Arama

Besinlerdeki hormonların fayda ve zararları nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 15 Nisan 2011 Gösterim: 41.541 Cevap: 8
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
4 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
ben besınlerdekı hormonları demek ıstedım yaaaa
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
Hormonlu Gıdaların Sağlığa Zararları Nelerdir? Günümüzde ne yazık ki tükettiğimiz gıdaların çoğunun üretiminde sağlığımız için zararlı kimyasallar kullanılıyor. Oysa hormonlu gıdaları ayırt etmek elimizde. İşte sebze ve meyve seçiminde dikkat edilmesi gerekenler:

Sponsorlu Bağlantılar
“Bitkilerde büyüme ve gelişmeyi düzenleyici olarak kullanılan, düşük yoğunluklarda dahi etkili olabilen ve bitkilerde sentezlenerek taşınabilen organik maddeler” olarak tanımlanan hormonlar, insan nüfusunun hızla arttığı günümüzde, tarım ürünlerinin verimliliğini artırma amacıyla ne yazık ki bilinçsizce kullanılıyor.

Türkiye’de özellikle domates, patlıcan, patates, kabak, salatalık, üzüm, elma, çilek, kavun, buğday, arpa, yulaf, çavdar ve çeltikte hormona sıkça rastlamak mümkün.

Hormonlu gıdaların zararları

Sıklıkla tüketilen hormonlu gıdalar, vücuttaki hormon dengesinin ve bağışıklık sisteminin bozulmasına, şişmeye, yağlanmaya ve hücreleri zayıflatarak kanser yatkınlığını artırmaya neden olur.

Hormonlu gıdaları nasıl anlarız?

Hormon takviyesi özellikle zamansız yetiştirilen ürünlerde çok fazla uygulanıyor. Bu nedenle, artık her mevsim her şeyi bulabiliyor olsak da, meyve ve sebzeleri normal zamanlarında tüketmeye çalışmalıyız.
Bazı sebzelerin tüketilmemesi gereken zaman aralıklarına gelince:

Domates: 15 Ekim - 10 Kasım / 10 Nisan – 5 Mayıs
Patlıcan: 15 Kasım – 15 Mayıs
Kabak: 1 Kasım – 15 Mayıs

Ayrıca meyve ve sebzeler bazı alışılmayan özellikleriyle de size hormon kullanılıp kullanılmadığını belli ederler.

Bunlara dikkat edin:

* Domates çekirdeksiz, içi çok sulu ve boş
* Kabağın şekli bozuk ve çekirdeksiz
* Patlıcanın içi süngerimsi ve çekirdeksiz
* Biber aşırı büyük ve etli, çekirdek evi boş, etli kısmı sert
* Patates şekilsiz ve yumruları yapışık, içi kara,
* Karpuzun çekirdek yerleri boş, ise bu ürünler hormonlu demektir.

<---- o ---->




Hormonlu gıda obez yapıyor

Özellikle gelişim çağındaki çocuklar hormonlu gıda terörünün tehdidi altında. Dr. Duygu Bilgin, metabolizma değişikliği yaratan hormonlu gıdaların yarattığı gelişim bozukluklarının başında obezitenin geldiğine dikkat çekerek, reçeteyi yazıyor: Sebze, meyve ve balıkları mevsiminde tüketin, ekolojik ürünleri tercih edin

Modern toplumlarda insanlar doğal gıdaların tadını ve kokusunu unuttu neredeyse. Artık çoğumuz hangi sebze ve meyvenin hangi mevsimde yetiştiğini bilmiyoruz bile. Çünkü marketlerin raflarında artık her mevsimde her türlü gıdayı bulmak mümkün. Ancak çoğu hormonlu olan bu gıdalar aslında insanlığı ciddi bir biçimde tehdit ediyor. Anne sütünün yapısına bile zarar veren hormonlu gıdalar, kanserden obeziteye her türlü hastalığa zemin hazırlayabiliyor. Baykent Cerrahi ve Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Duygu Bilgin de özellikle çocukların hormonlu gıdalardan uzak tutulması gerektiğinin altını çiziyor. Bilgin, hormonlu gıdalarla beslenen çocukları ilerleyen yıllarda bekleyen hastalıklarla ilgili bilgi verdi:

* Hormonlu gıdalar hangi sağlık sorunlarına yol açar?
Uykusuzluk, yorgunluk, baş ağrısı, egzama, hafıza kaybı ve konsantrasyon eksikliği, depresyon, bağışıklık sisteminde zayıflık, otoimnun hastalıklar, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, safra taşları ile kanser.

* Anne sütü de etkilenir mi?
Türkiye'de zirai mücadelede bin 250 çeşit ilaç kullanılmaktadır. Çukurova gibi yoğun tarım ilacı kullanılan bölgelerde, anne sütünde dikkat çekici oranlarda ilaç kalıntısı tespit edildi. Bu gerçekler doğrultusunda özellikle bebekler ve çocuklarımızın sağlığının ciddi tehlike altında olduğunu özellikle belirtmeliyim. Hormonlu gıdalar, bilinçsiz ve dikkatsizce tarım ilacı kullanımı, katkı maddeli gıdalar insan sağlığını ciddi olarak tehdit ediyor.

* Bu gıdalardan kaçış mümkün mü?
Günümüzde tüketilen besin maddeleri, vücutta oluşturdukları metobalizma değişikliği ile birçok hastalığa neden oluyor. Bugün dünya nüfusu 6 milyarı aşıyor. Bizleri bu tehlikelerden kurtaracak olan besinler ekolojik ürünlerdir. Bir ürünün ekolojik olarak adlandırılabilmesi için bağımsız bir kontrol kuruluşu tarafından sertifikalandırılmış olması gerekiyor. Bunu, alışveriş yaparken ürünün üzerindeki etiketten teşhis edebilirsiniz. Denetim firmasının, organik ürün satan şirkete verdiği sertifikanın bir kopyasının, satış noktasında görülür bir şekilde asılması şarttır. Etiket üzerinde Tarım Bakanlığı'nın organik tarım logosu yer almalıdır. Ekolojik ürünler, diğer ürünlerden ayrı reyon ve bölümlerde satışa sunulur. Yine de ürünün kapalı ambalajlarda olmasına dikkat edin.

