Ziyaretçi
arkadaşlar türkçemizi katlediyoruz çok kötü bir durum bu siz nedersiniz bu duruma msn de herkez ünlü harfleri atarak yazıyor yada ingilizce özentisi kelimeler kullanılıyor ÖRN:ŞHEYDA GÜLŞHEN YAW PC BYES BB SLM NBR YOq BLMYORM BNDE ÇATLX YOO HYR NLUO ARKİLERM vs ...
bu örnekleri çoğaltabiliriz
NE OLUYOR BİZE? BU ÖZENTİ NİYE?ONU ANLAMIYORUM.
bu örnekleri çoğaltabiliriz
NE OLUYOR BİZE? BU ÖZENTİ NİYE?ONU ANLAMIYORUM.
Dilimizin Yozlaşması
Televizyon denen aletten nefret ediyorum. Dilin yozlaşmasının kanıtını insanın yüzüne tokat gibi -hem de Osmanlı tokatı- vuruyor. Umudu kaybetmek korkusu bir yana, dilin yozlaşması için verdiğim -ve katkıda bulunan herkes- çabaları kendimce yeterli bulmayıp daha ne yapabilir de toplumun acısını bile hissetmediği bu kan ağlayan yarayı nasıl iyileştirebilirim diye çılgınca düşünüyorum. Umutla umutsuzluğa doğru mu yoksa, umutla ufka doğru mu ilerliyorum bilmiyorum...
İnsanları etkilemenin en kısa ve en etkili yolu televizyon. Bunun bilincini taşıdığını söyleyen(!) televizyon insanları "dil bilinci"ni kavrayamadığı sürece, bir yandan bir şeyleri iyileştirdiklerini düşünürken, diğer yandan açtıkları "kalıcı" yaraların farkına asla varamayacaklardır.
Madem toplumdaki insanların çoğu başka insanları "örnek" alma eğilimindeler; öyleyse her yerde ve her zaman kişisel değil, genel verimlilik örneği oluşturulmalıdır.
Edebiyatçıların, dil bilimcilerin çoğu zaten "dil bilinci"ni kavramış insanlardır. Ama bu kesimin dışında kalan insanlarda bu bilinci oluşturmanın en etkili ve kısa yolu basın, yayın, ve televizyon kuruluşlarından geçmektedir. Bu alanlarda görev alan "örnek kişilerin" bu konuya her şeyden daha önem vermeleri ve bu işin bilincini kavramış insanlardan yararlanmaları gerekir.
Görkem BAKKALOĞLU
Sponsorlu Baglantilar
Televizyon denen aletten nefret ediyorum. Dilin yozlaşmasının kanıtını insanın yüzüne tokat gibi -hem de Osmanlı tokatı- vuruyor. Umudu kaybetmek korkusu bir yana, dilin yozlaşması için verdiğim -ve katkıda bulunan herkes- çabaları kendimce yeterli bulmayıp daha ne yapabilir de toplumun acısını bile hissetmediği bu kan ağlayan yarayı nasıl iyileştirebilirim diye çılgınca düşünüyorum. Umutla umutsuzluğa doğru mu yoksa, umutla ufka doğru mu ilerliyorum bilmiyorum...
İnsanları etkilemenin en kısa ve en etkili yolu televizyon. Bunun bilincini taşıdığını söyleyen(!) televizyon insanları "dil bilinci"ni kavrayamadığı sürece, bir yandan bir şeyleri iyileştirdiklerini düşünürken, diğer yandan açtıkları "kalıcı" yaraların farkına asla varamayacaklardır.
Madem toplumdaki insanların çoğu başka insanları "örnek" alma eğilimindeler; öyleyse her yerde ve her zaman kişisel değil, genel verimlilik örneği oluşturulmalıdır.
Edebiyatçıların, dil bilimcilerin çoğu zaten "dil bilinci"ni kavramış insanlardır. Ama bu kesimin dışında kalan insanlarda bu bilinci oluşturmanın en etkili ve kısa yolu basın, yayın, ve televizyon kuruluşlarından geçmektedir. Bu alanlarda görev alan "örnek kişilerin" bu konuya her şeyden daha önem vermeleri ve bu işin bilincini kavramış insanlardan yararlanmaları gerekir.
Görkem BAKKALOĞLU

Türkçemiz neden kötü bir hal aldı?

