ibadet etmek onlardan öğüt almak ve onlarla gerçeği anlayıp tehlikeli görüşlerden kurtulmak şerefinden ve mutluluğundan uzak kalmış olurlardır.


Kur'an'ın insanlara bildirdiği emirler ve yasaklar açıkladığı hikmet ve gerçekler pek çoktur. Bunlar temel olarak inançlara ibadetlere muamelata ahlaka Allah'ın Yüce kudretini gösteren üstün san'at eserlerine ibret alınacak olaylara ve diğer şeylere aittir. Bunları şu şekilde özetleyebiliriz:


1) Kur'an-ı Kerim insanlara Yüce Allah'ın varlığını birliğini büyüklüğünü hikmetlerini ve kudsiyetini bildirir. Öyle ki felsefi görüşlere sahib olanların parlak sözleri onun yanında pek sönük kalır.

2) Kur'an-ı Kerim insanları ilim ve irfana ibretle bakıp düşünmeye çağırır. Gaflet içinde yaşamaktan insanları engeller. İnsanlara Yüce Allah'ın hikmet ve kudretini gösteren büyük eserlerine bakmalarını öğütler.

3) Kur'an-ı Kerim önceki devirlerde insanlara gönderilmiş olan peygamberlerin bir kısmı ile ilgili bilgi verir. Yüksek görevlerini nasıl başardıkları ve bu görevler uğrunda ne kadar zorluklara katlandıklarını bildirir. Bütün insanların son Peygambere uymalarını emreder.

4) Kur'an-ı Kerim geçmiş ümmetlere ait ders alınacak en büyük ibret sahnelerini ve tarihi olayları bildirir. İnsanları bunlardan ibret almaya çağırır. Peygamberlere karşı çıkıp isyan eden günahkar kavimlerin çok korkunç akıbetlerini haber verir.

5) Kur'an-ı Kerim insanlara daima uyanık bir ruha sahib olmalarını ve Hak'dan ****** bulunmamalarını emreder. Nefislerin arzularına uyarak din ve faziletten yoksun kalmamalarını öğütler. Dünyanın maddi yarar ve zevklerine dalıp da manevi hazlardan ve ahiret nimetlerinden mahrum kalmanın büyük bir felaket olacağını bildirir.

6) Kur'an-ı Kerim müslümanlara dinlerine sımsıkı sarılmalarını ve daima hakkı savunmalarını öğütler. Düşmanlarına karşı da daima kuvvetli bulunmalarını her türlü korunma vasıtalarını hazırlamak için çalışmalarını hatırlatır. Gerektiği zaman savaş meydanlarına atılmalarını din ve namuslarını yurdlarını maddi ve manevi varlıklarını hem canları hem de malları ile korumalarını emreder.

7) Kur'an-ı Kerim medeni ve sosyal hayatın bir düzün ve huzur içinde yürümesi için gereken esasları ve kuralları bildirir. İnsanların birtakım hak ve görevleri korumalarını ve gözetmelerini ister.

8) Kur'an-ı Kerim hem şahıslara hem de cemiyetlere selamet içinde kalmaları için adaleti doğruluğu alçak gönüllü olmayı sevgiyi merhameti iyilik etmeyi bağışlamayı edeb gözetmeyi eşitliği ve bu gibi yüksek huyları tavsiye eder. İnsanları zulümden hainlik etmekten büyüklenmekten cimrilikten intikam duygularından katı yürekli olmaktan çirkin söz ve işlerden zararlı olan içki ve yiyeceklerden alıkor. Yapılması yenip içilmesi helal veya haram olan şeyleri bildirir.

9) Kur'an-ı Kerim Yüce Allah'ın bu alem için koymuş olduğu tabiî kanunları hiç kimsenin değişteremeyeceğini anlatır. Herkesin bu kanunlara göre davranışlarını ayarlamaları gereğine işaret eder. İnsanlara çalışmalarının meyvesinden başka birşey elde edemeyeceklerini hatırlatır. İnsanları çalışıp çabalamaya teşvik eder.


10) Kur'an-ı Kerim Yüce Allah'ın: "Yapınız - Yapmayınız" diye emirlerini ve yasaklarını benimseyip gereğince hareket eden mü'minler için verilecek dünya ve ahiret nimetlerini ve elde edecekleri başarıları müjdeler. İman etmeyenlere de hazırlanmış bulunan kötü akıbetleri Cehennemin azab şekillerini hatırlatır. Kur'an-ı Kerim bütün bu açıklamaları ile insanları yaratılışlarındaki yüksek gayeden haberdar ederek ona iletmek ister.





02-16-2012, 06:03 PM #3 (permalink)
Я





--------------------------------------------------------------------------------

Allah Kuran-ı Kerim'i niçin göndermiş?

Allah Kuran-ı Kerim'i niçin göndermiş? Kurana ve Hadislere dayanarak sebeplerinden birini ogrenebiliriz. Asagidaki Kuran ayetleri "Diyanet Mealinden" alinmistir.