* Aşırı kilo almaya neden olur mu?
Hormonlu gıdalar, sürekli tüketilirse vücut mekanizması bozulabilmekte ve bir çok hastalık ortaya çıkabilmektedir. Bağışıklık sisteminin bozulması demek ise başta kilo ve kanser gibi hastalıkların görülmesine sebep olur. Hormonlar, bütün sistemlerimizi çalıştıran maddelerdir. Boyumuz kilomuz gibi dış görünüşümüzde, ruhsal dengemizde ve fiziksel aktivitelerimizde organlarımızın çalışmasında rol oynarlar. Sağlıklı bir insanda doğumdan itibaren yaşamının her alanında gerekli bütün hormonlar vücudun gelişmesini ve tüm fonksiyonların normal çalışmasını sağlamaktadır. Ancak normal çalışan bu sisteme beslenme alışkanlığı başta olmak üzere dışarıdan gelecek etmenlerle müdahale yapılırsa sistemde bozulmalar olacaktır. Yoksa hormon yapısı bozulan çocuklarda gelişim bozulukları görülmektedir. Bunların başında da şu an büyük tehlike çanları çalan obezite gelmektedir.

* Çocukları okulda nasıl koruruz?
Okula giderken yanlarına verilecek beslenme çantaları bir ölçüde kontrolü sağlayacak ve güvenilir olacaktır. Beslenme çantasındaki gıdaların mümkün olduğunca katkı maddesiz ve doğal olması gerekir. Marketten hazır alınan bir kek yerine evde pişirilmiş bir dilim kek çok daha değerlidir. Hazır meyve suyu yerine süt tercih edilmelidir. Yine meyve suyu yerine mevsimine uygun olmak kaydıyla meyvenin kendisi tüketilmelidir. Bu konuda ailelerin imdadına muz yetişiyor. Her mevsim güvenle tüketilebilecek ve çocukların hayır diyemediği bir gıdadır.

<---- o ---->



Küçük Yaşta Yenilen Hormonlu Gıdaların Etkileri Çok Daha Fazla Oluyor

Beslenme alışkanlıkları başta olmak üzere, dışarıdan farklı ve vücuda zararlı müdahaleler yapıldığında hormon sisteminin bozulabildiğini belirtildi.

Acıbadem Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi, Büyüme ve Ergenlik Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz yaptığı açıklamada, ''Hormonlu, katkı maddeli gıdalar, kirli hava, radyoaktif maddeler bu sistemi bozan en önemli etkenler'' dedi.

Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz yaptığı açıklamada, vücutta değişik özelliklerde hormonlar salgılayan bezler bulunduğunu belirterek, ''Vücudumuzun gizli patronu olarak nitelendirebileceğimiz bu bezler hayatımızı sürdürmek için sürekli çalışıyorlar. Boyumuz, kilomuz gibi dış görünüşümüzde, psikolojimizde, organlarımızın çalışmasında bu bezlerin etkileri büyük'' dedi.

Hamilelerde, bebeklerde ve ergenlerde bu hormonların çok daha fazla önem taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Büyükgebiz, şunları kaydetti: ''Sağlıklı bir insanda, doğumdan itibaren gerekli bütün hormonlar, gerektiği miktarlarda salgılanarak, vücudun gelişmesini ve tüm fonksiyonların normal çalışmasını sağlıyor. Ancak, normal bir şekilde çalışan bu mekanizmaya, beslenme alışkanlıkları başta olmak üzere, dışarıdan farklı ve vücuda zararlı müdahaleler yapıldığında sistem bozulabiliyor. Hormonlu, katkı maddeli gıdalar, kirli hava, radyoaktif maddeler kısacası modern yaşam koşulları bu sistemi bozan en önemli etkenler.''

Hazır gıdaların yan etkilerini gösteren yurt dışındaki araştırmalardan örnekler veren Prof. Dr. Büyükgebiz, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Belçika'da yapılan bir araştırma, tarımda kullanılan bazı ilaçların östrojenik etkiyi artırarak kız çocuklarda erken adet, erkek çocuklarda meme büyümesi yaptığını ortaya koyuyor. Danimarka ise erkek inferfilitesinin (kısırlık) artışını bu ilaçlara bağlıyor. Kuzey ülkelerinde yapılan bir çalışma -ki bu bölgede özellikle dondurulmuş balık tüketimi çok fazla- tip 1 diyabetin görülme sıklığının yüzbinde 45'den 60'a çıktığını gösteriyor.''

Çocuklarda daha etkili

Bu verilerin ürkütücü olduğunu belirten Prof. Dr. Büyükgebiz, ''Elbette her hazır gıda, katkı maddeli yiyecek, hormonlu meyve ve sebzeler hastalık ve erken adet riskini artırmıyor. Kontrolsüz birtakım uygulamalar bu tehlikeye davetiye çıkarıyor. Bu risk herkes için var. Çocukluk çağında kandaki östrojenik etki yapan maddenin seviyesi düşük olduğu için dışarıdan alınan yanlış gıdalar çok daha büyük etki yapıyor'' dedi.

Öncelikle üretim döneminde denetim mekanizmasının çok iyi işlemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Büyükgebiz, ailelerin de aynı gıdadan çok fazla miktarda çocuklarına vermemelerinin yararlı olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Büyükgebiz, ''Yani kilolarca çilek yememek, her gıdadan az az almak gerekiyor. Bir de katkı maddeli gıdaların yol açtığı hastalıkları iyi tanıyıp gereken durumlarda doktora erken başvurulması son derece önemli'' diye konuştu.

kaynak


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
4 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
öncelikle siteden doğru anlamda faydalanmak için doğru sorular ve doğru soruş tarzını kullanmalısınız. besinler diye belirtseydiniz cevabımız ona yönelik olurdu..Aşağıdaki makalenişn içinde besinlerdeki hormonların etkilerinini tümünü bulacaksınız..

