Arama

Nüfus,yerleşme ve göçle ilgili sorularımı cevaplar mısınız?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 14 Ekim 2012 Gösterim: 13.427 Cevap: 7
Tarí - avatarı
Tarí
Ziyaretçi
22 Kasım 2008       Mesaj #1
Tarí - avatarı
Ziyaretçi
Arkadaşlar şu soruların cevaplarıı verebilir misiniz??

* Ülkemizde nüfusun dağılışını etkileyen sebepleri ve nüfus yoğnluğunun sonuçlarını,
* Nüfus sayımı yapılmasının sebeplerini ve ülkemizin nüfusunun özelliklerini,
* İç ve dış ile beyin göçünün sosyal, kültürel ve ekonomik sonuçlarını,
* Yerleşme ve seyehat özgürlüğünün hangi durumlarda ksıtlanabiliceğini,
* Devletin " Sosyal Devlet " olma niteliği çerçevesinde sorumluluk ve ödevlerini vatandaşlara sağladığı hak, sorumluluk ve ödevleri vatandaşların da aynı konudaki duyarlılığı
EN İYİ CEVABI ZİYARETÇİ verdi
İKLİM VE YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ
Sponsorlu Bağlantılar
Son düzenleyen fadedliver; 3 Aralık 2008 12:19
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Aralık 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1-
Nüfus - MsXLabs
Sponsorlu Bağlantılar

2-
Nüfus Sayımı ve Nüfus Sayımı Tarihi - MsXLabs

3-
Beyin Göçü, Kavram ve Kapsamları - MsXLabs


4- Seyahat ve Yerleşme özgürlüğü her insan için garantilenmesi gereken haklarıdır. Ama gerçekte Avrupada Yaşananlara bakıldiginda bir çok göçmenin ve ilticacının Haklarının olmadığı özellikle geçimini saglaması icin gerekli olan çalısma hakkının olmadığı bilinmektedir. Göçmenler sürekli baskı altında tutulmakta ve sınırdışı edilme tehlikesi ile yüzyüze kalmaktadır.


Bir yandan sermayenin serbestçe hareket edebilmesi için her şey yapılırken, teşvik edilirken buna karsı sınırlar bir çok insan icin engel oluşturmaktadır. Sınırları geçmeyi başaran kadın, erkek ve çocukların büyük bir bölümü yabancılar ve ilticacılar yasasının cok sert kuralları yüzünden çok azı oturum alma şansını elde ediyor.


Yasal olarak kagıtları olmayan(yani kaçak yaşayan) insanlar sürekli sınırdısı edilme tehlikesi ile yaşamaktadır. Bu anlamda bu insanların durumunun kötüleşmesinde Avrupa Birliği ortak çalışması büyük rol oynamaktadır.


Avrupadaki baskı politikasının amacı göçmenlerin, ilticacıların gelişini ulusal ve Avrupa çapında sermayenin ilgisi dogrultusunda yönlendirmek ve kontrol altına almaktir. Kendi ülkelerinde tehlike içinde yaşayan insanları korumak, onlara Avrupada yaşama imkanı vermek için olusturulan Iltica Hakkı artık nerdeyse yok gibi bir şey. Ülkelerini baski dolayısıyla terkeden ilticacilar ve göçmenler tekrar ülkelerine geri yollanmaktadır. Ayni zamanda Avrupada ihtiyaç duyulan düsük ücretli sezonluk isçilerin Avrupa Birliği ülkelerine gelmeleri kolaylastırılmakta, yüksek kalifiyeli uzmanların ve elit kesimin Avrupa Birligi ülkelerine gelmesine kolaylık sağlanmaktadır.


Avrupa Birliğine gelen göç insani şartlar gözönüne bulundurulmadan yapılmakta ve tamamen işin kar yanı göz önünde tutularak hesaplanmaktadır.
Bu anlamda sadece ihtiyaç duyulan insanların buraya gelmelerine ve kalmalarına izin verilmektedir.
Avrupa Birliği ülkeleri kendi ekonomik çıkarlarını ön planda tutmakta, buraya gelen insanların hayatı arka planda kalmaktadır. Sınırdışılar, kötü muamele ve ölüm bu politikanın sonuçlarıdır.