Muhammedin eslerinden biri olan Hafsa(Hz Omerin kizi) evine geldiginde Muhammedi kendi yataginda hizmetcisi Maria ile birlikte yakalar. Hafsa kontrolunu kaybedip oldukca kizginca Muhammede agzindan geldigini soyler. Muhammed Hafsaya boyle kendisi ile konusmasinin terbiyeli olmadigi ve Kurandaki 33 suresindeki 32inci ayeti hatirlatir.


"Ey Peygamber'in hanımları! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah'a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve doğru) söz söyleyin. "(Kuran 33:32)

Hafsa der: Seninle terbiyeli konusurum eger kendinde serefli davranirsan.

Muhammad Hafsaya Kuran 33:50i hatirlatir

"Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını halalarının kızlarını dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca diğer mü'minlere değil de sana has olmak üzere mehirsiz olarak kendini Peygamber'e bağışlayan Peygamber'in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helal kıldık.) Mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır çok merhamet edicidir. " Kuran 33:50

Maria'nin Muhammede halal oldugunu bildirir Kuran'a gore.

Hafsa bu cevabi yeterli bulmuyor ve Muhammedin kendi cariyerileri ile iliski yapmasina razi olmasina ragmen bu cariyerileri Hafsa'nin kendi yataginda ve ayni zamanda sirasi Hafsanin oldugu zaman bir aksamda bunu kabul etmiyor. Muhammed bundan dolayi Hafsa soz verip ve eger Hafsa bu olaydan kimseye bahsetmezse Maria ile bir defa daha iliskide bulunmayacagina yemin ediyor. Hafsa bunu kabul eder ama .....

Muhammedi tekrar yataginda Maria ile yakalar. Sen yemin etmistin bunu yapmayacaktin?

Muhammed der ki: Evet haklisin ama Allah bana baska bir ayet gonderdi.

Bakiniz.


"Ey peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır çok merhamet edendir. " (Kuran 66:1)

Hafsa: Peki senin ettigin yemine ne oldu? diye sordu.

Muhammed bunu diger bir ayetle aciklar.

"Allah (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmayı (ve kefaret ödemeyi) size meşru kılmıştır. Allah sizin yardımcınızdır. O hakkıyla bilendir hüküm ve hikmet sahibidir. " (Kuran: 66-2)

Ertesi gun Muhammed hanimlarini gorunce herkesin kendisine cok soguk davrandiklarinin farkina vardi. Bunun sebebinin Hafsanin Maria olayinin diger eslerine soylediginden oldugunu hemen bildi ve Hafsa'nin yanina gitti. Hafsa'ya niye Maria olayini gizli tutmadigini sordu. Sen soz vermistin dedi Hafsa'ya. Hafsa sordu: Kim soyledi sana diye.

Muhammed dedi ki Allah bunu Muhammede bildirdi dedi. Bu ayetle.

"Hani peygamber eşlerinden birine gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince peygamber bunun bir kısmını bildirmiş bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber "Bunu bana hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi. (Kuran:66-3)

Kizgin Muhammed eslerini bir araya toplayip bu mesaji - Allahtan gelen bir ayetle herkese bildirdi.

"(Ey peygamber'in eşleri!) Eğer siz ikiniz Allah'a tövbe ederseniz ne iyi. Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah onun yardımcısıdır Cebrail de salih mü'minler de. Bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar."(Kuran 66-4)

"Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona sizden daha hayırlı müslüman inanan sebatla itaat eden tövbe eden ibadet eden oruç tutan dul ve bakire eşler verebilir. " (Kuran 66-5)

Bu mesaj kadinlari cok korkuttu cunku Muhammedin onlari bosamasi demek onlara idam cezasi gibi gelebilir. Cunku daha evvel gelen bir ayete gore hic kimse Muhammedin esleri ile evlenemezdi ve Muhammedden bosanan kadinlar acliktan olebilirlerdi.

Muhammed bu ayetle devam eder.

"Allah inkar edenlere Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları Allah'ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara "Haydi ateşe girenlerle beraber siz de girin!" denildi.
Allah iman edenlere ise Firavun'un karısını örnek gösterdi. Hani o "Rabbim! Bana katında cennette bir ev yap. Beni Firavun'dan ve onun yaptığı işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!" demişti." (Kuran 66-10 11)