Sponsorlu Bağlantılar

ORGANİK BESİN NEDİR

Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU

Organik besinler daha sağlıklı

Organik yiyecek ve içeceklere ilgi artıyor. Birçok insan organik yiyecek ve içeceklere yöneliyor.Özellikle genç anneler bu konuda çok dikkatliler. Haklılar! Beslenmenin sağlığa etkisinin ne kadar önemli olduğunu fark edenler, yola sağlıklı beslenmeyi öğrenmekle çıktılar. Daha sonra da yiyip içtiklerinin besin değerini ve muhtemel zararlarını da sorgulamaya başladılar. Organik beslenme işte bu noktada önem kazandı. Çünkü organik besinler size yalnızca diğerlerinden daha çok vitamin, mineral, antioksidan kazandırmıyor. Aynı zamanda sizi hastalıklardan korunmanız için de destekliyor. Bu besinlerde sağlığa zararlı antibiyotikler, böcek öldürücüler, hormonlar ve diğer kimyasalların hiçbiri bulunmuyor.
Özellikle kanser hastalarının artması organik beslenmeye ilgiyi artırıyor. Kanser hastalığı ile ilgilenen uzmanlar sağlıklı besinler yiyip içenlerde kanserin en az üçte bir oranında azaltılabileceğini belirtiyor. Yiyip içtiğiniz besinlerde vitamin, mineral ve antioksidan miktarı yüksekse vücudunuz kansere karşı direnç kazanıyor.
Özellikle, Selenyum, C, E vitamini, Beta karoten ve flavonoid polifenollerden zengin besinler kanser gelişimini önleyebiliyor. Kanser direncini yükseltiyor. Organik besinler diğer ürünlerden daha çok C vitamini, E vitamini, B vitamini ihtiva ediyor. Organik olarak üretilmiş herhangi bir ürün organik olmayan benzerinden neredeyse yüzde 20-30 daha fazla demir, Magnezyum, C vitamini ihtiva ediyor.
Uzmanlar bu soruya "kendi olanaklarıyla gelişip büyüyen doğadaki mikrop, mantar ve kanserojenlerle kendi imkanlarıyla mücadele etmeye gayret eden bitkilerin bu amaçla daha çok antioksidan ürettiklerini daha çok antimikrobik, antimantar madde yaptıklarını" belirtiyorlar. Bu yiyecekleri tüketenlerde bu maddelerin miktarı artıyor. Bu doğal maddeler bitkilerde ne yarar sağlıyorsa, insanlarda da benzer faydalar temin ediyor.
Eğer yiyip içtiklerinizin sağlığınıza sadece fayda sağlamasını yani zarar vermemesini istiyorsanız ve onlardan daha çok sağlık yararı almayı umuyorsanız organik beslenmeye gayret edin.
Ekonomik olanaklarınız ve zamanınız mümkün olduğu oranda daha çok organik besin kullanın. Aldığınız organik ürünlerin üzerinde yasal yazan ve onaylı "organik sertifika" sını ısrarla arayın.

icon18 wrench allbkg

11 Eylül 2008 Perşembe

ORGANİK BESİN NEDİR

organik1

Organik gıdalar, basit olarak, yetiştirilmesinde ve işlenmesinde, genetik mühendisliğin, yapay ve benzeri gübrelerin, böcek ilaçlarının, yabani ot ve mantar öldürücü ilaçlarının, büyütme düzenleyicilerinin, hormonların, antibiyotiklerin , koruyucuların , renklendiricilerin, katkı maddelerinin, kimyasal kaplama ve parlatıcı maddelerinin ve kimyasal ambalaj malzemelerinin kullanılmadığı gıda maddeleridir. Organik gıdalar, bitkisel ve hayvansal gıdaları içerir.


Organik gıda ve Tarımının En temel Avantajları Nelerdir?


En önemlisi, zırai ilaçlardan arınmış olduğunu biliyoruz. Ayrıca, bu terim, asgari üç yıl için, bu ürünlerin hiçbir zirai ilaç veya kimyasalın kullanılmadığı tarlada yetiştirildiği gerçeğini de işaret etmektedir. Organik gıdalar, hiçbir yapay koruyucu, renk verici, parlatıcı veya diğer katkı maddeleri kullanılmadan işlenmiş ve paketlenmiştir.


Satışa arz edilmiş bir gıda maddesinin Organik olup olmadığını nasıl bileceğiz?


Bugün Dünyada pek çok ülke bu sorunu çözmüş bulunmaktadır.Yetkili kamu kuruluşu ya da kamudan yetki almış bir Sivil Toplum kuruluşu, bu ürünlere sertifika vererek, tüketicinin haklarını koruma altına almaktadır.Bir çiftçinin organik gıda ve organik tarım sertifikası alabilmesi için bu yetkili kuruluşun kontrol ve denetimini kabul etmiş olması gerekir.Bu denetimi kabul eden çiftçi tarlasında hiçbir zirai ilaç, kimyevi gübre, hormon veya antibiyotik ve ürünü işlerken veya paketlerken de hiçbir koruyucu, parlatıcı, renklendirici ve benzeri katkı maddesi kullanmayacağını kabul etmiş olacaktır. Ayrıca toprağın sağlığını ve verimliliğini sürdürebilmesi için tektip kültür tarımı yerine, her yıl uygun bir ürün çeşidini ekerek ekolojik dengeyi ve toprağın besin değerlerini zenginleştirecek çeşitlilik ilkesini kabul etmiş olacaktır.Bütün bu kabul edilecek şartların yerine getirilip getirilmediği sıkı bir denetim ve kontrolden sonra gerekli sertifika verilebilecektir.Bugün dünyanın pek çok ülkesinde bu sistem sağlıklı bir şekilde çalıştırılmaktadır.Türkiye’ye gelince Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı bir çalışma başlatmış bulunmaktadır. Ancak, henüz tüketiciye dönük sertifikalama olayı yaygınlık kazanmış bulunmamaktadır.


walmart groceries

Organik gıdalar, alışılmış sistemle üretilen gıdalardan niçin daha pahalı satılmaktadır?


Organik gıdaların, tüketiciler nezdinde en büyük hendikapı şüphesiz bu fiyat farkı olmaktadır. Bunun sebebi, maalesef organik gıda ve tarımı, tüketiciler tarafından da, kamu tarafından da gerekli ve yeterli desteği henüz alamamış olmasıdır.Tüketiciler tarafından alamaması, pazarda yüksek bir talep oluşturamamasından kaynaklanmaktadır. Bunun iki önemli sebebinden söz edebiliriz. Birincisi bilinçsiz oluşu, ikincisi de fiyat farkının alım gücüne menfi etki yapmasıdır. Talep azlığından dolayı Organik Gıda üreticileri, bu işi küçük çaplı tarlalarda yapmakta ve dolayısı ile geniş topraklarda kitle üretimi yapan üreticilerle maliyet konusunda boy ölçüşememektedir.Ancak bugün dünyada sevindirici bir gelişmedir ki. Gün be gün zirai ilaç ve kimyasalların, işleme esnasında kullanılan katkı maddelerinin insan sağlığında meydana getirdiği tahribatları öğrenme ve bilinçlenme hızı büyük artış göstermektedir.Kamu yönünden gerekli desteği alamaması konusuna gelince malesef devletler bugüne kadar gelmiş mevcut tarıma pek çok ve büyük mali yekünler tutan yan hizmetlerin maliyetini bu tür üretim yapan çiftçilere yansıtmamaktadır.