Avrupadakı bu politik gelişmeler ve yapılaşma taleplerimizi uluslar arası düzeyde göstermemiz gerektigi gerçegini ortaya koyuyor.
Etkinliklerin amacı Göçmenlerin ve Ilticacıların sorunlarına yönelik yeni perspektifler sunmaktır.


Yerleşme Ve seyahat Özgürlüğü
Kişinin istediği yerleşim yerine yerleşebilme, istediği yerleri gezebilme ve dolaşma özgürlüğüne sahiptir. Ancak bu özgürlük;
• Suç işlenmesini önlemek
• Sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak
• Sağlıklı ve düzenli şehirleşmeyi sağlamak
• Toplumun ortak mallarını korumak gibi sebeplerden dolayı sınırlandırılabilir.


5-

Sosyal Devlet, devletin sosyal barışı ve sosyal adaleti sağlamak amacıyla sosyal ve ekonomik hayata aktif müdahalesini gerekli ve meşru gören bir anlayıştır.[1]
Sosyal Devlet anlayışı Türk anayasa hukukuna 1961 Anayasası ile birlikte "Cumhuriyetin Nitelikleri" başlığı altında sayılan temel bir unsur olarak girmiştir:
  • MADDE 2.- Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, millî demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Aynı nitelik 1982 Anayasası'nda da aynen tekrar edilmiştir:
  • MADDE 2.– Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Anayasa Mahkemesi'nin 16-27 Eylül 1967 tarih ve K.1967/29 sayılı Kararında Sosyal Devlet kavramı şöyle açıklanır:
"(Sosyal devlet) ... ferdin huzur ve refahını gerçekleştiren ve teminat altına alan, kişi ve toplum arasında denge kuran, emek ve sermaye ilişkilerini dengeli olarak düzenleyen, özel teşebbüsün güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayan, çalışanların insanca yaşaması ve çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için sosyal, iktisadî ve malî tedbirler alarak çalışanları koruyan, işsizliği önleyici ve millî gelirin adalete uygun biçimde dağılmasını sağlayıcı tedbirler alan adaletli bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmeye kendini yükümlü sayan, hukuka bağlı kararlılık içinde ve gerçekçi bir özgürlük rejimini uygulayan devlet demektir." [2]
Yine Anayasa Mahkemesi bir başka kararında Sosyal Devlet kavramının şöyle anlaşılması gerektiğini belirtir:
"Sosyal hukuk devleti, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. Çağdaş devlet anlayışı, sosyal hukuk devletinin, tüm kurumlarıyla Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun biçimde kurulmasını gerekli kılar. Hukuk devletinin amaç edindiği kişinin korunması, toplumda sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir. (...) Anayasa’nın Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer verdiği sosyal hukuk devletinin dayanaklarından birini oluşturan sosyal güvenlik kavramının içerdiği temel esas ve ilkeler uyarınca toplumda yoksul ve muhtaç insanlara Devletçe yardım edilerek onlara insan onuruna yaraşır asgarî yaşam düzeyi sağlanması, böylece, sosyal adaletin ve sosyal devlet ilkelerinin gerçekleşmesine elverişli ortamın yaratılması gerekir." [3]
Son düzenleyen fadedliver; 3 Aralık 2008 12:30
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
3 Aralık 2008       Mesaj #3
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
İlk sorunun yanıtı...
NÜFUS ARTIŞI VE SONUÇLARI:

Ülkemizde nüfus artış oranı 1950–1990 yılları arasında ortalama %20’nin üzerinde olmuştur. Nüfus artışı hızı ülkemizin her tarafında aynı oranda olmamı tır.1950’den sonra bağlayan iç göçler nedeniyle Marmara ve Ege bölgelerinde artış en fazla olmuştur.1997 nüfus sayımına göre binde 15,08artıİ oranının altında olan bölgeler iç ve Doğu Anadolu bölgeleridir.
SONUÇLARI:

1. Türkiye’de nüfus artışının yüksek seviyede seyretmesinin sebebi sağlık hizmetlerinin gelişmesi ve bebek ölümlerinin azalmasıdır.
2. Türkiye’nin nüfusu 1927–1997 arasında yaklaşık beş kata yakın artmıştır.
3. En düşük artış1940–1945 yılları arasındadır.(2. Dünya savaşı)
4. En yüksek artış1955–1960 yılları arasındadır.(Sağlık hizmetlerinin gelişmesi)
5. 1985’ten sonra artışında devamlı bir düşme başlamıştır.
BUNLARIN NEDENLERİ;
a) Doğurganlık oranı, kentleşme ve sanayileşme süresine bağlı olarak düşmüştür.
cool iyi koşullarda yetişme ve kadının iş hayatına girmesi doğumu azaltır.
c) Aile planlaması çalışmaları.
d) 6.Türkiye’de nüfus artışı oranı, gelişmekte olan ülkelere göre fazla, Afrika ve orta do u ülkelerine göre azdır.

CUMHURİYETTEN ÖNCE:

a) Nüfusun büyük çoğunluğu kırsal alanlarda yaşıyordu.
cool Salgın hastalıklar ve Savaş nedeniyle genç azaldı, kadın nüfusu fazlaydı.
c) Nüfusun %90’a yakını tarımla uğraşmaktaydı

TÜRKİYE’DE NÜFUS ARTI ININ SONUÇLARI:
1. Türkiye’de şehirlerin nüfusları ve şehir sayılarında artış olmuştur.
2. şehirlerin kurulduğu alanlar genişlemiştir. Şehirlerde artan nüfusa bağlı olarak yerleşme alanları genişlemiştir.
3. Büyük şehirlere olan göç gecekondulaşmayı özendirmiştir.
4. Hızlı nüfus artışı, genç ve dinamik nüfusun artmasına neden olmuştur.
5. Hızlı nüfus artışı, eğitim, sağlık hizmetleri, konut yapımı ve iş bulma konusunda bazı sıkıntıları da beraberinde getirmiştir.
6. Büyük şehirlerimizde çevre sorunları artmakta ve belediye hizmetleri zorlaşmaktadır

2. soru

TÜRKİYE NÜFUSUNUN ÖZELLİKLERİ

Bir ülke nüfusunun cinsiyet, yaş, eğitim, ekonomik durumu gibi özellikleri nüfusun yapısını oluşturur.
a)Nüfusun yaş gruplarına ve cinsiyete göre da ılımı:

Bir toplum yaş itibariyle çalışan, çalışmayan ve çocuk nüfusundan oluşur. B.M. ölçülerine göre;

0–14 yaş grubu -%36,2
15–64 yaş grubu -%59,2
65 ve yukarısı -%4,1


Buna göre, Türkiye, Avrupa’da en genç nüfusa sahip bir ülkedir.
—Nüfusun yaş gruplarına göre da ılımı, bir ülkenin gelişmişlik düzeyi hakkında bilgi verir. Gelişmiş ülkelerde olgun nüfus %60, iken gelişmekte olan ülkelerde nüfusun ¼’ü çocuktur.
—Türkiye’nin 1950 ve 1990 yaş grupları piramidi birbirinden farklıdır.1950’de 0–4 yaş grubu,
1990’da azalmış, buna bağlı olarak kadın nüfusu artmıştır.


Yaş Bağımlılık Oranı:

Çalışan nüfusun batmakla yükümlü olduğu kişi sayısını ortaya koymaktadır.

Ülkemiz nüfusunun yaklaşık üçte ikilik bölümünün beslenme ve bakıma muhtaç, okul çağında ve çalışamayacak kadar yaşlı olduğu anlaşılır. Ülkemizde çalışan nüfusun batmakla yükümlü olduğu bireylerin fazla olmasının nedeni, hızlı nüfus artı ı ve genç nüfusun yeterli iş bulamamasıdır.1990 sayımına göre bu sayı674’tür.

