İlk sorunun yanıtı...
NÜFUS ARTIŞI VE SONUÇLARI:
Ülkemizde nüfus artış oranı 1950–1990 yılları arasında ortalama %20’nin üzerinde olmuştur. Nüfus artışı hızı ülkemizin her tarafında aynı oranda olmamı tır.1950’den sonra bağlayan iç göçler nedeniyle Marmara ve Ege bölgelerinde artış en fazla olmuştur.1997 nüfus sayımına göre binde 15,08artıİ oranının altında olan bölgeler iç ve Doğu Anadolu bölgeleridir.
SONUÇLARI:
1. Türkiye’de nüfus artışının yüksek seviyede seyretmesinin sebebi sağlık hizmetlerinin gelişmesi ve bebek ölümlerinin azalmasıdır.
2. Türkiye’nin nüfusu 1927–1997 arasında yaklaşık beş kata yakın artmıştır.
3. En düşük artış1940–1945 yılları arasındadır.(2. Dünya savaşı)
4. En yüksek artış1955–1960 yılları arasındadır.(Sağlık hizmetlerinin gelişmesi)
5. 1985’ten sonra artışında devamlı bir düşme başlamıştır.
BUNLARIN NEDENLERİ;
a) Doğurganlık oranı, kentleşme ve sanayileşme süresine bağlı olarak düşmüştür.
iyi koşullarda yetişme ve kadının iş hayatına girmesi doğumu azaltır.
c) Aile planlaması çalışmaları.
d) 6.Türkiye’de nüfus artışı oranı, gelişmekte olan ülkelere göre fazla, Afrika ve orta do u ülkelerine göre azdır.
CUMHURİYETTEN ÖNCE:
a) Nüfusun büyük çoğunluğu kırsal alanlarda yaşıyordu.
Salgın hastalıklar ve Savaş nedeniyle genç azaldı, kadın nüfusu fazlaydı.
c) Nüfusun %90’a yakını tarımla uğraşmaktaydı
TÜRKİYE’DE NÜFUS ARTI ININ SONUÇLARI:
1. Türkiye’de şehirlerin nüfusları ve şehir sayılarında artış olmuştur.
2. şehirlerin kurulduğu alanlar genişlemiştir. Şehirlerde artan nüfusa bağlı olarak yerleşme alanları genişlemiştir.
3. Büyük şehirlere olan göç gecekondulaşmayı özendirmiştir.
4. Hızlı nüfus artışı, genç ve dinamik nüfusun artmasına neden olmuştur.
5. Hızlı nüfus artışı, eğitim, sağlık hizmetleri, konut yapımı ve iş bulma konusunda bazı sıkıntıları da beraberinde getirmiştir.
6. Büyük şehirlerimizde çevre sorunları artmakta ve belediye hizmetleri zorlaşmaktadır
2. soru
TÜRKİYE NÜFUSUNUN ÖZELLİKLERİ
Bir ülke nüfusunun cinsiyet, yaş, eğitim, ekonomik durumu gibi özellikleri nüfusun yapısını oluşturur.
a)Nüfusun yaş gruplarına ve cinsiyete göre da ılımı:
Bir toplum yaş itibariyle çalışan, çalışmayan ve çocuk nüfusundan oluşur. B.M. ölçülerine göre;
0–14 yaş grubu -%36,2
15–64 yaş grubu -%59,2
65 ve yukarısı -%4,1
Buna göre, Türkiye, Avrupa’da en genç nüfusa sahip bir ülkedir.
—Nüfusun yaş gruplarına göre da ılımı, bir ülkenin gelişmişlik düzeyi hakkında bilgi verir. Gelişmiş ülkelerde olgun nüfus %60, iken gelişmekte olan ülkelerde nüfusun ¼’ü çocuktur.
—Türkiye’nin 1950 ve 1990 yaş grupları piramidi birbirinden farklıdır.1950’de 0–4 yaş grubu,
1990’da azalmış, buna bağlı olarak kadın nüfusu artmıştır.
Yaş Bağımlılık Oranı:
Çalışan nüfusun batmakla yükümlü olduğu kişi sayısını ortaya koymaktadır.
Ülkemiz nüfusunun yaklaşık üçte ikilik bölümünün beslenme ve bakıma muhtaç, okul çağında ve çalışamayacak kadar yaşlı olduğu anlaşılır. Ülkemizde çalışan nüfusun batmakla yükümlü olduğu bireylerin fazla olmasının nedeni, hızlı nüfus artı ı ve genç nüfusun yeterli iş bulamamasıdır.1990 sayımına göre bu sayı674’tür.
Cinsiyet Durumu: Bir ülkedeki kadın ve erkek nüfusuna, nüfusun cinsiyet durumu denir. Bir ülke nüfusunda, erkek sayısına oranın fazlalığı veya azlığı, o ülkenin ekonomik ve sosyal özelliklerini, nüfus artışını belirtir. Savaş geçiren, göç veren ve hastalık geçiren ülkelerde kadın nüfusu fazladır. Ülkemizde 1927’den itibaren kadın nüfusu fazla iken, günümüzde erkek nüfus fazla olmuştur.
b)Aktif Nüfus: Çalışabilir nüfusa aktif nüfus denir. Aktif nüfusun bir işte çalışan kısmına çalışan nüfus denir. Gelişen ülkelerde çalışan nüfus oranı % 50’den fazladır. Ülkemizin nüfusunun % 68’ ini aktif nüfus oluşturur. Ancak 0–14 yaş grubundaki nüfus % 25 oluşundan çalışan nüfusumuz azdır.