Pek çok araştırma, ıslah birimleri, ürün destekleme fonları vs. gibi avantajlar, henüz yeni yeni şekillenen organik gıda üreticilerine yansıtılamamıştır. Bu da zaten küçük üretim hacimlerinde, daha yüksek maliyetlerle çalışan organik gıda üretiminde birim fiyatlar henüz rekabet edecek seviyede olmayı engellemektedir.Ancak biz inanıyoruz ki tüketici kitlenin kısa zamanda mevcut gıda sisteminin tehlikelerinden kendisinin ve çoluk çocuğunun sağlığını korumasının çok önemli olduğu bilinci süratle hız kazanacaktır.



Quo vadis?
kabus_tr - avatarı
kabus_tr
Ziyaretçi
27 Şubat 2009       Mesaj #3
kabus_tr - avatarı
Ziyaretçi
tarımda kullanılan hormonlar nedır? faydaları ve zararları nelerdir?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
27 Şubat 2009       Mesaj #4
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Hormonlu Gıdaların Sağlığa Zararları Nelerdir? Günümüzde ne yazık ki tükettiğimiz gıdaların çoğunun üretiminde sağlığımız için zararlı kimyasallar kullanılıyor. Oysa hormonlu gıdaları ayırt etmek elimizde. İşte sebze ve meyve seçiminde dikkat edilmesi gerekenler:

“Bitkilerde büyüme ve gelişmeyi düzenleyici olarak kullanılan, düşük yoğunluklarda dahi etkili olabilen ve bitkilerde sentezlenerek taşınabilen organik maddeler” olarak tanımlanan hormonlar, insan nüfusunun hızla arttığı günümüzde, tarım ürünlerinin verimliliğini artırma amacıyla ne yazık ki bilinçsizce kullanılıyor.

Türkiye’de özellikle domates, patlıcan, patates, kabak, salatalık, üzüm, elma, çilek, kavun, buğday, arpa, yulaf, çavdar ve çeltikte hormona sıkça rastlamak mümkün.

Hormonlu gıdaların zararları

Sıklıkla tüketilen hormonlu gıdalar, vücuttaki hormon dengesinin ve bağışıklık sisteminin bozulmasına, şişmeye, yağlanmaya ve hücreleri zayıflatarak kanser yatkınlığını artırmaya neden olur.

Hormonlu gıdaları nasıl anlarız?

Hormon takviyesi özellikle zamansız yetiştirilen ürünlerde çok fazla uygulanıyor. Bu nedenle, artık her mevsim her şeyi bulabiliyor olsak da, meyve ve sebzeleri normal zamanlarında tüketmeye çalışmalıyız.
Bazı sebzelerin tüketilmemesi gereken zaman aralıklarına gelince:

Domates: 15 Ekim - 10 Kasım / 10 Nisan – 5 Mayıs
Patlıcan: 15 Kasım – 15 Mayıs
Kabak: 1 Kasım – 15 Mayıs

Ayrıca meyve ve sebzeler bazı alışılmayan özellikleriyle de size hormon kullanılıp kullanılmadığını belli ederler.

Bunlara dikkat edin:

* Domates çekirdeksiz, içi çok sulu ve boş
* Kabağın şekli bozuk ve çekirdeksiz
* Patlıcanın içi süngerimsi ve çekirdeksiz
* Biber aşırı büyük ve etli, çekirdek evi boş, etli kısmı sert
* Patates şekilsiz ve yumruları yapışık, içi kara,
* Karpuzun çekirdek yerleri boş, ise bu ürünler hormonlu demektir.

<---- o ---->




Hormonlu gıda obez yapıyor

Özellikle gelişim çağındaki çocuklar hormonlu gıda terörünün tehdidi altında. Dr. Duygu Bilgin, metabolizma değişikliği yaratan hormonlu gıdaların yarattığı gelişim bozukluklarının başında obezitenin geldiğine dikkat çekerek, reçeteyi yazıyor: Sebze, meyve ve balıkları mevsiminde tüketin, ekolojik ürünleri tercih edin

Modern toplumlarda insanlar doğal gıdaların tadını ve kokusunu unuttu neredeyse. Artık çoğumuz hangi sebze ve meyvenin hangi mevsimde yetiştiğini bilmiyoruz bile. Çünkü marketlerin raflarında artık her mevsimde her türlü gıdayı bulmak mümkün. Ancak çoğu hormonlu olan bu gıdalar aslında insanlığı ciddi bir biçimde tehdit ediyor. Anne sütünün yapısına bile zarar veren hormonlu gıdalar, kanserden obeziteye her türlü hastalığa zemin hazırlayabiliyor. Baykent Cerrahi ve Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Duygu Bilgin de özellikle çocukların hormonlu gıdalardan uzak tutulması gerektiğinin altını çiziyor. Bilgin, hormonlu gıdalarla beslenen çocukları ilerleyen yıllarda bekleyen hastalıklarla ilgili bilgi verdi:

* Hormonlu gıdalar hangi sağlık sorunlarına yol açar?
Uykusuzluk, yorgunluk, baş ağrısı, egzama, hafıza kaybı ve konsantrasyon eksikliği, depresyon, bağışıklık sisteminde zayıflık, otoimnun hastalıklar, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, safra taşları ile kanser.

* Anne sütü de etkilenir mi?
Türkiye'de zirai mücadelede bin 250 çeşit ilaç kullanılmaktadır. Çukurova gibi yoğun tarım ilacı kullanılan bölgelerde, anne sütünde dikkat çekici oranlarda ilaç kalıntısı tespit edildi. Bu gerçekler doğrultusunda özellikle bebekler ve çocuklarımızın sağlığının ciddi tehlike altında olduğunu özellikle belirtmeliyim. Hormonlu gıdalar, bilinçsiz ve dikkatsizce tarım ilacı kullanımı, katkı maddeli gıdalar insan sağlığını ciddi olarak tehdit ediyor.

* Bu gıdalardan kaçış mümkün mü?
Günümüzde tüketilen besin maddeleri, vücutta oluşturdukları metobalizma değişikliği ile birçok hastalığa neden oluyor. Bugün dünya nüfusu 6 milyarı aşıyor. Bizleri bu tehlikelerden kurtaracak olan besinler ekolojik ürünlerdir. Bir ürünün ekolojik olarak adlandırılabilmesi için bağımsız bir kontrol kuruluşu tarafından sertifikalandırılmış olması gerekiyor. Bunu, alışveriş yaparken ürünün üzerindeki etiketten teşhis edebilirsiniz. Denetim firmasının, organik ürün satan şirkete verdiği sertifikanın bir kopyasının, satış noktasında görülür bir şekilde asılması şarttır. Etiket üzerinde Tarım Bakanlığı'nın organik tarım logosu yer almalıdır. Ekolojik ürünler, diğer ürünlerden ayrı reyon ve bölümlerde satışa sunulur. Yine de ürünün kapalı ambalajlarda olmasına dikkat edin.