Muhammedin esleri buyuk bir korkuya dustuler. Acliktan olmek bir yana cehennemde atesler icinde ebedi yanmak baska bir sey idi. O yuzden daha itaatkar olmaya calistilar. Kuran'daki 4:34 ayetinde oldugu gibi Allah kocalarinin itaat etmeyen esleri ile iliskiden uzak durabileceklerini ve hatta onlari dovme hakkina sahip olduklarini kabul ettiler. Bu cehennemde atesler icinde yanmaktan daha iyi idi. Ve Allaha ve Muhammede tesekkur ettiler.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Şubat 2012       Mesaj #55
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ARADIĞIM CEVAP BU DEĞİL DOĞRU CEVABI SÖYLEYİN VE LÜTFEN KISA OLSUN Msn Sad Msn Happy :* (-_-)
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Mart 2012       Mesaj #56
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ALLAH niçin insanlara kitap gönderdi lütfennn yazınnnnn çok acil olursa sevinirim =)
woltka1001 - avatarı
woltka1001
Ziyaretçi
10 Mart 2012       Mesaj #57
woltka1001 - avatarı
Ziyaretçi
İnsanların peygamberlere olan ihtiyâcını her akıllı insan idrak eder. Çünkü insanların doğruyu, iyiyi, güzeli bulabilmeleri, tek başına akılla mümkün olamamaktadır. Akıl, göz gibidir; bir peygamber vâsıtası ile gönderilen din ise ışık gibidir. Yâni, insanın aklı, gözü gibi zayıf yaratılmıştır. Göz, maddeleri, cisimleri karanlıkta göremiyor. Allahü teâlâ, görme âletinden (gözden) faydalanmak için güneşi, ışığı yaratmıştır. Güneşin ve çeşitli ışık kaynaklarının nûru olmasaydı, göz işe yaramazdı. Tehlikeli cisimlerden, yerlerden kaçamaz, faydalı şeyleri bulamazdı.
Akıl da, yalnız başına mâneviyatı, faydalı, zararlı şeyleri anlayamıyor. Allahü teâlâ, akıldan faydalanmamız için, Peygamberleri, din ışığını yaratmıştır. Peygamberler, dünyâda ve âhirette rahat etmek yolunu bildirmeselerdi, mücerred akıl bunu bulamazdı; tehlikelerden, zararlardan kurtulamazdı. İslâmiyete uymayan veya aklı az olan kimseler ve milletler de, peygamberlerden faydalanamaz; dünyâda ve âhirette tehlikelerden, zararlardan kurtulamazlar.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Mart 2012       Mesaj #58
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kur'an-ı Kerîm, Allah'ın insanlara indirdiği son Mukaddes Kitaptır.
Kur'an, son Peygamber Hz. Muhammed'e (asm) Cebrâil (as) tarafından vahiy yoluyla indirilmiş ve ondan tevatür yoluyla nakl edilerek günümüze kadar gelmiştir. Kur'an-ı Kerîm ferde ve cem'iyete, bütün insan sınıflarına, bütün memleketlerde ve bütün devirlerde insan hayatının bütününe, maddî - mânevî bir hidayet rehberidir. Hükûmet başkanından, kumandandan sade vatandaşa ve sokaktaki adama kadar herkes, orada kendisiyle alâkalı olanı bulur. Dünyevî ve uhrevî huzur ve saadeti için gerekli bilgi ve dersleri ondan alır.
sisi - avatarı
sisi
Ziyaretçi
27 Eylül 2012       Mesaj #59
sisi - avatarı
Ziyaretçi
insanların peygamberlere olan ihtiyâcını her akıllı insan idrak eder Çünkü insanların doğruyu, iyiyi, güzeli bulabilmeleri, tek başına akılla mümkün olamamaktadır Akıl, göz gibidir; bir peygamber vâsıtası ile gönderilen din ise ışık gibidir Yâni, insanın aklı, gözü gibi zayıf yaratılmıştır Göz, maddeleri, cisimleri karanlıkta göremiyor Allahü teâlâ, görme âletinden (gözden) faydalanmak için güneşi, ışığı yaratmıştır Güneşin ve çeşitli ışık kaynaklarının nûru olmasaydı, göz işe yaramazdı Tehlikeli cisimlerden, yerlerden kaçamaz, faydalı şeyleri bulamazdı
Akıl da, yalnız başına mâneviyatı, faydalı, zararlı şeyleri anlayamıyor Allahü teâlâ, akıldan faydalanmamız için, Peygamberleri, din ışığını yaratmıştır Peygamberler, dünyâda ve âhirette rahat etmek yolunu bildirmeselerdi, mücerred akıl bunu bulamazdı; tehlikelerden, zararlardan kurtulamazdıİslâmiyete uymayan veya aklı az olan kimseler ve milletler de, peygamberlerden faydalanamaz; dünyâda ve âhirette tehlikelerden, zararlardan kurtulamazlar.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Ekim 2012       Mesaj #60
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
çünkü bende çok merak ediyorum cevap lütfen dersim varrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr rrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr rrrrrrrr hadiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii iiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii iiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii iiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii iiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii iiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii iiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii iiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii iiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii ya çok çok çok çok ve çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok acillllllllllllllllllllllllll hadiiiiiiiiiiii yolur ya yoluy ya noluyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy offfffffffffffffffffff

Benzer Konular

6 Nisan 2013 / aybuş Soru-Cevap
3 Aralık 2009 / Ziyaretçi Soru-Cevap
17 Ekim 2011 / Misafir Soru-Cevap
14 Aralık 2015 / Misafir Cevaplanmış
12 Şubat 2014 / Misafir Cevaplanmış