Cinsiyet Durumu: Bir ülkedeki kadın ve erkek nüfusuna, nüfusun cinsiyet durumu denir. Bir ülke nüfusunda, erkek sayısına oranın fazlalığı veya azlığı, o ülkenin ekonomik ve sosyal özelliklerini, nüfus artışını belirtir. Savaş geçiren, göç veren ve hastalık geçiren ülkelerde kadın nüfusu fazladır. Ülkemizde 1927’den itibaren kadın nüfusu fazla iken, günümüzde erkek nüfus fazla olmuştur.

b)Aktif Nüfus: Çalışabilir nüfusa aktif nüfus denir. Aktif nüfusun bir işte çalışan kısmına çalışan nüfus denir. Gelişen ülkelerde çalışan nüfus oranı % 50’den fazladır. Ülkemizin nüfusunun % 68’ ini aktif nüfus oluşturur. Ancak 0–14 yaş grubundaki nüfus % 25 oluşundan çalışan nüfusumuz azdır.

c)Çalışan Nüfusun Ek. Faaliyetlerine Dağılımı: Ekonomik faaliyetler üç gruba ayrılır. Bunlar tarım sanayi hizmet sektörüdür. Az gelişmiş ülkelerde nüfusun % 90’ı tarımda, % 10’u endüstri ve hizmet sektöründe çalışırken, gelişmiş ülkelerde bunun tam tersidir. Ülkemizde 1927’de % 90’ı tarımda, % 10 hizmet ve sanayi sektöründe çalışmaktadır.1990 yılında ise tarım sektöründe % 50’lere düşmüştür. Geçen yıllar incelendi inde endüstriyel nüfus 3 kat, hizmetsel nüfus 2 kat, tarımsal nüfus 2 kat azalmıştır. Bu yüzden çok sayıda gizli işsiz bulunmaktadır.
d)Nüfusun Eğitim Durumu: Ülkelerdeki nüfusun ve okur-yazar oranının yüksek olması önemli değildir. Önemli olan, nüfusun eğitilmiş olmasıdır. Kişilerin ilkokuldan-üniversiteye kadar iyi bir örgün eğitimle eğitilmesi gerekir. Ülkemizde öğretim sistemi örgün ve yaygın olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır.

1935’te okuma-yazma oranı %20’nin altında idi. Bu oran 1990’larda %80’e yaklaşmıştır. Bu oran erkeklerde %89, kadınlarda %72’dir.Ülkemizde uygulanan eğitim ve öğretim;

1. Okul öncesi eğitim
2. ilköğretim
3. Ortaöğretim
—Genel ortaöğretim
—Mesleki ve teknik ortaöğretim

4. Özel eğitim ve öğretim
5. Yüksek öğretim -%22
6. Yaygın öğretim – Pratik kız Sanat okulları, Endüstri sanat okulları, Halk eğitim,
Özel dershaneler gibi

e)Nüfusun Kırsal-Kentsel Durumu: Türkiye’de nüfus 10000’den az olan yerle melere kır nüfusu, fazla olan yerle melere de kent nüfusu denir.1927 yılındaki sayımda nüfusumuzun %75’i kırsal kesimde %25’i kentlerde yaşamaktadır. Daha sonra iç göçler gibi sebeplerle kent nüfusu artmıştır.1985 yılında ilk defa kent nüfusu geçmiştir.1997 sayımına göre ise %35,kent nüfusu %65’tır.Ülkemizde kentleşme oranı en fazla Marmara’da, en az Karadeniz’dedir. Kent nüfusunda meydana gelen değişmeler iki ayrı düzen halindedir.1923–1980 arası kır nüfusu fazla, kent nüfusu azdır.1980’den sonraki dönem kent nüfusu fazladır.
3. soru

Mevsimlik göçler

Mevsimlik göç iki şekilde olmaktadır. Bunlar işçi göçü ve yaylacılık etkinlikleridir.
İşçi göçü: Genelde mevsimlik olarak arım alanlarında çalışmak üzere Çukurova Ege gibi merkezlere çalışmaya giderler.
Yayla göçü: Yayla göçleri genelde çeşitli amaçlar için yapılır. Akdeniz’de serinlemek için yaylalara gidilirken, iç Anadolu D. Anadolu ve Karadeniz’de hayvancılık ve tarım için yaylara gidilir.