* Aşırı kilo almaya neden olur mu?
Hormonlu gıdalar, sürekli tüketilirse vücut mekanizması bozulabilmekte ve bir çok hastalık ortaya çıkabilmektedir. Bağışıklık sisteminin bozulması demek ise başta kilo ve kanser gibi hastalıkların görülmesine sebep olur. Hormonlar, bütün sistemlerimizi çalıştıran maddelerdir. Boyumuz kilomuz gibi dış görünüşümüzde, ruhsal dengemizde ve fiziksel aktivitelerimizde organlarımızın çalışmasında rol oynarlar. Sağlıklı bir insanda doğumdan itibaren yaşamının her alanında gerekli bütün hormonlar vücudun gelişmesini ve tüm fonksiyonların normal çalışmasını sağlamaktadır. Ancak normal çalışan bu sisteme beslenme alışkanlığı başta olmak üzere dışarıdan gelecek etmenlerle müdahale yapılırsa sistemde bozulmalar olacaktır. Yoksa hormon yapısı bozulan çocuklarda gelişim bozulukları görülmektedir. Bunların başında da şu an büyük tehlike çanları çalan obezite gelmektedir.

* Çocukları okulda nasıl koruruz?
Okula giderken yanlarına verilecek beslenme çantaları bir ölçüde kontrolü sağlayacak ve güvenilir olacaktır. Beslenme çantasındaki gıdaların mümkün olduğunca katkı maddesiz ve doğal olması gerekir. Marketten hazır alınan bir kek yerine evde pişirilmiş bir dilim kek çok daha değerlidir. Hazır meyve suyu yerine süt tercih edilmelidir. Yine meyve suyu yerine mevsimine uygun olmak kaydıyla meyvenin kendisi tüketilmelidir. Bu konuda ailelerin imdadına muz yetişiyor. Her mevsim güvenle tüketilebilecek ve çocukların hayır diyemediği bir gıdadır.

<---- o ---->



Küçük Yaşta Yenilen Hormonlu Gıdaların Etkileri Çok Daha Fazla Oluyor

Beslenme alışkanlıkları başta olmak üzere, dışarıdan farklı ve vücuda zararlı müdahaleler yapıldığında hormon sisteminin bozulabildiğini belirtildi.

Acıbadem Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi, Büyüme ve Ergenlik Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz yaptığı açıklamada, ''Hormonlu, katkı maddeli gıdalar, kirli hava, radyoaktif maddeler bu sistemi bozan en önemli etkenler'' dedi.

Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz yaptığı açıklamada, vücutta değişik özelliklerde hormonlar salgılayan bezler bulunduğunu belirterek, ''Vücudumuzun gizli patronu olarak nitelendirebileceğimiz bu bezler hayatımızı sürdürmek için sürekli çalışıyorlar. Boyumuz, kilomuz gibi dış görünüşümüzde, psikolojimizde, organlarımızın çalışmasında bu bezlerin etkileri büyük'' dedi.

Hamilelerde, bebeklerde ve ergenlerde bu hormonların çok daha fazla önem taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Büyükgebiz, şunları kaydetti: ''Sağlıklı bir insanda, doğumdan itibaren gerekli bütün hormonlar, gerektiği miktarlarda salgılanarak, vücudun gelişmesini ve tüm fonksiyonların normal çalışmasını sağlıyor. Ancak, normal bir şekilde çalışan bu mekanizmaya, beslenme alışkanlıkları başta olmak üzere, dışarıdan farklı ve vücuda zararlı müdahaleler yapıldığında sistem bozulabiliyor. Hormonlu, katkı maddeli gıdalar, kirli hava, radyoaktif maddeler kısacası modern yaşam koşulları bu sistemi bozan en önemli etkenler.''

Hazır gıdaların yan etkilerini gösteren yurt dışındaki araştırmalardan örnekler veren Prof. Dr. Büyükgebiz, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Belçika'da yapılan bir araştırma, tarımda kullanılan bazı ilaçların östrojenik etkiyi artırarak kız çocuklarda erken adet, erkek çocuklarda meme büyümesi yaptığını ortaya koyuyor. Danimarka ise erkek inferfilitesinin (kısırlık) artışını bu ilaçlara bağlıyor. Kuzey ülkelerinde yapılan bir çalışma -ki bu bölgede özellikle dondurulmuş balık tüketimi çok fazla- tip 1 diyabetin görülme sıklığının yüzbinde 45'den 60'a çıktığını gösteriyor.''

Çocuklarda daha etkili

Bu verilerin ürkütücü olduğunu belirten Prof. Dr. Büyükgebiz, ''Elbette her hazır gıda, katkı maddeli yiyecek, hormonlu meyve ve sebzeler hastalık ve erken adet riskini artırmıyor. Kontrolsüz birtakım uygulamalar bu tehlikeye davetiye çıkarıyor. Bu risk herkes için var. Çocukluk çağında kandaki östrojenik etki yapan maddenin seviyesi düşük olduğu için dışarıdan alınan yanlış gıdalar çok daha büyük etki yapıyor'' dedi.

Öncelikle üretim döneminde denetim mekanizmasının çok iyi işlemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Büyükgebiz, ailelerin de aynı gıdadan çok fazla miktarda çocuklarına vermemelerinin yararlı olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Büyükgebiz, ''Yani kilolarca çilek yememek, her gıdadan az az almak gerekiyor. Bir de katkı maddeli gıdaların yol açtığı hastalıkları iyi tanıyıp gereken durumlarda doktora erken başvurulması son derece önemli'' diye konuştu.

kaynak

Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Ekim 2009       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

hormonlu yiyeceklerin zararları

biraz bilgi verir misiniz?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Şubat 2010       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hormonların insanlara ve bitkilere yararı ve zararı nedir acele lazım!!
wolf94 - avatarı
wolf94
Ziyaretçi
13 Mart 2010       Mesaj #7
wolf94 - avatarı
Ziyaretçi
Hormonlu Gıdaların Sağlığa Zararları Nelerdir? Günümüzde ne yazık ki tükettiğimiz gıdaların çoğunun üretiminde sağlığımız için zararlı kimyasallar kullanılıyor. Oysa hormonlu gıdaları ayırt etmek elimizde. İşte sebze ve meyve seçiminde dikkat edilmesi gerekenler:

“Bitkilerde büyüme ve gelişmeyi düzenleyici olarak kullanılan, düşük yoğunluklarda dahi etkili olabilen ve bitkilerde sentezlenerek taşınabilen organik maddeler” olarak tanımlanan hormonlar, insan nüfusunun hızla arttığı günümüzde, tarım ürünlerinin verimliliğini artırma amacıyla ne yazık ki bilinçsizce kullanılıyor.