c)Çalışan Nüfusun Ek. Faaliyetlerine Dağılımı: Ekonomik faaliyetler üç gruba ayrılır. Bunlar tarım sanayi hizmet sektörüdür. Az gelişmiş ülkelerde nüfusun % 90’ı tarımda, % 10’u endüstri ve hizmet sektöründe çalışırken, gelişmiş ülkelerde bunun tam tersidir. Ülkemizde 1927’de % 90’ı tarımda, % 10 hizmet ve sanayi sektöründe çalışmaktadır.1990 yılında ise tarım sektöründe % 50’lere düşmüştür. Geçen yıllar incelendi inde endüstriyel nüfus 3 kat, hizmetsel nüfus 2 kat, tarımsal nüfus 2 kat azalmıştır. Bu yüzden çok sayıda gizli işsiz bulunmaktadır.
d)Nüfusun Eğitim Durumu: Ülkelerdeki nüfusun ve okur-yazar oranının yüksek olması önemli değildir. Önemli olan, nüfusun eğitilmiş olmasıdır. Kişilerin ilkokuldan-üniversiteye kadar iyi bir örgün eğitimle eğitilmesi gerekir. Ülkemizde öğretim sistemi örgün ve yaygın olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır.
1935’te okuma-yazma oranı %20’nin altında idi. Bu oran 1990’larda %80’e yaklaşmıştır. Bu oran erkeklerde %89, kadınlarda %72’dir.Ülkemizde uygulanan eğitim ve öğretim;
1. Okul öncesi eğitim
2. ilköğretim
3. Ortaöğretim
—Genel ortaöğretim
—Mesleki ve teknik ortaöğretim
4. Özel eğitim ve öğretim
5. Yüksek öğretim -%22
6. Yaygın öğretim – Pratik kız Sanat okulları, Endüstri sanat okulları, Halk eğitim,
Özel dershaneler gibi
e)Nüfusun Kırsal-Kentsel Durumu: Türkiye’de nüfus 10000’den az olan yerle melere kır nüfusu, fazla olan yerle melere de kent nüfusu denir.1927 yılındaki sayımda nüfusumuzun %75’i kırsal kesimde %25’i kentlerde yaşamaktadır. Daha sonra iç göçler gibi sebeplerle kent nüfusu artmıştır.1985 yılında ilk defa kent nüfusu geçmiştir.1997 sayımına göre ise %35,kent nüfusu %65’tır.Ülkemizde kentleşme oranı en fazla Marmara’da, en az Karadeniz’dedir. Kent nüfusunda meydana gelen değişmeler iki ayrı düzen halindedir.1923–1980 arası kır nüfusu fazla, kent nüfusu azdır.1980’den sonraki dönem kent nüfusu fazladır.
3. soru
Mevsimlik göçler
Mevsimlik göç iki şekilde olmaktadır. Bunlar işçi göçü ve yaylacılık etkinlikleridir.
İşçi göçü: Genelde mevsimlik olarak arım alanlarında çalışmak üzere Çukurova Ege gibi merkezlere çalışmaya giderler.
Yayla göçü: Yayla göçleri genelde çeşitli amaçlar için yapılır. Akdeniz’de serinlemek için yaylalara gidilirken, iç Anadolu D. Anadolu ve Karadeniz’de hayvancılık ve tarım için yaylara gidilir.
İÇ GÖÇÜN SONUÇLARI
1. Ülke nüfusunun dengesiz dağılması.
2. Yatırımların dengesiz dağılması.
3. Dengesiz kentleşme sonucu, sanayi tesislerinin kent içinde kalması, alt yapı hizmetlerinde yetersizlik görülmesi.
4. kentlerde işsizliğin artması ve aşırı nüfus artışının meydana gelmesi.
5. Erkek ve kadın nüfusunda dengenin bozulması.
İç göçü önlemek için; Kırsal kesimde sulu tarımın ve modern hayvancılığın gelişmesi, ayrıca kırsal kesimde eğitimin gelişmesi, sağlık ve küçük sanayi kollarının geliştirilmesi gerekir.
Dış GÖÇLER: Bir ülkeden başka bir ülkelere değişik sebeplerden dolayı yapılan göçlere dış göçler denir. Dışgöçler;
1. Uluslar arası anlaşmalarla sağlana nüfus değişimi
2. işçi göçü
3. Zorla yaptırılan göçler
4. Mülteci göçü ( sığınmalar )
Not: Türkiye’den başka ülkelere göçü genelde işçi göçü oluşturur. Bu göçler özellikle 1965 --1975 yılları arasında Almanya’ya olmuştur. Dış göçlerin en olumsuz yanı Beyin Göçü’dür.
Az Gelişmemiş Ülkelerle – Gelişmiş Ülkelerin Nüfus Özelliklerinin Karşılaştırılması
Az Gelişmiş Ülkeler:
• Doğum oranı ve nüfus artış hızı yüksektir.
• Nüfus grafiği geniş tabanlı bir üçgene benzer.
• Genç nüfus oranı fazla yaşlı nüfus oranı azdır.
• Çalı an nüfusun yaş ortalaması düşük, bağımlılık oranı fazladır.
• Tarımda çalışan nüfus fazla, sanayi azdır.
• Nüfusun çoğu kırsal kesimde yaşar.
Gelişmiş Ülkeler:
• Doğum oranı ve nüfus artışı düşüktür.
• Genç nüfus az yaşlı ve orta nüfus fazladır.
• Nüfus grafiği tabanı dar ortası şişik üçgene benzer.
• Çalı an nüfusun yaş ortalaması yüksek ve bağımlılık azdır.
• Hizmet ve sanayi tarım nüfusundan fazladır.
• Nüfusun çoğu kentlerde yaşamaktadır.
• Ortalama yaşam süresi fazladır.
Değişik Kaynaklardan derlemedir.