İÇ GÖÇÜN SONUÇLARI

1. Ülke nüfusunun dengesiz dağılması.
2. Yatırımların dengesiz dağılması.
3. Dengesiz kentleşme sonucu, sanayi tesislerinin kent içinde kalması, alt yapı hizmetlerinde yetersizlik görülmesi.
4. kentlerde işsizliğin artması ve aşırı nüfus artışının meydana gelmesi.
5. Erkek ve kadın nüfusunda dengenin bozulması.

İç göçü önlemek için; Kırsal kesimde sulu tarımın ve modern hayvancılığın gelişmesi, ayrıca kırsal kesimde eğitimin gelişmesi, sağlık ve küçük sanayi kollarının geliştirilmesi gerekir.

coolDış GÖÇLER: Bir ülkeden başka bir ülkelere değişik sebeplerden dolayı yapılan göçlere dış göçler denir. Dışgöçler;

1. Uluslar arası anlaşmalarla sağlana nüfus değişimi
2. işçi göçü
3. Zorla yaptırılan göçler
4. Mülteci göçü ( sığınmalar )
Not: Türkiye’den başka ülkelere göçü genelde işçi göçü oluşturur. Bu göçler özellikle 1965 --1975 yılları arasında Almanya’ya olmuştur. Dış göçlerin en olumsuz yanı Beyin Göçü’dür.

Az Gelişmemiş Ülkelerle – Gelişmiş Ülkelerin Nüfus Özelliklerinin Karşılaştırılması
Az Gelişmiş Ülkeler:

• Doğum oranı ve nüfus artış hızı yüksektir.
• Nüfus grafiği geniş tabanlı bir üçgene benzer.
• Genç nüfus oranı fazla yaşlı nüfus oranı azdır.
• Çalı an nüfusun yaş ortalaması düşük, bağımlılık oranı fazladır.
• Tarımda çalışan nüfus fazla, sanayi azdır.
• Nüfusun çoğu kırsal kesimde yaşar.

Gelişmiş Ülkeler:

• Doğum oranı ve nüfus artışı düşüktür.
• Genç nüfus az yaşlı ve orta nüfus fazladır.
• Nüfus grafiği tabanı dar ortası şişik üçgene benzer.
• Çalı an nüfusun yaş ortalaması yüksek ve bağımlılık azdır.
• Hizmet ve sanayi tarım nüfusundan fazladır.
• Nüfusun çoğu kentlerde yaşamaktadır.
• Ortalama yaşam süresi fazladır.
Değişik Kaynaklardan derlemedir.
ZİYARETÇİ - avatarı
ZİYARETÇİ
Ziyaretçi
9 Mart 2009       Mesaj #4
ZİYARETÇİ - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
İKLİM VE YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Kasım 2010       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
çabuk yazarmısınız
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Kasım 2011       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
[QUOTE=Tarí;1236050]Arkadaşlar şu soruların cevaplarıı verebilir misiniz??

* Ülkemizde nüfusun dağılışını etkileyen sebepleri ve nüfus yoğnluğunun sonuçlarını,
* Nüfus sayımı yapılmasının sebeplerini ve ülkemizin nüfusunun özelliklerini,
* İç ve dış ile beyin göçünün sosyal, kültürel ve ekonomik sonuçlarını,
* Yerleşme ve seyehat özgürlüğünün hangi durumlarda ksıtlanabiliceğini,
* Devletin " Sosyal Devlet " olma niteliği çerçevesinde sorumluluk ve ödevlerini vatandaşlara sağladığı hak, sorumluluk ve ödevleri vatandaşların da aynı konudaki duyarlılığı[/QU
çabuk olun! - avatarı
çabuk olun!
Ziyaretçi
5 Aralık 2011       Mesaj #7
çabuk olun! - avatarı
Ziyaretçi
nüfus yerleşme ne demek arkadaşlar lütfen yardım edin hoca sordu da ödev için hemen olursa sevinirim...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Ekim 2012       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
arkadaşlar bana yardımcı olurmuusnuz lütfen nüfusumuzun özellikleri ile ilgili 20 soru ve cavap lazım lütfen yardımcı olun.