Türkiye’de özellikle domates, patlıcan, patates, kabak, salatalık, üzüm, elma, çilek, kavun, buğday, arpa, yulaf, çavdar ve çeltikte hormona sıkça rastlamak mümkün.

Hormonlu gıdaların zararları

Sıklıkla tüketilen hormonlu gıdalar, vücuttaki hormon dengesinin ve bağışıklık sisteminin bozulmasına, şişmeye, yağlanmaya ve hücreleri zayıflatarak kanser yatkınlığını artırmaya neden olur.

Hormonlu gıdaları nasıl anlarız?

Hormon takviyesi özellikle zamansız yetiştirilen ürünlerde çok fazla uygulanıyor. Bu nedenle, artık her mevsim her şeyi bulabiliyor olsak da, meyve ve sebzeleri normal zamanlarında tüketmeye çalışmalıyız.
Bazı sebzelerin tüketilmemesi gereken zaman aralıklarına gelince:

Domates: 15 Ekim - 10 Kasım / 10 Nisan – 5 Mayıs
Patlıcan: 15 Kasım – 15 Mayıs
Kabak: 1 Kasım – 15 Mayıs

Ayrıca meyve ve sebzeler bazı alışılmayan özellikleriyle de size hormon kullanılıp kullanılmadığını belli ederler.

Bunlara dikkat edin:

* Domates çekirdeksiz, içi çok sulu ve boş
* Kabağın şekli bozuk ve çekirdeksiz
* Patlıcanın içi süngerimsi ve çekirdeksiz
* Biber aşırı büyük ve etli, çekirdek evi boş, etli kısmı sert
* Patates şekilsiz ve yumruları yapışık, içi kara,
* Karpuzun çekirdek yerleri boş, ise bu ürünler hormonlu demektir.

<---- o ---->




Hormonlu gıda obez yapıyor

Özellikle gelişim çağındaki çocuklar hormonlu gıda terörünün tehdidi altında. Dr. Duygu Bilgin, metabolizma değişikliği yaratan hormonlu gıdaların yarattığı gelişim bozukluklarının başında obezitenin geldiğine dikkat çekerek, reçeteyi yazıyor: Sebze, meyve ve balıkları mevsiminde tüketin, ekolojik ürünleri tercih edin

Modern toplumlarda insanlar doğal gıdaların tadını ve kokusunu unuttu neredeyse. Artık çoğumuz hangi sebze ve meyvenin hangi mevsimde yetiştiğini bilmiyoruz bile. Çünkü marketlerin raflarında artık her mevsimde her türlü gıdayı bulmak mümkün. Ancak çoğu hormonlu olan bu gıdalar aslında insanlığı ciddi bir biçimde tehdit ediyor. Anne sütünün yapısına bile zarar veren hormonlu gıdalar, kanserden obeziteye her türlü hastalığa zemin hazırlayabiliyor. Baykent Cerrahi ve Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Duygu Bilgin de özellikle çocukların hormonlu gıdalardan uzak tutulması gerektiğinin altını çiziyor. Bilgin, hormonlu gıdalarla beslenen çocukları ilerleyen yıllarda bekleyen hastalıklarla ilgili bilgi verdi:

* Hormonlu gıdalar hangi sağlık sorunlarına yol açar?
Uykusuzluk, yorgunluk, baş ağrısı, egzama, hafıza kaybı ve konsantrasyon eksikliği, depresyon, bağışıklık sisteminde zayıflık, otoimnun hastalıklar, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, safra taşları ile kanser.

* Anne sütü de etkilenir mi?
Türkiye'de zirai mücadelede bin 250 çeşit ilaç kullanılmaktadır. Çukurova gibi yoğun tarım ilacı kullanılan bölgelerde, anne sütünde dikkat çekici oranlarda ilaç kalıntısı tespit edildi. Bu gerçekler doğrultusunda özellikle bebekler ve çocuklarımızın sağlığının ciddi tehlike altında olduğunu özellikle belirtmeliyim. Hormonlu gıdalar, bilinçsiz ve dikkatsizce tarım ilacı kullanımı, katkı maddeli gıdalar insan sağlığını ciddi olarak tehdit ediyor.

* Bu gıdalardan kaçış mümkün mü?
Günümüzde tüketilen besin maddeleri, vücutta oluşturdukları metobalizma değişikliği ile birçok hastalığa neden oluyor. Bugün dünya nüfusu 6 milyarı aşıyor. Bizleri bu tehlikelerden kurtaracak olan besinler ekolojik ürünlerdir. Bir ürünün ekolojik olarak adlandırılabilmesi için bağımsız bir kontrol kuruluşu tarafından sertifikalandırılmış olması gerekiyor. Bunu, alışveriş yaparken ürünün üzerindeki etiketten teşhis edebilirsiniz. Denetim firmasının, organik ürün satan şirkete verdiği sertifikanın bir kopyasının, satış noktasında görülür bir şekilde asılması şarttır. Etiket üzerinde Tarım Bakanlığı'nın organik tarım logosu yer almalıdır. Ekolojik ürünler, diğer ürünlerden ayrı reyon ve bölümlerde satışa sunulur. Yine de ürünün kapalı ambalajlarda olmasına dikkat edin.

* Aşırı kilo almaya neden olur mu?
Hormonlu gıdalar, sürekli tüketilirse vücut mekanizması bozulabilmekte ve bir çok hastalık ortaya çıkabilmektedir. Bağışıklık sisteminin bozulması demek ise başta kilo ve kanser gibi hastalıkların görülmesine sebep olur. Hormonlar, bütün sistemlerimizi çalıştıran maddelerdir. Boyumuz kilomuz gibi dış görünüşümüzde, ruhsal dengemizde ve fiziksel aktivitelerimizde organlarımızın çalışmasında rol oynarlar. Sağlıklı bir insanda doğumdan itibaren yaşamının her alanında gerekli bütün hormonlar vücudun gelişmesini ve tüm fonksiyonların normal çalışmasını sağlamaktadır. Ancak normal çalışan bu sisteme beslenme alışkanlığı başta olmak üzere dışarıdan gelecek etmenlerle müdahale yapılırsa sistemde bozulmalar olacaktır. Yoksa hormon yapısı bozulan çocuklarda gelişim bozulukları görülmektedir. Bunların başında da şu an büyük tehlike çanları çalan obezite gelmektedir.

* Çocukları okulda nasıl koruruz?
Okula giderken yanlarına verilecek beslenme çantaları bir ölçüde kontrolü sağlayacak ve güvenilir olacaktır. Beslenme çantasındaki gıdaların mümkün olduğunca katkı maddesiz ve doğal olması gerekir. Marketten hazır alınan bir kek yerine evde pişirilmiş bir dilim kek çok daha değerlidir. Hazır meyve suyu yerine süt tercih edilmelidir. Yine meyve suyu yerine mevsimine uygun olmak kaydıyla meyvenin kendisi tüketilmelidir. Bu konuda ailelerin imdadına muz yetişiyor. Her mevsim güvenle tüketilebilecek ve çocukların hayır diyemediği bir gıdadır.

<---- o ---->



Küçük Yaşta Yenilen Hormonlu Gıdaların Etkileri Çok Daha Fazla Oluyor

Beslenme alışkanlıkları başta olmak üzere, dışarıdan farklı ve vücuda zararlı müdahaleler yapıldığında hormon sisteminin bozulabildiğini belirtildi.

Acıbadem Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi, Büyüme ve Ergenlik Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz yaptığı açıklamada, ''Hormonlu, katkı maddeli gıdalar, kirli hava, radyoaktif maddeler bu sistemi bozan en önemli etkenler'' dedi.

Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz yaptığı açıklamada, vücutta değişik özelliklerde hormonlar salgılayan bezler bulunduğunu belirterek, ''Vücudumuzun gizli patronu olarak nitelendirebileceğimiz bu bezler hayatımızı sürdürmek için sürekli çalışıyorlar. Boyumuz, kilomuz gibi dış görünüşümüzde, psikolojimizde, organlarımızın çalışmasında bu bezlerin etkileri büyük'' dedi.

Hamilelerde, bebeklerde ve ergenlerde bu hormonların çok daha fazla önem taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Büyükgebiz, şunları kaydetti: ''Sağlıklı bir insanda, doğumdan itibaren gerekli bütün hormonlar, gerektiği miktarlarda salgılanarak, vücudun gelişmesini ve tüm fonksiyonların normal çalışmasını sağlıyor. Ancak, normal bir şekilde çalışan bu mekanizmaya, beslenme alışkanlıkları başta olmak üzere, dışarıdan farklı ve vücuda zararlı müdahaleler yapıldığında sistem bozulabiliyor. Hormonlu, katkı maddeli gıdalar, kirli hava, radyoaktif maddeler kısacası modern yaşam koşulları bu sistemi bozan en önemli etkenler.''

Hazır gıdaların yan etkilerini gösteren yurt dışındaki araştırmalardan örnekler veren Prof. Dr. Büyükgebiz, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Belçika'da yapılan bir araştırma, tarımda kullanılan bazı ilaçların östrojenik etkiyi artırarak kız çocuklarda erken adet, erkek çocuklarda meme büyümesi yaptığını ortaya koyuyor. Danimarka ise erkek inferfilitesinin (kısırlık) artışını bu ilaçlara bağlıyor. Kuzey ülkelerinde yapılan bir çalışma -ki bu bölgede özellikle dondurulmuş balık tüketimi çok fazla- tip 1 diyabetin görülme sıklığının yüzbinde 45'den 60'a çıktığını gösteriyor.''

Çocuklarda daha etkili

Bu verilerin ürkütücü olduğunu belirten Prof. Dr. Büyükgebiz, ''Elbette her hazır gıda, katkı maddeli yiyecek, hormonlu meyve ve sebzeler hastalık ve erken adet riskini artırmıyor. Kontrolsüz birtakım uygulamalar bu tehlikeye davetiye çıkarıyor. Bu risk herkes için var. Çocukluk çağında kandaki östrojenik etki yapan maddenin seviyesi düşük olduğu için dışarıdan alınan yanlış gıdalar çok daha büyük etki yapıyor'' dedi.

Öncelikle üretim döneminde denetim mekanizmasının çok iyi işlemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Büyükgebiz, ailelerin de aynı gıdadan çok fazla miktarda çocuklarına vermemelerinin yararlı olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Büyükgebiz, ''Yani kilolarca çilek yememek, her gıdadan az az almak gerekiyor. Bir de katkı maddeli gıdaların yol açtığı hastalıkları iyi tanıyıp gereken durumlarda doktora erken başvurulması son derece önemli'' diye konuştu.






Organik besinler daha sağlıklı

Organik yiyecek ve içeceklere ilgi artıyor. Birçok insan organik yiyecek ve içeceklere yöneliyor.Özellikle genç anneler bu konuda çok dikkatliler. Haklılar! Beslenmenin sağlığa etkisinin ne kadar önemli olduğunu fark edenler, yola sağlıklı beslenmeyi öğrenmekle çıktılar. Daha sonra da yiyip içtiklerinin besin değerini ve muhtemel zararlarını da sorgulamaya başladılar. Organik beslenme işte bu noktada önem kazandı. Çünkü organik besinler size yalnızca diğerlerinden daha çok vitamin, mineral, antioksidan kazandırmıyor. Aynı zamanda sizi hastalıklardan korunmanız için de destekliyor. Bu besinlerde sağlığa zararlı antibiyotikler, böcek öldürücüler, hormonlar ve diğer kimyasalların hiçbiri bulunmuyor.
Özellikle kanser hastalarının artması organik beslenmeye ilgiyi artırıyor. Kanser hastalığı ile ilgilenen uzmanlar sağlıklı besinler yiyip içenlerde kanserin en az üçte bir oranında azaltılabileceğini belirtiyor. Yiyip içtiğiniz besinlerde vitamin, mineral ve antioksidan miktarı yüksekse vücudunuz kansere karşı direnç kazanıyor.
Özellikle, Selenyum, C, E vitamini, Beta karoten ve flavonoid polifenollerden zengin besinler kanser gelişimini önleyebiliyor. Kanser direncini yükseltiyor. Organik besinler diğer ürünlerden daha çok C vitamini, E vitamini, B vitamini ihtiva ediyor. Organik olarak üretilmiş herhangi bir ürün organik olmayan benzerinden neredeyse yüzde 20-30 daha fazla demir, Magnezyum, C vitamini ihtiva ediyor.
Uzmanlar bu soruya "kendi olanaklarıyla gelişip büyüyen doğadaki mikrop, mantar ve kanserojenlerle kendi imkanlarıyla mücadele etmeye gayret eden bitkilerin bu amaçla daha çok antioksidan ürettiklerini daha çok antimikrobik, antimantar madde yaptıklarını" belirtiyorlar. Bu yiyecekleri tüketenlerde bu maddelerin miktarı artıyor. Bu doğal maddeler bitkilerde ne yarar sağlıyorsa, insanlarda da benzer faydalar temin ediyor.
Eğer yiyip içtiklerinizin sağlığınıza sadece fayda sağlamasını yani zarar vermemesini istiyorsanız ve onlardan daha çok sağlık yararı almayı umuyorsanız organik beslenmeye gayret edin.
Ekonomik olanaklarınız ve zamanınız mümkün olduğu oranda daha çok organik besin kullanın. Aldığınız organik ürünlerin üzerinde yasal yazan ve onaylı "organik sertifika" sını ısrarla arayın.

icon18 wrench allbkg

11 Eylül 2008 Perşembe

ORGANİK BESİN NEDİR

organik1

Organik gıdalar, basit olarak, yetiştirilmesinde ve işlenmesinde, genetik mühendisliğin, yapay ve benzeri gübrelerin, böcek ilaçlarının, yabani ot ve mantar öldürücü ilaçlarının, büyütme düzenleyicilerinin, hormonların, antibiyotiklerin , koruyucuların , renklendiricilerin, katkı maddelerinin, kimyasal kaplama ve parlatıcı maddelerinin ve kimyasal ambalaj malzemelerinin kullanılmadığı gıda maddeleridir. Organik gıdalar, bitkisel ve hayvansal gıdaları içerir.


Organik gıda ve Tarımının En temel Avantajları Nelerdir?


En önemlisi, zırai ilaçlardan arınmış olduğunu biliyoruz. Ayrıca, bu terim, asgari üç yıl
için, bu ürünlerin hiçbir zirai ilaç veya kimyasalın kullanılmadığı tarlada yetiştirildiği gerçeğini de işaret etmektedir. Organik gıdalar, hiçbir yapay koruyucu, renk verici, parlatıcı veya diğer katkı maddeleri kullanılmadan işlenmiş ve paketlenmiştir.


Satışa arz edilmiş bir gıda maddesinin Organik olup olmadığını nasıl bileceğiz?


Bugün Dünyada pek çok ülke bu sorunu çözmüş bulunmaktadır.Yetkili kamu kuruluşu ya da kamudan yetki almış bir Sivil Toplum kuruluşu, bu ürünlere sertifika vererek, tüketicinin haklarını koruma altına almaktadır.Bir çiftçinin organik gıda ve organik tarım sertifikası alabilmesi için bu yetkili kuruluşun kontrol ve denetimini kabul etmiş olması gerekir.Bu denetimi kabul eden çiftçi tarlasında hiçbir zirai ilaç, kimyevi gübre, hormon veya antibiyotik ve ürünü işlerken veya paketlerken de hiçbir koruyucu, parlatıcı, renklendirici ve benzeri katkı maddesi kullanmayacağını kabul etmiş olacaktır. Ayrıca toprağın sağlığını ve verimliliğini sürdürebilmesi için tektip kültür tarımı yerine, her yıl uygun bir ürün çeşidini ekerek ekolojik dengeyi ve toprağın besin değerlerini zenginleştirecek çeşitlilik ilkesini kabul etmiş olacaktır.Bütün bu kabul edilecek şartların yerine getirilip getirilmediği sıkı bir denetim ve kontrolden sonra gerekli sertifika verilebilecektir.Bugün dünyanın pek çok ülkesinde bu sistem sağlıklı bir şekilde çalıştırılmaktadır.Türkiye’ye gelince Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı bir çalışma başlatmış bulunmaktadır. Ancak, henüz tüketiciye dönük sertifikalama olayı yaygınlık kazanmış bulunmamaktadır.


walmart groceries

Organik gıdalar, alışılmış sistemle üretilen gıdalardan niçin daha pahalı satılmaktadır?



Organik gıdaların, tüketiciler nezdinde en büyük hendikapı şüphesiz bu fiyat farkı olmaktadır. Bunun sebebi, maalesef organik gıda ve tarımı, tüketiciler tarafından da, kamu tarafından da gerekli ve yeterli desteği henüz alamamış olmasıdır.Tüketiciler tarafından alamaması, pazarda yüksek bir talep oluşturamamasından kaynaklanmaktadır. Bunun iki önemli sebebinden söz edebiliriz. Birincisi bilinçsiz oluşu, ikincisi de fiyat farkının alım gücüne menfi etki yapmasıdır. Talep azlığından dolayı Organik Gıda üreticileri, bu işi küçük çaplı tarlalarda yapmakta ve dolayısı ile geniş topraklarda kitle üretimi yapan üreticilerle maliyet konusunda boy ölçüşememektedir.Ancak bugün dünyada sevindirici bir gelişmedir ki. Gün be gün zirai ilaç ve kimyasalların, işleme esnasında kullanılan katkı maddelerinin insan sağlığında meydana getirdiği tahribatları öğrenme ve bilinçlenme hızı büyük artış göstermektedir.Kamu yönünden gerekli desteği alamaması konusuna gelince malesef devletler bugüne kadar gelmiş mevcut tarıma pek çok ve büyük mali yekünler tutan yan hizmetlerin maliyetini bu tür üretim yapan çiftçilere yansıtmamaktadır.


Pek çok araştırma, ıslah birimleri, ürün destekleme fonları vs. gibi avantajlar, henüz yeni yeni şekillenen organik gıda üreticilerine yansıtılamamıştır. Bu da zaten küçük üretim hacimlerinde, daha yüksek maliyetlerle çalışan organik gıda üretiminde birim fiyatlar henüz rekabet edecek seviyede olmayı engellemektedir.Ancak biz inanıyoruz ki tüketici kitlenin kısa zamanda mevcut gıda sisteminin tehlikelerinden kendisinin ve çoluk çocuğunun sağlığını korumasının çok önemli olduğu bilinci süratle hız kazanacaktır.


BabyWaveRoseBananaNo AngelTurkiye Smiley32 Türkiyem
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Aralık 2010       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
lütfen
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Nisan 2011       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
sizce var mıdır?

Benzer Konular

2 Mayıs 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
12 Aralık 2009 / Ziyaretçi Soru-Cevap
16 Ekim 2018 / Misafir Cevaplanmış
7 Ekim 2011 / apsor Soru-Cevap